CUMHURlYET 2 Ikincîtesrin 1941 Asherî vaziyet Kafkasyanın ehemmiyeti ve karşılaştığı büyük tehllke (Baştarafı 1 inci sahifede) Bu safai^nın belkemiğini teşkil eden Kafkas dağlan Azak denizi sahillerinden Hazerflnftıillerine kadar 1120 kilometre un^Hnğundadır ve bu dağlar Avrupa ile Asya arasmda muazzam bir eed gibi gerjkği Mahdud gŞpöSerin en mühinımi Şimalî Kafkasyanın Vilâdı Kafkas şehrini cenubi Kafkasyanın Tiflis şehrıne birleştiren mühim yolun geçtiği Darial geçididir. Deniz sathmdan 2379 metre yüksekte olan bu geçid Terck nehrinin açtığı dar boğazlara varır. Diğer bir geçid Vilâdı Kafkası Kutayis'le birleştiren Mamison geçididir. dan, geride kalan ovanın tuzlu arazi veya bataklıklardan muteşekkıl olmasıdır. Nahcivan Kafkasyanın muhtar cumhuriyetlerindendir. 6524 murabba kilometre genişliğindedir. Nüfusu 1926 sayımına göre 103,GOO dür. Nahcivan Cumhuriyeti, Rusya ile İran arasmdaki ticaretin merkezidir. Nahcivan bilhassa ipekçilik, pamukçuluk ve şarabcılıkla meşguldür. Muhtar bir cumhuriyet olan Acaristanın mesahası 1328 murabba kilometredir. Nüfusu 128.553 tür. Batumdan başlıyarak sahil üzerinde uzanan ovalarda üzüm ve türlü türlü meyvalar yetişmektedir. Arazi umumiyetle ormanhktır. Batum, en bellibaşlı şehridir. Ermenistanın genişliği 30.948 murabba kilometredir. Nüfusü 879,872 dir. İktısaden Azerbeycan ve Gürcüstana bağlıdır. Bugün Kafkasya, Azak denizi şimaIinden ve Kınmda inkişaf eden Alman ileri hareketi dolayısile de o cihetten tehlike altma girmektedir. Rostov'dan cenuba sarkacak Alman kuvvetleri Kafkasyanın Rusya ile alâkasım kesebüecegi gibi, başka bir taarruzun da Kerç boğazı yolile Kınmdan garbl Kafkasyaya intikal etmesi ihtimalden uzak değildir. Cenubi Ukraynanın ve Donetz havzasmın işgalini bitiren Alman ordular grupundan bir kısmının Kafkasyaya yüklenmesi takdirinde. Rusya ile irtibatı kesilecek ve İran yolile alacağı yardım da mahdud olacak olan buradaki Sovyet ordulannm ne dereceye kadar müdafaa kablllyeti göstereceği malum değildir. Sehir Fikirler haberleri Kumanda san'atı Telâşa lüzum yok! Fırınlara ihtiyacdatı fazla un veriliyor Yeni tip ekmek, daha mugaddi ve nefis olacak Geçen haftaki ya ^ ^ zımda, (27 birinci ^^^ teşrin pazartesi) as ğ kerlikteki cesaretten % bahsederken, ordu 1 lardan beklenen ve ^ ^ ^ * ^ * ^ f c ^ * i ^ rimde kumanda ve kumandanlığın, mimaride büyük kubbeleri tutan kilid taşları gibi, pek mühim, ve büyük kumandanların ise çok hususî ve büyük meziyetlere sahıb, pek nadir şahsiyetler olduğunu gördükten 6onra bu büyük işin sadece askerlik ilim ve tekniğini ve bunların başmda sevkulceyş ve tabiye gibi orduyu sevk ve idare yollarını bilmekle kalmıyarak milyonları bulan ordulardaki erlerin topluluk halüıdeki kollektif ruhlarına ve ayni zamanda bir insan olarak ferdî ruhlarına hâkim olmak ve bu ruhlardaki enerjileri yerli yerinde kullanmak ve icabında birdenbire durdurmak veya coşturarak boşaltmak iktidarında olmak icab ettikten başka düşmamn bin bir harb hilelerine ve aldatıcı manevralarına kapılmıyarak