(Gecenin karanlıkları içinde ilerliyen kervan kolcuları, bir tehlike olduğunu sezmişlerdi, fakat bu tehlikenin hafifle- mesi için biraz daha şehre yaklaşmaları lâzımdı ve bunu Ahmet reise haber ver- meleri icap ederdi. Aralarından biri devesini geriye dön- “dürerek kervan istikametine yol verdi. Biran sonra kervan dahilinde bir telâş başladı; fakat bu telâş karşılarına çıkan on beş kadar haydulla bastırrlabildir. Cimriliği yüzünden - gözleri önünde vah$şi bir surette kesilen reislerini gören kolcular, isyan iderek, aralarında bir dö- Göşmedir bağladı. Canlarının pahasına gögüslerini gererek ileri atılan kolcular bir aslan gibi dövü- şüyorlardı. Bir aralık mağlup oldukları - ni gören, haydudtların reisi, kamçısıle haydutları okştyarak: “Miskinler, yedi- giniz ekmek size haramdır, karşınızdaki henneme gönderemediniz,, diye haykı- rarak; kılıcını çekti ve kendisi de, bu dövüşmeğe atıldı... Öldürmüş olduğu bir kaç — kolcuya cesetlerini, kılıç sallarken gören kolcu: Jar, teker, tekor teslim olmağa mecbur aoldular. Derin bir nefes alan haydutların başı Bir geyler töyledi, sonra “bugün boyun yan gözle baktıktan sonra, — kendisine | 'bir çeki düzen “verdi. Arkadaşlarının| şu bir kaç miskinin bir türlü canmı ce- | eğenler, yarın bize karşı duracaklar haydi kesiniz, dedi, — kendiliklerin başlarını uzatan kolcular arasından | reise bir şeyler söyledi.. Rciş te ona: — Seni kabul ettim, dedi, ve zengir leri tanıdı, paralarını vermek istemiye zenginler, başlarını verdiler. Haydutlara dahil olan kolcuyu kam çisiyle gösteren reis: “Bunu da kesin,, | dedi. Bugün kafilesine canı pahasma kasteden mel'un, yarın da bize kaste- der, Kalkan kamçıya hörmeten, develeri- ne binen haydutlar; kulübelerinin yolu- nu tuttular... Lâtif bir son bahar gecesiydi. Biraz evvel çölde yapılan cinayetten karkan ay bile bunlara boyun eğiyordu.. M. Nazif HAZAN TEYZE O ber sabah uykusundan Uyanırken mahmur, mahmur, Bayğın gözlerde, giryan, Bir mahrumiyet okunur! Hasta yazık Haran teyze, Hicran oldu hali bize,. l kadan fazla tut mak tehlikelidir. Değirmenler su, rüzgür ve motör küvvetiyle işlediklerine göre su de - ğirmeni, yel değirmeni ve fabrika gi- bi ayrı ayrı isimler alır. Bu'üç türlü değirmenin hangisin- de olursa olsun, buğday — değirmen — taşlarının arasında czilir. Su kuvveli — ile işliyen adi değirmenlerde gördü - ğümüz gibi, yüksekten inen bir su bo- rüsu ve onun nihayetinde bir çark vardır. Bundan başka suyun döndür- düğü çarkın bir buçuk ikimetre yu - karısında iki tane değirmen taşı gö - rünüyor, Alttaki taş hiç kımıldan - maz, bunun alt tarafına dört beş ü metre aralık kalacak surette geniş hir genber geçirilir. Borudan şiddetle i - A ğ j : g ça Dönen taşın üst t rafında alt tarafı dar bir sandık var- — Zar. Buğdaym döküldüğü yer burası- Çocukları sık sık yıkamak çok hyılıılı dır. Fakat bazı :vlerde bilhassa kış mev- | siminde çocuklar soğuk yerlerde yıkan dığı için daima hasta olurlar. Çocukla- | - rın yıkanâcağı yer sıcak ve tüzgürsız ol malıdır. En güzel usul banyoda maktır. Zayıf çocukları ceviz