23 Eylül 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

23 Eylül 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T PT Z SS ÜDK aşar T —DT ü aX A D 23 Eylül 1934 (Baş tarafı 1 incide) Vekil beye, adliyeye ait işler Kakkında müddeiumumi Kenan ve Başmuavin Salih Esat beyler iza- Bundan sonra Şükrü bey daire- leri gezmiş ve teftişlerde bulun - mutşur, Vekil bey evvelâ istintak dairelerini dolaşmış ve burada yapılan muameleler hakkında su- aller sormuştur. sonra ceza mahkemelerinde gö - rülen davaları takip etmiş, üçün - cü hukuk mahkemesinde talâk da vaları hakkında sorgyularda bulun- muştur. Burada vekil beye verilen malümata göre bir yılda 3 bin bo- şanma davası görülmüştür. Adliye vekili birinci sulh ceza mahkemesinde de hâkim Reşit be ye, suçların hangi nev'ininçok lo- | duğunu sormuş ve hırsızlık vak - | alarının daha çok olduğumu, bu - nun bilhassa işsizlik ve açlıktan ileri geldiğini söylemiş ve hapis - hanelerin iş evi ve ceza müessese- si haline getirildiği takdirde cü - rümlerin azalacağı mütaleasında bulunmuştur. Saracoğlu Şükrü bey matbike - melerden sonra, icra dairelerini gezmiş ve çok beğenmiştir. Vekil bey adliyeden ayrılırken, yeni bina hakkında memnuniyeti- ni söylemiş ve demiştir ki: — Adliye binasır olmak üzere yapılmamış bir binada ancak bu kadar intizam temin edilebilir. Adliye vekili Şükrü bey, İzmir- hat vermişlerdir. 'de Rıhtım şirketinin bükümete 'devri hakkında şu beyanatta bu - Tanmuştur: #— Rıhtim - şirketinin hükü- metçe satınalmması işi hallolun - mustur, Bunun için konuşulan ve konuşulacak olan kısım, esasla a- lâkadar olmıyan teferrüattır. Bu teferrüntta iki tarafın biribirine göstermeleri lâzımgelen kolaylık- ların en iyileri hangileri olduğu - nu arıyoruz. Gölcükteki müzakerelerde şir - ketin devir ve mübayaası esasları üzerinde uyuşulmuştur. Bu esaslar ben Ankaraya var - dıktan ve hükümete verildikten sonra aynen neşredilecektir. Şim- diki mukavelede müddet hakkın - 'da derpiş edilen kısma göre, şir - ket en geç olarak bir kânumusani- de hükümete devredilmiş buluna- caktır. “İstanbul adliye sarayı hakkın- 'da bir kanun çıktı. Vekâlete lâ- zimgelen salâhiyet verildi, bir proje hazırlanmaktadır. Bina, vilâyet konağının arka - sındaki bir arsaya yapılacaktır. “Mahpusların ıslahı, — fikren yükselmeleri için bir kanun lâyi - hası hazıralnmıştır. Hâkimler ka- nunu yakında çıkacaktır. Kanun tedrict olmakla beraber her sene, bir yıl evvelkinden daha iyi bir hale getirilmektedir. Mektepte ye- tişmiyen “Alaylı,, hâkimlerin va » ziyetleri hakkında söylenecek bir şey yoktur. Bunun için hâkimler kanunu vardır. *“Münferit hâkim usulü, Türki- yenin her tarafında, lüzum ve za- rüret hâsıl olursa — İstanbulda da tatbik edilecektir. Yeni bir avu - katlar kanunu hazırlanmıştır. Ce- za ve ceza usülleri kanunlarında tadilât yapılmıştır. Bunlar memleket ihtiyaçları gö zönünde tutularak lüzumlu tadi - Mta uğramış ve meclise verilmiş Bazr kanunlardan ibarettir. Bunlardan maksat, halkın da - ha evvel ve daha süratli bir şekil- Adliye Vekili de hakka kavuşmasını temindir. “Kâlâk davalarının gecikmesi meselesine gelince, — evleninceye kadar herkes serbesttir, Evlen - dikten sonra cemiyetin malr olu - yor. Ayrılmak, evlenmek kadar kolay olmaz. Bununla beraber bo- şanma davaları bizde, diğer mem- leketlerinkinden daha kolaylıkla neticelendirilmektedir..,, Bugüri Ankaraya dönecek olan Adliye vekili Saracoğlu Şükrü bey günlük işleri tetkik ettikten son - ra Trakyaya geçecektir. Vekil bey Trakyada, yeni inşa edilen hapishaneyi