Bomba muhakemesi Diin yapılan iki celsede suçlu Abdürrahman, suçlu Pavlofla Kornilofun sordukları suallere cevablar verdi (Baştarafı 1 i n d sahifede) nl kat'î şekilde tanımakta idiler. Pavlofun uçuncu suali de Abdürarholan Pavlof, maznunlara mahsus yerin ikinci sırasında sağ tarafta otur mana soruldu. Abdürrahman cevabında makta, fakat sütunun arkasına geldiğin Pavlofla eylulde görüştüğüne dair hıçbir âen tercüman tarafından yüzü İyi gö ifadede bulunmadığmı, ilk görüşmesinin rülememekteydi. Yerini değiştirmesi lâ ikinciteşrin sonunda olduğunu ifade etzım geldi. Süleyman ve Abdürrahmania ti. bir hizada olmamak için ön slraya oPavlof, Abdürrahmanın buna dair turmak istemedi. Aıka sırada Korni İfadesini not etmişti. Çıkardı ve Kornilofun soluna geçti. lof bu kısmı türkçe olarak okudu ki Abdürrahman burada eylul ayında ecPavlufun, Abdürrahmania Süleynebi şahıslarla tanıştığından bahsetmekmandan sorduracağı suaiier tedir. Bu sırada müddeiumumî başmuaPavlof, suallerini şöyle sıraladı: 1 Abdürrahman, 3 mart tarihli ifa vini Kemal Bora söz alarak, bu nokta üdesinde Süleymanla Omerin Ankaraya zerinde şu mülâhazada bulundu: Abdürrahman, tahkikatın İlk günyerieşmesi sebebini bilmediğini söylelerinde ruhan perişan bir vaziyette idi. miştlr. 4 mart tarihli ifadesi ise bu sebebi bildiğine dairdir. Abdürrahjnan bu Bu sebeble muhtelif zamanlarda ifadelerine müracaat zarureti hasıl olmuştur. tenakuzu izah etraelidir. Bu sırada Abdürrahmanın müdafi a Abdürrahmanın bu ifadesi Süleymanm vukaü Şakır Zlya Kus maznunların bir Istanbula eylul ayında geldiğini sanmabirlerjle mütemadıyen konuştuklarını, smdaydı. Nitekim sonradan düşüne dübunun önüne geçilmesini rica etti. Reıs, şüne Süleymanın birinciteşrin 1941 de İstanbula geldiğini beyan etmiştir ve isim ihtarda bulundu. zikretmeden ecnebilerle tanıştığı hak2 Abdürrahman, 3 mart tarihli ikındakj ifadesi de buna matuftur. fadesinde Süleymanın ancak (türkçe biPavlof dedi ki: len) Rusu tanıdığtnı, 4 mart ta Bu ifadeyi münev\'er bir adam verrihli İfadesinde ise diğer Rusu ve İstaf.yıı tanıdığmı da ifade ediyor. Bu ci miştir. Altında imzası vardır ve zaptın altı ifadeyi alan şahsiyetlerce de imzaheti kat'î şekilde İzah etmelidir. 3 Abdürrahman, 4 mart tarihli ifa lanmıştır. Şimdi bu zabıt hakkında sayın desinde benimle 940 senesi eylul a roüddeiumuminin izahım biraz acayib ymda tanıştığını söylüyor. Halbuki berı buluyorum. «Eylul sonu ve teşrinievvel teşrinievvel ortalarına doğru Türkiyeye başı..» tarzında bir yanlışlık olsa nihayet kabul edilebilirdi. Halbuki Abdürrahman geunişimdir. sonradan benimle tanışma tarihini teş4 Gene 4 mart tarihli ifadesinde rinievvel sonu olarak tasrih ediyor. Abdürrahman, Sülehmanrn bu İşe maddi menfaat mukabilinde sevkedilmiş oAbdürrahmanın bir ifadesine jabileceğini söylemiştir. Süleymarun Kornilof da itiraz ediyor maddî menfaat peşinde olduğunu nere Kornilof da söz istedi. Kendisinin Pavden İstihrac etmiştir? lofu Abdürrahmana 3 veya 5 bırincikâ5 Abdürrahman, bavulların Niya nun 941 tarihinde takdim etüğini ve göziye gönderildiğini anladıktan sonra ye rüştürdüğünü beyan etmesi itibarile rine teslim etmekle komünizme hizmet Abdürrahmanın bu ifadesinde de ıttırad et.niş olacağını söylemiştir. Ayni Ab bulunmadığmı söyledi. Abdürrahmandan dürrahman Niyazinin bir avantürist bu cihet de soruldu. ve Troçkist olduğunu da bilmektedir. Abdürrahman Aradan üç dört ay Ve bunu ifade etmiştir. Troçkistler ko geçtikten, müthiş bir darbe ile sarsılmünızmin aleyhlnde açılan beşinci dıktan ve yavaş yavaş herşey tahavvül koldur. Abdürrahman bunu nasü izah ettikten sonra bilmem ki bu tarihlerde edecektir? ne dereceye kadar kat'iyet aranabilir. 