5 İkincikânun 1938 üzamlıların Mezarlığı Büyük zabıta romanı Nakleden : Vâ - NO Gi — Rifat Bey! — Size burada rastladığım için çok bahtiyarım. Müşahedeleriniz, bizim için de çok kıymetli olacaktır. Mensub bu - Tunduğunuz — daireyi — tanımım. Meslektaşların bir çoklarına te - sadüf ettim. Kendileri çok bece - rikli, çok şayanı hürmet - zatlar * dır. — Maalesef, bu sefer, hiç bir neticeye vasıl olamadım. Bilâkis, mütemadiyen inkisarı hayalle karşılaştım. Bu sabahtan itiba * ren, Dirayet Hanımefendiye bu evi terketmesini, geleçek sene - yekadar — buraya gelmemesini tavsiye ettim. Böylelikle onu sıya- net etmek — istedim. Maalesef, tavsiyem derhal tutulamadı. Ne> ticede, Nuh Bey yaralanmış ol - du. — Demek ki, Dirayet Hanrm buradan uzaklaşırsa hiç bir teh: like mevcut olmıyacağıı tavsiye ediyorsunuz? — Öyle zannettim. — Hangi sebeple? — Zira, şimdiye kadar, onun şahsı aleyhine hiç bir suikastte bulunulmadı. Hedef o değildir. Zira, o buraya gelmezden evvel de, bu evin içinde harikulâde hâdiseler cereyan etti. Rauvf Bey: “— Evet, şüphesiz.. - diye söze karıştı.. - Lâkin o takdirde bu sa- bah Nuh Beye karşı yapılan sui* kasde ne dersiniz? Rifat, gülümsiyerek: — Hiç bir suretle izah et - meml! - dedi. Vedad Bey: — Dirayet Hanımın yeğenine karşı yapılan suikast, Rifat Be - yin nazariyesiyle hiç te tezat ha- Hnde değil... - dedi. * birlikte dü- şünelim: Bu iş, iki şekilde olabi- lir; birinci şık: Cani, o köşeler * de, Nuh Beye suikast yapmak i - çin gizlidir. Delikanlıyı odasın - da bekliyordur. Rifat Beyin id - diasıma nazaran bunun böyle ol- lâzımdır. Çünkü hiç maması İ ; “Fakat şu cihetleri göz önün- kimsenin Dirayet Hanıma ve aile" | 44 tutmak lâzım: Murad Bey, sine kasdi yoktur ki, burada pu ” | Nuh Beyden iki dakika evvel o * su kurmağa kalkışsın! dadan ayrılmış. Penceredeki ha “İkinci şık da, Nuh Bey, umul- | yal de Nuh Beyin ayrılışından o- madık bir sırada odaya girdi! | tuz saniye sonra görülmüş. Cani, saklanmak mecburiyetin - (Devamı var) (rsVSGanaNEevESELCEELEEEEREUDSSESRNE erecsscevLA. de kaldı. Yakalanacağını anla - yınca, kurtulmak için ateş açtı. Böyle düşünerek, Rifat Bey, ha- kikate yaklaşmış oluyor. Hususi polis hafiyesinde doğ: ru döndü: — Lâkin niçin bilhassa bu sa: bah Dirayet Hanıma evden uzak- laşmasımı tenbih ettiniz? — Sebebini anlayınca siz de beni haklı bulacaksınız. Bir kaç saat evvele rücu edelim. Dün, Dirayet Hanım, buraya dostlarını davet etmişti. Salonda, —Adnan Bey, Lâtif Bey, Murad Bey ve ev hal- kı hep topluydular. Gecenin hâ - disesiz geçmiyeceğini tahmin et- tiğim için saat ona doğru bahçer ye çıkarak saklandım. Dirayet Hanım, evde olup bitenlerden beni haberdar edecekti. “Saat on buçuğa doğru, bana gelib dedi ki, yeğeni Nusret Ha * nım küçük salona