M B — z — daklarına götürürsün, /— Beni hiç bir seferinde bu kanlı ga- Çökmecemi karışırtırırken - bir yazı buldum. Bunu, her halde bir genç edebiyatçı bana göndermiş. Fakat ihtimalki kaprdan çıktığım zaman zarfı elime — sıkıştırmışlar. Sanradan okumak üzere — cehime koymuşum ve okumağı unutarak çekmeye atmışım... Genç edebiyatçının yazısı, hi - kâye olmak itibarile, belki büyük bir kıymet ifade etmiyor. Lâkin, haleti ruhiyesinin garabetine ka- pılmamak kabil değildir. Hem, bu yazı, her insanım muayyen bir çağda geçirdiği safhanın bariz bir nümunesi sayrlamaz mı?... Ön altı ile on sekiz yaşları ara- sında, hangimiz — meçhul — yahut mevcut bir sevgiliye karsı isyan e- derek. böyle mektuplar yazma- diktar, ” Hikâye sütunumuzda bir deği - giklik hâsıl eder ümidile, bu yazı- yı gazeteye koyuyorum: (Hatice Süreyya) Melâhat; Senden ayrılıyorum. Hafızana güvenemediğim için bunun sebebini, daha doğrusu se- beplerini bir kere daha sana anlat mak hevesine kapıldım. Melâhat, bana deli demezsin değil mi? Ben deli değilim. - Deli | olmayınca seni boş yere terketmi- yeceğim anlaşılır. Demek bu sebep büyüktür ve &hemmiyetlidir. yaramıyan büyük, siyah gözleri - nin benim kafa tasıma saplandığı- nı bilirsin. Sen gecelerin uyku sa- atlerinde seni terleten kara saçla- rının benim aklımı dumanlı bir çileye saldığını bilirsin, Sen gece- bırakan bazı ufak ve müşterek ha- tıraların beni sabaha kadar işken- ceye boğduğumu bilirsin. Bunları sana anlatmışımdır ve kırmızı göz lerimi göstermişimdir. insanlardan nefret eder'm. Bunu sana kaç defa anlattım. Bahçe kapısının halkasına bağlı, bir kaç dilim karpuz kabuğu bek- Tiyen alnı kıvırcık tüylü, sarı göz - Tü, kuzuyu kestirmemek için sana ne kadar yalvarmıştım. Benim bu- na benzer bin türlü arzularıma ve yalvarmalarıma sen daima gül- dün. Hem en geniş ağız ve gırtlak hünerlerini göstererek — güldün. Benim azabımı anlamağa çalışma- dın. Sende seçtiğim en kuvvetli ruh hassası, bu kan düşkünlüğüdür. Yılbaşı senliklerinden sonra seni alâkadar eden yalnız Kurban bay- - ramlarının kanlı sabahlarıdır. Sa- rı, parlak şapkalı, altın tüylü ho- rozların zafer borularına benziyen seslerinden nefret edersin. Fakat bu hayvanın gırtlağına saplanan uzun aynanın dibinden kırmızı bir alev fışkırınca titrer, — aşçıbaşının — kıllı kollarına sarılır. ve horozun artık ikiye bölünen gagasını — du- öpersin. galar kadar hararetle öptüğünü hatırlamıyorum. Halbuki bu hayvanlar da bizim gibi doğup yaşamak ve ecellerile ölmek için yaratılmışlardır. Sen, Iıon aşçıbaşı, hepimiz insan eti yi- m yamyamlardan dehşetli kork- — tuğumuz ve tiksindiğimiz halde — faraza öküz eti yiyen göbekli iİnsa- nin ha'ini gayet tabil buluruz. Dört ayağıma dört kuvvetli adamın ,"' : Sen | gecelerin uyku saatlerinde sana | lerin uyku saatlerinde seni yalnız | Fakat bilmezsin ki ben et yiyen | Mektup taktığı kalın iplerle boğuşan ko - caman mor gözlü, kıvrık uzun boy nuzlu hayvanı baltalarla parçala- | manın bana verdiği hüznü bir bil- sen Melâhat. Bana