11 Eylül 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

11 Eylül 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Eyllll 1924 Nasıl ölmüş? hastaneye yatırılmasını ilâve et - miştir, © gün doktor, kadıncağızı mu- ayeneden sonra bunun, urdan iba- ret olduğunu, ufak bir ameliyatla bir şeyi kalmıyacağını — söylemiş ve ameliyatımı yapabilmek ütere hastaneye yatırılmasını söylemiş - tir. Genç kadın hastahaneye geti- rilmiş ve doktor bir başka müta- hassış operatörün de hazır bulun- maşı şartile (325) liraya pazarlık yapılarak hasta yatırılmıştır. Ertesi günü ameliyatı yapılmış - tır, Şaziment Hanım, ameliyat gü- nünü baygın olarak geçirmiş, er- | tesi ve daha ertesi günler de iyi - leşmiş gibi görünmüş ve fakat, a - meliyatın dördüncü günü kendi - sinde dehşetli bir ateş — başlamış- tır. Son dakikalarda hararet de - recesi kırkı tecavüz etmiştir. 'Tedbir olmak üzere yapılan iğ- neler zavallı kadmm ancak üç gün daha yaşayabilmesine yardım etmiştir. Kadın öldükten sonra doktor bey Şaziment Hanrmın ihtikanı reeden öldüğüne dair bir rapor hazırlamakla meşgul bulunduğu sıralarda Vahit Bey bu ölüm hâ - disesi üzerine kaymbiraderi Çor - lu askert doktorlarından Nazmi Beye hâdiseyi anlatan bir telgraf çekerek kendisinin cenaze mera - siminde bulunmasmı istemiştir. Nazmi Bey derhal gelmiş ve yurtta, kardeşinin cenazesine ye - tişmiştir. Nazmi Bey ilkönce ame- Hiyatı yapan doktor beyi görmüş ve ölüme sebep olan bastalığı sor- muştur. Doktorun ihtikanı reeden öldüğü yolundaki cevabı hemşire- sinin Bastakaneye yatmazdan ev" vel hiç bir hastalığı bulmmadığı için Nazmi Beyi tatmin etmemiş ve hastahane müdürüne müracaat etmiştir. Müdür Bey septi semmi- den, yani kan zehirlenmesinden öldü, demiş. Nazmi Bey ölüyü dahiliye mü- tahassıslarından doktor miralay Süreyya Beye de muayene — ettir- miş, Süreyya Beyin verdiği rapor da hastahane müdürünün ileri sür düğü teşhisin doğruluğunu teyit etmiştir. Fakat bu münakaşalar devam ederken 'de Şaziment Ha- Nazmi Bey, kızkardeşinin ka - nanm zehirlenmesi suretile öldü - ğünü iki doktorun verdiği rapor ve kendisine gelen kanaatle tes- pit eder etmez müddei umumiliğe bir istida vererek hangi zehirin ve ne suretle kana girerek ölüme se- bep olduğunun tespit edilmesi ve müsebbiplerinin tecziyesini iste - maştir. Müddei umumilikçe göste- rilen lüzum üzerine cenaze mezar dan çıkartılarak morga nakledil - miş ve fethi meyit ameliyesi yapıl mıştır. Fakat, cenaze morga ölüm den çök sonra getirildiği için an- cak kan zehirlenmesi neticesi ola- rak öldüğü tespit edilebilmiştir. Raporda hangi zehirin kana gir - diği sabit olamıyacağı zikredil- mektedir. Şu suretle de anlaşılıyor ki Şa- ziment Hanrm bir zehirin kanma girmesi suretile ölmüştür. Fakat bu zehiri kana kim ve ne — suretle sokmuş veya bu zehir kana ne su- retle girmiştir. Bunu adliye tahki- katr tenvir edecektir. Şaziment Hanımın efradı aile - sinden bahriye kaymakamlığın - dan mütekait Fehmi Bey de şun - İarı söylemektedir. “Cenazeyi al - snak üzere hastahaneye gittim. | Şirketîhayriyğ Baştaratı 1incd) |biletleri uculatmalı (Baş