görecek, adli tetkik ve teftişlerine devam ede- cektir. Almanya papalığı tehditmi ediyor (Baş tarafı 1 incide) manyanın Romadaki dini mümes- siline göndermiş ve meselenin i - azhını istemiştir. Papalık makamınım Almanya hükümetine müracaatta buluna - cağı ve Başrahip Müllerin sözle- rinde geçen mühim bir nokta hak- kında teşebbüsata girişeceği zan- nolunuyor. Başrahip Müller,, “Nazi hükü- metinin gayesi müstakil bir kilise tesisi olduğunu,, söylemiştir. Halbuki Almanyanın papalık- la aralarında mevcut konkordato- ya göre, Almanya, tabiiyeti altın- daki hıristiyanları serbest bırak- mayı üzerine almıştır. Siyasi mahafilde ise, bu vazi- yet “Sar,, meselesiyle münasebet- tar ir, Malüm olduğu üzere, 1935 se- nesinin başlangıcında, şimdi AL » manya, Fransa ve Milletler Cemi- yeti idaresi arasında münaziün- fih olan Sar mıntakası ahalisinin reyine müracaat suretiyle halledi- lecektir. Burada ahali ekseriyet itibariyledhangi tarafı isterse Sar o tarafa kalacaktır. Haebr alındığına göre, Papalık makamı Sar mıntakasının gene Milletler Cemiyeti idaresi altında kalması için, katolik ahalisi nez- dinde tesir icra etmekteymiş.. Al- manya ise, ilk fırsatta bu bavzayı kendi eline geçirmek niyetinde- dir. İngiliz gazetesi “Deyli Herald,, bu meseleye dair şu fikri yürüt- mektedir: “Vaziyet şu merkezde oldu- ğuna göre, Almanyanın bu tarz hareketi, Papalık makamına bir tehdit sayılabilir. Almanyanm Sar mıntakasındaki âmaline karşı men ft tesirlerde bulunan Roma, bu propagandasında devam edecek olursa Almanyadaki katolik ana - sırla tamamen arası kesilecektir.,, Tekirdağ şarap fabrikası (Baş tarafı 1 inchsayıfada) HABER — Akşam Postası YVahşilerin diliyle, şöyle bir beş dakikadan fazla homurdandı. Bu- lundukları yer göz alabildiğine çalılık ve taşlıktan ibaretti. U - facık gölge yapacak bir ağaç bile yoktu, » Abdül Faktnin homurtusundan sonra görünmeyen noktalardan bir sürü vahşi çıktı. Bunlarm kaç kişiden ibaret olduğunu anlamak kabil değildi. Sağda, solda, önde, arkada görülen bu karaltıların a - dedi herhalde otuzdan fazla ola - caktı. Bir kısmı, bir çenber halinde, reisleri olduğu anlaşılan bir vah- şinin etrafmda bir daire çizdiler gEvvETETEEUTEEELAENEE TUT RRA KAT ECEEKNER SA NENEAE A FU CERAENESECEDUEEEERKRECEKEYECEKELELENNE ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLUŞ Her parçası ayrı birrh;yecanla okunacak masera, kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romam AU Tefr ; ©. ika No. 42 %]l_ ve onun söylediklerini yapmak ü- zere dağıldılar. Süleymanım yere çakılan bir bü. yük kazığa diz çöktürerek geriden sıkr sıkıya bağladılar, Hergülü, kuvvetinden korktukları için ola- €ak, hem bağlamışlar, hem de ya- zmna iki mızraklı vahşi brrakmış- lardı. Herkes ondan ziyade Süley- manla meşgul oluyordu. Neden sonra Abdül Faki: — Herhalde dedi, Blanşa da bir ceza vermeyi aklımdan geçir- miyor değilim.. O da kendisine bir zararım dokunmasın diye yalvar - mak mecburiyetinde kalacaktır. Şehir Meclisi için kimler namzet yÇer N (Baş tarafı 1 incide) mumi meclin arasmdan), Hamdi Rasim bey (Tüccar), Recep Ferdi bey (Dokter), Musa Kârzım bey (Mütekalt kaymakam), Yusuf Ziyn bey ÇAvukat). BEYKOZ KAZASI Reoşat Yılmaz bey (Lâman girketi amumt KAtIbi), Ferit bey (Coracı), Mehmet Ali bey (Umami meelik azasmdan), — Balih bey (Tüccar), Kenan bey (Beykoz fabrikası gef- lerinden), Mehmet Tahir bey (Tüocar), BEXYOĞLU KAZASI Kara Mustafa oğlu Ahmet bey (Tüccar). nn (Umami mocliş azasından), Sadretlin Baver bey (Maden mühendisi), —Azir bey Zastik şirketi müdürü), Ressam