CUMHURİYET 8 Ikincikânun 1941 TARIHTEN YAPRAKLAR Millî Piyango f Şehir ve Memleket Haberleri j Şişlide çocuk dispanseri Bursa Parti İlkmekteblerde kongresi bitti 74488 talebe var 1846 muallim bu talebeye ders gösteriyor Bu sene ilkmekteblere alınan talebe ile sınıf mevcudları tespit edilerek Maarif müdürlüğüne bildirilmiştir. Buna göre İstanbul ilkmekteblerinin birinci sınıflarında 19587, ikinci smıflarında 3 5.802, üçüncü smıflarında 14,987, dördüncü sınıflarında 14.713, beşinci smıflarında 9801 talebe mevcuddur. Bu suretle umum talebe yekunu 74.488 i bulmaktadır. Bu talebenin 34,718 i kız, 39,777 si erkektir. Şehirde 191, köylerde 310 olmak üzere 401 ilkmekteb vardır. İstanbul ilk tedrisat kadrosunda 1346 muallim çahşmaktadır. Maarif müdürlüğü şehrimizin mekteb ihtiyacı için şimdiden hazırlık yapmaktadır. Kaza maarif memurlan hududları dahilinde ilktahsil çağma giren çocukların sayısını nüfus idarelerinden soracak'ardır. Bununla beraber mayısta gene bir umum' araştırma yapılacaktır. Alman neticelere göre her semtte açılacak ilkııif kteble üâve edilecek şube miktarı tesoit edilecektir. Istanbulun eski bayramları Sarayın ve halkm bayramı Muayede resmi Padişah ayağı öpmiyen Vezir Meşrutiyetin ilk bayramları İstanbulun eski b. .smlarını anar ^ ken gayrühtiyarî; AJımed Rasim merhumu hatırlıyo ^ ^ ^ ^ rum. O bugün hayatta olsaydı kimbilir ne tatlı şeylor' yazaıdı? Ne yazık ki, Evliya Çelebiden Ahmed Rasime kadar eski İstanbul hayatını tasvir ve tespit eden üçüncü bir Türk müellifi yetişmemiştir. Bugün içtimaî tarihe aid elimizde pek az vesika var. O vesikalara bakıhrsa İstanbulun eski bayramları hakikaten bir âlem olurnıuş! (*) Muazzam ülkelerin bütün servet ve ihtişamını sinesinde toplayan bu güzel şehir, daha haftalarca evvel bu kutlu güne hazırlanır ve şairler bile sevgililerini gelecek bayramın hayalile avuturmuş: lyd irijsün baisi şevki cedid olsun da gijr! 166935 numaraya çıktı Millî piyangonun 7 ikincikânun çekilişi, dün Eminönü Halkevinin yeni binasında yapıldı. Geniş salon, vaktinden çok evvel, davetlilerle dolmuştu. Kartlarını almakta gecikenler, ikramiye kazanan numaraları bir an evvel öğreıımek merakile, Halkevi binasınm önünde toplanmışlardı. Saat tam 17,30 da, îstiklâl marşımn nağmeleri arasında, Millî Piyangoniin işaretlerini yakalaıında tasıy&n üçü erkek ve üçü kız olmak üzere aitı çocuk, madenî kürelerin önünde yer aldılar. Küreler dönmeğe başladı. Keşidenin umumî pıânında en büyük ikramiye olan 50 bin liradan maada, 10 bin liralık 3, 5 bin liralık sekiz, 200 lirahk 15, 1000 er liralık 120, 500 er liralık 180, 100 er liralık 300, 50 şer liralık ü0i>, 10 ar liralık 6000 ve dürder liralık 60 bin kazanacak numara ve 120 şer liraık 47 teselli mükâfatı vardı. İlk olarak bir'er küresi işletildi. Ve mihveri etrafında dönen madenî küreden 9 rakamı düştü. Ve bu suretle 9 •akamile nihayetlenen bütün biletier dörder lira kazanmış oldular. Bundan sonra, aynı küreden sekiz rakamı düşüğü için sekiz ve dokuz rakamldri'.e nihayetlenen bütün numaralann dörder iira kazandıkları anlaşıldı. Bundan sonra iki küre birden işletilerek 6S ve 15 rakamlarile nihayetlenen biletlerin onar lira kazandıkları tespit edıidi. Uç kürenin çalıştırılması neticesinde de 359 ia e 6581e nihayetlenen bütün biletier ellişer lira ve üç kürenin tekrar işletilmesile 406 ile nihayetlenen bütün bileter yüzer lira kazandılar. Müteakıben dört küre birden harekete getirildi ve ilk hamlede 264» rakamile nihayetlenen bilet hamilleri beşer yüz