kamızın kayıd müddeti bitti 147 — Mübeccel Çocuk müsaba- — İnci Güzel ve gurbuz çocuk masabakasıl 149 — HBakkı “Güzel ve gürbüz çocuk müsabakamıza giren küçüklerden üçünün daha resmini bugün koyuyoruz.. j SOY ADLARI Okuyucularımızın soy ı Esnaf ve işçi Kalaycılar ——— adlarını neşrediyoruz. Tehlike işareti veri- Gamsız — Cibali Tütün İnhisar | yet müdürlü; idaresi (hracat fabrikası kıyım maki- nesi Tevfik. Onar — Yenicami karşısında Altıp top kundura mağazasında Muhsin. Onar — (*) Ankara — Anafartalar enddesi Kamelya mağazasında Zeki, Üzer — () Sileldar Ağa mahallesi 54 No, Osman, Gürkan — Gümrük müdürlüğün - den mütekait İsmail Hakkı, kardesi Emin ve oğulları docent diş tahibi Swat İsmall ve operatör Kâzım İs - mail, Tok — (*) İsmail gümrük muhafa- za memurlarından “482,, sayılı Yu- suf. Yamansoy — Devlet Demiryolları Havdarvaşa merkez — ma#azasında İhsan, karısı Ayşe, kızr Ayten ve - oğ- Tu Avhan. Demirdelen — Devlet Demirvolları Havdarpasa varonas kısmı isrilerin - den Nnri, kartet Vediye, kızı Ümran, Yaman — Ücüncü kolordu mnhase. becisi Tevfik, 0#in Tokat sulh — hâ: kimi Nafiz ve diğer oğulları, Örtae — Küclük Panenltr Elmadağ eaddesi No. 37 Kâmile Kadriye Zeh- ra. Akvıl — Fatih Hafızpasa cifte x- partıman “4. numarada eezacr Ah- met Münüin, karrer Ratihe, oğlu Abdul Tah. kızları: Emine, Seniha, Özbek — Beşiktayin — Cihannüma mahallesinde No. 99 hanede Sat Ali, cocukları Seyfi, Şeref, anası Mihri - ban, Başar — Tstanbul Timan sirketin - de“1.. nei <nbede Tevfik. hahası Vuz. mi oğulları Sadi, Ahmet, anası Dür- nev, Ürer — (N Kasımnaşa Uzmnvalda Bahviva enddesi 99? No. hanede Te mall Hakkı, karısı Müterrem eönl - Tart Wikret Nesdet kızı Molâhat. Kırtı — Gümrük tamievonenların dan Nakit, anacr Müntha höelları, Neecdet, Necati. kızları Emrive, Gü - ler. Tünay — (*) İstanhul emnivet mü- dürlüğü Catalca merkezi memtrların dan Fuat İskender, anası Mısırlı Zey- "nen. Artne — Trahzonda süvari kayma- kam Sahri ve ka. asi Tetanbul emni: ! ! yet müdürlüğü Çatalca merkezinde sivil ikinci komiser Kemal, kızkardeş leri Şükriye, Sakarya — İstanbul emniyet mü - dürlüğü Çatalca merkezinde üçüncü komiser Osman. Gökgöz — İstanbul av müdürlüğünde Rifat. Kurç — Yüzbaşı mütekaldi Musta- fa, oğulları: Av vergileri kontrolü Salâhattin, gümrük muhafaza memu- ru Hüsamettin, Adana şimendifer depo müdürü Hasan. Tekin — Fatih yangın söndürme çevirgenliğinde 9 No. Sabri, Gündüz — Salâhattin. Özyalçın — Mülga Yeniköy beledi- ye idare memuru sabıkı M. Tevfik. Vardar — İstanbul belediye kan - tar memurlarından Tahsin, Acar — İnhisar milli sigorta şir - keti posta ve takip memuru Ahmet Necmettin. Kutay — Kadıköy Noteri sa . bık baş yazganı Bay İzzet ve ai lesi soy adımı almıştır. Geçenler- de ismin imlâsı yanlış yezıldığı için tashih olunur. Ülgen — İstanbul C.M. U. yazganlarından — Şinasi, karısı Nezahet, kızı Müjde. Orhon — Kadıköy Söğütlü vergileri çeşme caddesi “255,, numaralı evde Neriman. Draz — Sabur Sami, — Reşid, Nurullah ve kardeşleri. Can (*) — İstanbul itfaiyesi Fatih grupu âmirlerinden Hay - dar, kardeşi Cemal. Acar — İstanbul Tapu idare - si Samatya masası memuru Sü - leyman. Uçak — Eskişehir Hava mek> tebi talim taburu mülâzım Rem Zİ. . . » Kenarları (*) işaretli soyadla vt evvelce * arkaları tarafından a lınmış isimlerdir. Sah'nlerinin de giştirmeleri faydalı olur. yorlar! Diyorlar ki: Tophanede tramvay caddesin- de kalaycı Bekir usta diyor ki: —Kalaycılıktan ne kadar ka- zanıyorum — biliyor — musunuz? Altmış liradan fazla değildir. Bizim halkımız nedense kala- ya hiç rıjbel etmez. Yemek pi- şirdiği ve yediği tencere ve sa- hanlar bakır çalığı haline gelmiş olsa bile bunu bir tehlike bilerek kalaycıya uğramaz. Sonra da zehirlenince, ya bak- kaldan aldığı peynirin zehirli ol- duğundan veyahut da kızartıp ye dikleri balıktan şikâyet ederler. Bu suretle de zehirlenme işi bir sır halinde kalır. Halbuki işittiği- miz ve gördüğümüz zehirlenme hâdiselerinin çoğu bakır takım- larına lâyıkıyle dikkat etmemek ve bunları ihmal etmekten çıkar. Iş, halkın böyle zehirli kaplar- la yemek yiyerek zehirlenmesiyle bitmiyor. Ben ve emsalim de alış veriş etmemek ve binnetice aç kalmakla zehirlenmiş oluyoruz! Şu söylediklerimi gazetenize ya- zınız da balkın nazarı dikkatini celbetsin. Kalaycılar unutulma- malıdır! Fırıncılarda istira- hata muhtaçtır Beyoğlunda Ağahamam Mus- tafa usta frinında Şaban söylü- yor: Biz fırıncı ameleleri geceli gündüzlü çalışmaktayız. Bizler de diğer ameleler gibi muntaza- man sekiz saat çalışmaktan ne- den mahrum kalıyoruz? Gece uyku ve istirahat zama- nıdır. Halbuki biz bu istirahat müddetini daima çalışmak sure- tivle gecirirsek istirahatimizi ne Yazan: Fransi Dölezi İki iş adamı, biran, susarak göz göze bakıştılar. Sonra, başka şeylerden bah's açıldı, Hakikat nerede Dostlarım 1911 senesinde yaz- mış olduğum küçük eserle yeni yapmış olduğum te'kikatı bir ara- da neşretmemi istediler. Bu faydasız değildi. Yaptığım tetk'kat gösteriyor ki 1905 den 1935 e kadar, umumi harbin tecrübesine, dünya buhra- nmm ihtarlarına rağmen harici- yelerin usulleri ve zihn'yet değiş- miş değildir. Pariste, Londrada, Berlinde, Romada olsun, bu zihn'yet millet- lerin âkibetlerini elinde tutmak- tadır. Salâhiyet sahibi olmıyan ve mütemad'yen değişen nazırlarla işler idare ediliyor ve bu kimseler, dostlarının veya düşmanlarının düşüncelerini yalnız kendilerin'n bildiklerini idda edvorlar. Böyle 1914 te o kadar aleyhinde bulunu- lan g'zli siyasete ve askeri ittifak- lar usulüne dönülmüş olunuyor, Milletler Cemiyetinin işlerini gör« dürmek üzere mütehssıslar ver- mekle mükellef olan hariciyeler kararlarını onlar vasrtasıyle yap- tırıyorar ve M'lletler Cemiyetini akim bırakmakta güçlük çekmi- yorlar, Dünyanm her tarafında diplo- matlar günün hâkimi olmuşlar- dır. Diplomatlar dünyayı nasıl gö- rüyorlar? Ayni ananeler iç'nde birbirle- rine benzer mekteplerde büyütül- müş, ayni tarihi misaller üzerine okutulmuş olan bu diplomatlar, Avrupayı ve dünyayı, Dzraeli'den Kuryon'a Rişliyö'den