» 10 HABER — Akşam Postası Tarihi Tefrika: 105 ten sonra, bir eylül sabahı İstanbu- Rüstem beş aylık bir ıorıı“ııql-[ la avdet etmişti. Rüstem limana girerken müte- reddetti, Acaba nasıl karşılanacaktı? Karadenizde Mahmut Paşadan aldığı talimat mucibince hareket etmiş ve Türk sahillerine Rus kor- sanlarını sokmamıştı. Bu, Rüstem için büyük bir mu- vaffıkiyet sayılabilirdi. Zaten Rüs| temi el altından Karadenize bu - nun için göndermemişler miydi? Rüstemin gemisi Yenicami önün de demirlemişti. Karadeniz korsanının İstanbu- İn avdeti derhal saraya bildirilmiş Ü. Rüstem henüz gemiden çık - mamıştı.. Gemicilere talimat ver - mekle meşguldü. Aradan iki saat bile geçmemiş- ti. Yenicami sahiline yanaşan bir saray kayığında Sultan Mecidin teşrifatçılarından Nuri bey görün- müştü. Rüstem sahile çıkımca Nuri beyle karşılaştı. Teşrifatçı Nuri bey çok nazik ve kibar bir adamdı.. Yavaşça Rüste- min yanına sokuldu: — Efendimiz sizi görmek isti - yorlar.. Doğruca saraya gidece - ğiz! Dedi, Rüstem kaşlarını çatarak: — Ne var? dedi, padişah hare- ketimden gazaba mı geldi. Saray teşrifatçısı gülerek cevap verdi: 0 Karadeniz Korsanları © 17 Temmuz v34 Müellifi: Jshak FERDİ uşahane zatı âlinizi taltif edecek- ler! Günlerden beri hepimizin gö-| zü yolda.. Sizi bekliyorduk.. İ Rüstem dudağını bükerek şaşkın şaşlım Nuri beyin yüzüne baktı: — Acaip şey! Beni niçin böyle sabırsızlıkla bekliyorsunuz? Endi- şe edilecek ne var? Yoksa gecik - tim diye padişah hiddetlendi mi? — Hayır efendim! Bilâkis zatı şahane zatı âlinizin cesaret ve şe- caatinize kar$ı büyük bir meftuni- yet gösteriyorlar. Sizi taltif ede - cekler? — Ya bu merak ne? Beni dolap-| la saraya götürüp orada tevkif e- decekseniz, ben hiç bir zaman böy le dolaplara girer bir adam deği- Him, Rica ederim, benim yakamp, bırakınız! Ben, bana tevdi edilen hizmeti fazlasile ve muvaffakiyet- le yaptım. Evvelâ karımı ve ço - cuğumu görmek isterim. Ondan sonra saraya gelir, beş aylık gör - düklerimi ve yaptıklarımı arzede - rim, Teşrifatçı Nuri bey kolura girmişti: — Koca aslanım! Mesele hiç te Rüstemin Diye söylenerek gemicilere ses- lendi: — Ben saraya gidiyorum. Ge - linciye kadar hiç kimse gemiden bir yere çıkmasın... Ve saraydan gelen dört çifte ka- yığa atladı... Nuri beyle yanyana oturmuşlardı. Nuri bey yolda soruyordu: — Kaç gündenberi yoldasınız? — Kaç gündenberi ne demek?! Beş aydır yolda,., Deniz üstünde- yiz. — Trabzondan ayrılalı kaç gün oldu demek istiyorum efendim? — Altı gün kadar oluyor. — Ondan evvel nerede idiniz? — Siıvastopol sahillerinde idik.. — Tuhaf şey! Sıvastopol sahil- lerine kadar gidebildiniz ha....?! — Gidilmiyecek ne var ki,.! En- gin bir deniz.... Git gidebildiğin kadar! — Maşallâh efendim.. Sizin ce- saretinize hakikaten — şaşmamak kabil değil.. — Niçin?, — (Ştanga) dan korhıııdmıı mı efendim? “ — Oh canım.. Sorduğun lâfa düşündüğün gibi değil.. Padişah sizin dirayetinize hayrandır. Sizi biran evvel görmek istiyor. Ne o - hur? Bu bir memleket işidir. Aile- nisi bir saat sonra ziyaret edersi- niz! Beş ay beklemişsiniz. Bir sa- at daha bekleyemez misiniz? Rüstem kendi kendine: — Şu uysal damarım kurusun... Beni felâketten felâkete düşüren - Emin olunuz Rüstem bey, za-| hep bu yumuşaklığım değil mi? bak! Ştanka benim dostumdu. Beş ay deniz üstünde bütün geminin erzakını — hem de beş parasız — temin ettim. — Maşallâh efendim.. Maşallâh. Hakikâten şayanı tebriksiniz! Rüstem kayıkta giderken teşri- fatçı Nuri beyin saray ağzı nağme- Terinden şüphelenmeğe başlamış- tı. (Devamı