Sam m ormanların * yapraklı Yüzünden yazın çalışmak nm bu çalışm ar, Yulamıyan Samsun av- Sa itibariyle tekrar fa- Ümmi Seçmiş, ilk süreklerini geç- Cuma günü yapmışlardır. diki ba doğrusunda ve 17n- eni ormanlıkta yapı- ürek, yaprakların henüz e» dökülmemiş olmasına en avcılarımıza, göze çarpan marti daha kazandır- Kn avcılar ve atçılar klü- n “Rümüzdeki güz ve kış ayları Pİ zeniş bir çalışma proğramı — rdır. Bu proğrama gö- ün hayvanlarla mücadele €- hd saba, Alçam'dan, Termeye e yan 155 kilometrelik bir At İV an ormanlıklardır. Nez zi muhtelif yerlerinde ilen mümessillikler, klüp- Şkimi Pehang irtibatlarını saklıyacak ap noktada faaliyetin teksifi ederse malümat verecekler- Samsunun çok çalışkan bir f Mite, lü olan avcılar klübü, mu Yüç,, gördükleri rağbet ve alâka da en aza mevcutlarını gün- Süne arttırmaktadır. V, Avcıların bu faaliyeti, Ziraat | Ületinin de dikkatini almış, iyilerine Vekâlet tarafından ' ye © lr Bundan başka, mücade- GE büyük hizmetleri görülenlere i ğ e barut verilmek üzere istesi istenmiştir. a ytak — Uşak Halkevi çalışma & retli bir surette devam « Bugün yedi Faaliyet şubesi n Halkevimiz kendisinden nen mühim işleri görmek için in maktadır. amın çok değerli yardım- marn yüklendiği bü- lie leri emin yollarda ileri- ahi götürmektedir. Evimizin tı, * tarihe malik olmasına rağ- n İlşması ve verim alması ö- k değer bir şekildedir. — en canlı şubeleri ara- Mn İtesini teşkil eden arka- Aralarında iş bölümü yapa- Maş Sporunun muhtelif sa Mekty isi Salışmalarını tanzim er, araf Cuma günü muhte- âit canlı nümuneler gö Ne Bilhassa avcılar kulü- Salışması her zaman ken ür, Bi Övmeğe değer bir şekilde- Ro belüpte kapanan dikkati cek ağa im nokta bir disiplin gin 3y Olunan haftalarda muh- m ntakalarında avlanan a Sösterdikleri büyük Müz me bu kulübü- Yyanatla mücade- lan kabul maa köylümü *por şubesi gelmektedir. | altında çalışmaları: | Halk dershaneleri çok verimli işler görüyor Şu on yıl içinde Uşakta görülen | spor ve gençlik faaliyeti bu işe yüksek yardımlarda bulunan bü- yüklerimizi memnun edecek hâdi- seler arasındadır. Evimizin Güzel Sanatler şubesi de çalışmasına devam etmektedir. Bundan sonraki çalışma daha ve- rimli olacak ve daha tabii şartlar içinde geçecektir. Güzel Sanatler şubemizin musi- ki kolu bundan sonra çizdiği bir proğramla Alafranga musikinir az zamanda özleşmesine çalışa- caktır. Bu maksadı temin için de büyük bir hevesle çalışmaktadır. Bu şubemizin resim kolu da ça- lışmasını tanzim etmiştir. Pek ya- kında güzel ve iyi eserler görme miz kabil olacak, sanat aşkının ha: kiki nümuneleri sevinçle görüle- cektir, mını tanzim etmiştir. Her hafta muhtelif mevzular üzerinde bil- ginler tarafından konferanslar ve- rilecek faydalı görüşmeler yapıla- caktır. Soysal yardım şubemiz sığın- gan ellerini uzatmaktadır. Fakir ve kimsesiz vatandaşların dertleri- ne ortak olmakta onlarla alâkalı bir surette uğraşmaktadır. Kütüphane ve neşriyat şubemiz çalışmasını normal bir şekle koy» i muştur. Yüzlerce vatandaş hergün evimiz kütüphanesinde okumakta ve bilgilerini arttırmaktadırlar. Köycüler şubemiz icap eden a- raştırmaları yapmakta ve köylü- müze her günden faydalı olmağa çalışmaktadır. Nümune