3 Aralık 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

3 Aralık 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| iktisadi icmal: ii ürkiyede maden istih- Sal ve ihıracı-Milli vagon ve afyon fabrikaları bulunduğu öteden beri bi- be ir hakikattir. Fakat bir çok kayden dolayı bu madenler Üyeyi kisa devresine girmiş de- ir. Bu menfi sebeplerin ba- 8ski rejimin lâkaydisi bu- dır, Yalnız maden sanayiinin Ras- ağ, Kurulmasıyle memleket ikti- b vel zengin ve mütenevvi | bi Yatın büyük bir nisbet dahi- düzeltilmesi mümkünken ne nete bu cihet te eski idareler mında tamamen ihmal edil- Mir, Tg aburiyet alel önce Yede yalnız bir kaç maden tp mikyasta işletmeğe açılmış- ra tesis ve işletme serma- N ından temin olunmuştu. ka nburiyet Hükümeti iktisadi ma plânmın içinde maden m de büyük bir yer ayır- Maden Sanayii plânmın başın- ani bakır madeninin en kı- e — işletmeğe açılma- lesi vardır. Ergani bakır iş memleketimizin ve belki iz (dünyanın) en verimli mâdenidir. çi madeni büyük harp s€- de ve hattâ daha önceleri N idai tarzda kısmen işletil Fakat bu nevi işletmeyle el- istifade pek cüz'i olmuş- ve zamanki işletmede izabede n eği olarak odun kullanıldı- in bu cüz'i istifadeye muka- *ri de garp sanayi memleketle- * men 1933 senesinde işletme en ile- ri inkişaf noktasma varmıştır. Ge- çen sene memleketimizde 88.000 ton krom istihsal olunmuştur. Hal- | buki 1929 senesinin istihsali an - cak 16.000 ton kadardı, Yalnız na- kil vasıtalarma yakın mmtakalar - daki madenlerin irlenilmesine rağ | men, 1934 krom istihsali hacminin 1933 yekünunu aşacağı omuhak - kaktır, Krom ihracatında en mü- him müşterimiz Almanyadır. 1933 senesi zarfında memleke- timizden yabana satılan ham ma - denlerin nevi ve miktarları şöyle tespit olunmaktadır: (Kilo hesabile) Boraks 15.000.000 Çinko 10.000.000 Krom 12.000.000 Kurşun 8.000.000 Emeri 7.000.000 Manganez 250.000 Bakır « 500.000 Eskişehir manyenziti 2.000.000 Türkiyenin 1928 de istihsal et- tiği madenlerin kıymet bakımın - dan yekünu ancak 4,5 milyon lira- İ yı buluyordu. 1932 denberi bu kıy met 15.5 milyona yükselmiş (O bu- lunmaktadır. Türkiyede tuz istihsali: Türkiye yakın şarkta en zengin tuzlalara sahip olan memlekettir. İnhisar idaresinin işletmekte ol - duğu memlehaların en büyüğü İz- mir ciyarında Çam altında bulun- maktadır. Çam altı memlehası 25 kilometre murabbar bir O sahayı kaplamaktadır. Koçhisar, Hacı Bektaş ve Çankırı tuzlalarının iş- lemesi de hesaba katılacak olursa NE zararımız çok büyük ol- > istihsali Ergani mmtakasmdaki Ne iz tamamile mahvedil- ni ani bakırlarmın asri ve ve- ag, bir usul altnda işletilmesi Kere kömür götürmek ve den bakırı ihraç limanları - Ve sanayi merkezlerimize ge - mi Bu iş için de her- &vvel Erganinin Demiryo- Yem bağlanması lâzım - > ile yapılmaktadır. Bir sonra Ergani ile Mersin a- ne mesafeyi kömür ve ba - es lü trenlerimiz on beş, yirmi * ş 1 acaklardır. ta, Yandan demiryolu bitirilir. Yandan Ergani bakır ma» m n EE hir çalışma ile eritme & Lâminuarlar kurulmak - k sene acun piyasası- e Bunun neticesi o - yariyede maden işletmek - cı