Iş Bankası bugün onuncuyıldönümü- nü kutluluyor Çocuk b Sahifesi bilmecesinde he-| diye kazananların listesi Osman Sevim Hanım. 87 — Cenica - mi 81 İzoh B. 88 — Karagümrük 101 Kaya B. 90 — Büyükada Arif Bey. 91 — Karagümrük 16 Süyam Hanım. 92 — Adapazar 61 Tevfik B, 93 — Istanbul kız lisesi Melâhat Hanım. 94 — Mecdiye 6 Şükrü Bey. 95 — Cağaloğlu 31 Aziz Bey. 96 — Bü - yükada 10 Uilafidiz Bey. 97 — Be - şiktaş 9 Mucllâ İlyas Hanım. 98 — Yozgat lisesi 278 Kemal Bey. 99 — Balat Köprü 90 Marko. 100 — Tak- sim 12 Ruhi Bey. 101 — Fatih Altay 217 Kabak Ali B. 103 — Bakırköy 64 Kirkor. 104 — İst. Beyoğlu 72 Fuat B. 105 Mısıroğlu Ferit Bey. 106 Ka- dıköy 29 Patrikyan B. 107 —Adana 7 Şemsi B. 108 — Büyükdere 126 Do- ra H. 109 — Büyükada 1 Fuat Bey. 110 — Şişli Terakki lisesi 371 Rifat. M1 — Kadıköy 11 Bedriye Hanım. 112 — Konya As. Mektep Salâhat - tin. 113 — İstanbul erkek lisesi Hü- seyin B. 114 — Divanyolu 128 Salih B. 115 — Nişantaş 2 Mahmut Bey. 116 — Kasımpaşa 2 Neclâ Hanım. 117 — Sontöfai mektebi Beria Ha - nim. 118 — Galatasaray İisesi 834 Rağıp Bey. 119 — Anadolu hisarı 73 Vildan Hanım. 120 — Yeşilköy Ke - nan B, Kızı 121 — Trabzon muallim mektebi Hakkı, 122 — Gümüşhane Hikmet Bey oğlu. 123 — Ordu A. Fu- at Bey. 124 — Sultanahmet 29 Ab - dullah 127 — Haliç Fener A. Esat B. 128 — Davutpaşa orta mektebi Fu - at 129 — Bakırköy ©8 Niko Bey. 130 — Kadıköy 68 Adnan B. 131 — Yakacık Ali Kemal kerimesi, 132 — Kurtuluş 68 A. Rauf Bey. 133 — Aksaray 184 Şükrü Böy. 151 Kasim | paşa 46 Lütfi Bey. 135 — Taksim 55 Sabri B. 136 — Bursa Yeşil 62 Ziya Bey. 137 — Beşiktaş 23 Tahir Ber. 138 — Yeniçarşı 50. 139 — İstanbul 171 Saffet. 140 — Gümrük 312 Ad- nan B. 141 — Fatih 4 Sedat B. 142 — Yeşilköy R. Ziya B. 143 Davutpaşa 266 Fuat B. 144 — İstanbul lisesi İs- mail B. 145 Kadıköy 30 Hayri Kâmil Bey. 146 — Uluköy 321 Halise H. 147 — İstanbul kız hisesi 683 Uluviye Hanım. 148 — Galatasaray (lisesi 1324 İhsan. 146 — Moda 43 Ferruh Bey. 150 — Vefa lisesi 698 Feridun Beyler ve Hanımlar. GiğüHekta iki kanlı vak'a Susurluk köyünde iki vaka olmuştur. Vakalardan biri; Ka - dıkırı köyünde koyuncu Yahya Ağanın çobanı Ali ile Kocabıyık Ali oğlu Ahmet arasmda vukua gelmiş, Ahmet koyunları tarla- sına sokan çobanı tabanca ile öl- | dürmüştür. Ikinci vaka şudur: Söğütçayırı köyünden koyun çobanı Mustafa oğlu Ali, koyun « larını sulamak üzere deteye indi- ği sırada ayni köyden Mustafa oğlu İsmaille karşılaşmıştır. Isma- il ile Ali bir koyun meselesinden Kavgalıdır. İsmail, Aliyi karşı- | smda görünce eski kini tazelenmiş | ve Alinin üzerine atılarak elinde bulunan bıçağını bir kaç defa saplamış, Sonra kaçmıştır, Ali tedavi için Balıkesire gön: | derilmiştir. İsmail, vakayı müte- akip jandarma tarafından yaka » lanmıştır. Burmalı ipi