tarafı 1 incide) Boğaziçinin söndüğünü görmek isterseniz, şöyle bir Boğaziçine ka dar vapur seyahati yapmak kâfi- dir. Büyük yalıların boş durduğu- nu görürsünüz, Bunun sebebi ne - | dir?” Bir kaç Boğaziçiliye soru- ğ nuz, verecekleri cevap bilet ücret- lerinin pahalı olduğudur. Boğazi- çinde evi olanlar senelerdenberi | Boğaza kışlık değil, yazlık — için bile rağbet edilmediğini, evleri- nin bomboş durduklarından dai - ma şikâyet ediyorlar. Bundan ev- vel yazdığımız yazılar Boğaziçin - de oturanlar tarafından alâka - ile karşılanmış ve gazetemize gönde- rilen mektuplar da neşriyatımızda haklı olduğumuz bildirilmişti. O zaman, Şirketi Hayriye mü- dürü Yusuf Ziya Bey bize cevap vererek halkın evvelâ Boğaziçine rağbet etmelerini, bundan sonra bilet ücretlerini indirmenin kabil olabileceğini söylemişti. Yusuf Ziya Beyin bu cevabın- da ne kadar haklı olduğunu oku - yucularımızın insafma bırakmış, şirketin mühakkak surette bilet ücretlerini indirmesini ve miktar larm vatandaşlarım bugünkü öde- me kabiliyetleri ile mütenasip bir surette tespit edilmesini istemiş - tik. Aradan aylar geçti. İstanbul tramvay şirketi, Üsküdar tramvay şirketi bilet ücretlerini indirdiler. Yakında Şark Demiryolları da ay- ni şekilde indirilecek... Fakat Şir- keti Hayriyenin hiç bu taraflara yanaştığı görülmüyor. Halk mütemadi surette Boğazi- çi ücretlerinin pahalılığından — şi- kâüyet ederken bir de baktık ki Şirket vapurlarından ikisini Akay Yözresine sattı. Ve parasını da al- dı. Şirketin Boğaziçinin seförleri- ni çoğaltacağına böyle vapur sat- ması hayli”garip bir surette karşı- landı, Fakat şirket daha büyük bir garabet gösterdi. Müdür ile bir kaç âza vapur tezgâhlarını gezmek üzere İngiltereye gitti. İngiltere ve Avrupada tetkikat yapılacak, yeni vapurlar sipariş e- dilecekmiş? Kime ve ne için? Boşalan Bo - ğaziçine vapur ne yapacak? Yok- sa yeni vapurlar zarafetile müşte- ri mi celbedecek? Bunu anlıyamı- yör ve herşeyden evvel şunu isti - yoruz: Şirketi Hayriyenin bilet ücret- leri inmelidir. Kıymetli Nafia Ve- kilimizden bunu 'da bekliyoruz. isatiye ile Elektrik (Baş tarafı 1 incide) tiyaza dahil olmıyan işlerle uğ - raşmıya başlamıştır. Satiyenin yaptığı işlerle şirke- tin imtiyazı araşında hiçbir mü - nasebet olmadığından muamelâtı tetkik eden heyet bunun doğru ol- madığını ve Satiye idaresinin şir- ketten ayrılmasını şirket müdürlü ğüne tebliğ etmiştir. Bunu şirket idaresi kabul etmiştir. Şirket ay başına kadar, Satiye ile muamelâtmı tasfiye edecek - tir. Ve Satiye yeni bir şirket ha - linde çalışacaktır. Bütün bu geçenlerden başka cid - den acr bir hâdise ile karşılaştım. Karşıma elinde hesap puslasile bir kadın çıktı. Hesap ödenmeden cenazenin bir yere çıkarılamıya - cağmı söyledi. Yanık yüreğimle bu puslanın karşısında “durakla - drm. Zira cenazemisi rehin alıke- yuyorlardı. HABER — Akşam Postası Her parçası ayrı bir hey kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romanı SÜLEYMA Budinin evvelâ sığır sürülerini l aşırttırarak bu çıngarı çıkarmıya çalıştığı halde muvaffak - olama- mış, nihayet onu, Budinin karısını kaçırtmıya