19 Eylll 1934 25 dakikada pantalonu- " HABER — Akşam Poatası Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romamı — nu giyemiyen doktor (Baş tarafı 1 incide) cereyi açmış ve henüz giyinmedi - ğini söylemiştir. Doktora üçüncü defa gene baş vurulmuş, bu sefer de doktor pen- gereyi açarak kendisinin gelemi - yeceğini, biraz ilerde başka bir doktor bulunduğunu söylemiş ve oraya gitmelerini tavsiye etmiş - tir. Fakat kadınlar diğer doktoru eve getirmişlerse de hastalarını — ölü olarak bulmuşlardır. ; Biz bu hâüdiseyi haber alınca bir muharririmizi mahallite gön- derdik, merhum Ali beyin ailesi efradiyle görüştürdük. Kadmlar muharririmize demişlerdir ki: “— Babamız, yalnız bir dokto- run hastamıza kulak asmaması ve uykusunu vazifesine tercih et- mesi yüzünden ölmüştür. Zira bu doktor sancı esnasımda - erlip bir enjeksiyon yapsaydı, evca hafif - | liyecek, ye babamızım 'da istirabir sükünet bulmak suretiyle hayatı kurtarılmış olacaktı. Fakat dok - tor bunu yapmadı ve babamız da öldü gitti.. Muharririmiz bu aile ile konuş- tuktan sonra doktora da uğramış | düm, Acı, acı kapı çalındı. Pen - cereyi açtım. İki kadın gördüm. Ne istediklerini sordum. Hastala » Tt olduğunu söylediler. Kalkıp gi- yineceğimi, birar — beklemelerini söyledim. Giyiniyordum. Fakat kadınlar geri gittiler. Bir daha geldiler, ben de; — Çok acele ediyorsanız, bir az ilerde bir doktor daha var, oraya gidin, dedim. Zira ben he- nüz giyinmemiştim.., Görülüyor ki, doktor da kadın- ların anlattığı gibi beyanatta bu- lanmuştur. Doktor ile hastanın e- vinin arası dört yüz adım kadar vardır. Kadmlar, üç defa gidip geldiklerine göre iki bin dört yüz adım yol yürümüş olurlar ki bin |adımı öon dakika olarak hesap e- dilmiş olsa bu kadar müddet zar- fında yani yirmi beş dakikada doktorun pantalonunu giyeme - miş olması hayrete şayandır. Bu doktor, muharririmize iza- hat verirken, bunların ehemmi - yetsiz bir iş, ve hatta devede ku - lak olduğunu söylemek cür'etkâr- lığında bulunmuş, yani dört ço- cuğu ile ailesini yüz üstü bırakıp | we meseleyi ondan da dinlemiştir. “Arkadaşımızın suallerine doktor 'şu cevabı vermiştir: « — Gece saat bir.. Ben uyuyor- seçimi * (Baş tarafı 1 incide) Bugün öğleden evvel Üsküdar, öğleden sonra da Kadıköyünde D aymi suretle toplantılar yaprlacak- tır. Yarın akşamdan itibaren kon - feranslar ve hitabelere başlana- caktır. Yarın akşam saat on sekiz buçukta İstanbul radyosunda Re - fik Ahmet Bey tarafından beledi- ye intihabı ve hemşehrilerin vazi- fesi mevzulu bir konferans verile- cektir.Geceliyin de Halif Fahri B. tarafından Melek cinemasında, Ni yazi Tevfik Bey tarafından Kadı- köyünde Gazi ilk mektebi binasın da Ticaret Odası umumit kâtibi Vehbi Bey tarafmdan Kadıköyün de fırka merkezinde, avukat Ab- — dülkadir Bey tarafından Beşiktaş- — , ta fırka merkezinde, avukat Celâ- lettin Bey tarafından Fatih merke zinde birer konferans verilecektir. Müteakıp günlerde de tanınmış — kimseler tarafından hitabeler söy« b