İkinci Türk dili kurultayı a5 (Büşmakaleden devara) “çok,, sözünü bellemeğe başlaya- rak, hiç değilse emeklerinin ye - mişlerini yüzde elli daha kolaylık- la elde edeceklerdir. Bu gibi A- rapça ıstılahların yerine öz türkçe | sözlerin konmasındaki ameli.fay- dayı inkâr edebilecek var mı? Her milletin maddi vatanı ile beraber dil ülkesi gibi birde ma- nevi vatanı var. Maddi vatanın hudutlarını nasıl zararlı unsurlar- dan temizlemek lâzımsa manevi vatan demek olan meselâ dil sa- hasmdaki yabancı ve zararlı un - surları öylece temizlemek bizim için mi'li bir vazifedir. İşte iki yıl önce böyle büyük ve milli bir gaye için, büyük milli önderi- mizi yüksek kılavuzluğu ile mü - cadöleye geçmeğe karar vermiş olan Türk milleti İkinci Türk Dili Kurultayında büyük maksada en kısa yoldan varmak için hazırla - nacak programı (o tahakkuk ettir- “4 — VAKTT 19 AĞUSTOS 1934 mek için yeni bir hızla tatbika 76- | çecektir, Mehmet ASIM Türkiye — Avusturya tcaret anlaşması Kaçakçılktan mağiiüh Odesa konso- İosunu dün müdafaası yapıldı Maznun Vekili müekkilinin Tıbbı adliye gönderilmesini istedi, maznun buna karşı “ben deli değilim!,, dedi Lüks eşya kaçırmakla maznun Odesa baş konsolosu Rauf Hayri | B. in muhakemesine, ihtisas mah- kemesinde, dün de devam edilmiş ve kaçırıldığı iddia olunan üç kı- | numaralı kanunün 57 inci madde- | taşımamaktadır. sen eşyanın üç ayrı listesi okun - | muştur. Bundan soür?, Rauf Hayri Be- | İ yin vekili Sabri Bey söz almış ve : müdafaası okumuştur. Maznun vekili, hulâsatan şöyle söylemiştir: Tahkikat anormaldir. Rauf Hayri Bey birdaha dönmemek “ üzere Odesadan ayrılmış ve lüzu- | munü hissettiği için Moskovayâ | İ gitmiştir. Giderken Rus hizmetçi- | sine eşyalarını miş; zevcesine sadik tanıdığı ka- İ vası Tevfik Efendiye eşyalarınm Türkiye ile Avusturya arasın. | da yapılan ve geçen ayın yirmi ye: disinde 'meriyete giren ticaret an- taşması ticaret odasına tebliğ edil miştir. susundâ iyi tesirleri görülmüştür. Pis sularla sulanan sebzeler Şişli civarındaki (o lâğımlardar bazı. bostanların istifade ettiğin ve buyüzden bastalık O çıktığını yazmıştık. Pis sularla sulanan bir Bu anlaşmanın ihracat hu- | yerleştirilmesini söylemiştir. * Fa - kat bu öşya Odesadan çıkarken çok paraya ihtiyaç gösterince za- t olmıyan eşyasının Odesada kal- masını istemiş, bilâhare imkân bulduğu vakit te: beş valizle bir çantasını kamarasına almıştır, Di- | ğer bir kısım eşyasını ambara bi- kısım sebzeler imha edildiği gibi | bazı yerlere de gireç dökülmüştür. rziii Yüksek iktısat mektebinde Yüksek iktisat ve ticaret mekte- binin mezuniyet ve ikmal imtihan- larına dünden itibaren başlanmış- Harbiye mektebinin yüzüncü yıl dönümü Harbiye mektebi kumandanir- gından: rakmıştır. İşte bu suretle ambar- da kalan eşyayı kendisi yerleştir- mediğinden gümrükte açıkça sa» | yamamıştır. Eşyalar arasında çı- kan sadakor ve köseleye gelince; bunların da üzerlerinde taşıdıkla- ri markadan İstanbuldan Odesa - İ ya ve oradan tekrar İstanbula ge- 30 Ağustos 1934 perşembe gü- | nü Harbiye