l pi p Li lim l Ml sa Ingiliz için.. Rİ . ——. il ilmler neden k ömürlüdür? murluddur | ve ne çabuk ortadan kay» la urlar, Azami iki üç sene yaşa- a eme vücuda getirilmiş ve A sözle ancak eskiden hak- enmiş hükümle, ha- — z r ve ha Taki ibaret kalan bir kitap a a edilebilir mi?. Şüphesiz N Nin yokolmazlar, Ötede; ni * bir filmden bir veya birkaç) i — Mevcuttur, Fakat bunların pa e bulundukları ekseriya bi- €Z, ve herkesten önce, filmi “Yapa, AI panonun izini kaybetmiştir. İ a Garbonun güzelliği neredeymiş ? İnğiliz sinema seyircileri arasında yeni bir cereyan baş gösterdi: Kendi lisanlarının, yabancı artistler tarafın- dan tuhaf tuhaf teleffüz edilişinc ba- yılıyorlarmış. Bunda bir letafet varmış! İngilizler bunu, geçen seneler içinde bir defa daha göstermişlerdi. Hatırlardadırki, Moris Şovalye Ho- vuvta şöhretini temin ettikten sönra, bir defa Londra'nın büyük Dominion tiyatrosuna davet edilmişti. Kaça dersiniz? Bizim paramızla 15 günlüğü 80,000 liraya... Evet! Moris Şovalye geldi. Fakat sahnede ne yaptı bilir misi- niz? i Bittabi kendisi için en tabii ve söY- lenmesi mükemmel, doğru olan Fran- sız lisanı üzere bir şarkıya başladı. Bu esnada İngiliz seyirciler arasında © birden bir kiyamet koptu. Herkes “İngilizce isteriz, İngilizce isteriz, di- ye telâffüzü gudubet Fransız artistine âdeta ayak diriyorlardı. Şimdiki de bunun diğer bir tezahür şeklidir. İ Romanya'lı “Pol Lukas,,m İngiliz- cesini beğeniyorlar. le hiçbir kusuru haiz olmasa bile ilerde sinemalar bir nesil evvele ait filmleri halka göstermiye ce-| saret edemiyeceklerdir. Bunların! san'at eseri kıymetlerine zamanla tarihi vesika kıymetini de ekle! melerini beklemiye mecbur kala- caklardır. İşte hayata ve onun bütün harici tezahürlerine bu ka- dar sıkı bağlanmak sinemaya bu kadar pahalıya mal olmakta, fa-f kat ayni zamanda yeni yapılmış filme halkın bu kadar fazla rağ- bet göstermesini izah etmektedir. Sinema olmasaydı, etrafmdaki şeyleri şimdi olduğu gibi sevmiye- cek pek çok insanlar tanırım. İki film nevi bu taliden kendile- rini kurtarırlar: Tarihi filmler ve komik filmler. Güldüren filmler kendileriyle alay edilmesine mi -| ni olurlar, Eğer Şarlo, facia sah- neleri oynamış olsaydı — bu sa- hada ayni derecede muvaffak © lacağı kabul edilebilir — bugü- nün gençleri onun eserlerine ta- hammül edemiyeceklerdi. “La Revue de Paris,, ... Con Krovfort, evinin bir kısmı- na küçük bir sahne yaptırdı. Ora- da yalnız tanıdıklarına mahsus ol mak üzere, haftada bir defa mü - samere veriyor. ür! Şerit eskimiş, yırtıl- E $, YE bakiye miti Sinema salonu Se ös sa yaptıkları kupürler emi Bütün bunlara filmi Ületlerin a kullanılan usullerin, a - İki teke liğini, ve mütemadi Düğümü: le içinde bulunan tekni- ii 8ri çarçabuk eskitmesini erakkilere göz alışır ve y ş n bunlara şahit oldukça Bayı varmasa bile geriye dön- il ar iy” birdenbire