6 Abdürrahman ifadesinde türkçe Evvelce not defterime kaydederek günü biîen Rusa yani (Kornilofa) kendi gününe dakikası dakikasına tespit etmiş düşüncesinde olan arkadaşlarmm bir değilim ve bu hatırımdan geçmezdi. listesini verdiğinden bahsediyor ki bu Kornilof, (Bazı itirazlarım var) diyelistede Vahid Klvılcım, Cevval Öner, rek devam etti: Hüsnü Baki, Muammer Kaner ve Vehbi Ben kırtasiyeci değilim. Harfiyyen Dizdarın isimleri vardır. Bunlardan bir şey taleb etmiyorum. Fakat AbdürCevval ve Muammer tlb talebesidir. Bu rahman o zamanki ifadesinde tarihi hatifadeye göre, bu kimselerin, düşüncesi ta çaramba günü tanıştığını kat'iyetle neydi ki Abdürrahmanın düşüncesine söylüyor. Şimdi ise tahminden bahsediuygun düşmüştür? yor. Abdürrahman, Pavlofu kendisine ne 7 Abdürrahman ifadelerinde, ön zaman tanıştırdığımı kat'î olarak söylece 1939 ve sonra 1940 ta Üskübe gittiğini sin. söylemiştir. Kendisinin Üskübe gıdiş Abdürrahman Zihnim dağınık, fakat tarihlerini kat'iyetle söylemesini rica kat'î tarihi bir hâdiseye bağlıyarak söyederim. liyebilirim. Pavlof İstefanla Üsküdara 8 Abdürrahman, Fahri İle görü geçtiği günden bir gün evvel Japonlar şürken Fahrinin (yani Petko Milotiçin) taarruza geçmişlerdi. O gün en çok mevkendisine bavulları Ruslara vermeme zuu bahsolan (Ruslar da Japonlara karsini, iade etmesini heyecanla İstedi şı taarruza geçecekler mi?) bahsi idi. ğinden bahsediyor. Bu heyecanı nasıl Hatta Pavlofa Ruslarm ne vaziyet alaizah edecektir? caklarım sormak ekhmdan geçmeşti. SoMüddeiumumilik makamı, bu su rup sormadığımı bilmiyorum. İşte Pavallerden ekserisini varid görmüyor lof ve İstefanla Üsküdarda görüştüğüAbdürrahmandan Pavlofun birinci müzden beş on gün evvel Kornilof beni suali sorulacağı sırada iddia makamında Pavlofla tanıştırmıştır. Bahsettiğim hâbulunan baş muavin Kemal Bora söz disenin tarihi bulunarak tanışmam tarihi alarak bu suallerden ekserisini varid de kat'iyetle anlaşılır. Kornilof Şimdi bir hâdiseye bağlıyabulmadığml söyledi. Ve dedi ki: « Abdürrahman ifadelerinde hemen rak anlaüyor. Fakat evvelki İfadesinde hepsine sarih cevablar vermiştir. İfa 3 ilâ 5 birincikânun çarşamba saat 15 desinin suallerle alâkalı kısımları okun diye saatine varıncıya kadar kat'iyetle Bun. Bu ifadelerden bir kısmının ter ifade etmişti. Bunu izah etsin. Abdürrahman O zaman derdlerlcüme yanlışllğı vesair sebeblerle maznunca yanlış zaptedilmesi de mümkün min vaziyetine, hususî işlerime göre tadür. Suallerin ifadeler okunduktan son hattür edip söylemlşimdir. ra iradı bizce daha muvafıktır.» Kornilof ve Pavlof tekrar tekrar söz Mahkeme icabını düşündü. Alâkalı aldılar. Bu tarih meselesi uzayıp gidiİfadeler okunduktan sonra suallerin yordu. tddla makamını temsil edenlerden Başmuavin Kemal Bora, söz alarak tevcihine karar verdi. Pavlofun İlk suali tekrarlanarak Ab dedi ki: dürrahmandan bu mübayenet hakkında İddia makamı, tanışma tarihinin ne diyeceği soruldu. Posta,telgraf ve teleion ücretleri Fiatlara zam yapan kararname Yüksek Tasdikten çıktı Posta, telgraf ve telefon ücretlerine yapılacak zamlara aid kararname yüksek tasdika iktiran etmiştir. Bu kararnameye göre. mektublar, 7.5, kartpostal. lar 4.5 kuruş ücrete tâbi olacaktır. Diğer posta müraselâtına da zamlar yapıl mıştır. Dahilî telgraflardan kelime başma üç kuruş, matbuat telgraflarının kelimesine bir kuruç, yıldırım telgraflarından kelime başma 15 kuruş alınacaktır. Kararname, neşrinden 15 gün sonra tatbik mevkiine glrmektedir. Sehir haberleri CUMHURİYET 1 Mayîs 1942 Hariciye Umumî Kâtibi şehrimizde Haricije Vekâleti Umumi Kâtibi Numan Menemencioğlu şehrimize gelmiştir. Numan Menemencioğlu, Bahar bayramı dolayısile üç gün mezuniyetle şehrimize gelmiştir ve tekrar Ankaraya dönecektir. Bugün 1 mayıs bayramıdır Bugün 1 mayıstır. Resmi tatil günü olarak kabul edilen 1 mayıs, ayni zamanda baharın da