F C':ıi.;ıîi_îlarm Mezarlığı Nakleden : Vâ - Nü Ha NL AKEEE — Büyük zabıta romanı — Yukariki sofada aydınlık — Hayır, hala... zannetmem... var mı? Genç kız, bu söze ehemmiyet vermedi. Oyuncuları seyre devam etti. ğ Bir kac saniye sonra, Adnan da ayağa kalktı. Dirayet Hanıma hi- taben: — Odamda sigaralarımı bırak- mışım. Girip alayım! -dedi. Ev sahibesi, Nusrete, yan taraf- taki odaya girerek tabla getirme- sini söyleyince, genc kız, eski inti- baların tesiriyle asabileşti. Maamafih, kalktı. Sofaya çık- tı. Ve küçük salona girer girmez elektriği yaktı. Tablalar, ortadaki masanın üs- tünde duruyordu. Genç kız, bun- ları alarak geri döndü. Fakat tam © esnada, sağ taraftaki bölmenin Rifat Bey, ilâve etti: — Şayet beni orada bulamaz - Sanız, bekleyiniz... Evin etrafını iyeceğiz... Bu esnada kapı çalındı. Murat Bey geldi. Davetliler, salona geçti. Murat , hoşsohbet bir. adamdı. İçti- | Maf, siyasi, her telden çalardı. | Bey, onun — iktisadiyattan Ğ.ı anladığını farketti. Borsa - işle- Tini mükemmelen biliyordu. Sonra, Murat Bey, Lât'fle, Sov- “Yetrejimi etrafında uzun bir mü- Mokaşaya tutuştu. Bu sırada Nus- — et kahveleri dağıttı. Bric partisi- he başlandı. — Nuhun oyun arkadaşı Tahirey- i Kadriyenin ise İIsmet Hanımdı. * Dirayet Hanımla Jale Hanım, dalgın olmakla beraber, konuşan- dinliyorlardı. Rifat henüz bahçeye çıkmamış- L Odada oturarlardan herkesi dikkılle süzüyordu. - Muhaverenin cereyanından po- 18 hafiyesi 'şunları anladı: yere düstüğünü farketti. Korkusun dan tablaları yere atarak koştu. Rengi sapsarıydı, Halecanla, Di- rayet Hanıma: — Yerindedir. Rifat Bey, iki pencerenin arası- Da oturmuştu. Oyuncular, ortada- İ avizenin altındaydılar. Sağın- da, Piyanonun üzerinde duran bir İiııb._ tatlı bir ziya neşrediyordu. İ) — Bricin ilk keemr bitmişti. Tahire- Hin gene şarkı söylemesini Tica İN (ettiler, | Sönra,tekrar K Bu ıefer, İsmetin yerine Lâtif — Oturdu. O esnada Rifat ev sahibe- — Ses çıkmasın... Kimseye bir şey söyleme... Burada otur... Dirayet Hanım kalktı. Dışarr çıktı. Üst kttan gelen bir ayak se- si kulağına ilişti. — Mutlaka Adnan Bey olacak! -diye düşündü. Bahçe kapısmıır aç- tı. Çalılığa doğru ilerledi. O esna- da şiddetli bir rüzgör eııyorılu .uyorllrdl. İ n Kadm, korkak bir sesle: %i_”"'" yaklaşarük 1ailssade | Üo Rik ı Beyi diye Murat Bey: seslendi. Derbıl karanlıkta bir gölge i- lerledi. Polis hafiyesi ona doğru gele- rek: — Ne var? — Nusret, yazıhane odasında bir ses işitmiş? —Böyle erken mi gidiyorsunuz, 'efendi? -diye sordu. — Maatteessüf... İşim var.. Polis hafiyesi, uzaklaşır uxık- t t!:—*u, Murat Bey, Nuha hita- — Bu bey galiba civarda otur- Yor... Biraz uzaklarda otursa| — Kendi o esnada neredeymiş? —& — Küçük salonda. — Hayır... Yakmda amma, bir- Biraz durdular. .'