girerken yan odada bir gürültü işitmiş. Oraya Didar Hanımla birlikte girdik ve bir sandık keşfettik. İçinde de eski püskü örtüler var. — Onu oraya kim sukmuş? — Bilmiyorum. — Allah Allah... — Hâdiseler olup bittiği sı - rada, salondan iki kişi dışarı çık- mış bulunuyordu. Salondakiler, pencerede korkunç bir yüz gör * müşler. d Rifat, sustu. Cüzdanmdan bir kroki çıkararak, komisere uzat « tı. — İşte takib ettiğim çalışma tarzı. O sırada iki kişi salondan ayrılmıştı. Murad Bey, otomobi- Hinin lâmbaları yanıyor mu, yan” mıyor mu diye bakmağa gitmiş- ti. Arkasından da Dirayset Ha - nım, Nuh Beyi yollamış. Komisere yaklaşıb parmağiy- le krokiyi gösterdi. — Nuh Bey şu yolu takib et * miş; Murad Bey de öteki yoldan Japon talebelerine, herhangi bir harp vukuunda faydalı olabil - meleri için askert malümat verilir. Bu resim genç Japon talebesine, tayyarenin gelişini uzaktan haber veren âletler hakkanda izahat veri- lirken alınmıştır. Bugün İSTANBUL: 17,30 da İnkılâp dersleri, üniversi * teden nakil, C. H. F. Genel Yazganı, 18,30 da jimnastik; bayan Azade, 18,50 de dans musikisi plâk, 19,30 da haber- ler, 19,40 da spor Eşref Şefik 20 de Şehir tiyatrosundan nakil: Hamlet 223 Kh. VARŞOVA, 1545 m. 18 Sözler. Piyano keman — sonatları — Bözler. 20,20 Sözler — Plâklar (Marlene Ditrich) 20,48 Sözler — Hafif” orkestra — Haberler. 22 Senfonik konser — Spor. 23 Reklâm — Dans — Sözler — Dana. 638 Ktz. PRAG, 437 m. 18,55 Asker mızıkası — Karışık — neşri- yat, 18,25 Kuartet konser — Ziraat — Ame- le. 19,08: Almanca neşriyat. — Haberler. 20(10: Plâk. —- Aktualite, 20,25: “Taç altm- da,, tsimli musikili piyes, 21,15: Öperet mu - Kikisi.. 22,18: Belgraddan naklen: Genel Av- 1e, 19,05 Almanca neşriyat — Haberler. 20,10 rupa konserl. 2245: PlAk — Haberler. — Piâk. 23,20: Orkestra (şarkılı.) 173 Khz. MOSROVA, 1714 a. 171,80: Sözler. 19,60: ,“Tonka,, operası (Pu- çini.) ve Nicolainin “Femmes Jotyeuses de Vidsor, (Her Ikl eser de radyo için adapte editmiştir.) 22: Muhtelif dillerle komferana- lar. PARİS, (Kisa 'slga) 19 m. 68 14: Konser nakit, 15: Haberter. 15,30: Tn- gilizce haberler. 1545: Deniz haberleri. 16: Bözler. 16,80: Şundan, bundan. 16,45: Şarkı- ir konser, Si4 Khr. BERLİN, 356 m. 17: Küçük orkastra. 18,45: Süzler. 19,05: 'Tayyare uçuşu. mizahi 19,20: “Eşeğin göl - gesi,, tatmli akeç, 19,20: Hialk musiklei. 20,20: Konser (Bach). 20,40: - Altilalite, haberler. 21,10: Hamburgtan nakil 23, Haberler. 28,30 Haberler, 23,80: Hamburgtan BiS Khz. BUDAPEŞTE, 550 m. 18; Sözler, 14,30: Koro konseri. 19,20; Bözler. 19,30: Piyano konseri. 23,00: Tiyat- ro. 22, 40: Haberler. 28: çingeno musikisi 24,10: Hafif şarkilar. 5öt Khz, VİYANA, X0T m. 1â: Ders. 18,15: Mandolia konseri. 18 485: çingene müsikisi, 19,10: Şundan, bundan. 