CUMHURtYET î l Temmuz 1941 Moskova Seferi Ânkaradan dün Ç Şehir ve Memleket Haberleıp gelen Vckiller Adliye; Hariciye, Maliye ve Sıhhat Vekilleri şehrimize geldiler Iki ordu karşılaşıyor Rus orduları Smoleıtsk etrafında toplanmıstı. Napolyon'un kolorduları da 16 ağustosta buraya yetistiler Yazaıt: Emekli General Kahve tevziatı hakkmda çıkarılan dedikodular Vali Lutfi Kırdar, yapılan şikâyetler hakkmda mukni cevabîar veriyor yukarıda söylediğim gibi. almakta olduğu kahvelerle tatmin edilecektir. Gelelim evlerine tevziat yapılan vatandaşlardan bir kısmının çahştıkları miiesseselerden de kahve aldıklarma, daha sözJerime başlarken kahvenin bir memleket iaşesinde yer tutan ana maddeîerden biri olmadığı ve hükumetınjizin ia«e maddelerine dahi vesika koymaSa ihtiyaç hissetmediğini tebarüz ettirmekle, kahve tevziatının vesika usulündeki clçü ve görüşle muhakeme edilmesinin kat'iyyen doğru olmıvacağını hatırlatmak isterim. Biz, fişlerle aile başına hesab ettiğimiz 250 şer gramla İstanbula verilen kahvenin piyasada gizlenmesine mâni olacak ve verildiği kadar kahvenin halkın eline geçmesini mümkün kılacak bir tedbiri kullanmış oluyoruz. Eksik ve mahlut kahve vak'aları, eğer mevcud ise, halkın beledî mevzuat dahilinde buna cesaret edenleri, aid olduğu makamlara şikâyete, her zaman hakkı vardır. Bizde malumat olmadığına nazaran mahlut ve eksik kahve şayialarımn da mübalâğalandınlmış olduğuna hükmetmek icab eder. Bu itibarla, mükevyifattan addedilecek ve ihtiyaç maddelerinden olmıyan kahve için bu kadar Barfedilen tenkid gayretlerine yazık olduğunu söylemekliğime müsaade ediniz.» NALINA İHEM MIHINA Amerika harbe yaklaşıyor rmanlar arasından veya yakınından geçen, bati cereyanh büyuk nehirler vardır; bu nehirlerden kereste nakliyatında çok istifade edilir; kcsilmiş tomruklardan, yahud da yarı işlennıiş ağaclardan bü>ük sallar yapılır ve bunlar bazan başıboş, bazan da bir tek adamın idaresinde suyun akıntısına bırakılır. Bu kocaman kereste yığmlan, neîıir boyunca yavaş yavaş sürüklenerek aşağı doğru akıp giderler. Bunlar, herhangi bir nakil vasıtası gibi hızh degildirler; fakat durmadan ilerlerler; bazan nehrin bir dirseğine takıldıkları olur; o zaman saldaki adam, bir kanca veya sırık darbesile onu takıldığı engelden kurtanr ve bu muazzam kütle suların cereyanile ağır ağır yoluna devam ederek nihayet, menzıli maksuduna erişir. İşte Amerika da, bir sal gibi sürüklenerek harbe doğru gidiyor; gerçi bu gidiş ağırdır amma hâdiselerin akmtısile mutlaka yerine varacaktır. Amerika, İzlanda adasını işgal etmekle harb sahasının artık içine girmiştir. Amerika, harbe hazırlanan bir ordunun seferberlik ve yığmak devirlerinde yapmak mecburiyetiude buluıuhığu hareketleri yapıyor. İzlanda adasmın işgali, Amerikanm harbe gireceğinin en büyük delilidir. İngiliz ordusu tarafından sımsıkı turulmuş olan bu adaya Amerika askerleri göndernıenin başka ne manası olabilir? İzlanda gibi, Groenlandın da Amerikalılar tarafından işgal edildiğini kabul etmek lâzımdır. Gerçi, burasınm da işgal edilip edilmediğini soran gazetecilere, Amerika Cumhur Reisi Ruzvelt, askerj esran ifşa etmek istemediğini sb'ylemişse de bu kaçanıakh revab, suale evet cevabını vermekle müsavidir. Çünkü İzlandadan evvel bu ada ile Amerika kıt'asi arasındaki Groenlandın ilk merhale olarak işgal edilmesi icab ederdi. Amerika askerleri Groenlanda ya çıkmif, yahud da çıkmak üzere bulunnıustur. İzlanda, Groenlanddan daha evvel işgal edildiyse bu, İngiltereye daha çabuk yardım etmek ve Groenlanda yapüacak daha büyük mikyasta bir ihracı örtroek ve korumak için, yapılraif olınak lâzım gelir. H. Emir Erhilet Napolyonun 24 haziranda Kowno ve Gıodno'ya vuku bulan ileri hareketi üaerine geriye çekilen birinci ve ikinci batı Rus orduları Smolensk etrafında Dinyeper nehrinin şimal ve cenubundd tecemmü etmiş ve bir fırka sol cenah ilerisinde Kraisny'ye sürülmüşlü. Fran817 orduları da büyük kısınıla \Vitebskte ve diğer kuvvetlerle Düna nehri üzerindeki Weliş sehrinin cenubunda, Lestıo'da ve Dinyeper nehri üzerinde Dubrovvna; Orsa, Mohilew bölgelerinde bulunuyorlardı. Birinci Fransız süvari kolordusu Porjetschje'ye, ikinci ve iiçiincü süvari kolorduları Smolensk isti* katnetinde Eudnja'ya ve kısmen İnkowo'ya sürülmüslerdi. 4 üncii süvari kolordusile 5 inciden bir kısım cenubda. tsağ yan muhafızı olarak Dinyeper ve Ecgacevv'de idiler. (Krokiye bakınız) Bu suretle Suraş'ın doğusile VVitebsk ve Lesno bölgesinde bulunan Fransız ordusunun büyük kısmı, ilersini üç süvari kolordusile örtmiiş ve korumuş olduğu için Ruslar, Fransız ordusunun büyük kısmının yerine dair doğru bir malumat alamıyorlardı. Yalnız Fransız ordulannın iki aydanberi fena gıda ve dizanteri sebebile verdikleri 130,000 kadar insan ve 80,000 at telefatından haberli idiler. Bilhassa Fransız ordulannın afaletini görünce de, Rus tarafından toplanmış olan iki ordu ile, çok dağınık ve birbitinden uzak ordugâhlara dağılnuş bulunan Fransız ordularma, İnkowo üzerinden taarruz etmek fikri hasıl oldu ve bu fikir tatbik mevkiine konuldu. Fakat bu suretle İnkowo üzerine sürülnıüş olan Fransız öncüsü ile Rus kuvvetleri arasında 8 ağustosta vuku bulan muharcbe sUrekli bir savaşa dönerek hiç bir kat'l netice vermedi. Çünkü Rus baskumandanı Barklay. yanlıs olarak, Fransız oıdusunun büyük kısmını Poriyctçe'den Smolensk'e giden sinıal caddesi üzerinde zannetmis ve oraya dönmüştü. Hata anlaşıldığı zaman ise Fransızlar toplannıağa baslamışlardı. Bu sebeble Bagration (yani 2 nci Rus ordusu kumaîidanı) Smolensk'e geri döndü. Barklay ise }2 ağustosta cenııbdaki yola tekrar yöııüldü ve Wolokowaja'da muharcbe mevzii aldı, Bu esnada Napolyon Witebsk başkumtındanlık karargâhında bulunuyordu. Rusların İnkovvo'ya yürüdüklerini ve bu sebeble orada bir muharebe başladığını haber alınca, düsmana mukabil taarmza gecmek için derhal ordusuna toplanmak enırini verdi. Ruslann taarruzu Napolyon için bir fırsat ve bir nimetti ve o, böyle bir taarruz ihtimallerini evvelden hesablayarak bazırlanmıştı. Bu sebeblc Napolyonun dağınık orduğâhları, bilâkis her taraftan düsmana, yan ve gerilerine doğru yürüyerek onu sarıp ifna edecek aurette mukabil taarmza elverişli idiler. Smolensk m e y d a n m u h a r e b e s i n e doğru.. Bu suretle, o düşmanın taarruzu duraklamadan yani 11 ağustosta Lesno'da 100,000 kişi toplayabilmişti. Bunlann gerisinden, Witebsk'den hareket eden hassa kolordusu ileri yürümekte idi. Orsa ile daha cenubda ordugâhta bulunan ordu kısunlanna Dinyeper sol sahilinde. Eomanovvo yürüyüş istikameti verilmişti. Bu esnada ordunun büyük kısmı, Babinovvitçi ormanlan içinden sakh olarak, sağa doğru, Smolensk istikanıetinde yürümüş ve 13 ve 14 ağustos günlcrinde Rossasna ve Chomino civarlarında kunılan üç köprü vasıtasile Dinyeper'i geçmisti. General Pajol kumandasında, bir hafif süvari taarruzu. Dinyeper simal sabilinde, bu ileri yürü>üşü örtüyordu. Ljady ve Krasny üzerinden Smolensk üzerine ileri yürüyüs 14 ağustosta başlamıştı. Murat, cem'an 15,000 atlı tutan, 3 süvari kolordusile jürüyüşü açtı. Onu Ney'in Davut'un ve İtalya Kral Naibi Eugen'in kumandalarındaki kolordularla hassa kolordusu sıra ile takib ediyorlardı. Adlan önde sayılan üç Mareşal Napolyonun en eski ve tecrübeli kumandaıılan idi. Eomanowo'da toplanan Poniatovvski vc İunot kolorduları da buradan Smolenski'ye 14 ağustosta hareket etmişlerdi. Murat, Krasny'de Newerowski'nin kıımandasındaki bir Rus fırkasına çattı. Fakat Ney'in kolordusu buraya yaklasmca Rus taarruzu hemen dümeni gcriye kırarak Korytnja'ya kadar takib edildi. Fransız atlannm yorgunluğu sebebile Murat ertesi gün takib etmediği halde de Newcrowski'nin taarruzu kendiliğinden ricate devam ederek General Rajewski'nin kolordıısune iltihak etti. Sonra, bunlann her ikisi geceleyin Smo lensk'in yakınına kadar geri gittiler. Smolensk. Bagration'un Barkiay'a iltihak efrmesi üzerine kuvvetten tecrid edilmiş olduğu için. bu suretle şimdi 17,000 kadar bir muhafız kıt'aya malik olmuş oldu. Murat. 15 ağustosta Ljubnja'ya varmıstı. 16 da. onun süvari kolordulaı ından baska Smolensk'in cenubuna Ney ve Davut'un kolorduları da yeüşmislerdi. Smolensk şehri Dinyeper'in sol sahilinde idi ve bir yüksek ve kalın kale duvarile çevrilınisti. Bu kale duvarının bedeninde açılmıs büyücek bir gedik, nevama bir iç kale vazifesini görcn bir toprak tabye vasıtasile kapanmıstı. Dinyeper nehrinin sağ sahilinde sehrin varosıı bulunuyordu. Ruslar, nehrin sağ sahilinde bir köprü basile temin edilmekte bulunan mevcuıl bir köprüden maada. daha iki kayık köprü kıırdular. Bununla beraber 100 metre genişliğinde bulunan nehir, şehıin hemen yukarısında ve Prudiscewo yakınında geçid veriyordu. Napolyon 16 ağustosta Smolensk'in az tesirli bir bombardımanile iktifa etti ve mütebaki kolorduların varmalarmı bekledi. Bunlardan hassa kolordusile Ponia towski kolordusu. akşam geç vakit vasıl olmuslardı. İunot ise bir kılavuzun yaıılış yol göstermesi sebebile ancak 17 aksamı gelebildi. Napolyon, Kral Naibinin kolordusunu, ordunun gerilini korumak için Korytnja ile Ljubnja arasma yerlestirmisti. Çünkü. Napolyon'un da düsmana dair malumatı yok gibi idi ve bu sebeble Smolensk'in garbı civanna bırakılmış olan Rus kuvvetinin Dinyeper üzerinden Fransız ordusunun gerilerine taarruzunu muhtemel görüyordu. Hariciye Vekili Şükrü Saracoğlu, Maliye Vekili Fuad Ağralı, Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekili Hulusi Alataş ve Adliye Vekili Hasan Safiyeddin dün sabahki ekspresle şehrimize gelmişlerdir. Vekiller, Haydarpaşa istasyonunda Vali ve Belediye reısi Lutfi Kırdar, EmVilâyet emrine verilen kahve dün niyet müdür vekili Salâhaddin Aslan Korkut ve Vekâletler mensubları tara teslim alınmıştır. Bu seferki yeni tevziat da gene çekilmiş olarak yapılacakfından karşılanmışJardır. tır. Resmî devair memurlarımn ihtiyacı İki Vekil daha geliyor Ankara 10 (Telefonla) Bugün de olan kahve Belediye Kooperatifi taraiki vekilimiz bir müddet dinlenmek ü fından verilecektir. Kooperatif, aldığı zere İstanbula hareket etmiştir. Güm kahveyi bu günden itibaren hazırlayacak •ük ve İnhısarlar Vekili Raif Karade ve önümüzdeki çarşamba günü tevzie ıiz sabahleyin Torosla. Dahılive Vekili baslayacaktır. Birinci parti kahve tevziatı hakkmda ="aık Öztrak da 15,20 trenile İstanbula yapılan şikâyetler hakkında Vali ve Be;itmislerdir. lediye reisi doktor Lutfi Kırdar dün şu iz?hatı vermiştir: SEHİR tSLERt • Kahve tevziatınm bir kaç gündenbcri mütemadiyen üstünde durulan bir Belediye kimyahanesinde mevzu halini nidığmı gördüğüm için s:ze, bu mesele hakkında izahat vermek ihmuayene edilen maddeler tivrıcım hi^setlim. Haziran ayı içinde Belediye kimyaEvvelâ, kahvenin memleket iaşesinde hanesinde 1075 muhtelif gıda maddesi yer tutan ana maddelerimizden olmanin tahlilleri yapılmıştır. Bunlar ara dığını kabul etmemiz lâzımdır. Bıliyorsında sucuk ve salam gibi maddelerden sunuz ki Ticaret Vekilimiz, bütçe tnü25 inden 3 ünün, 23 memba suyundan zakereleri esnasında, Büyük Millet Mec2 sinin, 125 süt ve sütle yapılan mad lisi huzurunda söyledikleri gibi, hükuieden 15 inin, 35 grozdan 7 sinin, 14 metimiz şu buhranh senelerde dahi eti, 'rancala unundan yapılan maddeden şekeri, ekrr.eği her vatandaşı tatmin edesinin, 202 ekmeklik undan yapılan cek nispette bol olan bu mes'ud vatamaddeden 22 sinin, 375 ekmekten 8 inin, nımızda vesika usulüne müracaate lü73 tathdan 23 ünün, 66 baharattan zum görmemiştir. Kahvenin, memleket :i inin, 99 yağlı maddeden 7 sinin, 38 iaşesinde yer tutan ana maddelerdun ;abundan da 4 ünün bozuk olduğu an biri olmadığına, sözlerimin başında :şalaşılmıştır. ret edişim, iaşe çerçevesi içinde tetkik Son günlerde gazoz şişelerinin ka edilmesi varid olmıyacağı ve bu maddepakları da muayene edilmeğe başlan n;n tevzii hakkmda hakh, haksız ve mıştır. Bu suretle 260 gazoz kapağının ileri, geri yürütülen ?öz etrafında kana:ullanılmış olduğu tespit edilmi?tir. atimi beürtmek içindi. Çocuklar için francala ihtiyacı Yağ, et ve pirinc fiatları Sıhhat Müdürlüğü Alâkadarlar? gayri Vekâlete tabiî fiat artışını bir rapor gönderdi tetkik ediyorlar Sıhhat işleri müdürlüğü francala yemek ihtiyacında olan küçük çocuklar hakkında bir rapor hazırlayarak Vekâlete göndermiştir. Bu raporda 1 5 yaşındaki çocuklara francala verilmesi zarureti ileri sürülmektedir. Yapılan ietkiklere göre İstanbulda, bu yaşta bu lunan çocukların mecmuu 40 bindir. Çocuk başına 125 200 gram hesabile her gün 100 çuval francala ununa İhtiyaç görülmektedir, Vekâletten müspet cevab geMiği takdirde tevziata başlanacaktır. Belediye francala tevzi mıntakalannda bazı değişiklik yapmıştır. Beyoğlu kazasında: Yeniçarşıda, Osmanbeyde, Tak simde, Galatada, Eminönü kazasında, Beyazıdda, Sirkecide, Balıkpazarında, Fatih kazasında: Fatihte, Lâlelide, Şehremininde, Eyübde, Bakırköyünde bırer satış şubesi tesis etmiştir. Tuzsuz ekmek imaüne başlanmıştır. Her gün 100 kilo tuzsuz ekmek yapılmaktadır. Fiat Murakabe bürosu, Mıntaka Ticaret müdürlüğü ve Ticaret Ofisi yağ, pirinc ve et fiatları üzerinde meşgul olmaktadır. Yapılan tahkikattan öğrenildiğine göre bazı tacirlerin de iştirakile yağ tacirleri, Urfa yağları için aralarmda bir şirket kurmuşlardır. Bu şirket bir nevi yağ tröstü telâkki edilmektedir. Yağ fiatları gayritabiî olarak yükseldiğinden bu mesele üzerinde ehemmiyetle durulmaktadır. Mahalle aralarında açılan sinemalar Son günlerde mahalle aralarında açılan yazhk sinemalann fazlalaştığı görülmüştür. Bu sinemalar, geç vakte kadar faaliyette bulunarak halkı rahatsız ettiklerinden bir çok şikâyete ebeb olmuştur. Belediye, bu hususta alâkadarlara bir emir göndermiş, ci/annda kesif ev bulunan mahallelerde açılan bu kabil sinemalann kapatılmamı. seanslann en çok saat 11 de bitmesine dikkat edilmesini bildirmiştir. ADUYEDE Tevkif edildi Beyoğlunda Sakızagacında sarhoşluk üzünden Manol isminde birisinl talanca kurşunile yaralıyan Halü ve o ;ırada yanında bulunan arkadaşı Hasan, dün Adliyeye verilmişlerdir. Sorguyu mütekıb, Halil, Tevkifaneye gönlerilmiştir. Hasan, serbest bırakılmi}ır. Şimdi, tevziat İçin belli başlı söylenen şeyleri bir gözden geçirelim: Deniyor ki, bazı semtlerde henüz tevziat başlamamıştır. Adalarda yalmz 500 eve tevziat yapılmış, mütebaki 1500 eve yapılmamıştır. Balattta, Yeşilköyde, Cihangirde evler henüz fişlerini alama mıştır. Bütün bunlara mukni bir cevab teşkil edecek bu kevfiyeti söylemekle iktifa edeceğim. İstanbulun, bu seferki tevzideki ihtivacını karşılamak üzere verilecek 1336 çuval kahveden 557 çuvalını aldık. Mütebaki çuvallan da peyderpey teslim etmekteyiz. Bakııköy kazası 150 şer gram eksik kahve tevziat yaparak elindeki kahveyi mahallî vaziyete nazaran, seyyanen taksim yolunu tutmuş ve mütebaki hissesini aldığı zaman da 250 gramı itmam edecek bir tedbir tarzı bulmuştur. Adalar, bir kısmına hisselerini tamam vermeyi, diğer kıs rmna da ikinci mevrudatla ikmali ma hallî vaziyete göre daha münasib addetmiştir. Fiş dağıtılmıyan diğer mmtakalar da. Anadoluhisarı Nahiye Nüdürlüğü Kocaeli Vılâyeti maiyet memurlarınden Haldun Osman Menteşoğlu, Anadoluhisar nahtye müdürlüğüne tayin edilmiş ve dünden itibaren va zifesine ^aslamış tır. . Haldun Osman Menteşoğlu, Hukuk Fakültesi 939 940 Haldun Osman mezunlanndan oMenteşoğlu lup, memleketin \Ucudile iftihar edeceği seciyesi sağlam, dürüst ve kültürlü bir gencdir. Kocaeli Vilâyet maiyet memurluğunda bulunduğu kısa bir müddet zarfında çahşkanlığı, işgüzarhğı ve hukuki malumatile âmirlerinin derhal nazarı dikkatini celbetmiş ve takdirle karşılanmıstır. Bu değerli gence, yenl vazifesinde ve memlekete hizmet yolunda muvaffakiyetler dileriz. Mahkum oldular Gedikpaşada bakkal Agob. karısı Veronika ve dükkânda çırak Nişan hakPamuk iplikleri harice arında, mevcui kesme şekeri, kilosu satılıyormuş >0 kuruştan satacak yerde 55 kuruşa atmaktan dava açılmıştı. İstanbul İstanbul için verilen pamuk ipliklekinci asliye ceza mahkemesl, dün her rinden bir kısmının harice satıldığı öğüçünün de 25 er lira para cezası öde renilmiş ve Denizlide 500 paket iplık mesine ve dükkâmn 7 gün müddetle yakalanmıştır. Bu hususta tahkikat yakapatılmasına karar vermiştir. Mevkuf pılmaktadır. bulunan Nişan, serbest bırakılmıştır. MAAR1FTE 1KT1SAD Bir yankesici mahkum oldu H. E. ERKİLET Zabıta vak'alarî Evvelki gece Beyazıdda sarhoşluk yüzünden bir yaralama vak'ası olmuştur. Ordu caddesinde 141 numaralı pasta fırımna saat 24 te Ahmed Yıldınm ve Necati adlannda iki kişi gelmistir. Pasta fırını sahibi Kadri bunlann sarhoş olduğunu görmüş ve kendilerine artık lınnı kapamak mecburiyetinde olduğunu söylemiştir. Bu yüzden çıkan münakaşa şiddetli bir kavgaya müncer olmuş ve bu sırada Ahmedle Necati fırının büyük vitrin camını kırmışlardır. Bu gürültüden sonra oradan kaçmak istiyen Necati ile Ahmedi Kadri bırakmak istememiştir. Bu vaziyetten kurtulmak istiyen Necati cebinden bir kunduracı bıçağı çıkararak Kadriyi baldırmdan yarala mıştır. Gürültüye yetişen polisler Necati ile Ahmedi yakalamışlardır. Kadri tedavi altına alınmıştır. iç Küçükpazarda Yavuzsinan mahallesinde Şakşırcı sokak 1 numarada oturan Muradm 7 yaşlarmdaki kızı Leman, ayni sokaktaki 20 numaralı apartımanm merdivenlerinde oynarken ayafı kayarak düşmüş, başmdan ağır surette yaralanmıştır. İf Galata Zürefa soksğında kapalı bulunan Ağavniye aid umııml eve giren sabıkalı hırsızlardan Çakır Mehmed Ali, muhtelif eşya ve bu meyanda gümüş çatal. bıçak çalmış, çaldığı eşyayı satarken yakalanmıştır. Suçunu itiraf etmiş ve eşyanın bir kısmını da ayni sokakta viran bir evin içinde toprağa gömdüğünü söylemiştir. ir Zeyrek caddesinde kahvecilik yapan Bilâl, aralarındaki bir mesele yüzünden Unkapanında oturan arkadaşı Nazımı evvelki gece Vefada kalçasın dan yaralamıştır. İt Fatihte Serezli sokağında 22 numaralı Hayrinin oglu Halim, bahçelerindebi armud ağacına çıkarken muzavenesini kaybederek düşmüş, başından agırca yaralanmıştır. Bir hakaret davası Türk islâm eserleri müzesi müdürü Abdülkadiri vazife ifası esnasında makamında tahkirden suçlu sabık hademe Arifin muhakemesine, Istanbul sekizinci asliye ceza mahkemesinde dün başlanmıştır. Tahkikata nazaran, gece bekçiliği eden Arifin vazifesine, bazı ahvalinden dolayı müze idaresince nihayet verilmiştir. Müdür Abdülkaüir, makamında, bu karan, başkâtib Fehmi ve başhademe hazır bulunduğu halde, Arife bildirmiştir. Arif de bunun üzerine hiddetlenerek, müdüre karşı yakışık almaz bazı lâkırdılar söylemiştir. Dünkü celsede, müdür Abdülkadir, davacı yerine gelmiştir. Suçlu Arif, yoktu. Şahid olarak, tahkikat fezlekesini hazırlıyan Topkapı sarayı müzesi müdürü Tahsin, Türk islâm eserleri müzesi başkâtibi Fehmi, başhademe Mehmed ve müae hademelerinden, gece bekçilerinden pek çoğu dınlenilmiştir, Şahidlerden bir kısmı, hakarete doğrudan doğruya şahid olduklarını, bir kısmı da Arifin vazifesine nihsyet verildikten sonra kendılerine «ben müdüre sunlan söyliverek hakaret eltim» diye suçunu kendi ağzile tekrarladığını anlatrmşlardır. Suçlu Arif, bulunamamıştı. Mahkeme, kendisinin zabıtaca pranıp bulunması için müddeiumumiliğe müzekkere yazılamsını karar aitına aîmıştır. Mu1 hakemenin devamı, bu sebeble başka bir güne kalmıştır. Orta tedrisat müdürlerinin Mahmudpaşadan geçen Melâhatin çerisinde 15 lira bulunan çantasını içtimaı yankesicilik suretile aşırmaktan mazOrta tedrisat mekteb müdürleri dün nun Niyazi, Sultanahmed ikinci sulh öğleden sonra kız lisesinde Maarif müceza mahkemesinde mevkuf olarak mudürü Tevfik Kutun riyasetinde tophakemesi neticesinde dün 5 ay, 25 gün lanmışlardır. Toplantıda müdürler, hapse mahkum olmuştur. kendi mekteblerinde açılacak ikmal kurslarımn adedi ve kaydolan talebe Cezalandırılan esnaf miktan hakkında izahat vermişlerdir. Dünkü kontrol esnasında Eminönü Müzakereler sonunda her mektebde kazası dahilinde 16 esnaf temizliğe ri muhakkak surette tatil kursu açılmaayetsizlikten, 11 esnaf caddeyi işgalden, sına, yalnız, her hangi bir dersin muikmale 4 esnaf da sıhhi muayene yaptırmamak allimi bulunmazsa, o dersten kalan talebenin, başka bir mektebde suçlarından cezalandınlmışlardır. Beşiktaş kazası dahilinde de iki fı açılacak kursa almmasına karar verilnnda 205 kilo tartılan noksan ekmek miştir. Tespit edilen kurs programı tasmusadere edilmiş ve fırıncılar hakkın dik edilmek üzere Vekâlete gönderilmiştir. da cezaî zabıt tanzim edümiştir. Mis Belle Maron, Filadelfiyrya hareket edecek ekspresin ikinci mevki kompartimanlarından birinin kapısında durmuştu. Bir taraftan bavullarını raflara yerleştirmekte olan zenci hamalın hareketlerini dikkatle takib ediyor, diğer taraftan da biraz sonra kurulacağı koltuğu gözüne kestirmeğe çahşıyordu. Arkadaşı Grace Esdaile yanından bir yılan üıhinasile kıvrıhp geçerek İçeriye girdi. ortadaki küçük masanm üzerine o günkü gazetelerden bir kaç tanesini bırakarak: Deary, dedi bunlar uzun yolda seni hiç olmazsa biraz oyalar1 Trenin hareket zamanı yaklaştığı için Grace arkadaşmm boynuna sarılıp yanaklanndan öptü: Belle, dedi haydi Allah selâmet versin! Mis Maron bu temenniye omuzlarını silkerek cevab verdi. Meyusane ve müteessirane dudaklarını büktü. Sonra İçin den mırıldandı: Allah selâmet verecek olsaydı, Nevyorktaki kolejlerden birine tayin olunurdum da, hayatımı kazanmak uğrunda piyano muallimliği etmek için Filadelfiyaya kadar gitmek mecburiyetinde kalmazdım. Heyhat bende böyle bir talih ne gezer!. Azgın bir boğa Hüseyne aid bir boğa, Mezbahada kesim yerine götürülürken ipini kopararak etrafa salmağa başlamıştır. Bir kaç kişi muhakkak bir tehlikeden güçlükle kendilerini kurtarmışlardır. Bu aralık bir beygiri öldüren boğa bir hayli uğrasıldıktan sonra öldürülmüştür. Her zaman söylediğimiz gibi Amerika, Pirinc fiatlarında bir müddettenberi görülen yükselme tamamen gayritabiî Almanya ile harbe karar vermiştir; fabir şekil aldığından üzerinde ehemml kat. evvelâ tamamile hazırlaııacak kadar yetle durulmaktadır. Çeltik ve pirinc vakit kazanmak istemekte, ajni zamanpiyasasına hâkim olan bir iki firmanın da, Amerika efkân umumiyesine karşı çeltikleri İstanbula getirmiyerek mahal Almanyayı mütearnz m^vkiinde göster» linde sakladıkları ve İstanbulda fiatları mek ve haksız çıkarmak için, bahane aramaktadır. Almanya, Amerika ile de yükselttikleri iddia olunmaktadır. Bu harbe girmekten içtinab ettiği için Ayüzden pirinc fiatlan perakende olarak merikalılar, bir harbe vesile olacak ted50 kuruşu geçmiştir. Bundan sonraki birleri aramakta ve almakfadırlar. İste, mevsimde pirinc istihlâki daha çok ol İzlandanın işgali hem müstakbel harbde, duğundan fiatlarm yüzde elli nispetinde iyi ve mühim sevkülceyşî mevkileri şimyükselmesi ihtimali başgöstermektedir. diden elde etmek, hem de bu harbi çıNormal telâkki edilmiyen bu halin önü karacak vaziyetleri temîn etmek gayesine geçilmesi için tedbirler alınacaktır. ne matuf hareketlerdn biridir. Son günlerde İstanbula istihsal mıntaAmerikanAlman harbinin nasıl çıkakalarından az koyun gehnektedir. Son bileceğini, Çörçil'in, İzlandanın işgali hafta zarfında ge.en koyunlar günde hakkındaki nutkunun şu cünılelerinden vasatî olarak 3000 dir ki bu miktar az gö anlamak mümkündür. Çörçil, .