İ!ıvudıımı — Dışarı çıkan oldu ınıı'l — Evvelâ İsmet, onun arkasın- dan da Adnan Bey... Sigaralarmı getirmeğe gitti. | —. — Yüzü bana hiç yabaner gel- — Biyor.. * Garip şey... galiba onu bir Yerde gördüm. , SSatler geçtikçe Dirayet Hanı- | — — Geri döndüler mi? K “Mta asabiyeti artıyordu. Polis ha- | —— Hayır. "'îııın tenbih ettiği şekilde, ka- | — — Gelin öyleyse... lluı "pancurlara mütemadi - Kapıya doğru bir adım attılar. iyor, halecanını zaptede- Fakat derhal Rifat durdu. —'"Pdu Adnan Beyin sofayı geçerek j ..'Yllmıd.ı oturan Jale Hanıma | salona girdiğini görmüştü. du: ) —Adnan Bey şimdi iniyor! -de Ko Bu beyi ben gecen sene gör- | di.- Haydi, girelim. ,q!'ndi. Her yaz hu semte gelmi- Evvelce kücük salona girdiler. :'“'-' Rifat, kapıyı kâpadı. Dirayet Ha- e Kim?... Murat Bey mi? nım titriyordu. Polis hafiyesinin Hıyır. efendim... Şimdi gi- | mütereddit bir bali vardı. Kapıya doğru yanaştı. Föildi. Bes on sani- | A R'f“ Bey, öyle mi?... İşi | ye kadar kımıldamadan etrafı din | ledi. Sonra yavaş sesle: '.1“""'—! T indan aşkın bir adam- İ..— Bu sebeple her zaman orla- l.. Bö>ünmez... mesi nerede? -diye sordu. urıiıı-dı İsmet, Nuhla giz- | —— Kapının sağında... "i'u “llnklın sonra, kapıya — İc tarafta mı? Yürüdü. — Evet, Gene Jale Hanım: Bi — Muheridismiş?... şuna gitmedi. - Ş Evet. 'Tekrar kaprya doğrü — yanastı. b;"Y“ Hanım saate baktı: :& l U yirmi geçiyordu. Nusrete Biraz teredditten sonra, siddetli bir hareketle, birdenbire kanadı açtı. yT P AA arka tarafında bir şeyin şiddetle | Murat Bey, kırk yaşında olma- | - — Hala... Yazıhanede biri var... ' — Sina rağmen hâlâ bekârdır. Rus- | Geş işittim! -dedi. Yada seyahat etmiş, hal ve vakti Ev sahibesi, yavaşça: Nukut (Satış) Londra 624 Viyana 24 Nevyork 126 Madrit 18 Paris O Berlin 45 Milâno 214 Varşova 24 Brüksel 118 Budapeşte — 26 Atina 2450| Bükreş 12.5S0; Cenevre 818 Belgrat 58 Solya 24 Yokohâma — 36 Amısterdam — &8$ | Altin 935 Prag 102 | Mceidiye 42 Stokholm 82 Banknot 240 Çekler (Kap. Sa. 16) Londra 625 Stokho'm 3 1007 Nevyork - (793232| Viyana — 4.2086 Paris 12035 Madrle — 58075 Miltno 028 | Berlin — 1.9763 Brüksel — 3,3946 Varşova 41975 Atina — 83,53 | Büdapeşte$, 1687 Cenevre 24521 Bükreş 78,0555 Sofya — 662187 Belgrat 349532 Amstrdam 1,1782 | Yokotama 2,7488 Prag 18 9790 Moskova 1089 50 ESHAM îı;mdıîm 7&'0 U. Sigorta — 00 nâk U Reji 220 | Pomonü 1195 'Tramvay 3150 Çimento as, 18 10 Tahviller 81,75 Şir Hayriye 15,50 Merkez Bank 57.50 istikrazlar 139Türk Borl 27.00| » M2665 " *HHT 26.60) tikrazı Dehil/04 25 Ergani istikarzı97,0 Tramvay Rıhtim 17.30 Anadolul 4545 Anadolu ll 4545 Aradolu llf 46 — Mümessil A 40 Bugün İSTANBUL :— 18 Çay aanti. Otel 'Tokatliyandan trans- misyan. 