Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Çi | Z4 Birinci kaâanun 1934 HABLR — Akşam Pnstııı |Cuzamlıların Mezarlığı Büyük zabıta romanı Nakleden : Vâ- Nü n Te — Bundan üç gece evvel, yani Lâtif Beyle benim burada bekle- diğimiz zaman, iş, gayet basitti! Ortalık aydınlıktı ve hiç Tüzgâr Yoktu. Çiti vazırh olarak seçebili- Yorduk... Kulağımıza gürültü de 'ı"lmmryordu. Hattâ denizin sesi bile sükütu ihlâl etmiyordu. Rıfat: — Bu gece, vaziyet aynı değil! dedi, Zira, arkadaşmın yüzünde en- dişe sezmişti. -kudzgâr, etraflarında, adetâ do— Te Göne enocek bir şekilde esi- Xo asu, Çok gürültü vardı. Buna W| " Yme- saat bire doğru bir motö- G B v el ltııı , | | ?'":t"'uışktın uzağa işlediğini işit- Nuh: : — Galiba bir tayyare... diye dü- Yi Şündü. Zaman zaman, gürültü uzakla- #yordu. Bir müddet sonra ise .»| Bek yaklaşır gibiydi. Sanki rüzgâr K a "e Ka A < :ml uzağa, yakına itiyor, çekiyor- u. Nihayet, polis hafiyesi, yanın - inin kulağına eğildi: — Motörü kuvvetli olan bir oto- Mobil! dedi. Bir an sonra ilâve etti: — Murat beyin otomobili de tıbkı böyle gürültü ediyor. Motör, birdenbire dindi. Nuh, sordu: — Sizce ne mesafede durdu? — Sol tarafımızda, takriben hir kilometre ötede... B auı.ıâl'l ancak snylcmîşn İd f ulrun xorünü kendi kolündü Nis- lettı — Ne var?... — İşte, önümüzde... ıkisı de, bir haşyet duymuş gibi Steradılar. Fakat, kendilerine hâ- M | lnul oldular. l,l('ıaıyı'ı ihtiyari eğildiler. Yalnız' Sasları, toprak hizasınm üstünde! rÜinüyordu. Rıfat: — Kımıldamayınız! dedi. Bu sözü, arkadaşı ancak işitti. * Ğ“Hayıl, yavaş yavaş beliriyor- Baş altr metre ilerilerinde, be - VAz bir şekil belirmiş gibiydi. N“ — şünüyordu. Bir gölge, yaklaşıyordu. Evet, belli belirsiz... Fakat, yak- laşıyordu!... Acaba, bu, bir insan şekli miy- di? Bunun böyle olduğu katiyetle iddia olunur muydu?... Nuh, bunu iddia edemezdi. Bu, daha ziyade kesif bir sise benziyordu. Öyle bir sis ki, gitgi- de maddiyet kesbediyordu. Lâkin, hayalin sise benzeyişi, ortadan kal kıyordu. Şimdi, Nuh, gayet mübhem su- rette beliren bir baş ve omuzlar görüyordu. Onun yanında, polis hafiyesi, yavaş yavaş kımıldadı. Sonra, de- likanlı, şunun farkıma varır gibi oldu: Polisin eli, yere eğildi. 'Tuhaf şey... Parmaklarının biri garib bir tarzda parlamıyor muy- du? Sinirleri gerilmiş; ne olub bit- tiğini anlamak için bekliyordu. Bu sırada, bir patlayış oldu. Ha- va, yırtılır gibi oldu. Bu yırtılış, kumsalın sonuna kadar gitti. Gölge, birdenbire büyüdü. Nuh, geri çekildi. Sırtını, arka taraftaki taş duvara kadar daya- dı. Üç metre kadar ilerisinde, göl- ge, çırpınıyor gibiydi. Maddileş-| mişti dedik ama, gene tayf gibi bir hali vardı. Aynı zaman zarfında, Rıfat, 'mahzenden içeri geri kaçtı... Deh- şetli surette ricat etmıştı Nuhu da kendisiyle birlikte içeri sürükledi. —İki adam, birbirine çarptı. Du- w CA Bi Gecenin karanlığı içinde, bir- birlerine büzülmüş, oturdular. Aradan bir kaç dakika geçti. İkisi de tek kelime söylemek kuvvet ve cesaretini kendinde bu- lamıyordu. Sesleri çıkarsa, bura- daki mevcudiyetlerini ifşa edecek lerinden, yakalanacaklarından kor, kuyorlardı. Rüzgâr, üzerlerinden esiyordu. Nuh, bir şey düşünmiyordu. Bu işin daha uzayacağını, ebe- diyete kadar sürükleneceğini dü- Donub, olduğu yerde