Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
““ B 'i genci bir sene boş ve tahsil haya - w, ge B a e .“"" . #L İ GÜL _qu A 'l' "' B ; K HHBER — Akşam Po.tlll 25 dakikada pantalonu-| nu giyemiyen doktor (Baş tarafı | incide) cereyi açmış ve henüz giyinmedi - ğini söylemiştir. Doktora üçüncü defa gene baş | vurulmuş, bu sefer de doktor pen- cereyi açarak kendisinin gelemi - yeceğini, biraz ilerde başka bir doktor bulunduğunu söylemiş ve oraya gitmelerini tavsiye etmiş - tir. Fakat kadınlar diğer doktoru eve getirmişlerse de hastalarımı ölü olarak bulmuşlardır. Biz bu hâdiseyi haber alınca bir muharririmizi mahallite gön- Herdik, merhum Ali beyin ailesi | efradiyle görüştürdük. Kadmlar muharririmize demişlerdir ki: « Babamız, yalnız bir dokto- run hastamıza kulak asmaması ve uykusunu vazifesine tercih et- mesi yüzünden ölmüştür. Zira bu doktor sancı esnasmda eğlip bir enjeksiyon yapsaydı, evca hafif - liyecek, ve babamızm'da ıstırabı sükünet bulmak suretiyle hayatı kurtarılmış olacaktı. Fakat dok - tor bunu yapmadı ve babamız da öldü gitti.. Muharririmiz bu aile ile konuş- tuktan sonra doktora da uğramış ve meseleyi ondan da dinlemiştir. “Arkadaşımızın suallerine doktor 'şu cevabı vermiştir: # — Gece saat bir.. Ben uyuyor- düm, Acı, acı kapı çalındı. Pen - cereyi açtım. İki kadın gördüm. Ne istediklerini sordum. Hastala - rrı olduğunu söylediler. Kalkıp gi- yineceğimi, biraz beklemelerini söyledim. Giyiniyordum. Fakat kadınlar geri gittiler. Bir daha geldiler, ben de: “ —— Çok acele ediyorsanız, bir az ilerde bir doktor daha var, oraya gidin, dedim. Zira ben he- nüz giyinmemiştim..,, Görülüyor ki, doktor da kadın- larm anlattığı gibi beyanatta bu- lunmuştur. Doktor ile hastanın e“ vinin arası dört yüz adım kadar vardır. Kadınlar, üç defa gidip geldiklerine göre iki bin dört yüz adım yol yürümüş olurlar ki bin adımı ön dakika olarak hesap e- dilmiş olsa bu kadar müddet zar- fında yani yirmi beş dakikada doktorun pantalonunu giyeme - miş olması hayrete şayandır. Bu doktor, muharririmize iza- hat verirken, bunların ehemmi - yetsiz bir iş, ve hatta devede ku - lak olduğunu söylemek cür'etkâr- lrğımnda bulunmuş, yani dört ço- cuğu ile ailesini yüz üstü bırakıp giden bir adamın ölüm hâdisesi - ni işten saymamıştır. Ali Beyin a- ilesi müddeiumumiliğe müracaat etmiştir. Şehir Meclisi aza seçimi Anka-ra telefonu Adanada orta tahsile rağbet ; ' (Baş tarafı 1 incide) Bugün öğleden evvel Üsküdar, öğleden sonra da Kadıköyünde — ayni suretle toplantılar yapılacak- tır. Yarın akşamdan itibaren kon - feranslar ve hitabelere başlana- caktır. Yarın akşam saat on sekiz buçukta İstanbul radyosunda Re - fik Ahmet Bey tarafımdan beledi- ye intihabı ve hemşehrilerin vazi- fesi mevzulu bir konferans verile- cektir.Geceliyin de Halif Fahri B tarafından Melel-: cinemasında, Ni yazi Tevfik Bey tarafından Kadı- köyünde Gazi ilk mektebi binasın da Ticaret Odası umumit kâtibi Vehbi Bey tarafmdan Kadıköyün de fırka merkezinde, avukat Ab- dülkadir Bey tarafından Beşiktaş- ta fırka merkezinde, avukat Celâ- lettin Bey tarafından Fatih merke zinde birer konferans