Ruzvelt ile anlaştı mı? m Postası 8 Mayıs 1924 gümüş bloku azaları Yapılan müzakerede altın için yapıldığı veçhile gümüJ şün de millileştirilmesi mevzuu bahsoluyor Vaşington, 9 (A. A.) — Gümüş maden bloku azası, M. Ruzvelt ile görüştükten sonra riy-seti cümhur sarayından tebessüm ederek çık - mışlardır. Bu görüşmeden sonra M. Ruz- velt işbu teb'iği neşretmiştir: “Ayan azasından bazı zevatla hazine nazırı ve reisicümhur ara-| sında Amerikada gümüşün para | Mayi mahrukat ve madeni yağlar | Ankara, 9 (Hususi) — Mayi mahrukat ve madeni yağlar inhi - sar; teşkili hakkındaki lâyiha m-> Uyz encümeni tarafından tetkik & dilmiş ve üzerinde esaslı tadiller| yapılmıştır. Ezcüm'e böyle bir in - hisar teşkilinden sarfınızar edil -| miş, yalnız inhisar resminin, istih- lâk resmi şeklinde alınması takar- rür etmiştir. Bu münasebetle pet - rolun kilosundan altı kuruş istih - lâk resmi alımması teklif edilecek» | tir. Cemiyet konseyinde Londra, 9 A. A.)( — Sir Con! Simon, 14 mayısta Cenevrede top- | lanacık olan Milletler Cemiyeti | konseyinde hazır bulunacaktır. M. Eden de 14 mayısta Cenevreye gi- dezektir. Varşova — seyahatı Varşova, 9 (A, A,) — M. Beck in Varşova seyahati dolayısıyle bir takım mütalealar serdeden “Ga - zeta polska,, diyor ki: Sovyet Rusya ile Lehistan ara- sında $ tedilmiş'olan temmuz 934 tarihli ademi tecavüz misakı ile bir sene sonra aktedilmiş bulunan ve Mütecavizin tarifine ait olan mukavelename, Lehistanla Alman ya arasındaki kânunusani 1934 ta. rihli ademi tecıvüz beyannamesi, M. Beck'in 1934 şubatında Mos - kovayı ziyareti, M, Bartunun ge - çen nisan ayında Varşovaya gel - mesi,-bir taraftan Lehistanın ittix faklarımı tarsin ve diğer taraftan bu 2Xtifakların hiç kimseye karşı çevrilmiş birer ok mahiyetinde ol- madığını teyit eden merhalelerdir. Hariciye nazırı M. Beck, mütte- fik Romanyanın payıtahtına esa - sen mevcut olmıyan bir takrm mü- naziünfih meseleleri halletmek j - çin gitmiyor, Romanyanın milli bayramını Romanyalılarla birlikte| tes'it etmek için bir dost sıfatiyle dostlarınızın nezdine gidiyor. | Bingalede karışıklık Londra, 9 (A. A.) — Bingale valisine ateş etmiş olan iki Bingas, leliden başka bir çeteye — mensup olmakla maznun beş kişi daha tev- kif edilmiştir. Diğer bir şüpheli şa hıs kaçmıya muvaffak olmuştur. p-..R4 ğ * W Gayrı menkullerin halinde kullanılmasına müteallik iki nokta hakkında — müzakereler icra edilmiştir. Daha hususi suret-| te mevcut serbest stokların satın a. lmması suretiyle evvelce altın için yapıldığı veçhile gümüşün milli - leştirilmesi tetkik ounmuştur. Ayni| zamanda Amerikının gümüş ihti .I yat parası mevcudunun umum pa-| ranın yüzde yirmi beşini teşkil et- | mesinden ibaret milli bir siyasetin' kayıtları Ankara, 9 (Hususi) — Gayri» mekkullerin tapu sicillerine kıyıl-l larr hakkındaki kanım lâyihası Büyük Millet Meclisine gelmiştir. Lâyihanım esaslarına göre, şehir ve kasaba ve köylerde bulunan a- geçlik, bataklık, harman - yerleri, bakçeler, oyun ve yarış yerleri tah- dit edilerek o mahallin hükmi şah- siyetine kaydolunur. Mülkiyete mütecallik ayni hakların resmi se - ne!lerini tapu sicil muhafızları ve| memurları tanzim ederler. Elli se- nedenberi tatbik edilmekte olan kanun, nizamname ve talimatna - meler hükümleri bu lâyiha ile il- ga edilmektedir. Mahalle ve köy ilmühaberleriyle yapılan tescil u » sulü kaldırımaktadır. Maliye encümeninin müzakere ettiği diğer bir lâyihaya göre de hali arazi imar eden kimselere bu araziden 200 dönüme kadar olan kısmı meccanen, fazlası parayla | temlik edilecektir. Fransanın taziyesi Paris, 9 (A. A.) — Buggingam felâketi münasebetile M. Flanden, Alman iktısat ve mesai nazırma | Şu telgrafi çekmiştir: Buggingam Felâketi dolayısiy « le pek ziyade müteessir olduğum | halde en derin teessürlerimi arze -| der ve bu teessürlerimin felâketze- delerin ailelerine iblâğını rica eyle rim, Lortlar ka marasında Londra, 9 (A, A.) — Lortlar ka- marasında harbiye nazırı İlort Hailshan hükümet namına beya - natta bulunarak hükümetin 10 ma yısta M, Solburinin teklifi reye ko nulduğu zaman reye iştirak etmi - yeceğini söylemiştir. M. Solburi bilhassa lortlar ka-| marası azasının miktarının takri -| ben 320 olarak tesbit edilmesi| teklifinde bulunmaktadır. Bunla - rın 150 si resen aza olacak, 150 si| intihap olunacak, yirmi kadarı da| hanedana mensup prenslerden, hu kuk ve kilise âleminin yüksek şah- siyetlerinden ibaret olacaktır. Bartunun izahatı Paris, 9 (A.A.) —M. Bartu, bugün öğleden sonra —meb'usan meclisi hariciye — encümeninde, merkezi Avrupaya yapmış olduğu seyahat, silâhları bırakma mesele- si hakkında izahat verecektir. — | nihai bir gaye olarak kabülü husu- su görüşülmüştür. Beyız sarayda görüşmenin ni -| hai mahiyette olmadığı ve bunu, diğer toplantıların takip edeceği söylenmektedir. Bu da M, Ruzvelt ile gümüş bloku azası arasında teşril program hakkında nihai bir itilâf hâsıl olmamış olduğuna de -| dil telâkki edilmektedir, , diğbr Müsbet tenkit var — | Berlin, 9 (A. A.) — Propagan- da nazırı M. Gocbbels, nasyonal soyalist gazeteleri federasyonu mensuplarını hitaben bir nutuk söyliyerek müspet tenkidi kabul etmekte olduğunu, fakat tenkit et mek hakkının yalnız müspet bir iş görmüş kimselere ait bulunduğunu ve yalnız tenkit etmek zevki iÇilH tenkit etmenin pek manasız bir şey olduğunu söylemiştir. Kıbriste Ingilterenin faaliyeti Ingilterenin Kıbrise yeni bir vali ta- yin etmesinden sonra, müstemleke bü- | rosunun da ayrıca mahall? tetkikata girişmesi, Ingiliz matbuatının, bugün- kü hayret ve tenkit mevzularından bi- ridir. Yapıdlan neşriyata göre, 1878 sene- sinde Kıbris, İngilizlerin idaresine geç- tikten bugüne kadar, hemen hiç bir ciddi alâka görmemekteymiş. Kıbris a- balisine, kâfi derecede hürriyet veril- miş. Fakat ne tahsilleri, ne de geçim tarzlarına zetrece bakmıyorlarmış.Ga- zetelerden biri diyor ki: “Kıbris, Yunanistanla birleşmek te- mayülünü gösterdi.Mekteplerinde Yu- nanca kitapları ekutuldu. Ve Yunan terbiyesi almış hocalar tarafından ted- ris gördüler. Bunlardan hiç birine, Kral Corcun sadık tebasları — olmağa yardım edecek bir propaganda yapıl- MAtYOrdU .eee İngilizlerin bu itiraf ve esefi hayli şayanı merak değil midir?... Bundan