19 Jimnastik Selim Bırrr 19,30 Dün- ya haberleri, 1940 Havayan — kitar takmmı. 20,10 Ziraat bakanlığı konferansı. 20,40 'Ta - saruf ve yerli malr haftası, konferans, 20,50 Plâk ses musikisi, 21:20 Anadolu afansı — Borsalar, 2140 Örkestra, 22 Cu ve hm ge L YFA DNT 3238 Khz, BÜKREŞ, 364 m. 11.30 Dini nöşriyat, 12.30 Orkestra kon - Bseri., 13.30 Fanica Luca takımı, — haberler, könserin devamı. 17 Köylü — saat. 18 Jean Marco örkestrası. 19. Haberler. 1918 - Kon- Berin devamı .20 Üniversite. 2020 Plâk, ha- berler, 21 Piyano konseri, 21.930 Cazband. 22 Spor, 22.10 Caxband, haberler, 2330 Cazm devamı, K 828 Khz. VARŞOVA, 1348 m. 18 Şarkılar, 1850 Konferana, — 18 Radyo piyost. 1045 Könferana, 20 Org konseri, 20.35 Ricbard Tauberin plâklarından, 21 Lah danı- tarı, 21.30 Hafif musiki. 21.45 Haberlar. 2155 Muhtelif, 22 Neş'eli negriyat, sözler, 23 Rek- lâm ve konser, 22,10 Dana musikisi. BAS Khz. BUDAPEŞTE, 550 m. 18 Mikrofon gezintisi, 10.15 Mandlst or - keştrası, sözler, 20,80 Spor haberleri, 2040 Operet parçaları, 22 Bura Çigan orkestrası, 2310 Hinberler, 23,80 Dans musikisi, 2415 Bachmazın salon kuarteti. 692 Khz, VİYANA S07 m. 1TAS Bando müuzika, — 19.10 Bözler, 1040 Şiirler, 2010 Haberler, apor, 2020 Lisat'in eserlerinden orkestra refakatiyle piyaflo kon- seri, 2050 Beethovenin eserlerinden senfonik konser, 21.30 Holzerin tdaresinde radyo or « kestrası, haberler, 2305 Radyo — orkestrası, 23,30 Son haberler, 24.50 Dena musikisi. Kadıköy askerlik şubesinden : Şubemiz ihtiyat zabitan defterinin 674 sayısında yazılı ihtiyat süvari bi - rinci mülâzimi 308 doğumlu Slânikli 2288 kayıt numâralı Mehmed Şevket | oğlu Müfit efendinin ilândan 24 saat | zarfında Kadıköy Askerlik şubesine mü- racaati, hariçte ise bulunduğu mahal askerlik şubesi vastıasile oturduğu ye- — Yandaki odanın elektrik düğ- / Çin bildirilmesi, aksi takdirde hakkında kanuni muamele yapılacaktır. DOĞUM Tramvay, Tünel ve Elektrik Bu haber, polis hafiyesinin ho- | Şirketleri Maliye işleri mütehas sısı SAMİ KÂZIM'ın dünyaya gelmiştir. Genç ana babayı kutlular, yav bir oğlu rey3 uzun Ömür ve muvaffakiy-!- ler dileriz. TRADYO L Askerliğe çaguma , Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, seyabat romanı kıskançlık, kuvvet, aşk ve Tefrika No.114 Vaşının yarayı bir vahşı hayvan pençesinden aldığı açıkca anlaşıl- dığı halde gizlemekte ısrar ediyor du. Murat: — Bunda saklayacak nevar, de- di. Yarayı bir vahşi — hayvandan almışsın apaçık görülüyor. Vahşi: — Vahşi hayvandan aldım... — Nerede?. — Bir aslan hücumunda. —Nerede? — Karşa ormanında.. —Orada avhşi hayvan bol mu? | — İstediğiniz kadar.. — Bu orman ne taraftadır? — Buradan on gün sürer.. ka gitmek lâzım, — Bize yol gösterir misin? — Hayır.. Bir daha o tarafa git- memeği kararlaştırdım. — Niçin? —Size de gitmemnizi tavsiye e- | derim. Hayatmız tehlikeye girer. — Sebep ne? — Belki Piğmeler de bilirler. Kabilelere hükmeden ormanlarda | yaşıyan aslanlı hükümdar tam bir tehlikedir. — Aslanlı Hükümdar mı? —Evet.. Monitolu: “Belki Piğmeler de bilirler,, dediği zaman, Murat, tercümana dikkatle bakmıştı. Ter- cüman ne aslanlr hükümdar diye birisini ne de buna benzer bir baş- ka isim tanımıyordu. Murat, bunun üzerine: — Böyle birini tanıpıyor mu- sun diye tekrarladı. — Hayır.. — Ziga da tanımıyor mu? — Bilmiyorum. Murat Zigaya seslendi. Yanımna yaklaşan ihtiyara: — Sen, dedi, aslanlı hükümdar diye bir isim işittin mi? — Evet.. Bir defa.. Çok tehlike- li, çok büyük bir adam olduğunu işitim. Afrika ormanlarının yegâ- ne hâkimi! — Kimdir bu adam?. — Bu adamın Karşa ormanımda olduğunu işitmiştim. Bilmiyorum şimdi gene orada mıdır. — Sen bu ormanın yerini bili- yor musun? — Hayır.. Hiç yolum düşmedi. — Ben çok merak mi:ıı. Bunun Şar- ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLUŞ 5 AŞ EYı:cn. İ Rıza : % Şekip kim ve neci olduğunu öğrenmek istiyorum. Manitolu cevab verdi: — Buna merak etmeyin, sonra pişman olacaksınız. — Sebeb ne? — Onun sebebini tecrübe et- meden anlamak kabil değildir. Bu tarifle anlatılan şeylerden değil- dir. — Bana yol göstermek için de gelmek istemez misin? — Hayır.. — Bu hayırı, iyi düşündükden sonra söylemelisin. Netice, senin için çok acı olacakdır. Monitolu iki acıyı mukayese etmiş olacakdı ki: — Ben şimdiden bana verece- ğiniz acıya razıyım. Yalnız beni oraya götürmeyin.. — Bize yol göstermen lâzım. Ormana yaklaşdıkdan sonra seni serbest bıraktırırım. — Orman içine girmek mecbu- riyetinde bulundurmazsanız ka- bul ederim. — Söz veriyorum. Seni serbest bıraktıracağım.. — Pek âlâ, kabul ediyorum. Fakat bu sefer, Ziga Muradın istediğini yerine getirmekden u- zaklaşıyordu. — Bütün. gayretine rağmen razı edemedi. Nihayet içlerinden üç kişi ile beraber git- melerine müsaade etti. Aynı za- manda şart da koşmuşdu. Murad- la beraber gelecek, Pigmeler de Manitolu gibi onu ancak ormanın yanına kadar takib edecekler, son va ıyı-ılıeılıludı sevgilisi küçük a- dam Muradla beraber gelmeyi ka- bul etmişdi. Bundan başka daha iki kişiyi de bu küçük adam seç- di . Murad, hemen yola çıkmak ta- raftarıydı, ama, Monitolunun aya- gındaki yara onun yol yünımııı- ne mani oluyordu. 'Tamamiyle iyileşmesi için iki üç gün hç harekeesz beklemeleri lâzım geliyordu. (Devamt var) Hanımefendi: Para saadetin anahtarıdır. Mes'ut olmak için zengin olmak şarttır. Zengin olmak için de bir Piyango bileti almak lüzımdır.. Behemehal bir Yılbaşı Piyango bileti almız...