bayramıdır. Bugün, bütün resml daireler, yarı resmi müesseseler, şırketler, bankalar, mektebler bu münasebetle tatildir. Araya iki hafta tatlli daha kanştığından bu seneki 1 mayıs bayramı üç gün sürecek demektir. Verilen emir üzerine dün, bütün resmî dairelerde memurlann mayıs maaji tevzi edümiştir. r Abdürrahmanın izahatı ve bazı münakasalar Abdürrahman Ben ifademde Ömerden ayrılırken bir garabet bissettiğimi söylemiştim. Ömer bana kat'î olarak bir şey söylememişti. Bunu tekrarlıyordum. Ben eezişlerimi ifade ettim. Abdürrahmanın müdafii dedi ki: Her hangi bir şahidin bir vak'a hak kında muhtelif zamanlarda verdiği ifadelerde farklar olabilir. Bundan kaçınmanın mümkün olamıyacağı malumdur. Meselâ elbisesi üzerinde nekadar düğme olduğunu Pavlof şimdi söyliyebilir mi? Pavlof Bu kadar gürültü koparmış olan mühim bir davayı elbise düğmesile mukayese etmek doğru değildir. Müdafiin sözleri psikolojik ve mantıkî delillere dayanmıyor. Buradakî ifadeler arasındaki tenakuzlar elbisemin üzerindeki düğme sayısile izah edilemez. Avukat Şakir Ziya Türk adliyesinde vazife almış Türk avukatlarının vazife ve mes'uliyetlerini çok iyi bildiklerini, şehadet müessesesi hakkında söylediği sözlerin Pavlof tarafından bu tarzda karşılanmasma şaşmadığını, halbuki Pavlofa gelince günlerdenberi kapı mandalları ve tenasül aletlerine kadar dil uzattığmı söyledi. Abdürrahmanm Pavlofun ikinci sualini 3İâkadar eden ifadesi de okundu. İddia makamı, bu ifadelerde mübayenet mevcud olmadığ'mdan sualin tevcihine lüzum görmedi. Mahkeme sorulmasma karar verdi. Reis Sabri Yoldaş 3 mart tarihli ifadede Süleymanm yalnız Kornilofu tamdığını söylemişsiniz. Sonraki ifadenizde diğerlerini de tanıyordur diyorsunuz. Abdürrahman Tanıyabileceğine hükmediyorum, dedim, Sülyeman türkçe bilen Rusu, yani Kornilofu evvelce tanıdığmı benden gizlemiş olduğu için buna ihtimal verdim. Sonra Pavlof bomba hâdisesinden sonra, bana sarih olarak: «Süleyman Sağolu çağır» demişti. Bundan Süleymanın Pavlofu da tanıyabileceği hükmünü çıkardım. «Demek ki Süleyman benden bazı şeyleri gizliyormuş» diye düşündüm. Zira Pavlof benden Süleymanı Ankaraya mektub yazarak çağırmamı, ismini söyliyerek İstemiştir. Muhakkak olan çujur ki, Süleyman onu taniîin tanımasm bunlar Suleyma . tesp/'Jni maznunlara bırakıyor Tarih meselesine son vermek için maruzatta bulunacağım. Suçlulann hepsi huzurunuzdadır. Ve görülüyor ki, Abdürrahman böyle işlerde pişmiş, kurd olmuş vaziyette değildir. Bugüne kadar elde ettigimiz delillerle bir hakikat olarak anlaşılıyor ki, tanışmışlardır, görüşmüşlerdir. Şu halde tarih meselesi üzerinde niçin bu kadar oynayıp duruyorlar. Bunu en doğru ve sarih olarak söyliyecek gene kendileridir. İşin kestirmesi de budur. Ne zaman tamşmışlar, ne zaman görüşmüşlerdir, bunu bize lutfen kendileri izah etsinler! Abdürrahman izahatına devam ediyor Abdürrahmana Pavlofun dördüncü suali de soruldu ki, Süleymanm maddî istifade güderek kendisini tanıştırmış olduğu hakkındaki ifadedir. Bu ifade okundu. Abdürrahman, bunda Süleymanın oyuna ve içkiye düşkün olduğundan ve hiç bir zaman kendisine idealist gözile bakılamıyacağından bahsediyordu. Pavlof: Sorduğum cihet budur. Sü'.eyman maddî menfaat mukabilinde böyle işlere celbedilebilir bir adam olarak gösteriiiyor. Abdürrahmana sorulsun «Böyle İşier» den maksadı nedir, hangi işler? Abdürrahman cevabında «Bunu Süleymandan sorsunlar, ben ne bileyim?» dedi. Pavlof: İfade onun, imza onun, Süleymandan neye sorayım? Reis Abdürrahman söylemiyor. Pavlof Söylemiyor değil, söyliyemiyor! «Bir Troçkist olduğunu bildiği halde Niyazinin bavullarını taşımakla Abdürrahman komünizme mi yoksa beşinci kola mı hizmet etmiştir?» Pavlofun sordurduğu beşinci sualin mahiyeti buydu. Abdürrahman, kendisinin Süleymana hiçbir zaman bu yolda talimat vermemiş olduğunu söyledi. Pavlof tekrar etti: Süleymana bavulu teslim etme, muhafaza et, demekle komünistliğe yardım maksadmı mı gütmüştür, bunu öğrenmek istiyorum. Not alacağım, dedi. Abdürrahman Bavulun muhteviya(Arkası sahife 3 sütun 5 te) tamamile istifade maksadile redif teşkilâtını en mukemmel surette ve mılleü müsellâha esaslarına dayanarak yenileştirmesi ohnuştur. Redif tümenlerimiz Balkan harbinde iyi dövüşemediyseler bu, Goltz Paşanın yaptığı teşkilâtın sakatlığmdan değıl, bizim redif kıt'alanru muayyen talim ve tatbikat devrelerinde Tevkif edilen ihtikâr t(.plıyarak onların muharebe kıymetlerini artıramadığımızdandır. Biz eğer maznunları Goltz Paşanın kurduğu usul ve nizama Mağazalarında külliyetli miktarda tam riayet etseydik şüphe yok ki, redii mevcud manifaturayı satışa çıkarmakıt'alarımız harbetmesini ve hiç olmazsa dıkları iddiasile İstanbul Birinci Millii ellerindeki tüfekleri doldurup atmasını Korunma Mahkemesine verilen Çakbilebileceklerdi. Balkan harbinde mağmakçılarda 80 sayılı mağazada manilub olan Osmanlı ordularını sefer eden faturacı Samuel Varon ve Jeremya Vaaskerlerin yüzde sekseni hakikî top ve ron kardeşler hakkında diin tevkif mütüfek atmamış, hatta ellerine verilen yezekkereleri kesilmiştir. ni silâhları hiç görmemiş kimselerden Fazla fiatla otomobil dişlisl satmakmürekkebdi. Subay ve kurmaylara geBaron von der Goltz memleketimize lince bunlar da tatbikat ve manevralartan ayni mahkemeye gönderilen Salkımsöğüdde Alayköşkü caddesinde oto askerlik muallimi olarak geldiği zaman la pişmemişlerdi. mobil tamircisi Fahri ve Salih de tev 1883 yılında 40 yaşında bir binbaşı idi. Goltz Paşa ordunun herşeyden evvel Bizde bulunduğu 12 yılda müşirliğe kakif edilmişlerdir. iyi subay ve kurmaya malik olmak ihtidar terfi etmiş ve kendisine sevgi ile yacmı takdir için ilk iş olarak askerî Universitede imtihan hürmet ettirmedik sivil veya asker bir rüştiyelerle idadiler açtırdı. Buralardan kimse bırakmamıştı. O, çalışkanlığm ve H. E. ERKtLET günleri yetişecek talebenin Harbiyede iyi bir vazife eşkınm bir örneği idi. Irade ve Universitede dersler 23 mayısta keaskerî tedris görmelerini temin edecek (1) Goltz Paşa, 19 nisan 1916 da Bağazmi kuvvetli olmakla beraber kabil silecektir. Fakülte dekanları dün İmteşkilât, ders ve programlar yaptı. Kur dadda ölmüş ve cesedi Tarabyadaki Alolabilecek şeyi olamıyacaktan tefrik edetihan günlerini tespit etmişlerdir. Humav subavlarını veti^tirerek olan erkâ man sefaretinin parkma gömülmüştür. bildiği için hiç bir kimseyi incitmeden kuk Fakültesi eleme imtihanları 27 ve ve Türklük millî hissiyatına dokunma28 mayışta yapılacaktlr. Birinci ve üdan daima muvaffak olabiliyordu. Goltz TÜRK SİNEMACILIK ÂLEMİçüncü sınıfm sözlü imtihanları haziPaşa bizde yapmak istediklerinin yarısıNİN EN BÜYÜK R E K O R U : ranın 17 sinde, İkinci sınıfların yirminı bile başaramadığı halde çok şeylere Marmara Film Stüdyosunda: 60 kişilik mehter, 40 kişilik koro ve 36 kişilik sinde, dördüncü sınıfların 15 inde başmuvaffak olmuştur. mııhteşem saz heyetinin iştirakile vücude gelen y Von der Goltz bize geldiği zaman, K E M A N Î SADİ i Ş l L A Y'ırı İktısad Fakültesi eleme İmtihanları gerçi İkinci Mahmudun bozulan Yeniçeri 26 ve 30 mayısta, birinci ve ikinci sıbestelediği ve sevimli okuyuculanmız ocağını yıkarak yeni nizam ordusunu nıfların eleme mahiyetinde olmıyan yakurah yarım asırdan fazla bir zaman MUALLÂ IŞILAY ve SUAD GÜN'ün zıllları 15 haziranda, üçüncü ve dörgeçmişti. Fakat Osmanlı ordusu bir türlü Türk klâsik musikisinin üstadı DEDE EFENDİ'nin en nefis şarkılarmı düncü sınıflannki 10 haziranda yapılatanzim olunup yetiştirilemiyordu. Çünkü terennüm ettikleri caktlr. hükumetin, devletin ve milletin kalkınBirinci sınıfların söz