tarlaları hayvan ağılları kurmak çalışma esaslarını teşkil eylemektedir. Bu şubemiz köylülerimizle ve onların dertleriyle yakından alâkadar ol makta dertlerine devalar bulmak- ta ve aramaktadır. Evimizin diğer şubeleri de ça- ışmalarına devam etmektedirler. Evimiz çalışmasının canlı bir su- rette devamını teminde fırkamızın büyük yardımları görülmektedir. Spor ve gençlik İki haftadan beri şehrimiz gene sayılı spor günlerini yaşamağa başlamıştır. Sporumuza ve sporcu» larımıza her zaman yardım elleri- ni uzatan değerli belediyemiz bu defa gene canlı ve özlü spor gün- | İleri yaşamamızı lemin etti, Uşak- İ taki 3 kulübümüz arasına konulan İ (şehir kupası) maçlarına 2 birinci i teşrin 934 tarihinden itibaren baş- landı. Geçen hafta bu turnuvanın ilk karşılaşmasını yapan mıntakamız şampiyonu Turan İdman yurdu ile Ergenekon İdman yurdu takımla- rı güzel bir oyundan sonra berabe- re kalmışlardı. Bu Cuma yapılan Gençlerbir- arlardan kurtarmak- | liği — Turan İdman yurdu karşı: : laşması mevcut alâka ve sevgiyi Bm fudbol, atlıspor, | bir kat daha arttırdı. | Mi gibi en esaslı ve Çetin ve fakat kardeş bir müca- il da ciddi surette alâ- | deleden sonra her iki taraf ta iki- 0, a şer sayıyla berabere kaldı. — HABER — Akşam Postası A yy yg Ca , Çok Gezen Çok Bilir, , seyahat Neatları yy yy gg gg yy ay yp vd Halk dersi li kurslar | arakanyadan bir manzara şubemiz de kışlık çalışma proğra- V 4 yy RA ye a yy ML gk er ye Şili bir tıp ilide Allahın sesini duyan Maki'ler Arjantin ile Şili hududu arasın- da tunçtan muazzam, on beş metre yüksekliğinde bir İsa hykeli var - dır. Bu heykelin altında yarısı Şili, yarısı Arjantin hükümetine ait bir tünel vardır. Tren, tünelin tam! ortasma gelip te, haritalarda hu -| dutları ayırdığını gördüğümüz ha-| yali çizgiyi geçince, bir o elektrik! zili çalmağa başlar ve © trendeki! yolcular, hududu geçtiklerini öğ -| renmiş olurlar. İşte şimdi, Bahrimuhit kıyıla - rmda, Şilinin Arakanya vilâyetin- deyiz. Buranın yerlileri eski ka - bilelerden kalmadır ve kırmızı de- rililerdir. Bir çok tünellerden daha ge - çerek ve Ant dağlarmı aşarak Şi -| linin merkezi olan Santiagoya ge - liyoruz. Burası tamamen O asri bir. şehirdir. o Fakat ben, asri şehir -! lerden bıkmıştım. Maksadım Ara- kanyalıların bulundukları yerleri dolaşmak, onların sihirbazları ile görüşmekti. i Etraftan malümat (almak için Santiago eşrafından bazıları ile temasa geçtim. Çoğu yüzüme tü - baf tuhaf baktı, bir kısmı da sözü| başka vadilere döktü. Nihayet bi -| risi dedi ki: '— Doğrusunu söyleyeyim mi, bizim Arakanyalılarla pek uğraş - tığımız yok. o Biz asri bir memle- ket oluyoruz... Dilencilerle meşgul olmağa vaktimiz yok.. Artık ümidi kesmiştim. Kimse merakımı tatmin edecek bir ma - lâmat vermiyordu. Âdeta bana fena, fena da bakmağa başlamış - lardı. Bereket versin genç bit Şilili! yardım etti ve istediğim malümatı verdi. | Fakat bütün © ümitlerim boşa çıkmıştı. İlk rastaldığım Arakan. yalılar çiftlik uşaklarıydı. Bir kıs- mı'da amelelik ediyordu. Her şeye rağmen, madem ki buralara kadar gelmiştim, aramakta devam etme-i diri a ik size ee li eli ğe karar verdim. & iletemasa Hiç bir yaban.! geçmemiş, özünü muhafaza elmiş Arakanya