ve yerli şirketler aziyetlere düşmüşlerdi. hükümetin müdahalesi vü mr'ile maden istihsali tek: ya *af har eketine devam et- ie inu tutmuştur. yaly Yardımınm neticesi ola- ya Karaaydın ve Fethi - iy, A şirketleri tekrar normal iü dönmüşlerdir. im ketimizde işlemekte olan va maden krondur. : İstihsalind, maliyet fiyatı- Nin — vü hai demiryolu bugün. milli | Türkiyenin senelik tuz 300.000 tonu bulmaktadır. Türkiyede 140 deniz ve kara tuz havzası vardır. Türkiyenin yal nız tuz sanayii işletmesinden s€-| nelik geliri 10 milyon lirayı bul maktadır, (İnhisar geliri bu yekü- na dahildir.) Bu suretle memleke- | timiz Akdeniz mıntakasında, tuz istihsali bakımından, İspanya ile ön sırada bulunmaktadır. Mevkii'dolayısile kolay nakli - yata elverişli olduğu için şimdilik İ yalnız Çam altı tuzlasından ihra- cat yapılmaktadır. 1927 de bura - / dan yabana (en fazla Yunanista - na) 47320 ton ağırlığında (120.574 liralık tuz satılmıştır. Ya- ırı satmak kabil ola- | bancı memleketlerin koyduğu ağır tahdidat neticesi 1933 te ihracatı” mız 11.550 tona kıymet bakımın - dan da 25.325 liraya düşmüştür. İhracatın azalmasına karşı, yer- K İ li sabun sanayiinin inkişafı yüzün- l “i “ay buhranı neticesi ola- | den, dahili istihlâk çok artmıştır. tün eda maden fiyatları | İ yetini canlandırmağa kâfi İ fikrindeyiz. Bu ve acun piyasası | İnhisarlar idaresinin yalnız tuz- dan elde ettiği kazanç 1927 — 28 ile 1932 — 33 arasında şöyle de- gişmiştir: 1927 —28 8.598.000 T.L. 1928 — 29 7.440.000 ,, 1929 — 30 8.383.000 ,, 1930 —31 7.7271000 1931 — 32 8.452.000 ,, 1932 —33 7.789.000 ,, Bu rakamlar tuz işletmesinin devlet geliri bakımından ehemmi- gelir Vagon fabrikası: Adapazer Türk Ticaret Banka- ÖRŞ. HABER — Alişem Postart — - | Sinema artisti gibi ola- mıyanlara ne mutlu! Sinema, kitap okumaktan iyi midir? — âlim- lerin yerine Norma Şirer! — Çeyrek ei Kn verdiği cevaplar Yirminci asır, dir,, de denebilir.. Sinema vakıası, insanların içe- risine o kadar işlemiş ki, bu mev -| en a bir yoldan terbiye eder. zu üzerine gelişi güzel herhangi | En kolay kazanç... suâl sorsanız, ellerine kalemini a - “| viriyor.. “sinema devri »- | etmeğe kalkışarak, ne dedi bilir emi — Sinema, ii insanı zihnen de Sen bir kitabı okumak için en aşağı iki gün sar » lp, düşünerek, zihinlerini etraflı- İ fetmez misin? Benimiçin bütün ca kurcalıyarak size “mahcup ol - | bu zahmet iki saatlik bir taham- mıyacak,, bir cevap yetiştiriyor. | lar. Film artistini düşünenler var, Film artistinin hayatini bir ide- | al gibi gözden geçiren, onun vahi- liklerine, onun zibidi hallerine uy- mak istiyenler var. Beceremiyenlere ne mutlu! Ben insanlar gördüm ki, evle- rinde bundan bir müddet evveline kadar bir musikişinas ve bir müte- fenninin —gene anlamadığı hak de— resmini bulundururken, şim- di büyük bir hararetle, o yana bu yana kollarını uzatmış, dişleri si- rtan, tırnağı boyalı ve birer yirmi beşlik kadar iri “tahrilli,, * rile sinema artistlerinin resimleri- ni duvarlarma asıyor. Buna türlü mânalar verenler var. Bir kısım diyor ki.. Hayır, bir şey demiyor. Çün- kü söyliyecek lâfı yoktur. O sade- ce, yaşını başını almış bir çocuk- luğa kapılmıştır, gidip durur... Diğer bir mühüm kısım da: “.