maada, İngiliz resmi murları, ada halkına tamamen bigâne | yaşamakta imişler.. Halk, hergün, bi- raz daha murabahacıların elinde daha ziyade boörç ve sıkıntıya girmiş. Nihayet bu “ihmal, neticesinde, 1931 de Yunan taraftarı hareketler vukua gelmesini hepimiz hatırlarız. Bu meyanda İngiliz vilâyet konağı yakıl- mış ve İngilizler, kat'! bir mümanaat tedbiri almak mecburiyetinde kalmış- lardı. me- Ayni gazete diyor ki: “İsyan, İngi- lizler tarafından yatıştırılmak teşebbü- süne girişilince, Kıbris ahalisi, İngilte- renin Kıbrisi hâlâ temellük niyetinde görünmesine hayret ettiler..,, O derece devamlı bir Jükaydi karşı- sında imişler. Harbi umumide, Kıbris, hattâ Yu- nanlılara terkedilmek İstenmiş. — Yu- nanlılar kabul etmemişler... Kıbris, 12 | | »ei asırdanberi Yunan idaresinden u- zaktadır. Son iki gene içinde Kıbris, sükün içindedir. Fakat, balkiü #kıntıda oldu. ğu haber veriliyor. İNgiltere, işte Kral Corca kat'? bir sadakat zemini temini. ne girişmiş bulunuyor. Âyrıca, halkın ihtiyaç ve müşküllerile de — yakinen meşgüul olacak, | Fırka kimsenin malikânesi değil- | kabelede bulundu: | mıştı, Esnaf Bankası ile olan mü- | “Bir bardak suda çıkal fırtınanın,, dalgaları (Baş tarafı 1 nci sayıfada) | Müuhittin Beyin sözlerini dinliyen meclis azaları mevzu harici — olan bu mesele ileri sürülünce birdenbi re parladılar. Her taraftan: — Usulü müzakereye muhalif- tir.. Mevzuumuz haricindedir. | Diye bağırılıyordu. Galip Bahti-| yar Bey ayağa kalkarak: — Mevzuun haricine çıkılıyor. Fevkalâde içtimada ruzname hari| ci şev müzakere edilemez. | Muhittin Bey son derece asabi-| leşmişti. Bağırmağa başladı: — Ne korkuyorsunuz Galip Bah tiyar Bey? Neden sözümü kesmek istiyorsunuz? Esnaf Bankasını ba- tıranlara lânet olsun diye bağırı - yordunuz, Galip Bahtiyar Bey salondan çıkarken Muhittin Bey bağırıyor- du: — Kadınları çalıştırma yurdu möoselesi ile doğrudan doğruya Cevdet Kerim Bey ve arkadaşları alâkadardır. Niçin ses çıkarmıyor- sunuz? Esnaf Bankasında müra- kıp bulunan Abdurrahman — Naci Bey kadınları çalıştırma yurdu ba-| şında bulunan Abdurrahman Naci Beydir. Artık gürültü çoğalmıştı. Aza- dan bir çoğu ayağa kalkmıştı, Usu Kü müzakere bozulmuştu. Muhittin Bey doktor Hikmet be ye bağırıyordu: — Sözümü kesiyorsunuz, söz vermiyorsunz, Hikmet Bey size 30 ruyorum, Esnaf Bankası işini Sta-, viski kelimesi ile tavsif ettiniz, Sta viski kimdir? Ve devam ediyordu: — Bir barcı, bir kafeşantancı Derviş Zade İbrahim Beyin bele- diyeye olan altı bin lira borcunu kurtarmak için avukatlığını alan günlerce koridorları aşındıran kim se buradadır. Niçin bir şey söyle - miyor? Nihayet: —Burada bir şey hissediyorum. dir sözlerini söyledi. Bu sözler üzerine Halkevi reisi Ali Rıza Bey ayağa kalkarak mu- — Muhittin Beyefendi Esnaf Bankasından bahsederken — sadet haricine çıkarak kadınları çalıştır- ma yurdunu misal olarak mevzuu bahsetmişlerdir.Ve bu sırada Cüm huriyet Halk Fırkası kimsenin ma- likânesi değildir demişlerdir. Bun- dan maksatlarını anlıyamadım. E- ğer bir tariz ve taarruz istihdaf e- diyorlarsa evvelemirde şunu arze- deyim ki Cümhuriyet