lira, dört kürenin müteakıb çevrüişlerinde de 3107, 3199,3195 ve 5553 rakamlarile nihayetlenen biletlerin hamilleri beşer yüz lira kazandılar. Dört kürenin altıncı defa çalıştırılması neticesinde 4885 ile nihayetlenon biletlerin hamilleri gene beşer yüz lira kazandıar. Büyük ikramiye HARBIN TAHLILI Tobruk da sukuta mahkumdur (Baş tarafı 1 inci sahiıede) Euh kuvveti kahraman yapar. Bardiada olup bitenler, bundan sonra Tolmık:a cereyan edecektir. Meğer ki Graziani, bir yanını Tobruk müstahkem me\kiine istinad ettirerek elindeki kuvvctlei'ie geDİş mikyasta bir mukabil taarruz yapmak imkânını bula. Fakat Graziani'nin bugüne kadarki sevk ve idaresi, İtalyanar hesabına, hiç de ümid verici değildir. Bu pek meşhur İtalyan Mareşalı, birçok hatalar irtikâb etmiştir: 1 İtalya, taammüden harbe gir(üklen sonra, Graziani hazırlanmak için aylarca vakit kaybederek İngiliz Nil ordusunun kuvvetli bir surette teşekkül etmesine imkân vermiştir. 2 Mısır hududunu geçip çöle girdikten sonra, eylulden birincikânuna kadar, müdafaa ile taarruz arasında mutavassıt bir vaziyet almış ve iki cami arasında kahnış binamaz gibi tcıeddüd içinde bekleyip durmuştur. 3 Halbuki onun taarruza devam etraesi ve İngilizlerin taarruz etmeleıine meydan vermemesi lâzımdı. Bunu rapabilecek kudreti kendinde görmediği akdirde, çölde kalmıyarak büyük kısmını geriye hudud boyundaki tahkiınatın arkasına çekmesi gerekti. 4 Graziani, çölde ordusunu çok fena bir baskma uğratmıştır. Bunda, belki doğrudan doğruja, onun hatası jokiur. Aınma, kunıandasındaki ordunuu zafeinden en büyük şeref bissesini alan bir kumaudan, onun mağlubiyetinden de en büyük mes'uliyet paymı almağa mecburdur. 5 Graziani, Sidi Barranide İngiUzierden ilk darbeyi yedikten soıua, kuvetlerine muharebeyi kesip sür atle düsnıandan uzaklaşmalarını emredeceğine Bardiada tnukavemet enırini vermiştir. Böylece bir kolordu, kendi ayağile kapaaa girmiştir. Halbuki İngilizler Mersa Matruhtan hududa kadar olan çöiün usuz kısmını, bütün ağırhklarile geç uıekte azçok zahmet ve müşkülât çckecekleri için, ilk darbeyi vurduktan sonra, ağırlaşmak mecburiyetinde idiler. Bu sırada, İtalyanlar, İngilizlerin takiLinden kurtulur ve muharebe temasını kesebilirlerdi. Bu arada fırsattan bilistiade yeni bir muharebe içn bazırlanabiUrlerdi. 6 Bardiayı müdafaa etmeğe kalkışmak ancak, Tobrukta toplanacak kuvetlerle bir taarruz yapılabileceği takdirde, doğru olabilirdi. Graziani, Libya hududunda, bu müstahkem mevkie daaııarak, henüz çölde bulunan İngilizlere aarruz etmeliydi. Böyle bir taarruza imkân yoksa, bir kolorduyu Bardiada, eslim olmağa mahkum etmek yanlıştı. 7 Muvasalası kesilen ve mahsıır bir vaziyete düşen herhangi bir kale eıgeç ukuta mahkum olduğu için vakit karantnak maksadile Bardiada bir kolordu le nuıkavemet etmeğe kalkışmak, ancak kâr ve zaran gayet lyi hesab ederek apılması lâzım geien bir hareketti. E;er. kaanılacak zaman, 30.000 kişinin eda edilmcsine değerse, bu hareketl apmak doğru idi. Halbuki ilerideki maharebelerle görülecektir Id Bardia müdafaası, Graziani'ye 30,000 kişinin ziyana tekabül edecek kadar, zaman kazaııdıranıamıştır. Bardia müdafileri arrlcl nıuharebeleri yapa yapa çekilselerdi, talyan ordusu 30.000 kişi kaybetmeden tıjnlizlerin ileri hareketini geue geciktirmeğe muvaffak olurdu. Bu bakımdan Mareşal Graziani, bu 30,000 kişiyi adeta beyhude feda etmif addolunabilir. Diyorlar ki Graziani, Bardianu böyle büyük kuvvetlerle müdafaasına muhalif imiş; fakat Sinyor Mııssolini emretmiş; o da itaat etnüş. Mussolini acaba, bunu kendiliğinden mi emretü? l'oksa, «Italyada bir mahal» de bulunan Mareşal Badoglio'nun halefi yei başkumandanla istişarc ettikten sonra mı bu emri verdi? Böyle olsa dahi Mareşal Graziani Libyanın müstakil başkumandam olduğu için, ordusunu dilediği gibi kullanması ve Mussolini'yi dinlememesi lâzım gelirdi. Çünkü Libya hareketleri ve muharebeleri, Bomadan veya İtalyada bir mahal» den idare ediiemez. Oradaki vaziyeti, bu nuntakanın başkumandam elbette merkezdekilerden çok daha iyi bilir. Esirgeme Kurumu Vali Refik Koraltan güzel bir müessese mühim bir hitabe kurdu irad etti Şişli Çocuk Esirgeme Kurumu, Os manbeyde Şairnigâr sokağmda bir çocuk dispanseri açmıştır. Şişli hatta Taksime kadar olan bir muhitte büyük bir ihtiyacı karşılayan bu dispanser Şişli Çocuk Esirgeme Kurumunun muvaffak bir eseridir. Dispanser, fakir ve hasta çocuklann muayene ve tedavisile meşgul olacağı gibi, bunların ayrıca üâc ! ve gıdaları da temin edilecektir. Dis panserin henüz açıhşmın ilk günleri olduğu halde 100 den fazla hasta tedaviye başlanmıştır. Dispanser pazartesi ve perşembe günleri saat 11 den itibaren müracaat kabul etmektedir. Yakmda ayrıca bir de dişçilik şubesi ilâve edilecek, bu suretle dispanserin teşkilâtı tamamlanmış olacaktır. Büyük bir muhitin ihtiyacile uğraşacak olan dispanser Şişli halkının yardımlariîe mevdana gelmiştir. Bursa (Hususî) C. H. Partisi Bursa vilâyet kongresi samimî, hararetli ve heyecanlı celselerini müteakıb mesaisini bitirmiş ve yeni idare heyetini seçmiştir. Yeni heyete Nureddin Öğünç, Sadık Tahsin Arsal, Tevfik Aycan. Cemil Öz, Said Ete, Ali Sırrı Aysoy. Durmuş, Doktor Şemseddin Dor? ve Ragıb Armağan secilmişlerdir. Yeni heyet te idare heyeti riyasetine Nureddin Oğüncü intihab etmiştir. Seçimi müteakıb valimiz Refik Koraltan, bütün kongre azasile samiini ve müşahidleri heyecan ve hassasiyet içinde bırakan bir hitabede bulunmuştur. Büyük ve millî vahdetin parlak bir tezahürünü teşkil eden bu hitabe, yer yeı sürekli ve şiddetli alkışlarla kesilmiştir. ' Valimiz demiştir ki: « Ben bu kongrelerde görülen yüksek ve göğüs kabartıcı tabloyu şöylece ikiye ayırıyorum: Birisi Şefe bağlıhk MUTEFERR1K ve millî vahdet, ikincisi, bilhassa rejimin, Cumhuriyet idaresinin, halk idaresinin her bakımdan tecelli eden kutsî ve kıymetli varlığıdır. Şefe bağlıhk; arkadaşlar, köy, ocak ve kazalardan buraya gelinceye kadar Cumhur Reisimlz İsmet tnönünün devam eden bu ulvî tablo beni çok müvalidelerile refikalan dün sabahki tehassis etti. Eminim ki; bunu söyletrenle Ankaradan şehrimize gelmiş mekle hepinizin hissiyatına da tercü" man olacağım. lerdir. Yazan:" HASAN ADNM G İ Z | yere kapanır ve nihayet tahtın önüne gelince üçüncü defa secde ederek şapur !şupur padişahın iki ayağını da öperdi. Vakar ve haysiyet sahibi bir devlet adamı için bu ne büyük bir ziüet, ne yüz kızartıcı bir mahkumiyetti. Padişah, vezirini bu hareketle mahkum kılmakla huzurunda bulunan bütün devlet ricaline «Bakın işte bu adam geçri zamanın sadrıazamıdır. Fakat indimdeki kıymeti bir köleden ,bir uşaktan ziyade değildir.» demek istiyordu. Seyri Saddbddı sen bir kerre \yd olsun do gör.1 Kuje kuse mthrler, meh'ler bedid olsun da gör, Seyri Sadâbâdı sen bir kerre \yd olsun da gör! Eski İstanbulun iki edebiyatı, birbirine benzemiyen iki tip insanı gibi bayramı da iki kısma ayrılırmış: Sarayın bayramı, halkın bayramı. Saray halk için bugün büe çahşmaz, buna mukabil bütün yü bayram eder; haik ise bütün yıl saray uğruna çalışır ve senede ancak yedi gün eğlenmek imkânını bulurdu. Muayede resmi denilen aarayın bayram merasimi şatafath bir Tuiüm ve istibdad sahnesinden başka bhşey değildi. Orada bir tiran tahta çıkar ve sadrıazamlan, müftileri, âlim ve fazıllarile beraber bütün devlet ricali onun eteğini öperdi. Fatih muayede resmini bir kanun şekline koymuş, tanzim ettiği kanunnameye «Bayramlarda divan meydanına taht kurulup çıkmak emrim olmuştur.» bendini ilâve etmişti. Muayede resmi bir takım muayyen ve mufassal teşrifat dairesinde vuku bulurdu. Bayramdan bir gün evvel taht divan meydanına kurulur ve bayram sabahı erkenden sadrıazam, vüzera, kazaskerler, defterdarlar, kadılar, müderrisler, müteferrikalar, çavuşlar velhasıl mansıb sahibi bütün rical saraya geürdi. Eski bir usule tevfikan tahtın sagında Kırım hanzadeleri, solunda ise eğer varsa padişahın oğulları yer alırdı. Tahtın karşısında sağa ve sola maile n mirialem ağa, çavuşbaşı, teşrifatçı ve kapıcıbaşı ağalar ve ellerindeki asâlarile mabeyincilik vazifesini gören diğer içağaları elpençe divan dururlardı. Padişah evvelâ Hırkai Saadet odasında sabah namazını kılar, ondan sonra Enderun ricalinin tebriklerini kabul eder ve Sünnet odasında saltanat elbisesini giydikten sonra divana dahil olur ve tahta çıkardı. Hünkâr divana girer girnıez hemen Mehterhane çalmaya başlar ve alkışa memur olanlar yüksek sesle: «Aleyke avnillah! Uğurun nçık olsun, ikbalin füzun olsun!» dualarını tekrar ederlerdi. Bu duaların arkasmdan «Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var!. nidası yükselir, fakat gurur ve ihtişamdan gözleri kamaşan Osmanoğullan bu manevi ihtaıın farkjna bile varmazlardı. Bu sırada teşrifatî efendinin bir işaretile nakibüleşraf tahtın önüne gelerek mutad olan duayı okur ve ondan sonra tebrik yani etek öpmek faslı başlardı. Evvelâ Kırım prensleri, sonra miralem ve kapıcıbaşı ağalar etek öperler ve onlarm arkasından sıra sadrıazama gelirdi. Basvezire düşen ubudiyet vazifesi müthiş bir zillet ve hacalet nümunesiydi. Padişahın vekili mutlakı, ordunun Berdarı ekremi ve bütün bir imparatorluğun müdiri umuru olan bu zatı şerif üst kürkünün sağ eteğini elile tutarak yavaş yavaş huzura doğru yürür ve tahta yaklaşınca hemen yere kapanarak zemini öper, kalkıp bir kaç adım yürüdükten sonra tekrar sar'ası tutmuş gibi (*) Eski bayramlarda yapılan merasirn hakkında şu eserlerde malumat vardır: Tarih Encümeni mecmuası, Eslâfın bayram tebrikâtı Cevad Paşanın Askerî tarihi Atanın Enderun tarihiM. de Thevenot'nun Seyahatnamesı Lutfi Simavi Beyin hatıratı Torikler niçin denize dökülüyormuş? Balıkçılar esnafı cemiyetinden şu rr^ktubu aldık: Uskıımru balığınm kOosunun 3540 kuruşa satılmasının sebebi az çıktı ğmdandır, torik balığınm çok olduğu senelerde uskumru ve emsali balıklar dr'ma az olmaktadır. Fazla cıkan ve dahilde istihlâkine imkân olmıyan torik balıkları bugün icin memleketimizde ancak ihrac maddesi olarak istihsal edilmektedir. Çünkü her memlekette pek makbul oîan bu balıklarımızm taze ve tuzlusuna m?.alesef halkımız rağbet göstermemekHali hazır vaziyeti dolayısile v e bilhassa kâfi miktarda buz tedarik edilemediğinden ihtiyaç nispetinde bahk tutmaktayız Fazla bahk tutulduğu za manlarda ihrac edilmeyip artan tcrik balıkları bedelsiz olarak hayır müesseselerine verilmekte ve mütebakisi de diğer mahsulât gibi muhafazasına biç bir veçhile imkân olmadığmdan nıecburen denize dökülmektedir. Alâtı saydiyenin tedarikindeki müşkülât göz önüne alınarak yanya indi İstanbul meb'usu