mektebinin o yüzüncü yıl dönümü kutlulanacaktır, Müte- kait malül zabitanın hepsinin ad - resleri bulunamadığından ayrı ay- rı davetname * gönderilmemiştir. Harbiye mektebi mezunu (malül ve mütekail zabitlerden olup da davetname gönderilmiyen zevatın yevmi mezkürda saat (15,30 da Harbiye mektebini teşrifleri -rica olunur. Kıyafet: Büyük üniforma Yya- hut koyu renkte sivil elbisedir. Bir köylü: kardeşini öldürdü Balıkesir, 17 (Hususi) Evvelki gün Giresun nahiyesinin Dikme köyünde bir katil £ vakası olmuş çakır Mehmet kardeş: Mustafayı öldürmüştür. Vaka bir aile meselesinin se - bebiyet verdiği ve Mehmedin kardeşini karnına sapladığı bı - zakla öldürdüğü anlaşılmaktadır. Cümhuriyet | Müddeiumumi mu- avini Hilmi Bey tahkikat yapmak üzere Giresuna gitmiştir tirildiği kolaylıkla anlaşılabilir. Rauf Hayri Beyin eşyası kısımdan ibarettir. Birinci kısım; yanında bulu- aan zati eşyası. İkinci kısım, ambarda bulu! x eşyası. Üçün - cü kısım da muhacir Mehmet E- fendiye Tevfik Efendi tarafından verilen eşya: Zati eşyası arasında çıkan sa- üç i dakor ve köesle zaten İstanbul - dan gelmişti. İkinci kisim eşya 156, kullamı!- mış çerçeveler, biblolar, tablolar dır ki bunlar saklanamaz. Üçüncü kısım eşya ise Tevfik Efendi tarafından Mehmet Efen- diye verilmiştir. Rauf Hayri Bey tarafından verildiğini bir lâhza için kabul edelim, Bu eşya, ev e$- yasıdır. Gümrük idaresi tahkika- tmın anormal bir şekilde yapmış ve kullanılmış bir semaveri bile kaçak eşya olarak göstermiştir. Büütn bu eşyanın gümrük res- minden muaf olduğunu zanneden ! müekkilim, bu maafiyeti bulama- dığı taktirde, ya gümrük'resmini verir veya eşyaları Rusyaya iade | ederdi. Gümrük idaresi anormal bir tarzda tahkikatını yapmış ve zati eşya olan pamuklu ve keten bir kaç mendili de Kaçak eşya lis- tesine ithal etmistir. Ambarda bulunan eşyayı Rauf Hayri Bey deklare etmiştir. Fa- kat baş müdür Seyfi Beyin imza- | #ını taşıyan zabıt sonradan tanzim edilmiştir. Ayni zabıtta: “Rauf Hayri Bey bazı eşyayı | ismen beyan, bir kısım eşyayı da hatırlamadığını söyledi.,, Diye bir ifade vardır. Bir in- emniyet edeme- | ii eşyasını iseliği söğeriiyer - mez yal... Zabıtları, memurlar istedikleri gibi yazmışlardır ki bu da 1918 sinde zikredildiği cezayi İ istilzam eder. üzere, Cepte kürk olur mu?.. Sonra, Rauf Hayri Beyin bir | çok kürk getirdiğini ve bunları da İ ceplerinde taşıdığını söylüyorlar. Reis Beyefendi, mizrak çuvala sığmadığı gibi, bir tulum kürk te i ceplere sığmaz. Sonra, bugün okunan listede | geçen seferki gibi noksandır. Seyfi Bey, tahkikatını yapar - ken bir de “beyaz kürk olacak,, demiştir. Demek ki bunu ihbar eden birisi vardı. Rauf Bey araş- tırma yapılırken bir beyaz kürk olduğunu zaten kendisi söylemiş - tir. Muayeneyi yapan memurlar, birbirini nakzeden ifadelerde bu- lunmuşlardır. Sonra yol sandığın- daki eşyanın hususi bir şekilde yerleştirildiği ve kıymetli eşyanın görünmiyecek yere konulduğunu söylüyorlar; Bu şekilde eşya yer- leştirmek hiç bir zaman şüpheyi davet edecek hsdise “değildir. * Müsssir