Cemll bey (Cem), Sapli bey (Umumf mocis — azasın- dan), Asım bey (Bankacı), Hakkiye Emin hanım (Sabık kolordu kurusadanı Emin pe- şanım zevcesi), Kara Osman — oğla Sunt Üey (Tüccar), Nihat Rıza bey (Tüccar), — Nall bey (Bahriyeden mütekait), Mustafa Şevkwet boy (Avakat), — Halil Rüyştü bey (Mütekalt miralay), Hayri bey (Soyahat acentası mü- dürü), Kadri bey (Borsa komlseri), — Hafız Katf bey (Umumt meclis azasından), Tevfik bey (Bski şehle eminlerinden), — Kümil bey (Umuml meclis azasından), Osman Nuri bey (Tüccat), Habip zade Ziya bey — (Tüccar), Safi Nüzhet bey (Baytar), Tevfik Amir bey Hasan Fehmil bey (Doniz kaymakamlığından mütekait), Nall boy (Eezner Kdmyager), Necmettin bey Naci boy (Mühen- kam), Bedettin. bey Mulki bey (Kimyaker), Funt Reşat bey (Rih- tam şirketi müdürlerinden). EMİNÖNÜ KAZASI Kavanlalı Hüseyin bey — (Sabık İstanbul mebasu), Doktor Refik Münür paşa — (Dok- tar), Kemal bey (Zahire borsast - Komlseri), Raşit bey (Enmiyet sandığı baş murakıdı), Nafiz bey (Harbiye ve ihtiyat zabit mekttağı. deri muallimlerlnden), Refika — Hulüsi Beli. çet kanım — (Umuml meclis azasından), AN Rıxa bey (Doktor), Feridun bey — OMütekalt erkânıharp), Hasan Fehmi bey (Avukat), Ramazan zade Cemal bey — (Bcza tüccarı), Yusuf Ziya bey (İş Bankası İstanbul şabesi möüdürtü), Refik Ahmet bey (Vakrt gazetesi neşriyat müdürü), — Nemli zado Cemal bey re kendi menfaatini koruyabilme- 1 inci fiat.) Iyi bakılmış — her | si için isterse inhisar idaresine, is- türlü çürük ve bozuk üzümlerden âri ve yemeklik nevi ayrılmamış iyi üzümlerin fiati, 2 nci fiat.) Bakım ve yaradılışı ikinci derecede olan — üzümlerin fiati. 3 üncü fiat,) Evvelce iyi olup inhisar memurları tarafından be- ğenilmiş bağlarda her hangi bir sebepten birdenbire vukua gelen fenalıklardan müteessir olarak bo zulan ve idarece (Sumalık) tabir olunan diğer nevi yapıncak üzüm- lerinin fiatidir. Bağcının düşünüp piyasaya gö- | terse kabzımala veya sair mahalle üzümünü satabilmesini temin için lüzumu kadar zaman bırakılmış - tır. Fakat tespit edilen fiatler ge- çen sene bağcıyı mütereddit — bir vaziyette bırakmıştı. Üzümlerin dereceleri fabrika kantar mahal - Linde tespit olunacaktır. Sözleş - miş olan bağcı üzümünü ayni za - manda idarenin göstereceği ta - rihte koparmağa ve koparır ko - parmaz derhal masrafı kendine ait olmak üzere o günü fabrikaya naklederek kantar başında idare - ye teslim etmeğe mecburdur. gösterildi (Tüccar), Haat bey (Sabık İstanbul müddel- amumisi), Orhan Tahsin bey (Dektar), h- rakim Şükrü bey (Avakat), Hüseyin Kizım bey (Avnkat), Selâmi İzzet bey (Muharrir), Neşet Halil bey — (Matbuat mümessillerin- den). FATİR KAZASI Badettin Ferit bey (Avukat), Manyasl zade Feridun bey — (Umuml mecliş azasın. dan), Celâl Feyyaz bey (Avukat), — Temall Hakkı bey (Tayyara cemiyeti İstanbul mü- dürü), Vaafi bey ('Tüccar), Rıfki bay (Siger- *t801), Baha bey (Musllim), — Hiner Mocep bey (Tüccar), Asım bey (Avukat), — İhsan A (Dokter), Gelip Hakkı (Dok » GERİE İNT li çi ertr y ee «1), Bican bey (Umuml meclis Aazasindan), Lamalettin. Fazıl bey (Avukak), Necip bey (Boza tüccarı), Hulüsi Hrtoğral bey (Dok - tor), Muzatter bey (FPabrikatör), Tsmall Bıt- ı bey (Umumt meclis azası), Naci bey (Li- man inhisarr memurlarından), — Mesut bey (Eyüp fukaraperver cemiyeti retsi), Abdul- lah Finlüsi bey (Fabrikatör), — Kemal bey (Diş tabihi), Ali Mazhar bey (Doktor), Lâti. fe Bekir hanım (Kadın Birliği relei). KADIKÖY KAZASI Yusut Ziya bey (İltiyat deniz kaymaka. mar), Şefik paşa (MNİI Müdafaa cski