Abidin Daverin Bugünkü Türk varlığının banisi ve bilhassa partinin müessisi Ebedî Şef A annesi Bayan Ravan Daver dün irtihal Başvekâlet Müsteşarı Vehbi Demiray etmiştir. Cenazesi, yarınki perşembe dün sabahki trenle Ankaradan jehri tatürkün huzuru ebediyetinde bütün günü saat on bir buçukta, Bomonti milletin hissiyatına, necib duygularma Tramvay istasyonunda, İzzetpaşa sornize gelmiştir. tercüman olacak surette, onun adı a kağmda Sürel kaldıİstanbul Telefon müdiirü nıldığı zaman millî bir ibadet yapıyor nlarak namazı apartımanından camiöğleyin Beyazıd Bir müddettenberi Ankarada bulu ve mabedde bulunuyor gibi bütün ar sinde .kıündıktan sonra, Edirnekapıdaki nan İstanbul Telefon müdürü Niyazl kadaşlar, nefes almadan onun manevî Şehidliğe defnedilecektir. Tezer bu gün şehrimize gelecektir. İs huzurunda o ibadeti eda ettiler. Ve geMerhumc, hüsnü tabiati, manevi kıytanbul Telefon müdürü, Münakalât ne bütün milletin, etrafında tek bir metleri ve bir çok meziyetlerile kendiVekili Cevdet Kerim İncedayının bunsini herkese sevdirmiş, muhitinin hürvücud, tek bir insan ve tek bir kalb dan evvel şehrimize yaptığı ziyaret ve metini kazanmış, eski tabirile bir hagibi birleşmiş olduğu Millî Şef, değiş mmefendi idi Türk matbuatına, aziz temaslarda kararı verilen İstanbul tarafı telefon şebekesinin tevsii ile Sa mez başkan, sevgili Reisicumhurumuz arkadaşımız Abidin Daver gibi, 30 sematyada yenl santral teslsi ve Beyoğlu İsmet İnönünün adımn anıldığı zaman nedir her branşta hizmet etmlş güzide şebekesinin bir kısmının Şişli santra onun adı, milletin içinden kükreyerek bir evdlâd da armağan etmiştir. line bağlanması üzerinde temaslarda coşan bir duyguyu ızhar etmektedir. Cenabı Haktan ona rahmetler dilerbulunacaktır. ken muhterem arkadaşımızın ve keCumhuriyet idaresi nedir, halk idaderli ailesinin elemierini paylaşırız. resi ne demektir? Kemalizm rejimi ne Devair ve mekteblerde ifade ediyor? diye bir sual sorulduğu ŞEHİR tSLERl bayram tatili zaman onlara yazı ile ve kitabla ceKurban bajTamı dolayısile devair ve vab vermekten uzak bulunuyoruz. OTerkos şirketinin taksitleri nıektebler dün akşamdan itibaren ta nun cevabını isteyenler, Türk idaresiİki bin liralıklar Belediye tarafından satın aluıan Muayede resminde etek öpme usulü 25685, 199233, 220544, 208255, 125056, til edilmişlerdir. Pazartesi günü sabahı nin bütün milletler tarafından örnek Terkos şirketine aid bir senelik ödeme sonradan saçak öpmeye tahvil olunarak tekrar çalışmaya başlıyacalkardır. 159790, 53318, 44092, 169906, 93359, tutulan şu tablosunu. köyden başlaya taksiti Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırikinci meşrutiyete kadar büylece devam darın imzasile 1,300.000 frank olmak 14927, 246912, 227597, 29093, 123316. İktısad ve Ticaret mektebi. rak kazalarda ve vilâyet merkezlerinde etti. Ikinci meşrutiyetin ilk muayede üzere dün Osmanl Bankasına yatırıl ve nihayet Türk milletinin hayat, saBeş bin liralıklar resminde mühim bir hâdise oldu. O gün miştir. Fransa vaziyetlnln gayrisabit nin 58 inci yıldönümü adet ve inkılâb kaynağı olan Ankarada olmasına rağmen Belediye, borcunun Beşinci Mehmedin saçağını Başmabe250147, 245947, 275028, 8862, 299696, Yüksek tktısad ve Ticaret mektebi aksi sada bulan kudretinde o cevabı tediyesinde tam bir hüsnü niyet gös yinci Lutfi Simavi Bey tutuyordu. Vü134669, 48581, 260312 nin 58 inci yıldönümü münasebetile a filen bulurlar. Biz, bununla övünürüz, termiştir. ke!