— Azizim, en kaygusuz, gü- zel, kırışıksız bir ruh timsali işte bunlar! Bunlar, bana hiç ihtiyar - lamıyacağım hissini veriyorlar...,, Hezeyanını bir şarkı söyler gibi kırıtarak savuruyor... .».. Sinemaya bol bol giden, ve her filmi seyredişinden sonra, yüzü - nün eşkâlini bir başka yapıda gör- 441. | tanıştırmışlardı. gözle- İ düğüm bir ge bana bu me-| müle bağlıdır? Sen “Karamazof kardeşler,, i cilt cilt okudum di- i yordun. Ben onu bir hamlede gö - i xerek yutuverdim. Daha yüzlerce- si böyle... Şimdiomu iyi,;bumu iyi?..,, — Sen, dedim. Sadece “fikir,, lerini söyle.. Fakat mütalea bekle- me!,, Kendisini bu vadide yalnız din- lemeğe tahammül etmem, onun i - çin bir lâtuf sayılmalıydı.. Ma Hele şu vak'a hiç O hatırımdan çıkmaz.. Bir yerde bana genç bir hanımı Yok, hayır.. Bir vesile ile biz kendiliğimizden tanışmıştık ta, son ra bana mesleğimin ne oldu - ğunu sormuştu! — Gazeteciyim, dedim... Yazı yazarım., Aman efendim.. Genç hanımn telâş ve memnuniyetini bir görsey diniz? Önce, basılmasını arzu (ettiği bir takım yazıları olduğunu zan - nettim. Doğrusu düşündüm de., Gerçi ben yazı yazmak suretile gazetemde ve daha diğer bir ga zetede kendime yer etmişim ama, bir başkası için nüfuzlu bir delil o- labilir mi idim. İstidatsa, pek güç takdir edile- biliyor! Bir küğük ve nazik manevra yapmağı düşündüm.. Yahut ta, bu genç hanımın ya- mıyan bir edebiyat ve san'at me - rakı bulunduğunu tahmin ederek, herhangi ciddi bir mevzu üzerin- de benimle mübahaseye gireceği aklımdan geçti, Halbuki sora sora genç kız şu- nu sordu: “— Siz gazetecisiniz madem.. i Bilirsiniz? Ramon Novarro'nun İs tanbula geleceği doğru mu?,, Erkek olmadığı için, cevap ver- meden geçemiyerek: *“— Hayır.. Ramon Novarro şimdi Fiji adalarında bir film çe - Gelemezler..,, diye cevap verdim.. * Bundan başka, hafifçe, sesleri- * ne birkısıklık ta arız olmuş.. Bunu da sinema meraklısı ha « nımcağıza Ramon Novarro'nun reklâm memurunun haber ve mü- * saadesi olmadan “bildiriverdim!,, . 6-0 Şimdi okuduğum gazeteler a - rasında gözüme şöyle bir havadis te ilişiyor: Londrada 250.000 kişiye hangi artistleri sevip sevmedikleri s0- rulmuş, bu kadar kişiden tam 124.837 si bir çok cevaplar vere miş.. Kalan 125.163'ü nasıl olup ta cevap vermeği ihmal etmişler bil - miyorum, Sinema bugünkü aldığı zibidi tavrı kaybederse, bu alâkasız kal mış sınıf yüzünden kaybedecek... Öbür tarafsa, bütün aşkı ve te- nefretile söylemiş durmuş: “Norma Şereri severim, Greta Garboyu sevmem. Kay Frans's'i severim, Marlen Ditrihi sevmem.. Marlen Ditrihi severim, Adolf Menjuya da bayılırım. Cin Harlo soğuktur, Con Krovford ömür- dür..,, Bununla beraber! sinema ove artist merakllarından mühim bir kısmının yüreğini sızlatacak bir haberi şimdiden sövl'yeyim: Sinema dünyasınm küçük bir parçasında yapılan bu “reyi âmme müracaat,, neticesinde Mey Vest diye tanınan kocamaz kadın ar- tist, hiç sevilmiyenler listesinin en başında gelmiştir. Bu belki, bir salâh

Bu sayıdan diğer sayfalar: