Hitler nutuk söy- liyemiyecek kadar hasta ! Bu senenin merakı Tavlamani — Taaak!.. Tuuuk!.. Çaaat!... Paaat!., Küüüt!.. — Ne oluyor, yahu, bir yerde mitralyöz mti patlatıyorlar? — Ne mitralyözü be! Kahvede tavla oynuyorlar, tavla! Fakat ne oynayış bir görseniz.. İki tarafın da yuvarlak pulları siv- ri hanelerin üstüne hiddetle öyle bir indirişleri var ki takırdılarının şiddetinden kahvenin önünden ge- çenler bile zıp zıp zıplıyor. Pokerin harcı âlemleşmesi ü- zerine bir aralık tavsamış gibi o - lan tavla merakı İstanbulda gene öyle aldı yürüdü ki hani bir çok kahvelerde öğle yemeğinden son - ra tavlanın başına çökenler akşam yemeği zamanı oradan zor kalkı - yorlar. Önce iki beş, iki yedi diye başlı- yan partiler yirmiyi, otuzu — hattâ kırkı buluyor, bazan iki — taraf ta yorgunluktan attıkları zarın far - kında olmuyor, şeşi beş görecek hale geliyor; fakat oyuna hâlâ bir türlü doyamıyor. Hele yenilen, he- le yenilen... Zavallı, her kaybettiği partiden sonra karşısındakine: — Bir parti daha! Derken sinirden dişlerini gıcır- datarak çenelerini oynatyor ve her yenildiği partiden sonra hayatın - dan bir gününün daha bu ziyanlı tavla yüzünden boşa gittiğini dü - şünerek biraz daha hırçınlaşıyor. Sinir doktorlarımızm. kulakları çınlasm, bu gidişle ortaya yakında bir de tavlamani çıkarsa hiç şaş- masınlar. Çünkü son günlerde İs - tanbul kahvelerinin bir çoğunda bitmez tükenmez tavla partilerini kaybetmek yüzünden sinirleri bo - zulan bozulana! Dün öğleden sonra İstanbuldaki meydan kahvelerinden birinin a - gaçlıklı bahçesinde tam on yedi tavla birden işliyordu. Düşünün bir kere ufacık bir kahve bahçe- sinde on yedi tavlanın pulları hep birden şakırdar, takırdarsa orada ne müthiş bir gürültü meydana ge- lir. Sokaklardaki seyyar satıcıların gürültülerinden, gramofon, Tadyo zırıltılarından şikâyet ederken kah velerdeki bu tavla takırdılarını da hesaba katmak az fena olmaz sa- nırım ! Lâkin bir lokumuna, bir kahve- sine, bir gazözüne, bir paketine fi- lân derken sonu bir papeline ka - dar dayanan bu mübarek - tavla partilerinin takırdı ve — şakırtısın- dan ziyade keselerde ve dolayısile sinirlerde yaptığı rahatsızlık pek tadından yenilir şeylerden olmasa gerek! Seyyar haberci . Kiralık 'Tamamen tamir edilen bilâmum lwı-l foru havi Yeni Postane arkasında A,ııî Efendi caddesinde Türkiye hanında o - da, depo ve mağazalar kiraya vırileeekl tir. Fiyatlar ehvendir. Türkiye hanımda | (3) ncü katta Rüştü Efendiye müraca- | at olunması. Kiralık Ev. Iki odadır | Kumkapı Nişancası Havuzlu Mühre sokak No. (ö) NGi “böüüüü tekdin eldüğükük koştodaytin ' bi 2 ÂAl sana... Al sana... Al sana...,, 84 yaşında birtay-| Ingilterede yare meraklısı Ihtiyar hyyıroan inı Almanya'da tertip olunan bir piyangonun isabetile “General felt Marşal Fon Hindenburg,, isminde ki büyük yolcu tayyaresine bin- mek hakkınr kazanan 84 yaşında bir ihtiyar, bu isabetten fevkalâ- de memnun olmuş ve bir çok kişi, ihtiyarlığı dolayısile tayyareye bin mekten çekineceğini sandığı hal- de, bu adam bilâkiş hiç çekinme- miştir ! Uzunca bir uçuş yaptıktan son- ra, tayyareden inerken, gazeteciler kendisine intibamı sormuşlar, 84 lük ihtiyardan şu cevabı almışlar- dır: — Uçuş, sonsuz derecede zevkli bir şey.sm. Ne yazık'ki pek kısa sürdü! ; kolleksiyon meraklısı insan var- Yazısı bu nüshamızdaki (Haberin rimiz birer günlüktür, yani mabaatsızdır. Gazetemizde her gün böy- le bir hikâye vardır. Fırtına koleksiyonu yapıyorlar ! Dünyanım her tarafında bir çok dır. Bazı kimseler, kiymetli tab- lolar, bazı kimseler çeşit çeşit an- tika eserler v.s. toplarlar.Bu arada pul kolleksiyonu meraklıları bulun duğu gibi çubuk, pipo, hattâ düğ - me ve kibrit kutusu — biriktirenler de bulunur! Fakat, Ingiltere'de şimdiye ka- dar görülmemiş yepyeni bir mev- zuda kolleksiyon merakı baş gös- termiştir. Kolleksiyon yapılan şey| nedir, dersiniz?.. Fırtına! Evet, şimdi İngilterede on iki bin kişi, fırtmaları tesbit ediyor. Bunun başlangıcı, şöyle olmuştur: Mançester Üniversitesinde Me- teoroloji tahsil eden Moris Bover isminde bir talebeye, Üniversite- den bir vazife yerilmiş, bu vazife, İngiltere'de kopan bütün fırtına- ları, kolleksiyon halinde tesbit et- mek. Daha doğrusu bir istatistik, ama buna alaylı bir tarzda kollek- siyon diyorlar! Talebe derhal ve istekle işe gi- rişmiş, Büyük Britanya adasını, harita üzerinde muhtelif dairelere ayırmış, Her daire, bir insanın gö rebileceği ufkun genişliğinde...... Sonra, her eairede bir adam, fır- tmayı tesbit etmekle tavzif olun- muş! Hikâyesi) dir. Resimli hikâyele - Y ğ Isveç Veliahti at yarışlarında Isveç Veliahti Prens Adolf Yakında memleketimizi ziya - ret etmesi mukarrer olan İsveç Ve- liahtı Prens Güstav Adolf'un, ay- ni zamanda bir binici olduğu, gö- rülüyor. Veliaht son zamanlarda İngil- terenin Olimpiya atlama müsaba- kalarına iştiark etmiş, fakat atla- malardan birinde muvaffak ol- madığı için kaybetmiştir. Diğer dört müsabık, bu atlama- ları tam surette neticelendirmiş- lerdir. Bu zabitlerden biri İrlan- ;lılı, biri İngiliz ve ikisi Fransız- ar. KUPON 192 ae GirerRselkll M. He;ıderso Ingiliz kabinesinin siy: tini tenkit ediyor Londraya henüz dönmüş olan, “ mevre silâhsızlanıma — konferansi M. Artur Henderson, bugünkü İ Tiz kabinesinin tuttuğu siyaseli ediyor. 1500 siyaset mensubunun — işli kiyle verilmiş bir Garden - Parti sında, iki gün evvel bir nutuk #öl di. Mister Henderson, bu nutki kendinden evvel ve kabine erkânmd! iki kişi tarafından söylenmiş olan Tâhlanma hususunda iki nutkun, nelmilel siyasete tesir edecek nokti lJarına temas etmiştir... İIngiltere kabinesinde, Başvekilit den başlıyarak, silâhlanmayı terviç © miyen bir cereyan ovvelce mevcutt” Cenevrede hissedilen — son zafi: bunu tamamen değiştirdi. Bahi kendi sahasında daha kuvvetle! istihdaf eden kararlar aldı, Amerikaya gönderilen teklifı de, İngiliz donanmasına ilâve edi si istenen parçalar şunlardır: Vaşington muahedesinin m! deti biter bitmez yeni bir harp fi su inşa etmek. B) 30 tane yeni krovazör y.pıı*r' ke mevcut krovazörlerin adedini 70 ş€ karmak.. C) Mühim bir yekün tutacak, muhripler imal etmek. D) Yeni tayyare gemileri... Bunun, Amerikada ne gibi bir #? sir uyandırdığını ve verilen revabi 2 - 7 - 934 tarihli sayımızda karileri © mize bildirmiş bulunuyoruz. Yalnız, silâhları arttırma da, diğer cihetten tayyare kuw me de yapılacak zamlarla İngiltere kümetinin bugun tutmuş olduğu beynelmilel bir itilâf zemini hazırlâ feransı gibi bir teşekkülün reisini düşürmüştür... gösterdiği yolda yürüyocaek olursa, rupa kıtası üzerinde, şimdiye görülmemiş en çılgın silâhlanma y şınm meydan alması mümkündür.” Peki, şu halde ne olacak!?.. Mensup olduğu devletin sil ma siyaseti ve onun ilân prüzler bulan, silâhsızlanma konfı sı reişinin söylediklerini mâlen delim: *“İngiliz hükümetinin bu — tarz | reketi, âlemşümul bir itilâf temi mani olacak demektir. Hattâ, silâbi mayıt bile tahdit edemiyeceğiz... iki üç sene içinde, beynelmilel müt?” sebetlerde bir inhiraf vukua gelmit * tir. Benim, bu memleketin hariciy€ İf lerine baktığım zamanla, bugünkü vir arasında dehşetli fark var... Ümit sizleşiyorum. “Mevcut cereyan, görünüşte l sızlanma konferansınım mevcudiyeti ne bile lüzum görmiyor gibi bir Sanki hemen kapılarını kapamali faaliyetimizi tatil etmeliyiz... * Bu nevi hareket, beni herket ziyade mütehayyir ediyor. Çünkü, nevede, önlemeğe çalıştığımız lâtı yakinen bilenlerdenim. “İnsanlık, henüz başından geç miş olan en dehşetli harpten anı tilâf yoliyle sakınabilecektir...” Silâhsızlanma konferansı — reisif sözlerinin, şimdiki halde bıraktığ! tiba şudur: Hazirundan biri kalkarak: Mister Henderson elân Hariciye rımız olarak kalsaydı, dünya bu yete girmezdi...,, demiştir. Yurttaş! Az, çok kazancından mutl: tasarruf vazifendir, borcun! Bunu iyi bil, belle ve yaPp* Milit İktısat-ve Tasarruf Cet