lenecektir. L LA a Sınıfta kalantalebe (Baş taralı 1 incide) Sizden, ricaya geldik.. Diğer mekteplerden bizim vaziyetimiz - de olanlar da vekâlete müracaat edecekler. İsteğimiz yerinde ve makıfl olduğu için kabul edileceği ümidindeyiz. Bir sene ayni sınıfa devam ede- | — rek veya etmiyerek sene sonunda muvaffak olamadığımız dersler - den imtihan vererek 9 ncu sınıfa y geçeceğiz.. Böylece tam bir yılı- mızı kaybedeceğiz, , Geçen sene yapıldığı gibi aca - — ba, 9 ncu smıfa devam ederek 9 un imtihanlarını verirken, 8 de mu — © vaffak olamadığımız bir dersin imtihanımı da vermemize imkân hazırlanamaz mı?,, n Gençlerin bu isteklerini biz ye- rinde ve makul gördük. Yüzlerce hsil haya - | rilmesini biz de rica ediyoruz. giden bir adamın ölüm hâdisesi « Hergül hiçbir şey yemiyordu, daha doğrusu Süleyman yedirmi - yordu. Blanşın ayağına muntaza- man masaj yapıyordu. Eski şidde- ti kalmamıştı. Üç gün içinde az çok yere basabilecek bir hale gel- mişti. Hergül de, iyileşmeye yüz tutmuş sayılabilirdi. Süleyman, en çok iki gün sonra, bu korkunç muhitten uzaklaşabi- leceklerine kuvvetle inanryordu. Süleyman, gene yemiş topla- maktan yeni dönmüştü. Kulübe - den içeri girdiği zaman, Blanşı ayağına masaj yaparken buldu. — Ne o, dedi. Ayağın nasıl?.. — Şimdi daha iyi Süleyman... Kendimi daha kuvvetli hissediyo- rum, — Zahmetsizce yürüyebileceği- ni sanryor musun?. — Tecrübe etmedim ama, tah- min ediyorum. — Daha tecrübeye kalkma.. Ta- ni işten saymamıştır. Ali Beyin a- | yamiyle g: eçmiş olsu bile, artılk bu ilesi müddeiumumiliğe müracaat elmiştir. ERAE L a a VA Göringin yaptıkları| Şehir Meclisi aza | Ankara telefonu kontrol edilecek Adanada orta tahsile rağbet Bu vazifeyi Her Himler Ankara, 19 (Hususi, telefon - la) — Adanada orta mektep ta- lebeleri şayanı dikkat derecede artmıştır. Bunun üzerine Maarif Vekâleti Adana kız muallim mek- tebini lâğvetmiştir. Bu mektebin talebeleri diğer kız muallim mek- teplerine tevzi edilmiştir. Kapa - nan mektep binasımda bir orta mektep açılacaktır. Ayasofyanın müze olması meselesi Ankara, 19 (Hususi; telefon - la) — Ayasofyanın müze haline getirilmesi meselesini tetkike İs - tanbul müzeleri müdiri Aziz be- yin rtyasetinde bir komisyon me- mur edilmiştir. Komisyon tetkik - lerini kısa bir zamanda bitirerek raporunu Maarif Vekâletine vere- cektir. Atletizmde Ankaralı atletler Ankara, 19 (Husust, telefon - la) — Ankara Gençler Birliğin - den sekiz atlet, İstanbulda yapı - lacak atletizm birinciliklerinde Ankarayı temsil etmek üzere İs - tanbula hareket edeceklerdir. Bunlar iki senedenberi 4x100, 4400 bayrak koşusu birincileri Hakkı, Ali Rıza, Salâhattin, Se- lüm, Semih Lütfi, Cahit, Emin bey- lerdir. öldürülen zararlı hayvanlar Ankara, 19 (Hususi, telefon - la) — Ziraat Vekâleti tarafından yııpıluı istatistiklere göre, geçen sene içinde (58768) — domuz, (68953) muzir hayvan, (68953) muzır kuş öldürülmüştür. Bu sene domuzlarmn fazla olduğu vilâyet - lerde mücadele yapılacaktır. Vu- rulan