â, rical ve askerî erkân sıra ile ve u250147 numarah bilet Ankarada satıl yın 16 sında mektebde büyük bir mesulü dairesinde tahtın saçağını öptüler. mıştır. Ve kazanan talihli tam bilet sa rasim yapılacaktır. Merasime mektebin işte inkılâbımızm manası budur. HüBelediye bütçesi Sıra meb'usana gelince, başta Meclisi hibidir. 27502 numarah bilet Kayseri ve eski ve yeni mezunlan davet edilmiştir. kumet milletle beraberdir, bir yoldaBelediye, 941 senesi bütçesinin ha dır. zırhgana devam etmektedir. Yeni bütçe Meb'usan reisi Ahmed Rıza Bey olmak İzmirdedir. 8862 numaralı büet sahıLleri Şeker meselesi halledildi *Hepinize tekrar tekrar sevgilerimi geçen seneki gibi 12.000,000 küsur lira üzere bütün meb'uslar saçağı öpmiyerek ^skenderun ve İzmirdedir. 299G96 numaBazı toptancılarm şeker bulunmadı bildirir, bir memleket çocuğunun kal olmak üzere tespit edilecektir. Bu seyalnız uzaktan bir temenna ile iktifa et •alı bilet hamili İstanbulda bulunmakneki faaliyetin ehemmiyetlisini yollatiler. O zaman sarayca pek fena karşı adır. 134669 numaralı bilet de İsianbul ğmdan bahisle bakkallara şeker verme binde yaşayarak yer bulduğu bütün meleri ve bu suretle yaratmak istedik heyecanile sizlere, sizi gönderenlere ve rın inşası teşkil edecektir. Malzemesilanan bu hâdise saltanat gururuna kar • Aksaray vilâyetlerinde, 48581 numae lcri buhran dün Şeker şirketinin kat'î bütün Türk milletine saadet dilerim. nin Avrupadan celbine lüzum görülen şı demokrasinin ilk isyam olmuştu. ralı bilet Ankarada satılmıştır. inşaat, harb sonuna bırakılacaktır. Bu müdahalesile önlenmiştir. Bir çok bakOn bin liralıklar kallar dün Türkiye Şeker fabrikalan Emin olabilirsiniz; işte bir kaynaşma sene yapılacak yollar meyanında TopMuayede resmi hitam bulduktan sonra 231380 (bu numaralı yarımşar bilet şirkctine müracaatle şeker almışlar ve var ortada. Millî vahdet denilen sır bu kapıdan Emlnönüne kadar uzayan padişah tahttan iner ve sağ koluna sadşeker radadır. Onun başında, dünyaya karşı caddenin asfalta kalbi de vardır. Erzurum ve Adanada satılmıştır), 192783 bunun üzerine toptancılar da rıazam, soluna kızlarağası geçerek bir Şefimiz vardır. O, bizi düşünüyor. Overmeğe mecbur olmuşlardır. Halk ekmeği kere tahtın etrafmı dolaşır ve vüzerayı (bu numarah bilet hamilleri Turhal ve nun saadet ve huzuru milletinin saaMardindedir), 165351 (yarımşar biletier Ziraat Vekâletinin verdiği emir üzeKızılay balosu selâmlıyarak hareme dönerdi. Muayede detidir. O ş e f ki: Güveniyor milletine, rine halk ekmeği tipine yarayacak buğİstanbul Kızılay cemiyeti tarafından resmi bayram namazmdan evvel icra tstanbul, İzmitte satılmıştır.) day çeşnisi tespit edilmektedir. Muh Sıra nihayet elli bin liranm çekilme Tokatlıyan salonlannda verilecek olan o da var olsun, biz de var olalım.> olunur ve namaz umumiyetle Sultantelif vilâyetlerimizden gönderilen nü' sine gelmişti. Spiker Said Çelebi, par senelik balo. bayramın 4 üncü cumarahmed camiinde kılaırdı. Bayramın ilk munelik buğdaylar Yeşilköy Tohum IsHastanede öldü günü yalnız padisaha mahsus olduğun mağıra güvenen birini, kürelerin yanı tesi akşamı verilecektir. lah istasyonunda tetkik ve bunların dan vüzera daha evvel veya sonra bir na davet etti. Fakat hiç kimse bu heGeçende Çatalca civannda olan bir birleştirilmesindeıı meydana çıkan bir Menemende iki kaza varalama hâdisesinde, 50 yaşmda Şa buğday tipi hazırlanmaktadır. Yakınbirierini tebrik ederlerdi. O devirlerde ecanlı işi yapmağa kendinde tesaret îzmir (Hususî) Menemenin Ka ban Abdurrahman oğlu, bıçakla kar da ikmal edilecek