kabile - lerinin bulundukları Tamukoya, hattâ daha ilerlerine gittim. Ora-l da, Arakanyalilar tamamen müs - takil yaşıyordu. Vakia Sili parlâ- mentosunda Arakanyalılardan da bir kaç mebus var ise de, bu kabi - lelere asıl hükmedenler Kasik de: nilen reislerdi. Haçiyandaroslar da, yani çift - liklerde çalışmak istemiyenler bu - ralar topalnmıslardı. Erkekler > raatla meşgul oluyorlar, kadınlar Maütas ve Şopinos denilen ve kürt halılarına benziyen renkli doku malar dokurlar. İşte son Makiler, yani sihirbazlar buralarda vardır. Arakanyalıların Makileri hem| kadın, hem erkek olabilir, o Maki olabilmek için ilk şart Allahın se- sini duymaktır. Bu sesin nasıl, ne- rede, ve ne zaman duyulduğu meç-! huldür. Ve işin tuhafı, bu ses yalnız Ma-; ki namzetleri tarafından duyul - maktaymış. Bir şeye dikkat ettim: Maki olanlar hemen eksöriyetle, kabilenin en miskin, en ise yara - maz, sıska ve cılız kimseleriydi . Anlaşılan, bu adamlar da, geçin - me yollarmı, ekseriyetle | halkın inanışları istismar © eden sahte peygamberler gibi, saf ve temiz kalmış hemcinslerini istismar ede- rek temin ediyorlardı. Maki olmak için, muhakka mu- ayyen bir yaşa sahip olmak lâzım- dır. Bu yaşa gelmeden kimse Ma- ki olamaz, bekler. Namzet olarak! bekler. O zamana kadar da, ona,! öteki Makiler, mesleklerini öğre) tirler. Makilerin vazifeleri, hastaları tedavi etmek, arada sırada muci- zeler yapmaktır. Mucizelerin yâr pıldığı hemen yok gibidir. Buna! mukabil hastalık tedavisinde bu adamlar, biribirlerine tevdi ettik- leri bazı nebati tedavi usulleri ile ki elinde bir dümbelek i kardılar. Maki şarkılar, oldukça faaliyet gösterirler. Yerliler, en çok kısır kadınları tedavi için Makilere müracaat e - derler. Hemen hepsi cahil ve saf olan Arckanya erkekleri, izdivaç işlerinde oldukça acemidirler. Bu itibarla, zevceleri çocuk yapma - yınca, onları Okısır zannederek Makiye götürürler. Eğer Maki er- kek ise, mesele (düşündüğünüz tarzda halledilir, ve kısır zannedi- len kadınm çocuğu oolur. Eğer Maki kadın ise, ona, o her medeni insanın bildiği usulleri öğretir ve gene çocuk olur. Böylece Maki - nin şöhreti artar. i Fakat bazan Makilerin içinde hakikaten bir operatör kadar usta olanları da vardır. Bir papaz bana şu vak'ayı anlattı: “Zavallı bir Arokanyalı (Vezi- kulit) denilen müthiş hastalığa tu- tulumuştu .Tedavisi için bir Ma- ki çağırdılar. Maki geldi. Bir elinde bir bıçak, bir demet ot, öte- vardı. Hastayı sedye ile kulübesinden çı- ilâhiler çalmağı dümbeleği söylemeğe, i böşladı. Bu ne kadar devam etti? Bilmem... Fakat yavaş yavaş ben de kendimden geçmeğe baş - lamıştım. Şarkı ve dümbelek si - nizlerime garip bir tesir yapıyor - du. Âdeta bayılacak gibi oluyor - dum. Her halde hastada benim duyduğum ayni şeyleri duyuyor « du. Nihayet Maki durdu. Hasta- ya yaklaştı, Bıçağının keskinliği » ni tırnağında muayene etti. Sonra hastanın osağ tarafını yokladı ve birdenbire bıçağı yay - tı. Açılan yaradan elini o sokarak (Vezikülü) buldu çekti, çıkardı. i Sonra elindeki yaprakları yara - nın üzerine koydu. (Vezikülü) al dı, çalı çırpı toplıyarak yaktı ve: — Yirmi güne kadar ,dedi, ya iyi olur, ya ölür, “İşin tuhafı (o hasta, yirmi gün sonra iyi olmuştu.,, Yolca