ü VEE gazetesi birinci sayıfasın- İ limez koymuş, resimde 1828 de bi, * bir kadınla, yani 106 yaşında Nene S7 84 yaşında kızı melül melül i kayorlar, Mesele bu kadarla aş iyi, fakat gazete bunları "yo © Pek ihtiyarları?,, diye göste- İni Sanırım resimdeki hüzün bun- İade geliyar. Fransız arkadaş bu pale resmini böyle koym?kla hiç Kağı jik hareket etmiş değildir. İn rn eskiden beri olduğun-| Sip, Na küçük görünmek bir merak, Birş bir emel, adeti dinmiyen bir tale hırs yalnız bizim kadınlara mah- ty gili. Yabancı kadınlarda da Tora, "eti kadın hastalığı olarak görü- Ferace devrinde bir hanım 106 ya- bana ânne ki bir kadın bir gün allık- ra, * dözgünlenmiş, osürmelenmiş, a hun torununu almış, yaşmak, fe- z "ta, İırıta pazara çıkmışlar. Wgenm keskin softalarmdan biri iy pek nazlı, tazeye benzeyen ha- ke “nin yanına yaklaşmış ve kolunu ey, tardığı gibi hatuncağızı havalan- iy” küçük torununun torunu ferya- Baş > Haminnine, baminnine, nereye... İn: tun çocuğun ağzından çıkan “ha. kin, €» sözüne fena halde tutulmıs, tre binmiş, Adamcağız çocuğun sözünü işitir de| yar diye söylenmiş; i e etme kardeşim, attaya gi- : > zamanlarda İtalyada büyük bir 2â satserlık için bir imtihan açtı. We Mtibamn gerniti basit: Kadın müş- 79 nam! muamele edilecektir? ll cok tslipler içinde 25 yaşında Li muvaffakiyet kazandı. 1, Delikanlenis mizvaffakiyetini temin) Kİ se, deliksniknm ağzından dinle- EO, anlatıyor: | 5 Eğer mağazaya yetmiş yaşında abiç Yukarı bir hanım gelirse 0-) bei Br ne emeleresiniz, eğer kırk u Sinda bir hanım gelirse: i e Matinazel, emrinizi yerine © Eğe bahtiyar olacağım... o Mağazamıza otuzunda, evlen .. t matmazel gelirse: Tama Minimini yavrum, ne emredi- B UZ, diyeceğim, içi, | Ağaza satıcısının sözleri, hoş Müyy istiyen her erkeğin kulağında e dır. Kadın — erkek politi- m Harp ve sulh noktası budur. Sadri Etem İsen e kler arasında satış Yapanlar varmış! Kiz günü belediye daimi inin dükkânların kapan - MK iy anda yeni bazı kararlar Ne Yazmıştık. Bu kararlar amdan © itibaren fatbika ra sır. Belediye, bundan Üy, eri sürülecek her hangi bir k, day ik etmiyecektir. Akşam- yünler kapandıktan sonra : ağ kkalların ve esnafın o ke-| İ İbi altında satış © yaptıkları “z, dilmiştir. Bunlar hakkın- bt ta tulmuştur. a Sm e rl | Burhan Cahit Bey yazılarında hakaret olmadığını ve sözlerinin kâfi bir tarziye olarak kabulünü ümit etmek istediğini söyledi Esnaf bankası meselesi etra- fındaki neşriyatı dolayısiyle “Mil- liyet,, gazetesi aleyhine belediye ile vali ve belediye reisi Muhittin Bey tarafından açılan davalara a- it muhakemeye, İstanbul üçüncü ceza mahkemesinde dün devam e- dildi, Muhakeme, davacı taraf avu- katlarının davadan vazgeçiş hak- kında salâhiyet tesbit eden vekâ- letname getirmelerine ve dava €- dilenlerden Burhan Cahit Beyin de, vermesine kalmıştı. sede, avukatları, Dünkü cel - Muhittin Be- yin bir istidasını getirdiler. Mu-| Etem | hittin Bey, bu istidada İzzet Beyin verdiği o tarziyeden Etem İzzet Bey gibi tarziye | sonra, onun hakkındaki (dava-| dan vazgeçildiğini bildiriyordu. Bundan sonra, Beye ne diyeceği soruldu. Burhan Cahti Bey, şöyle söyledi: Burhan Cahit | lemek üzere, — İstanbullu, bu şehirli oldu- | ğum için, pek tabii olarak şehir | ve belediyesi ile alâkadar oldum. Bir gazeteci sıfatiyle, bir iki ma- kale yazdım. Fakat, bu yazılar ( müdürü Etem İzzet Beyle fıkra | Beyin rımda hakaret etmek, aklımdan bile (o geçmedi. Makalelerimde hakaret yoktur. Bunlar, hüsnü niyet ve samimiyetle yazılmıştır. Makalelerimden hakaret manası çıkarıldığını o duyduğum zaman, cidden müteessir oldum. Beledi- yenin manevi şahsiyetine ve hu- kukuna hakaret etmediğimi, ya- zılarımda tasrih ettim. Burhan Cahit Bey, davacı ta- rafından bu sözlerin kâfi bir tar- ziye olarak kabul edilmesini ümit | etmek istediğini söyliyerek sözle- rini bu temenni ile bitirdi. Davacı taraf vekilleri, Burhan Cahit Beyin sözlerini tesbit etti- ler. Bunu belediye riyasetine ar- zelmek ve cevap aldıktan sonra, mahkemede lâzım gelen sözü söv muhakemenin bir celse bırakılmasını istediler. Bu sırada davacı taraf vekille- riyle dava edilen taraf vekilleri : rasında münakaşalar oldu. Dava edilen taraf o vekilleri, neşriyat Yeni ders yılı | Iş bankasının Liselerde talebe yazıl- DAŞIA ASİADSE. sergisi İş bânkasının onuncu yıl dönü - mü münasebetiyle 26 ağustosta a- Yarından itibaren bütün -lise | çılacak olan sergi hazırlikları de - ve orta mektepler yeni ders senesi vam ediyor. Sergi pavyonlarınm için talebe yazmıya başlıyacaklar: inşasma gece gündüz devam edil- dır. Yazılma on gün kadar sürecek ve bu müddetten sonra müracaal edenler kabul edilmiyeceklerdir. Maarif Vekâleti bu sene ilk mek- teplerden mezun (olan talebenin çokluğunu dikkate alarak binalar: uygun olan lise ve orta mektepler- de yeni dershaneler açacaktır. mektedir. Burada şeker, kömür, ipek, yün, banka, sigorta kısım- larmı gösterir çok mükemmel tesi- sat yapılmaktadır. area Gürültüyle mücadele Gürültü ile mücadeleye devam edilmektedir. Bazı yük arabacı- Yazılma için müracaat eden 1a- Jar şimdiden arabalarının tek” lebenin, mezun olduğu ilk mekte- | eklerine lâstik koydurmuşlardır. bin semti dikkate alınarak o semte | Evelki sabah erkenden Beyoğlun - en yakm orta (o mektebe, kabulü | 4, bir kontrol yapılış; “sekizden için mektep idarelerine emir veril- miştir. Lise ve orta mekteplerin mezu- niyet imtihanlarına bir eylülde ve ikmal imtihanlarına da yirmi ey- lâlde başlanacaktır. Talebe birliğinde toplantı evel sokakları çmlatan sekiz sey- yar esnaf hakkında zabıt tutuldu- ğu gibi elerindeki küfeleri de alın- | mıştır, —o— 1934 fındık rekoltesi Türkiye fındık rekoltesinin bu Dün talebe birliğinde bir top- | sene geçen senelere nazaran yüzde Jantı yapılacaktı. Ekseriyet olma- | 25-—30 nisbetinde az olacağı tah DE e EİN . . . Evlerin hepsi orada yalnız bir Dd ii hu sl dığı için toplantı başka güne bıra- | min edilmektedir. Geçen sene fın- » « » Çünkü Birman dininin koydu- ğu bir kanuna göre. kitap muharriri Burhan Cahit davalarınm ayni mevzuda oldu - ğunu, davacı vekillerinin geçen çelsede Burhan Cahit Bey de tar- ziye verdiği takdirde, (davanın vazgeçişle tamamiyle düşeceği - ni söylediklerini ileri sürdüler . Mukabil taraf vekilleri, davala- rın ayrı ayrı olduğu, belediye ri - yasetinden cevap almadan hiç bir | istekte bulunamıyacakları husu - sunda ısrar ettiler, Müddeiumumi muavini, Etem İzzet Beyin davasının feragatle düştüğü, ancak dosyada mevcut belediye zabıtlarınm tahrif edildi- ği yollu ididanın tetkiki suretiyle bu noktadan bu davanın yürümesi icap edeceği mütaleasında bulun- du. Mahkemece, davacı vekilleri- min isteği kabul edilerek, “Feragat hakkı, hususundaki eksiklerin ta - mamlanması için, muhakeme, yir- mi üç ağustos perşembe sabahı sa- at on bire bırakıldı. Su işleri Bakırköylüler Terkostan ne vakıt kullanacaklar? © Eyüp — Edirnekapı arasındaki terkos borularınm. döşenmesine devam edilmektedir. Bu (tesisat bittikten sonra Bakırköyüne de su verilebilecektir. Bakırköylüler a- ralarmda terkos suyunun köye ge- tirilmesi için imza topluyorlardı. Şimdiye kadar altı yüz ev terkosa abone olacaklarını bildirmişlerdir. Bu adet sekiz yüze çıkınca hemen su borularının döşenmesine başla- nacaktır. Bundan başka hava ga- zı şirketi de Bakırköyde £ tesisat yapmak için abone miktarını tes - | bit etmektedir. Kitap sergi yirmi beş Ağustosta Halkevi tarafından bugün Ga- latasaray lisesinde harf inkılâbın- danberi çıkan mecmua, kitap, ga- | zeteleri ihtiva edecek bir (kitap sergisi açılacaktı. Fakat hazırlık- lar bitirilemediği için serginin a- e 3 — VAKIT 19 AĞUSTOS 1934 saman SOHBETLER Bizim düşergemiz Dün Dil kurultayında, iki yılda başarılan işleri dinlerken anım dura- yazdı. Bütün budunun, dili yaban de yimlerden kurtarmak İçli derleme pe gine bir elmiş gibi canla, başla sarıl dığını öğrendik. T, D. T. C. kolları - nın yüze Başbuğun yolerliği ile tara- ma ve yayım düşergesini ne yorul - ! maz bir çalışma ile yeter bir bitirime İ ulaştırmak için geceli gündüzlü di - dindiğini anladık. Bütünlük yazgan İbrahim Necmi Bey, biz yazaklara düşen işi de bir daha andırdı. Dedi ki: “ Bir şair çıkmış ve bize öyle bir yabancı söz kabullendirmiş ki, hâlâ o sözü alamıyoruz”. Bu direkte biz de demiştik. Dil hem bilgi, hem de erdem işidir. Bir erdemli yazak dilediği deyimi bütün acuna belletebilir, Bunun Osmanlıcada çok örnekleri vardır. Tevfik Fikret gibi, Ahmet Hâşim gibi birer erdemli yetişmişler ve bize anlamadığımız deyimleri Obeğendirip belletmişler. Yalım: Ey dahmei mersus bavadır ulu mabet!.. Dahme nedir? Mersus nedir? Bu | sözü belleyenlerin yüzde doksanı bil mezlerdi, gelgelelim, Fikret demiş de- İ yi severek okurlardı. i Yalım Ahmet Hâşimin şu deyimle» | rine bakın: Firaz zirvei minayı aşka yüksele- reku Bu necedir? Nice sözdür?.. İşte bu türlü deyimlerdir ki, bu « dunun okumasına cagel olmuştur. Bugün bizim düşergemiz, öztürk. çe deyimleri kullanmak, ba deyimle « rin kökleşmesine çabalamaktır. Bu işi ilk önce biz başaracağız. Osmanlıcanın melez sanatkârmdan öztürkün erdemlisi elbette üstün ola- | caktır. Selâmi izzet o N aleyhindeki dâva İstanbul üçüncü ceza mahke- i mesi, “Cereyan,, gazetesi davası- na dün baktı. Bu davada, gazaleyi çıkarmak için vilâyete istida veren Ragıp Beyin, verdiği istidaya muhalif o- larak vazifesini Münir Hayri Be- ye bıraktığı, bu suretle matbuat kanununa muhalif harekette bu- İ lunduğu iddia ediliyor. Dünkü muhakemede, müddei- umumi muavini, ceza istemiştir. Muhakeme, Ragıp Beyin evelce mahkümiyeti olup olmadığının s0- rulmasına kalmıştır. Maârif Vekili Üniversitede meşgul oldu Maarif Vekili Abidin Bey dün sabah üniversiteye gelerek üniver- site rektörü ile görüşmüş (ve bir çılması yirmi beş ağustosa kalmış- tır. Askeri matbaa sergide üç bin teşhir edecektir. « « » İnsanların hemcinslerinin baş- larmdan daha yüksek irtifalarda yürü- meleri yasakmış! müddet meşgul olduktan sonra rektör ve profesörlerle birlikte dil kurultayına gitmiştir. kekleri çok rahat ediyorlardır, çünkü kadmlar onların tepelerine binemi « e ak Si yorlardır! . ge Dehri Efendi — Öyle ise Birma em $