olan bu tetkikattan sarayın ve halkın bayramı arasında hiç bulamayınca, büyük ikramiyenin çekiyıkbaşı mevkiinde Gediz m»hrinde nından yaralanmıştı. Yaralı, tedavi e sonra nümunelik ekmekler yapılacakbir münasebet ve müşareket yoktu. lişi gene çocuklara kaldı. kolsuz ve 35 yaşlannda bir kadın ce dilmek üzere İstanbula gönderilmişti. tır. Yeni ekmekte kalori miktan yüzSarayın bayramı nekadar meraslmperElli bin lira sedi bulundu. Bunun nehrin mezar Dün sabah, tedavi altmda bulunduğu de 95 e kadar çıkacak ve ekmek bir ver ve soğuk ise, halkın bayramı da o lıklarından sürüklendiği tahmln edill Grıreba hastanesinde ölmüştür. Adliye miktar esmer olacaktır. kadar candan ve samimî olurdu. Bu yor. Menemenin Özbekli köyünden 12 hekimi Enver Karan, cesedl muayene Cezalandırılan esnaf günlerin en büyük eğlencesini gene yaşmda Bayram, nlnesini ziyaretten etmiş ve gömülmesine ruhsat ver Teselli mükâfatı kazananlar dönerken, hayvam Gediz kanalında miştir. meşhur semtlerde kurulan bayram yerDün. Belediye talimatnamesine muhalif hareketten 11 şoför. Beyoğlu sem 166930, 166931, 166932, 166933, 166034, cereyana kapılmış, çocuk boğulmuş ve leri teşkil ederdi. Bu yerlerde en ziyade Ortağını yaraladı tinde 8 ve İstanbul semtinde 3 esnaf 166935, 166936, 166937, 166938, 1G6939, atı kurtulnıuştur. salıncak ve dönmedolab rağbet görürdü. Bekir ve Kemal adlannda iki kişi, muhtelif beledî suçlardan tecziye edil160135, 161935, 162935. 163936, 103935. Bugünkü beşiklere benziyen salıncakÎzmir limanından ihracat ortak olarak kullandıkları Ankara mo miştir. 164935, 165935, 167935, 168935, 169935, ların iki tarafında iki uzun ip bulunur İzmir (Hususî) Geçen ay lima törüne isçi olarak Ali adında birinin Bundan baska hareket halinde buMareşal Graziani'nin merkezden aldığı 106935, 116935, 126935, 136935, 146935, nımızdan iki milyon llraya yakın mah alınması yüzünden aralarında ihtilâf lunan tramvaylara atlamak veya in ve münavebe ile iki adam tarafından 156935, 176935, 186935, 196935, 66935, sul. 2532 liralık hayvan ihrac edil çıkmış, Bekir, Aliyi demirle omuzun mek istiyen 21 kişi de cezalandınlmış yanlış bir emre, vereceği fena neticey çekilerek şiddetle havaya kaldırılırdı. bile bile itaat etmesi, onu mes'uliyettec 266935. Dönmedolablar ise şimdiki atlıkarıncalamiştir. dan ve belinden yaralanr^tır. tır. kurtaramaz. Esasen Bardia müdafaasını ra benzer, fakat sakul istikametinde döParmaklanmız mavzerlerin tetiğinnerlerdi. Fakat asayişin bozuk olduğu dizlerine koyarak gözlerini saadet için Mııssolini'nin emrettiği de bir dedikodu= KUçUk hlkâye devirlerde bu bayram yerleri pek tehli de, anlatılamıyacak bir heyecanla ilerde yan kapalı olarak onun yüzüne di dan ibaretür; ağlebi ihtimal doğru defakat kiyor. Fakat bir gün. köylüler gene ğildir. keli bir sekil alır, hele baldınçıplakların liyoruz. Orman zifiri karanlık, kaplanı sopalar, taşlarla çileden çıkaşerrinden kimse sokağa çıkamazdı. Ye gökyüzü şaşılacak derecede parlak Mareşal Graziani'nin, bugüne kadarki Bastıgımız yerde odun parçalan kınyorlar ve kaplan artık dağlara çıkı baştanbaşa hatah sevk ve idaresini, oniçeri zorbaları böyle günlerde halkı rılıyor, ağaclann alçak dalları soğuk yor. Bu köy, ufak bir köydür. Bundan nun yarın da muvaffakiyetli bir ku soymak için türlü hünerler icad eder, tan donmuş yüzümüzü acıtıyor. sonra, kaplan köyün hayvan ve haşa mandan olamıyacağına delil addedermeselâ yoldan gelip geçenlere bir kaç Arkadaşım köy muallimine sordum: ratma musallat oluyor. Yolculara