sorarsan insan eti yiyenler öküz eti yiyenlerden bin kat haklıdırlar, Afrika dağla- | rında yakalanan bir Amerikalı seyyah kızın beyaz tırnaklı ayak - | larını uysal bir ceylân gibi yamya- mın önüne uzatmasını düşün. Ka- burga kemiklerinin arasına geril - miş penbe bir cam gibi parlıyan derisinin üstündeki bonfile malze- mesinden nefis bir kıkırdak kavur masına namzet beyaz kulaklarına kadar her yeri midevidir ve güzel- dir, Buna mukabil yere yıkılma- mak için tüylü kulaklarını havaya kaldırarak devler gibi bağıran, yaşamak için mücadele eden ökü- | zün kesilmesi ve ateşte kızartıl - ması ne kötü şeydir? Ne ağır cina- yettir?.. dir. Orada tüyleri dibinden yolun- muş, memeleri kasıklarına kadar sağılmış ceylân gözlü keçilerin na- sıl bıçak nöbeti beklediklerini el- bette görmüşsündür. İşte bu mazlüm hayvanlar ayak larmı yamaçlara uydurup çalı - fi- danlarımı kemirirken yakalanıp buraya getirilmişlerdir. Eğilip göz lerine dikkatle bakacak olursan görürsün ki içerde, altın — suyuna daldırılmış siyah halakların dibin- de, tamamen beşeri bir kıpırtı var. Bir merak ve endişe kıpırtısı,. Be- ni beşerden hiç birinin gözlerinde ne tayyare piyankosu çekilirken, ne de bir yangın seyrederken bu kadar derin müânalı hareketlere raştlanamaz. Seninen zelzeleli | di istediğiniz gibi Hazreti Ali dev- | —Mezbahaya eminim ki gitmişsin | anlarında bile gözlerin bu kadar derinleşmemiştir. Melâhat, sevgili Melâhat, ! bunları anlamıyorsun — değil mi? askerleri gibi daima kırmızı kan ve kesilmiş gırt lak istiyen ruhundan tiksiniyorum, Beni artık unut. | zenci müstemleke Şinasi I. Iktisat | İpekli mensucat Ipekli mensucat sanayiimiz 1933 | senesi içinde yedi fabrika daha kazan- mıştır. Bu suretle bu sanayi şubesinin fabrika adedi (54) e çıkmış oluyor. Daha ziyede Bursada temerküz et miş bulunan bu sanayi, 1933 senesinde inkişafına devam etmiş ve imalât tak- | riben 1,300,000 metreye çıkarılmıştır. —| Halbuki 1933 senesinden evvelki dört sene içinde bir ipekli — mensucat sanayüninıslâhatı: 1932 senesinde bir milyon 166.000 metre, 1931 senesinde 900.000 metre, 1930 senesinde 880.000 metre, 1929 senesinde 450.000 metre idi . Gene 1933 senesinde ve daimi su- | rette artan ipekli kumaş imalâtını kar- şılıyabilmek üzere dahilde 6 tane ipek .ipliği imal eden fabrika kurulmuştur ki ipek ipliği fabrikasının adedi - (25) e baliğ olmaktadır. 1933 senesi ipek ipliği mamulâtı 112.000 kiledur. Bunun 85.000 kilosu Bursa ve 27.000 kilosu Istanbul fabri- larında istihlâk edilmiştir. 1932 senesinin ipek ipliği mamulâ- ti 102.110 ve 1930 senesinin 75.400 kilo idi. Çimento sanayii Çimento sanayii 1933 — senesinde fevkalâde inkişaf göstermiş ve istilisa- Ki ihtiyacımızı aşmıştır. Memlekefin çimento istihlâk mik- tarı senevi 130.000 — 140.000 ton ara- smdadır. Halbuki memlekette kurul- muş olan beş fabrikanm istihsal kud- | Senin süngü harbinden çıkmış P b (BİHİBAKALORYA En iyi, en güzel fıkraları bize ıoıı dereceklerin yazıları; burada Tecektir. Yalnız bu fıkraların uzun ol- maması, seçme olması ve — okunaklı yazılması lâzımdır. 