11 Mayu 1941 CUMHURİYET Askerî musahabe Bir yıldönümü ün, Almanyanın Belçika, Holanda ve Lüksemburga teeavüz elmesinin ilk yıldönümü idi. O zamandanberi büyük vak'alarla ve büyük beyecaniarla yüklenen bir yıl geçmiş oldtığu için aradaki zaman fasılası, süphe yok ki, mutad nzunlnğundan daha çok uzun görünüyor, fakat büyiik hâdiselere mukaddeme teştdl eden bu Ankara 10 (Telefonla) Gümrük ve vak'alar. ancak bir secelik omre malik İnhisarlar Vekâletince hazırlanan katiı. Ve geçen senenin düne tesadüf edeo çakçıîık takib ve muhafaza ışlerınde günii Hnlanda, Belçika ve Lüksem büyük yararlığı görülenlere verilecek burgun istilâsına başlamldıği gündü. ikramiye hakkındaki yeni nizamr.ame Daha önce Daninıarka ve Norveç istilâ Vekiiler Heyetince kabul edilmiştir. Yaedilmiş ve daha önce Polonya taksim e rındsn itibaren mer'iyete girecek oian dilmişti. Biitün bıınlar 1939 eylulünde bu nizamnameye göre kaçakçıları kabaşlıyan şimdiki harbin ilk neticeleri idi çak eşya ile birlikte çarpışarak tutFakat harbden evvel de, miiteaddid mil mağa, çarpışırken yaralanmak, takibde daima maiyetinin başında bulunarak letler, ayni tecavüz ve istilâ siyasetine muvaffakiyet temin etmek, kaçak eşkurban gittıkleri gibi bu hâdiselerden yayı doğru haber vermekten mükerresonra da bir çok milletler ayni tecavüî ren hizmeti veya bunlan yakalamakta siyasetinin knrbaıu obnağa devam ettiler. Habeş milleti, Çek milleti, Arnavud milleti, harbden ömre tecavüz siyasetinin kurbanı olmus, harbin kopması üzerine de yukanda saydığımız milletler birer birer istilâya uğramışlardı. Fakat Holanda, Belçika ve Lüksembnrgun istilâsına başlanılmasile, ikl muharib arasındaki harbin ciddileşmesi ve iki tarafın birbirini hakikaten yıpratmasi, hatta bu yüzd«n harbin de sür'atle bitmesi bekleniyordtı. Kabul edüen yeni bir nizamnameye göre? bu gibilere ikramiyeîer verilecek yardımı görülmek gibi hallerde büyük yararlık ikramiyesi verilecektir. K«tçakçılaxdan t^hşil olıman paralardan yüzde 15 i yararlık ikramiyesi oiarak ayniacak ve ikramiye senenin mart ve eylul aylarında dağıtılacaktır Nizamnamerjn muvakkat bir maddesme göre 3777 saytlı kanunun mer'iyete çirdiği tarihten itibaren toplanmakta olup emanet he?abma alınmış bulunan ikramiyeîer de bu nizamname hükümlerine göre hak sahiblerine dağıtılacaktır. Ortaşarkta muharebe vaziyet ve safhaları Kıbrısı, Suriye ve Filistini tehdid etmektedir. Suriyedeki Fransızlar müsaade ederlerse, Almanların Yunanistandan oraya hava yoliie, mücıkün olabildiği kadar, asker taşımaları endişesi ileri süriilmektedir. Balkanlarda serbest kalan Alman İtalyan kuvvetlerinin ne yapacaklan malum değiJdir. Onların karadan Sur:yeye, Iraka, Filisüne ve Süveyşe doğru yürümelerine Türkije mâni ohnaktadjr. Geriye kısa bir baktş Lüzum gördükleri, kendilerine güven1939 eyluiünde harb başladığı zaınan, İngiltere ile Fransanın bu mıntakadaki dikleri ve zayiab göze aldıklan takdirvaziyeti çok kuvvetli idi. İki müttefik de, Türkiyeden zorla geçmeğe kalkjşAkdenize lıâkimdiler, Suriyede kuvvetli naaları da mümkündür. **• Weygand ordusu, Mısırda ve Filistinde tedricen büyümekte olan Wavell ordusu Tarkiye ve Sariye vardı. İtarya harbe girmek cür'et ve ceAkdenizin şark mıntakasında ingiltesaretini gösteremiyordu; Alman ordusu reyi, şarktan ve garbdan büyük blr sevİse, Ege denizinden uzakta, Yugoslavya kulceyşî kıskaç içine almanın Alman Avusrurya ve Rumanya Lehistan hu genelkurmayı için cazib olduğuna şüphe dudlannda idi; arada Tuna mıntakaa yoktur. Irak macerasına da, bu maksadla ve Balkanlar vardı. Yakın ve Ortaşaık başîanmış gibi görünüyor. Fakat böyle taki müttefik topraklan hiçbir tehlikeye