Abdülhamit Ve Gözdeleri Yazan: Ishak Ferdi İkbal hazin sesiyle devam etti: “Şurda bir kuzu meler, Bu ses beni iğneler. Şu dağların ardında Bilir misin neler var?,, Ve türkünün ara hağmesini, ö- nüne bakarak tekrarladı: “Şu dağların ardında Ben bilirim neler var!,, Birdenbire odanın icinde bir tokat şakladı.. İkbal silkinerek doğruldu. Genç kadının gözlerin- den ateş saçılmıştı. İkbalin sol yanağı birden İıp- kırmızı oldu, Tarihi tefrika: 62 İkbal, Abdülhamidin her zı—] man hoş'andığı şarkılardan birini | söylemeze başlamıştı: | “Ây çehreni görmek için bek- ledim tâ fecre kadar!,, Abdülhamit yüzünü buruştur- du: — Onu istemem... İkbal başka bir şarkıya başla- dı: “Ateş ol, gel kalbimi yak bu gece',, Kızıl Sultan gözdesinin ağzını kapadı: —-Sus.. Bana ateşten bahsetme! İkbal derhal başka bir şarkıya geçmişti: “Zulmetfen Kaçarım, nuru gö- rünce,, Abdülhamit mânalı bir tebes- t >va dişleirni göstererek gözde- * Ün yüzüne baktı: — Bu da ne demek?! Kim öğ- rel'yor sana böyle münasebetsiz şarkıları? ş olup bitenleri biliyorsun da bana açıkça neden söyle miyorsun? Kızıl Sultan, İkbalin külağı de- lik bir kız olduğu için, bir çok şey ler bildiğine zahip olmuştu. İkbal büsbütün şaşırmıştı.. Pa: dişaha tatmin edici bit cevap ve- remiyordu. İkbal gülerek: — Beynimde müthiş bir uğultu — — Hüzzamdan Bestelenmiş.. | var, şevketlim! Başım dönüyor.. — Herkesin ağzında şevketlim! Çok | Bayılacağım. — Büzel bir şarkı. & -— Diyerek oturduğu yere devril- ğ Abdülhamit: vi ü St AF — itoman .diye mırıldandı: İkbal kKorkudan ve tokadın te- İ — Başkasını söyle! siriyle hakikaten bayılmıştı. İlsbal mânasız şarkılar arıyor- Abdülhamit kadınların bayıl- 'du. - | masıma hiç de inanmazdı. — © Çok eskiden kulağımda Kalan | —— Haydi, kalk! Elimden kolay — kürdült hicazkârdan: kolay kurtulamazsın! $u -dilinin B “ğw beni artık seyi altındaki baklayı ıgılıır bakalım! M “Diye” bağırdı.. ŞU maktayım.....,, | dürttü.. Ve kendi 'İ(enüine söylen- “Hasretinle yanı Abdülhamit tekrar İkbalin ağ- dıî_B_ sanA Gi dDi aelan a | Bi L E KA bucak olduğunu anlatırım! — Bana neş'e verecek bir şey - söylesene .. A kâfir kadın! İkbalin hatırıma büyük anne- sinden duyduğu bir Anadolu tür- | — küsü gelmişti. Abdülhamit bun- Kızıl Sultan yerinden kalktı.. Gizli dolabını açtı.. Sedef çekme- cesinden küçük bir hançer çıkar- — dan da hoşlarmaz ve mâna çıkar- | — Bu gece elimi kana boyama- — mağa kalkarsa, Ikbal ağzını ka- | dan rahat edemiyeceğim... — payıpoturacaktı. Diyerek Ikbalin yanma geldi. — Haydi, kalk.. Şimdi canmı yakacağım.. Pişman olacaksın! Anlat bana, şu dağların ırd!ıdı neler olduğunu..! İkbalin sesi çıkmıyordu.. Rengi sapsarıydı.. Fakat, Abdülhamit gözdesinin rengi sarardığını hat- tâ ağzından yeşil köpükler aktığı- nt görmüyordu. Abdülhamit en tehlikesiz ve — Maksatsız yazılmış şarkılardan bi- — Te müna çıkrıyoradu. — İkbal: “Şu dağlarım ardında Bilir misin neler var? Şu dağların ardında Ben bilirim neler var!,, Abdülhamit susmuştu. el 5 Tefrii:a numarası : 4 b . - Aşk mı, Servet mi? t Nâkili: (Vâ - Nü) — Adam, sen de. Yarı yarıya mile | hepsini bir çantaya doldurdu; bunları T yönerim.. Alayım.. aldı. Sokağa