9 Mayu 1941 CUMHURÎYET FIKIRLER 1928 tahvillerinin ikramiyesi ngîltere ile Irak arasında miihim bir gerginlik baş gostermistir. Se bebi, İngiitere Irak mâahedesinin maddelerini tefslr üzerindeki ihtilâftı ve bu ihtilâb doğuran hâdise, IngiltereBİB Iraka asker göadermesidir. Irak hükumetinîn telâkkisine ve iltifak muahedesinin hükümlerine göre lngülcre Iraka asker çıkarmak ve bunlan transi yolile istediği yere gömlermek hakkııu BfflffjlWWWHWIWIW»ıww. ..... •<<>»«KHtMfl!M!lllll!HİI|||||||i! haizdır. Fakat İngiitere, Vır defa çıkardığı askeri, gideeefi yere göndermeden yeni askeri kıtalar 'ihracı hakkmı haiz değildir. Buna karşı İngiitere hiikumeti ittifak muahedesi mucibince, Irakm harb zamanında İngiltereye her tfirlü kolaylığı göstermeyi kabul etmiş olduğunu, İngilterenin muahede hükümlerine göre Irakin bütün muvasala yolhnndan istifade hakkmı ihraz etmiş buhmduğunu, binacnaleyh lm haklardan lstHade ettiğini ve istifade edeceğini anlatmaktadtr. Mesele, bir mrjahedenin tefslrrnden Londra 2 (a.a.) tngiliz Hava NcLondra 2 (a.a.) Reuter bildiriyor: doğan akadelhlk bir îhtîlâf mahiyetini »retinln tebUtlerindeki rakamlara lsAlmanyadaki İngiliz harb esirlerine arzetmekle beraber, bu mahiyeti 8511115 ttnaden bUdlrfldiği veçlüle nlsan ayı karşı, harb esirleri mukavelenamesile olduğu da ban emarelerden anlaşıl zarfında dtlşmanın ve ingUizlerin taymemnu olmasına rağmen, tevessül ediyare kayıblan şudur: maktadır. Çiinkü iki taraf kendi noktai İngiitere üzerinde: DUşmanın taıyıb len «karşıiık> tedbirlerini Büyuk BriBazannda ısrar eünekte ve birbirine tanya hükumeti Alman hükumeti nezlan 112 tayyare. karşı cephe almaktadır. İngiHere, Iraka dinde şiddetîe protesto etmiştir. İngiliz kayıblan 3 tayyare. asker çıkarmak îmkânım lorlamaktan, Dun neşredılen resmî bir tebliğde Almanya üzerinde: Düşman kayıbIrak da İngilterenm Habhaniyedeki büdeniliyor ki: yük hava üssünü tehdid etmekten kuv lan 18 tayyare İngiliz kayıblan 106 tayyare. Kanadada subaylara aid herb esirîeri vet alarak kendi noktai nazannı teyld Orta şark: Dtlîman kayıblan 255 kampında şartlarm harb esirleri mukaetmeğe çalısıyor. tayyare. velesine mugayir olduğu bahanesile Alİki taraün bu vaziyeti alması, çok tnglMı kayıblan 61 tayyare. manyada 100 ingiliz harb esirinin istltehliketi bir netiee verebUir. Çünkü iki tngiltere ÜKrinde düçürulmüş olan rahat şartları uygun ohnıyan kamplara taraf da meseleyi soğukkanlıUkla ve 112 düşman tayyaresinden 87 si gece nakledildığini İngiitere Harbiye Nezamüsterek rnenfaatler icabian dairesinde tahr.b edîlmlş ve 87 den 49 u gece avreti haber almıştır. defil, •simm. stjrdür! Ve mnttaka benim cüan. 35 1 hava dafl bataryalan ve 3 ü Halbuki entemasyonal Kızılhaçtn bir BÖzüm dinlenecektir» jihııiyetile hareket de gayrimuayyen vastalarla düşürul murahhası Kanadadaki mevzuubahs müştür. ettiği g«re çarpmaktadır. kamplar hakkmda müsaid bir rapor Ba rihniyrti doğuran sebeb de raaIfimdur. Irakta kısa bir ranaa önee 4a cSulhun muhafazasına me vermiştlr. Buna mukabil İngiliz harb erirlerinin nakledildikleri kamptan bihili bir hâdise vuku bubnn», ba hâditt mur Çin ordusu» rinln çok dolu olduğunu ve iki kampta neticesinde hükumet değişmlş, devlet Pekln 2 (a.a.) Röyter: Şimall Çin sıhhiye çartlarının memnuniyet verid riyasetini Kral Naibi s«fatile işgal eden deki Japon ordusu karargâhı tarafın ohnadığına dair entemasyonal Kızühaç. Pren» azledilmrş ve yerine Ha^imoğut dan neşroluaan bir resmJ tebllğde Jamurahhası ve İngiliz himayesini deruhlan hanedanmın en yaşlısı elan bir baş ponlar tarafından talim ve terbiye edlde eden devletin mümessili bir rapor k» Prens getirflmişti. Hâdisenhı vnkıın len çin kn'alarının «axkl Hopel'ye ycrimzalamışlardır. Kanadadaki kamplar sırasmda dairna tasrih ortman bir rmk lesmls bulunduklan bildirilmektedlr. hakkında Almaniar İs^'içreden müsaid ta, onun sırf dahfll mabiyette oltragn Bu kıt'alara <sulhun muhafazasına me bir rapor aldıktan sonra 150 ingiliz suve Irakın İngiKereye karşı taahhfidlerile mur Çin ordusu> lsml verilmektedir. bayını başka bir kampa nakletmek suveya beynelmilel taahhüdleriie hlç bîr Tebllgde kaydedndlğtne göre, bu ha retile kampların doluluğunu hafifletHişiği bulunmadığı idi. Buna rağmen reket 1 mayısta yapılmıştır ve Japon mişler ve mart nlhayetine doğru da İngiitere yeni Irak rejimlni tanımak is hflkumeUle Nanking'deki Çin hdku kamplarda ıslahat yapıhnasını emret tememia ve yeai rejim ile münasebetler raeti arasında akdedllen muahedenin mişlerdir. tecü etmemifd. Ba yüzdea IrakU te ruhuna uygundur. İngiliz protestosu Almanyadaki İngiessüs eden yeni rejim ve yeni hükumet Tebligde netice olarak jöyle denll liz menfaatlerini himaye eden devlet İngilterenin Iraka asker ihrac ebaesini mektedir: murahhasile yapılmışur. şüphe ile karsılamı*, ve İngilterenin cJaponlar «ulhun ldamesinl temin dahilî vaziyeta karısmak arzusile ha • için bu kıt'alar» yardıma devarn edeMareşal Peten'in Fransîz reket ettiğine lahib olmuştur. «»klerdir.. ameletine hitabesi Yani İngiitere ile Irak hükumefl aYeni Hırvat sefiri Berlinde rasmda basgfeterea ibülâf 1U ıebeb« Commentry 2 (a.a.) Maresal PeBerlln 3 («A.) Steîanl: 3on » dayanmaktadın ten, dün Commentry'de büyük bir halk manlarda Hırvatlstanın Berlin sefirBtrineisi: İngilterenin dahili mahl Uglne tayin edllen Dr. Branko Benzoa, kütlesi önünde Fransız amelesine ithaf yette Mr hadise oUn darbei hükumet refakatinde Hırvat sefaret heyetl oldu edilmiş bir nutuk söylemiç ve ercümle h&disesi irrerrne tesekkül eden yeni hüdemiştir ki: gu halde BerHne gelmişüP. kumeti tanımaman. Şimdiye kadar kin ve tefrika semİkindsi: Yeni Irak hükumetinln, İncaf İÇİB kâfi değildir. Çünkü Tobmğun bolü olan 1 mayıs, bundan böyle birgiliz hiikumetinin, Irak dahilinde yapbühassa dahili müdafaası tanklara kar lik ve dostluk sembolü olacaktır. 1 mamak istediği tahsidattan şüphe etmesL teçhiz olunmuçtur. ve bu yürden yıs, iş ve işçiler ba\Tamı olacairtır. İki taraf da bu meseleleri ftçıkça koHer müessesede petronlar ve işçiler, Tobruk işinfaı kolay tasfiye edilemiyennsarak ihtiiâf ve şüpheleri bertaraf işçilerin menfaatini ve sosyal eserleri ceği anlaşıhnaktadır. edeceklerine, Irak, istiklâline yeni kamüştereken idare etmek için toplantnak Alman ve İtalyanlann asıl hedefi, İnvusmuı gene bir millet hırsile; İngilItiyadını alınca ^ralarmda sarsıhnaz tere 4e Irakı istiklanne kmvuştnrmak gilterenin Yunanistanda meşgul olduğu menfaat ve kardesllk tesanudü vnicude gırada Mıstr üzerine yüklenmek ve Sülutfunda bulnnmnş eski bir mürebbi gelmekte gecikmiyecekür ve o zaman, ve bir vasi tavrile hareket etmekte ve veyşi ele keçirmekti. Faka* Balkan se millî blrlik, artık çok defa aldatıcı maerinin kıs» sürroesi ve İngilirferin Yubu yürden gerginlik tehHkeH bir mahihiyette bir formül olmıyacak, fakat iyinanistana gönderdikleri kuvvetlerin yet abnaktadır. likler doğuran bir realite halini alacakBu tehlikeli mahlyet nerere kadar yiizde ieksenird kurtarmaga muvaffak tır. Endustride ve küçük san'atlarda varabilir ve iki taraf arasmda çarpış olarak bu knTietleri Mısıra gönderme patronlar, teknisvenler ve İşçiler, aynı leri bu plâmn tatbikına. imkân verme vatani birlikte k&zanmak için sıkı sumalar olur nn? Bize kalırsa iki tarafın akh «eHml btrm miştir. rette müttehid bir ekip teşkil edecekmâni olacak ve iki taraf bu srralarda tkinci Dunkerk: lerdir. Fransa da, diğer sahalarda olduğu gibi iş sahasmda. kalkınmasını slirbir maceraya atılmanm neticeierîni düİngilizler de Yımanistandan yaptık atle=tirecek niıamı ve tevazünü bulaşünerek birbirine karsı dostca hareket lan muvaffakiyetH ricate, «ikind Dün caktır.» lüzumunu idrak edecektir. Bunun lçin iki tarahn birbirine karşi sarih vaziyet kerk. «ıfatmı vermekte ve ba ricsti Dünku Mecliste almalan ve birbirinfaı dahiH işlerine ka Dfinkerke nispetle daha ağır şartlar nşmamalan kâfidir. Fakat İki taraf • Içinde yaptıklannı anlatmaktadırlar. Çün Ankara 2 ( a * * ) Büjük Mıüet rasında çarpışmalar başlarsa bu hâdise, kfi Almaniar, bu ricat sırasmda I>ün Mecl.si bugün Refet Canıtezin baş bütün Arab aleminde çok acı akisler kerkten daha çok fazla tayyareler kul kanlıgında toplamnış ve celsenin açübırakor ve İngiitere bu yüzden bir hayV lanmışlar ve pike uçuşlan yapan bu masını muteakıb Bilecik meb'usu Salih tayyarelerle İngilizleri fena halde iz'ac Bozokun vefat ettiğini bildiren Başvezarar görür. 'tmişierdir. Bunlara karşı kullanılan k&let tezkeresi okunmtış ve ayakta beş Tobruk: BVCI tayyareierin mahdudiyeti doiayı dattka sükut edilmek suretüe merhu Güniin en mübiın harb «ahnesi Mı sile İngöider; yaphklan hareketi, bü mun hatırası taziz olunmuştur. Meclis bundan sonra ruznamesrade sırdır ve gün geçtikçe Alman tazj'ikı yfik bir stayişle anmakta ve nrovafbütün ağuhgını bnrada hissettirnıek fakiyeti bilhassa askerlerîn intizamtna bulunan maddelerden Boenos Aires ve soğukkanlılığma borçlu olduklarmı posta kongresi kararlannı havi mese tedir. lelerin ve milletler arası telekomini Almanlann, hâli İngiHzlerin eünde bildirmektedirler. Şimali Afrika cepbesi. sarki Afrika kasyon mukavelestne bağlı telgraf ve olaa Tobruğa taarruı etmeleri, oniarın yollanna dikilen bn mâniayı tas daki İngiliz kuvvetlerinin islerini bitirip telefon nizamnameleri nıhai protokoltiye ederek Mısıra karşı taarruza geçmek yardıma gelmelerini beklediği halde asıl larile radyo kominikasyon niKamna Nil ordusuna kavusmuş bnlunuyor. Nil melerinin tasdıklerine aid kanun lâyiniyetinde olduklarmı gösteriyor. Dünkü haberlere göre, Almaniar ve ordnsu. şimali Afrikada cok parlak za halannın büincl müzakerelerini yapaİtalyanlar Tobruk müdafaasmın ilk hat ferler kazannuş olduğu için bu defa da rak kabul etmiştir. Meclis gelecek toplanüsını pazartesi lannı bir kö^eden yarmışlardır. Pakat lalnn ona yaver olması beklenir. Omer Rıza DOGRUL günü yapacaktır. Tobruğnn dıs hatlannı yannak, burasını Irakda miihim bir Dün Ankarada* yapılan keşidede 237148 ve İnsanlarda sevme ve acımanın yanında gaddarlık hislerinin de yaşamaktan 280,740 numaralara onar bîn lira isabet etti gerı gerginlik kalmadığmı görerek bu garıb te Gaddarlık nereden 1 2n I ? geliyor? dunyasında daha buyuk gaddailardan korktuklarını soyliyerek bunu bir korunma zarureti gibi gösterirler. O halde ki bunun muvaffakiyeünden korktukiarı nispette gaddarlığa gitmekten başka bir çareleri kalmaz. Gaddarlığın bir de sinsisi, zamanını bekieyeni, lnce hesablısı, doğuşkeni, ve hatta fedaısi vardır. Ayni zamanda zalim karakterler de vardır. Bunların kuvvet membalan da fakır değildir; icabında büyük bir kudret gosterebılirler. Yılmadan saldırırlar ve çok ^kıcıdırlar. Bunlar muhtelif tipte bıçkın, merhametsiz canilerdır. İçlerinde öyleleri var ki başkalarınm çocuklannı öldürmeden kendi çocuklannı öl durmüşlerdir. Kimisı de felâh kabul et mez zehırliyicilerdir; geünlerini, damadlarını, alacaklıîarını loğukkanlı ve hiç bir teessür duvmadan, bilâkis büyük bir zevkle ve hatta bazan en hazık adlî doktorları şaşırtacak kadar nıaharetle zehirlerler. Efkârı umumiyenin galej'anından, kelepçe