— Bana bu kostümle dört tane ay ni kumaştan pantalon yapacakımmız.. —— Dört tane mi? — Evet, karım evin alçak duvarı yanına bir bekçi köpeği koydu. | Şen fıkralar — Eşeğin övünmesi! — | Meşhur Yunan filozofu Aristo bir eşeğe sormuş: | — Kulaklarının uzunluğundan memnun musun?. | — Evet.. Çünkü, her şeyi herl kesten evvel duyarım. Niçin sor- dun?. Kabiliyetimi inkâr mı edi - yorsun?, — Doğru... Övünmekte haklı - sın! Çok defa bir deve sürüsünün önünde gittiğini unutmuştum!. Yapma fare Yeni nişanlanmışlardı. — kız nişanlısının durguün ve çekin « gen halinden şikâyetçi idi. O gün akşam üzeri gene kendisini ziya .| rete gelecek, ya oturacaklar, ya- hut ta dışarıya, dolaşmıya çıka- caklardı. enç kız, dolaşmaktansa nişan - — |rsı ile baş başa kalmağı tercih e- | diyordu. Nişanlısının gelmesine — beş on dakika ya kalmış, ya kal- mamıştı. Kız, küçük kardeşini yanına ça- ğırdı: — Gelsene buraya... — Ne var abla.. — Gel... Küçük kardeşi yanına yaklaşın- ca: — Senin yapma faren nerede? — İçerde abla.. — Git al onu yanma.. Şu on — kuruşu da al senin olsun. en eniş- tenle yalnız kalınca kapının ara - /— sından içeriye bırakrıverirsin, Kavga etmiş olacak Kırk kişiden mürekkep bir or- — kestre şefi elindeki deyneği bir çıl- gin gibi, sağa, sola, aşağı, yukarı sallıyarak idare ederken, kemancı — lardan biri, yanındaki arkadaşına: — — Bizim şef muhakkak karısile Bugün kavga etmiş olacak, dedi. . a N / kx.:x'::_/m—ı'? Genç| <! :—v — Ahmede ne oldu yahu.. — Bilmem.. Temin denize nasıl at- landığını tarif ediyordu. Bir daha gö- Bekliyorum Vurgunum gözlerine, Yanarak bekliyorum ! O yalan sözlerine, Kanarak bekliyorum!, A& Geçenler gelse geri, Atardım elemleri O pek güzel demleri Anarak bekliyorum! ...» Saat geldi ikiye Döneceğim deliye Acırsın bana diye Sanarak bekliyorum!.. Fuat Hulüsi — Niçin balık avına gitmek isti- yorsun? — Çünkü bir solucan buldum, ba- ba.. Ktaşgyyy elf yti eee at AM N gee KİT ae dT Alışmış kudurmuştan Eski bir otomobil satıcısı, uzun| zaman iş bulamadı. Nihayet mes- leğini değiştirmeğe, otomobil ye - rine bir tuhafiye mağazasına gene satıcı olarak girmeğe karar verdi ve bunda muvaffak ta oldu. Hlk günlerinden birinde genç ve güzel bir madam geldi. İpek ço -| , rap satın almak istiyordu. Bir kaç düzineye baktıktan sonra bir ta - nesi üzerinde durdu: — Bunun, dedi, fazla dayanaca- ğmı zannediyor musunuz? Eski otomobil satıcısı cevap ver- di: — Şüphesiz madam, iki yüz elli kilometrelik bir yol için garanti e- debilirim. — Yirmi sene ağır hapse mahküm edildiniz. Bir şey diyocek misiniz?.. — Evet Reis Beyefendi, avukatım la bir kaç dakika hususi olarak görüs mek istiyorum.. ' | Şen fıkralar — | * — Çok azap içindeyim.. Kocam geceleri hir yere gidiyor, nerede oldu- ğunu öğrenmek merakmdayım. — Öğrenirsen azabın iki kat olur. İyisi merakla kal.. 'Tehlike yok.. Fotoğraf amatörü bir çiçek resmi almakla meşğuldür.. | yazı yazarken gördü. Dakttitosü Ferdiyi, Ahmet yazıhanesinde ziyaret etmişti. Uzun zamandan- beri görmemişti. Yazıhaneye gir: diği zaman, Ferdiyi bir yazı ma- | kinesi başında tuşlara bakarak ve her dakikada bir harfe basarak Ferdinin bir daktilosu olduğunu biliyordu. Merak etti ve sordu: — Ferdi, dedi, senin bir dakti- lon vardı?. Kendisine izin mi ver- | din?. — Hayır, kendisi gitti. — Ya., Sehbep ne, başka yers den daha müsait bir iş mi bul- muş. — Hayır.. Bir gün karımı öp- tüğümü gördü de.. Babası ve oğlu Yaşlanmış bir sporcu, kırda bil- yaya benziyen ağır demir toplart atmakla uğraşıyordu. Bu sırada küçük çocuğu yanına geldi: — Baba bana para ver, ben de bilya alıp oynıyacağım.. Babası cevap verdi: — Hiç sen yaşta bir çocuğa bil: ya oynamak yakışır mı Kaynana İki genç sevişiyorlardı. O kadar çok sevişiyorlardı ki bir gün genç kiz, genç sevgilisine istikballerin” den bahsediyordu. Genç kızın annesi, genci ne ka* dar seviyorsa, babası o nisbett? hoşlanmıyordu. Kız: — Meraklanma sevgilim, diyor” du. Babam seni ne kadar sevmi” yorsa, annem ©o derece bıyılıyof: Bu yüzden babamla ayrılmağa b" le karar verdi. Evlenince annem de bizimle beraber oturacak, Gencin dili tutulmuş gibi cevaP veremedi.