Kuş adasındâa mü- essif bir hadise SAA e e B S T 4 İstanbulda bağcılık bu kadar üzümü kim yiyecek? Istanbullular, hele koca Istan- bul tarafımda oturanlar bu yıl da üzüme gık demezlerse bir daha de mezler, İstanbulda bağ merakı o hale geldi ki nerede ise o çırçıplak Ok| meydanı bile başatn başa yemye -| şil üzüm bağı kesilecek... Bu bağ merakıboğazın Ayaza- ğı, Hacıosman taraflarına da at - lamış, oralarda tek tük ve — yeni yeni bağlar kurulmağa başlanmış- tır. Fakat beş altı yıldır kendini gösteren asıl bağ merakı kale dı- şarısında bugün öyle almış yürü - müştür ki Münzevt, Topçular, Mal tepe, Rami, Küçükköy, — Çiçoz, Davutpaşa tarafları bağdan geçil- mez bir hale gelmiştir. Hani: — Üzümünü ye de bağını sor - ma! Derler, iş hemen hemen o rad- deye gelmiştir. Çünkü geçen se- nenin üzüm vaktinde bu bağlar - dan küfe küfe üzüm alıp yollarda satanlar bile kendilerine: — Bu üzüm hangi bağım? Diye sorunca: — İsmi aklımda kalmadı, onun için efendim, al üzümü — âfiyetle ye de bağını sorma! Diye cevap veriyorlardı. Fakat, ben cuma günü sayısı düzüneleri geçen bu yeni bağların — adlarını birer birer tespit ettim, sayayım da siz de dinleyin: Maltepede Osman beyin Nu - mune bağı, Münzevide Sarraf oğ-! lu İsmail beyin bağı, Şifa hıvuzuni da Sami beyin bağı, Topçularda Hüsayin kalfanın bağı, Münzevi ile Topçular arasında mahallebici| Zeyyr efendinin bağı, Topçular — Maltepe yolunda Rusçuklu - Ös - man beyin bağı, Maltepede Şe - rif beyin bağı, Ramisle Çicoz ara- sında polis müfettişi Ziya beyin Ali baba bağı, Ramiste Sıtkı be - yin bağı, Küçükköy yolunda Ah- met ağanın bağı, Topçularda Tik- veşlilerin bağı, Maltepede Rem- zi beyin numune bağı, Maltepede Kenan beyin bağı, Topkapı ile Maltepe arasında — Arnavutların bağı, Davutpaşa yolunda muha - cirlerin bağı.... Ve bunlardan baş- ka daha bir sürü yeni yetişmiş ve yetişmekte olan bağlar.... Amma diyeceksiniz ki: — Bu kadar bağın kim yiyecek? Üzümünü yiyemezseniz şırası ne güne duruyor? Eğer şırası da fazla gelirse o zaman şair Dert'li gibi: “Şarabı lâlinde ne keyfiyet var?,, Diyip yanaşırsınız şarabı lâli - ne! üzümünü Şakayı bırakalım amma bir sa-/bul çavuş denilen kendine mah- nayi ve ticaret şehri olan İstanbul, bir bakıma da bir bağ şehri olaca- ğa benziyor. Kadıköy, Yakacık, — Pendik, Çamlıca taraflarmı saymadım; yalnız kale dışının bir kısmından bahsettim, şehir haricinin hem de ufak bir kısmmda bu kadar çok bağ olursa düşünün siz Ağustos sonlarında İstanbuldaki üzüm bol- luğunu! Lâkin buraların üzümlerinden GAELETKOTR A KAL ee SA YAK AA VURi besE YK AETAR L ErYEYRE SETSEi BeceYERER Na “Sen bizi fena idare ettin.. çaldığımız mallar ele geçti... Polis, arkadaşlarımızı yakaladı.. Onun için, dört gün dört gece mevkufsun!,, (Yazısı hikâye sütunumuzdadır) 1 arihten bir yaprak Ç(Üst tarafı 9 uncu sayıfada) —) Avrupanın mutelif