| 7 5 23 ikinci teşrin 1924 —... > » —— Mumi, ekonomi, evkonumu ürkçede, “İktisat,, kelime- a rşılığı olarak “Ökonemi,, M7, ka içide. di oşmuharrrlerin yazıla- ile ve alâkayla takip e- iğ Necmeddin Sadık Bey, “ekonomi, diye yazıyor. ü Fransızcada ve diğer eki telâffuzu da böyledir . kendime omi. beynelmilel bir tabir Me, yoksa öz Türkçe diye! *mize alındı? Sonra, birden- Galatasarayın o eski Salih Arif Bey geldi. Bu & tarihi bize Fransızca , di, okuturdu.. aranda bahsinde iktısadi - miştik. Ekonomi kelime-i İk #nlardan kalma olduğunu ve ij Yesi, mânasına geldiğini y “olarak Salih Arif Beyden “m. O, aklıma geldi. Kalk- Larousse lâgatini açıp e rük am beni yarıltmıyor: inin aslı olan “Oikono- ri Türkçe ile “Ev konu - i, Ye tercüme edilebilir. Sesli (dinin biri ince öteki kalın! , Ökonomi,, , yahut ekono - &lerini alacağımıza “evko- desek daha iyi olmaz mı?) Yoğlu hastahane- sine dair | ecilere mehtelif müşkülât göstermek bu son da adetâ teamül hükmü. » # düşündüm: 2 Profesör timiz hakkındaki tahassüsleri Her gelişimde Türki-| Ş Et kaçakçılığı gene çoğaldı Son günlerde kıyıda, köşede et kaçakçılığı yapanların adedi ço - ğalmağa başlamıştır: Unkapanı civarmda Hayder mahallesinde oturan Gazi Ahmet | Ağa isminde bir adam, evvelki | gün Çarşamba pazarından bir *i- Zır satın alarak evine getirmiş ve sığırı bir gece alakoyduktan sonra kesip satmağa başlamıştır. Belediye zabıta memurları ta - rafından çoktan beri takip edil- mekte olan Ahmet Ağa, kestiği sı ğırın etini gizlice satarken cürmü meşhut halinde yakalanmıştır. Ahmet Ağa belediye nizamna- mesi mucibince cezalandırılacak tır, ! İ —om Elektrik tarife komisyonu Üç ayda bir toplanmakta olan tramvay tarife komisyonu bu ay nihayetine doğru toplanması bil - dirilmiştir. Daha evvel de elektrik tarife komisyonu toplanacaktır. bele yenir. Bu hal asabiyetimi- İp olduğu için bir suitefeh- e gelmiştir. lu hastahanesi, bütün ga- tgre ve bu meyanda “HA. eski Beykoz nüfus memuru Meh - *de her vesile ile kolaylık tedir. Bahusus başhekim Ve hi b hizmetimize daima yar. > Geçenlerde, bir yanlış N, endi efkârı umumiye- yüzüne. bu muhterem a mensuplarını mâne.4| Ylmas kaçakçıları #diğimi görüyorum. İtizar , İKİ Mu sake Kaka imiz tesis edilecek hastahanenin bir an 1 için azami gayretle mas, NE Va (va-No) paşa hastahanesi klı hastahane ilk da açılabilecek dır. liraya eski Tıp Fakül Hastahane bina- tamirat ve tdilâ. çıkacağı anlaşıl- Vee binaların karşısma ye- Mutfak ile bir çamaşir. il başlanmıştır. Hasta. arak ilkbahara doğru a- m. anlaşılmaktadır. Yeni ei Aya si g w, iki Va 2 i etrap İnşası şubat nihayetine * olacaktır. Vu, hircilik için biri Ankar, İstanbul Beledi- talebe a iki erilecek malömata göre, Gü- Arka, isi mezunla- ü Sağa şehircilik tah Vrupaya gönd e gönde- Bunlar, tetkikat yapıl- dan biri İstan. ra belediyesi nam #ehirlerin beynelmilel mü. i Nüfus teskeresi sa- i tanlar yakalandılar | Mardros isminde birine sahte nüfus tezkeresi yapmakla maznun met ile bu nüfus tezkeresini sat - makta vasıta olan Artin yakalan- mışlardır. Haklarında tevkif mü- zekkeresi kesilmiştir. ——— Ermaskaşırmaktan suçlu ola- rak dün sekiz kişi yakalanmış, tevkif edilmişlerdi. Bugün de Bağ- dasar oğlu Yervant, Sükyas oğlu Partif, Vartan oğlu Viran, Ka- rabet oğlu Torhom isimlerinde dört kişi yakalanmıştır. Bunlar da adliyeye verilmişlerdir. geümelmirik i Memur süsü vermiş Salâhattin isminde bir genç | Beyoğlunda Sabahatin randevu e- vine giderek kendisine memur sü- sü vermiş, tevkif edilmiştir. Sa- lâhattnin muhakemesine Sultan - ahmet sulh ceza mahkemesinde bakılmış, şahit celbi için muhake me başka bir güne bırakılmıştır. <a m Davasından vazgeçti Hafta mecmuası aleyhine da - va açan Morg hademesi Osman ağa, davasından