verilecektir. Müteaktp günlerde de tanınmış kimseler tarafımdan hitabeler söy- lenecektir. srRARLEr | , S L S LA Sınıfta kalan talebe (Baş tarafı 1 incide) Sizden, ricaya geldik.. Diğer mekteplerden bizim vaziyetimiz - de olanlar da vekâlete müracaat edecekler. İsteğimiz yerinde ve makufl olduğu için kabul edileceği ümidindeyiz. Bir sene ayni sınıfa devam ede- rek veya etmiyerek sene sonunda muvaffak olamadığımız dersler - den imtihan vererek 9 ncu sınıfa geçeceğiz.. Böylecetam bir yılı- mızı kaybedeceğiz. Geçen sene yapıldığı gibi aca - ba, 9 ncu smıfa devam ederek 9 un imtihanlarını verirken, 8 de mu vaffak olamadığımiız bir dersin imtihanınr da vermemize imkân hazırlanamaz mı?,, Gençlerin bu isteklerini biz ye- rinde ve makul gördük. Yüzlerce Ankara, 19 (Hususi, telefon - la) — Adanada orta mektep ta- lebeleri şayanı dikkat derecede artmıştır. Bunun üzerine Maarif Vekâleti Adana kız muallim mek- tebini lâğvetmiştir. Bu mektebin talebeleri diğer kız muallim mek- teplerine tevzi edilmiştir. Kapa - nan mektep binasında bir orta mektep açılacaktır. Ayasofyanın müze olması meselesi Ankara, 19 (Hususi; telefon - la) — Ayasofyanım müze haline getirilmesi meselesini tetkike İs - tanbul müzeleri müdiri Aziz be- yin Myasetinde bir komisyon me- mur edilmiştir. Komisyon tetkik - lerini krsa bir zamanda bitirerek raporunu Maarif Vekâletine vere- cektir. Atletizmde Ankaralı ıtletlor Ankara, 19 (Hüsüst, telefon - la) — Ankara Gençler Birliğin - den sekiz atlet, İstanbulda yapı - lacak atletizm birinciliklerinde Ankarayı temsil etmek üzere İs - tanbula hareket edeceklerdir. Bunlar iki senedenberi 4Xx100, 4400 bayrak koşusu birincileri Hakkrı, Ali Rıza, Salâhattin, Se- lim, Semih Lütfi, Cahit, Emin bey- lerdir. öldürülen zararlı hayvanlar Ankara, 19 (Hususi, telefon - la) — Ziraat Vekâleti tarafından 'yapılan istatistiklere göre, geçen sene içinde — (53768) — domuz, (68953) muzir hayvan, (68953) muzır kuş öldürülmüştür. Bu sene domuzlarm fazla olduğu vilâyet - lerde mücadele yapılacaktır. Vu- rulan domuzların et ve derileri satışından avcıların istifade temin etmeleri için hariçte müşteri ara- nacaktır. ; tnidan uzak bir vaziyette geçir- mekten kurtaracak bir karar — ve- rilmesini biz de rica ediyoruz. 'a İ LA İKi et KA ÇA Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macerafv kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romanı Hergül hiçbir şey yemiyordu, daha doğrusu Süleyman yedirmi - yordu. Blanşın ayağına muntaza- ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU man masaj yapıyordu. Eski şidde- | ti kalmamıştı. Üç gün içinde az çok yere basabilecek bir hale gel- mişti. Hergül de, iyileşmeye yüz tutmuş sayılabilirdi. |Süleyman, en çok iki gün sonra, bu korkunç muhitten uzaklaşabi- leceklerine kuvvetle inanıyordu. Süleyman, gene yemiş topla- maktan yeni dönmüştü, Kulübe - den içeri girdiği zaman, Blanşı ayağına masaj yaparken buldu. — Ne o, dedi. Ayağın nasıl?.. — Şimdi daha iyi Süleyman... Kendimi daha kuvvetli hissediyo- rum. — Zahmetsizce yürüyebileceği- ni sanryor musun?7. — Tectrübe etmedim ama;, tah- min ediyorum. — Daha tecrübeye kalkma.. Ta- mamiyle geçmiş olsa bile, artık bu kontrol edilecek Bu vazifeyi Her Himler yapmaktadır Almanya gizli polis teşkilâtı şefi Her Himlerle Prusya Başve - kili Ceneral Goring arasında şaya nr dikkat bir zitddryetin baş gös- terdiği bu sabah gelen İngiliz ga- zetelerinde okunmaktadır. - Her Himler, ayni zamanda, Re- isicümhur ve Başvekil Hitlerin ye- ni teşkil ettiği “Siyah gömlekli muhafızlar,, kıt'asmın lideridir. Her Himlerin şefi bulunduğu Al man gizli polisinin adı “Gestapo,, dur. Son aylar içinde, Ceneral Go- ring, Gestapo memurlarının dur- maksızm, kendisini takip ettiğin - den şikâyet etmektedir. Ceneral Goring, Her Himlerin adamları tarafından göz altında bulundurulmakta ve Ceneralım bü tün hususi ahvali, mali vaziyetine' kadar tetkik edilmektedir. Gizli polis teşkilâtt —müdürü bunu bir muhafaza maksadile yap tığını söylemiştir. Her Himler demiştir ki: “Adamlarım sizi, size bir zarar gelmesini istemediğimiz için — ta- kip ediyor.,, Fakat bu cevap Ceneral Gorin- gi tatmin etmemiştir. Ceneralın, erkek ve kadın bütün tanıdıkları ile münasebeti hakkmn- da gizli polisin hazırladığı rapor- larm muntazaman makâma veril - diğini İngilizce “Deyli Hmld,, gazetesi yazıyor. : Maliyede yeni bir lıllro Ankara, 19 (Hususi, telefon - | la) — Maliye vekâletinde mün - hasıran teknik işlerle meşgul ol - mak üzere bir tetkikat bürosu faa- liyete geçmek üzeredir. Maliye vekâleti erkânından bir zat bu hu susta bana şu izahatı verdi: — Bürolar, vekâletin bilümum işleri üzerinde ilmi ve tatbiki ma- hiyette teütler yapacak, tadil ve ıslahı lâzımgelen satışlar için ka- | | nun ve nizamname projeleri tan- . — FE y y İ F AA A E OA Ş E W YÜY Göringin yaptıkları| Tefrika No. 39 A Za ayağın daima sakat kalacaktır, En küçük bir şeyde gene onun burkulduğunu göreceksin.. Çok dikkatli bulunman lâzım. Süleyman, mevzuu değiştire - rek: — Hergül uyuyor mu?. — Demin bir aralık su - istedi, su verdim. Kulübeye geldikleri günün sa - bahrı, köşelerde, vahşilerin çamur- dan yaptıklarr kapları bulmuşlar- yabilmek için, civarlara su aramı- ya gitmiş ve filhakika, köye çok yakın bir yerde menbaının nerede olduğu belirsiz bir kaynak bul- muştu. İyice yıkayıp temizlediği destilere su doldurmuş ve hu şe - kilde deen mühim ılıtıyıçlımıı temin etmişti. Süleyman: — Suyu arayıp bulduğumuza beni pişman ettirecek.. Mütema « SUYOĞ UU TUT UC UNU TESMATA AM SA NN Talebe Tramvaylarda yaşa tâbi tutulmıyacaktır (Baş tarafı 1 incide) Şirket tarafından halktan yeni hat lar nşasina karşılık olarak alman bir buçuk milyon liranm geri alm- mıyarak yeni şartlar dahilinde hat inşasr için şirkete bırakılacağı an- laşılmaktadır. ; Şark Demiryolları tarifelerinde yapılan tenzilât, şirket tarafından henüz resmen hükümete bildiril - miş değildir. Şirkete Paristeki merkezinden gelen bir telgrafta banliyö ücret - lerinde yüzde yirmi, diğer hatlar- da vüzde otuz tenzilât ierasma mu vafakat edildiğ! bildir'lmistir. Anber Bey di muvaffak oldu Bursada diş hekimi Anber Bey yeni bir keşifte bulunmuştur. Tat- bikatına geçildiği zaman her — yıl harice giden binlerce liramızı memlekette bırakacak olan bu keşfin