domuzların et ve derileri satışından avcıların istifade temin etmeleri için hariçte müşteri ara- nacaktır. KEK L aa e aği he A İN tından uzak bir vaziyette geçir- mekten kurtaracak bir karar — ve- yapmaktadır Almanya gizli polis teşkilâtı şefi'Her Himlerle Prusya Başve » kili Ceneral Goring arasında şaya nt dikkat bir zıddıyetin baş gös- terdiği bu sabah gelen İngiliz ga: zetelerinde okunmaktadır. Her Himler, ayni zamanda, Re- isicümhur ve Başvekil Hitlerin ye- nt teşkil ettiği “Siyah gömlekli muhafızlar,, kıt'asının lideridir. Her Himlerin şefi bulunduğu Al man gizli polisinin adı “Gestapo,, dur. Son aylar içinde, Ceneral Go- ring, Gestapo memurlarmın dur- maksızın, kendisini takip ettiğin « den şikâyet etmektedir. Ceneral Goring, Her Himlerin adamları tarafından göz altında bulundurulmakta ve Ceneralın bü tün hususi ahvali, mali vaziyetine kadar tetkik edilmektedir. Gizli polis teşkilâtt müdürü bunu bir muhafaza maksadile yap tığını söylemiştir. Her Himler demiştir ki: “Adamlarım sizi, size bir zarar gelmesini istemediğimiz için — ta- kip ediyor.,, Fakat bu cevap Ceneral Gorin- gi tatmin etmemiştir. Ceneralın, erkek ve kadın bütün tanıdıkları ile münasebeti hakkın- da gizli polisin hazırladığı rapor- ların muntazaman makâma veril - diğini İngilizce “Deyli Herald,, gazetesi yazıyor. Maliyede yeni bir büro Ankara, 19 (Hususi, telefon - la) — Maliye vekâletinde mün - hasıran teknik işlerle meşgul ol - mak üzere bir tetkikat bürosu faa- liyete geçmek üzeredir. Maliye vekâleti erkânından bir zat bu hu susta bana şu izahatı verdi: — Bürolar, vekâletin bilümum işleri üzerinde ilmi ve tatbiki ma- hiyette teütler yapacak, tadil ve ıslahr Jâzımgelen satışlar için ka- İ nun ve nizamname miderjhn- ğ p AA Üa aĞ ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU ; Tefrika No. 39 *.,/ gee ayağın daima sakat kalacaktır. En küçük bir şeyde gene onun burkulduğunu göreceksin.. Çok dikkatli bulunman lâzım. Süleyman, mevzuu değiştire - — Hergül uyuyor mu?. — Demin bir aralık su - istedi, su verdim. Kulübeye geldikleri günün sa - bahı, köşelerde, vahşilerin çamur- dan yaptıkları kapları bulmuşlar- dı. Süleyman kulübeleri dolaştık- tan sonra su ihtiyaçlarmı karşılı- yabilmek için, civarlara su aramı- ya gitmiş ve filhakika, köye çok yakın bir yerde menbaının nerede olduğu belirsiz bir kaynak bul- muştu. İyice yıkayıp temizlediği destilere su doldurmuş ve bu şe - kilde deen mühim ihtiyaçlarını temin etmişti. Süleyman: — Suyu arayıp bulduğumuza beni pişman ettirecek.. Mütema « vererrencerAArEr BemRAeR AAA Talebe Tramvaylarda yaşâ tâbi tutulmıyacaktır (Baş tarafı 1 incide) Şirket tarafından halktan yeni hat lar nşasına karşılık olarak alman bir buçuk milyon liranm geri alm- mıyarak yeni şartlar dahilinde hat inşası için şirkete bırakılacağı an- laşılmaktadır. Şark Demiryolları tarifelerinde yapılan tenzilât, şirket tarafından henüz resmen hükümete bildiril - miş değildir. Şirkete Paristeki merkezinden gelen