kalmış gibiydi. (Devamı var) '"lıııııı:ıııııııııııulııııııııııııııııııııııınllllllillllllıııııılllilllllllllill NEVR%İ VEVRÜZİN KULLANANLAR ?IAIMA BO_YLE JİHHATLIİ M NE/ELİ OLURLAR. Harice çıkacak mallar Türk malları standardize ediliyor mütehassıslar işe başladı Ökonomi Bakanlığının Alman - yadan getirdiği standard'zasyon mütahassısları Ankaraya gelerek işe başlamışlardır.. Önümüzdeki ihraç yılında başlıca ihraç — eşya- mızın dünya pazarlarına standar- dize edilmiş b'r şekilde çıkarılma- sıma karar verilmiş olduğundan buna göre tertibat alımmaktadır. Aldığımız malümata göre stan- dardizasyon işlerinde en mütekâ- mil sekl'ni tatbik etmekle tanman Amerikanın tatbik ettiği — esaslar alınmakla beraber bu esaslar — bi- zim ihraç esşyamızm hususiye'leri- ne göre tanz'm edilecektir. Türk Ofiste bir standardizasyon bürosu vücude getirilecek ve bu büro mün hasıran bu işlerle meşgul olacak - tr. Standardizasyonun tatbikinden sonra memleketim'zden çıkacak malların hepsine milli alâmet te konulacaktır. bw Ve B —- ——âğ Bugün İSTANBUL : 18 Fransızca dera, 18.80 Plâk, orkestra, 19.80 Dünya haberleri, 19.d0 Plâk, dans mu- sikisi, 20 Üniversite 1namına — konferans, 20.80 Madam Valino Mösyö — Azarmanof; Şan, 21 Müsahabe: Belim Sirri, 21.20 Ana- dolu Ajansı, borsalar, 21.30 — 'Türkçe sözlü musiki, Bedriye Un, Radyo caz ve tango . 823 Khz. BÜKREŞ, 364 m. 18 - 15 Plâk, 18 Örkestra konseri, 19 Ha- berler, 1915 Konserin devamı, 20 Üniversi- te, 20.20 Plâk, 20.45 Konferans, 21 Noel neş- riyatı, (hususi plâklarla), 24 Haberler. 545 Khz. BUDAPEŞTE, 550 m. 17,45 Konservatuvardan nakü, 19 Viyo - lonsel knoseri, 19.,85 Konferans, 20 Üni - versitenin killse çanları, 23.80 Plâk kon - seri, 24.55 Palös manastırından nakli, —1 RADY 223 Khz. VARSOVA, 1845 m. 17.50 Triyo konser, 18.05 Sözler. — Örg koönseri, sözler, 10.15 Karışık koro konseri, 20.10 Askeri neşriyat, 20.50 Şarkılı konser, 21.20 Şarkılr konser, 21.35 Halk dansları ve karışık eğlenceler, sözler, 22.25 Noel şarkı- ları, 23.05 Plâk. 24,30 Sözler, 1. Noel pana- yırı. HUHM ::ııım:ınm-mmr ı 5 Pektorin EBıı' devadır - â Kutusu 35 kuruştur. Beşır Kemal Mabhmut Cevat g, i i İstanbul ve Wlünih İ Ya'nız. f : öksurüğü degıl zlzale vetedavi eder. GUSTAV FROEHLICH GUSTAV FROEHLICH GUSTAV FROEHLICH GUSTAV FROEHLIİCH GUSTAV FROEHLICH AşkŞatosui filminde bu perşembe akşamı “SARAY SİEMSINDA I_m " ..İ. ' .'I' Diş Tabibi. "ğ Halit Galip Ezgü G 'i d Un versitesinden D p'omalı I'em*lu Trpebası Necıp Ap No 2 Bws: ..... ğ EtİTbi !: ."'"'"—' Fantezi bir müstahzar değil, Esbabını da eee be d ee ee fede di p fa d HdFT iedetei “. .. SANVUNGALERSKEEUUKARUNMA I.::İI.-I SERETESİRİN Eczanesi, Sirkeci Birriki KEAEEEAAL LA SDK UAOAĞ | ' Hakiki Tarzan, kıskançık, kuvvet, “ TASLANLI HÜKÜMDAR Ti SULEYMANHN OGLU,; ç Tefrika No.121 Aslanlı hükümdar, aslanın bu hızından istifade etmesini bildi, geriye döndüğü zaman, aslan da- ha kendisini toplıyanıamıştı. Aslanların can damarlarını, ha iyi tanıyordu. Üstelik bu as - lan çok ihtiyardı. İyi avlanama- dığı, kendisini kâfi derecede do- yuramadığı belliydi. Bir gözünün de sakat olduğu- nu kendisine doğru dönüşünde farketmişti. Aslan, hasmına yaklaşmadan önce, kendisini tartmış, iyi atıla- bilmek, muvafak olabilmek için en müsaid —zamanı bulmuştu. Aslanlı hükümdar, — kendisine yardıma gelen Şerifin hortumu - nu iterek rakat bırakmasını işa- ret ettiği anda atılmıştı. Yavuz büyük bir tehlike at - İattı. Ani bir kararla kendisini ye- re attı. Bu atılıştan, aslan sende- ledi ve bir külçe gibi kapaklana- rak yarım metreden fazla sürük- lendi. Daha e'ı'di — bir boğuşmaya girmemiş oldukları halde asla - nın soluyuşundan Yavuz, hayva- nın kendisine çok az mukavemet edebileceğini anlamıştı. Muhakak onu açlık bu tanı - madığı muhitlere atmış olacaktı. Aslanlı hükümdar, içinde o - na karşı derin bir merhamet duy- “öldürmek büyük bir insafsızlık olacaktı. Fakat hayatmı kurtarabil - mek için mecbur kaldığı takdir - de öldürmek mecburiyetinde ka- lacaktı. Aslan birden — sendeliyerek doğruldu ve gene kendisine dö - nerek saldırdı. Pençesinden korunmak, ihti- yarlığına rağmen keskin kalmış dişlerinden sakınmak ilk yapıla- cak şeylerdi. Bu surette onu yo- insanların zayıf yerlerinden da- | Her parçası ayrı bir heyecanla ocunacak macera, aşk ve Rıza Şekip “H00FURUECEABEKÜ rabilir; zararı dokunmıyacak bir hale getirebilirdi. Böyle yaptı. Pençesinden kur- tarabilmek için de onunla göğüs göğüse gelmeyi — alt üst olmayı en çıkar bir yol buldu. Aslanm saldırışmı çok soğuk- kanlılrkla bir haykırışı andıran kuvvetli — gülüşiyle karşıladı. Aslan hücum ettiği zaman o, san- ki bir kedi yavrusiyle şakalaşa- cakmış gibi kollarını açarak dur- du. İhtyar aslan bir an içinde if- rit kesilmişti sanki.. Kocaman ağzını olanca vusatiyle açmış, - doğrudan doğruya, göğüs göğse atılmıştı. Aslanlı hükümdar — bu koca mahlüku kucakladığı gibi yere çaldı. Boğuşmanın müthiş olaca- ğı anlaşılıyordu. Şerif, efendisi- nin bu yabancı hayvanla boğuş- masını soğukkanlılıkla seyrede - miyordu. Aslanlı hükümdarın gözün - den, boğuşurken bile bu kaçma - mıştı. Onun her yaklaşışında Şe- rifi paylıyan sesiyle uzaklaştırı - mıştı. Şerif, yardım edememiekten doğan bir azab içinde kıvranı - yordu. Nihayet — keskin sesiyle haykırdı. Bu haykırışı işiden As- lanlı hükümdarın sadık hayvan- larr şimdi neredeyse gelecekler- di. Aslanlı hükümdar buna kız - madı dğil. Fakat bu dakikada ne yapabilirdi. Aslanı — brrakıp da Şerifi paylıyamazdı ya.. Hücum, boğuşma, ayrılış, tek- rar iki şimşek gibi çarpışış birbi- rini kovalıyordu. (Devamı var) Sinemanın 10 senede bir yaratabilocdii BİR HÂRİKA Tarzan ve Sevgilisi dünya yüzme şampiyonu JOHNNY WEİSSMÜLLER TARZAN ve SEVGİLİSİ filmi kadar HAKİKİ — MÜTHİŞ — MUAZZAM ve Akıllara Hayret vereri bir film ne yapılmıştır ve ne de yapılacaktır. BU, İPEK Sinemasının en büyük muvaffakiyet filmidir. NORİ Deposu: Bir nci Değerli Armağan m: Vermek Istıyorsunuz? Noriden daha iyi birşey bulamazsınız İ| küçük, şık, mükemmel son FOT OGRAF (İl cad s'nema gseridi ku lanan Fiyatı ucuz, her yerde bulunur, Vakıt Han 49 E. Hasan MÂAKı ESIDIR YEMEK TATLI PASTALAR’ öz'ü bir ! Her sabah ne pişirelim diye düşünürüz. Buna lüzu n kalmadı !!iı Her gün p'şecek yemeklerin ve tatlıların listesini açık ve ;i anlatışla anlatan Alaturka ve alafranga yemek ve tatlı : Kitabında bulaca :sınız. Fiyatı 100 ciltlisi 125 kuruştur. !! Satış yeri: latanbul Ankara caddesi 157 No, Taşra"an Gelecet Soaris'erden Posta Ücreti Alınmaz. gz INKILAB KÜTUPHANESI;ss&m' l - H . ! ae.;