sahibi şimdi İstanbulda bulunuyor. Dün kendisini bularak görüştük. Bize şunları söyledi: “— Diş tedavisinde, dişlerin öl- çüsünü almak için kullanılan — ve adma Stenç denilen macun hep Avrupadan getirilir. Bunun elâş « tikt olması bir mahzur teşkil etti- ğö için ötedenberi bu mahzurun ortadan kaldırılmasına çalışılmış, fakat şimdiye kadar müsbet - bir netice alınamamıştı. Ben bu işle uğraşmağa başladım; uzun tecrü- beler neticesinde Türkiyede Stenç yapmağa ve elâstiki olması mah- zurunu ortadan kaldırmağa mu- zim edecek, alâkadar dairelerin tekliflerini tetkik edecektir, Bun- dan başka geçen devrede kabul edilen kanunların tatbik netice - lerine göre almacak kararlar tes - bit ejılecektır. Bu bürodan büyük h l. * ğ kö 0i Ça b h çe | "r' '_ " ı--_ KA SAa * r, ve | ;, | hizmetler beklenmektedir. vi dr. Süleyman kulübeleri dolaştık- tan sonra su ihtiyaçlarını karşılı- | Stençi Türkiyede yapmıya Yazan: Rıza Şekip OKN WE M E MA a Ü | diyen su içiyor. Bu adamın içinde muhakkak cehennem var, bir tür- lü söndüremiyor, dedi. Gene ha - rareti olmasın! — Hayır.. Eline baktm, yoktu.. — O halde nedir bu adamın su ile derdi. Süleyman, Hergüle yaklaştı, kapalı göz kapakları içinde göz - lerinin oynayışına bakılırsa uyu - madığı muhakkaktı. Süleymanm: “Aman su içme,, “Aman bunu ye- me..,, gibi azarlamaktan beter ih- tarlarından bir çocuk gibi kork - muştu. Kendisini uyur gibi göster- mesi bundan ileri geliyordu. Süleyman, hiçibr şey söyleme- den yanındatn tekrar uzaklaştı ve kulübenin kapısına gitti. Dışardaki hava, gene çok bu « naltrer idi. İnsana güç nefes aldı - rıyordu. PP Süleyman bir an için bu kulü - belerin eski sakinlerini düşündü. Muhakkak, bunlarım hepsini bîı' salgın hastalık mahvetmişti. Sıl kalanlar olmuşsa bile, onlar :lı, bu yerin uğursuzluğuna hükmede- rek her şeylerini olduğu gibi bıra- karak çekilip gitmişlerdi. Süleyman, bu bırakrları eşya arasımda birçok ok, yay ve uçları sivri ve çengelli mızraklar bul yi muüuğştu. Silâk cihetinden — medeniyetin çok ileriye gitmiş bir devrinden, birdenbire ilk zamanlara dönüve_ı—_ mişlerdi. Şimdi medeniyet devirlerinden kalma, üstündeki yırtık pırtık el - bisesiyle bir tabancasmdan baş « ka bir şey kalmamıştı. Can sıkm * tısından mütemadiyen ok ve ya “ yın kullanılmasını talim ediyordu. Gene bunlardan birini eline aldı, otuz metre kadar uzaktaki bir a - ğaca ok atmıya, nişan almıya ça“ Irştr. İlk günkü acemiliği kalma * mıştı. Şimdi, ekseriya oklarımı i 'ı_ sabet ettirebiliyordu. B . . . * * * ' Hareket etmiye hııırlııııyoı" lardı. Hergül iyileşmiş, Blanş zah * metsizce yürümeğe başlamitştı . Boyunlarına vahşilerin bırak * tıkları deri torbalardan geçirme ihmal etmediler. Kendilerini gü taşıyabilecekleri kadar ok ve mıZ” rak almayı untumadılar, (Devamr var) Yaffak oldum. Bundan sonra Stef çin yabancı memleketlerden geti” rilmesine lüzum kalmıyacaktır-. Anber Bey keşfini üniversit? profesörleri önünde tecrübe V" izah etmiştir. Bizim görüıtüia' ' müz mütahassıslar Anber Bey “ ) rafından yapılan Stencin Avrujf*” da yıpılanlarn üstün oldugun“ söylemişlerdir. A V go ' Pai a YÜÇ a e F Li .. | bi , 4 | | | |