imtihanları 20 ması radikal hamlelerle bir olay olamahaziranda, ikinci sınıfların imtihanları mıştı. Bunlar olmadan da, yalnızbaşına 18, üçüncü ve dördüncü sımflarınki ise oıdunun düzelmesine imkân yoktu. Bir 16 haıiranda başlıyacaktır. Seneuin en muhteşem filmini görmek ve tekrar görmek istiyen binlerce devletin askerlik. idare, siyaset, iktısad, Fakülte son sııuf talebelerinin «Inkıkişiden aldığımız telefon ve mektublarla vâki müracaati nazarı dikkate alan ziraat vesair umuru biribirinden ayrılalâb tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti remaz. Bir memlekette nekadar çalışılırsa jimi dersleri» İmtihanları 18 ve 22 maçalışılsm ve ne yapıhrsa yapılsın umumî yısta yapılacaktir. terakki ve umumî kültür temin olunmaMüdiriyeti, bu filmi İlk mekteblerin müsameresi dan sadece orduyu ileriletmek kabil olamaz. Onun için, Yeniçerilerin lâğvile yeFatih bölgesinde ilk mekteblerin talebe ve muallimleri, dün 17,30 da Eni Osmanlı nizam ordusunun 1826 da Göstermeğe muvafakat etmiştir. Muhterem halkımıza, bu son fırsatı minönü Halkevinde bir müsamere ver kurulmasına ve 1835 te Moltke gibi dünkaçırmamalan ve seans saatlerinde gelmeleri tavsiye olunur. mişlerdir. Müsamerede «Haydi» piyesi yanın en muktedir kurmaylarından biri Bu gün: Saat 11.30 1 2.30 4 5.30 7 9. bu ordunun muallimliğinde bulunmasımuvaffakıyetle temsil edilmiştir. na rağmen 1839 da Nezib mağlubiyet ve 50 bin çift torik tutuldu inhizamma rr.âni olunamamıştır. Ondan Dün, Marmara ve Boğazlar mıntaka sonra da mağlubiyetler tevali etmiş sında külliyetli miktarda balık çıkmış 187778 de Osmanlı ordularınm gerek Senmin en mukemmel ve muazzam bir filmini göreceksiniz: ür. Bilhassa 50,000 çift torik tutulmuş Rumeli ve gerek Anadoluda bozulmatur. Fazla taleb olmasma rağmen torik malarma çare bulunamamıştır. fiatlan çifti 80 kuruşa kadar düşmüştür. Bununla beraber yeni nizam, AnadoluUskumru fiatları da 30 kuruşa kadar inmiş ve çok miktarda uskumru ve is da Ahmed Muhtar ve Rumslide Osman Baş rollerde: tavrid çıkmıştır. Toriklerin önüne dü ve Mehmed Ali Paşalar gibi değerli kuşen istavrid ve uskumrular Halice gir mandanların yetişmesine imkân vermişti. Demek oluyor ki Osmanlı ordusunda, mişlerdir. Muazzam Amerikan deniz ve hava kuvvetlerinin iştirakile yapılmış nefis yavaş vTe noksan olmakla beraber bir Marmaradan Karadenize akm başladıbir aşk, arkadaşlık ve kahramanlık destanı. Dikkat: Numarak koltuklar inkılâb başlamıştı. 1866 Prusya Avusğından bundan sonra balık bolluğu başturya ve 187071 Alman Fransız harberkenden aldırılmalıdır. Tel: 44289 lıyacağı anlaşıknaktadır. lerine bir gene teğmen olarak iştirak eTur yağlarına konulacak fiat den ve sonra, Alman genelkurmayının Elde bulunan Tur yağların devlet mü harb tarihi şubesinin bir azası sıfatile İstanbulda böyle bir zafer görülmedi! esseselerine tevziine başlanmıştır. Yeni Berlindeki Harb Akademisinde harb Mevsimin en büyük programı: gelmekte olan 4000 teneke de bakkalla tarihi muallimliği eden muktedir ve DÜNYANIN EN BÜVÜK 2 filmi.... DÜNYAN1N EN GÜZEL 2 KADINI ra verilecektir. Bunun için Tur yağlara zeki kurmay binbaşısı Von der Goltz bize fiat verilmesi lâzım gelmektedir. Dün bu 1883 te geldiği zaman Osmanlı ordusu hususta komisyonda tetkikler yapılmış işte bu haldeydi. ve kat'î fiatm pazartesi günü tespitine Goltz, yukarıda anlattığımız gibi sabır, İlâhe güzelliğile parladığı un son âbidesi karar verilmiştir. Bu meyanda mahlut tahammül, dirayet, zekâ, tedbir ve irfanı yağa da fiat konulacaktır. sayesinde, bir çok müşkülâtı ve bunların başmda Abdülhamidin sırf kendi Kepek fiatlan Kartal, Kadıköy, Yalova, Şile, Eyüb, nefsini düşünmek ve korumak esasına İKİNCİ HAFTA Cihansümul bir harika Sarıyer kazalan uzak kazalar olduğun dayanan çok kötü ve müstebid idaresinin İzdiham dolayısile seans saatlerine dikkat. yarattığı binbir güçlükleri yenerek pek dan burada hayvan yemi olarak satılacak kepeklerin kilosuna bir kuruş ilâve çok muvaffak olmuştur. Goltz Paşanın 12 yılda bizde yapabildiklerinin bir kısedilmiştir. mmı olsun anlatmak için değil bir maAvcılar cemiyetinin kongresi kale bir kitab yazmak lâzımdır. Yazık ki ayni zamanda askerî tarihimizi aydmAvcılar ve Atıcılar cemiyetinden: Cemiye'.imizin 26 '4/942 tarihli toplan latacak böyle bir kitab, onun yakınında tısmda ekseriyet temin edilemediğinden ve maiyetinde çalışmış olan zatlar tara1 mayıs CJMA ve 2 mayıs CtTMARTESI akşamlan ikinci toplantı 3/5'942 pazar günü saat fından vücude getirilmemiştir. birlikte 10 da Şehzadebaşmda Letafet apartıGoltz Paçanın bizde ilk bulunduğu 12 HALİDE manmda yapüacaktır. Sayın üyelerin yıl içinde yaptıklarmın bir hulâsasını C u m a : B E N İ Ö P Ü N Ü Z Komedi 3 perde teşrifleri rica olunur. söylemiş olmak için şunu diyebilirim ki Yazan : Şehir Tiyatrosu artistlerinden: B E D İ A 187778 Türk harbinden sonraki Osmanlı C u m a r t e s i : O G E C E , dram 3 perde Yazan: RAŞİD RIZA Limanlar tarifesi ordusile bugünkü ordumuzun büyük Yerler n u m a r a h d ı r . Telefon : 22127 Devlet limanlan için tadilen yeniden başlarım yetiştiren askerî mekteb ve tanzim edilmiş olan tarifenin tatbikma müesseselerimizi yaratan odur. O bize bu sabahtan itibaren başlanacaktır. geldiği gündenberi hem teşkilât yaptı tLHAMRA'da ve hem de hocahk etti. 1898 Türk Yumuvaffakiyetle Yeni Tasarruf bonolart da nan (Tselya) seferini ve bu orduyu başaran Osmanlı ordusu NEVYOKK OPERASI ARTİSTLERİ TAKAFINDAN eskileri gibi her keseye el sevk ve idarede tesirlerini gösteren mekTürkçe sözlü, fevkalâde meraklı aşk filmi tebli gene Türk subay ve kurmay heyetverişlidir. 5, 25, 100, 500 ve leri doğrudan doğruya onun eseridh. 1000 liralıkları vardır. Goltz Paşanın bir muvaffakiyeti de MAÇEEA FİLMİ Psmanlı devletini teşkil eden nüiustan Almanyanın Türkiye askerî ataşesi eski dostum sayın General Rohde'nin iki üç yıldanberi Türk Alman eski silâh arkadaşlığımn vesika ve albomlarını loplıyarak bu yolda bir müzecik yapnıak ve hattâ galiba bir de kitab yazmak istediğini biliyordum. Bendeki b a n resimleri emrine vermek suretile, onun bu güzel ve takdire değer işine azıcık y^rdımda bulunabihnekliğim de bana ayrıca zevk vermişti. Çalışkan ve azimli Generaün bu güzel işi tamamladığını, Ankaradaki Alman sefaret binasında kurulan Türk Alman eski silâh arkadaşlığı müzeciğinin açılma töreninde bulunmak için aldığım lutufkâr davetten öğrenmiştim. Dün de törenin muhterem Alman Büyük Elçisi dostumuz Von Papen'in güzel sözlerile açıldığını gazetelerde okudum. Sayın Büyük Elçi ile askerî ataşesini güzel başarılarından dolayı kutlanm. Törenin, bizim Müşir Von der Goltz Paşamızın geçen Büyük Harbde, Irak cephesinde 6 ncı Türk ordusunun başında, en iyi bir dostu olduğu Türkiyenin hizmetinde, şanlı ve muvaffakiyelti ömrünü tarr.amlıyarak Allahın rahmetine kavuştuğu nisan ayında (1) yapılması pek yerindadir. Çünkü Baron Colmar von der Goltz'un şahsı ve Türkiyeye bir askerî muallim olarak gelişi kadar hiç bir kimse ve hiçbir hâdise Türk Alman silâh arkadaşlığmı kuvvetlendirememiştir. Gerçi Türkiyeye General Von Moltke ve gene General Von Seekt gibi Almanyanın en kudretli askerî ricali gelerek bizde hizmet almışlardı. Fakat ne bunlar ve ne de diğerlcri, Türk gönül ve hatıralarında Milleti Müsellâha'nın meşhur yazarı Goltz Paşanın edindiği yüksek saygı, sevgi ve minnet makamına erişememişlerdir. Müteveffayı bizde popüler yapan onun yüksek askerî ve insanî vasıflarile temiz ahlâk ve seciyesidir. Onda öyle derin bir sabır ve tahammül vardı ki hakkile sevilip muvaffak olamaması mümkün değildi. Voıt der Goltz Paşa ve Türk Âlman silâh arkadaşhğı Yazan: Emekli General ••••••••# Ihtİfalİ Mayıs Tevfik Fikretin, yıllarca evvel, sakln bir bahar grününde, Mayıs bir köylü ' f kızdır, safu dilber, suhu sevdakâr; jettant tabiatiir . . • • . . . . . . 