15 Mayıs 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

15 Mayıs 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 Mayıs 1934 o O HABER — Akşam Posta HALK MASALLARI Mis kokulu odundan hir peri kızı çıkmıştı İka, Vaktiyi, nalıncılık yapan fakir a Büzel ve iyi yürekli bir deli «! Yarmış. Bu delikanlı gündüz ara giderek odun keser ve rı da bunlardan nalın ya- satardı, * gün on beş saatten fazla ça- halde her aemle ve fakir in- di ancak karnımı doyurabi - he ün gene genç nalıncı dağa *x nalın yapmak üzere seç - a, 7 ağacı kesmeğe © başladı u ağaç diğerlerine nisbetle tertti. Baltasını bütün kuvve- 4, Vurduğu halde ağaçtan pek| Nan kopuyordu, Uzatmıya -| elikanlr akşama kadar uğ! m ancak bir kaç parça #esebildi. o Yalnız bu odun alar, misk gibi kokuyorlardı. “liner kendi kendine: a ç Ne güzel kokuyor?. Bunları eğ lüreyim de arkadaşlarıma kv diye düşündü. ip, in olup ta eve geldiği za- ları bir sepetin içine ko » vara astı ve (sabahleyin , m kalkarak tekrar © işine i Hilar, evden çıkar çıkmaz X “aki sepet yere yuvarlana - den odun parçaları dökül- odun parçalarından biri si h öy isinde ay parçası gibi N z çıktı. Kız ellerini üç AN ye vurdu. Derhal kar- » dudağı yerde bir dud: bir arap çıkarak: yk sultanım! diye se - hal bu evin her tarafını Yecek, duvarları boyaya ları en kıymetli eşyalarla N ik ve mükemmel biryemek ; eca. Yalnız evin her Meşin halde ka « Unmıyacak ve eski vazi - A Takacaksın.. vi udağı yerde bir (dudağı arap l Ya üne sultanım! diye s€- belde. Mis kokulu Sıkan peri kızı O akşamâ Na dolaştı. Güneş batar e Tar kılıfına girerek o Oy geldi. da delikanlının işi çok fe in Yapmış olduğu nalmlar- a “€ birini satamamıştı.! Gİ ine dönerken: Uh ai de aç olarak geçi- aj Mp le evini uri kar) Fakat içerisini böyle N ve Börünce: ul 2 Yere (o gelmişim diye üni hayır, yanlış yar d Kapı ayni kapı idi. wi ey fişmemişti. Fakat "inagi Biremiyordu. Niha- orada, mekte ©- N n geç le Siz sordu: a benim evim de- A ya 2 nin evin. Ne o sarhoş — Hayır, hayır.. Artık daha fazla tereddüt ede medi ve içeri girdi. Baktı, mükem- mel bir oyemek kendisini bekli. yor. O kadar o acıkmıştı ki daha fazla tahammül edemiyerek sofra! ya oturdu vegüzelce karnını doyur du. Sonra kuş tüyü karyolaya ya: tarak güzelce uyudu. Ertesi sabak gene her seyi hazır buldu. Bu va: ziyetlerden bir şey anlamıyordu Sabahleyin evin her tarafını iyice | gezdiği ve aradığı halde hiç kim seye rast gelmemişti. Delikanlının bu hayatı bir haf. ta kadar devam etti. Bir türlü ha- yatına karışan bu sırrın mahiyeti ni öğrenemedi, Nihayet bir gün bu işin aslmı çıkarmak için bir hileye baş vurdu. Sabahleyin evden çı - kar gibi yaparak bir dolabın içine saklandı. Anahtar deliğinden dı- şarısmı gözetlerken © biraz sonra raftan sepetin kendi kendine düş- tüğünü ve mis kokulu odun par - çalarmdan birinin silkinerek bir peri kızı olduğunu ve emrine itaat eden arap devi tamamen (gördü. Kız bütün işini bitirip te istirahat! etmek üzere yatağına (o uzanınca delikanlı daha fazla (tahammül edemiyerek dolaptan cıktı ve kızın! yanına gitti, Peri kızı o kadar güzel, o kadar güzeldi ki delikanlı onu görür gör-| mez kendisine mecnun gibi olmuştu. Derhal kızın önünde diz çöke - rek sordu: âşık| — Ey cihanm en güzel mahlü- ku Söylenesin? İnmisin? Cin misin ?. — Ne inim, ne cinim.. Senin gi- bi insanım, Yalnız küçükken bir falcı kadın beni bu (şekle soktu. Mis kokulu odundan kılıfım ya - nıncıya kadar böyle yaşayacağım. — Bana varır mısın? . — Varırım amma bir kılıfımı yakmıyacaksın.. Bunun üzerine delikanlı derhal nikâh kıydırdı. Ve evlendiler, Yalnız delikanlınm bir endişe- si vardı. Daha doğrusu © karısının bu kadar güzel olmasından korku: yordu. Çünkü o memleketin pa - dişahı çok haris ve (kıskanç bir adamdı. Memleketinde kendi ka- şartla: İ rısından daha güzel bir kadın bu- lunmasına tahammül edemezdi. İşte sırf bundan © dolayı fakir delikanlı karısının katiyyen pen * İ yordu. cereye ve bahçeye tenbih etti. Üç ay kadar dünyanın en mesut çifti halinde yaşadılar, Üç aydan sonra peri kızı bahçeye (o çamaşır asarken saraymın penceresinder etrafı seyreden padişah kendisini gördü. Hemen o akşam adamla * rından bir kaçını delikanlının © çıkmamasını vine yolladı. Aksam üstü delikanlı eve gel - dikten biraz sonra kapı çalındı. rını görünce işi anladı., — Bugün bahçeye çıktın mı ? — Çamaşırları asmak için bir ara çıkmıştım.. — Demek oluyor ki sen bahçe- de iken padişah penceresinden se- ni görmüş.. aKpıyı açtıkları zaman padi - şahın adamlarından biri kendisi - ne bir mektup uzattı, mektupla padişah kendisine kırk gün izin Bu müddet zarfında kendisinden bir salkım üzüm isti- veriyordu. Yalnız bu üzümün öyle bir hassası olacaktı ki (o koparılıp yendiği halde kat'iyyen bitmiye- cekti, Padişahın maksadı delikan- ıyı bu suretle müşkül mevkide bı- rakmak ve taahhüdünü ifa etme diği bahanesiyle kendisini öldür- mek ve peri kızını elde etmekti. Peri kızı mektubu görünce hiç merak etmemesini söyledi. Kırkm- cı gün olunca ellerini biribirine vurdu. Bir dudağı yerde, bir duda- ğı gökte bir arap dev göründü: — Lebbeyk sultanım!. — Bana yendiği halde bir tür- lü bitmiyen ve her (o koparılışında yerine başkası gelen bir salkım ü- züm getir. — Baş üstüne sultanım.. Haki- katen bir dakika sonra tekrar gel- di. Bir salkım üzüm (getirdi ve kendisi kayboldu.. Tam bu esnada (o padisahın a damları gelmişti. Delikanlı salkı-! mı kendilerine verdi. Bunun kar-| şısında padişah bir şey . yapama - dı, Fakat ertesi günü gene adam- larını göndererek (o mütemadiyen içildiği halde bir türlü bitmiyecek olan bir kadeh şarap istedi ve bu- nun için de kırk (gün izin verdi. Delikanlı ayni şekilde hareket ©- derek bunu da temin etti. Nihayet padişah son care ola - rak delikanlıdan bir kese altın is - tedi. Yalnız altınların şu hassası olacaktı, Altmlar dakikada ikişer misli artacaktı. Kırk gün sonra gelen adamlar ke- seyi padişaha götürdükleri zaman padişah hakikaten altınların her dakikada ikişer misli arttığını gö- rerek hayret etti, fakat o altınlar mütemadiyen çoğalıyordu. Niha yet öyle bir an geldi ki padişahm göğsü hizasına kadar geldi. Oda- dan dışarıya çıkmak istedi ise de bir türlü muvaffak olamadı. Bi dakika sonra altınlar boğazına ka dar geldi. Bağırmak, imdat iste - mek bu suretle ölümden kurtul- mak istedi isede artıkiş işten geçmiş bulunuyordu. Bir dakika sonra onun gözü karartan altmlar ölümüne oldu, bu esnada altınlar müter- diyen artmakta devam ediyordu.! Saray yarı yarıya altınla dolmuş- tu. Herkes kaçışıyor ve buna bir! çare arıyordu. Nihayet: “Kim bunun çaresini bulursa! © Padişah olacak., diye ilân etti -| Pencereden padişahm adamle-| ler w Cünkü gittikçe artan altınla. 3İ Bunun üzerine fakir nalıncı padi- seber! Amerika donanması en büyük harp kuvvetidir Yanlız dretnotların in adedi on beşi | buluyor. 18 büyük kruvazör filonun | esasını teşkil ediyor akat akşam olunca, kız gene odun ini oldu. Sepetin içine girdi... Dünyanın en kuvvetli donan -| maları şu üç millet arasında pay! laşılmıştır: İngiltere, Japonya ve Amerika, İngilterenin donanması diğer - lerine nispetle çek eski bir maziye maliktir. Japonya ve Amerika do-, nanmaları sontadan sivrilerek İn - ölçüş « meye başlamışlardır. İ Bilhassa Amerika donanması nın mazisi çok azdır. 19 ncu as J rın sonunda İngiltere donanması ve Rus donanmasından çok sonra mevki alırdı. Fakat yirminci asır - dan sonra süratle inkişaf etti ve| 1914 senesinde dünyanın üçüncü! derecede kuvvetli bir donanması -| ün sahip öldü; Nihağer 1930 söne-| si Londra müzakeresinde donan -| ma artık kemal haddini bulmuş ve| İngiltere donanmasiyle arasında; fark kalmamıştı. Amerika donanması esas itiba! riyle 15 tane muazzam dretnota | maliktir, Bunların üçü Süper dret- not olup sekizer tane 406 mili - metrelik yani kırk buçukluk top” maliktir. Diğer on birinden her gi rinde de on, on iki tane 356 mili-! metrelik top vardır. Ve yalnız bi « rinde 305 milimetrelik top bulun - maktadır. Bunlardan başka 18 tane büyük! kruvazörleri vardır ki bun'arın| da malik oldukları 200 kadar to - pun en ufak çaplısı 203 milimet - redir, Asıl mühim olan nokta, bütün bu were çok yeni ve çok yollu) giltere donanmasiyle boy rın siönüe şehrin mahvolması ve insanların ölmesi muhakkaktı. Bunun çaresini gene peri kız! buldu.. Arabı tekrar çağırtarak ona bunu durdurmasını o emrett şah ilân edildi. Artık hiç bir tehlike kalmadığı için delikanlı karısının içine girdi-! gi mis kokulu odunu yaktı ve bun dan sonra karısı büsbütün kendi. | sinin oldu. Onlar ermis müradına, biz çı- kalım kerevetine.. Gözlüklü adam Amerika donanmasının geçenlerde yapılan manevrasına iştirâk eden iki gemisi olmalarıdır. Kruvazörlerin vasat sürati saatte 32 . 33 mildir. Ayni zamanda 33 mil süratin- de 7100 tonluk 10 kruvazörleri ve 152 kadar torpite ve diğer harp gemileri bulunmaktadır. Amerikan donanmasının bu miktarı yanında eskiliği hasebile sayılmıyan daha 200 parça kadar gemisi vardır ki bir harp esnasın” da bunların büyük bir kısmından pek âlâ istifade edilebilir. Amerika donanmasının en mü - him hususiyetlerinden biri de bil » hassa deniz tayyarelerine verdiği ehemmiyettir, Bu maksatla yapıl- mış üç lane büyük tayyare gemisi vardır. Bunların Lexington ve Sa- ratoge ismindeki ikisi dünyanın en büyük tayyare gemisidir. Her biri 33.000 ton olup 27 şer tane tayya- re alabilirler. Ve saatte 33 mil sü- ratleri vardır. Bundan başka nakliye gemisi, erzak gemisi, kömür gemisi, cep - hane gemisi, mazot gemisi, hasta - ne gemisi namlariyle de bir sürü yardımcı gemileri vardır. Amerikan donanmasında mev « cut asekrin miktarı 105.000 dir. Ve herhangi bir harp vukuunda bu adet çok çabuk artabilir. As- kerlerin hepsi gönüllüdiir. Donan- maya yazılınca en aşağı5 sene müddetle çalışmak taahhüdünde bulundukları için hepsi tecrübeli ve usta bahriyelilerdir. Bunula beraber hükümet de - nizlerde milyarlar kıymetinde o - lan muazzam ticaret filosunun emniyetini takviye etmek için mü- temadiyen yeni gemi'er inşa et - tirmektedir. Bunlardan saatte 35 mil yapan en son modelde 8 kru - vazör, 4 tahtelbahir, ellişer tane tayyare alabilen 2 tayyare gemisi pek yıkında bitmiş olacaktır. 37 tane de fevkalâde büyük deniz harp tayyares'ne baş'anmak üze » redir. Amerikalıları bu kadar faaliye « te sevkeden sebeplerden biri de Japonlardır. Bu sarı derili insanla ra karşı koyabilmek için ne kadar kuvvetli olsalar gene az buluyor » lar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: