I.)okuma fabrikası (Baş tarafı 1 incide) yi programının eserleridir. Sümer- bankın diğer mevzuları bugünkü sözlerimin haricindedir. Cumhuriyet kurucu ve yapıcı bir varlıktır. Türkler yeni bir fab- rika kurulduğunu işitmekten mem nun oluyorlar, Müsade buyurursa- nız şimdi bizi dinliyen bütün memlekete Ereğli bez fabrikasının vasıflarını anlatayım. Ereğli bez fabrikası ince bez i- çin kuruluyor. Şimdiye kadar memlektimizde yapılmayan saten ince astarlık, mermerşahi, beyaz ve renkli patiska dokunacaktır. 15 bin iğ ve 250 tezgâh — olacaktır. Yalnız bu fabrika pamuk ekicilere 7 bin balya istiyen yeni bir müşte- ri olacaktır.Pamuklu dokuma işini pamuk yetiştirmek işi ile birlikte takip ediyoruz. Pamuklarımızın hem cins hem miktarı için aldığı- mız tedbirler müsbet neticeler ver- mektedir. Görüyorsunuz ki fabri - ka kurarken çiftçilerimiz aynı za- manda faydalanmış oluyorlar, E - reğli bez fabrikasına — elektrik santralı ve işletme sermayesi bir - likte olarak — üç buçuk milyon li- ra harcanacaktır. Takriben 1250 amele çalışacak, 4 milyon metre kumaş çıkacak ve ayrıca 500 bin kilo ince iplik elde edilecektir. Sü- mer bank 1935 yılı bitmeden Ereğ- Hi bez fabrikasını işletmeğe başla- tacaktır. Verdiğimiz — rakkamlar harcanacak paranın mikdarı, te - şebbüsün ehemmiyetini anlatma - ğa yetecektir sanırım. Diyebiliriz ki, Ereğli bez fabrikası ile, memle- ketin ökonomik varlığı his oluna - cak surette kuvvetlenecek ve zen- ginleşecektir. Ereğlide, gerek ka - sabalı, gerek köyden gelen vatan- daşların gösterdikleri sevinç ye - rindedir. Bu müessese için halkın Sümerbanka yardım etmek yolun- da elinden geleni yapmak gayreti- ne teşekkür ederiz. Hatiplerin be » nim ve arkadaşlarım için söyle - dikleri lütüfkâr sözlere ayrıca te - şekkürlerimi sunarım. Büyük Ön- derimiz Reisicumhur Hz. ne bugün de her taraftan taşan coşkun sev- gi tezahuratına — şahit olmaktan çok mütehassis olduk. Bu samimi ve asil duyguları — Reisicumhur Hazretlerine arzetmek benim için şereftir. Ş Şimdi hep beraber değerli işi - mize, Ereğli bez fabrikasının te - melini atmak işine sevinçle başlı - yalım.,, Başvekil Hz. Niğdede Niğde, 20 (A.A.) — Başvekil İsmet Paşa Hazretleri, yanlarında Ökonomi ve Nafia Bakanları Ce - Tâl ve Ali Beyler ve maiyetleri er- kânı olduğu halde bu sabah saat yedide Niğdeyi şereflendirdiler. Paşa Hazretleri tekmil Niğde ve civarı halkının heyecanlı tezahür- leri ile karşılandılar. M. Musoliniye rakip çıktı (Baştarafı 1 inci de) bahsettirmek fırsatmı buldu;: İtal- | yanın Afrika müstemlekesini ge - nişletmek işine girişti. Bir iki haftadan beri İtalyanın Şimali Afrika müstemlekesinde, Habeşistan üzerine askeri bir ha - reket yapmak için hummalı bir ça- lışma vardır. Şark lokarnosu işin - de İtalyanın aksilik çıkarmaması için şimdiye kadar Fransa ile İn - giltere bu hazırlıklara ses çıkar- mamışlardı. Balbonun, İtalyan emperyalist- lerin başına geçerek böyle bir işe girişmesi İtalyan sanayi erbabiyle bankerlerinin muhabbetini kazan- mak içindi. Çünkü bu efendiler bu yüzden İtalyadaki buhranım aza - lacağı ve ceplerinin dolacağı ümi- dine kapılmışlardır. Halbuki M. Museolini yıllardan beri çalıştığı halde buhrana - bir deva bulmaktan âciz kalmıştı. Balkanlarda, ve Arabistanda da siyasi muvaffakıyetsizliklere uğ - ramış, hele Fransanın Rusya ile yaptığı son mukaveleler yüzünden çok müşkül mevkie düşmüştü. Bu- na mukabil