Halk Fırka - sı hiç kimsenin malikânesi değil. Türk milletinin ülküsü ve Türk milletinin öz malıdır. Bunu tesbit ettikten sonra şunu da efkârı umu miyeye işittirmek isterim ki Cüm-| huriyet Halk Fırkasınım mensupla rı açık almla yaptıklarının hesabı- nı her zaman ve her yerde verme- ğe hazırdırlar. Bunu tebarüz ettir- mek için söz aldım, o kadar.. Muhittin Bey tekrar ayağa kalk nasebetinin yalnız beş yüz liralık bir borca kefil olmak ve süt şirketi için altı bin liralık bir senede imza vermek olduğunu söyledi. Ve bi- rinci celse gürültüler arasında ta- til edildi. Ikinci celsede İkinci celsede söz meclis âzala-| , susturuldu, nihayet: rında idi.Galip Bahtiyar Beyin " hatı okunduktan sonra Mehmet li Bey raporu yazanlardan biri fatı ile söz aldı. Mehme: Ali P mes'uliyetin teveccüh suretleri b kında izahatta bulundu ve id* hususiye parasının bankaya yat/ ması hakkında: —Vilâyet makamı paranın bi kaya verildiğinden haberdar olf dığını söyledi. Bundan makam ” berdar olmazsa meclis nasıl haf | dar olur. Bir muhasebecinin kt? keyfi ile bankaya para yatırm doğru değildir. Binaenaleyh bu ranm mes'uliyeti muhasebeci makam arasında kalırken met hiç alâkadar etmez! Dedi. Mehmet Ali beyden sonra lip Bahtiyar bey; Muhittin P kendi saflarında görmemekle P yük bir hüzün duyduğunu, rap” run ayın dokuzunda makama rildiğini, korkacak bir şey ollf ğını ve Esnaf bankası meselesi” yaptığı akislerin cümhuriyet tında feyizli bir inkılâp hadi: olduğunu söyledi. Muhittin beyin bir mukab ve Galip Bahtiyar beyin bu mi kabeleye mukabelesinden *? doktor Hikmet Feridun bey E* bankası meselesine Staviski ref, leti demesinin teessüründen ntf ettiğini ve sözünün yanlış tefsif dileceğini bilememiş olduğunu ” ledi. Kemal bey de tayyare 0’::, yetinin seksen bin lirasının ba' masını bir hıyaneti vataniye ’“ lesi addetmekte ısrar ettiğini * lattı. Söz Milliyet neşriyat o” ü rü Ethem İzzet beye gelmişti hem İzzet beyle Muhittin bey * , sında celsenin hemen sonunâ ", dar süren şiddetli bir münakâf' du. N * Mühittin bey Ethem ıu:ı’;- “Tabli bir alışkan'ıkla elin:/ rekkep şişesinden çıkırıp yü sürüyor,, diye itham ediyor: , Ethem İzzet bey gürültü” : KUF | sında topladığı vesikaları 0 ya çalışıyordu. Ezcümle deW” ki: f — İlk gündenberi ve şu g kada bile bankayı, onun ala' J rını koruyan Muhittin bey, b ) den evvel icra dairesi kent | müracaat ettiği zaman iınl"_' f lan senetlerdeki borçların! " y mekle işe başlamalıydı.. Eif:(] gün “Volf,, “Borcum yok,. :") Muhittin beyin borcunu öd ğgine bakarak “Yok,, diyor: jj Ali Bey “Borcum yak,, diy' » y da ona bakarak böyle diy? ' bütün borçlular ayni şeyi Y" 'f’ lar. Muhittin beye düşen ilk 'V alacaklar toplanırken, ken' ç cunu da ödemek olmalıdi!: , Ethem İzzet beyden ’on':J' ni bey söz alarak bınkl"':;d’ı' ye edilmemesini istedi. N nım kadınları çalıştırma # | hakkında söylemek istedi: KA hükümete intikal etmiş V” - ye ve iktısat vekâletleri © leri fiilen bu işle meşgt n başlamış olduğumna göre ı:gl le hakkındaki müzakere * rülerek ruznamenin diğt? J" lerine geçilmesini,, teklif € / rir kabul edilerek celseye verildi.