vaz geçtiğini mahkemeye bildirmiştir. Bu da- va yüzünden iki aya mahküm olan İ muharrir Nizamettin Nazif Beyin mahkümiyeti de düşmüştür. | —0— Haydar Bey Anka- raya gitti Maarif müdürü Haydar B. dün | akşam Ankaraya gitmiştir. Hay - | dar Bey mezuniyetinin on beş gü- nünü Ankarada geçirecektir. tehassısların hazırladıkları “plân- ların tatbikinde bunların çok işe yarıvacakları anlaşılmaktadır. İ san var anana 43942000408 460080 asama HABER — kşam Postası, Şarl yeyi biraz daha ilerlemiş buluyorum | Şehrimize gelen Paris üniversi - tesi rektörü Prof. M. Şarletti Ro - manyaya gitmiştir. M. Şarlettin şehrimizden ayrılırken kendisiy - le görüşen bir muharririmize şun- Tarı söylemiştir: “ — Türkiyeye bundan dört yıl İ önce bir kere daha geldim. Her ge- lişimde biraz daha yükselmiş, bir az daha ilerlemiş görüyorum. Üniversitenize gelince: Üniversite hocalarınızla yaptı- ğım kısa bir konuşmada yüksek bir ilim sahibi olduklarını anla - dım. Fakültelerinizi gezdim tale - belerin çalışma tarzlarmı çok iyi buldum. Çapadaki muallim mektebi- ni de gezdim. Burada iki saat ders dinledim. Ders veren hocaların derslerini çok güzel ve usul ted - rislerini muntazam gördüm. Bun - dan sonra Türkiyeye tekrar gele- ceğim. O zaman doğrudan doğru- ya Ankaraya (gidecek ve orada Türkiyeyi kurtaran büyük Önder » lerle görüşeceğim. Profsör Şarletti Romanyaya gi- ! decek ve oradan Viyanaya uğra * yacak Viyanada bir gün kaldıktan sonra tekrar Parise dönecektir. 7.1 ez PeLİ/TE| e Karl, Çabuk söndürüldü Dün saat altı buçuk sıralarm - da Mercanda Şerifpaşa hanında terzi Ohanes Efendinin atelyesin- de yangın çıkmış ise de söndürül- müştür. Tramvay çarptı Beyoğlunda İstiklâl caddesin * de Palas otelinde garson Teodos Efendiye 127 numaralı tramvay çârparak yaralamıştır. Kumarcılar Beyoğlunda Halâskâr Gazi cad- desinde Araklinin kahvesinde ku- mar oynadıkları görülen Hristo | ve Mustafa yakalanarak adliyeye verilmilerdir. kirim ai Hamal Hüseyi- nin kalbi durdu Dün gece Köprünün Adalar is- kelesinde bir ölüm vak'ası olmuş - tur, Hüseyin isminde bir (hamal sırtımda büyük bir denkle Köprü - nün Adalar iskelesine gelmiş, he- men kalkmak üzere olan vapura yetişmek için acele etmiştir. Hüse- Yin tam parmaklıktan © geçerken birden bire yere düşmüştür. oEt- raftan koşuşanlar hamalı denk al- tından çrkarmışlardır. Keyfiyet- ten bir zabıta memuru haberdar edilmiş, bir doktor çağırılmıştır. Hüseyin bir kaç dakika sonra öl müştür. Yapılan muayenede Hü - seyinin kalp durmasından öldüğü anlaşılmıştır. (Amerikalı mütehassıs Ayasofya mozaiklerini açmak» la uğraşan Amerikalı mozaik âli - mi Mr. Vitmor üç ay için Parise gitmiştir. Kalpazanlar tevkif edildi Sahte bronz para basmaktan ! suçlu Halil, diğer Avni ve arkadaşı yakalanmışlar - | dır. Hüseyin Avninin arkadaşı | Samur Sabri isminde biridir. Bu - nun sahte paraları sürmekte oldu- ğu anlaşılmıştır. Hüseyin Avni paraları metresi Zehra Hanımın evinde yaptığı anlaşılmış, her üçü | yedinci müstantiklikçe tevkif e - dilmişlerdir. —— Türk - Yunan anlaşması Türk — Yunan takas anlaş - ması gelecek ayın on beşinden iti- baren tatbik edilmeye başlanacak- tır. Bu anlaşmaya göre, Türkiye - den Yunanistana gönderilecek eş» ! ya beş bölüme ayrılmıştır. Birincide canlı hayvanlar ve ta- ze balık, ikincide yumurta, hubu- | bat, kümes hayvanları, peynir, 60- ğan, sarmısak ve pastırma, suçuk, üçüncüde pamuk, yün, dördüncü - de kömür, tuzlu konserve, beşinci» | de diğer Türk mahsulleri vardır. KARL Fethi Bey Kültür bakanlığı umum müfet.