yaprağı #uyu ile yıkamak, çocukların süratle |— nüşvünemâsıma yardım eder. Evvelâ bir miktar ceviz yaprağı rer kiloluk şişeler içinde muhafaza edil meli, sonra bu şişelerden biri banyonun — içindeki suya boşaltılarak çocukları yıka malıdır. Banyoda çocukları yirmi daki- yıka- kaynatılarak bi. Değirmen dır. Bu sandığın altına tahtadan ya - pılmış bir oluk bağlıdır. Bu oluk bir iple ayar edilir, buğday buradan azar azar taşların ortasındaki deliğe akar. Üst taşın dönmesiyle buğdaylar ezilir ve un haline geldikten sonra öndeki büyük sandığın içine akar. Mercan, gölde balık tutuyordu., | Tarı bile çok çabuk sönüyorlar. | | | Kaplan o günkü şikâ- rıni bulmuştu.. sünemalarına ça - lışmak faydalıdır. Çocukları küçükten harekete alış- tırmalıdır. C aklyrur Si Açık ın_uhıhıı-ı: * İzmirde Nuri Esat Beye — Sor- duğunuz suale maalesef müsbet ce - vap veremiyeceğiz. Çünkü Amerika - da sinema heveskârları değil, yıldız- * Ankarada Melâhat Cemil Hanı- ma — Yazınızı gönderiniz; okuya - Itm. Yanar âl al kıvticımlar. Çökük, soluk yanağında, Böyle sönergören ağlar, O güzeli yatağında. Hasta yazık Hazan teyze, Hicran oldu hali bize!. Dişler ——— —— Hepiniz bilirsiniz ki, llılerıiı ı ka şler görürl a yal — nız keser, bazıları koparır, bir kısmı I da kesilen ve koparılan parçaları çiğ- | ner; bundan dolayı şekilleri birbirine | banzemez. Öndeki dişlerimizin üçü tamamiy- | le kesme vazifesini görür. Bunların u- | | cu tıpki bir bıçağın ağzına benzer. Bu kesici dişleri soğuk ve sıcak şey- | lerin tesirinden muhafaza etmeğe ça- lışınız. — Etleri şiyrilip ta - körlenir ve çürürse, bıçak gibi derhal bilenip | tekrar kullamılmaz. Ön dişler gibi diğer dişlerinizi de iyi muhafaza ediniz! Dişleri sağlam olan insanlar çok yaşarlar ve mide rahatsızlığı çekmezler. Talihliler 9 Ağustos 934 tarihli bilmece - miz: KABAK ldi, Doğru halledenlerden İz - mirde Karşıyakada Münir İhsan Bey birinci hediyemizi kazanmış- tır. Bu bilmecemizde Edirnekapı - da Fethiye caddesinde 54 No, Sa- ime Hanıma da ikinci hediyemiz olan bir kutu büyük — şekerleme isabet etmiştir. Diğer hediye kazananların lis- tesini yarın ve öbürgünkü nüsha- larımızda neşredeceğiz. lanı çekmedi.. Henüz yakın zamanlara kadar te- sadüfen karaya vurmuş olan köpek balıklarından istifade etmek istemiş - ler ve bundan yağ, tutkal, bazı kere keman teli bile çıkarmışlardı. - Fakat ekseriya köpek balıkları gübre ye - rine tarlalara atılırdı. Bugün bu hay- vanlardan istifade etmek için son sis- tem fabrikalar yapılmıştır. »Köpek balığının her şeyinden is - tifade edilir, hattâ etinden bile. Şim- di siz (köpek balığının da eti yenir mi?) diyeceksiniz. Fakat Japonlar ve Çinliler bu balığın yan yüzgeçlerine bayılırlar. Atlas Okyanusunun muh - telif limanlarında çeşit çeşit isimler al -| tında köpek balığı satılır. Eti fosforca çok zengindir. Yağı çıkıp ve kurutul- duktan sonra toz — haline — getirilirse hayvanlar için pek kıymetli bir gıda teşkil eder. Köpek balığı avlanır avlanmaz ilk iş olarak kara ciğeri çıkarılır. Bu uzvun ağırlığı camgöz denilen köpek balıklarında 