fırladı.. Kordonboyuna Bakkaldan — öte beri almak için, | çıktı. Orada, tanımadığı kahvehane - merdivenleri indi. Sokakta yürüdü. — | lerden birine girdi. Dükkân sahibine: Tam dükkâmın önüne gelmişti ki, — Şunların hepsini birden on lira- — elini cebime attı ve bütün parasmı ©- | ya satarım... - dedi. — gün kendisine müjdeyi getiren hade- Patron, şüpheli şüpheli delikanlı - — meye vgrmişti! Bu göce ise, karnını | nn yüzüne baktı. doyuractik boş kuruşy bile yoktu. Fikret, derhal çaktı. Adam şüphe- — Hey gidi milyoner hey... leniyordu. Eli cebine — gitti. - Oradan g Gülümsiyerek geri döndü. hüviyet varakasını çıkardı: | İ İ Ü, — Adam, sen de.. Bu geceyi aç — Çalınmış — mal değildir.. İşte, — | geçireyim. Ne ölur.. Hayatımın ilk | ben, bankada memurum... we sön aç geçen gecesi olsun... İçinden, ilâve etti: f dü - D — Ne münasebet?.. Hayatımızın günleri sayılıdır! Bir gecemi bile ar- Bik fona şerzit altında geçirmek İste - Fakat, birden bire, başını kaldır » “ — Daha doğrusu, — düne kadar memurdum... Şimdi artık irat sahibi- Yüm ee Bu vesikayı görünce, dükkân sahi- bi, derhal istenilen on Nrayı verdi. miyorum... Saadet ve refah Tüzım ba Fakatı ma — Beyim size ne oldu?... niçin bu — Kaltak., Su dağların ardında | yani hududumuzun öte tarafında | diye sordu. HABER — Akşam Paostası iikâııldler. Temenniler: Karpuz, kavun, su : L aA ihtikârı! | Şimdiki çarşılarda pazarlarda en iyi, en taflı, bal gibi kavunların tane- si perakende olârak beş, yedi buçuk ve en büyükleri ise ön kuruştur. Hele en iki baçuğa alınan hir kavun bir a: ileyi bir yemekte tamamiyle doyura - bilir. Böyle olduğu halde tanesi toplu ©- Jarak yedi buçuğa alınan büyük ka - vunların lokantalarda — bir dilimi on kuruştur. Böyle bir kavundan en aşa- ğr dört diliın.çıkugma göre yedi bu- çukluk ve nihayet on kuruşluk bir ka- vun Jokantalarda tam kırk kürüşa sa tılıyor ve böylelikle ihtikârın daniska- « yapılıyor demekşir, Karpur da öylet Gelelim şişe ile verflen süulara! Lokantalarda içinde ancak bir bu- çük bardak su bulunan bir şişe sudan beş kuruş alımıyor. Halbuki buzlu su- yun bardağı — dışarıda kirk paradır. Böyle olunca demek ki, Tokantalarda beş bardak su yerine beş küruşa bir buçük bardak su verilerek mülçteti - den fazla para almıyor. Her şeyin bu kadar ucuzladığı bu zamanda lokan- taların bu müthiş kavun, karpuz ve su ihtikârıma ne demeli? Bu dediğim gşeyler kör kör parmı- ğim gözüne kabilinden gayet açık bir hesaptır. Belediye artık bunun önüne geçip, kavun, karpuz dilimleriyle, şişe sula- | rına lâzım gelen fisti koymalıdır. Gece gündüz. —lokantada yemek mecburiyetinde olan bir okuyucunuz. Araba gürültüsü (M. F.) imzalı — mektupta da Tophane Sakabaşı mahallesinde ca - mi sokağı ve civarında oturan hal - kım gikâyetleri anlatılıyor. Okuyucu « muz diyor ki: “Beyoğlundaki yaprların molozla- rm, belediye menetmiş — olduğu halde gece sabaha karşı arabalarla getirile- rek bu civardaki arsalara dökülüyor. dan poncere açamaz olduk. Bunun ö- nüne geçilmesi İâzımdır.” SO — İkbal! Aklını başına topla..! Bana bildiklerini çekinmeden an- lat! Bana, duyduklarını Yumuzla, telmih ve kinaye ile anlatmağa çalışma! Emin ol ki, seni nffede- | ceğim! Yalnız bana haikati söy- ke!. İkbal gene ses vermedi.. Baygın ve hareketsiz yatıyor- du. Abdülhamidin gözleri dönmüş- tü., Elindeki hançerin ucunu göz- desinin göğsüne dayadı: — İkbal! Ben, çok nazdan hoş- | lanmam! Haydi kımılda! Yoksa, şu küçük hançerle ciğerlerini de- şeceğim ! 8 (Devami var) — Hayir ne hasta, ne - ölü, doğum doğutum.... Filhakika bir dağum var! Fikret, parayı cebine indirdi, Hat. tâ, bavulu bile kahve sahibine bırak » tı. Dışarı fırladı: *“ — Buna rağmen, adamın hakkı wardı.. < diye yolda düşündü. - Bir de hasta var... Hem de ölmesi muhakkak olan bir 'hasta...” Şimdi, bir lokantadaydı.. Yedi, içti. O kadar neşesi vardı ki., arada sırada zihninc: * — Ya yarın aksi bir cevap gelir. 80" diye bir tereddüt arız - olüyor - du. f Fakat, bu tereddüdü kovuyordu: " — Adam sen de.. Alişan Bey te- min etti ya.. — Yalan söylemeğe ne Mmecburiyeti vardı! Dimağına saplanan şu muammayı işte bir türlü halledemiyordu. “ — Peki amma, “ma” yı oradan kim kopardı?...” Geç vakte kadar lokantada otur - duktan sonra, — kafası yarı dumanlı, çıktı. “ — Tuhaf geyi « diye Güşünü - Bd . ead NS ARart ! K K ü ti tngilizce dersleri Müellifi: ömer Rıza M Eylii 1934 — , : | Ar Ş gükte in he Home, Te | 28 Yöd are övan Giğmdiy E9) vi onlY #a 1) to be höard — wWas the | ihe scissors, 30) wha cut me off from | Heking ; the grandfziher's clock | my doar sisters. İ $) M0WÜLe; 4) Dand selişlünci At Midnight: — gece yarıtında Jack SAVnitiğe bark 8) in hisslğep. But wben İ are at rest, N things are yake 6). — The î::k :.P?r::)ı:?ı and — before it had Talthed akİri,, Mary sâw the door vf ber bedror, en 1 dö'ndt know vhy they canaa her bedroom, but tertainiy 8) &., First there * £ yage 'hagmer, valking rather & vardiy 9), because its head waâ 30 / İT yound İt hopped-10) and 651 11) 'a Ereat muraber GF nsil$ Kişiy andı small and thay were rüde ,,, çç bönüner calling it “Fat bead ». xad Woaden lez 15) vrith their tİierle - yolcar, The — hammer 16) dişi seem e | hoar them; at İnst, ho, L he sald | angrily: “Be gulto, ör <| küock | 17) you en the hesdi.' . v. vken tHhey still wont on - SUrtuğh he came down with a terriblk ,4 18)1 And öne İittle nail, who ha he rude than the rest, 19) wâs badiy knocked on ihe head, that went | through the floor and eculd , get | out again. The others tried pull | 20) him — out, but —it WASLite l impossible. Scürcely had the — hammer (4 [ nılızo—(hlıneıuldmııııv“ » they went to) when the — daor opened again, İt was a needle * that walked in, followed — by a lor wehite thread 22). İ am afraid — thi were guarrelling. The ncedle Jooked down on the thrad — and said: PFm tired of taking you and your sisters through holes, | have — to da all the hard work; you öniy have - to follow where İ lead you.” But the thread replied: My sisters and İ are not idle 23) ax you think. D bave. hold things together. Se r A a difficult 24) thing” itis to sfay there, for it is her evoryday dress and it gets pulled this way or that. İf my sislars were not so strong, İt “would have göne to picces long ago 25), “But (ben you are at rest —when the is not wearing 26) he dress.” “Well vou are not sewing 27) all day. 