kadar ileri vardırmış- tı. Şilokların çok müteassıp bir ka- bile olduğunu iyi biliyordu. Hele genç ve gözde karısını kaçırtmak- Ta meramıma muhakkak ereceğine kanidi. İşte nihayet, arzusuna er- miş ve bu iki kabileyi biribirine tutuşturmıya muvaffak olmuştu. Bunun için az mı uğraşmıştı?. Çitima'nın kendilerine — tahsis ettiği kulübede karşı karşıya otu- rurlarken, ağızları kulaklarına varacak derecede zevkliydiler, Gata, Blânşı da eline geçirebil- seydi, sevinci iki kat olacaktı, Bu işte Abdül Fakinin beceriksizliği- ni bir çok defa yüzüne vurmuştu. ecanla okunacak macera, ASLANLI HÜKÜMDAR NIN OĞLU; Tefrika No, 32 kızmı da ele geçirebilseydik, kav- | ga neticesini bile beklemiye lü- | zum kalmadan, hemen dönüp gi - debilirdik. Çitima'nın beyaz kadmlara karşı düşkünlüğünü — biliyorsun. Ah.. Ne olurdu, daha becerikli ol- saydım... Abdül Faki, dudaklarmı büke- rek Gata'nın kendisine karşı hak- sız hareketini anlatmak istedi: — Evet; haklışm.. Ben elimden | geldiği kadar çalıştım. Birincisin- de muvaffak olamadım. Fakat i - kinci bir fırsatta elimden kurtula- mıyacaklardır. Abdül Fakinin bu cümlesi üze- rine, Gata daha hisli davrandı: — İkinci bir firsatın eline geçe- bileceğini sanıyor musun?- diye sordu. — Muhakkak.. Gittikleri yol, nihayet beş gün sonra onları aya- Ve fırsatımı buldukça vuruyordu da: — Abdül Fakf, dedi, şu gâvur ğimiza getirecektir. Yalnız — bir karkum tahakkuk etmezse.. — Ne korkusu? Dünkü yağmur (Baş tarafı 1 incide) ler akmıya başladı ve seller şeh - rin çökük yerlerini basarak gelip ü i. Seller, Kasım paşa, Fındıklı, Ortaköy, Aksaray, Samatya semtlerinde bir çok evle- | re gicmiştir. Kasımpaşada Gazi mahallesini Beşiktaşta Köyiçinde Çelebi — s0- kağınmdaki yirmi evi ve ayrıca Has fırım sokağında Camcı çıkmazımı, Fımdıklıda bazı dükkânları ve Ni- şantaşında Meşrutiyet mahallesi- ni su basmıştır. Bu vaziyetten it- faiye haberdar edilmiş, arozözler evlerdeki suları boşaltmışlardır. Meşrutiyet mahallesinde üç ev yıkılma tehlikesi gösterdiği — için tahliye edilmiştir. Karaköy, Eminönü meydanları | ile Ortaköy Fındıklı tramvay yol- larmnı da seller bastığından tram- vaylar bir müddet isliyememiştir. Yağmur esnasında Beşiktaşta Serence Bey yokuşunda 24 numa- ralı Abadi Efendinin bahçesinde- ki çınar ağacına yıldırım düşmüş, ağacı dört parçaya ayırdığı gibi bahçe drvarımı da tahrip etmiştir. Bundan başka yağmur yüzünden bir de kaza olmuştur: Çarşıda Uzun sokakta 71 nu - maralr dükkânda baskıcı Ohanes oğlu Pandeli yağmurdan sonra, dükkânının damını temizlerken müvazenesini kaybederek yere düşmüş, yüzünden ağır surette | yaralanmıştır. Pandeli Cerrahpa - | şa hastanesine kaldırılmıştır. Çankırı, 10 (A.A) — Dün ya - ğan yağmurlardan yolların pek çok yerleri bozulmuş ve Ankara— Çankırı treni 13 saat teahhürle gelmiştir. Çorum, 10 (A.A) — Dün öğle- den sonra yağmurla karışık yağan SİYASET (Baştarafı 3 ncü sayfada İngilizcede nümune olacak lisan i | le çok güzel —ve mükemmel “yazar, canlr ve heyecanlıdır. Daily Telegraph gnzetesi de ayni veçhila, fakat biraz | o da sola mütemayil muhafazakâr bir