ve zindandan korkmazlar; bunlardan kurtulur kurtulmaz ayni habasete devam ederler Elhanl beserî münasebetlerin pek azı her türlü rckabetten müstesna kalır. Karikatürlerin, hicivlerin muvaffakiyeti bu rekabetlerin tehrik ettiği kinleri kısmen olsun tatmin etmelerinden neşet eder. Şakalar, istihzalar, alaylar hep bu ihtiyacla yapılır. Biraz da ahlâk lâzım! ° htikâr hâdiseleri bir kanun zah, bir kontrol zafı veya ticaret bünyemizin. bir teşekkül zafı değildir. İhtikânn, manüksu pahalüığuı kanunî, idari ve zecri tedbirlerle önüne geçilebilmcsi, sakatbğın bu taraflarda olduğunu göstermez. Bu iş bir ahlâk meselesidir. Bundan beş seoe evvel Loadranuı en büyük bir mağazasında bir boyun atkısı alıyordum. (Şimdi, Selfriç ismindeki bu mağazanın, bomba ile kısmen tahrib edüdiği soyleniyor.) Beğendiğim malı. sahcı kız vermek istemedi: Knsuru vardır, dedi. Çevrenin köşesinde ve görürunez bir yerinde kuş gozü kadar bir leke yani boyasız kalmış bir kısun olduğunu söyledl Zaran yok! dedim. Bazı olmadı. Gitti, o kısmın şcfine söyledi ve ancak bu kusurdan dolayı bihnem ne kadar tenzilât yaptıktan sonra mab satmaya razı oldular. Bu bir ücarî onur meselesidir. Ahlâk, seref meselesidir. Her esnafın başına bir polis memuru, bir kontrolör dikemeyiz. Esnaf, tücrar kendi ahlâkından, kendi vicdaııından, utanmah, korkmalıdır. Öğreniyoruı ki; Ticaret Odası toptancı laturalarına. malın perakende fiRtının da yazıunasıru usul ittibaz etmif. Ticari ahlâkı söz götürmeı derecede duzgün olan İngilterede bile mallann şurada burada semt, ticarethane, hatta şehir değiştimıekle fiatı değişmesin diye butiin mallara (priz impose) yani »abit fiat yazarlar. Hatta kunduralaruı altvna soğuk damga ile fiatını çakarlar. Hatta orada yapılan yoğurÜarın üzerine falan tarihten Mtnra yennıcz diye işaret ederler ki; eksi yogurt satıimasın diye. Nasıl bizde böyle işin doğruluğuna tahammülümüz var mıdır? Bir haftahk tereyağmı. yumurtayı «giinliik. diye ilân ederiz. Ertesi günü aynı ilânm yerini ve mahn çeşidini değiştirmeye bila lüzum görmeyiz. Lâübali ve bodkânra. Bir hafta evvel bes kurusa sabnakta olduğunnu mal yerinde azalıyor di>e bir hafta sonra kendi elimizle alüya, sonra seldze ve nihayet on laırusa etiket koyara. Onun için ben bu Ticaret Odasuun perakende fiatlann da faturaya yazılmasını pek yerinde buhrjorum. Mumkün olsa da bütün fabrikalar, üsalâthaneler mallannın perakende fiatiaruu tesbit edip, şimdiki hazır ilâclarda olduğu gibi üzerlerine yazsalar, o zaraan hiç değilse ihtikâr bu nevi eşyadan uzaklaşır. Ne yazık değil mi? Ba tedbirlerle varmak istediğimiz şey, ticari ahlâkımııda geniş meıhebliliğin kötü akıbetlerini izale olma&a bile tadil edebilmektir. Fek tatb bir manzara doğrusu! D O Ankara 2 (a.a.) Maliye Vekâleti ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bpnkasmdan bildirilmiştir: Yüzde beş faizli ve ikramiyeli 1928 tahvillerinin bugün Merkez Bankası binasında Maliye Vekâleti, Merkez Ban kası ve diğer bankalar mümessillerile noter huzumnda yapılan altmcı ikramiye ve üçütıcü amorti keşidesinde: 237.14S, 280.740 numaralara 10.000 er lira, 12 763, 39564 numaralara 5.000 er lira, 97.353, 110,174, 151.543, 225.482, 262 081, 326 620, 384.426 numaralara 1.000 er lira, 69 840, 158341, 182.126, 195.646, 198.886. 224.343, 266.568, 276.791, 285.330, 304163. 