görünce, fareyi tanıdı. Bu hayvan, azukü lardaki binlerce hemcinsinin azımkâr lideri idi! (Yazışı hikâye sütunumuzdadır) LE Hasbihal Bütün esnafın ve işçilerin dikkatine! Gazetemizde bugünden itiba- ren bir esnaf ve işçi sayıfası açı- yoruz. İstanbul ahalisinin en bü- yük kısmı gece gündüz çalışarak hayatımı kazanan, ekmek parasr- nt alnının teriyle çıkaran bu insan Irdan mürekkeptir. Onların ne ihtiyaçları varsa buraya yazarak temini için çalışacağız. Sinema, spor, moda gibi sayıfa- lara devam etmekle beraber, ga- zeteciliğin bunlardan ibaret ol - madığına ötedenberi kaniiz. Şim- diye kadar faydalı neşriyatiyle halka hizmet eden HABER, bu sefer de, esnaf ve işçi sayıfasını açmakla memleketin yeni bir ih- tiyacını temin etmiş oluyor kana- atindeyiz. Mesleğinin terakkisine, calışma şartlarınm ıslahına dair, bütün — Küçük memurlar, esnaf, işçi - ler, çıraklar — bize kısaca düşün- celerini (göndermelidir. İstiyen kendi resmini ve dükkânınmkini de yazısına ilâve edebilir. Sırası gelince, hulâsa halinde olsun ba- sarız. Zarfın üstüne şu adresi yaz- Em e “Salih Ömer k Kavafoğlu i : Haber Gazetesi i i İstanbul İ aireemeresasen sen sereran sne seresenne, eessmesarnsememmn sne Kısa, .. akunaklı yazınız. Kavafoğlu SNAF VEİ Küçük sanatlar kanununa rağmen.. Türk olmı- yan ve ver- giden ka- çan berber- ler var Mehmet Rağıp bey Şişli, son istasyon numara 816 da kadın berberi Mehmet Raeıp Bey yazıyor: “Cümhuriyet hükümeti esnaf- ığa ait olan bütün küçük işleri Türk vatandaşlarına hasretmiş - tir. Bu bizi çok sevindirdi. Var olsunlar! Yalnız bunların bir kıs- mt gene ellerinde çantaları olarak kapı kapı dolaşıp dükkân müşte- rilerine dükkân fiatının yarısı bir ! ücretle evlerinde iş görüyorlar. Bunu yapanlar hem hükümete vergi vermekten kaçıyorlar, hem belediyece kabul edilmiş olan mu- ayene cüzdanı almıyorlar, hem de cemiyete borçlarmı vermemiş © İ luyorlar. Bu gibilerin dükkâncıla- ra büyük zararı dokunuyor. Dü! kânın vergisi var. belediye, cüz - dan, elektrik, havagazi gibi bir sü- rü masarifi vardır. İşlerimizi fel- ce uğratan bu gibi seyyar mani- kürcü ve kadın berberlere karşı tedbir alınmasını hükümetlen ve belediyeden bekleriz. İ Ticaret Odası esnafa faydasız mı? Tuzcularda 6 numarada Ziy- netçi Rıza Efendi diyor ki; “.— Dükkânların erken kapan- ması fikrimce gayet iyi olmuştur. Bu suretle birçok kimse istirahate ve eğlenmeğe vakit bulabiliyor. Hatta ben daha ileri giderek Av- rupada hatta Balkanlarda tatbik edilen iki saat umumi öğle paydo- sunun bizde de tatbikmı ileri sü- rerim, Eminim ki esnafım mühim bir ekseriyeti bu karardan çok meranun kalır. Belediyeden yegâne arzumuz temizlik meselesidir. Bazan dük- kâ:larm önüne ve sokağa yığılan süprüntüler günlerce orada kalı - yor, hatta sıcak havalarda taaffün de