Almanya ile uzlaşma- B1 vaziyeti tevzin etmeklen çok u - zak kalmıştı. İşte bu yüzden Balbonun Habe- şistanı istilâ teşebbüsü en ziyade ve doğrudan doğruya Mutolininin şöhretine dokunmaktadır. Fakat bu hareket İtalyaya pa - halıya mal olacaktır. Bir kaç ay evvel İtalyan parasını korumak için Fransa Bankası M. Musolini - ye yardım etmişti. Fakat Fransa - nın İtalyaya yeni bir avans yap - ması için Akdenizde bahri müsa- vattan vazgeçmesini İtalyaya şart koşması muhtemeldir. Bununla beraber İngiltere ile Fransa Mareşalin tuttuğu bu — işi başarmasını herhalde iyi telâkki e demezler, Hele Fransızlar Mare- şalin ileri hareketini kendi müs- temlekeleri için bir tehlike addet- mektedir. M. Musolini'nin şöh- | reti daha ziyade tehlikede değil midir acaba? Posta memurları (Baş tarafı 1 incide) dürlüğünden gelen bir emir üze - rine İstanbul merkez postahanesi ile diğer postahanelerde kişeler - de bulunan hanım memurlar kal - dırılmış, yerlerine erkek memur - lar getirilmiştir. Hanım memur - lar kalemlere taksim edilmişler - dir. Hanımlardan ikisi de Ana - dolaya tayin olunmuştur. Bundan başka İstanbuldaki posta memurları arasında yeniden bir çok değişiklikler yapılmakta . dır. Bir kısım memurlar Anado - luya tayin edilmiştir. ğ Bu tayin ve nakil emirleri bir lis- te halinde Ankaradan gelmekte - dir. —Posta tevziaatımmım — daha sür'atli yapılması için de müvezzi adedi arttırılacaktır. İsmet Paşa Hazretleri, hükü - Atînada komünis- met dairesini teftiş ettikten sonra Halkevinde şereflerine verilen çay ziyafetinde bulunmuşlar, son- ra Halk Fırkasını — ve belediyeyi ziyaret etmişlerdir. Başvekil Hazretleri, bundan sonra Alâettin tepesini, tariht bir çok eserleri tetkik buyurmuşlar, muhtelif mücsseseleri gezmişler ve Kaya ardı elma bağlarını gör- müşlerdir. Dönüşte, halkın içten gelan sev- gi ve saygı tezahürlri arasında sa- at 11 de otomobillerle Bor'a ha- reket etmişlerdir. ler arasında kavga Atina, 20 — Dün akşam bir ko- münist gazetesi idarehanesinde bir meseleyi müzakere etmek için toplanan komünistler, aralarında kavga etmişler ve zabıta içe mü- dahale etmek mecburiyetinde kal- mıştır, Kavga pek çabuk komünistler- le polisler arasında bir mücadele- HABER — Akşam Vostası YAŞİF APCRRERR P 24 Ikinci teşrin 193 Almanya harbe 1914de milletler | Cenevre hazırlanıyor (Baştarafı 1 inci de) çıkarabileceğini zannetmektedir . Diğer taraftan — Almanyada silâh ve patlıyan maddeler imalâtı, ar - tan bir hızla ilerlemektedir, Fransız hükümeti, söylendiğine göre, milli müdafaa için 750 mil- yonluk bir fevkalâde kredi verme ge hazırlanmaktadır. ... Paris, 20 (A.A.) — Ordu Ba - kanlığının bu yıl için istediği ak - ça geçen yıl aldığı akça kertesin- dedir. Parlamento ordu komisyo - nunun raporunda beş milyar 689 milyon frank konulmuştur ki ordu bakanlığının istediğinden 380 mil yon frank azdır. Ancak sınırların pekiştirilmesi için Törünün iste - diği 800 milyon frank bunun için- de değildir. Raporda Alman ordusunun sa - yısı ve silâhları uzun uzadıya an- latılmaktadır. Rapora göre bugün Almanyanın silâh altında bulun - durduğu adamların sayısı 480 bin olup bunların 300 bini Rayşverdir. | 1935 yılında bu 480 - bin kişi 600 bine çıkarılacaktır. Silâh altında bulundurulan bu güçlü orduya ye- tiştirilmiş yedekler de katılacak o- lursa Almanyanın devşireceği or- du sayısı 4.900.000 4 bulur. 