mülste- garı), Resmiye hanım (Haldeı Şinasi paşanın refikaaı), Cemal bey (Umuml meclis azasın- dan), Naci Ali bey (Moralr zade), Hüsamet. tin bey (Avakat), Haydar bey (Şirketi Hiay- riye ldare moclisi azasından), — Şevket bey (Miralay mütekaldi), — Reşat bey - (Umumt medis azanmdan), — Yusuf Ziya bey (Sabık gmumi moeelis azaşından). BARİYER KAZASI Tevfik bey (Banaf cemiyetleri murahha- ©1), Aziz bey (Avukat), İsmall Hakkı boy (Tüccar), Hüsamettin paşa (Umumli moelis arasından), Ali bey ('Tüccar), Celila Fikret hanım. Hâzam paşa (Doktor), Faruki bey (Ava- Kat), Makbule Haat hanım (Göz dokteri E- #at paşanın refikası), Müuharrem Nalli — bey (Avultat), Celâl bey (Beracı), Seryet Yosarl bey (Neter), Oelll bey (Avukat), Safiye Wi göyün hantm (Umuml moclis azasından), Eskilerden namzet göste rilmiyenler “Yeni gehir meclisine fırkada namzet gös- Yalnız yazılan isimler hakkımdaki malt- mat çok yanlıştır. - Ezcilmle Cafer bay ye . dek azadır. Müammer bey İş Bankası u - mam müdür vekilliğine tayin edilmiş ve An - koraya gitmiştir. Bu itibarla şehir mecli - sinden istifa etmişti. Şükrü Âli bey yodek aza (di. Hüşim bey dört sene evvel meclisin ilk toplantısımda istifa etmiştir. Vehkbi bey dört ay evvel — vefat etmişti. Badettin Riza bey Tstanbol mebusluğuna ve. çilince meclisten çekülmiştir. Doktor Hikmet bey maliyede vazife «l- maışlır. Hâkim zade Mehmet bey — İki sese evvel vefat efmişti. Tzzet Kümll bey de ve- fat edenler arasındadır. gee Yazan: Rıza Şekip ” j Süleyman, Abdül Faki'nin bu sözüne çok içerlemişti. Kendisini tutamıyarak: — Sihirbaz herif!. Ne yapacak- san bana yap.. Zavallı kadından ne istiyorsun?.. — Ne istiyeceğim malüm.. Bu- nu sana daha Kahireden hareket etmezden evvel çıtlatmıştım. Bu - nu ben değil, kendiniz istediniz... Süleyman tekrar, bağlı yerinde bağrışıyla bükülerek: — Ne yapacaksan bana yap.. diye tekrarladı. — Sana yapacağımı söyledim. Yarından tezi yok gözlerini bu dünyaya yummuş bulunacaksım.. — Senin vereceğin ölümlerin hiç birinden çekinmediğimi bil, hayduat.. Blanşa dokunma da ne halt edersen et.. » Abdül Faki, Süleymana dahi çok yaklaştı ve ona doğru eğile- rek: — Niçin ona bir şey yapmama - ae Setiyorsun GeHberormenlarıtr yalnız geçirdiğiniz zaman işinize yaradı.. (Devamı var) Parlâmentolar konferansı (Baş tarafı 1 incidey ransına iştirak ettim, En iyisinin | burada olacağmmı tahmin ediyo - rum, Binayı gezdim, teşkilâtı en ufak noktasma kadar tetkik et- tim, Gösterilen muvaffakıyet tak- dire değer. Türkiyenin millt kalkışmasma ve genç Cümhüriyete bir saygı e- seri olarak İstanbulda ilk defa toplanıyoruz, Muharririmiz dün Tokatliyan- da İran murahhas heyeti azalarile de konuşmuştur. İran murahhas heyeti, gelen heyetlerin arasmda en genç heyettir. Heyet araların » da reis şeçmemek gibi bir hususi- yet de — göstermektedir. Bize Tebriz meb'usu Mirza İsa han Lih- vani, arkadaşları namma - şunları söylemiştir: “— Bu birliğe biz dört seneden beri azayız. Bu sene toplantının dost Türkiyede olması dolayısıy - le ilk defa olarak fiilen konferan- sa iştirak ediyoruz. Konfransın — müzakerelerinde konuşulacak mevzularda Türkiye ile tamamen mutabıkız. Memleke- timizde büyük bir ilerleme faali- yeti vardır. Bahri Hazerden Basra körfezine kadar İranı kat'edecek demiryolunun Türkiyeye de uza - tılması düşünülmektedir.., Iran murahhas heyeti dün saat | dörtte Taksimdeki âbideye büyük ve güzel bir çelenk koymuştur. Bugün Amerikan heyetiyle İs- veç heyetinden bir kısımla diğet gelmiyen heyetler beklenmekte * dir. / Kti v

Bu sayıdan diğer sayfalar: