Tadilini istediğimiz bir kaç nokta... Almanya, eski muahedelerin tadilini istiyor. Macaristan ve Bulgaristan da ayni arzudadır. Gazi Mustafa Kemal, bize bu- günkü yüksek mevkiimizi temin etti, İsmot Paşa, garp cephesin- deki askeri muvaffakiyetten son- va, Lozanda, bir de siyasi zafer| kazandı. Onun için, büyük harp- te bizimle birlikte mağlüp olan milletlerin ilerde irişmeğe çabala- dıkları mertebeye, biz, Lozandan beri zaten yükselmiş bulunuyo- ruz. Binaenaleyh, umumiyet - iti. bariyle, eski muahedelerin tadili- ne, elbette doğrudan doğruya ta- raftar olarak ileri atılamayız. Fakat, mevcut vaziyet içinde bizi de tatmin etmiyen — bir kaç nokta vardır.. Bunların birincisi boğazlar me- selesidir. Son günlerin gazetele-| rinde elbette okuyorsunuz - ki, Tevfik Rüştü Beyin boğazlara da- ir teklifi, hattâ İngilterede — bile| müsait akisler uyandırmışıtr. Mev cut muahededeki nokta, bizim le- himize tadil edileceğe benziyor. Çok iyi, elbette, kendi evimi- Zin kapılarına hakim bulunmalı- Yız... Fakat, ufak tefek pürüzlerden boğazlara ait olanı temizlenirken, diğer bir iki nokta da, onunla lııı— likte halledilmelidir. Recep Bey, istiklâli tarif eder-| v keri, bakınız, ezcümle ne diyor: “— Müstakil bir devlet, ken- di hudutları icinde, ecnebi kültü- rünün sirayetine imkân verecek tes slere müsaade edemez!,, Hılbukî her an şunu lıiıudi-t yoruz ki, mazlesef, bizim memle- w:ıı, bu gibi Genebi teşek-| üller vard>r. Bunların en blçln-, gayelerle kurulmuş| enebi meh ecleri, din pıopığın- lası tez salı geliyor. Aradan ıy. hafta geçm'ivor ki, bunların men:| fi tezahürleriyle karşılaşıyoruz. Müslüman dinine ait bir tekke kurmamıza lâikliğimiz müsait de- gildir. Fakat isminde hıristiyanlık ismi taşıyan cemiyetler, gözümü- zün önünde mevcudiyet göstere- bilmektedirler. Akalliyetler hususunda da bu nevi aksaklıklar gösterilebilir... Bütün bunlar, memlekette su ka- rışmamış bir milli siyaşetin yüzde yüz nisbetinde takibine engel - luyor. Geçen gün, — bir arkadaşımla, bir dini merasim seyrettik: Sekiz on Şaşındaki çocukları, hıristiyan medresesi denecek — teşekküller içinde lâikliklikle kabili telif ol- mıyacak bir surette resmen yeliş- tirebiliyorlar... Müslüman kuru- nuvüstası ortadan kalkmış, diğer dinlere ait eski devir bakrıyyele- ri henüz, topraklarımızda, bazı mayahede maddelerine sığınıp ya- şıyabilmektedir.. Mademki boğazlara taallük e- den noktaların değişmesi mevzuu bahistir, bu arada, bütün pürüz- leri birden temizlesek ne iyi ola- a, çeşit çe cak... (Vâ.na ) —a Evlenme İsmetpaşa kız enstitüsü mezun- larından Fahire Galip Hanımla V# gazetesi Mmuharrirlerinden /— Kadri Kemal Beyin nikâhları dün — Fatih belediye dairesinde tescil edilmiştir. Genç evlileri tebrik e- der, mesut olmalarını dileriz. | tır. Balkan güreş müsabakalarında kaza-w nanlara dün gece madalyaları verildi Galatasaray klübünde yapılan serbest güreş müsabaka- larında birçok