İma mam AKİT ın Tefrikası: 3 Sözi tirdi, Mehmet karısına yaklaştı > Beyefendi, gece gelip sans istiyor... Katillerden biri ol - 1 ihtimali varmış. doğruldu: dan ını istemeyiz. lede yaln, bene al avuç dolusu parayı der - ri Beri vermeye hazır olan bu dme baktı. Melek ilâve etti: > Ama her ne olursa (olsun, uma can veren o beye min- tarım, >> Çocuğunuz hasta mıydı! ei Ben öldü sanmıştım.. Ağlı - gam. O bey geldi.. Beşiğinden 1 ,Sanlandırdı. a2, O beyin yüzünü görüdnüz kO Göremedim. Bir kere oda ek gaz lâmbasiyle aydınlanmı- ai Sonra yakasını kaldırmış. Şap $mı gözlerine kadar iğmişti. 1 Mahir bey briaz düşündü. Mey- Arar böyle tarif etmisti. Sordu: : , — Yalnız mıydı?, — Evet efendim. — Ne verdi?., — İşte. Alınız. — Durunuz durunuz, telâş et- Meyiniz., Fakat Melek dinlemedi, doğ - clan Şiltenin altında . paraları i M R .müddelymumiye uzattı. Mahir bey aldı, bir göz altı ve Etmiş ki, haykırdı ve Mehme- İN Yüzüne baktı. M Bu ne Mehmet?. *“met geriledi, septsrr oldu: — Kırmızı cüzdan! lek, olan biteni bilmediğin Ni Le farkına varamıyor, yal - “casının renginden bir felâ- #eziyor, iki kolunu yana daya- da” hayret ve korküyla bakiyor * . Mahir Bey kadına döndü: maya. Sizi yalnız bırak - ı tenbih edeceğim. Biz tün sz la biraz gideceğiz.. Birkaç Gsm olacak. amad hayz, Kocamı suçlu mu sanıyorsu- ne hayır.. Yalnız kendi- e ağ başladı: N mein. rü uzatm ; a Mehraer K 1$ haykırıyordu önek bu feryatla biraz ken B;, ©: bağrına bastırdı. ima koydu: İn ederim ki, hiçir gü- İN ü kısa kesmek Okarariyle 1 Ölüme Susayan e e ali Selâmi İzzet ür bey, şurası burası yır - İ a ei de meyhanesinde içen a »| ie haykırdı. Evet, gördüğü | “Y. eline aldığı şey onu öyle şa - | şaşalalım ki, Meleğe bile bir şer iy Melek hanım size ebe kadını | di, ay Etrafına göz gezdir - | te kırk sokak ve bin kadar ev su Çin Yatağa doğru ilerledi... | altında kalmıştır. İtfaiye neferle- TN alnını okşadı, küçük A- İri, yıldırımdan ileri gelen yan - İr eli: ünye, ni Oğlunun, bir elini ka- | defa müdahaleye mecbur kalmış- —a. Ma Karımın ve evlâdımın başla- | ağır surette yaralanmıştır. De. Alnım açıktır. .Siz ağ- | noktalarma mühim tahribata se - | »» Günahkârlar göz yaşı | bep olmuştur. Göl döktürürler. Ben namuslu bir in - sanım, İ Sonra Mahir Beye yaklaştı: — Emrinize hazırım beyefen- Bara verenin kim olduğunu anla- | di. Beraber çıktılar. Kapının önüne omütecessisler, funanisi Yeni bütçe ve malicek olan mill siyaset “Near East” yazıyor: Çaldaris kabinesinin en ziya » de ehemmiyet verdiği işlerden biri de hükümetin Venizelos 7a- manından kalan bozuk maliyesi» ni düzeltmektir. 1933 -34 büt- meraklılar toplanmıştı. Tabii bu | <© açığının görülmüş olmasına Müddeiümumiyi önledi: — Başımıza bir şey daha geldi | beyim. | — Ne var?. — Sahilde yeni doğmuş bir ço- cuk cesedi bulundu. -— Müddeiumumi telâşla, sahi» le doğru yürüdü. Kumların üstün- de küçük ceset yatıyordu. Kafası İ patlamıştı. Çocuğun uçurumdan | atıldığı anlaşılıyordu. Müddetumumi şüphelendi. | Ebe kadına sordu: — Bu çocuk kaç günlük?. Kadın cesedi dikkatle muayene etti. Evirip çevirdi: — İki günlük olacak. — Burada iki gün evvel kimse doğurdu mu?. — Hayır, * kimse doğurmadı.. Ha, valnız Mehmedin karısı de - gurdu. — Onun çocuğu yanında. — Çocuğu!.. Ah beyim,. — Nen var?.. Ne oluyorsun?.. Kadının birdenbire sesi titrr meye başladı. Mahir bey kadını bir köşeye çekti. — Senin dilinin altında bir şey var, söyle. ” mi yakan bir sir var. es Nes sirri SAZIN —e Sizin yanınızdan çıktıktan sonra Mehmedin evine geldim. Cocuğun kundağnı açtım.. Özle söylemedim.. — Ne söyliyecektin?. — Mehmedin çocuğu şimdi « —- lan. — Evet. — Halbuki Melek kız doğur - du. -- Sen deli'misin?. — Neye deli olayım efendim?.. Ben kırk yıllık ebeyim,. Melek kız doğurdu.. (Devam: var) balkanlarda Biğrağ bu sözlerle kav- Fırtına, yağmur, dolu... m (Baz tarafı 1 ieci sayılarda) dolu büyük tahribata sebebiyet vermiştir, Dört yüz gram ağırlı - ğında doluya tesadüf edilmiştir. Şehir karanlıktadır. Zabıta bir afallamış, kendinden | kaç gün halkı sokağa çıkmaktan » Melek kollarını kocası | menetmiştir. Hasarat çok mühim- dir. Fakat insanca zayiat yoktur. Bükreş, 17 (A.A.) — Dolu ile karışık fırtına neticesinde Bükreş- gımları söndürmek için yüzlerce tır. Bir kişi boğulmuş, üç kişi Fırtma memleketin muhtelif “yon drahmilik Dj Eğer parayı geri almak isti- | kalabalığın en önünde ebe kadın Yağmen, bunun önüne geçmek i - sanız alınız.. Biz helâl para - | vardı. çin hiç bir şey yapılamamıştır. Asıl tadilât ve ıslahatın 1934 - 35 bütçesi üzerinde yapılması lâzım gelmiştir, Yeni bütçe esaslı bir zam gö » receğinden MaliyeNazırı M. Lo - verdos, umumi masarifatta göste- rilen tezayüdü şu suretle müda - faa etmiştir: Masarifatta görülen fazlalık kısmen borçlar tediyatı gibi hükümetin kontrolü haricin - deki otomatik ihtiyaçlara, kısmen de yeni kabul edilen siyasetin za- ruri masraflarına hasredilecektir. Bu hususlar için o sarfedilecek meblâğ 1932 - 33 senesindeki sar- fiyattan 150 milyon drahmi faz - ladır. Bu seneki bütçede askeri ihtiyacat için 102 milyon, ziraat işleri için 31 milyon, sıhhat işleri için 62 milyon ve resmi hizmetler faslı için de 380 milyon drahmi - lik tezayüt vardır. Bunlardan ma- ada nafia işleri (için gösterilen fazlalık ancak 22 milyon drahmi olup bu miktar memleketin ihti - yar: ma tekabül etmekten çok w- zaktır. Çok şayanı memnuniyettir ki, hükümet yol inşaatma hasre - dilmek üzere Yunanistan Banka- siyle hususi bir şirketten 600 mil- k bir kredi temir et- miştir. a Vergilerin artmasma gelince; burada ancak 360 milyon drah- milik bir tezayüt görülüyor. Bu miktar bugünkü (umumi vergi miktarına nisbetle ancak yüzde beştir. Yeni vergiler tamamiyle yeni varidat menbalarından te - min edilecektir. Hükümet geçmiş seneler zar- fında muvaffakiyet temin eden iktisadi ve mali