İzlanda» rülmektedir. Bunun sebebi muhtelif A daki Amerikan kuvvetlcrine gönderilenadolu şehirlerinde fiatlarua yüksek o cek malzemcnin çok tehlikeli sulardan luşudur. Bu vaziyet karşısmda teşrini geçmesi lâzım geleceğini» söyledikten sani sonuna kadar İstanbula normal o sonra, «Bizim de ayni denizlerden mülarak koyun muvaredatının devamı için temadiyen geçen vapurlanmız bulundunarkın kaldırılarak fiatlann rekabete ğu cihetle alâkadar iki memleket harb bırakılması ve bu suretle İstanbuldaki gemilerinin birbirlcrine münasib şekilde stokun da kabartılması düşünülmekte karşılıklı yardımda bulunmalan, hiç dir. Komisyon bu hususta pazartesi gü şüphe yok ki elverişli olacaktır.» diyor. Amerika iyice hanrlandıklan sonra, nü karar verecektir. günün birinde İzlandaya asker ve malBazı ellerin piyasadan kesme şekeri zeme nakleden Amerika gemilerinden toplayarak elaltmdan bıınlan kilosu 70birinin Alman denizaltılan tarafmdan 80 kuruşa kadar piyasaya çıkarttıklan, batırılması üzerine, yahud hahnmıza bilhassa çay için kesme şeker kullan gelmiyen bir sürprizle Alman Amemak zaruretinde olan kahveciler, kazl rikan harbi patlayarnktır. O vakte kanolar ve büfelere sattıkları öğrenilmiş dar da Sovyet Rusya ile meşgul olan tir. Fiat Murakabe bürosu bunlann kim Almanya, Amerika ile harbe sebebiyet ler olduğunu şiddetle araştırmaktadır. vermek hatasına düşıııemeğe çahşacaktır. Fakat, Amerika kuvvetlendikçe daha faal, daha kavgacı olaraktır. Almanya MÜTEFERR1K için, Amerika ile de miicadele etmemek harbi Seferlere çıkan vapurların mathıbsa,bir şey kısa kesmekfen başks yapacak yoktur. kontrolu Amerika, nehrin cereyanma kapılmış Mıntaka Liman riyasetl, yakın ve u bir tomruk veya kereste salı gibi harbe zak sefer yapan vapurlann tahlisiye doğru akmakta ve hergiin bir merhale vasıtalannı esaslı bir tetkikten geçir daha katederek menzili nıak'uda yakmektedir. Her vapur sefere çıkarken laşmaktadır. liman kontrolu tahlisiye vesaitini gözden geçirecektir. Uşaklarm her birinin kucağında birer kâğıd yığuıı vardı. Hizmetçi kadın, ihtiyar kızın şaşkmukla kendisine baktığını görünce: Mis Maron, dedi, mektublarınız.. Mektublarım mı? Evet, iki yüz yetmişi taahhüdlü olrinde kuvvetli şüpheleıin toplanmasuıa mak üzere tam bin yedi yüz kırk alti sebebiyet vermişti. Sonra, asıl katil kadınm eşkâli zabıtaca inceden İnceye tes mektub.. İhtiyar kız, bunları ancak üç günde pit ediknemiş olduğu için, yaşlı, durmuş oturmuş, erkeğe benzer iri kemikli bir üstünkörü ve yarımyamalak güç okuyakız olması da polislerın ve adliye erkâ bildi. Mis Grace Esdaile'lnki istisna edilnınm üzerinde aleyhine tesirler yapmış mek şartile diğerleri hep erkeklerden tı. Bereket versin eşlere, dostlara ve tut geliyordu. Ekserisi: «Mis Maron size tuğu cerbezeli avukata.. Mis Maron'un delicesine âşıkım!» cümlesile başlıyor, o çiftliğe hayatmda bir defa ayak bas «Eğer lutfen kocahğa kabul ederseniz madığmı ispat ederek biçareyi asıl katil tek kelimelik bir kart yazın, derhal atutuluncıya kadar hapiste yatmaktan yaklarmıza yüz sürmek üzere geleyim!» cümlesile bitiyordu. kurtardılar. Gıyabî âşıklanndan ya'nız bir tanesi «Mis Maron, diyordu, polislerin sizi tevkif etmekle değil, salı\eımekle aldandıklarını zannediyorum. Kanaatimce hakikî katil sizsiniz. Fakat buna rağmen ızi sevmekten kenîimi alamıyr Hatta muvafakat ederseniz hayatımızı ebediyen birleştirmeği teklif edeceğim.. İhtiyar kıza, bu garib düşünceli adamın mütaleası hepsinden oıijinal seldiği için sade ona cevab yazdı ve teşrNini rica etti. Adam çok çirkin ve mahcubdu. Mis Maron: Kuzum, dedi, beninr.ie evlenmek nereden aklımza geldi? Adam ezilip büzülüp e'.lerini uğuşturduktan sonra önüne baksrak cevab verdi: Şimdiye kadar başka hiçbir kadma böyle bir teklifte bu'unmak için kendimde cesaret görsmedinı de ondan!. Kakleden • ? Amerikan hikâyesi Mavi sakallı kadın siyah elbiseli, kül rengi şapkalı adam hâlâ gözlerini piyano muailiminin üzerinden ayırmıyordu. İlk durakta telâşlı telâşh înmiş ve heyecanh bir telefon mükâlemesinden sonra tekrar trene binmişti. Katar Filadelfiyaya vâsıl olup da yolcular sağa sola dağılmağa başladıkları anda siyah kostümlü, kül rengi şapkah adam, sağ elinin iki parmağını ağzına götürdü. Garın dumanh havasında keskin akisler yapan tiz ıslık sesinin geldiği