bir telgrafta banliyö ücret - lerinde yüzde yirmi, diğer hatlar- da vüzde otuz tenzilât jeraşına mu vafakat edildiği bildirilmiştir. Anber Bey Stençi Türkiyede yapmıya muvaffak oldu Bursada diş hekimi Anber Bey yeni bir keşifte bulunmuştur. Tat- bikatına geçildiği zaman her — yıl harice giden binlerce liramızı memlekette bırakacak olan — bu keşfin sahibi şimdi İstanbulda bulunuyor. Dün kendisini bularak görüştük, Bize şunları söyledi: admma Stenç denilen macun hep Avrupadan getirilir. Bunun elâs « tiki olması bir mahzur teşkil etti- & için ötedenberi bu mahzurun ortadan kaldırılmasına çalışılmış, fakat şimdiye kadar müsbet — bir netice alınamamıştı. Ben bu işle uğraşmağa başladım; uzun tecrü- beler neticesinde Türkiyede Stenç yapmağa ve elâstikt olması mah- zurunu ortadan kaldırmağa mu- zim edecek, alâkadar dairelerin tekliflerini tetkik edecektir. Bun- dan başka geçen devrede kabul edilen kanunların tatbik netice - lerine göre almacak kararlar tes - bit njıkukîr Bu bürodan büyük himoüor Wm&r * diyen su içiyor. Bu adamın içinde muhakkak cehennem var, bir tür« lü söndüremiyor, dedi. Gene ha - rareti olmasın! — Hayır.. Eline baktm, yoktu.. — © halde nedir bu adamın su ile derdi. Süleyman, Hergüle — yaklaştı, kapalı göz kapakları içinde göz - lerinin oynayışına bakılırsa uyu - madığı muhakkaktı. Süleymanın! “Aman su içme,, “Aman bunu ye- me..,, gibi azarlamaktan beter ih- tarlarından bir çocuk gibi kork - muştu. Kendisini uyur gibi göstere mesi bundan ileri geliyordu. Süleyman, hiçibr şey söyleme- den yanından tekrar uzaklaştı ve kulübenin kapısına gitti. Dışardaki hava, gene çok bu « naltrer idi. İnsana güç nefes ıldı » rıyordu. Süleyman bir an için bu kulü - belerin eski sakinlerini düşündü. Muhakkak, bunların hepsini Hr salgın hastalık mahvetmişti. Sıl kalanlar olmuşsa bile, onlar dl- bu yerin uğursuzluğuna hükmede- rek her şeylerini olduğu gibi bıra- karak çekilip gitmişlerdi. Süleyman, bu bırakılan eşya arasımda birçok ok, yay ve uçları sivri ve çengelli mızraklar bul - muştu. Silâh cihetinden — medeniyetin çok ileriye gitmiş bir devrinden, birdenbire ilk zamanlara dönüver- mişlerdi. Şimdi medeniyet devirlerinden — ka bir şey kalmamıştı. Can sıkm » tısından mütemadiyen ok ve ya * otuz metre kadar uzaktaki bir a - ğaca ok atmıya, nişan almıya ça- Trştı. İlk günkü acemiliği kalma * mıştı. Şimdi, ekseriya oklarını l . sabet ıllımbmyurh Z .. Hpnlnd ı—iyı lııılıııyu' lardı. Hergül iyileşmiş, Blanş zah * metsizce yürümeğe başlamıştı . — Boyunlarına vahşilerin bırak * tıkları deri torbalardan geçirmeyİ ihmal etmediler. Kendilerini güf taşıyabilecekleri kadar ok ve mir”, rak almayı untumadılar. , (Devamr var) #affak oldum. Bundan sonra SO — çin yabancı memleketlerden geti” rilmesine lüzum hhıyıeıkhf Anber Bey keşfini üniversit€ profesörleri önünde tecrübe ** izah etmiştir. Bizim ıörıııtill" müz mütahassıslar Anber Bey tö” rafından yapılan Stencin Avruf?” — da yapırlanlara üstün oıauıun' söylemişlerdir. n