siyasetine devam edecektir. Bununla beraber lü - zumsuz nikbinliğe de mahal yok- | tur, Memleketin zaruri ihtiyaçla - rını, milli müdafaasını maarifini ve sıhhat işlerini ıslah maksadiyle bütçede bu işler için ayrılan tah- sisatın arttırılmasına lüzum gö - rülmüştür. Hükümet, maliye pro- gramını dört büyük kısma ayır- maktadır: 1 — İktisat işleri, 2 — Bakaya vergilerin (o toplan» ması, 3 — İdarci maliye ve vergi işlerinin tanzimi. 4 — İktisat ve maliye siyasetine ciddi bir istika- met vermek üzere istihsalât ile a- lâkadar nazırların teşriki mesaisi. M. Loverdos, Yunanistan maliye- sinin günden güne düzeldiğini ve âtiden ümitvar olduğunu ilâ » veten söylemiştir. “VAKIT,, gezintisinde çalışmak rin, her gün saat on iki buçuktan on eaat etmeleri... linda TTürk VAKIT gezintisinde çalışmak isteyen san'atkârlara telif numaralar için müracaatta bulunanlarla yeniden bu işe talip olanlar | iyeyi i Beş senelik sana zay (Başmakaleden devam) riyaset etmekle (iktifa etmiyor, Türkiyenin sanayileşme teşebbüs- | ticesini lerini en küçük teferrüatına ka- dar idareeden hakiki bir iş adamı gibi hareket ediyor. En- yüksek sanayi ihtisas erbabından başlı - yarak, en küçük ameleye kadar herkesle ayrı ayri yakından te - mas ediyor; bunlardan, her birini alâkadar eden işler üzerinde sor - ğulara çekerek, aldıkları cevap - larla kendine göre birer hüküm çıkarmağa çalışıyor. Türkiyenin bir gün evvel sa - nayileşmesi, hem de en modern usuller dairesinde sanayileşmesi için takip edilecek en kısa ve en muvaffakiyetli yolları (arıyor; herkese, kendisine göre icap eden direktifleri bizzat veriyor. Harp senelerinde (o büyük bir asker, Lozan günlerinde ince bir diplomat, Cümhuriyetten sonra yüksek bir idareci ve ayni zaman- da maliyeci olarak tanıdığımız İsmet Paşayı şimdi büyük devlet sanayiinin baş ameleleri ve us- tabaşılarınm başlarında görüyo - TUZ. Bu defa İzmitte kâğıt, Paşa - bahçede cam ve şişe, Zonguldakta 5 — VAKTM TTB AĞUSTOS 1934 2 sanayileştire- isermayedir yi plânını, daha ilk senelerinde yarılanmış sayabiliriz. Türk antrasiti fabrikalarının ilk | temel taşlarını yerlerine koyar Başvekil Paşanm en büyük meş- ğuliyeti beş senelik sanayi pro - gramını noktası noktasına, harfi harfine tatbik etmektir; yeni Tür- kiyeyi hir gin evvel sanayileşmiş görmektir. Onun için resmi işleri haricinde kalan bütün saatlerin - de dahi zihni hep sanayileşme iş“ leriyle meşğuldur. Otururken, ge- zerken, hattâ yerken ve içerken bile en büyük zevki bu mevzular etrafında konuşmaktır. Paşa, İzmit kâğıt fabrikasınm temel atma merasiminden sonra kendisini tebrik edenlere: — Rica ederim, daha ortada hiç bir şey yok! Diye cevap veri * yordu. Bununla beraber diyebilirim ki, beş senelik sanayi plânının da- ha ilk senesinde, bu sanayiin te- sis devri bize âdeta yarılanmış gi- bi görünüyor. Zira bir fabrikan'n tesisine ait zorlukların çoğu, temel taşı atılmazdan evvel