bir hareketin sür'atle muvaüak oiması maruz değildi. İçin, Türkiye ile Suriyenin muvafakatleri en büyük rolü oynar. Türkiye, kararını vermiştir; bir tecavüze uğramadıkça topraklannm bitaraflığmı muhafaza edecektir; arazisinden rriuhariblerin ve bu arada Mihver ordularının geçmesine müsaade etmiyecektir. Suriyeye gelince, Suriye şimdiye kadar bitarafuğını muhafaza etmiştir. Vişi hükumetinîn bundan sonra ne yapacağı pek kesürilemez. Siyasetinin Almanya ile h«ş geçinerek vakit kazanmak olduğu anlaşılan Maresal Petenln bu poiltikasını değiştirmek zaruret ve mecburiyetinde kalmadıkça Almanların Suriyeye gelmeierine razı olacağı tahmin edilemez. Fakat General 'VVavell, böyle bir ihtimali gözönünde tutarak İcabında derakab mudahale etmek üzere, Füistinde de v^'et bulundurmak ve ayni zamanda, Irak gailesini sür'atle tasfiye etmek mecburiyetindedir. İngiltere, Iraka esaslı «urette yer'eştiği ve Filistînde, Almanların Suriyeye gelmelerine karşı kâfi kuvvet bulundurduğu takdirde, bir faraziye olarak ortaya atılan, Mihverin Suriysye havadan kuvvet göndermesi ihtimali pek zayıflar. Girid, Kıbrıs, Hayfa ve İskenderiye üslerine dayanan İngiliz donanması şarkî Akdenize hâkim olduğu müddetçe, Mihverin dcnizden mühim kuvvetlerle Suriyeye gelmesi unkânsızdır. (Ba* tarafj 1 iaci sabifede) Mısırın sarka, Ürdün, Füistin, Surije, Ir»k, Hicaz, Necid, Küveyt, Ummania Iranm büyük bir kısmı yer ahnıştır. *** Haritada gösterilen mıntaka, ortaşark vc yakın şarktaki harb hareketieri bakamından büyük bir sevkülccyşî ehemmi y«ti haizdir. Onun içindir ki bütün bu geniş sahayı müdafaaya memur olan General Wavell'in ordusu Çörçil'in Avam Kamarasmd* söylediklerine göreyarım milyona çıkarılmıştır ve mütemadlyea de takviye edUmekte buiucunuşrur. I Nezaket buhranı fsane haline felmiş nezak»t mübalâğalanmian Hab^ederlerdi. Guy» Paristen geçen (Sen) nehrina miifred muhatab sigasına benzîyor diye: Siz nehıi! diyenler varm^. Bu günkü nezaket buhranı karşısvda bu efsaneleri B« ka4ar büyük bir zevk. Ie hatırhyoruz. Çünkü ne hikmertif bibaeM • hepimizde bir kabasabalık, bir hoyrathk, bir nobranlık peyda oldu. Mevsimin mi, iklimin mi, yoksa hndi. selerin tesiri mi orasını bilmen». Bildiğim odur ki; her »dımda bir kavga, hir ağız rtalasması ihtimali daima başmııztn azerinde dolasmadadır. Eskiden vapurdan çıkarken, tramvaya binerken birbirine: BuTunmnz efendim! 1 Aman efendim! Siz bornnm! Ben. denizin haddim mi? Kica ederim buyurunuz! Diyenler haslarmt kakürsuuar da çocuklannm birbirini nasıl çiğneyin kır. dıkiannı görsönler. Eski konnşmalarda: Keyfl âüleri nasıldn efendim" Diye sorana: Allah ömürler versin efendim' Duacuuzım! diye cevahlasanlan güliuıc bulanlar şimdi en hafifi: Kör müsün mübarek! diye birbirinl azarlayanlann konuşmalarını pek mi ciddî ve lâyık bnluyoriar? Frenkler: Musüri hnybn yınıttışatırî oevıera Biz bunu: Nezaket hnylan düzehir! diye almış ve ÖTİe kabul ermişiz. Lâkin ne yank ki: devam etmetnişiz. Değrusunu söylemek lâzım geürse haft»da iki. üç tane Kavhoy denilen Amerika s»ğırtınaçlanntn döviişlii. tahaneah, yurarukhı fiKralerioi seyredeD gemclere artık: Keyfl âliniz nasıldır? Teşekkürier ederim efendim, Allah ömürler versin! Duacıyım! şeklinde bir gdrüsrne terbiyeai ve bir neaaket (ton) a vermemrze imkin yoktur. Âdetlerimiz, kunduralanmızın taban. Urik birlikte kalınlaşmaktadır. Dna edelim de bu fcatmlılt lufalanmıza sir»yet etmesin.' Halboki bütün şartlar bizim birbiriraize daha nazik davranmamızı icab ediyor. Tramvaylardan, sinemalara kadar. Gelgelelim; biz bn icablara inadına karsı geliyoruz. Kiminle g»rüşseniz size «apisane gardiyanı tavrüe cevab veriyw. İste birkaç nümune: Bu tramvay nereye gidJyor? Kör müsun! Levhasını okusana! Çilek kırka obnaz nu? Efendi haydi get işine de beni gü~ naha sokma! Bu çileği eiüye versem sea almaya utanman mı? Kuzum. burada (Kuruüîüm) sakajı varmıs jıcresi? Mahalle bckçisine sor! Ne bileyim, ben! Müsaade eder misiniz! Şuradan geçeyim! Geçsene yahu! Ev mi yaptıramksınî İşte arabkî Kapnıın ÖDaaden çetdlir misinuT ÇekUmiyeeeğina! Ne olacak? Beni Erenköyüne götürüver kn i Yazan: Abidin Daver Parti veHalkevlerin de MiUî Şefinizin resimleri Tahdidi sin kanu Dahiliye memurlarının yaş haddi masuıdan ileri gelmektedir. Filvaki Basra körfezi şimal sahillerinden İran Efganistan veya İran Blücistan yollarile Hindistana gidilebilir. Iraka İngiliz kuvvetlerinin hâkim olması, Basra Bağdad Musul Türkiye yolunu ve Basra körfezi Akderüı yolunu açık bulundurur. Arabistan yarımadasuıı, üg tarafından çeviren denizlerdeki hakîmiyetinden haritada gösterilen mıntaka için, istifade bakunından Irakın. ehemmiyeti büyüktür. Şarkî Akdenizle Kızıldeniz şimali ve Basra körfezi dibindeki karaları, bir cephe addedersek, Irak bu cephenin sağ yanı ve sağ gerisi demektir. Harb talihi yardun etmez de. İngiltere Süveyşi kaybederse, bu nuntakayı Basra körfezi yolile ve Iraktan müdafaa edecektir. Mihver herhangi bir şekil ve surette Suriyeye ayak basarsa, ingiltere İçin, hasım kuvvetlerine karşı Fiüstin ve Iraktan harekât yapmak icab edecektir. Basra, bu müdafaamn deniz muvasalasını temin ettıği için. bu limar.ın bütün Irakla beraber, İngilterenin ellnde bulurtmaa lâamdır. nunun ikinci maddesi değiştiriliyor Hâdiseler, evvelâ bn tahmlnin yanlışAnkara 10 (a.a.) Dahiliye memurlığını ispat etti ve İngiltere ile Fransalun yeni harb şeraitine göre hazırlan larından bir kısmının tahdidi sinlerine mamış olduklaruıı gösterdi. Buna mu dair kanunun ikinci maddesinin değişkabil Almanlar, hasımlannın mukabele tirilmesi hakkırdaki kanun lâyihası Medis nunamesine ahnmi|tır. den âciz kaldıklan müthis silâhlarla Bu lâyihaya göre nahiye müdür!erihücum ediyor, Holanda ve Belçikayı pek nin bütün dereceleri için yaş haddi 55, kısa bir müddet içinde istilâ ederek mülkiye müfettişleri, kaymakamlar ve müttefikJeri birbirinden ayınyor ve İn emniyet müdürlerinin ilk dereceleri için gilizlerin Dünkerk yolile ricat etmeleri 56, bir yukan dereceleri için 58, buniuerine Fransa ile başbaşa kalarak lardan yukan bütün dereceler ile mülFransayı eziyor ve teslim olmağa mec kiye başmüfettişleri için 60 tır. Bunlardan hizmetierinin devamında bnr ediyordu. Geçen senenin onu mayısa musadif o {ayda olduğu mafevklerinin vereceği ve Dahiliye Vekâletinin kabul edeceği siIan gününün hâdiseleri bu, umulmıyan c:l ile anlaşılanlar İcra VekiIIeri Henericeyi hazırlamıs ve bu netice, Alyetinin kararile daha beş seneye kantanyanın Avrupaya tahakkümünü ifa dax istihdam edilebileceklerdir. de eden mana ve mahiyeti almış, yalnız Subaylann terfiine aid ba mananm bnsbürün rahakkuknna karşı gelen bir tek engel kalnuştı: O da kanunun bir maddesi İngiltere! Fakat Fransamn teslim ohnasile neticelenen hâdiselerden sonra İngilterenin harbe tekbaşına devam etmiyeceği zannediliyordu. Ve hâdiselerin tekzib etliği ikinci tahmin buydu. Çiinkfi, Al manyanın İngiltereyi de istilâ ederek harbe kati ve âcil bir nihayet vermesi beklendiği halde Almanya bn 1si başaramadı ve İngilterenin istilâya hazırianmasını temin edecek fırsah verdî. İngfltere bn fırsatı kaçırroadığı için mevcudiyetini korumuş ve harbi devam ettirmek imlrânmı eld« etmiştir. Fakat İngilterenia kendi mevcudiyetini koruması, istilâ siyasetinia Avrupayı sarmasına mâni olmadı. Bilâkis Mihver devletleri, üçler paktına sokamadıkları devletleri işgale devam etmişlerdir ve bunun neticesi olarak cenubu şarkî Avrupada Mihver istilâsına uğramıyan bir devlet kalmamtştrr. Bn siyasetin en son kurbanlan ise Yugoslavya ile Yunanistandır. fctilâ siyasetinin Avrupayı bn şeldlde sarmış olmasına rağmen İngilterenin kendi mevcudiyetini korumuş olması harbi devam ettirmekte ve Almanyanjn kazandığı zaferleri bir sulha bağlamasına mâni olmaktadır. Mihver devletleri bugün İngiltere ile AUantikte, Akdenizde, ve Afrikada harbediyorlar Airika cephesinde ve Akdenizde harb henuz hızlanmamıştır. Fakat Atlantik harbi biitün şiddetile devam ediyor. Almanlar, son İnçiltz teMiğine göre geçen nisan aytnda 488,000 tonluk gerai batırmışlardır. Almanlann iddiası, bu ıakamın bir kaç misli büyöklüktedir. Fakat İBgairierin verdikJeri rakam da, Atlantik harbinin şidderini tebarüz ettirmeğe kâfidir. İngilizler, yeni insaatile ve Amerikan yardımile Atlantik harbini kazamnayı ömid ediyorlar ve hava hakimîyetini elde ederek harbe .yeni bir istikamet vermeyi ırmuyorlar. Harbin bütün şiddetile devamma ve istilâ kurbanlannm çoğahnış ohnalanna rağmen Mihver siyasermin ilk kurbanı olan Habeşistanın dirilmiş olduğuna şahid oluyoruz. Bu belki hayırlı bir alâmetrirTistilâ siysKetiain gerisin geriye döneceğinin ilk müjdesidir. Fakat muhakkak ki, buna henzer hayırlı alâmetlpr, ancak çeün müeadeleleri takib edecektir. Ankara 10 (a.a.) Bugün aldığımız telgraflar Millî Şef İsmet İnönünün imzalarile hediye ettikleri fotografilerin Bor, Boğazhyan ve Ilgın kazaları Parti ve Halkevleri şeref mevkilerine merasimle ve içten tezahüratla konulduğunu bildirmektedir. Arabistan yarımadası FransaAlntanya münasebatı Berlin, çıkarılan şayiaları tekzib ediyor Berlin 10, (a.a.) Yarıresmî bir membadan bildiriliyor: Berlinin resmî ve gayriresmî mahfilleri, Aiman Fransız münasebeüerinin müstakbel inkişafile alâkadar beyanatlar hakkında çok lhtiyatkâr gözükmekte berdevamdır. Siyasî mahfillerin fikrine göre, bu meseleye son ramanlarda hiçbir yeni unstır iîSve olunmamTştır. Abnan Hariciye Neıareti, yalnız, Alman Fransız müzakereleri münasebetile Almanyanm gayrimeşgul Fransadan kıtaat geçirmek bakkını istedlğini iddia eden yabancı hsberler hakkında vaziyet almıştır. Bu yabana haberlerin, sırf bunlan neşredenlerin anlaşılmaz zflıniyetini gösterdiği bildirilmiştir. değiştiriliyor Ankara 10 (Telefonla) Ordu subaylar heyetinin terfilerine aid kanuoun Oçüncü maddesinhı E fıkrasının degiştirilmesi hakkındaki kanun lSyihası alâkalı efleümenierden geçmiştir. Meclisin pazartesi günü yapacağı toplantıda görüşülecek olan bu lâyfhada tatbikat mekteblerinde takib ve baytarların muavinliğe aynlanlarnvîan ve laytarî bakteriyoloji, fizyoloji müessesesinde asistanlığa ahnanlardan muvaffskiyetle imtihan verip mütehassıs diplomasını alanlara bir sene kıdem zammı verilecektir. Fakat geçen sene bugünlerde garbda başlayan Alman taarruzu, Holanda, Belçika ve Fransayı çiğneyip de haziran sonlarmda Fransa sahneden çekiHnce ve bu arada İtalya da harbe girince, vaziyet birdenbire değlşti. İngiltere, Akdenii havzasmda da yapyalnız kaldı; Cebelüttarıgı, Akdenizi, Mısın, Süveyşi, Sudam, Somaliyi ve Kenyayı olduğu gibi Maltayı, Kıhnsı, Ürdünü, Filisüni, Irakı, Kızıldeuizi, hatta Aden ve Babülmendebi, İtalyan Somalisi kıyılarında Hind Okyanusunu, Umman denizini, Basra körfezini müdafaa etmek vazifesi, hcp İngilterenin omuzlarına yüklendi Bereket versin ki İngiltereyi buralarda vurmak işird üzerine almrj olan İtalya, karada rt denizde sevkfılceyşi ehemmiyeti haiz, hiç bir büyük ve kyimetli muvaffakiyet kazanamadı. Geçen yılın sonhahannda Almanya, Rumanyaya geldi; İtalya Yunanistana tecavüz, etti; karada kuvvetli olan Mihver, Akdeniz darülharekâtının s»rk cephesinl kavramağa baflamıstı. 