aradaki B .. Li ye Selimmelerinden, ve : lan maddenin terakkisin- 2 (ki bunlardan endişe etmiyo- » çünkü yakın bir zamanda a- Conni A gi. e Şarl Buaye .j7e karısının dili- e in — Mü öğreniyor! Fransız artisti Şarl Buvaye ile İngiliz Pat Peterson'un evlenmesinden sonra, &- ralarında birbirlerinin dilini öğrenmek © için dehşetli bir müsabaka başladı. İngiliz kadın Fransızca öğrenmeğe ve Fransız erkek, güzel İngilizce konuşmayı “ elde etmeğe çalışıyor. < Şimdiki halde, erkek artistin daha ko- / lay muvaffak olduğu haber verilmekte » dir. Şarl Buvaye, İngilizceyi pek âlâ konu- şabiliyor ve “bana hem İngilizce filmler çevirebilmek hem karımla anlaşmak im- kânmı verdiği için bu dili pek seviyo- rum,, diyor. * Adolf Mencu diye tanılan ve e artistleri arasında en şık telâkki'edilen yaşlı ve çok kimse- akn a ben ber bir sürü delikanlıyı tamamen kendine benzetmek suretiyle pe - şinden sürüklemiş olan san'atkâr, meslek hayatına 1914 te girmiştir. u<p< N nm sekli, Eski aktüalite filmleri “ispat eder, Halk böyle film. yi etmektedir. 1927 de çok ia iş olduğunuz bir filmi ye- ğe görmiye ( kalkışmayınız. “Aslan adam, ismi verilen ramanı kadınım dizleri.) Baster Kreb şimdiye kadar 22 zi iskiği söz yaşlazr.| sinin hayatımı kartarmaşır. hatta teknik ve a an d 22 sini de boğulma tehlikesin * ariys| den kurtarmıştır. . ! # ler amirnada ... | Ke Yakın vakte kadar birbirlerinin yüzünü bile görmemiş olan bu iki! artistin evlenmesi Holivutta fev-i kalmutat bir heyecan uyandırmış- tı, 15 Ağustosta Avrupaya balayı seyahatine çıkıp bir miktar dolaş- tıktan sonra hemen ayrılacaklar. Tuhaf değil mi? Vazife, bu iki artisti beraberlik hayatlarının daha ilk adımlarında bile uzun müddet yan yana bırak- mamaktadır. Şarl Buvaye, karısı Pat Pater- son'u Parise, annesine götürüp tar! nıtmak istiyor. Sonra Londraya| gelecek ve Ingiliz muhitile de me- rasimi bitirmelerini müteakıp, ve- dalaşıp biri tekrar Amerikaya, öte- ki genç Fransaya dönecektir. Pat Paterson şimdiki halde bir film daha çevirmek üzere Ameri- ka kumpanyalarından birine taah- hütlüdür. Şarl Buvaye ise, Pariste Fran sızcalbirfilm'çevirecek. i Holivut artistleri arasında öte- beri işlere para yatırıp da kaybe- den artistlerin birkaçının isimleri ni gördük: Geri Kuper, çiftlik işinde kay- betmiş. Ceki Oki; mızıkacı dük - kânında; Geri Grant, erkek elbi- se işlerinde; Bing Krosli at bes- lemekte; Çaris Rağıls limon por- takal zer'iyatında kaybetmiş. Parasını en iy muhafaza etme- ği bilen, Greta Garbo olduğu söy“ leniyor. .. . Epey zamandır adını işitmedi- ğimiz İrlandalı artist Nansi Ka - rol yeniden bir film çevirecektir. ... Sinema âleminde böyle şey işit tiniz mi?.. 9 yaşında bir artist... 86 filmde rol almış. Beş muhtelif lisan üzere şarkı söylüyor. Dansöz ve musikişinastır.. Bu artist, şim di Riçard Diks ile bir film çeviri- i yor.İsmirEdit Felovs'dur.