milletleri, Attilânm karşısında birleşmişler - di. Galyalılar, Franklar, Cermen- Terin muhtelif kuvvetlerinden mu- azzam bir ordu Orlean yakınları- na gelmişlerdi. İki büyük ordu olon sehri ya- nında Katalon ovasında karşılaş- tılar. O gün Attilâ, bütün kumandan- larını huzuruna çağırmış: — Bize karşı çıkacak en büyük ziyade hoşa giden tarafları man -« zaralarıdır. Bir kere bu bağlarda bir adıma (Urumeli kebabı) de- nilen ve tadından yenmiyen kınalı yapıncak olmadığı gibi eski İstan- sus kokulu ve çeşnili meşhur - ça- vuş ta pek yoktur. Bütün bu bağ- ların yetiştirdiği çeşit çeşit, renk renk ve koca koca salkımlar tatlı- dır, hoştur, güzeldir, mis gibi ko- kuludur; fakat bütün bunları üzer leri sımsıkı örtülü, ikişer metrelik uzun çardakların altında seyret - mek, karşılarıma geçip cigara tel - lendirmek daha tatlr daha hoş, da-| ha güzeldir. Seyyar haberci kuvvet budur. Bunu yenersek Romaya elimizi kolumuzu sallıya- rak gireriz., Demişti. Diğer taraftan Attilâ, meyda - nn en tehlikeli yerinde, bütün eş- yalarını, arabalarını bir ufak da- irehalinde etrafına dizdirmiş ve bu dairenin ortasında durarak muharebeyi idare etmeğe başla - mıştı. Maksadını soranlara: — Yenilirsek bütün bu eşyaya ateşe verir, canımı tanrıya — öyle teslim ederim. Demişti. Hlk günlerde muharebe iyi git- miyordu. Bir aralık Attilânın or- dusu mağlüp olacak bir vaziyete düşmüştü. Vaziyeti — anlıyan A- tillâ, adamlarına birdenbire bağır dı: — Yakmız!. Bütün ordu, bu sefer muharebe ile beraber başbuğlarını da kay - betmek zilletine düşmemek için son bir gayret gösterdiler. Ateş bütün daireyi sarıyordu. Ve Attilâ bu ateş çemberinin için- de metin iradesiyle muharebe safahatını takip ediyor ve yavaş sesle: ow — Bir daha yenilmem ya!?. Diye mırıldanıyordu. Tam bu sırada uzaktan bağıra bağıra koşan bir kumandanın se- si duyuldu; — Zafer!. kaçıyor. Attilânın ateş saçan gözleri bir daha açıldı ve sesin geldiği tarafa doğru bakmağa başladı. Gelen başkumandan Yesi Bey idi. Koşa- rak ateşler üzerinden atlamak is- tiyen Yesi Bey, birdenbire yanan ateşlerin ortasına düştü. Attilâ, birdenbire fırlıyarak Yesiyi kurtarmak istedi.. Fakat... Ne yazık ki mümkün olmadı. Yesi Bey ateşler içinde yanarken: Zafer!. Düşman — Yiğitler!, İleri.... Biz değil başbuğumuz da gidiyor... Diye bağırdıktan sonra hiç sesi çıkmamıştı. Düşman, arkasına bakmadan kaçıyordu., Attilâ gözlerinden iki damla yaşı yanındakilerden sak - ladı. Çünkü hayatında ilk defa gözlerinden yaş akıyordu. Attilâ ordusna (geri dön) em - rini vermişti: ©| ci ilk mektep 37 Nermin Emin TI — Şehzadebaşı 75 Sabahattin 72 — Eyüp KUPON 197 17-7-1934 Sahifesi bilmecesinde he- diye kazananların listesi Kartpostal kazananlar: 61 - Ereyli Cebir zade Ahmet Hilmi Be oğlu Ziyaeddin. 62 — — Küçükpazar Mehmet Paşa yokuşu 28 Semiha 63 Ayancık Şükrü zade Cahit 64 — Si « nop iktısat bakkaliyesi sahibi vasıta « siyle Vedat 65 — Zingal Ayancık Sel- ma Sedat 66 — Haliç vapurları şirketi 16 Nolı vapur kaptanı Hurrtem Bey kerimesi Ferhan 67 — Vofa lisesi ta- lebesinden Sedat 68 — Kasımpaşa na* lıncı yokuşu 88 İclâl 69 — İnkılâp li- sesi 712 İzzettin 70 — Beyoğlu 31 im Kızıl mescit caddesi 28 Muzaffer Ali 73 — Fakim Guler apartımanı Ru- kiye, 74 Kasım — -Paşa Tah- ta köprü No, 9 — Mehmet 75 — Bayoğlu 24 üncü ilk mektep 129 Nec: det. 76 — Üsküdar yirminci ilk mek- tep Binnar Nazım 77 — Beyoğlu Mü- sevi lisesinden 349 Davit — Eskinazi 78 — Galata Musevi cemaati mektebi Sel Behar — 79 Gedikpaşa Neviye soksk 30 Diktan Karaboğos. yan 80 — Unkapanı Nefise Hurşit 81 — İzmit Üssübahri kumandanlığı şube 1 de yazıcı Selim 82 — Davut -» paşa Orta mektep 266 Fuat 83 — Kız lisesinden 53 Semiha 84 — Vefa lise- 610 Sabahattin 88 — Beylerbeyi 27 inci ilk mektep 212 Saadet 86 — Şeh- remini Mevlâna caddesi 129 Ahmet 87 — Kasımpaşa Sakızağacı camii i- mamı mahdumu Nusret 88 — İstan - bul Yenipostahane tevzi memuru Ha- lil 89 — Galata Arap camii terzi Ar - şak 90 — Ayazpaşa Osmanpaşa apar- tımanı 7 Aziz 91 — Kasımpaşa Camii Hüsrev mahallesi 29 Mükerrem 92 — Trabzon Meydan po: mbesi Şaban Efendi mahdumu  dür B8 —a Yozğat Salhanlı terzi köyü muallimi İhsan 94 — Şişli tramvay deposunda 290 Fehmi Nuri 95 — Ordu tüccar Cevdet Bey mahdumu Fuat 96 — Fa- tih Altay mahallesi 11 Ahmet Cemal 97 — Kasımpaşa camükebir. Hacı Ah- met sokak 2 Ertuğrul 98 — Beşiktaş Şeir Nedim caddesi 110 Ülvi 88 — Şile Alacalı Nahiye müdürü kızı Nezi- he Osman 100 — İnkılâp lisesi 724 Enver 101 — Pendik Rasih Efendi s0- kağı Şefik 102 — Kuzguncuk vapur iskelesi yanında 34 numaralı yalıda Fahriye 103 — Adapazarı Yenicami Hamza sokak 2 Osuan Nuri 104 — 'Yeni mahalle 6 Kevork 105 — Bakır- köy 17 Orsama 106 — Beyoğlu Mısır konsoloshanesi Zagbul Casir 107 — Akşam kız sanat mektebi 787 Suat 108 — Beyoğlu 5 inci ilk mektep 257 Hüsnü 109 — Teşvikiye Ihlamur yolu 8 Nusret Halil 110 — Ankara caddesi 60 Hikmet 111 — T.C.D.Z.K. Ç. Z. hazırlama mektebi 638 Mustafa 112— Balatta Raşe!, 113 — Unkapanı Be « dia Muzaffer, 114 — Kandilli Sara Mehmet, 115 — Aynalıçeşmede Hüs- rev Cemal, 116 — Borlinde Celile Na- ci, 117 — Suadiyode Tevfik Necsti, 118 — Kadıköyünde Doğru yolda Ke- malettin Nuri, 119 — Ankarada Riza Şevket, 120 — Ankarada Hacı Bay » ramda Nuriye Hikmet, 121 — İzmitte Kemal Ziya, 122 — İzmirde Karşıya- kada Naşide Hurşit, 123 — Anhrıd'l Cümhuriyet meydanında Baha Nuri, 124 — Samsunda ilk mektepten Meh_- met Ali, 125 — Ayazpaşada Noecati Kemal Bey ve Hanımlar. — Mademki düşman kaçıyor» yenilmeği kabul etmiş demektir: Demiş ve ordusunu to))lıyulk geri dönmüştü. İşte Şalon muharebesinin hazif akibeti böyle olmuştu. (1) Çinliler Gök Türk kahra* manlarından Gültekin ve Bilgt Kagan namlarma Orhun ahidele” rini dikmişlerdir.