1940 birincikâBununa kadar azçok hazırlanmak imkânı bulan İngiltere, Mısın ve Süveyşi tehdid eden İtalyan ordusunu Iiby»nın Bingazi kısmında imha etti İtalyanlar iki aydan kısa bir zamanda 140 bini esir olmajc, üzere 180 bin zayiat verdiler. İngiliz ordusu, Sırt körfezinın dibinde ve Iibyanın Trablusgarb eyaleti hududunda El'ageliyeye kadar gitti. Liljyadaki İtalyan ordusunun bu kadar kolay ve seri surette mağlublyeti ve Girid gibi Yunan adalannda İngiliz denix ve hava üsleri tesisi, Yunanistana tecavüz eden İtalyan ordusunun mağlub olarak Amavudluk dağlarmda müdafaaya çekilmesi, İngiltereye şarkî Afrika daki İtalyan müstemleke imparatorluğunu tasfiye etmek cesaretini verdi. 1941 şubatile beraber, Eritreye karşı baflayan ve Hsbeşistan dağlannda hâlâ deram eden İngiliz taarruzu muvaffakiyetii neticeler verdL Sudan, Kenya tehdidden kurtarıldıktan başka İngiliz Somalisi geri almdı, Kızjldeniz ve Aden körfezi, HîTid Okyanusu kıyılan İtaivanlardan temiıler.di. Habeş İmparatoru AdisAbabada tekrar tahtma oturdu; Amerikadan harb malzemesi getiren Amerika gemileri Kızıldeniz yolile Süveyşe nakliyat yapmağa başladılar. Amerika, Fransaya buğday veriyor Va5İngton 10 (a.a.) Fransanm A. merika büyük elçisi M. Haye, İjgal sX. tmda bulunmıyan Fransa için Amerikadan her ay 2 vapur dolusu buğday altnak için Fransaya ruhsatiye verilmiş olduğunu bildirmiştir. Bu buğdaym bedeli Amerikada bloke edilen Fransız alacaklarile ödenecektir. Amerika Hariciye Müsteşarı Welles de umumî vaziyet değişmediği müddetçe bu nniaşmaTnn tatbik edileceğinl söylemiştfr. Welles'in bu beyanatı, Fransada siya. sî vaziyetin ve bilhassa Fransız Alman İçbirliğinin mkiîaiı derecesine bağlı bulunduğu suretiade tefsir olunmaktadiT. Giridin ehemmiyeti Posta, telgraf kursunu bitiren memurlar Ankara 10 (a.a.) Posta telgraf ve telefon umum müdürlüğünün memurları arasında sicilleri ve mesaileri İtibarile şef olmağa liyakat gösterenlerden aynlan 48 memur tahsil derecesi bir sene olan ve Ankarada bulunan P. T. T. memurlar kursundan bu sene mezun ol muştur. Bu memurlar posta telgraf ve telefon hizınetlerinin her şubesinde şefük yapacak bilglyi bu kursta tatblkî ve nazarî olarak ikmal etmiş bulun maktadırlar. Kurs diplomalan dün kendilerine Münakalât Vekâleti ve Posta telgraf umum müdürlüğü erkânı huzurunda tevzi edilmiş, Münakalât Vekili Cevdet Kerim İncedayı ve Posta telgraf umum müdürü Kadri Musluoğlu taranndan yeni vazifelerinde muvaffakiyet temenni edilmiş ve lâzım gelen öğüdler verilmi^tir. Amerikada mahsul çok îyî Vaşington 10 (a.a.) Amerika Ziraat Nezareti bu sene mahsulünün mükeremel olacağını tahmin etmektedir. Bu tahminlere göre bu sene mahsulü 653,105.000 kiTo olacaktır. Geçen sene mahsulü 589.151.000 kile. 1930 ile 1939 seneleri arasındaki senevî vasatî mahsul ise 569.417,000 kile idi. İnhisarlar umum müdürlüğü teşkilât kadrosu Ankara 10* (Telefonla) inhisarlar umum müdürlüğü teşkilât kadrolanna müteallik kanun lâyihası alâkah encümenlerden geçmiş olup Meclisia pazartpsi günü yapacağı toplantıda muzakere edilecektir. İspanyada gene tuğyan oldu Madrid 10 (a.a.) Stefani ajansından: Oviedo'dan bildirildiğine göre bu eyalette şiddetli bir fırtına hüküm sürmektedir. Saint Estiban de Pravia'da tuğyan neücesinde bazı evler harab olmuştur. Münakalât ke^ilmiştir. Ölen ve yaralananlar olup olmadığı henüz anlaşılmamıştır. Çok şükür, Şakir ağabey, sayende. Şakir, masanm üzerini düzeltiyordu, dargın bir sesle bağırdı: Böyle lâf istemem, gücenirim. Çok rahatım, ağabey. Koca karı, seni, fazla rahatsız etmedi ya? Fikri, battaniyeye sanlarak, yatakta oturmuştu: Hayır! Fazla iltifat etti. Şakir, masa başına geçmişti. Rakı şişesini açıyordu: Ne gibilerden meselâ? Serkldoryan cıgaralar. Açtığı şişeden kadehine rakı dolduran Şakir, neş'eli bir kahkaha attı: Kaltak, aşağı nevi agara içmez. Sonra? Isıtumış yeni çamaşırlar. Şakir, dudağına yaklaştırdığı kadehi masanın üstüne bırakmıştı; gözlerini açıp kapadı: Koca kan, dörtnala gidiyor. Sonra? Bir kahvaltı ki sorma. Süt, tereyağ, peynir, zeytin. Ben, francala tabağının kenanns kâğıd bırakrruştım. O, sen, uyanınca sütü geürecekti. Gıgarayı unuttuğumu evden çıktıktan sonra hrtırbdım ama, koca karıya söylersen, getirir, diye dü ömer Rıza DOĞRUL Tekrar yatağa uzandı. «Fabrika, tezgâh kokulu. battaniyeyi burnunun üstüne çekti: günlerden, haitalardan değü, aylardanberi geçirdiği soğuk günlerin, gecelerin acısını, sızısını; sinirlerinde, adalelerinde ve kemiklerinin içinde duyuyordu. Yatağm gittikçe artan ılıklığı, ona, «sefaletinb unutturmuştu. Annesi saçlarını okşuyormuş gibi, hayata ve insanlara gülümsiyerek uyudu. Fikri Can, hâlâ uyuyor musun? Dürtülerek mi, yoksa bir seslenme ile mi uyanmıştı; Fıkri; birden farkmda olamadı, sıçradı, battaniyeyi sıyırdı. gözlerini oğuşturdu: Ne var yahu? Şakirin, yan narayı andıran seai, kulaklarmda uğuldadı: Bu, ne uykusu be? Fikri, gerinerek yastığı üzerinde doğruidu: Saat kaç? Akşam oluyor. Kalkayun nu? Şakir, paltosunu, karyolanın üstüne atnuşü: Eğer, gece uyumak niyetinde değilsen, yat uyu. Bugün, rahat mısın? Sen, onu söyle. Fakat bu arada, Abnanya da müttefikinin yardımına koşmuştu. Evvelâ, Alman hava kuvvetleri Sicilyaya geldiler, Alman zırhh birlikleri Libyaya geçtiler, Alman kara ordusu, Rumanyadan Bulgaristana girdi. Yugoslavya ve Yunanistan mağlub olurlarken Sırt körfezi diLeylâ ile Selma musadere bindeki zayıf İngüiz kuvvetleri de bir baskma uğrayarak yenildiler ve Mısır edildi Şili 10 Ca.a.) Şili hüMmeti, «JOn, hududuna kadar çekildiler; düşmanı Talcahuano'da bulunan 1392 tonilâto Tobruk ve Sollumda durdurdular. luk Selma ve 1700 tonilâtoluk Lcylâ 1941 baharındaki vaziyet aduıdaki Danimarka TapurUnnı mu1941 ükbaharında çu Taziyet hasıi sadere etmiştir. oldu: Mısır ve Süveyş gene tehlikedeGeneral Wavell, Ruzveltin dir. Yunanistanın Ege v« Yunan denizterindeki adaları birer birer Mihverin oğlunu Itabul etti Londra 10 (a.a.) Kahireden bildi eline geçmektedir: Balkanlarda, büyük riliğine göre yüzbaşı James Ruzvelt bir Alman ordusile Arnavudlukta mağdün Ortaşark İngiliz kuvvetleri başku lubiyetten kurtuîaa İtalyan ordusu serrnandam General Wavell tarafından ka besttir. Almanya İle elaltından işbirliği yaptığı bul edibniştir. Yüzbaşı James Ruzvelt baasından geürdîgl bir mektubu Kral anlaşılan İngilterenin müttefikı Irak, İnizlerle harbetmekudir. Mihver Giridi, Faruka verecektir. İngilizler, şimdi kendileri için büjiik ehemmiyeti haiz olmıyan Ege denizindeki Yunan adaiarmı kendi hallerine bırakmışlardır ve bunlar birbirlerine pek yakın olduklan için, birinden diğerine denizden ve havadan sıçramak kabildir. Fakat, tahmin ettiğimiz gibi iyi muhafaza edildikleri takdirde, Giride, bilhassa Kıbrısa a'Jamak Ege denizinin öteki adalarına atlamak gibi kolay bir is değildir. Bununla beraber, büyük Girid adasının bir noktasmâ havadan indirme ve denizden çıkaıma sureüle taarruz edilebilir. Bunun için lüzumlu olan harb gemilerile nakiiye vapurlarını İtalyanlar temin edebilirler. Fakat Giridin büyük ehemmiyeti malum olduğuna göre, bu adanın İngiliz Yunan kuvvetleri tarafmdan sımsıkı tutuldnğunu tahmin ediyoruz. Bir hata veya gaflet olmadıkça da Girid pekâlâ müdafaa edilebilir. Nitekim İngiliz Başvekili Çörçil de, Avam Kamarasında, Giridin büyük ehemmiyetini ifade etmiş «iîeri ve pek yüksek taarrzızi kıymette olan Girid ve Tobruk mevzilerini hiç bir ricat jikri olmaâan ö'lünceye kadar müdajaa. etmek niyetindeyizv demiştir. •»• Irakın bir ehemmiyeti de, Filistin, Suriye ve Ürdünden başka Arabistan yarımadasındaki Arab devletlerinin bir kısmile hemhudud oltnasından ileri gelmektedir. Eskiden Ceziretül'Arab denilen ve satıh mesahası 3,157,000 murabba kilometre olup büyük bir kısmı çöllerden ibaret bulunan bu memleketlerden Necid ve Hîcaza Ibnlssöud hâkim bulunmaktadır. Basranın cenubunda vaktile Bağdad demiryolunun intiha noktası yapılmak istenilen Koveyt petrol tesisatile meşhur Bahreyn adalan, Basra körfezi kıyıîarında eskiden Basra vilâyetinin bir sancağı olan Elhasa, Umman denizi sahillerinde Umman İmamhğı ve Aden körfezi şimalinde Hadramut, Aden, Kızıldeniz kıyılarında Yemen ve Asir, Süveyşin şarkmda Mtsıra tâbi Sina vardrr. Bütün bu memleketler, hep müslüman ve Arab ynrdları olduklan, bazılsrı Iraktan cehennemî çöllerle ayrılmış olmalanna rağmen, soy ve dln rabıtalarile Iraka bağlıdırlar. Büyük küçük Emirlere ve İmamlara tâbl olup 10 mttyon kadar tahmin edilen bu Arab kütlesi arasında İtalyanlar ve Ahnanlar, İngilizler aleyhinde bir çok propaganda yapmışlar; hâlâ da yapmaktadırlar. Fakat bu Arab hükümdarlarının en kudretlisi ve en büyüğü olan Tbnissüud, Ingilizlerle dost geçinmektedir; İbnissüud, Arabistan yarımadasmda ve Arablık âleminde bir rol oynayacak vaziyettedir. İngiltere, bu Aralı Emirleri ve İmamları arasındaki nüfuzunu kırdırmamak ve mevkiini kaybetmemek için, Iraka karşı yaptığı mücadelede çok dikkatli davranmak mecburiyetindedir. Fazla şiddet, ırkî ve dinî rabıtalar dolayısile Arabları di'.gir edeceği gibi, zâf gösterdigi takdirde de, bütün bu Arabhk âlemi aleyhine ayaklanabüir. ABÎDİN DAVER Lâstiğtm sakat! Ama şikâyet ederim. Nevyork 10 (a.a.) Avustralya Baş Sendea gelecek, araba ile gelsia! vekili Menzies dün Hariciye Nazın Hull Şikâyet edersen ne olacak! Vay beyim lle uzun müddet görüşmüştür. vay! Hull, bu mülâkaün müşterek menfaatlere taalluk eden meseleler hakkında Bu çoraHar bana biraz yatkın göistüıbarat ve fîkir teatisine hizmet etti ründü... ğini beyan etmistir. Olan hhem bu! Alacak mısmız? Avustralya Başvekilinin Amerikada temaslan M. Ruzvelt iyileşti Kalduayım mı? Irakın sevkulceyşi ehemmiyeti Iraka gelince, bu memleket sevkulceyşî vaziyeti itibarile İngiltere için de, Türkiye için de büyük kıymet ve ehemmiyeti haizdir. NU ve Dicle vadileri, Kızıldeniz ve Basra körfezi arasındaki İngiliz mevzileri için Irak, çok mühim bir memlekettir. Hindistana giden kaıs yolu buradan geçer. Türkiye, İran, Irak, Efganistan arasında imzalanmış olan Sadâbâd paktmın İngiltere tarafmdan terciv edilmesi Hindistan kara yolunu muhafaza eden siyasî bir hareket oi Vaşington 10 (a.a.) Hafif bir mide Of! Ayağtma bashmı! Birsz dikkat rahatsızhğından mustarib bulunan Ruzzeil'in harareri yeniden hemen hemen etsenize! Ayağını ne diye yohın uzerfne konormal bir hal ahnıştır. Fakat doktor hafta sonuna kadar hadisatı sükunetle yuyorsun be adam? Nereye koyahıa? takib etmesini kendisine tavsiye etmiş Cebime koy! Hırbo. Sen de!.. ür. Gel de kavga etme! Ah nezaket sen İspanyada dahilî idarede ne gvzei s^vmişsin! Kadriai bflm«dik de ba hale geldik. Meheldir bhe! değişiklikler Madrid 10 (a.a.) Ispanyamn dahilî idaresinde bazı değişiklikler yapılmış. tır. Bu değişiklikler uzun zamandanberi dahilî siyasette vukubulan en mühim hâdiselerden biri olarak telâkki edilmektedir. Madride ve diğer