ederek esnafı çok rahatsız edi- yor. Belediye bunlarla neden meşgul olmuyor, bilmem ?. Halbu- ki bizim civardaki esnaftan bele diyeye borçlu olan bir kişi bula- mazsmız. Bilmukabele ( belediye de vazifesini yapmalıdır. Hükümet vergileri tabii ve nor- mal bir şekildedir. Gayet rahat ve hiçbir sıkıntı çekmeden verebili - ! yoruz. Yalnız bizim gözümüzü yıldıran kırtasiyeciliktir, Her gün yeni bir sey çıkıyor. Kantar, tabe- lâ, terazi ve emsal: şeylerle bizi çok uğraştırıyorlar. O kadar, ki bunlar bazan alişverişe bile mâni oluyor. Bir de Ticaret Oodasınm bizden aldığı muayyen vergiyi lü- zumsuz görüyorum. Biz dahili p'- yasada iş görürüz. Ticaret odasi- le en ufak bir alâkamız, ondan Urlada Emine, ortağı"! nasıl öldürdü Urlanın Gödence köyün” Yusuf kızı ti yirmi beş yaşlar! Minaiel Melek Hanımı öldüren Mu yi karısı Emine Hanım hakkınd tahkikat tekemmül etmiştir. disenin mahiyeti şudur: Maktule Melek Hanımın kor sı Manisadadır. Üç seneden karısı ile araları açıktır. Hanım, Emine Hanımm Mustafa ile üç senedenberi meşru olarak, fakat karı ko© bi bir arada otoruyorlar. bundan sekiz ay önce de “ meşru olarak bir çocuk dol ve zehirlenmek suretiyle öl düğü söylenmektedir. Hadise günü Emine Han? kocası Mustafa ile kavga edi” hiddetle köye geliyor. Heri yanında: y — Eğer ben Melek deniler kadını öldürmezsem bana d9 mine demesinler, diyor. Vaka, gece yarısından sof saat birde oluyor. Melek Hanım damın va uyuyordu. Emine Hanım on tim büyüklüğünde bir pırnar pasını rakibesinin sol e arkasıdan kafasına vuruyor: kinci sopayı sol kulağma, ü sopayı da burnuna vuruyor. kat bu esnada Melek Hanım yat ediyor: — Aman Emine abla, bei “ dürüyorsun, yazıktır! , Bu feryadı, Melek Hani damına bitişik odada yatmsl” olan Keziban ismindeki yirmi şında bir kadın işitiyor. Mi tan bir ayak trpırtısının, yal ta olduğu odasına doğru ge de işitiyor. Fakat merdiven P* pısının kapalı olmasından yok çıkamıyor, dönüyor. Keziban nim da mutbak pençeresindef kıyor, katilin Emine Hanım oi ğunu görüyor. © ME faydası yoktur. Buna ağam ile çok alâkadar büyük ihrac z cirleriyle ayni nispet dahi Ticaret Odası rüsumu veriri nun ıslahı acaba kabil © mı?.,, Dükkânların erken N panması sandalcılara dokundu Kasımpaşa ve Azapkapısi dalcıları diyorlar ki: “Dükkânların erken e sı bize de dokundu. Çünkü aydınlıkta erken gittiği sim de yaz olduğu için il karadan gidiyor. Unkapanı sünden geçip Balat, Fener — : ba ileriye yaya yürüyorle yi kısmı da vapura yetişiyor. * ki dükkânların geç kapand manlar biz buralarda saat 0” çuğa kadar müşteri bulabil duk, Son zamanlarda esas”, # terilerimiz azalmıştı, Şimdi pi ken kapanma isinden m bütün azaldı. İçimizde günl v4 sefer dolmuş yapanlar. sn makla gösteriliyor. Bb günde iki dolmuş, yani 40 sandalları limana çekiyoru?*