'You Have a tvery god — tüme in the workbasket, — talking — to other needels and making love to the pins Yarın Akşam ÜNİTED. ARTIST'in gllzel ve hüyül ASRTİ RO Saheserile yeni tarvsimi açıyor. Genç, c sıçtıyarak Öksvgs Cederek Ve tibayer “Seanslar * 3- le... Eskiden bir an olsun" dimağım - | llı.n çıkmazken, saatlerdir mu düşün- miyorum.." t Eğer ispirtonun tesiri ık;,,*_ belki — asabiyetten uyuyını'y#u, Fakat, yatağına girer girmez, gizleri kapandı. Kurşun gibi derin bir wkü: yâ daldı. Sabahleyin, bir zil sesiyle uyand. Kapını, öyle — bir çalımıyordu k sanki evi basmışlardı. Yüreği attıt : 4 * — Aman, saadetimi — bozan bir felüket haberi olmasa..” Bu tahmininin tamamiyle nksine karşılaştı. — Fikret Bey... Fikret Bey.. Aç.. Sokaktan haykıran — Alişan Beyin sesini duymuştu. Yatağından fırladı. Terliklerini ayağına güç geçirdi. Ka - piyr açtı. — İşte telgraf.. oku.. — Ben İngilizce bilmiyorum. — Öyleyse sana — ne yazıldığını söyliyeyim... 500 hisse senedinin 418 ten mukabili 207500 dolar senin na - mina / telgrafla İş bankasına gönde - rilmiş.. Gidip alabilirsin., Yalarz.. — di v ÜÇ - BOB di K B e zN vş't Z sizca.. SARAY kiiorya) FAİRBANKS'ın temsili muhteşemi macerasinı yaşatIYt İlâteter ZEVCEM Mümesdll Fiyatlarda — hihim tengilâk 30 . ve, 50, İliss balk 70 I) sound (savnd): sex 2) tcking (tükin): santin tıktıkı. 3) elcek (klok): duvar saati. 4) döwnstairs (davnsterz)t mer « diven aşağısı.. B) bark (bark): havlama.. 6) awaka (evek): uyanık. 7) struck (strak): vurdu. j 8) certainiy (sertenli): muhakkak. — 8) awkwardiy (okvardli) : biçim « "î z j İ ' İ , 10) hopped (hopd): hopladı. 11) danced (dansed): dansetti 12) nails (nelz): çiviler, 13) rude (rud): kaba - saygısız, 14) Fathead (fatked): kalın kafalı. 15) Wooden Teg (vuden Teg): tah- H ta ayak. i 16) hammer (hamer): çekiç, j 17) knock (nok) — vurur » alaşağı — eder.. | 18) bang (beng) gürültü 19) rest (rest) mütebaki.. 20) pull out (pul avt) deşarı çe e ker - söker, ©Ğ 21) needle (nidil) iğne, 22) thrend (sred) iplik. 23) id'e (aydel) tenbel. 24) defficult (difikolt) güç 25) Tong ago (İosg ago) çak za- mandan beri, 26) wenring (vrin) giymek. 27) sewing (seyvin) dikmek. 28) pins (pinz) toplu iğneler. 29) friendiy (frendli) dostça 30) scissors (sizors) makas. MELEK sinemasında YARIN GECE aat 9 da ilk temsil için Tetlerinizi aldınız mı? "LAUDET —— COLBERT Tâfından temsil edilen bu film MLEK . sinemasının 'büyük filmler S€linin birincisidir: BAL ŞARKICISI| Fransia sözlü Telefon! 44868 ması K ilmi ve mesh vildız DUGLAS BENSON ehzi D3LAS, bu filmde olarak şbenson'un Asri eri: LAL'L ve HARDY 5-7 ve 9 da vval ve müstı muzaffer — Hüviyet varakanynutma., — Unutmam, unutma,. Alklacele giyindi.. Bir ötamobile atladıla Doğruca Iş Bankasınaşittiler| © Lâkin, ilktisi de Banka venaliye iş leriyle yakmdan alâkadar oldukları" Ve & ğ Ş4 AA bi ae e uldü. Diğer ğ SYA S ei İki arkadaş, kapmmn yanmdai bir” " Taya oturup beklemeğe başladıarı —— Bu esnada, kulaklarına bir miha ” * "';ılıııi.nııııılunere,.çh yan — kahaın yenından — geliyordu. İlk ön €€ Irarı dikkatlerini celbetmedi. İi *