224 — 5 dakika bekleyin Bir İngiliz seyyahı — Istanbula gelmiş ve çarşı içinde dolaşmağa başlamış. Bu ara Bitpazarına da | gitmiş, bir dükkâna yaklaşarak: — Çok eski bir mangal istiyo- rum, demiş. Dükkâncı bir çok mangallar göstermiş ise de seyyah hiç birini | matlüba muvafık bulmamış ve: | — İstediğim mangal —en az Hazreti Ali zamanından kalma ol- malıdır, diyeisrar etmiş. Bunun üzerine dükkâncı seyyaha bir is- kemle göstermiş: — Beş dakika oturun size şim- rinden kalma bir mangal yapa- yım. demiş. Nişantaşı: Kemal Necati 225 — Urfanın narı Vaktile Meclisi âyanda Urfalı bir vezir varmış, O zamanlarda ayni semtte oturan vüzera hafta- | nm muayyen günlerinde evlerin - de toplanırlardı. i Urfalı vezirin evinde — toplan- dıkları soğuk bir kış gününde e - vin hademesi büyük bir saray mangalını ateşle doldurup getirin- ce misafir bir vezir (ennârü faki- hetüşşita) demiş. Ev sahibi vezi- rin memleketten yeni gelmiş üm- mi kardeşi (hele bizim Urfanın narı pek menşurdur) diyince kar- deşinin devirdiği çamdan telâş e- den vezir vaziyeti şöylece düzelt- meğe gayret etmiş: — Efendim malümunuz hazreti İbrahimin ateşe atılması — bizim Urfada olduğundan birader ben- R deniz onu kastetmiştir. Mahmut GRLSENTD Gidilebilecek eğlence yerleri SİNEMALAR : İPEK: — Şeytan kiz SARAY: Şerlok Holmes MELEK: Kendini aşka veren kadın. ALHAMRA: Bir gönülde iki sevda! TURK: Altın arıyan kızlar ASRI: — Gönül tuzağı. SUMER: Suzan*banyoda ŞIK: Denizaltı cehennemi ŞARK: Hayatı İsâ ALKAZAR: Vahşi orman esrarı HILAL: — Beyaz rahibe ALEMDAR: Fedailer alayı YILDIZ: — Şeytan kardeş HALE: — (Usküdar) Roma ateşler içinde Yenikapı: MILLİ: Sahte fahişe KEMAL BEY: Gecc hâkimi FERAH: Hayatı İsâ TAN: (Şişlide) Çin geceleri JERETELİTERETTTETEEEEETELERRETNZ TU reti bunun bir misline yakın olup 235 Her fabrikanın senelik istihsal mik- tarı berveçhi âtidir: Anadolu çimento şirketinin Kartal Fabrikası 70.000 ton, Bakır köy kireç ve çimento şirketinin Bakır köy fab- rikası 70.000 ton, Eskişehir Aslan çi- mento şirketinin Darıca — fabrikası 50.000 ton, Fort aslan çimento şirketi- nin Bakırköy fabrikası 18.000 - ton, | Ankara aslan çimento şirektinin An- kara fabrikası 30.000 tondur ki cem'an yekün 235,000 tondur - Bu suretle elde edilen çimentonun istihlâk miktarının hemen iki misline yakın olmasına rağmen bütün istihsa- Tât satılmıştır. Çünkü demiryollar in- şantı iyi bir dahili mahreç teşkil edi. | yor. | Ki i n L 17 Nisan 1934 Nakıl ve tercüme hakkı -ül# Yazan: M. Gayur — 28 — Cuma, Pazar ve Sali günleri çıkar Maiyetteki Na hamızdaki CI ile birleşirken maiyette O H şa hamız- daki H ilâve olunur. Ve su meydana gelir. Şibih madenlerin hemen — çoğu- nun humuzları su temasından hamız husule getirirler, Esas — Maden ile bir kıymeti o- OHaaynı zaman oksidril ismi de birleşmesinden hasıl olan M | esas denir. | O Haaynı zaman oöksidrik ismi de verilir. Esasların isimleri — önlerine idrat getirilerek yapılır. Idrat dö po- tas gibi