- | tişlerinden Fethi Bey yarın akşam, Ankaraya gidecektir. em Tasarruf haftasında | mektepler Birinci kânunun ilk haftasın - da bütün mekteplerde (tasarruf haftası olacaktır. o Talebelere bu hafta zarfında konferanslar veri- lecek, temsiller yapılacaktır. Aynı zamanda tasarruf hak - kında en güzel yazı yazan talebe - i lere mükâfat verilecektir. | —— | Halkevinde konfe- rans ve konser Pazartesi günü saat on yedide | Halkevinin Cağaloğlundaki mer - kez salonunda müze ve sergiler şubesi azasından Hikmet Turhan Bey (Antepli mütercim Asım e » fendinin hayat ve eserleri) hak « kında projeksiyonlarla bir konfe - / rans verecektir. Bu konferanstan | | sonra konservatuvardan bir heyet ismi Hüseyin | tarafmdan oda musikisi destan konseri verilecektir. Kİ ağu diği Bir ay hapis yatacak Sucu Süleyman ile arkadaşı su- cu Şahin birbirlerini dövmekten suçlu olarak üçüncü ceza mahke - mesinde muhakeme edilmişler, İ muhakemeleri bitmiştir. Süley - man bir ay hapse mahküm olmuş, Şahinin on iki lira cezası tecil e | dilmiştir. zman Ecza fiatları Heyet Ankaraya hareket etti İcra tarifesini hazırlıyacak o « lan komisyona İstanbuldan aza o « larak çağrılan eczacı Hüseyin! Hüsnü, Necip, Nizamettin Beyler dün akşamki trenle Ankaraya git - 3 — —— Öz Türkçe Gönüllüyüm YBaş tarafı 1 incide) Sen misin o korkulan? Her gün sesi duyulan. Acunan tapusunu, sen mi çikardın ulan!? Lâf senin, kaftan senin.. Dört bir yan, toptan senin! Hangi dal- gadasın ki; yel senin, kaplan se- nin! Bilmek isterse Balbo; söyleyim: Yigit Sırp 0! Onun yanında kim var? Ben varım ben, be hırbo! Bak çalım satışına! Acuna çatı İ şına/ Tabanını yırlarım; çıkma çizme dışına! Gönüllüyüm, gönüllü! Benim savaş üdülü. Bekliyoram hadi gel; seni gidi kalp dölü! Seni gidi dalçene! Çatarsın her geçene. Sağlıkla mut dilerim, al kanını içene. Her şeyden geçeceğim; onu ben içeceğim!.. Ankara'dan Roma'ya kanıyla göçeceğim! İkide bir lâfetme! Her lâfında gafetme! Barış uman acuna, içyü- züne vaf etme! Gir çizmene sus arfık! Bıktı her Ulas artık! On dört yıldır bağır- dın; kıs sesini, sus artık! ikide bir taklaşma! Paralarım, yaklaşma! Bir gün olsun erkek ol; bitevi altâklaşma! AKA GÜNDÜZ Türkçe sözlerin osmanlıcalarını aşağıya yazıyoruz: Taknak — Yerine göre değişir. Kılıç takmak veya kuşanmak, bi- lezik takmak. Burada ehemmiyet vermek manasma öz halk kelime- sidir. Bir de takı vardır. Gerdana takılan altınların veya inci, elmaz- İ ların heyeti mecmuasına derler. Takıntı; borç, tasfiye edilmemiş iş veya hesap demektir. Ergen — Gençlikten hayata girmiş, ergin başnadır, kemale var. mış demektir, Geçkin — Yaşı geçmiş, ömrü u- zamış, ihtiyar. Taklaş — Türkçenin vasfı ter. kibilerindeki ahenk ve güzellik hiç bir dilde yoktur. Tekbaş, dalkılıç, akbaş, tekben gibi.. Yapayalnız kaldım, hiç kimsesiz yaşıyorum di- yelâf yardımcı kelimelerile söyle- neceğine bir tekbak demek hepsi- ni ifadeye yetiyor. Türkçe bu ka. dar zengin ve incedir. Üdül — Aslı üğdüldür. Halk di. * linde üdül olarak yeraldığı için ü- dül kullanmak gerektir. Herhan- gi bir musabakanın kazananına ve- rilen hediye, mükâfat. Mukaddes işlerde kurban mânasma gelir ki yazan burada © mânaya kullan mıştır. Havra — Halk dilinde çok gü- rültülü yer mânasına kullanılır. Palavra — Halk dilinde Roma- lar son devrindeki imparator- larınm ortaya savurdukları kuru sıkı lâflar mânasınadır. Kavramak — Bir fikri kavra- mak, iyice anlamak; bir sopayı, silâhı iyi tutmak; güreşlerde şira- zazeden, kasnantan, belden kav- ramak; döğüşte hücum etmek. Şapşal — Enayinin, budalanın | kâtmerlisi, Lololo — Atillâ garp dönüşün- de Romaya saldırdığı zaman Ro- ma imparatoru askerine lolole! di- ye bağırtmıştı. Bu yaygara ile A- tillânın korkup kaçacağını ummuş- tu. Balbo — Eski bir Habeş jene- ralidir. Otuz, otuz beş sene evel İ- talya Habeşistanı yenip fetetiği zaman Odisababa'da Mareşal Nahtabanelli tarafmdan esir edil mişti. Miis adasmın şimalinde Hünnaktan vefat etti €