310.178, 372.282, 384.368 numaralara 303 er lira ve ayrıca 596 aded numaraya 40 ar lira ikramiye ve 10.320 aded numaraya da amorti isabet etmiştir. Bir aylık tayyare zayiatı Almanyadaki İngiliz esirleri Nisan ayında ingii Londra. esirîere iyi tere 170. mihver 385 muamele edilme tajryare kaybetti diğiiii bildiriyor zadm nereden gelebileceğini bundan e%velki yazımızda kısmen göstermeğe ça ferdî de kaimıyarak gıtgide salgın bir hsTTiış, meselenin sadece şehvet dalâlet hale geliyor, umumüeşiyor. Şimdi böyle bir dunyada gaddarlığın lerinde tesaduf edilen kamçılama ve kamçılanma zevkleri gibi anomalilerle bir zevk oiması değil, zevk oimaması hayret edılecek bir şey olmak lâzım geizah olunamıyacağını söylemiştik. Insanlar, ne çare ki bu şehvet dalâ lir. Düşünmeli ki ele geçen küçuk bületleri olmadan dahı başkalannı incıtip yuk iktidarlarm rakibler tarafmdan aağlatmak veya bunları memnuniyet ve lınması daima varid olan bir dunyada inşirahla seyretmekten çok defalar zevk mutemadıyen İşkıllenmemek ve lşkilalıyor; doğru yanhş bir takım hırslarla lendikçe de gizli ve açık korkmamak, 0 beni nev'inm elemlerinden mü'eesfir korktukça da kinlenmemek kabil midir olmak hassasiyet ni körletmekten kurtu'amıyor. İnsan nıhundaki bu tezad dün olduğu gibi bu gun de mevcuddur; yarın da devam edip etmiyeceğı Bu vaznette çok tabüdir kı zayıflar bJhakkmda bir fikrimiz olmak için evvelâ hassa daha çok alıngan, daha çok ürkek ondaki gaddarhğı yaşatan sebebleri, ve binneıice daha çok kin'.i olacaklarsonra da bunların ne dereceye kadar, dır. Fakat kuvvet ve zâf nisbî olduğu kbklü ve devamlı olduklarmı aramak için hemen hiç bir ferd veya cemiyetin ayni hale düşmekten muaf kalabileceği lâzımdır. Başkalannu» ısürab ve elemlerinden soylenemez. Bunun için dunya, bütün zevk almak bir vakıa olarak gorülduk tarihçılerin şehadet ettikleri gibi, daima. ten sonra meselenin halli içm herşeytien emniyetsizlik ve kinlerle beslenmiş, hiç evvel zevkın mahıyetine nüfuz etmek bir devir huzursuzluttan kurtulamamışicab eder. Zevk almak sadece bir hassa tır. Her zaman bir «altın de\dr. ln hayal siyet ışi midır? Eğer boyle olsaycU pek edilmesi bu huzursuzluktan doğduğu lezzetli bir yemeği yan aç ve fevkalâde gibi bir «cennet» iştiyakının umumî ve aç iken yemekle ayni zevki almamız lâ beşerî oiması da ayni sebebdendir. zım gelirdi. Halbuki çok aç olduğuımu Hele bir parça ayağuuz kaysın, kuvvezaman acı soğanla kuru ekmek dünya tiniz zâfa ugramış gorünsün, kanlı gözlü Gaddarlık temayülünün daha fazla nm en nefis yemeği yerine geçiyor. O atmacalar derhal havalanır; artık dü artznasını istemiyorsak insanlar arasınhalde zevki yapan şey, münhasıran lez ğün başlamıştır: İnükam alınacaktır; daki rekabete başka bir şekil vermek ve zet ve lezzetli şeylerden ahnan duygular hem de ne zevkle! ayni zamanda bunların genişleme ve değildir. Bunlar zevke yardım etmekle Bu, bir rulümdür, bir gaddar'ıktır, yayılma ihtiyaclarına karşı fazla haşin beraber onun kâfi şartlannı teçkll etmez. buna şüphe yok. Fakat buna mnkabil davranmamak lâzımdır. Zevk dediğimiz çeyin tamamlanması bu gaddarlar da yaşadıklan rekabet M Şekib TUNC çin bir açhk temayülü, onun şiddet ve tatmln edilme dereceleri de lâzıradır. Bunlar olmadıkça zevk daima eksik kahr. Öyle ise zevkin temeli bir ihtiyacın doyurulmasına dayanır. Bu doymak ne kadar tam olursa zevk de o nispette açılarak bir inçirah olur. Bu dereceye kadar gelmiyen bir zevk hiçbir zamcn kendlni tatmin edilmiş olarak duymaz. Zevkin bu esası teslim edildikten sonra cözmek istediğimiz düğümü bir dereceye kadar geşvetmis sayılınz: Şimdi en kuvvetli insiyaklanmızın başında gelen korunma insiyakına bakalım. Derler ki birçok aksiyonlarımız hep bu Insikaya bağlıdır. Hatta ahlâkçılar, ruhiyatçı ve hayaüyatçılar ferdî ve içtimaî aksiyonanmızdan nevilerin ıstıfasına kadar olan bütün faaliyetleri bu sevki tabiî le izah etmeyi pek severler. Fakat gerek hayat, gerek ahlâk ve gerek cemlyet sahasındaki korunma insiyakı tam bir aye değildir. Çünkü hayat kavgasmda sadece