maddi ve manevî bütün kuvvetleri düşmanı yenmek gayesine doğru kudretle sevketmek mahareti de lâzım geldiğinden nev'i şahsına münhasır çok büyük ve güç bir san'at clduğu muhakkaktır. Her san'at gibi bu da sağlam bir bilgiden başka hususi bir şahsiyet ve imtiyazh bir yaradılış ister ki büyük kumandan, hem kültürün, hem de tabiatin büyük bir çocuğu olarak temayüz ediyor demektir. IHEM NALINA MIHINAİ Dünyaya doğruluk ve aydınlık saçan nutuk Bazı fırınların önünde İki gündenberi göze çarpan yersiz izdiham, ctün de deMaverayi Kafkas §u şekilde taksim vam etmiştir. Her fırın, ihtiyacından edilmiş bulunuyor: fazla un temin ettiği ve durmadan geceü Kafkasyanın en büyük servet memgündüzlü ekmek çıkardığı halde, aşırı baı olan petrol, Hazer sahilleriie, garbi talebler karşısında bazı fırınlar, erkenKafkasyada Karadeniz kıyılarmdadır. den çıkardıkları ekmeği bitirip ktpenkBaku tasfiyehaneleri bir boru ile Balerini indirmek mecburiyetüıde kalmıştuma, Hazer sahilinde Mohaçkale taslardır, fiyehaneleri de gene bir boru ile RosVali ve Belediye Reisimiz Lutfi Kırtov'a, garbda Anapa'ya bağlanmıştır. dar, dün kendisile görüşen bir muharEostov'dan gelen bir demiryolu bütün riıimize fazla ekmek almakta gostenien Kafkasyayı şimali garbiden şarka doğbu tehalükün tamamile yersiz ve sebebru katederek ve Bakuya uğrayarak İrasiz olduğuna işaret ettikten sonra demişca iner. tir ki: .• Ordzonikidze (eski Vilâdi Kafkas) tan « Herşeyden evvel bu, bir haleti ru•yrılan bir hat da Tiflisten geçerek Türk hiye meselesidir. Ekmek randımanınm hududuna ulaşır. Anapa kaleden başlatebdil edilerek yeni tipte bir ekmek çıyan diğer bir demiryolu Stalingrad ükarılacağını haber alan bazı telâşlı va«erinden şimalî Rusyaya gider. tandaşlar, ihtiyaclarından çok fazla ekKafkasyanın bellibaşlı hükumetierinmek almağa başlamışlardır. Bunun neiden Azerbaycan Kafkasyanın çarkınticesi olarak, bazı fırıniar talebleri karda 90 bin mürabba kilometre genişlişılayabilecek kadar ekmek yetiştiremeğindedir. Nüfusu 2,300,000 kadardır. mışlerdir. Halbuki, düşünülse aceleci Petrol kuyulan, kaynar suları, yanarvatandaşın bu işten temin edeceği kagazlerile tam bir ateş yurdudur. Dünya Alman taarruzu Kafkaslan aşarak zunc daha iki gün için, beyaz ekmek petrol istihsalinin yüzde 9 u burada elde tngiliz işgalinde bulunan bütün şark yemekten ibarettir. Yeni çıkarılacak ekedilir. memleketleri tehlikeye düşecek ve. bel meklerin evsafına gelince: Bunlar da Dağıstanın mesahası 55.272 kilometre ki de harekâta saha olacaktır. Bu iti tamamen hâs buğdaydan yapılacak, yalmurabbaıdır. Nüfusu 788,078 dir. Dağıs barla harbin bu safhası İngiltereyi çok nız kepeği bir parça fazla olacaktır. Fırınlardaki tehacüme mâni olmak için taniB en bellibaşlı vasfı, işgal ettiği sa yakından alftkadar etmektedir. tek bir tedbir vardı: O da her fırına vehanın beşte dördünün erişilmez dağlar* *• rilmekte olan un miktarıru derecesiz surette artırmaktı. Nitekim bugünden itibaren, fırınlara ihtiyacları kadar değil, istedikleri kadar un dağıtılmağa