pehlivanlar muvaffakiyet gösterdiler. GCalatasaray klübünün serbest! güreş müsabakalarına — dün gece klüp salonunda devam edilmiş ve tır. İlk müsabakalar, klübün'gü reş şubesinin açılması münasebe - tiyle 31 mayıs perşembe günü ak- şamı yapılmış ve büyük muvaffa- kıyet kazanmıştır. Dün — gece de salon çok kalabalıktı. Güreşlere başlanmadan evvel, Balkan şampiyonasında muvaffak olanlara madalyaları — verilmiş. Cümhuriyetin 10 uncu yıl dönü « mündeki müsabakalarda muvaf - fak olan sporculara da — umumi koöngrenin karariyle takdirname - leri dağıtılmıştır. Güreşlerde orta — hâkemliğini Seyfi, yan hâkemliklerini de Nuri Mevkufan muha- keme edilecekler Rüşvet alırken cürmü meşut halinde ykaalanarak tevkıf ve bi- lâhare tahliye edilmiş olan istin- tak kâtiplerinden Emin bey ile rüşvete tavassut eden Mustafa e- fendiye ait muhakemeye dün üçün cü ceza mahkemesinde bakılmış: Mahkeme bunların mevkuf olarak devamı — muhakemelerini istediğinden dün her ikisi de tev- kif edilmiştir. Domnika vapuru Vapurculuk şirketinin Dominka için verdiği otuz bin lira kaparo- mun iadesini temin için şirket mü- dürü Mustafa Beyin hukuk müşa- viri Cevdet Beyle Londraya git-| mişlerdi. Buraya gelen malümata | göre, Mustafa Bey de doimnkayı tetkik etmiş ve posta vapurculu- ğunda kullanılmıyacağına kanaat getirmiştir. Şirket kaparoyu geri vermediği için vapuru almak mec buriyetinde kalmmış, müdürle mü Ş$avir geri dönmüşlerdir. Toplantı kaldı Hava hücumlarıma karşı — ko- runma hakkında görüşülmek üze- ve Halkevinde bir toplantı yapı- lacaktı. Ekşeriyet olmadığından toplantı yapılamamıştır. —— Salih paşa geldi Erzurumda kendisine mühim dir ameliyat yapılan kolordu ku- mandanlarından Salih Paşa yeni vazifesine başlamak üzere bugün şehrimize gelmiştir. Borsacı hanım Borsacı olmak istiyen hanımın isn.i Medihadır. Kendisi yüksek iktisat mektebi mezunlarından-. dır. ır, Üç aylıklar Eytam, aramil ve mütekaidi- nin 3 aylıklarının verilmesine dün den itibaren başlanmıştır. Maaş yerleri gene kalabalıktır. Emlâk bankası da iki gündenberi maaş dağıtmaktadır. ve Saim Beyler yapmışlardır. Neticeler şunlardır: 65 kiloda Kasımpaşa klübün - den Vasfi 55 saniyede galip. 61 kiloda Ali, Nuri Ali 2 dakika — 30| saniyede galip, 61 kiloda — Sümer spordan Ömer, Hicri, Ömer çok güzel bir güreşten sonra 40 sani - yede tuşla galip gelmiş ve çok al- kışlanmıştır. 66 kiloda İsmail, Hasan İsmaili 2 dakika 3 saniyede tuşla galip . 66 kilo: Nihat, Durmuş. Nihat 9 dakika 50 saniyede tuşla galip. 72 kilo: Necati, Yenici Mehmet. Mehmet gelmediğinden — Necati hükmen galip, 72 kilo: Hilmi, Ahmet. Kara - mürselli Hilmi 5 dakika 10 ıınıyo- de tuşla galip. Töklürükmük0rmez. Balkağı Türk-Yunan muh- şampiyonu Ahmet fevkalâde hâ - kim ve güzel bir güreşten sonra 2 dakika 35 saniyede galip. 56 kiloda final müsabakası ya- pılmış Vasfi, Kenan Vasfi 2 daki- ka 50 saniyede galip. 66 kilo: Ahmet, Mehmet, met hükmen galip. 