tarafa bütün orada bulunanlar gibi Mis Maron da başını çevirip bakmıştı. On anda çevik ve tetik dört beş kişinin üzerine doğru hücum ettiklerini gördü. Siyah elbiseli, kül renkli adam sol elini omzuna koymuş, sağ elilo de minimini bir kelepçeyi kollarına doğru uzatıyordu: Mis Belle. dedi, sizi kanun namma tevkif ediyorum! ^ *** Filadelfiya emniyet müdürlüğünün, yaptığı yanlışlığı anloyıp Mis Maron'un masumiyetine kanaat getirebilmesi için üç dört günlük bir gayret sarfetmesi lâzım gelmişti. Çünkü, isim benzerliği bir tarafa bırakılsa bile gazetelerin ilk sahifelerine geçirdikleri cinayet haberini ihtiyar kız, garib ve acib bir dikkatle okumuştu. Kendi cürümlerinin matbuata ne şekilde aksettiğini takibe bütün canilerin pek ziyade merak ottlklerini herkes bilir. Zavallı piyano muailiminin de trendeki yerine oturduğu zaman tesadüfen gözlerinin bu havadise ilişmesi, üze Âşık çobanın marifeti Izmit 10 (Hususî muhabiıimizden) Karasuyun eşrafından Şükrünün 18 yaşlarmda Mürü\rvet adındaki kızına âşık olan çobanları Mustafa, kızı zorla kaçırmak istemiştir. Bu zorlu âşıktan kurtulmak için feryada başlayan Mürüvveün imdadına koşan diğer çoban Mustafa ile Mustafa arasında çekişme olmuş bu sırada Mustafa imdada koşan çobanı ve Mürüvveti muhtelif yerlerinden jaralayarak kagmıştır. Belle! Diye hitab ettiğini işitince gözleri parlayarak trene doğru yaklaşmış ve lokomotif hareket düdüğünü çaldığı anda basamağa atlamıştı. İhtıyar kız, istasyonu ve oradaki kalabalığı kendisine mendil sallayan Mis Grace'i bir müddet yaşlı bakışlarla seyrettikten sonra yerine oturdu. Gazetelerden birini açıp okumaya koyuldu. İlk sahifede başlıkları büyük harflerle yapılmış heyecanh bir haber nazarı dikkatine çarpıyordu. Uzak eyaletlerden birine aid çiftliklerden birinde çok feci bir seri cinayet meydana çıkarılmıştı. Bir kadın gazetelere «Güzel ve zengin bir dul kadın kendisine münasib bir zevc arayor!» şeklinde verdiği ilânlarla yirmiye yakm erkeği çiftliğe celbederek öldürüp parçalamıştı. Bu mavi sakallı kadının tnalum ya, frenkler Landrue g'bi muhteris, kadın katillerine mavi sakal derler. Bu vasıf niçin erkek katili kadmlara da verilmesin adı Belle GunEvet, Mis Maron hakikaten bedbaht ness'ti. bir kadındı. Şimdiye kadar sevilmemiş, Mis Maron kendi kendine düşündü: evlenmemiş bir yuv?ya sahib olamamış Küçük lsmi benimkinin ayni! Fatı. Hiçbir erkek onu almak istememişti. kat, ne kan içici mahlükmuş bu, yarabÇünkü güzel değildi, ser\'eti de yoktu. bi! Hele bundan sonra izdivac etmek ümidi Yirmi erkekten herhangi birini koca kalmıyor gibiydi. Gün geçtikçe büsbü olarak intihab etmek imkânı varken tün çirkinleşiyor ve ihtiyarlıyordu. boş yere hepsinin canma kıymak, Mis Üç dört dakikadanberi Mis Maron'u Maron'un üzerinde nefret edilmeğe lâyık dışarıdan büyük bir tecessüs ve merak vahşiyane bir delilik teiirini yapmıştı. la tetkik etmekte olan siyah kostümlü İhtiyar kızı istasyonda merak ve teve kül rengi şapkalı bir erkek Grace'in cessüsle tetkik eden ve tren hareket arkadaşına; cderken son dakikada basamağa atlayan Ertesi gün, bütün Yenidünya gazeteleri birinci sahifelerinde ihüyar kızm resmini basarak büyük puntolarla şu şekilde başhklar yapmışlardı: «*Mis Maron'un yirmi erkeği öldüren mavi sakallı kadın olmadığı tahakkuk etti.» Piyano muallimi tıpkı trpnin İlk hareket ettiği andaki gibi gazetelerden birini tesadüfen eline almış, sonsuz bir elem ve ıstırabla havadisi okumuştu. Şimdi kendi resmini ezalı bir tahayyül içinde seyrediyor ve: Yarabbi, ben ne olacağım? diye mırıldanıyordu, resmî değil, hususî mektebler bile artık bana eşiklerini atlatmazlar.. Oyle ya, katil kadma benziyen hoca olur mu? Olsa bile çocuklar ona yapmadıklarım bırakırlar mı? Sığındığı dördüncii smıf otelin loş odasında başını yastıklarm arasma sokarak ağlıyor ve hıçkıryordu Birden kapıya üç darbe vuıuldu ve oda hizmet, çisi arkasında üç uşakla i;eriye girdi. Nuri Refik