başlanmıştır. Bu sayede izdihamın tablatile ve kendiliğinden zail olacağına şüphe yoktur. • Her PAZAR saat 14 ten 18 e kadar favmetli san'atkâr Bay ve Bayan İÇKİSİZ SAZ BORSA KIRAÂTHÂNESİ BAHÇEKAPI lardan müteşekkil SAZ HEYETİNİ dinlemek fırsatını Kıraathanemiz ıçkisiz ve nerih ailelerin salonudur. Telefon: 22308. Genc İhtiyar herkesin iftiharla EBEDÎ gördüğU film kaçırmayınız. Ş E F : ATATÜRK MİLLÎ Ş E F : İSMET İNÖNÜ Umumî Harb İstiklâl Mücadelesi 25 senelik dünya vakayiini 2 saatte gösteren büvük film. 1914 ten SONRA İlâveten: Türk Sazile İstanbul Hatıralan TÜRKÇE SÖZLÜ ELHAMRA Sinemast Matineler 11 de başlar. Diğer taraftan Toprak Mahsulleri Ofisi Umum müdür muavini Şakir Turalı şunlan söylemiştir: « Tahminime göre bu tehacüm, çıkarılacak yeni tip ekmekle alâkadardır. Bazı kimseler, ihtimal ki bu ekmeğin, karışık bir şey olacağını düşünerek daha bir kaç gün için beyaz ekmek yemek gayretine düşmüşlerdir. Size şurasmı kat'iyetle söyliyeyim ki, bu ekmek, eskisinden hem daha lezzetli, hem daha mugaddidir. Randımanı 9495 tir. Yediğimiz ekmekler ise, 8991 randımanh idiler. Yeni tip unu bugünden (dünden) itibaren fırınlara tevzie başladık. Ellerindeki eski unları tüketen fırıncılar, bugün yeni tip ekmek çıkarmağa başlıyacaklardır. Askere giden muallimler nasıl maaş alacaklar? Asker olan, ajTii zamanda resmi mek teblerde maaşla vazifedar bulunan muallimler, rmsusî mekteblerdeki ilâve derslerinden veya direktörlüklerden aynca ücret alamıyacaklardır. Yalnız hususi mekteblerde muallim olanlara yedek subayhk maa^lannm tutan, mektebden aldıklan ücretten fazla olduğu takdirde gene aj'rıca ücret tediye edilemiyecektir. Mekteb ücretlerl az olanlara aradaki fark verilmek suretile magduriyetlerine meydan bırakılmıyacaktır. Bu vazifelere tahsis • edilen ücretlerin geri kalan kısımları vekülerine verilecektir. Er olarak silâh altına almanlara gelince; bu muallimlerden resmî mekteblerde maasla vaztfeli bulunanlara hususî mekteblerce bir şey verilmiyecektir. Resmî mekteblerde vazifedar olmıyanlara, hususl mekteblerdeki mualHmlik ve idari vazifelerinden dolayı ücretlerinin yarısı kendilerine, diğer yarısı vekillerine verilecektir. Füî hizmete çağınlanlardan yedek sııbay olacaklara. yedek subay oluncıya kadar üçte bir ücret verilecek, ücretin geri kalan üçte ikisi vekillerine tediye edilecektir. Bu muallimler, yedek subay olunca üçte bir ücretleri kesilecektir. Er olan lara hiç bir ücret verilmiyecektir. LADAM o EN GÜZEL YILDIZLARIN . . . EN NEFİS ŞARKILARIN . . . EN MEŞHUR FİLMLERİN Dünya edebiyatının olduğu kadar Türk düblâjlarının da şaheseri ÖÜ (KAMELYALI KADIN) TÜRKÇE SÖZLÜ Büyük bir aşkın. büyük bir maceranın romanı KAMELYA F A YE KRALİÇESİ . . . A LI CE DON AMECHE ve HENRİ FONDA ALTIN YILDIZ ( L I L I A N R U S S E L ) ile beraber nefis ve sahane bir filmde sizi teshir edecektir. çe kültür ve tekiçbir siyaset ve hiçbir siyasî nik müesseselerinüı nutuk, onu söylijen vaKur harb müesseseleri belâgatin, kendi tabirile bu ni tamamlayacak bir kadar ouru ve dürüst