gelir. İcabeden sermaye ile fenni ve ida- ti unsurları bir yere toplamak ka- dar müşkül bir şey yoktur. Fazls olarak yeni Türkiyeye maziden kalan müşkülât arasında siyasi şartları hazırlamak gibi bir cihe! te vardır. Şimdi büyük bir mem nuniyetle ve takdir hisleriyle gö- rüyoruz ki, memleketimizin sana- | Dönüyorlar yileşmesi noktasından o bütün bu müşkül safhalar atlatılmıştır. Beş senelik plânın tatbiki üçte bri de- recesinde (ilerlemiştir. Bundar sonrasmın tahakkuku bir zaman / üzere evvelce caz ve ince sa7'a muh- dörde kadar VAKIT idaresine müra meselesi haline gelmiştir. o Yaşı- yanlar, umumi muvaffakiyet ne » mutlaka o göreceklerdir. Gelecek seneEreğli ve Kayseri mensucat fabrikaları açılacaktır. Diğer taraftan Keçiborlu kü - kürt madeni işletilmeğe başları - lacaktır. Öbürsene Nazilli men - sucat fabrikası bitecektir. Ondan sonra Malatya fabrikası ikmal e- dilecektir. Bu fabrikalar işlemeğe başla - yınca, memleket, en asgari otuz milyon liralık pamukluyu hariç - ten (getirmek mecburiyelinden — kurtulacaktır, Şimdi hep hariçten “gelen kaput ve Amerikan bezi, Japon dimisi, ince mensuca' “aşma ve envai seten, kalın ve ince patiska hep kendi fabrikala- rım'zda yapılacaktır. Bu fabrika - lar, şimdiye kadar yalvararak Avrupa fabrikatörlerine satama - dığımız veya pek ucuz fiatlerle elden çıkardığımız yerli pamuk - ş larımıza istihlâk vasıtası olacak tır. O kadar ki, bu fabrikalar, yerli pamuklarımızı kullandıktan başka hariçten iptidai mevad ge tirmeğe lüzum görecektir. Pamuklu sanayiden sonra fos- #az, zaçyağı, sellülöz, sud ve kos- tk fabrikaları gibi kimyevi sana- yi müeşseselerin« sıra gelecektir. Ondan sonra demir sanayiinin tesisine başlanacaktır, Hülüsa beş senelik plân niha - yet 1934 senesinde tamamiyle ta- hakkuk etmiş olacaktır. (Bu işin İ Türkiyenin sanayileşme plânı tahakkuk © ettirmek için ecnebi sermayesine ihtiyaç bulunmama - sıdır. Demiryolu (o siyaseti gibi, de milli sermaye ile vücude geti- len fabrikaların vermekte olduk- temel olacak sermayeyi teskil et- Dın kuruluşu diğer bir fabrikanın başlanmasına hizmet edecektir Mili sermaye dairesine girecektir, sayileşmiş memleketler arasına | girdiği çok sürmiyecek, göğüsle * lacaktır, Mehmet ASIM İl Ismet Paşa Hz. bu sabah şehrimizde bulunacaklar (Baz tarafı 1 indi sayıfada) edi İ j i : i i | j j i z 1 en çok sevinilecek bir tarafıda, i Türkiyenin sanayileşme siyaseti ş rilecektir. Bir taraftan tesis edi * ları hasılat veni sanayi tesisatına İ mektedir. Bu suretle bir fabrika » poktasından bu - günkü imkânsızlık yarın imkân Türk sermayesi, Türk bilgisi, Türk işçisiyle, Türk vatanının sa> * rimizi kabartan" bir hakikat ©- rine verilen öğle ziyafetini müte- j akip vapura dönerek İstanbula müteveccihen hareket etmişlerdir. İsmet Paşa Hazretleri, Sinop: tan vapura dönerken ve vapurun hareketi esnasında halkın coşkun 4 ve kalpten gelen tezahüratı ara- sında uğurlanmışlardır.