yedi Tnühitn nserkeze yeni sivil valiler tayin edilmistir. Bu yeni tayinler, General FraaVtHiun en mühim yerlerde kendine sadık adamîar bulunduracağını göstermekteUr. B. FELEK Kahveye neler kanştırılacak Fiat Murakabe komisyonu, Belediyeden kahvenin İçine hangt maddelerin ve ne nispette kanştınlabüeceginl, yabancı maddeler miktannın Belediye Sıhhat müdürlüfü tarafından tespit edilmesini istemlştir. Bu hususta Belediyeden cevah bek lenmektedir. rın akşam alacakmış. Gözlerini ağır ağır açan Şakir. düşünceliydi: Bu karı. fena tımağını takmış sana! Bu kadarla da bitmiyor. Eger, bir işiniz var, dışarı çıkacaksanız, bir ahpab kunduracı var. çağırayun, size, bir kundura getirşin, dedi. Şakir, merakı artarak dinliyordu: Sen, ne dedin? Parası, ne olacak? dedim. Şakir ağabey öder. dedi. Fikri, arkadaşmın vereceği cevabı bekliyordu. Şakir, boş kadehi parmaklanrın arasında çeviriyor, önüne bakıyordu: Zavallı Markoviç, taburcu edüiyor demek Markoviç de kim? Koca karırun dostu. Birden başmı kaldırdı, hiddet ve neş'a karışık garib bir sinir şaşkınlığı »çuida Enzlerini kırpıjtırıyordu: Yalanırun ortaya çıkmasmdan da korkmuyor, kaltak! Yumruğunu masaya vurdu, bağırdı: Kirye Marika. (Arkası var) UÇURUMU Edebî roman şündüm. Dolu kadehi aldı, a§ır ağır içti; tlinin tersile dudaklarım sildi: Uzun etme. İçgüveysi gibi imişsin. Artık, kalk be! Dün gece, ne manzaralar oldu, sorma. Beni yere vurmak isteyen iki taraf vardı. Bir deke getirdim, birbirlerine düşürdüm. İki taraf da temiz. Fikri, kalkmış, pantalonunu ayaklarına çekmis., ceketini giymişti; onun karşısuıa oturdu: Yani, ne oldu? Keyfinden katılasıya gülen Şakir, yurnruklarını masaya vuruyordu, kacleh devrildi, rakı döküldü. Şakir, hemen bardağı aldı, rakı dökülen yere Bİır 41bir darnla su döktü. Fikri, merak ederek sordu: Neden su döküyorsun? Su dökmezsen, masada içki içenleı arasında kavga çıkarmış! Tek başma içiyorsun. Kiminle kavga edeceksin? Alışmak işte. Kadehini tekrar doldurmuştu; bu sefer, bir yudumda içti, ceketinin cebinden çıkardığı leblebileri ağzına attı: Barbanm yemeği, mezeleri, olduğu gibi duruyor. O, heriften soğudum. Peki, dün gece ne oldu? Birbirlerini %urdular. İki ölü, iki »ğır varah. Memleket de kurtuldu, polis de. Zaten bu aalı itler, birbirlerini Nasıl .tebdil»? Şakir, gülüyordu: Fikri Can, para verip tiyatroya. sinemalara gitmeğe ne lüzum var. Dünya: tiyatro, sinema, be! Bir takma bıyık, bir takma sakal. Bir dilenci hırkası. Karşılanna, «ben geldim!» diy« mi çıkaeaktım. Onlar, hem de iki taraflı oîarak pusuda bekliyorlardı. Gece, uykusuz kaldım ama, hiç uykusuz değilim. Dün gece içmiştim. Gündüz de biraz parlattım. Sarhoş değilim Biraı keyifim. Hepsi o kadax. Bu gece, seninle şöyle bir dolaşacağız. Hava, sokumasalar, ne polis. ne mahkemeler, ğuk ama, üşütmüyor... hiç bir şey, onlan temizliyemez. Bu sefer, Fikri, gülmeğe başlamıştı: Nes'eüydi, gencleşmişti, agarauş saç Biz, bu gece, sokağa çıknııyalım. ları siyahlaşnuş gibiydi; gözlerinin içi Neden? gülüyordu: Sen, sarhoşsun. Artık, bir zaman, crahat» ta sayıŞakir, kaşlarmm arası buruşmuş, gözlırım. lerini açarak baktı: Mesele ne idi? Sen, böyle konuşmazsın. Bunun, Uzun. Anlatsam da, sen, bu işltri bilmediğin için anlıyaooazsın. Dün gece bir sebebi var. hiç •uyunaadım. Ben, sokağa çıkamam ki». Sen, Fikri, hatırlanustı: kunduralarimı tamire göndermişsin. Şakirin, elleri yanına düştü, gözleri Uyku arası, ayak sesleri, konuşni kapadı: malar duydum. Galiba sarhoşum. Böyle bir şey Karakoldan gelmişlerdi. Koca karıyı, erketeciliğe saldırdım. Sonra, ben hatıı lamıyorum. Koca kan söyledi Tamirden yade, «tebdil» sokağa çıkhm. Mahmud Yesari