korunmakla kalan ferd ve cemiyetler göstermek pek güçtür. Çünkü kajdedilen talebeier erdî ve içtimaî hırslar korunma huduHava Gedikli yuvasına yazılmak üzere kası iftihar verecek derecede fazla oldunu aşmakta mütemadi bir yans haindedirler. O halde ki korunma 'nsiyakı Hava Kurumuna müracaat eden orta duğundan Hava Kurumu, istekli genchaklkatte pek saldırıcıdır; her ferd, her ırîekteb mezunu talebenin savası 600 ü lerin ahnabihneleri için kayıd müddeemiyet genışlemek, yayılmak istemek geçmektedir. Bunlardan mühira bir tini uıatmıştrr. Müracaat eden talebeedir. Azla kanaat edenler tabiî görül kısmmın evrakı tetkık edilmiş ve hava ier arasında lise mezunları tercıhan mekten uzak olduğu gibi bu kadarı cılığa ehliyeüi oldukları anlaşılrnıstır. ahnmaktadır. Imtihanlardan sonra müeter diyenler de pek nadirdir; hemen İlk kafile pazartesi günü İnönü kampına racaat yekununun çok karjaracağı anlaşıldığından, şimdi den lâzım gelen terherkes asian payı peşindedlr. O halde ki sevkedilecektir. Havacılığa karşı çocuklanmızm alâ tibat alınmaktadır. korunma insiyakı yayılma, saldırma ve genişleme hırsımn bir yaveri gibi kalmıştır. Asıl kumanda onun elinden çıkmış, 0 *^^^* Yazan: »i^^^w Profesör M. Şehib Tunc 3 Hava Cedikü Yuvasına yazılan gender j B. FELEK Bahçe ve park inşaatı Meclis bahçeleı mütehassısı Istanbula davet edildi Ankara 2 (a.a.) Türkıye İş BankaLondra 2 (a a ) İngiliz kablneslnDiyen genişleme hırsma geçmlşlir. sının küçuk tasarrui hesablan arasında de aşağıtJaki değişiklıklerin yapılmış Bunun için de ferdlerle cemiyetler bir tertib eylediği 1941 ikramiye plânının olduğu bıldirümelttedlr: Belediye, bahçe ve park inşaatını ön üstünlük davasile yaşamak raruretinde mayıs keşidesi bugün banka umumî Havacıhk İstihsal&tı Nann Lory piâna ahnıstır. Şehrin manzarası üzerikalmışlardır. Hem de bu hırs yalnız ko merkezinde ve noter huzurunda yapıl Beaver Brook. Devlet Nazırlıgına tayin ne tesir yapabüecek bahçe ve parkların runma insıyakmm içinden fışkırmıyor, mıştır. Keşidede kazanan talihlllerin i edilmiştir. Kendısi, harb kabinesinde gelisigüzel hazırlanmaması için Büyük bütün insiyaklann içinden geçiyor. Bes simlerini, hesab numaralarıru ve bu aza olarak kalmaktadır. Havacılık İs Millet Medisi bahçeler mütehassısı İstihsalâtı Nazırîıgona yarbay Moore lenme insiyakını alalım. Hemen hiç kim lunduklan merkezleri bildiriyoruz: Brabazon getirilmiştir. Seyrisefain ve tanbula çağırılmıstır. Belediye reis muyalnız kann doyurmakla kalmak is1.000 liralık ikramiye Bursada 4203 avinlerinden Lutfi Aksoy bu mütehastemiyor, bol bol, ükabasa, hatta patla numarah hesab sahibi Ahmed M. Naime Münakalât Nazırlıgına Fleathers ge su ile birlikte Üsküdara giderek Üstırilmiş ve Seyrisefain Nazın Cross, yınaya kadar yemek istiyor. Hatta erı isabet etmiştir. Avustralya yüksek komıserliğıne tajin küdar meydanının ağaçlandırılması va ehlikeli hastalıklarda bile perhize katBeşer yuz lira kazananlar: İzmirde edilmiştir. yeşillendirilmesi islerini tetkik edecek anmak bir işkence sayılıyor: «Atın ölü Şefika 11653, Üsküdarda Turan 1350. tir. ı 1 mü arpadan olsun> diyerek oburlukı İki yüz elliser lira kazananlar: AnkaBahçe ve parHarla cadde ve sokaklara zevki sıhhate tercih ediliyor. Fakat bü rada Sezai 24132, Ankarada Sadeduin dikilen ağaçlann sayısı arttınlmaktadır. ün bunlar ayni zamanda daha bol, da 35983. Lutfi Aksoy kazalan gezerek umumî ha zengin, daha dolgun, daha geniş yaYüzer lira kazananlar: Zonguldakta ağaçlandınna islerini de teftlş edecektir. şamak hırsile yapılıyor. Behice 107, Diyarbakırda Fehmi 1221, •k Ankara 2 (Telefonla) Askeri KadıköjHinün Ömerli köyüne yeniden Dikkat edilirse bu hırs bilhassa