61 kilo: Ali ve Hicri. Ali hük - v Va AA POLİ/TE) Sırık uzatarak Dün gece Ortaköyde Pişmiş oğlu sokağında oturan Kâmile ha nımın evinin penceresinden sırık uzatmak suretiyle çamaşırlarını çalmak istiyen Tahir, cürmü me- şut halinde yakalanmıtşır. Vapurda öldü Memleketi olan Vana gitmek üzere Cumhuriyet vapuruna bi - nen Bedri efendi isminde biri va- pur içinde füc'eten vefat etmiş- tir. Muayenesine gelen — Beyoğlu hükümet tabibi kendisinin sektei kalpten öldüğünü tespit ederek Ah » defnine ruhsat vermiştir. Çocuğa çarptı Şoför Asafın — idaresindeki 2161 numaralı otomobil, dün Ha- sekiden gelirken 8 yaşlarındaki Kemal ismindeki çocuğa çarpmış ve vücudunun muhtelif yerlerin - den yaralamıştır. Şoför yaka - lanmıştır. | Kavga etti Kantarcılarda ahçı Mehmet| ustanın oğlu Ömer, dün gece İne-| bolulu Tahir isminde — birisiyle| kavga etmiş ve neticede bıçakla| yaralamıştır. Ömer yakalanmış - | tır. Inkılâp enstitüsü imtihanları Üniversitede inkılâp tarihi ens- titüsü imtihanları fakülte imtihan larından sonra yapılacktır. İmti - han gününün tespiti talebenin re- yine — bırakılmıştır. - İmtihanlar tahrirt olarak yapılacak, sualler Ankaradan gönderilecektir. men gali. Hasmı gelmediğinden...' 72 kilo: Hilmi, Necati, Hilmi 1! dakika, 5 saniyede galip. 72 kilo: Haydar, Ahmet. Ahmet| sayı hesabiyle galip. Selâhattin, Kenan Kumpın* klübünden bu finaldir. Kenan bir| dakika 30 saniyede galip. 1 60 kiloda: Durmuş, Ahmet fina-| le, Ahmet 22 saniyede tuşla galip gelmiş ve iyi bir netice almıştır. | Final müsabakalarından sonra, Adnanla Dıramalı Hasan ııüuba-' ka harici bir güreş yaptılar. Ma -| ruf güreşçilerden olan ve Avrupa- da bir çok muvaffakıyetler kazan-| mış olan Dıramalı Hasan çok be- genilen bir güreşten sonra Adnana | sayı hesabiyle galip gelmiştir. telit mahkemesi Türk — Yunan muhtelit mah- kemesinde dün yirmi bir dava rü- yet olunmuştur. Bunlardan onu hükümetimiz lehine neticelenmiş, diğer on biri de karara kalmıştır. Muhtelif kimseler tarafından hü- kümetimiz aleyhine açılan tazmi- nat davaları adedi yüz yetmiş beş talep edilen para miktarı da 2 mil yon 33.367 bin lira ve İngiliz li- rası olarak istenen de 70.965 li- radır. Mahkeme heyeti bu davaları kânunusaniden evvel bitirmiş ola- | caktır. Metresini öldüren — | Bir müddet evvel Ortaköyde metresi Sabriye hanımı öldürmek | ten maznun Alinin muhakemesi- ne dün devam edilmiş, bazı şa-| hitlerin getirilmesi için başka gü- ne kalmıştır. Yeni adam berat etti Yeni Adam gazetesi ıleyhineî açılmış olan müstahcen - neşriyat davası üçüncü cezada neticelen- miş, cürüm sabit görülmediği i- için gazete sahbii İsmail Hakkı Bey beraat etmiştir. Muallimlerin muayenesi Ders senesi olmak dolayısiyle maarif sıhhiye müfettişleri — ilk| mektep muallimlerini muayeneye başlamışlardır. Bütün muallimle - rin muayenesi hakkında bir rapor vücuda getirilecek, vekâlete gön- | derilecektir. Mektepleri teftiş Şehrimizde bulunan orta ted-' risat umumi müdürü —Hasan Âli| Bey dün muhtelif mekteplerdeki bakalorya imtihanlarında bulun- muştur. Hasan Âli Bey imtihan- larm seyri hakkında tetkikat yap- maktadır. Iktısat mektebinde Yüksek iktisat ve ticaret mek-| tebinin yeni kadrosu dün tebliğ e- dilmiştir. Kadroda fazla tadilât | yoktur. İnhilâl eden derslere ye- ni tayinler yapılmıştır. Hangi musiki ruhbun giıdasıdır! Musiki ruhun gıdasıdır! Evet ama, bu musiki değil! a Musiki ruhun gıdasıdır! Anla- — dık ama, her şeyin bir zamanı vardır değil mi? Pilâv da vücu- — dun gıdasıdır, lâkin gıdadır diye tanrının günü, sabahtan akşama kadar hiç durmadan çalakaşık pi- lâvın başından kalkmazsanız ©o vücut, © mide ne olur, neye döner sonra? Sabah, akşam, öğle, ikindi ye- meğin nasıl bir zamanı varsa mu- sikinin de öyle olmalı değil mi? Fakat haddiniz vârsa günün her hangi bir saatinde gidin de bir kahveye, bir ktraathaneye, bir gazinoya oturun! Buralarda gra- — € | mafonlar sabahın sekizinde baş- lıyor ve hemen hiç mola verme - den gecen'n onuna kadar ötüyor. Dünkü öğle sıcağında yemek üstü bir kahve içip, biraz dinlen - mek için şehrin göbeğindeki bah- çeli kahvelerden birine — düşen biri tıknazça, biri uzunca iki ka « fadardan tıknazçası; — Ne içeceksiniz? Diye karşılarına dikilen gar - sona: İ — Sen, dedi, önce şu- zıriltiyi — biraz kes te, kafamızı dinliye - lim! Garson: — Baş üstüne! Diyip gramofonu susturmaya giderken biraz ileride oturan üç zırtapostan biri berikine işittire- cek bir sesle mırıldandı: — Musiki ruhun gıdasıdır! Beriki bunu işitince afalladı: — Fesubanallah ! Der gibi basını iki yana salla- — dıktan sonra dayanamadı, patla- di? — Evet ama, o ruhun gıdası o- lan musiki, böyle musiki değil! j Meğer, adamcağız da bizim gi- — bi bu son günlerdeki musiki karna walından pek usanç getirmiş ta - kımındanmış... Bizim kendisine hakverir birtavırla gülüşümüzden cesaretlendi, bize dert yanmaya — raşladı: 4 — Fakat öyle değil mi efen- dim? Rica ederim, — şu çalınan — şeylere bakınız! Bunların hangi- si ve neresi musiki? Ne alaturka- — ya benziyor, ne alafrangası alaf- ranga... — Güfteleri bestelerin « den, besteleri güftelerinden ber - bat!... Sonra sabah demezler ça - larlar, öğle demezler — çalarlar, akşam demezler çalarlar, gece demezler çalarlar... pi Adamcağız tam içinin bütüı hınçlarını dökeceği sırada kah « — venin içinden mahut gramofon tıpkı bir sinirli mahalle kulını ağzı ve sulu bir makamla gene başlamasın mı: “Erkekler.. Ah şu erkekler,, “Kadınlara neler ederler!,, Zavallı elindeki henüz bitire - mediği kahvesinin kalanını yere ve dökerek başını hiddetle geriye çevirdi: — Hoppala! Herifler vıllılu inatlarma yapıyorlar. Â Arkadaşına döndü: 5İ — Haydi, kalk, Allah aşkına gidelim! Bu sefer uzunca boylu ırkıılıır şı gülerek: — Aldırma canım, dedi, ınııııı- ki ruhun gıdasıdır! Seyyar Haberci (Devamı 8 inci sayıfada) —