1935 de Almanya bir kaç gün içinde beş buçuk milyon kişiyi silâh altında toplıyabilir. Sınırların sağlamca tutulması için kurulan gönüllü bir- likleri bundan başkadır. Raporda Almanyanın yetişmiş | dört bin kadar pilotu bulunduğu | ve pek çok ta uçakları olduğu ya- zılıdır. Kurup fabrikaları top yapılarını — arttırdığı gibi barut fabrikaları da yapılarını çoğalt - mışlardır. Raporun sonunda deniliyor ki: Anlaşmalar ve silâhların bıra- kılması için verilen bunca emek- lere rağmen, Fransanın komşu » ları döğüşe hazırlanıyorlar. Ba- rişin bozulmaması — isteniyorsa | Fransanın güçlü bir ordu elde bu- | lundurması gerektir. Kâzım Esat B. Istifa etti fakat kabul edilmedi Aldığımız malümata göre, Diş Tababeti mektebi müdürü Kâzım | Esat Bey, Tıp fakültesi dekanlığı - na istifanamesini vermiştir. Kâ . zım Esat Bey sıhhi — sebeplerden dolayı istifa ettiğini bildirmiştir. İstifaname dün Tıp fakültesi de - kanı Nureddin Ali Beye verilmiş - tir. Dekan Nureddin Ali Bey bu- nun üzerine Kâzım — Esat Beyle görüşmüş ve istifayı kabul etme - diğini bildirmiştir. Diş Tababeti mektebinin terakki ve inkişafın - da büyük hizmeti — geçen Kâzım Esat Beyin istifanamesi dekanlık - ça kabul edilmeyince Kâzım Esat Bey istilanamesini geri almıştır. Çok çalışkan ve kıymetli bir unsur olan Kâzım Esat Beyin mektpeten istifası şayi olunca bu haber bü - tün arkadaşlarını — müteessir et - mişse de istifa kabul edilmeyince hepsi sevinmiş!?», Bulgaristanda bir komünist ası'dı | Sofya, 20 — Kazanlıktaki as- | keri kışlada askerler arasında ko- | münistlik tahrikâtı yapan mhur] Bulgar komünistlerinden Lazar İvanofuaçef Idama mahküm edil- | cemiyeti (Baş tarafı 1 incide) Sarın akrbetini Kânunusani 13 te belli olacak, Bu mesele, Yugoslavya — Kralı Aleksandr Hazretlerinin Marsilya da feci surette katlinden sonra, Yugoslavyanım komiteciler aley - hine Milletler Cemiyetine yaptığı müracaatlaradn doğmaktadır. Yugoslavyanın şimdiki halde Macaristanı da itham eder vazi - yette olduğu gelen haberlerden anlaşılıyor. Son posta ile gelen - İngilizce “Deyli Herald,, gazetesinin siyasi muhabiri, Yugoslavyanın, suikast- ta dahli olduğuna hükmettiği- Macaristana karşı bir takım itham ları olduğunu yazıyor. Ve bu hâüdiseyi, 1914 harbi u- murul başlangıcı devrelerine yak- | laştırarak, o zaman da Ayustur - ya — Macar'stanın, “Sırbistan,, a böyle bir ithamda bulunduğunu göstermek istiyor. Macaristanda Yanka — Pusta mevkiinde barman tethişçilerin, Macar zab'tleri tarafından yetişti- rilmekte olduğu iddia ediliyor. Yugoslavyanın bütün mütale- batını hazırlamış olduğu ve —İn - giliz siyasi muhabirin'n yazdığıma göre— bunun Saray — Bosna ci- nayetini müteakıp Avusturya ta - rafından verilen meşhur ültimato- ma benzetildiği görülüyor. Daha bir çok sebeplerden 1914 le 1934 hüdiseleri arasında müna- sebet bularak, nihayet, bu iki vak' ayı birbirinden ayıran biricik ve en mühim farka geliyorlar. O da şudur: 1914 harbine sebep olan vak'a esnasında, “Milletler Cemiyeti,, diye bir teşokkül ortada yoktu. Meselâ bugrün Yugoslavya ülti- mâa'om gönderemez. Cenevreye, Milletler Cemiyetine müracaat et- mek zarurelindedir. Beynelmilel misakın 11 nci maddesi mucibin- ce, “beynelmsilel sükünu kurcalı - yacak,, bir vaziyet hâdis olduğu zaman, Cenevrede buna dikkati gelbetmek lâzımdır. * Şurada bir diğer mütaleayı göz önüne getirelim: Marsilya hâdisesi vukua gelin- ce, bir çok mühim siyasiler de da- hil