19,20: Aktünlite. 19,50: Halk şarkdarı. 20, 40: Haberler. 21: Keman müsikisl. 21,40: Piyes, 22,15: Belgraddan nakil 22,445: Ha - berler. 22,58: Holzer radyo orkestrası. 23, 50: Alıgam konseri. 24,48: Kartet konsari, Üçutııoği ve ağrıları Şeçirecek » İfiçtır. Her eczanede ö yardır, ( Maruf Teksayt Z kaputları daima böyle kapalı zarf derununda ecza- gelerde satılır. RUJ VENUS Dudaklarda 24 saat sabit ka * lır çok cazibelidir. Etrafa yayıl- maz sıhhi terkib — ve son moda renklerine rağmen fiatı da ucuz- dur. Umumi deposu: Bahçekapı, Hamidiye türbesinde (Evliya za- de) Nureddin Eren ecza alât ve itriyat deposudur. Dikkat: Depo” muz ayni mahalde soldaki 28 nu- " | maralı büyük mağazaya nakle - dilmiştir. Bilumum Venüs markalı müs tahzaratımız, Sümer Bank Yerli Mallar Pazarlarının bütün şube * lerinde satılmaktadır. SÜLEY Tefrika No.1380 Peşini l'ııuıhlıı'- brrakmamıştı. | O sahile ayak attığı sırada onlar da yaklaşmış bir haldeydiler. Murat kapaklanarak devrildi. Artık timsahın Muradı ayağın dan yakalamasına bir mani yok- tu. O kadar yaklaşmıştı. Murat, elinde sıkı sıkı tuttuğu silâhını namlusundan kavrayarak gerisi- ne salladı. Dipçik olanca hızıyle timsahmn kafasına yerleşmişti. Timsah korkunç bir haykırış- la azıcık geriye çekildi. Murat, timsahın bu gerilemesinden isti- fade etmeyi ihmal etmedi. Sürat- le yerinden doğrularak koştu. Fakat aldanıyordu. Daha yor- gunluğunu gidermemiş ıslanan silâhmı kurulamağa vakit bula- mamıştı. Çalılar arasından birdenbire ODPAN önüne çıkan korkunç bir gerge- danla yüz yüze geldi. Kaçmasına imkân yoktu. ” Gergedan da bu ant karşılaş- madan ürkmüş olacaktı ki hemen hücuma geçeceği yerde kaçma- ga başlamıştı. Murat geniş bir nefes aldı ve her ihtimale karşı yana saparak gergedanın yolu üzerinden uzak- Müstemlekecilik | Dünyada muhafazası müşkül ve belkide ayri kabil bir yaset halindedir 'Tanınmış İngiliz profesörlerin- den M-J. Bonn, müstemlekeciliğin iflâs etmekte olduğuna dair bir tetkikte bulunmuş ve bunun bir İngiliz gözüyle nasıl mütalâa e- dilebileceğini gösterir dikkate de- ğer bir makale neşretmiştir. İngiliz profesörü diyor ki: “Eskiden iktisadi bir buhran ol du mu, yeniden genişliyerek, müs- tahsiller için yeni bir ticaret paza- rı bulunurdu. Şimdi böyle bir şey yok. Müstemlekecilik devri biti- yor. Şimdi ne boş yer, ne de Avrı- palr ve Amerikalı ustalar tarafın- dan derhal yola sokulabilecek ge- | Y& ri memleket var..,, “Harpten beri imparatorluk yapan kuvvetler, imparatoluk yı- kanlar karşısında zayıf kalmış- lardır. Mevcut sulh müahedeleri imparatorluk aleyhinedir.... Avupanın dışında da bu tema- yüller çok kuvvetlidir... Kendi kendini idare etmek inancı Hin- distanda ve Mısırda şiddetle ta- raftar buluyor.. “Diğer taraftan, meselâ modern Türkiyenin, dilini Öz Türkçe ha- Hine getirmesi, bu hâdiseye — kül- tür bakımımdan karşı durmanın mükemmel bir örneğidir.. “Müstemlekecilikle yaşayabil- mek bugünlede her Pmnl:inden zordur... Amerikanm Hayti ve Fi- lipinlerden siyasi kontrölünü çek- mesi uzağı gören ve makul bir ha- rekettir. “Müstemlekecilikle, — Irlanda- da, Baltıklarda, Meksikada Peru' de Balkanlarda, bir nevi derebey- Kik vücuda getirmişler ve buranın asıl sahipleine bir kiracı ve ecir gözüyle bakmaktaydılar . “Bütün yer yüzünde bu sistem Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romanı ASLANLI HÜKÜMDAR MANIN OĞLU $ K A Ça e laştı. Az sonra bu hareketindeki büyük isabetten sevindi. Filhaki- ka gergedan aradan çok geçme- den çalılar arasından tekrar gö- rünmüş ve belki de şimdiye ka- dar görmediği iki ayaklı mahlü- ku aramağa başlamıştı. Murat, süratle tırmandığı büyük bir a- ğacın üstünden gergedanın hare- ketlerini seyrediyordu. Hayvan beş dakikadan fazla arandı. Hiç bir mahlüka tesadüf edemeyince evvelce gittiği nokta- ya döndü ve uzaklaştı. Murat ağaçtan silâhmı kurula- madan belindeki ıslanan fişekleri kurulayıp birer birer muayene et- meden aşağıya inmedi. Şimdi te- tiği çeker çekmez silâhmm ateş a- lacağından emindi. Aşağıya indi ve bilmediği bir noktaya — doğru içinde garip bir ümitle uzaklaştı. y (Arkası var)) ingiltere üzüm ihtiyacını biz- den temin edecek Türk Ofise gelen malümata göre, bu yıl Avustralyada üzüm mahsulünün kuraklıktan mütees- sir olarak 17 bin tonu geçmeyişi dolayısıyle İngilterenin ihtiyacı olan üzümü bizden alacağı anla- şılmıştır. Bu haber alâkadar ma- hafilde büyük bir memnuniyetle karşılanmıştır. Diğer piyasalardan gelen ha- Berler de çok ümit vericidir. Ge- çen yıl bu zamanlarda yabancı piyasalardaki stoklar 15 bin ton iken bu sene stokun 9 bin tonu geçmemesi İngiltereyi bizden ü- züm almağa mebur kılmaktadır. Bundan başka bu seneki dün- üzüm istihsalâtı istihlâkten çok noksandır. Bilhassa kııı_l.r M Z ikır a okl. K A da birikmiş stokların a- n=mı beklerken bir çok yeni siparişçiler karşısında kalmıştır. Bu vaziyette ibracatçılar daha ihtiyatlı davranmağa mecbur kal mışlardır. Mevsim başlangıcından hafta sonuna kadar ihraç edilen üzüm miktarı 258,394 kilodur. iflâs ediyor. 41922 de küçük Asyadaki bir teşebbüsün kuvvetle geri çevrilişi bu işi bu safhadan bitirmiştir. “-Hngiltere imparatorluk hududu içinde bir siyasi sadakat muha- faza edile bilmekte ise de, iktisa- di ayrılmanın önüne geçememiş- tir. Dominyonlar, kendi hükümet- leri vasıtasıyle, gümrük tarifeleri koyarak, para tahsis ederek, hat tâ baazn İngiliz parasının yardımı ile, pazarlarını kaybeden İngiliz sanayicileri pahasma sanayilerini ilerlettiler.... “Bunlar milli cereyanların kuv vet bulmasındandır..,,