arapça da cismin evveline “ma iyet,, kelimesi kaonur maiyeli potas gi- bi potas idratı demek daha doğru ©- lur. Esaslar yazılırken evvel maden son- ra idroksil yazılmalıdır. Dikkat: Bir kıymetli madenlerin esa- sında bir idroksil, iki kıymetli maden lerinkinde iki idroksil, üç kıymetlile. rinkinde üç idroksil vardır. Netekim: Bir kıymetli sodyomun esası Na OH yani sodyom idratı Iki kıymetli kalsiyomun esası Ca (O H)” yani kalsiyom idratı Uç kıymetli alüminyomun esası Al (O H)” yani alüminyom idratıdır. Esasların tefriki: Esaslar suda eri- dikleri zaman tatları yakıcıdır. Hamı- zın kırmızıya boyadığı turnsösolün ren gini tekrar maviye boyarlar ve Ftenolf- talebinin renksiz mahlülünü menekşeye boyarlar. Esaslar hamızla birelşerek mi- lih ve su husule getirirlerken hararet neşrederler. Madenlerin hamızlarının coğu esax hassalarına maliktirler ve maden — ha- mızlarının üzerine hamızların tesirin- den milih ve su hasıl olur. — Nasil ki hamızı kalsiyom üzerine asid ldoridrik- dökörsek hararet intişar cder ve aşağı- daki düstur mucibince milih ve su ha- sıl olur: 2ZHCI * Ca0 - CıCl HH 0 Milih: “Sel,, — Hamızlarda müba- dele edilebilecek müvellidülmâ yerine maden gelirse husule gelen mürekke- be Milih denir. Milihlerin dusturlarında evvelâ ma- den ve ondan sonra diğer unsurlar ya- zılır , Milihler hamızların esaslara ya- hut başka madenlere tesir etmesi ile hasıl olurlar. Meselâ: Asid kloridrik ile sodyom idratı “müiyeti sodyom,, kapta birleşince a- sid yani hamız, idrat üzerine tesir eder ve aşağıdaki düstur mucibince bir ta- raftan kloru sodyom yani tuz ve — di- üer taraftan su hasıl olur: HC-> NaOH — NaCl 4 HO Eğer asid kloridrik'i “hamizi klor- | mâ,, demir üzerine dökersek bir taraf- tan idrojen çıkar, diğer taraftan kloru | demir “kloru hadid,, hasil olur. 2HCL4 Fe- H4 Fe Ci Milihler ya mutedil yahut hamizi — asid olurlar. Eğer hamizin bütün müvellidülmâ- #1 yerine maden gelirse o vakit hasıl o- lan milih “mutedil — pötr,, dir. Ha- mizi kibrit “kükürt asidi,, nin demir | üzerine tesirinden böyle bir — mutedil milih hasıl olur: H'S OÖ* Fe « H* | Fes 0" Fakat eğer maden hamizin müvel. lidülmâsının bir kısmı yerine — gelirse | milih hamiz “asid,, olur: Asid olan milihler de hamizlerdeki hassalar vardır ve esaslara, madenlere hamiz gibi tesir ederek yeni milihler husule getirirler. Meselâ bir molekül hamizi kibrit | “kükürt asidi,, ve bir molekül, maiyeti | sodyom (sodyom idratr) alalrm, bun- lar ııı düstur dahilinde kibritiyeti sod- yom “sülfat dö sud,, hamizi milhi — ile "kıızmııhıüldırlır H'S0'4NaOH—NaHS O 412H0 Şimdi Na H S O* hamizi milhini bir daha Na OH ılolıınılquruılı olursak: NaHSO*1*NaOH - 'Nas 0*:4- HO Bir taraftan su husule gelirken bir taraftan da mütedil kibriti sodyom “sülfat dö süd nötr,, elde etmiş oluruz. _Bu milhi şu suretle de elde edebili- riz: H'SO'4-2N40H-NeS | 044 2HO Elektrolij Hamizler, esaslar ve milihler c yanı elektrikle inhilâl ederler. Bu suretle inhilâl edebilmeleri hali' ne Elektroliz — elektriki tahallül ler ve böylece tahallül eden - cisimler? | de elektrolit denir. Bir cismin elektrikle tahlil olun! | bilmesi için elektriği nakledebilm lâzımdır. Nakıl olmıyan cisimler trikle tahlil olunamaz. Kimyevi mü kepler muzap iken yahut suda mün oldukları zaman elektrik nakledeb ker. Elektrikle tahlilde şu noktalara di kat etmelidir. 