değildir. surette tesis ve tanBüyük Millî Şef, Büyük IVlillet Meclizim edilmeleri icab sinde, millî iradenin tecelli ettiği yüksek mıyan tabiî bir çekinme ve saygı tel eder. Bunlar arasındaki koordinasyon kürsüde Türkiyenin temiz ve doğru pokin eder. Konuştuğu zaman kendisini barış zamanlarında ne kadar iyi temin litikasmı bir defa daha, bütün dünyaya dinletir: Çünkü ihatah bir kafa ve yük edilmiş olursa millî müdafaa ve masu tckrarladı. Başbuğunun gür sesinde büsek bir şahsiyet konuşmaktadır. Sükut niyet iktidan da o nisbette zamân al tün Türk milletinin sesi gürlüyordu. ettiği zaman da ayni emniyetle karşı tına alınmış olur. Şefin nutkuna göre; lanır. Çünkü sükutunun manalı ve ye İşte bugünün kumandan ve şefleri Milletimiz derin anlayışlı, soğukkanlı rinde olduğundan asla şüphe edi'mez. bunun için savaşı barışta ve barışı sa kendi kuvvetine güvenlidir. Tekniğüı ilerlemesi ve askerlikte de vaşta hazırlamağa her zamandan daha Memleketimizde dirlik, birlik, herkesin büyük bir yer alması orduları gittikçe ziyade mükellef bir vaziyettedirler. Bu seıbest yaşama hakkı vardır. makineleştirdikten sonra an'anevî ku da ikisinin mesaileri arasında bir ahenk Yabancı emellere sürükleyici telkinmandanlık meziyetlerine yeni unsurlar ve karşılıklı bir tamamlama gözetilmek leri dinliyen, dinlese de bunlara inanan katerak mesleki salâhiyete bilhassa bü le mümkün olur. En geniş manasile ku ve aldanan kulak yoktur. yük bir ehemmiyet verdirmektedir. Si manda san'atı işte bu çapta bir san Milletin yapısı sağ ve sağlamdır, bu vil hayatta şeflerden aranan nüfuzu na attır ki savaşla birlikte barışı da ku da en kıymetli dayancmuzdır. zar, ehliyet, dirayet, idarî bilgi, natıka, caklamaktadır. Binaenaleyh kumanda Türk milletinin devleti idare eden insanları bilmek gibi meziyetler ku san'atı tam manasile bir memleketi kokuvvetlere tam itimadı vardır. Türk mandanhğını bu yeni safhasmda bi ruma ve yükseltme san'atıdır. O halde ki yurdu, yangınlar içinde inliyen A^Tupa, rinci plâna geçtikleri gibi fazla olarak bütün iş bölümleri bu san'atın yardımAsya, Afrikanın ortasında, sükunun, inbir dereceye kadar mühendislik san'a cısı ve tamamlayıcısı olmalı ve hepsi de sanlığa ve medeniyete hizmet arzusunun tile teknik, kombinezon ve hesabm nazik savaş zamanlarında kumandanın güzel yurdudur. ehemmiyeti gitgide artmakta ve bin elinde bir orkestra birliği gibi mevzun Türkiye, dünya barışının kaynağı da netice kumandana olan itimadm siklet ve ahenktar bir bütün teşkil etmelidir. olabilirse bundan en büyük sevinci dumerkezi meslekî salâhiyete doğru kay Orkestrada en ufak bir falso bile biryacakür. maktadır. Bunları söylemek eski an'a liği bozan bir aksakhk yapar. KumanBarışa âşıkıı, fakat bu aşk bizi kör nevî meziyetlerin artık para etmiyece danın elinde bulunan kuvvetler de, daetmemişür; emniyet, istiklâl ve şereğini söylemek midir? Asla, çünkü bir ha barıştan hazırlanmış ve iyice terbifımizi muhafaza için uyanığız; dikkatordu ne kadar makineleşirse makine ye edilmiş olmazlarsa bunlarm isteniliyiz; kıskancız ve tetikteyiz. leşsin gene insanlarla idare ed^eceğin len hedeflere tevcihinde tehlikeli akBitarafız; fakat dostluklarımıza, îtlîden gerek kumandan ve gerek erlerden saklıklar baş gösterebilir. Bunun için Kumanda san'atmm hakikî sırları ku istenen eski meziyetler daima lâzım ola kumanda san'atı kendini savaşta oldu faklanmıza ve taahhüdlerimize sadıkiz. mandanın elinde ve umumî olmaktan zi caktır. Kumandanın metaneti, erlerin ğu kadar barışta da yormağa, daha Kimseyi tehdid etmiyoruz, harbi isteyade sahsî bir mahiyette olduğundan mukavemet ve şecaatleri olmadıkça har doğrusu hiç bir an kaybetmemeğe mec miyoruz. İstediğimiz, doğruluğu şiar eonu tam manasile tanırmak veya öğret bin çetin ve biaman tehlikeleri sadece burdur. Esasen bütün san'atlar böyle dinmiş olan siyasetimizin anlaşılıp takmek kabil olmamakla beraber bu ikti makine silâhlarla önlenemez. Alet ne dir. Mütemadi ve metodik bir çahşma dir edilraesidir. Büyük Millî Şef Cumhuriyet ordusudarın belirtilerini tasvir ederek bir pro kadar mükemmel olursa olsun işleyen istemiyen hiç bir san'at yoktur. Daimî na itimadmı tekrarladıktan sonra şoyle filini göstermek ve bu sayede onu hiç daima eldir ve bu el de ruh kuvvemümarese ve metodik dikkat olmadıkça demiştir: olmazsa ayırd etmeğe medar olacak bir tine bağîıdır. Bununla beraber zamanı hiç bir san'at iktidarını tavında tutmak, yardımda bulunarak daha iyi tanıma•Dışan ile münasebetlerimizde slyasemız ordularının kadrolarında meslekî düşmesine mâni olmak kabü değıl ğa, hem de ayni kabiliyette olan genc rlmizi duru, dürüst olarak söyliyeceğiz ve ilmî kıymet ve bunlarm teknik ve dir. Çünkü her makine gibi inkumandanlara kendilerini daha kolay ve ahidlerimizin samimî yolunda yürüzihnî üstünlükleri gittikçe ehemmiyet san makinesi de durunca paslanır. buhnağa hizmet etmek mümkündür. yeceğiz. Hiç bir şart altında zor kabul peyda etmektedir. Bunun için Millî Şe Kumanda san'atı ise kendini asla gevHakikî kumandan, rütbesinin verdiği fin teknik tedrisatımıza verdiği ehem şetemez. Çünkü onun san'atı diğer san etmiyeceğiz.» Hiç bir siyaset ve hiç bir siyasî nuotoriteden ziyade şahsiyetinden doğma miyetin çok yerinde büyük bir adım atlar gibi ferdî kaderlere bağlı hususî bir otorite ile tesir eden üstün bir adam olduğunu, geçen yazımda olduğu gibi, bir şey olmayıp bir milletin mukadde tuk, bu kadar açik ve dürüst olmamışolduğundan her şeyden evvel içten tak burada da tekrar edeceğim. Ordumuzun ratını koruyan en ağır ve en mes'uli ttr. Oünyanrn bu karmakanşık ve kaplid edilmek istenen bir hayranlıkla kar rneşhur olan metanetine teknik haki yetli bir san'at olduğu için adeta yedi karanlık vaziyetinde Türkiye Cumhur Reisinin sesidir ki ortalığa doğruluk ve şılanır. Sempatinin en yüksek ve kuvmiyetini de katmayı temin edecek mü başlı ve yedi canlı olmak ve hiç durvetli şekü olan hayrtnlığı kazanmış olan aydınlık saçıyor. Başbuğumuzun siyaseti madan çalışmak lâzımdır. esseseler bir an evvel kurulacaklardır. bir kumandanla erleri arasında bütün ve