1 . Mayıs bir köylü fcız, bir tuhi 2: Emir Erkilet Mareşal Fon der Golç'un hayatının son zamanlanna doğru... nıharbiye mektebini tanzim etti ve burada bilhassa tabiye ve sevkulceyş yani harb tarihi derslerinin en ziyad e vukufla tedris olunmalanna ithıa etti. Program ve teşkilât yapmak kâfi değildir. Goltz Paşa bir çok ehemmiyetli dersleri bizzat kendisi okuttuğu gibi bunların kitablarmı da kendisi yazdı. Goltz Paşa meşruuyetin ilânında da memleketimize gelerek ordunun yeni teşkilâtına nezaret ettiği gibi tatbikat ve manevralarmı da idare etti. Onun için Von der Goltz bugünkü Türk ordusunun esaslaruu kuran büyük askerî teşkilâtçımız olduğu kadar en büyük hocamızdır. O Almanyaya döndükten sonra daima Türkiyenin ve Türk ordusunun mukadderatile ilgili kalmış, sevinclerimiz onu sevindirmiş, kahırlarımız onu da kahretmiştir. Goltz'un bu temiz, yüksek ve âlicenab duygulan Tselya zaferimiz ve Balkan idbarımıza dair yazdığı çok kıymetli kitablarda daima belirmiştir. Sarıkamış felâketi için de sadece «Fikri tatbika eldeki vasıtalar kâfi gelememiştir» demeği kâfi görmüştür. Görülüyor ki Goltz, hiç bir vakit insanın ayıbım yüzüne vuıan kırıcı bir adam değildi. Onun muvaffakiyeti, hatayı söylerken de ruhu incitmemeğe dikkat eden yapıcı ve yaratıcı tab'mdan ileri geliyordu. Mareşal Von der Goltz bilindiği gibi geçen Büyük Harbin bidayetinde ilerlemiş olan yaşı dolayısile kendisine Almanyada ordu verilmemiş ve fakat sonra Türkiyeye gelerek evvelâ birinci ve sonra da Irakta altıncı orduya kumanda etmişti. Yaşı ilerlemiş ve fakat aklî ve bedenî kabiliyetleri eksilmemişti. Kutülammare muhasarası onun kumandası zamanmda neticelenmişti. Bu suretle o bir İngiliz ordusunun Irakta esaretini görmüştü. Bence Goltz, memleketinin uzaklarında öhnek istemez ve herhalde bir Alman ordusunun başında son nefesini vermek isterdi. O, buna muvaffak olamamıştır. Fakat bunun yerine İkinci bir vatan edindiği Türkiye topraklarında ve bizzat kendi eseri olan bir Türk ordusunun başında vefat ettiği için herhalde teselli duyarak gözlerini dünyaya yummuş olduguna eminim. \ Diye çiçeklerini, kuşlannı, renklerini, kokulannı ye jalelerinl övdügu mayıs, bu yıl, Avrupa dojhısuna, üık ve tatlı bir bahar değil; kara kışın, kar fırtınalanna rahmet okutan luıU bir öliim kasırgası getiriyor. Tevfik Fikretin, saf ve sevdaü köylü kızı, bu sents, Rnsyamn boı kırlannda, Fransızlann «femme fatale» dedikleri, eteklerinin süründüiü yerde kanlı facia. lar koparan «uirursuz kadın» olacaktır. Baharın ıük güneşüe buzlar eridikça ve çamurlar knrudukça, doğu cephesinde, iki tarai da yeni bir bognsma tçln, son hazırlıklannı bitüTneğe çahşıyorlar. Çok geçmeden, Kusyarun geniş ovalann. da yeşillenen topraklar ve açan çijekler kana buyanacak. Umumî kanaat, Alman taarrnzunnn mayısta başlıyacagı merkezindedir; bizim Badyo Gazetesi ise, kışm çok şiddetli olması ve ozun sürmesl yüzünden Alman haıırlıklannın geciktigini, t a arruzon ancak haziranda başlıyacagını söylüyor. Olabilir; bir taarruı için mevsimin müsaadesi kadar hazulıklann tamamlanması da sarttır. 1915 kışı ve bahan ile 1942 kısı ve bahan, dojru cephesindeki diırum bakımından birbirine çok benzemektedir. O kış da bu seneki gibi çetin olmuşto. O kıs da, Ruslar, bir çok taamızlar yapmışlar; fakat sevkolceyşi bir netice alamamıglardı. Almanlar daha evvel doğu Prus« yada bir aldatma hareketl yaparak Ruslann dikkatini oraya çekmişlerdi. Alman. larla müttefikleri Avusturya . Macarlar, gizli gizli hazırlanarak mayısın 2 ncl günü taarruza geçtUer. General Von Mackensen (Makenzen) ln kumandasındaki 11 inci Alman ve 4 üncü AvustnryaMacar ordulan 2410 top kullanarak Galiçyada, Gorliç Tarnof kesiminde 50 kilometrelik Rus cephesini yardılar. Sonra, sağdan ve soldan başka Alman ve AvusturyaMacar kuvvetleri de harekete geçtller. Bütün kıs yaptıklan taamızlarla Karpatların Macaristan ovalanna lnen geçldlerine kadar dayanmış olan Ros ordulan mağlub olarak geri çekildiler. 