reka Kadıköyünde İhsan 10235, Kadıköyünde ceza kanununda mevcud hususî atıfbetten doğuyor ve rekabet de kıskanc Sabiha 3518, Beyoğlunda ilustaia 25327, lann mana ve şümulünün tayinini hü 207 çınar dikilmiştir. Bu mevsimde şebir kine götürerek insanlan yabani hay Ankarada Güzin 35412. kumet bır tezkere ile Meclisten iste hirde dikilen ağaçlann yekunu 2147 dir. miştir. vanlar gibi işkilli, delicesine intikamcı Bundan başka muhtelif şubelerdeki Fidanlıklardan halka 11065 çam, 10467 ve nihayet son derecede kibirli bir ha yirmi hesab sahibi ellişer lira. Yetmiş İf Ankara 2 (Telefonla) Ordu sue getirmiş bulunuyor. Böyle olunca hesab sahibi de yirmiser lira kazanmış baylar heyetinin terfiine aid kanu yaprağını döken ağaç dağıtılmış, para nun üçuncü maddesinin E fLtrastnı ile de 3431 ağaç verilmistir. Meyva figaddarlık, hemen daima haklı haksız, de lardır, değiştıren lâyiha Meclise gelmiştir. vatnb yahud süreksiz, istihfafkâr yahud danı satısından 65778 lira abnmıştır. ic Ankara 2 (Telefonla) Ecnebi mahviyetli kıskanc bir kinin babası omütehassıs ve montörlerin istıhdatnı luyor, variyete göre, refaha, saadete, liHam dert fiatlan için İktısad Vekâletine ne suretle mttyakate, muvaffakiye'tiere velhasıl herSümer Bank, Piat Murakabe buro Beyrut radyosuna göre, Sovyetler, Cin racaat edileceği yeni bir talimatname şeve kinleniyor. Fazla olarak bu kin suna müracaat ederek ham deri fiatdevleti reisi Mareşal ŞanKayŞe!c'i Ue tespit edildi. if Ankara 2 (Telefonla) Pasaport lannın 65 ten 90 a çıktıgını bildırmiş [*] Prof. M. Şekib Tuncun bu mev Moskovaya davet etmislerdir. Bu haber zuda ilk yazısı 30 nisan tarihli nüsha başka kaynaklardan teeyyüd etmemiş kanununun onuncu maddesini değışti ve bu yükseliş Eebebinin tetküini istır. (Ankara Radyo Gasetesi) ren lâyiha Meclise verildi. temiştir. nuzda çıkmışur. yiiJisel T c t yerin bu yer dejiîdir Dünyaya geliş hüner değıldır Iş Bankası kumbara ingiliz kabinesinde ikramiyeleri çekildi bazı tadilât ^apıldı Ktsa Haberler ÇanKayŞek, Moskovaya mı davet edildi? Fikri, Şakire dikkat ediyordu. Şakir, o gece, fazla içmiyordu. Hattâ bazan, kadehi dudağına dokunduruyor, içiyor gibi yapıyor, bırakıyordu. Hayri, iki arkadaşı, Halil ustayı yatıştırmağa uğraşıyorlardı: Yaniıj anladın be, arkadas. Yalan mı ya? Biz para veriyorsak, onlar da veriyorlar. Herkesin, sesi, sadası çıkıyor mu? Halil ustajn, zorla yerine oturtmuslardı; dolu bir kadeh dayadılar: Sen, sunu bir cek. Sarhoş, ağzma doğru kadeh uzahImca, dediğini yaptıran insanlann kurumu ile sınttı, gevşedi; peltek peltek: İçelim, dedi. Fikri, hayretini gizliyemedi: Çabuk yatıştı. Şakir, gözlerini onlardan ayırmıyordu, dudaklan arasından cevab verdi: Daha, iyice çamurlaşmadı. Üç dört kadeh sonra, görürsün. Kabadayı mıdır? Koftur. Meyhaneye para bırakır; onun için, biraz kahrı çekilir. Ama, itibarı taşırmadan da yapamaz Muhakkak dayak yer. Şimdi, bu gece, dayak yiyecek mi? Şakir, istemiye istemiye güldü: Ona hiç şüphe etme. Fikriyi merak sarmıştı: Sen mi döveceksin? Hayır. Biz, şimdi kaçacağız. Ben, Haj'riye işaret geçthn. Hayri, benim adamımdır. Burada fazla rezalet çıkarmasına vakit bırakmazlar. Onu, tatlılıkla buradan çıkanrlar. tenha bir yerde, bir temiz ıslatırlar. Dayağı yiyince, kuzu gibi, yolda mışıl mışıl uyuyarak evine gider. Dayak yemezse, tekrar meyhaneye döner, cıvık bir belâ olur. Biır AŞKUÇURÜMU Fdebî roman 33arka çıkıyordu: Çocuk mu bu? Senin sözun kâfi. Hatırıru kırmaz. Şakir, başını kaldırdı, tezgâha doğru seslendi: Nikoli, biraz bakar mısın? Barba, onun sesini duytmca, eîindeki işi bırakarak, romatizmalı avaklarını ^üriiye sürüye seğirtti: Emret, Bay Sakir Şakir, sesini yavaşlatmıştı: Benim