sözlerile iftihar ederiz. Savaş, bir zaruret halinde devam etttkM Şekîb TUNC sertliğini kaybederek candan bir bağlılık haline münkalib olan kumandan her şeyden evvel sihirli bir tesir yapmağa. korku ve emniyetsizlikle kısılmış olan Küçük balıkçı esnafının ruhî enerjileri istenilen hedeflere boşaltmağa yarayacak bir ferahlık, bir iç dilekleri E L KİTAB I açıkhğı yaratmağa başlar ki bunun neMemleket dahiline balık gönderen ticesinde ordunun bütün ruhî kuvvetieri Yazan: PEYAMİ SAFA küçük balık ihracatçılan kendilerine kumandanın eline geçmiş olacaktır. Bir S i n e m a s ı n d a : hiç buz verilmedigi için hiç bir yçre baMaarif Vekilliğinin 83/9060 sayılı makine gibi hareket etmekten ziyade Şavanı hayret lık göndermek lmkânını bulamadıklave 20 ilkteşrin 941 tarihli kararile ruhî ve manevî kuvvetlerle çahşan i r rından şikâyet etmişlerdir. Bu küçük bütün okullara tavsive olunmuş ve sanlar bu suretle içten kazanıldıktan esnaf. az miktarda da olsa, kendilerine bu karar 13 ilkteşrin 1941 tarihli sonra onlardan azamî verimi almak arbuz verllmesini temennl etmekt«dirler. Tebliâler Dereisinin 144 üncü satık pek kolaydır ve işte hakikî kumanvısında çıkmıştır. Satış veri : dan ordularından en yüksek verimi alİstanbul Ankara caddesi Mevlid masını bilen kumandandır. Bunu bazan Filmi. muzafferane bü muvafAziz aile reisimiz merhum Denlzll tek bir sözle, bir işaret ve jestle temin CUMHURİYET KİTABEVİ mebusu Necib Ali Küçükanm ruhu fakivetle devam edivor. ettiği gibi en büyük tehlikelerde örnek Fiatı t25» kuruştur. için 6 ikinciteşrin 941 perşembe günü olmasını bilmekle de son dereceye kaGİDİP GÖRÜNÜZ. öğle namazını müteakıb Beyazıd camii dar yükseltmeğe muvaffak olabilir. şeriflnde Mevlldl Nebe^ kıraat edileceHakiki kumandan yalnız saygı değil, ğinden bilcümle hemşeri ve dostlan ayni zamanda sevgi kazanarak erlerin mızla arzu eden zevatın teşriflerini rica manevî kuvvetlerini en yüksek dereceeyleriz. Küçüka ailesi de yaşatıp muhafaza etmesini bilir, kumanda ve emirlerini hep birlikte ve Bulunmuş otobüs biletleri A K I Y O R: şevkle çalışmayı telkin edecek tarzda Dükkânımın önünde bir paket içinCumhurivet bavrammda verir. de otobüs biletleri bulunmuştur. Sahlmahşer kalabahsı halinde Bir kumandanın mutlaka gösterişli, binin aşagıdaki adrese müracaaü. sevredilen heybetli olması asla şart değildir. ÜniHasırcılar caddesinde 56 numaralı forma, ses, eda, çehre, etvar ve hareÖztürk Şekercisl Sabrt r e şerikl (TÜRKÇE) K kât, giyiniş tarzı gibi amillerin tesirleri in en son mucizesi olmakla beraber asıl tesir bunları taşı K yan insanın ruhundan geldiğinden hakiki otoriteyi yapan amil dıştan ziyade TARİHÎ KONSERLERDEN: 2 içte aranmak lâzımdır. Kumandan veya şef yaratılmış şahsiZekâi Dede Dellâzade Emin yetler daha ilk temasta insana, hal ve Ağa Mustafa Cavuş Rökor kırıyor. Ayrıca: tavrı, bakışları, sözlerile asla zecrî ol4 ikinciteşrin salı saat 21 de Fransanın dahî artisti SEHİR TİYATROSÜ Merhum Fethi Başaran için un harikulâde nefis filmi: KOMEDİ KISM1NDA ihtifal in hissî filmi