olduğu halde herkes, derhal u- mumi bir kargaşalık daha meydan alacağını zannetmişti. Halbuki bu hemen böyle olmadı. Milletler Ce- miyeline müracaat suret'le işi sü- künet ve itidalle halletmek yolu- na girişiyorlar. Diplomat muharrirlerden biri- si, bu vaziyet üzerine demiştir ki: “Eğer 1914 te de bir Milletler Cemiyeti olsaydı, 1914 harbi de çıkmıyacaktı.,, Bu itibarla Milletler Cemiyeti- nin şimdi ne mühim bir vazife karşısında bulunduğu , kestrilebi - lir. Milletler Cemiyeti faaliyetine şimdiden geçmiş bulunuyor dene- bilir. Devletlerden bazıları, gerek Yugoslavya gerek Macaristana tavsiyelerde bulunuyor, kendileri- le görüşüyorlar. Macaristana, müsalemetperver hareket etmesi için İtalyanın tay - siyede bulunduğu yazılıyor. Yugoslavyanın Milletler Cemi- yeti murahhası Mösyö Fotiç, Pa - riste Fransız Hariciye Nazırı ile görüştü. ü İngiliz gazetesinin anlattığına ye dönmüş ve her iki taraf silâh | miş ve evvelki sabah saat 4 te | göre: Fransız Hariciye Nazırı, Yu kullanmıştır. Neticede 20 kişi ağır ve 15 kişi hafif olmak üzere yara- Sasalğlamı d açi GAS Plovdiv hapishanesinin avlusunda asılmak suretiyle hüküm infaz e- dilmiştir. goslavyanın, Macaristanı itham - dan sarfınazar ederek, umumt? su - rette “tethişçi hareketlere,, dikka- (Baş tarali IŞ Tevfik Rüştü Bey safir kaldığı Türk sefaretlf ne gitmiş ve orada dost lerin diplomatlarını kabul tir. Bundan sonra saraya ? ve Kral İkinci Petro ile ? Maryanın ziyaret ıleftatnf | lamıştır. Oradan da Hariciyt zaretine gitmiş ve oradaâ Üçle uzun müddet görüşm!” M. Yevtiç, Tevfik Rüştü Yugoslavya hükümetinin W" ya suikastı hakkında —V| Cemiyetine verdiği muhtt kında uzun uzadıya izahst miştir. Tevfik Rüştü Bey Balkâf ğ fının mümessili sıfatile bt rayı Milletler Cemiyetindt | ve müdafaa edecektir. İki nazır bundan sonrâ Kral Kuez Pavlo Ha: verdiği öğle yemeğinde mak üzere Topçider'deki ya gitmişlerdir. Ayasofyada muzayik (Başlarafı 1 H k si kaplıyan mermerler tem bir çok yerleri tamir edildi: teksin büyük yüksek pent yıkandı, bir çok kırık kıldı, sağlamlaştırıldı. Şunu lemek isteriz ki, mermerl! mizlenmesinde yapma bir laklık vermeyip ancak yı di oluşlarındaki zengin renk damarların görünmesine ** runmasına uğraşılmıştır. Narteks; mermerleri, m0”, , leri, mozayikli resimleri v€ A N makışlarile dünyanın en altin sahasıdır. — /' Bütün ilkbahar; ymı" zün Cumadan başka bergö" | bahın sekizinden öğleye K birden beşe kadar caminin tabakasında çalışılmıştır. raylar üzerinde yürür tekerif bindirilmiş teleskopvari ile kıbledeki tabakanın to na ulaşan ikinci çelik iskele? yere uzanan ve yürüyen © merdiven daima kullanılı di. Bu makinelerle tonoslaf” duvarlara yetişilebiliyor V&? | ların altında hâlâ mozayik nup bulunmadığı yoklanı Kıble batıdaki vestibü nan mozayik resim ni , vesmin tarifi basılıp yayıy, çılmak üzere hazır bulun#' ) Mister Vitmore — bul Perise hareket edecektir: / ti celbetmek ve bu mjf taya koymakla iktifa etmt ni ileri sürmüştür. ği Yugoslav murahhası, M' ! kümet merkezile muhabt rişmiştir. T Önümüzdeki hafta Cemiyetine dahil bui“' sulhu sağlamlaştırma içi den geleni yapmağa 8" Yugoslavya v kanl:n N Cenevre, 20 (A-Â: 4 nlaşma törüleri ( bakanlarının dünkü " Bu 16 ya kadar sürmüstÜ Jiğ lantıdan sonra hiç bİ” * Ç)İ | memişse de R:::ıll'd Ş vak dış bakanları * lığı deiorlemek"d de j goslavyanın Cenev” / rini elde edecekleri /? duğunu söylemişler e: İ