4 a — Hamizlerin tahlilinde idroji menfi tarafa yani katod ve diğer u| sunlar müsbet tarafa yani anod derler. b — Esasların tahlilinde menfi tarafa yani katoda hidroksil müf| bet tarafa yani anoda gider. İ € — Milihlerin tahlilinde made ler katoda diğer unsurlar anoda gid Hamiz veya esas konarak nâkil Tunarak klor, potasyom, potas ve yar| vel suyu elde edilir. L Hamiz veya esas konarak nakil har| le getirilen su elektrikle tahlil otunuf| ve idrojenle oksijen elde edilir. Kloru sodyom elektrikle tahlil ol narak klor, sodyom, süd ve — Labaraf| suyu'elde ddilir. Kloru potasyom elektrikle tahlil o" $? Tunarak klor, potasyom, potas ve Yi ver suyu elde edilir. Kimya muadeleleri ' Şimdiye kadar düsturların yazılmi” sı hakkında bir çok misaller göst miştir. Şimdi bu bapta mütemmitt malümatı kaydediyoruz: 'Bir teamüle giren cisimlerin &: na zait konur ve bir müsavi ı,ııfd konduktan sonra husulen gelen nıf ler de aralarına zait — işareti (birden fazla ise) yazılır. Lavuazye kanunu göz önünde but | lundurulursa bir kimya düsturundan © | de edilen cisimlerin miktarları anlaşt” labilir. Meselâ bir molekül gram klef 35,5 gram ve bir molekül gram yom 23 gram olduğuna göre: a — Bu iki molekül gramin birlet” mesinden 58,5 gram 'tuz elde edm’ çünkü 58,5 — 23 3 36,5 tur. b — Eğer elimizde 69 gram ıoİ' yom olursa bununla tuz yapmak — içil “69 da 3 defa 23 olduğuna göre,, Üf molekül gram klor ister ve 175,5 gram! E tuz elde edilir, € — 351 gram tuz elde etmek içit 351/58,5 yani 6 şar defa ilk düsturda” ki CI ve Na molekül gramları lâzım” dir. Böylece 213 gram klor gazı il€ 138 gram sodyom ister, t Aynı zamanda düsturlarla elde et |" tiğimiz gazların hacimlerini de h p edebiliriz. Meselâ: 14 gram azot (bif- molekül gramı) ile 32 gram — oksijef (iki molekül gramı) birleşirse 46 gramt | sani hamiz azot “bioksid dazot,, hust” le gelir. Bu demektir ki 11,2 litre #” zotla 22,4 litre oksijen birleşiyor 22,4 litre sani hamiz azot husule yor. Keza: Kloriyeti potasyom “klo dö potas,, tan bir molekül gram alartk |. hararette tahlil edersek; 4 KOCO'-30-KCI 3 Molekül gram yani 48 gram o | sijenle kloripotasyom elda edilir. Bun” | rakamla hesap edersek potasyom ” || 39; klor — 35,5; üç oksijen — 480“" ğuna göre: 39 | 35,5 — 48 — |: l gram kloripotasyomdan 48 gram veyi h 11,2 X 3 — 33,6 litre oksijen elde edt” | riz demektir. | Böylece şu kadar oksijen elde ©© | mek için ne kadar kloriyeti lüzamdir? Gibi bir suali adi bir nf | betle halledebiliriz. Bir misal daha: Na* O* nin ismi ol" silittir. Bu oksijen i; l taştır. Oksilitin üzerine su dökersek! *HO-2NMOHYÖÜ |? gelir. Şimdi yukarıdaki 1 sırasile adedi kıymetleri yazalım: (Devamıı € var)