var) Muhafızlarımız bir Mgiliz zabitini öldürdüler (Baş tarahı | inci sayılamızdadır) dığı öğ*enilmiştir. Kaybolan ce - sedin aranmasına devam edilmke tedir. Londra, 16 (A.A) — Reuter bil diriyor: Bahriye — Nezaretinden bildirildiğine göre, 14 temmuzda Devenshire gemisine mensup olup içinde üç zabit bulunan bir yelken K kayık, Yunanlılara ait Sisam adası karşısındaki Trük nöbetçiler inin şiddetli zteşine maruz kalmış- ter. Malüm olduğu üzere, Devon shire gemisi Sisam adasını ziyaret etmektedir. veten dermeyan edilmesinin yazı Cerrah mülâzim J W. Robin - son bir kurşunla vurularak sandal dan denize düşmüş ve cesedi bulu- namamıştır. Mülâzim Manusell ko lundan yaralanmıştır. Bu hadisenin ne gibi ahval ve şerait altında vukua geldiğini tes | bit için mutat diplomatik yollarla| tefehhusatta bulunulmaktadır. d e Bu acıklı hâdiseyi İngiliz ef- Bir polis, bir gümrük memuru boğuldu (Baş tarafı 1 inci sayrfanazdadır) marot Ziya Efendi çekiyordu. Sandal yavaş, yavaş Kasımpaşa istikametine doğru ilerlerken bir- denbire fırtına çıkmış ve sandal devrilmiştir. Mezbahaya gitmek te olan bir kayık hemen kaza ma- halline yetişmiş, denizde çırpın * makta olsn Ziya Efendiyi kurtar- mıiştir. Palis Neşet ve muh*faza — me- muru Halit Efendiler ise denizde kaybolmuşlardır. Cezetleri henüz çıkmamıştır. üniversitede dayak (Baş tarafı 1 inci sayıfamızdadır) sör, vesikayı gencin elinden zorla almış ve aralıkta — kendisini de döğmüştür. Profesör Valânsın hu — iddiada bulunan muarızları, vak'a şahit- lerini tesbit ettiklerini ve dava e- deceklerini söylüyorlar. Alâka - dar makamlar tahkikzta girişmiş- tir. kârı umumiyesine bildiren Röy- “—>reunosssenasunnunrene erarsaeLKen A rnenAa ter ajansı mülâyim bir lisan kul-| lanmış ve İngiliz gazeteleri de ay- ni yolu takip etmişlerdir. Bahriye doktoru olan müessif hâdise kurbanı İngiliz zabitinin bu sahayı iyi tanıyamaması da vak'ada bir rol oynamıştır. Diğer| taraftan evveldenberi birçok ka- çakçlık vak'alarına sahne olan bu sahillerde memurlarımızın ve mu- hafaza teşkilâtımızın müteyak - çılık kanunlarımızdan malümnt - kız davranması tabiidir. Kaçak - ları bulunmıyan İngiliz bahriye- ılrak hükümeti ve Asuriler Londra, 17 (A.A) — Bir suale cevap veren Sir John Simon, Irak hükümetinin Asurilere yapılacak muavenetten ve emniyetlerinden mes'ul olmakta devam ettiğini bil dirmiştir, Irak hükümeti, — Millet- ler Cemiyeti Asuriler komitesini bu vadide alıman tedbirlerden ha- berdar etmeği teahhüt etmiştir. Jrakta bulunan Asuriler için, Mil- letler Cemiyeti Asuriler komitesi, bir çok ecrebi hükümetlere müra caat ederek, mubacir kabul edip edemiyeceklerini sormuştur. — Bu meyanda İngiltere hükümetine de müracaat edildiğinden İngiltere hükümeti buişle alâkadar olmağa karar vermiştir. Ingilterenin hava müda- faa politikası Londra, 17 (A.A) — Times ga zetesi M. Baldvinin bu hafta sonu na doğru Avam Kamarasında hü- kümetin hava müdafaa politikası hakkında beyanatta bulunacağını bildirmektedir. Diğer taraftzn Daily Mail ga : zetesi de yeni misak hakkındaki son itilâflar hakkında bazı meb'ur ların Sir John Simondan istizahta bulunacaklarını ve bu hususta ye- ni bir umumi müzakere açacakla: yını yazmaktadır. Ankara balosunun içtimaı Ankara, 17 (Hususi - telefon - lilerinin müteadditDur lemirlerine itaat etmemeleri her türlü şüphe- leri takviye edecek mahiyetteydi. Türk ve İngiliz hükümetlerinin hâdise hakkındaki noktai nazar - larımı bildiren tebliğler vazıhtır. Hâdise cidden teessüf edilecek bir kaza eseridir la) — Ankara barosu bugün sene Kk kongresini yapacak, yeni inzi- bat meclisini seçecektir. Baro re - isi Mustafa Adil Bey bir müddet evvel arkadaşları ile arasında çı- kan ihtilâf yüzünden istifa etmiş- H. Dolayısile bugünkü içtimam hararetli olacağı tahmin ediliyor. 