olmamakla * beraber, Saim isminde bir genç, müekkilim hakkında bazı şeyler söyledi. İDemek ki Odesada müekilim a- leyhirnde bir pusu hazırlanmıştır. İhbarı yapan kim?, Bilmiyo- ruz. Malüm olan şey: Eşyanın ka - çak olduğuna ve tertibat alındığı» na dair hiç bir delil olmamasıdır. Mehmet Efendinin de hiç bir yar- dımı yoktur. riciye memurlarının eşyasi hiç bir zaman muayene edilemez. Ortada bir kaçakçılık yoktur. Olsa olsa beyana muhalif eşyalar çıkmış olması vardır, ki bu da ihtisas mddeijumumiliğini alâka- dar edemez. Bu vaziyet karşısında, masum olan müekkilimin beraatini talep ederim.,, I Diğer vekilerin müdafaası Sabri Beyden sonra, Rauf Hay- ri Beyin sonradan tuttuğu avukat | Kaçak et da Alibey köyünde (yeniden bir- gok dükkânlar açılmıştır. Buralar- da etin kilosu otuz kuruştur. İs- tanbulda ise krık beş, elli beş ku: İ ruş arasındadır. Alibey köyüne çe Floryaya gidenler hem gezmekte, hem de ucuz et tedarik etmekte * dirler. Belediye şehre bu gibi ka- çak et getirilmesinin önüne geçil- mesini yeniden şubelere bildirmir #5. Dün Floryadan kaçak et w venlerin bazıları yakalanmıştır. Bundan başka ha - | | Ali Bey köyünde otuz | kuruşa - et satıyor Son günlerde'belediye hududu haricinden gene şehre fazla kaçak et getirilmiye başlanmıştır, Florya i Adnan Bey müdafaasını yaptı. Adnan Bey hulâsatan şöyle dedi: — Eşyalar kaçak eşya vasfını İfadeler ve de- İliller muğlâktır. Rauf Hayri Bey, bütün eşya - sını batırlayabildiği kadar saymış- tır, Kendisi çok asabidir. Ben olsaydım tuğyan ederdim, Halbu- ki kendisi çok kibar davranmış - tır. Yirmi yedi sene şerefle çalışan bir adam, böyle üç buçuk kuruş - luk bir hırsa kapıldıysa bu ceza ona azdır!.,, İ o Gözleri yaş içinde olan Rauf Hayri Bey: — Evet azdır!. Diye bağırdı. Adnan Bey devam etti: — Bir talebim daha var; eğer müekkilim böyle bir iş yaptı ve yirmi yedi senelik şerefini yirmi yedi lira için paymal etti ise mec- nundur. Tıbbı adliden geçmesini isterim!, dedi. Adnan Beyden sonra Tevfik Efendinin verdiği müdafaaname okundu, Tevfik Efendi beraatini istiyordu. Müteakiben Mehmet Efendinin müdafaanamesi okun - du. O da beraatini istüyördü. © Mahkeme reisi Atıf B. Rauf Hay- | ri Beye, tıbbı adlide muayeneye sevki yolundaki talep hakkında bir diyeceği olup olmadığını sor- du. Rauf Hayri Bey: “Ben deli değilim!.., le iktifa etti, Atıf Bey, kararm pazartesi gü- nü bildi: -zeğini söyledi. Tarı vapurundaki kaçakçılık Vapurculuk şirketinin vapurunda yapılan içki kaçakçılı- demek- ğmdan dolayı şirketin idare mec- | lisi reisi Ruşen, vapurun süvarisi Aziz Beylerle Balıkçıyan, Hakkı, | Tahir Efendiler hakkındaki karar temyizce nakzedilmişti. Geçen çarşamba günü bakılan muhakemeye dün devam edilmiş- tir. Gümrük vekili nakz kararı - na uyulmamasını istemiştir. Maz- nunların vekilleri ise nakz kararı» na uyulmasını istemişler, temyi - zin kararında (o isabet olduğunu söylemişlerdir. Muhakemeye pazartesi günü devam edilecektir. Kaçak ipekli kumaş Bundan bir müddet evvel Ro- manya bandıralı Prenses Marya vapuru ile İstanbula gelen ve be- ipekli kumaş getiren Bulgar teba- asırdan İsak oğlu Gülzarinin mu- hakemesine dün öğleden evvel ba- kılmış ve kumaşların yün veya üzere muhakeme öğleden sonraya bırakılmıştır. yahanenin raporu okunmuş ve ku- maşların ipekli olduğu tahakkuk etmiştir, Gümrük resmi miktarı- nın tayini için muhakeme çarşam- ba gününe bırakılmıştır. Tari | raberinde bir buçuk kilo kaçak | ipek olup olmadığı tesbit edilmek | Öğleden sonraki celsede kim - | Kalya, Avustur) için bir örnekü Romada çıkan “Popolo 8 gazetesi muhabirlerinden biri vusturya Hariciye nazım M. H ki nazilerle mücadelenin bir dabi Berger von Waldeneck ile bir gil yapmıştır. Hariciye nazmı A yanın takip ettiği hareket teli vusturyayı faal bir harici siyaset fi kibine mecbur ettiğini, Avust ki Nazilerle-mücadelenin bir dabi vusturya meselesi olduğunu, “; Almanyada naziler reisinin 8 manda devlet reisi sıfatını da sı dolayısiyle Avusturyada Ni İ mücadele işinin az çok harici siye ait bir mesele halini aldığın! sö ve demiştir kli * k Kl “ — Avusturya milletinin, manlarda kendisine devamlı yardım etmiş olan milletlere zami meyil ve merbutiyet göre tabii bir şeydir. Bunların başi” İtalyan millet ve hükümeti sefi dir. Bundan başka Avusturya talya arasında yakmlaşmayı icaf ren bir sebep te Heimwer'in günlerden beri tatbik ettiği, 9© kete otorite sahibi bir teşkilât © mesi fikri, bugün bütün A milleti tarafından benimsenmiş maktadır. Avusturya milleti İl Faşizmini, memlekete sulh için! kişaf temin edecek olan bir NÜ saymıştır. Biz faşizmi tetkik &ğ bir taraftan onun faydalarını gölü diğer taraftan da hatalarından *& memiz imkânım: elde ediyoruz. yanın teşkil ettiği örneğin biz€ vusturyayı yenilemek hususun kolaylık teşkil ettiği şüpheden tedir." Avusturya Hariciye Nazırı ristan ile münasebat © hakkındi | “Ünivesal Korespondetce” j rine beyanatta bulunmuş ve d kiz “ — Memleketimizin -barici setinde ağık . bir surette çizil yol buldum ve bu yolu iman vs ile takip ediyorum. Bu Siyaseti ca kısmını Macaristan ile teşiki etmektedir. Gayretim ve lerim daima, Macaristan ile diğ bağlarını takviyeye (matuf © ve bu memleketimin siyasi veği olduğu gibi iktısadi menfaatler” uymaktadır. Eğer Viyanadan mak için müsait bir zaman bulf”ğj sem Budapeşteyi sevinçle ziya deceğim.” : İLİ da alem a İİ ” i İki yangın | Fatihte bir ev tamamen yandı Dün saat on beşte Fatih, Hatip M | tin mahallesinde dabağ yokuşunda Nimet hanımın yangın olmuştur. id maralı evinden ateş çıkmı$: mamen yanmıştır. ” o ci İ evler tahta olduğu için | İ* grupundan başka BeyoğlU yesi de yangın yerine gitmit İ büyümeden söndürülmüştü” gın sofaya bırakılan man kıvılcım sıçraması yüzünde” | mıştır. Bundan başka dün sast “İğ te Üsküdarda otakçılard* j . çeşme sokağında Makbule mın evinden ateş çıkmış. bir duvar yandığı halde sön” müştür. Mersin limanının İf çoğalıyor Mersin ticaret odasın* statistiklere göre Mersin Vi dan yapılan ihracat geçe” ğ nazaran bir misli artmış!” nun sebebi İtalyaya arp* ! Belçika, Almanya ve İ arpa ihraç etmemizdir.