23 mayısta ttalya da Avnstnryaya karsı harbe girmiştl; batı cephesinde, İngiliılerle Fransızlar, Ruslara yardım için, nisan içinde yaptıklan neticesiı taarrnılardan sonra, 15 27 mayısta tekrar t a arruz etmişIerdL Fakat, ne bn hamleler, ne de Italyanın harbe glrerek taarmıa geçmesl, Almanlan doguda ileri harekete deramdan menedemedi. Fransızlar, boşuna 102,500 kisi kaybettikten sonra, 18 haziranda dnrdular. Almanlar, agnstos ortalarına kadar dormadan ilcrliyerek 750,000 esir almışlar; fakat Rosyaya kat'İ darbeyl Indirememişlerdl. Görülüyor ki, 1942 bahannda da vaziyet, aşagı yukan, aynidir; yalnız şu mühim farklarla ki batı eephesinde Fransız ordusu yok tur; İngiliz ordusu da, kendi adalanndadır; İtalya ise, Almanyanın yamndadır. Bn şartlar, Almanyanın lehinedir; Almanyanın aleyhine olan bir şart vardır ki, o da sudur: 1915 mayısı ile harbin onuncu ayı yeni giriyordn; Almanya yorgun değildi. 1942 mayısı ise harbin 33 üncü ayıdır ve Almanya, hayli yorgun düşmüştür. Bakalım, Alman ordusu beklenen taamıza ne vakit ve nerede başhyacak; leh ve aleyhteki şartlar içinde, nasıl bir netice alacak? > ' 5 inci Haffa TÜRKÇE SÖZLÜ TÜRKÇE ŞARKILI f L t I L C* V V ^ T A KS İ M defa olarak SİNEMASI Son b i rhaffa daha Sıhhat müdürlüğü tahkikata basladı Gazetemizin dünkü nüshasında, arkadaşımız Abıdin Daver, «Hem nalma hem mıhına> sütununda, Kadıköy tarafında oturan ve ölüm halinde bulunan bir hastaya çağınlan bir dahiliye profesöriinün, banyo yapmadan ve saat 11 den evvel kat'iyyen gidemiyeceğini söyliyerek insanî bir hizmeti reddettiğini mevzuubahis ederek alâkadar makamlarıa nazarı dikkatini ceibetmişti. Vilâyet Sıhhiye müdürü Şuayb, bu mesele hakkında şunlan söylemiştir: < Hâdise hakkında tarafımızdan tahkikat yapılmaktadır. Tahkikat sonuna kadar bir şey söyliyemem; vaziyet, tahkikat sonunda tenevvür edecektir.» Bu gün İPEK Sinemasında AĞIR İTTİHAM Roberi Taylor Ruth Hussey Walfer Pidgeon 1 On dört profesör, bir derece terfi ettiler A 1ic e Fa y Dorothy Lamour Hellol Brodway: ŞARK BÜLBÜLİL MARMARA'da Şehzadebaşı TUR AN sinematiyatrosunda RAŞİD R1ZÂ Tiyatrosu ve PİŞKİN Üniversite Hukuk Fakültesi hukuk usulü, icra ve iflâs ordinaryüs profesörii Mustafa Reşid Belgesay, medeni hukui ordinaryüs profesörü Samim Gönensay, Edebiyat Fakültesi fizikl coğrafya ordinaryüs profesörü İbrahim Hakkı Akyol, Tıb Fakültesi İkinci hariciye hastalıklar ordinaryüs prof. Ahmed Kemal Aktay, İktısad Fakültesi maliye ve maliye kanunlan ordinaryüs profesörü Fazıl Yelil, Edebiyat Fakültesi profesörlerinden felsefe profesörü Hilmi Ziya Ülken, orta zamanlar tarihi profesörü Mükrimin HaUl, Türk dili tarihi profes8rü Ahmed Caferoğlu, metinler şerhi profesörü Ali Nihad Tarlan, Türkiye coğrafyası ve mevzii coğrafya profesörü Mehmed Besim Dargut, Umumî Türk tarihi profesörü Zekl Velidi Dogan ile Tıb Fakültesi profesörlerinden fizyoloji profesörü Sadi Irmak, ikinci dahill hastalıkları profesörleri Muzaffer Şevki ve teşrih profesörü Osman Zeki Zeren bir üst dereceye terfi ettirilmislerdir. Kendilerini tebrik ederiz. A L E V A Ş A R K I S I C U L Kamyona asılan çocuğun akıbeti Dün sabah saat onda Ortaköyden geçmekte olan bir kömür kamyonunun arkasına takıtan 14 yaşlarında Rasıb adlndaki çocuk, muvazenesini kaybederek yere düşmüş ve teh'ikeli suretta yaralanmıştır. Çocuk ölüm. halinde hastaneye. kaldınlmıştır. Y