17 Temmuz ! Gençler! dikkat (Baş tarafı 1 inci sayıfamızdadır) Fakat, güneşte yanmanın sıh - hat için mutlaka faydalı olduğu- nu sanmak hatadır. Bakınız, bu yanma salgınına dair salâhiyettar bir kalem neler yazıyor: “İstanbul Üniversitesi Doçent- lerinden Dr. Süheyl Bey tarafın- dan yazılmıştır: Bizim memlekette güneş ban- yoları mektepliler ve genç kızlar arasında bir moda hükmünü al- mıştır. Kendi bünyelerinin mu - kavemet derecelerini bilmeden atıldıkları bu tehlike bazan fenıı neticeler vermektedir. Güneş ban- yosu diye bir usulü sıhhi vardır. Fakat bunun ilk çıktığı zaman- lardaki genişliği — kalmamıştır. Şmidi daha mahdut bir sahaya inhisar etmektedir. Zira şimdiye kadar gi'meş banyosu — yüzünden görülen felâketler pek çoktur. Ak lma gelen güneş banyosu yapı- yor. Görülen en büyük felâketler- den biri de büyle usulsüz güneş banyoları yapıldıktan sonra akci- ğer vereminin baş'arrasıdır. Hat- ta başka bir şekli mocaziye sebep | oluyor. | Yani veremin Hğer uzuvla - ra intişar etmesine sebep oluyor. Güneş banyosu bir hekimin tav - siyesiyle ve göstereceği usulde ya-| pılmalıdır. Netekim sıcağın çok hüküm sürdüğü bir saatte olma - , rak geçirmek adeta büyük bir mak şartile sırf güneş ve onun jin- tehlikeye atılmak demektir. He - i ikâs eden şuaile tedavi usulleri ve sanatoryomlar mevcuttur. Burada güneşten sırf bazı kemik veremi gibi vak'alarda hekimin göstere - ceği müdette büyük istifadeler e- dilmektedir. Bu bir usulü tedavi- Denize girmenin sıhhi şeratlin den biri de banyo esnasında yo - rulmamak ve azami yarım saatten fazla kalmamaktır. Deniz banyo- larından asıl edilecek istifade de budur. Yoksa saatlerce denizde yorulup bu bünyevi mukavemetin azaldığı zamanları da — güneşin çok şiddetli bir anında kumlar ü- zerinde fena bir aksülâmel yapa- le yorgun iken bu usulü tedavi - | den çekinmek çok lâzımdır. Ziıaf yorgunluk esnasında beden mu -|ji kavemeti, muvakkat * ile olsa, ln-l rılmış demektir. Yazın güneşten istifade etmek dir, Zevk için yapılmamaktadır. için hafif elbiseler giyinmek ve sabah ıennlıimde yürümek maksada ki“â' dan edilecek istifade tur. İnsanı yormıyacak sızlık vermiyecek bir bit ve muvafık bir tarzi demektir. Sırf zevk sur&& pılacak banyoya girip ve giyinirken güneşin si kâfi ve muvafıktır. Bu bihten vücut büyük bir ve ruhta büyük bir M getirir. Bu gibi banyo lecek en büyük - istifade zindegi ve neşedir. ueti Ankara, 16 (Huıud) oroloji enstitüsünün bildi göre, bütün Türkiye dün * mevsimin en sıcak gü çirmektedir. Manisa, İzmir ret derecesi gölgede 40 ! tur. Ankarada, Uşakt& derecesi 34, Giresunda 3i kaydedilmiştir. .| ... Bugün İstanbul, me' y sıcak gününü yaşıyor. SI6 recesi, bugün biraz dahâ | miş, dün saat on dörtte grat iken bugün ayni tigradı bulmuştur. Bu sef” ye kadar bu derece “:)' mıştı. AKB Ankarada AKBA evinin birinci şubesi bir şekilde Maarif Vi karşısında açılmıştır. A"; kitep evleri her difde mecmua, gazete ihtiyi cevap vermektedirler. kitaplarınızı gerek - kıf?) nizi en ucuz olarak A kitap evlerinden tedarik bilirsiniz. — Devlet M kitapları ve VAKIT'ın yatının - Ankarada - satif AKBA kitapevleridir AKBA Merkezi Telefon Bir'nci Şube inci Şube, : Yurttaş! Az, çok kazancından tasarruf vazifendir, bo Bunu iyi bil, belle " Mılll lkhııt ve Tııın'ıll Slaman Pazar