Hilâl Genclik kulübü başkanlığından: Merhum Fethi Başeranın vefatının ikinci yıldönümü kırkıncı gününe ras3 G Ü N D A H A lıyan 3 ikinciteşrin 941 pazartesi günü Senenln en çok beienilen filmi GÖSTERİLECEKTİR. saat 16 da Üsküdarda KaracaahmeddeBu fevkalâde bayram proeramınm • ^ H son eiinlerini eörünüz ^ H ki ebedî medfeni başında, sönmez hatıralannı taziz için bir ihtifal yapıla caktır. Merhumu seven spor kulübleri müntesibleri ve meslektaşı a'vukat arkadaşlarmın ve İş Bankası memurlannın bu merasimde hazır bulunmalarmı rica ederiz. M. OKUL GRAMERİ SES İSABEL J f HERKES \MARMARA'ya D • TYRONE POWER Görülmemiş harika: NAMUS BORCU ROBERT TAYLOR t Eğlenee T Kadını GABIN ALENDAR veMİLLI'de KONSERYATUAR JEAN SON GEÇİD BENİ HATIRLA IPEK Sinemasında Evlenme Nikbahat Soyak kızı Nezihe Soyak ile Anadolu Sigorta şirketi meclisi idare azasından avukat Emin Dramanın oğlu Demirtaş Dramanın düğünleri dün öğleden sonra Park Otel salonlannda her iki tarafın alleleri, akraba ve dostlanmn huzurile çok neş'eli bir suret'e yapılmıştır. Genc çiftlere saadetler temenni ederiz. Bugün Beşiktaş GUREL Sinemasında 1 Türkçe YÜZEN KALELER 2 A T E S DÜELLOSU Ankara radyosunun sevimli İki tayin Maarif Vekâleti Neşriyat müdür muavini Mustafa Aral Orta Tedrisat umum müdürlüğü şube müdürlüğüne. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi türkoloji asistanlanndan Adnan Ötüken Neşriyat müdür muavinliğine terfian tayin edilmişlerdir. M E L E K Sinemasında Herkesin ağzında dolaşan Türkçe Sözlü ve Türk Musikisi DİKKAT: Bu film sinemamızda salı jriinü aksamına kadar gösterilecektir. Bugün seanslar: 12.30 2.30 4.30 6.30 v e 9 da 1 Saat 10.30 da tenzilâtlı matine B Salihin birden saçlan dikildi, gözleri açıldı: Kadın, diye haykırdı, seni götürüp papucu büyüğe okutmaktan başka çare yok.. Muhakkak çıldırdın.. Ben kim, altın tepsiye sahib olacak kim. Öyle ise imkânı yok, artık hiç bu evde oturmam.. Başının çaresine bak'.. Erkek yalvardı: Karıcığım gel etme.. Buradan gidersen, altını, gümüşü föyle dursun, belki taşını, tahtasını da bulamazsm... Pişman olursun!.. Ayşe dinlemedi, papuçlarını giydi, peştamalını başına örttü, dışarıya fır ladı. * * • * BOZ ÂSLAN Salâhaddini Eyyubî ve İBRAHİM ÖZGUR'ünü ÖLMEYEN AŞK ( WTTHERINTG HEIGHTS ) kelimeleri MASARİK STÜDYO 2 sonteşrin pazar gününden itibaren yalnız itiba: 2 " " " ~ sunda dinliyebilirsiniz. Telefon : 43848 MERLF OBERON ve LAURENCE OLIYIER tarafmdan harikulâde bir tarzda yaratılan ve SARAY SİNEMASINDA Bu hafta bütün zaferlerin rekorunu kıran sahane filmin ismidir. Bueün saat 10.30 da tenzilâtlı matine. Her kalbde ıztırap. her enzde yaş. her dudakta hasret atesi bırakan DOROTHY u n 1 LAMOVR MEMNU AŞK s o n z a f e r i «VTamanlar» köyü Anadolunun en şirin yerlerinden biridir. Sık ve yeşil bir ormanm kenarında. on, on iki toprak evden mürekkeb.. Ortasmdan berrak bir dere nazlı nazlı akıp gidiyor. «Yamanlar,> köyünün en çalışman erkeklerinden biri de oduncu Salihti. Sa den o da davar sahibi Fettahın kızı gibi lih her gün ortalık