1000 kiloya kadar vara- Bir haftanı niçinde, bak O gül yüz nasil sararmış' Elde mi ah, acımamak?.. Üç aycağız ömrü varmış. Hicran oldu halin bize; Ölme sakın Hazan teyze. Yukardaki altı resmin her biri (İstanbul) un birer semtini ifade Doğru halledenlerden birinci - ye 5 lira, ikinciye bir zarif albüm ve 150 kariimize de ayrıca muh- telif hediyeler veriyoruz. (Bilmece müddeti 15 gündür) HABER Çocuük Sayfası Kuponu 23 Ağustos 1934 Ceviz ağacı Ceviz ağacı Kara ve Akdeniz sa - hillerindeki memleketlerde çok yetiş- tirilen bir ağaçtır. Zaten bu ağaç çok soğuk ve kurak olan yerlerde yaşa - maz. Gövdesi yirmi metreden ziyade uzayabilir. Yaprakları az geriş ve ke- narları düzdür. Meyvesinin en dişi et- Fakat, ağacın dalı kap- | göle düşt ve kaplan eli boş olarak geriye dön- Dal eğrilince Mercan | dü. " lüp kurutularak azotça çok zengin ©* | kabuğun da — ayrılmasiyle cl"l' Karaciğer parça haline - getirilif fıçılara alılarak — günlerce Bundan sonra içinden buhar — Zef | kaplara konur, bu iş bir saat kadar | devam eder. Mütemadi tasfiyelerde? sonra koyu renkte bir yağ elde edi * lir. Bu yağ yağmur ve güneşe göste rilerek beyazlatılır. Beyaz köpek b lığı yağı koku, tat ve terkip —iti le Morina balığının yağına benzer: Orta zamandan beri köpek derileri yeşile. maviye boyanarak K” bç: vu bıçuk: saplarinı kaşkamalıta İi lanılmıştır. Cihan harbinden sonra Amerika bir” leşik devletlerinde köpekbalığı derisibi işlemekte çok ileri gitmişlerdir. Elde ©* dilen deri çok sert olmakta ve buf ” dan yol ayakkabıları için kösele ve " ğer takımı yapılmaktadır. Köpek balığının midesinin kenar” ları ve barsakları dabağlanırsa koyu” derisine benziyen bir deri elde Çone kemikleri kaynatılarak — 7zâ * manla katılaşmıyan ve bu itibarla #7 | * atçilikte pek kıymetli olan — bir N€ vi yağ istihsal edilir. Kanı İle gaytill kuvvetli bir tutkal yapılır ki, bu de de tayyare pervanelerinin imalit” de diğer tutkallara tercih edilmekte" | dir. Nihayet geri kalan kısmı öğütü * 4 lan bir nevi gübre yapılır. Köpek balığı sanayüi İngiltere V€ Amerika Birleşik Devletlerinde git * tikçe ehemmiyet kazanmaktadır. Bt işle meşğul olan şirketlerden bazılar! günde 2000 den fazla balık işlemek” tedirler. ediyor. Bu resimlere göre altı self ismi bulunuz! Birinci hediyemiz Sebira Bilmece mektuplarını şu adi? se gönderiniz: a HABER gazetesi “Çocuk Haftası,, ıııulıırrîı-l'ıiîlş İSTANBUL Taşl olart K ve koyu yeşil bir renktedir. kırılırken elleri — siyahlatır. Bu kıtımdan sonra - cevizin — sert kabuğu gelir. Bunu kırdınız mı içinde iki çadan ibaret olan ve ince bir zarlâ tülen çevizin içi çıkar. Meyvenin zerindeki yeşil kısmın çürümesi v çi toprağa düşer. O zaman z kök salar, büyür ve nihayet Iıw'", bir ağaç olur. Ba ağaçın çiçekleri fındık ağacındaki gibi — erkek u!'”: çiçek, dişi uzuvlu çiçek namiyle türlüdür. Müzekker — çiçekler püsküldür. Onları zllerinizle . sanız, sarı tozların çıktığını , nüz. Cevizlerin sıkıştırma ğ rinde ezilmesiyle çıkarılan yağa yağı denir. Bu yağ hava ile temâ$ dince kurur, boyacılıkta kullanılır. — %a