gazete sayılır. Bu gazete her şeyden evvel İngiliz orta sınıfına hitap eder. Baakı adetleri ise: Forcign affairs mecmuasının son nüshasında Herald E. Soarhor oughs'in yazdığına — göre Times'in takriben 200 bin. Morning Post'un 150 bin. Daily Telegrapb'ın 300 bindir. Almanyaya karşı (Baş tarafı 1 incide) nin, Bari panayırında şöylediği nu tukta bir cümlenin yanlış anlaşıl- masından çıktığı söylenmektedir. Bu rivayet Romada da şayi ol- muş ve Fransa - İtalya arasında bir “müzakere cereyan — ediyor,, yerine, bir “anlaşma - yapılıyor,, şeklinde yayılmıştır. Fakat Fransa ile İtalya arasın- da konuşmaların devam — ettiğini | İngiliz muhabirleri teyit ediyor. Fransız hariciye nazırı M. Bar- tu, gelecek ayın ortasında Roma - ya,gideceğini söylemiştir. SŞHABER $ Akşam Postası z | Telgrat Aöresli İSTANBUL HABEK Tekefon — Yazız 28872 — İdarer tismo ABONE ŞERALlNTI Do 8 6 12 aylık Türkiye 120 850 660 — 1230 Benebii 130 Ha 840 am0 ILÂN TARİFESİ Mloaret Ufnlarının satırı 13,50 Resmi ilânlar 10 kuruştar. —— | Sahibi ve Neşriyat Müdürü: dolu civar bağ ve bahçelerde ha - sâr yapmışlır. ) HASAN RASİM Basıldığı yeei (YARTT) Matbansı İi Ba Ç mser çeri srrersemamanan Inhisarların hesabını — Tehlikeli bir yerden ge? cekler. Burası, vahşi hayvanlar!? çok bulunduğu mıntakalardan bit risidir. — Parçalanmalarndan mı kof” 'orsun? İ — Herhalde, hepsi değilse bir le, içlerinden kurban vermiş olt caklardır. Abdül Fakt sözüne devam ed€ cek gibi görünüyordu. Fakat içt riye giren uzun boylu, geniş omu' lu bir haberci önlerinde bir gibi durdu ve Gataya: — Reiş Çitima sizi yanına ğırıyor, dedi. Gata haberciye hiç bir şey söf Temeden ayağa kalktı.. j Abdül Fakiye: — Bakalım niçin çağırtıyot dedi.. Sen burada bekle.. Az sonl , ra gelirim.. Gata reisin yanma vardığı 28 man, onu kabilenin ileri gelenlt” rinden üç kişiyle beraber buldu. — Üçü de kalabalık içinde ayaf ta duruyorlardı. Gata - fe bir haberle karşılaşacağını “hı min etti.. ? Reis, Gatanm geldiğini görün” ce: — İşte, dedi.. Nihayet bekl! ğimiz oldu. Haberci Şilokların 14 vaşa hazırlandıkları haberini 8? tirdi, İ Gata memnuniyetini belli meğe çalışarak ellerini — oğuş! du: — Haberinizden memnun dum, dedi. Çitima çok telâşlı bir hi görünüyordu. Gatanın cevabını şitmedi bile, et Abdül Faki, Gatadan, Din; hlar savaşa giderlerken ayrıldı O, yanına aldığı üç - rehi Süleyman ve arkadaşlarının ne düşecekti. Bir taraftan kı hesaplarına iki kabile birbiriyi çarpışmaya giderken, öteya! da kendisinin boş durmasını d! 5 ru bulmuyordu. A (Devamı varf) Ankara telefonu (Baş tarafı 1 incide) leyh bekârlar tevziattan istifad” edemiyeceklerdir. İki senede imar edilmek !"dv aile başına iki dönümden be$ ? İ nüme kadar toprak vtrilu"wıv l Bu müddet zarfında verilen 8!* ziyi imar etmiyenlerden top"ky | rr geri lmasaktır. İmar edeslii” | de ayrıca on dönüm arazi verile v tetkif Ankara, 11 (Hususi, Telefof * la) — Divanr muhasebat mürt kıplarmdan Mukbil Bey ınh_i';, lar hesabatmı tetkike memur miştir. Mukbil Bey bir kaç - BÜü kadar'lstanbula hareket - edestif tir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: