Mahut yarıncı Arif Oruç Bulgaristandan çıkarılıyor Devletlerin harp hazırlığı (Baş tarafı 1 nci sayıfada) yapılan (sun'i duman bulutları) evvelce torpidolar vasıtasiyle tat- bik edilirken, torpido süratinin bu işe kâfi gelmediği görülmüştü. Dört senedenberi deniz üstün- | de harp edilecek mevakii sun'i| duman tabakasiyle örtme tecrü- beleri bundan sonra tayyareler va- | sıtasiyle temin edilecektir. Amerikada yapılan bu tecrü- belerden sonra, denizde harbe tu- tuşacak iki donanmadan birinin, mukabil tarafın ani olarak hazır- | Iryacağı bu müthiş tuzağa düştü- ğü takdirde kurtulması mümkün olmıyacağı iddia edilmektedir. İki tayyarenin on beş millik| mesafeyi, su sathında bir hattı müstakim çizerek, saatlerce de-| vam edici bir siyah duman taba- kasile örtmesi neticesi olarak duq- man gemilerinin harekete geçe-| memesi o donanma için ne büyük bir felâkettir! Amerikada yapılan son ma- nevralarda (sun'i dumandan hu- ruç hareketi) tecrübeleri de ya- pılmış ve ancak çok süratli gemi- lerin bu harekette yüzde on nis- petinde muvaffak olduğu, yani sun't duman tabakasmı yararak firar imkânmı bulduğu görülmüş- tür. Ön torpidodan bir tanesi - si- yah duman perdesini yardığı za- man düşman hattr müdafaası ha- ricine düşerek yakasını kurtar-| quıçlen tamamen ılu;ınını şağına düşmüşlerdir. Gelecek harplerde lıyyuelı—; rin oynıyacağı roller akılları dur-' duracak kadar mühimdir. İki duman tayyaresinin deniz ortasında düşman gemilerine ke- ment atar gibi, ani olarak çekece- ği bir siyah bulut perdesiyle, kos- koca bir donanmanın hayat ve| faaliyetine nihayet vermesini ta-| savvur etmek bile tüyleri ürperti- yor. Beşeriyet, harbin önüne geçe- | cek kahramanın elini değil, aya- gını bile öpmelidir. Vaşington, 7 (A.A.) — Bahri- ye nazırı M. Swanson, Amerika donanmasını muahedelerle ken- disine verilen seviyeye çıkarmay: | istihdaf eden Vins kanunu muci- ' bince, 24 harp gemisinin inşaat plânlarını tasdik etmiştir. M. Swanson ayni — zamanda, zırhlı geminin donanmanın esas Kkuvvetini teşkil etmekte devam edeceğini de bildirmiştir. Paris, 7 (ALA.) — — Mareşal Petain, refakatinde büyük — er-| kânr harbiye — ikinci reis vekili çlduğu halde, mebusan meclisi harbiye encümenine Almanyanın polis kuvvetlerinin mühim mik: Peri kızı: * “— Ben tekin değilim... Bana dokunulmaz!.. Dokunursan akibetin fena olur !,, dedi. Yazısı hikâyelerimiz birer günlüktür, yâni dördüncü sayfadaki hikâyedir. — Resimli mabadsizdir. Haber gazetesinde hergün böyle bir resimli hikâye vardır. etmiştir. Bir taraftan da silâhları bırakma müzakereleri Cenevre, 7 (Hususi) — H, Da- vis, H. Eden ve M. Massiglinin de bulunduğu başlıca heyeti murah- hasa mümessillerinin iştirakile ya- prlan hususi müzakerelerde silâh- ları bırakma konferansının umumi komisyonu tarafından kabul edi- lebilecek yeni bir formül aranmış- tır, Bu ilk topalntı müsait bir hava içinde geçmiş, İngiliz ve Amerika murahasları hükümetlerile muha- bere etmek için mühlet istemiş- lerdir, Yarın (cuma günü) sabahı kon- ferans bürosu, akşamı da umumi komisyon toplanacaktır. Diğer taraftatn Fransa da yeni bir proje teklif etmiştir. Projenin e- sası, emniyet, tayyare lmrplenm:lcıW tarda tezayüdü hakkında izahat wermiş ve yarı askeri mahiyette- | ki teşekküllerin — faaliyetlerini| Kaydeyledikten sonra Almanya -| — n hali hazırda askeri — tayyare| Kkuvvetine malik bulunduğunu ve| Karp levazımı imalâtının bütün| kuvvetiyle devam ettiğini bildir- miştir. —— Maliye encümeni harbiye, bahriye ve hava nezaretlerine ait olmak üzere ve beş sene üzerine taksim edilmek üzere üç milyar 120 milyonluk bir tahsisat kabul bombardımanların ilgası, silâh malâtının tahdididir. Silâhları bırakma konferansının | umumi komisyonu, Sovyet Rusya- nın teklifini alâkadar hükümetlere tebliğini reis M. Hendersondan ri- ca etmiştir. Sovyetlerin teklifi si- lâhları brrakma konferansının da- imi bir sulh komisyonu şeklinde çalışmasıdır. Sekiz devlet arasında misak M. Litvinofun konferansta söy- lediği nutuk münasebetile şimdi kuvvetli bir şayia çıkmıştır. Bu şa- Şah Hz. pazar günü hududumuza geliyor olarak üç gün sonra sabah saat 9 da Gürcübulaktan hududumuza | girecek olan İran Şahı Rıza Peh- levi hazretleri, birinci kolordu kumandanı vekili ve müstahkem mevki kumandanı Ali| yiyaya göre Sovyet Rusya ile Tür-!| kiye, Fransa, Yunanistan, Bulga - ristan ve Küçük itilâfı teşkil edcnl Romanya, Yugoslavya ve Çekoslo-!| vakya hükümetleri aralarında bir emniyet misakı aktedeceklerdir. Tevfik Rüştü bey yarın şehrimizde.. Sofya, (Hususi) — Türkiye ha- riciye vekili Tevfik Rüştü Beyin cuma günü öğleden sonra Ekspres ile Sofyadan geçeceğine dair hari- ciye nezaretine malümat gelmiştir. Tevfik Rüştü Beyi istasyonda Hariciye nazırı M, Batalof karşılı- yacak ve iki nazır bir müddet ko- nuşacaklardır. Gazeteler Tevfik Rüştü Beyin bu ziyaretine büyük bir. ehemmi- yet veriyorlar ve kendisinin- Bal. kan misakının aktinden sonra ilk defa olarak Bulgaristandan - geç. tiğini işaret ediyorlar, ordu mü -| fettişi Ali Sait Paşa Hazretleriyle| Kemal Paşa, kolordu erkânı har - biye reisi protokol dairesi şefi mu- avini, Beyazıt vilâyeti jandarma kumandanı ve emniyet müdürleri tarafından karşılanacak, bir piya- de taburu ile bir sahra bataryası tarafından selâmlanacaktır. Merasime Ağrı livası kumanda- nı kumanda edecek, Şah Hazretle- ri Gürcübulaka yaklaşırken batar- ya21paratopendaht edecek ve merasim başlıyacaktır, Şah Hazretlerinin geçecekleri vilâyetler valileri, kendilerini vilâ- yetleri hududuna kadar karşılıya- caklar ve diğer vilâyet hududuna kadar teşyi edeceklerdir. Müstahkem mevki ve mevki ku mandanları da kendi garnizonları dahilinde refakatlerinde buluna - caklardır . Şah Hazretlerinin Trabzona ka- dar olan güzergâhta ikamet ve is- tirahat edecekleri yerlere birer bö- lük ihtiram kıt'ası ikame edilecek- tir. —Şah Hazretleri, ikametleri- ne tahsiş edilen yerlere gelirken bir ihtiram mangası — tarafından verilecek işaret üzerine şah haz - retlerine mahsus bir bayrak çeke- KUPON 154 8-6-1934 ' Sarı Şaban oteli cinayeti —Baş tarafı 1 inci sayfada- galiba dördüncü günü idi. Bir ak- şam odalara su bırakırken Nuri e- fendi yanıma geldi ve bana hitap etti; — Bu adamlar beni kandırarak bu otele getirdiler. Otuz altı liramı aldılar. Kendilerini haber verece- ğim, O zaman anladım ki Nuri efen- di evvelce bir başka otelde oturu- yordu ve odacılar tarafından bi- zim otele getirilmişti. O gece otelin altındaki mahzen- den bazı şeyler cıkarmak icap etti. Mahzene girer girmez şaşaladım. Otelin müşterisi Nuri Efendi bay- gin bir surette mahzende yatıyor- du, Korkuyla dışarı çıktım. Yukar- da odacılara rastladım ve kendile- rine sordum: . — O müşteri nerede? Bana verilen cevaba göre bu a- damlar müşteriyi otelden savmış- lar... Halbuki mahzende gördü- ğüm adamla bu sözler arasında mübayenet vardı. Geceyi korkuyla geçirdim. Ertesi sabah tekrar mah zene girdiğim zaman Nuri Efendi- yi orada bu'madım. O zaman ha- kikaten gittiğine zahip oldum. Bu hâdiseden dört gün sonra Üsküdarda taharri meurlarına hâ- diseyi anlattım. Alâkadar oldular, gelip onlar aradılar. Sonra bu a- damlar mahkemeye veri'di. De- lil olmadığı için yakalarını kurtar- dılar, Benim bilditim bundur Yba rettir. VPTEETEE TLA AA AAT Şehir Mektubu Hangi musiki ruhun gidasıdır! “—Baş tarafı 3 üncü sayfada> Bu şaka onu büsbütün alevlen- dirdi; masanın üzerinden şapka- sını kapınca, söylenerek fırladı: — Benim ruhumun böyle gıda- lara karnı tok, iştahlılarıma afiyet olsun ! Peşinden arakdaşı da kalktı.. Onlar giderken öteki zırtaposlar memnun memnun sırıtıyorlar ve hep bir ağızdan gramofonun zır- valadığı şu türküyü söylüyorlar- di: “Erkekler... Aaah şu erkekler,, “Kadınlara neler ederler!,, Al musikiyi de koy rafa! Evet, musiki ruhun gıdasıdır! Fakat böylesi değil! Bülbül ile karganın ötüşü arasında ne fark varsa, ruhun gıdası olan musikiy- le bugünkü soğuk nevadan ve ah- bap kaçırandan yapılan çeşit çe- şit cıyaklamalar arasında da o fark vrdır.. Tevekkeli vaktile şair: Ey gurabı betneva, sen sus ta bülbül söylesin! dememiş.. Seyyar Haberci EARYEACEUAEYNAGEEŞETE LAĞ ŞEEAAĞÜNTANA N enELEEnERERrEErR K a - cektir. Müfarakatlerinde de ayni merasim yapılacaktır, Şah hazretlerinin geçecekleri her yerde olduğu gibi burada da büyük istikbal hazırlıkları yapıl - makta, şehrin muhtelif yerlerinde taklar kurulmaktadır. Şimdiden şehrin her tarafında Türk ve İran bayrakları yanyana dalgalandığı görülmektedir.