ağarırken baltasmı ayağma parlak şehürli kunduıaları geomzuna vurur, eşsğini yedeğine alır, çirmesin? Ah.. Hele eski püskü, delik deşik haormana gider, öğleye kadar kart ağaçların iri dallarını seçip keser, cşeşjine mur tahtasmdan çektiği.. Haftada iki yükletip kasabaya götürür, köyüne an üç defa yufka açarken anasından emdiği süt alnından damla damla ter olacak akşam karanlığında dönerdi. rak akıyor, topak topak un parçaiarı Salihin karısı Ayşe de o zamrna kaötesine berisine giriyor. tıkılıp kalıyordar çorbayı, yemeği pişirip hazırlar, esdu. Artık oklavayı üstünde istediği ki hamur tahtasının üstüne sofayı k u gibi gezdirip hamuru düzleyebilirsen rar, ikisi karşı karşıya geçer, güle oydüzle!.. naya karınlarını doyururlar, Allaha *** şükredip yataklarına girer, tath bir uyBir akşam Ayşe, kocasına son sözü kuya dalarlardı. Bu değişiksiz, fakat söyîedi: mes'udane hayattan Salih çok mem Bu hamur tahtasını değiştirmezsen nundu. Ayşe de şikâyst eder görünmüyor, lâkin içinden kendini yiyip biti sana artık ne ekmek yuğurabılirim, ne riyordu. Öyle ya, niçin o da muhtarın tarhana hazırlayabilirim, ne de yufka karısı gibi, üstüne al'.ı entariler giyip, açabilirim... Aslanım, ben taştan masa boynuna ^ıra sıra altmlar takmasm? gibi bir şey istiyorum.. Düz, pürüzsüz.. Su getirmek için seşmeye giderken ne Ah, o zaman öyle rahat edeceğim ki « = Halk hikâyesi Altın tepsi sorma... Süsüm yok, püsüm yok, gez mem yok, tozmam yok, bari evimde bir kolaylığım olsun.. Salih, başını önüne eğdi: Güç mesele ama Ayşe, dedi, mademki sen arzu ediyorsun, bir tane yapayım... Adam işini gücünü bıraktı. Hafta larca ormanda sabahtan akşama kadar taş yontmakla vaktini geçirdi. Kadın taş masayı görür görmez sevincinden ellerini çırptı: Aferin Salih, dedi, çok güzel olmuş... Dünyada artık başka hiç bir şey ıstemem!.. Fakat aradan iki üç ay geçer geçmez kadın gene mırın kırın etmeğe başladı: Bu taş masa da çok katı Salih.. Hamur açarken ellerim ona süründükçe buz kesiliyor.. Parmaklarım dona cakmış gibi mosmor oluyor!. Masa gibi Ahmed Hidayet sinden vaz geçtim.. Şöyle tepsiye benzer dümdüz bir şey de kâfi, ben onun altına kalburu da koyar yükseltirun.. Ama, gümüşten olmalı!.. Salih ormana geceyarısı gitmeğe ve evine çok geç dönmeğe başladı. Kasabaya günde iki sefer yapıyor, iki eşek j'ükü odun götürüyor, birile evinin geçimini temin ediyor, ötekinin parasını biriktiriyordu. Nihayet bir sene sonra bir gümüş tepsi ahp eve götürdü. **# Aradan iki üç ay geçince Ayşenin tavırları gene değışti, yüzü tekrar asıldı: Bu gümüş tepsiden de, dedi, hiç bir şey anlamadım.. Tahtanın, taşın rahatlığı olmadıktan gayri üstelik de teneke gibi bir şey... Ah bunun altını olsa.. O kış Karadeniz kıyılarmdaki kasabaları, köyleri gezen acayib bir dilenci kadın peyda olmuştu. Kapı kapı dolaşarak, abuk sabuk konuşarak dileni» yor, kendisine verilen ekmek parça lannı, yemek artıklarını çöktüğü kö şede, oturduğu taş üzerinde, mutlaka koynundan çıkardığı sarı bir çikolata kâğıdının üstüne koyarak yiyordu. Ahmed HtDAYET