Talleyran a, İkinci Ferdrikten Pismark'a ka- dar ayni büyük adamların kullan- mış oldukları usullerle, karşısım- dakin'n şahini veya atlarını kiş- lemekten ibaret bir oyunun oy- nandığı büyük bir şatranca ben- zetirler. Onlar için, kuvvetlerin münasebetler'nden başka asırlar- danberi hiç bir şey değişmemiş- tir. Böylece, Versay muahedesini, Vestfal muahedesi örnek - tutula- rak yapılmış olan Viyana muahe- desini örnek tutarak yapmışlar- dır. Bunlar, elli senedenberi, mil- letlerin ikt'sadi bünyelerinin ta- mamen değiştiğini görmemşler- dr. Milletler evvelce, kitleler'n ya şaması için esas olan şeyleri idhal ve ihraç etmeden yaşayan ziral zaman yapabiliriz? Muhterem gazeteniz vasıtasiy le alâkadar olan makamlarm nazarı dikkatini celbetmenizi ri- ca ederim. Harb GENE Geliyor 1934 S ün Fd m 'İletlerdi. Onun için iktisadi ba” kımdan muhtardilar, ve bir milletı | ötekini, kendisine azrar verme' den, hattâ da reisleri için Baç'laf alarak yağma ve talan edebilirdi: Fakat bugün, makine, mahsulleri ve mamulleri ihtisaslaştırarak, Ü' tün memleketleri mübadeley€ mecbur etmiştir. Bu mübadelt mecburiyeti bu gibi eşya 'çin de ğil, ekmek ve iptidai maddeler v ç'n olmuştur. Bütün milletler, ay” ni zamanda birbirlerinin müşt ve satıcılarıdır. Şüphesiz ayni 78 manda da rak'ptirler, ve bu - itif barla, bazı piyasaları, mahreçlerli nufuz mmtakalarını kendilerint tahsis etmek isterler. İşte bu neti” ceye varınca diplomatlar hemen — Görüyorsunuz ya, harpteff ictinap kabil değildir. Diyorlar. , —Fakat ne mükemmel hal ça" resi doğrusu! Öyle bir çare ki hef muharip hem müşterisini, hem mal aldığmı öldürecek!... sonra, gal'p gelen mağlup ; harpten gördüğü zararları ödete* cek ve ayrıca da, kendisine zaraf ları ödemeğe lâzım olan paraj' tedarik için ihracat yapmasını d yasak edecek. Beş senedenberi, bu enayi zil” niyetten doğan bir dünya buhrâ nı, bütün milletlerin içtimat ve ik* tisadi bünyelerini kökünden sar$* maktadır. Fakat diplomatlarımız * bundan h'ç te müteessir değiller” dir, Kendi ananelerine sadık olaf | bu adamlar hareketlerini şu iki düsturya istinat ettirmektedirler: Milletlerin emniyetini temin ” çin halkları mahvetmek. Teşebbüslerin muvı”ıkiyıli) temin için milletleri iflâsa sürük” lemek, Ne diye hiç te utcpist telâkki edilmeyen National Bank'ın mü” dür muavini Mösyö Robers'in # sözlerini dinlemiyorlar: —İş adamlarınım, n'hayet, ıl"l nayi inkişafınım bugünkü vaziyt ti dahilinde, bütün milletlerin bit birine bağlı olduğu ve malt be” kımdan tanzim edilm'ş bir dünyâ” da, harbe yer verilemiyeceğini af” lamaları lâzımdır. Şüphesiz iş namına sadece hif” se senedi tevziatından başka bi' şey bilmiyen diplomasi ve maliyt | el'ğin büyük reisleri bu basit lıl“ kati henüz keşfetmiş değillerdi” Bunun için, umumi harbi yapt tan sonra, kemali sükünetle bir yt nisini hazırlamaktadırlar. Buhranın yüzler'ne bütün ker pıları kapadığı ve bu hataları ki yarın kanları ile öteyecek olaf gençler nihayct hakiki dünyi aramağa koyt'mrvcatlar mı? Fransi Dölez”'den