çağırdığımı sezdirmeden, Hayriyi bana gönder. Barba, başını salladı. Tezgâha döndü; elinde meze tabakları ile masaları dolaşmağa başladı. Halil usta, başı göğsüne düşmüş, ağzından salyalar akarak, Şakir, tekrar masadakilere dönmüştü. sin. Hattâ, yarın gece de. Hattâ, öbür Fikri, onların ne konuştuklanna dikkat gece de... Biraz da, o, seni arasın. Soluk benızli, esmer gencin yarunda etmiyordu. Fakat, kulağına çalınan bazı oturan kumral şişman adama: sözlerden, cbir kadın meselesb ile meş Hamdiyi sana emanet ediyorum, gul olduklaruu anlamışü. Şakirin kardedi. Oraya gitmiyecek, anladın mı? şısında soluk benizli, esmer genc, çok Anladım, ağabey. derdliydi; dokunsalar, ağlıyacaktı. Şa Sen, buradan çıkınca, onu, doğruca kir, ona, nasihat veriyordu: evine götüreceksin. Hamdi, oğlum, sen, erkek çocuk Olur, ağabey. sun. Kan kısmının üzerine fazla düşŞakir, Hamdinin yüzüne manalı bir mek olmaz. Bulunmaz Hind kumaşı mı gülümseyi§le bakıyordu: be? Sen, biraz naza çek. Bak, nasıl Nuri, seni eve bıraktıktan sonra, köpek gibi gelir. firar etmek yok. Elini masanın kenarına vurarak kaHamdi; «hiç yapar mıyım? Hele, sen rarmı verdi' söyledıkten sonra!..» der gibi boynunu Sen, bu gece, oraya gitmiyecek çarpıtmış önüne bakıyordu. Nuri, ona, lenmedi. Yolda, kemiklerini zedeleme rıltısı vardı. Eğer, ihtiyar Barba. o dakikada, on yaş, on yaş gencleşmiş oluden okşarsmız. verseydi, Şakirin arkasından koşar, kaç Hayri, «peki, ağabey',^ dedi. gitti. yldır verdiği haraclann hesabmı ararŞakir, arkadaşlarımn ellerini sıktı: dı. Erken yatacağım. Dişlerini gıcırdatarak başını doğrultOnun paltosunu giydığini gören Bartu, elinin tersile pos bıyıklarını sildi, ba, yüzünü buruştıırarak sordugarsonu çağırdı: Ne o? Kaçıyor musun? Şakir, yüksek sesle: Sefertasına pilâki, tursu, lâkerda, Çok yorgunum! ciçer koy. Galatelı Şakirin odasına göDedi, tezgâha yaklasmca, fısıldadı: tür. Benim, bu gece. burada fazla durŞakir. Fikrinin koluna ginnişti: sert mam. doâru değil. ayaza aldırış etmiyor. ağrr ağır ÎÜTÜyoriardı. İkisi de düsünceliydi. Şakir, Neden? sayıklar gibi konuşuyordu: Emniyetten, bir iki gün, evine bir bakkalm önürde durmustu. Bir sise Kıranm... Parasile değî! mi?. Kı erken git, dediler. İlk geceden, itibarı yarım kiloluk rakı aldı: Fikriye sordu: ranm be... Kırarım ulan... Kim kan bozmıyahm. Sen, bana, biraz mezelik Eve. mezelik öteberi gelecek ama, şırmış? Kırarım be... Kırarım ulan... haz'ria. eve gönder. canın ne çekiyorsa alalım. Masadakiler, onu, dinlemiyorlardı Fikri, onu kolundan tuttu: Barba, düşünceli kaldı: Barba, Hayriye yaklaştı; kulağına e Bir şey istemem Rakını al, gidelim. Halil ustayı. ne vapacağız" ğildi: Yolda. Şakir, bir manava uğradı; por Merak etme Hayri, sepetlivecek Sakir, seni çağmyor Şakir elile selâm sarkıtarak yürüdü: takal, mandalina. elma aldı. Fikri güHayri; «anladım!» der gibi göz ktrptı. Ej^ailah. Nikoli. yarın. uzun ko lüyordu: Barba, elinde boş tabaklarla tezgâha nu";uruz. Seninle komısacaklanm var. Ne o yahu? Evde ziyafet mi var? döndükten sonra. Hayri kalkmış, ŞakiYemiş paketlerini almak taşımak isİhtivar Barba. ikisimn arkasından. rin yanma gelmişti: durdu. baktı: din=eğini tezgâha. cene tiyordu: Şakir, bırakmadı: Dunyada olmaz. Bu gece, ziyafeti sini avcuna davadı. onlar. sokaea çı Emrin ağabey! Şakir, onun masa üzerine koyduğu kıp köseyi dördükleri halde. sözlerini hak ettim Barbanın nefes kokusunu cevirmeHpn bTkıvordu. Onun bakışla •'"rnadan bir kaç kadeh rakı iceceelinin üstüne elini bastırdı: Ben, şimdi kaçıyorum. Halil us rmda, yal^ız gencliğe karşı de£il; ih ığim. CAr' .) tayı, sen, buradan aşır. Daha, çirkef tiyarlığa da küfür eden bir kin pa1 Mahmud Yesari