K ğ arı c İK d H i nü ci SK A hdi ı bist e l bto' y rkili mel hit ü lit af aha arla mişt ni me kıa n aşız Tira Y y g diklerini farkettim. i 4 rdım.- Elrıfııı_ııı.bıkmınm gü- Cü ü e karf' vi Son sayfadaki resme bakınız '!— Bu Avrupalı kadınlar gayet ı-! yip... Onlardan bir tane, benim dırımda da var... Fakat, niç'ınl' ldi?... Niçin bana köpek gibi glandı?... Niçin sahil şehrinin| l dişi kadar bembeyaz evlerini| enim için bıraktı?...Hayret edi- İr /,.. Bu muammayı halledemiyo- n ! a — Fransızların yaptıkları şehirde, usikili, rakslı bahçeler vardır... da, Avrupalı kadınlar, Bedevi dınlarından bam başka bir ö- ür sürerler,.. Deve gütmezler, süt mazlar, iş görmezler... Hiç bir| yapmazlar... Rahat, asude bir ür sürerler.. İşleri güçleri süsle. p püslenmek, dans etmektir... — | Ben, bir gün, üç zevcemle bir-. te şehire inmiştim. Bu eğlence| elerinin birinin önünden iyorduk. Zevcelerim, arkamda yürürler: n : — Lâhavlevelâ... *Diye söylene- açık saçık kadmlara baktılar... SÖIİ'_ ayıplıyorlardı... Fakat, #benden hiç bir şey kaçmaz... Onla: m kalplerinde nasıl fisku fücur l4 olduğunu — derhal ıeurim...' Ne de sezdim: " a 'Ah, biz de böyle olsak...,, Ye, için için yüreklerinden geçir-| ge- Bu belki, kendi kendilerine bile ). af edemedikleri bir hakikattı. d:l. mutlaka böyle düşünüyor- Fena halde hiddetlendim... Ye- sırımlı kamçımı yüzlerine doğru! İladım... Şaklattım: | — Alçak karılar!... -diye hay-| ön e_lmınyo unuza devam Demin çarşaf altındaki açık tek özlerinde ihtiras parlarken, şimdi gınlik ve bir ürkeklik belirdiğini ördüm... A Emredersin... Kızma, erkeği-| İz!... -diye itaat ettiler... | Mağrurane yürüyordum ki, bah-| ede otaranlardan züppe iki Fran- Üdız zabiti ayağa kalktı: - — Vahşi herif,.. Hâlâ medeni- ten haberin yok! l’u kadınlara niçin vuruyor- un?... Kadınları döğmemek lâzım ldiğini hâlâ Ööğrenemedin mi?... diye haykırdılar... İhtimal, kılıçlarının - kınlarile| y vuracaklardı. Fakat, bu - iki bitin yanmda bir güzel kadın 0-| uruoyrdu. O, mâni oldu: — Yapmayın... Sakm ha... Bu rap, bilf öyle güzel, öyle şarka ahsus bir Manzara — seyrettirdi ... Şiir! Şiir!.. -diye gözlerini se- lara çevirdi. Kadının “yapmayın!,, diye mâ- i olması üzerine, erkekler, der -| , rükü edercesine eğildi. Yerle- oturdular... Bu, ne biçim kadın?.. türlü erkek?... Biraz sonra, karılarımı devele- “ne bindirdim... Çöl yoluna sal- dım.. .Kendim de, ekşam üzeri, di- er bir süvari arkadaşımla atları - Blllllıı'_ Erkek böyle olur Ş Darkadaşım da geliyordu. Fakat, | yim... Hem de nasil efendisi!... atlıyarak vahamıya dönecek ... Pazar yerinde gezinirken, kar - Hma deminki Fransız kadını çık - Yüzüme güldü. Kollarımı okşa- .Yemin ederim ki, hayatımda bu tadın kadar tatlı, bu kadar cazip hlâk görmemiştim... Bizde bu-) yit... -diye seslendi.. Sakın, kan| lunmaz derecede beyaz tenli, sarı| saçlı, mavi gözlüydü, | Vücudum öğle güneşine marüz| kalmış gibi yanmağa başladı: — Çokil.,, Karı... Beni burada| günaha sokacaksın!.. -dedim, Fakat, o, büsbütün sokuldu: — Günaha değil, sevaba - gir... -dedi.- Beni yanma al... Sahralara götür... Kendine kadın yap.« - Di- lediğin gibi hareket et... Herşeye razıyım... Senin hayatımna uyarım... Âdetlerini kabul ederim.... Dinine de girerim... İlle senin olayım... — Benimle alay etme... Netice| fenaya varır, karı!... »diyerek göğ sünden kakmak istedim. Fakat, o, etrafına ürkek ürkek baktıktan sonra, dizlerime kapan- di: — Beni götür... Ne istersen beni öyle yap... Arkadaşıma göz ettim... Artık, Kendimi kaybetmiştim... Fran- sızların kız kaçıranlara karşı — ne derece şedit davrandıklarını unut- tum... Atlarımıza atladık... Sarı saçlı, mavi gözlü, beyaz ve yumuşak ten li kadını kucağıma aldım.. Yel gi- bi uçmağa başladım... Arkam sıra, kurşunlar patladı.. Kadın kaçırıl- dığını görenler, üzerimize ateş ederek arkadaşımı öldürmüşler, a- tını da galiba yaralamışlardı... Ben, çöllerde şimşek gibi seğir- terek gece yarısından evvel Vaha- mıiya vardım... Kadını çadırıma ka pattım... Onun, o gündenberi — efendisi-| Yalnız, bir gün, garip bir hâdi- se oldu... çiler, ufukta, — gölgeler belirdiğini söylediler... Hayvanıma — binerek, kılıcımı kuşanarak, bakmağa git - tim, İki arkadaşım da peşim - sıra, ihtiyaten ilerledi. Çok geçmeden, süvarisiz bir a- tın koşa koşa vahaya geldiğini gör dük... Arkasından da, bir Fransız müfrezesi ilerliyordu. Tanıdım:Bu at, ölen arkadaşımın hayvanıydı... Fransızlar, beygirin, serbest bıra- kılırsa, kendi yerine gideceğini düşünmüşler, onun rehberliğinden istifade ederek izimizi bulmuşlar- dı.... Artık benimsediğim — Fransız kadmımı onlara veremezdim... Kur şun kurşuna atışmağa - başladık... Son mermimi de tükettim... Fakat, düşmanların cephanesi tükenme - mişti.:, Başka çare kalmadığını gö rerek çadırlarıma doğru koştum... Fransız kadınını alarak, birlikte kaçacaktım... Öteki kabile arkadaşlarım, na- sıl olsa, başlarının çaresine bakar- lardı.... | Fakat, hayvanım yaralanmıştı...| Vahaya vardığım vakit, müfreze,| arkamdan yetişti... Kılıcımı çek- tim... Beni esir almak istiyen zabi- tin kafasını parçalıyacaktım... nun, şehirdeki bahcede bana çıkı - şan zabitlerden biri olduğunu far- ketmiştim: — Sen? Sen benim kadınımı kaçırırsın ha? .. -diye kudurmuşça sına haykırıyordu... Herhalde, ikimizden biri temiz lenecekti. Lâkin tam bu esnada, Fransız kadınının çadırı önüne varmıştık. Kollarını haç şeklinde açarak: — Dur, Jak... Sen de dur, Sey- ©-| sek bir derecenin tutulması ÇAlt tarafı 12 nci sayıfada) —- HABER — Akşam Postası 29 sene ve 500 maç Galatasarayın spor günü 'Semih ve Lamburu! Galatasaray spor Türkiye atletizm âleminde yeni bir hâdise karşısındayız. İsimlerini | yukarı yazdığım Balkanların iki büyük sürat koşucusu yarın ayni hat üzerinde bayraklarınm — renk- leri için yarışacaklar... Bu müsabakanın ehemmiyetini iki atletin ayni kıymette dereceler yaptığını bilenler kolaylıkla takdir edebilir.. Lamburu Atinada icra edilen Balkan Ölimpiyat oyunlarında yüz metre galibi olmuş kıymetli! bir sürat koşucusudur. Semih dört senedir Balkan yüz metre birinciliğini muntazaman kovalıyan bu müsabakanın en teh- likeli yarışçısıdır. Büyük bir tesadüf Istanbulda yapılan bir müsabakada bu iki kıymetli atleti gene yan yana ge- tirdi.. Sür'atine hemen hemen seneler denberi hâki molan Semih kendi mesafesinde İstanbulda bir defa meşhur Parisli koşucu Teara mağ- lüp oldu.. Semihin formda olduğu muhak onda birinin rolü olduğu bu — işte kat'i galebe için kestirme söz söy- lenemez. Lamburu formda olmasa idi her halde buraya kadar gelmezdi.. Şu hesaba göre âsabın haddi â-| zami derecede gergin olacağı — bu| koşuda iki müsabıktan birinin mut laka yüksek bir derece ile nihai zaferi elde etmesi lâzımdır.. Bu yüksek rekabetin yerini yeni bir Türkiye rekoru ile , kavuştur- ması düşüncelerimizin en kuvvetli tarafıdır... 200 Metrelik yarışta Lamburu- yu Mehmet Aliye karşı seyredece- giz!.. Mehmet Ali bu mesafede Bal- kanların en başta gelen bir müsa- bıkıdır.. Mehmet Alinin uzun — ve mevzun adımları, bu mesafe üze - rindeki Balkanlı koşucular arasım- da kendisine yüksek bir mevki vermektedir.. Mehmet Aliyi olduğu — kadar| Lamburu'yuda bu mesafede — çok! iyi tanıyoruz. Bu yarışın sonlarında yorgun- luk ve bitkinlik alâmetleri baş gös termez ise bu mesafede cok - yük - icap eder. 100 ve 200 metre yarışlarında senelerdenberi gizli kalan yüksek heyecanın büyük şampiyonlarımı- zın parlsk zaferlerile net'ce'enme | si atletizm âlemi için c'dden bir hâdise olacaktır.. | 800 ve 1500 metrelik mesafeler Galatasarayın büyük spor günü yarın yapılıyor.. Aşağıda neşrettiğimiz zengin program içinde geçecek bugün, Galatasaray birinci takımının Yu- nanistanın en kuvvetli takımların- dan Panatinakos'a karşı yapacağı bir maçla nihayet bulacak. Bu maç, Türkiyenin en eski spor klübü Galatasarayın 500 üncü ma/ çı olacak.. 29 senede beş yüz maç.. Bu tesadüf te Galatasaray spor gününe ayrı bir husuisyet verecek- tir. ... Panatinakos Yunanistaânin — en| kuvvetli takımlarından - birisidir..| Galatasaray da bizim - için sayılı takımlardandır: Bu iki kuvvetin çarpışması öyle ümit ediyoruz ki, bizlere yarım gü- zel bir oyun seyrettirebilecektir. Yunan takımrı atletik bir oyun| oynamakla tanınmıştır. Hemen bütün oyuncuları seri ve atılgan- dır. Teknik hususunda ise bizden aşağı olduklarını, ve futbolü biraz /karışık tarzda oynadıklarını nediyoruz. P Galatasarayın yarın şöyle bii kadro ile çıkması çok muhtemel-!| dir. Avni — Faruk, Lütfü — İbra B him, Nihat, Kadri—Danyal, Fazıl, Münevver, Muslih, Necdet,. Bu Galatasarayın çıkarabilece- ği en kuvvetli takımdır. Maama- fih oyunun vaziyetine göre ikinci devrede takımda bazı tebeddülât yapılması ihtimali de elebilir. Yarınki maçı genç ve kıymetli hakemlerimizden Ahmet Beyin ida re edeceğini de memnuniyetle öğ- rendik... Bize öyle geliyor ki (Galatasa- ray #por günü), çoktandır, güzel bir spor bayramna susamış olanla- rı tam mânasile temin edebilecek- tir. . M. Galatasaray Spor Klübünden: 6 Temmuz Cuma günü yapıla- cak (Galatasaray Spor günü) prog ramı: # — Saat 1.— 060t roat — AU 4 2 — Güreş 14,80 | 3 — Halter (Cemal Bey dünya rekorunu - kir- mağa çalışacaktır. — 15,10 Çüukolas tahammülü bol bir koşu - cudur, Son müsabakalardaki derecele- rimize nazaran Çukolasın fazlaca| zorlanacağını tahmin etmiyorum. Hulâsa kronometreye istinat e - den atletik sporlarda işi — fazlaca Güreş, Halter, halat çekme, Galata- saray - Panatinaikos maçı yapılacak 4 — Halat çekme 15,20 5 — 100 metre gülle atma 15,380 6 — 800 metre yüksek at- lama 15,45 7 — Disk atma 16.15 8 — 200 metre uzuh atla- ma 16,30 9 — 4 X 100 bayrak 16,45 10 — Galatasaray — Pan- atinakos maçı 17,15 (Atletik müsabakalarda 100 ve 200 metrede Balkan şampiyonu Yunanlı Lambro ve 800 — metrede Balkan şampiyonu Çokolas koşa - caklardır. 2 — Hakem heyeti Başhakem: Bürhanettin Bey. Hareket âmiri: Her Abrahim. Kronometrör: Vildan, Şinasi Reşit, Vedat Abut, Davit, Ahmet Fetkeri, Muvasalet hakemleri: Rebii, Refik, Nahit, Peridis. Atlama hakemleri: Ali Rıiza, Ce mil, Tahir. Atma hakemleri: Ahmet Fetke- ri, Ekrem, Hayati, Musa Kâzım. Spiker: Suat, Güreş hakemleri: Ahmet Fet- keri, Seyfi, Cenap, Sadullah, — İs- mail Hakkı Beyler. Bee e Hakem heyetinin B Temmuz 934 Perşembe akşamı saat 16 da klüpteki toplantıya teşrifleri rica olunur. Atletizm müsabakalarıma Pazar günü program mucibince Beşiktaş maçından evvel devam edilecektir, Bulgar federasyonunun Sofya'da 80 Haziran ve 1 Temmuz - tarihle- rinde tertip etmiş olduğu Balkan Dekatlon sampiyonluğunu son da- kikada 8$ Temmuza tehir edildiği- ni Bulgar federasyonundan - bildi- rilmistir. Bu münaseetle müsabha- kalar 18 Temmuz tarihinde devam edecektir. Bu müsabakalar icin serbest du- huliyeler muteber - olmiyacaktır. Duhuliye 50, tribün 100, ve balkon 200 kuruştur. Taks'm stadı Galatasaray spor — bayramının yapılacağı Taksim stadını evvelisi gün bir kere görmek istedik — ve gezdik.. Taksim stadının, gerek saha ve gerekse koşu pisti büyük bir e- mek sarfedilerek mükemmel bir hale getirilmiş olduğunu memnu - niyetle gördük. Saha her gün mun tazaman sulandığı gibi, balkır o- turacağı tribün ve balkon da yıka- nıp temizlenmekte idi.. Ayrıca, sahada ateletizm müsa- bakaları ve maçın neticelerini bil- direcek, büyük tablo tesisatı da yapılmakta idi. Hemen bütün hisseleri, Galata- saray spor klübünün taşarrufuna Taruf, de koşacak olan Çukolas varım mu| deşmenin indi muhakemelerden| geçtikten sonra, sarıkırmızılılar ta kavemet yarışlarında / 'i raklarında en şayanı € koşucudur. Orta boyuna rağmen seri ıidınl t bir tan ibaret olduğu da nuhkhk—l Ur.. ömer Besim l v top-| ve nihayet bir taktm lâf ve güzaf-| rafından büyük bir faaliyetle dü- zeltilmesine çalışılan Taksim sta» dını, eskisine nazaran tanmmıya- cak bir halde bulduk: -