salyişler, âsabımı bozar gibi oldu. Kaplan kaybolmuşlar, ormana doğru çekilmiş:ek, Sinyor Gayda, herhalde bize kızdamla gülsuyu serperek bahşiş ister, Daha çok gidecek miyiz? dırıyor. Bütün taharriyattan ve gayvermeyince balta olurlardı. Yaza tcsadüf Hayır, dedi, yaklaşıyoruz. Senin bundan sonra orada hareketsiz kaldı. ler gibiydi. Fakat atın karaltısı h&lâ retlerden hiç bir netice çıkmıyor. Kap maz. sanınz. Esasen, Mareşalın yediği Aradan yarım saat geçti, bir saat orada idi. darbelerden sersemleyip bilâkis aklını eden bayramlarda bütün İstanbul halkı gibi bir arkadaş buldugumdan bahti Yanm saat geçti. Artık gözlerimiz an bir gün, bir köylüyü de parçahyor. başma aldığmı kabul etsek dahi, gene yarım. Muammayı çözeceğim bu ak geçti. Hayvanın homurdandıgını duyKalicin, Boğaziçi ve Üsküdarın meşhur yorulmuştu, hiç bir şey göremiyorduk. duk. Kızm ağabeyisl askere gitmiştir. Gene İngilizleri yenebileceğine inanamayız. mesirelerine dökülür ve «cümle uşşakanı şam. Bir aralık kulağımıza, ormamn alt Bir aralık, gene nal sesleri duyuldu. kız. bir gece canavann uzaktan uzağa Kalbim, şiddetle çarpıyordu. Arka Çünkü, dün, elinde sapsağlam bir ordu dilberan» ağacların gölgesinde bir nice daşım yürüyüşünü bir Arkadaşım fısıldadı: bagırdıgını duyarak gizlice evden çıkıyavaşlattı. Daha taraftaki yoldan, süratle koşan vardı; yarm ise, mevcudunun üçte birican sohbetleri ederdi. hayvanın nal sesleri geldi. Dallar kırıdikkatli basıyor, gürültü çıkarmamağa Gidiyor. Yazık, kim olduğunu an yor. Sesin geldiği tarafa gidiyor, kap ni, malzemesinin yansmı ve maneviyaçalışıyordu. Ben de ona uydum. Artık lıyor, yapraklar hışırdıyordu. lıyamadık. Bu bir kadın. Fakat kap lanla buluşuyor. Ondan sonra artık kaplan, şiddet ve intikamından vazge tmın dörtte üçünü kaybetmiş blr kuvveJ Kaplan da bu sesi duydu ve başmı o lana ne dersin? ormamn öbür tarafına çıkıyorduk. Eçiyor. Uzun müddet gene kız, tam bir bulunacaktır. Bununla maddî ve manevî tarafa çevirerek kuyruğunu oynattı. lüe koluma dokundu: Mangala düştü Ben sadece. sık sık, meçhul atlımn sadakatle randevusuna gidiyor. Fakat knvvetlerî artmış, çölü atlamış bir hatmı Dikkat edelim Ve, ağaclann a Arkadaşıma: Kadıköyünde Kuşdilinde Hacı Necib ralığmdan yüz metre kadar ileride; bir buraya geldiğini işitmiştim. Şimdi işin knrdeşi ansıan hastalanıp ölünce, ev nasıl mağlub edebilir? Eyvah, di5e fısıldadım. Senin meçsokağmda oturan 35 yaşlarında Ner kaç apartıman büyüklüğündeki lenmeğe mecbur oluyor ve kocasma siyah hul süvari, kaplanan rasgelecek. Böyle içine, bir de kaplan karıştı. Tobruk da Bardianın akıbetine uğraınin, kazaen karyoladan mangalın ü vo korkunç bir kayayı gösterdi. Ka Arkadaşım, sözüne devam edemedi. başka bir köye gitmelerini tavsiye edibir hayvanın pençesinden kurtulmak Çünkü kaplanın sesi tekrar duyuldu. zerine düşerek muhtelif yerlerinden ya. bu dağın bütün ovasına hâkim bir yor. Bunun sebebi malum değildir. Beî mağa mahkdmdur. nuirnkün müdür? yanmıştır. Yanm saat sonra biz de köye dönüyor ki de kaplana kendisini unuttunnak noktada idi. Buradan etrafı sejrretmek Heyecanım son kertesinl bulmuştu. duk ve arkadaşım: için böyle hareket etmiştir. her halde müthiş, fakat heyecanlı bir Mareşal Graziani, vaktile Libyada, bi* Atlmm, hızla ormandan fırladığını Sıcak su ile yandı temaşa olacaktı. kaç sene evvel de Habeşistanda, çak Bu hâdise, dört yıldanberi böyle Fakat bir gün kaplan gene kan ko Şurada saklanacağız. Bakalım, ne gördük. Süvari, bir kadındı. Yağız bir devam ediyormuş, diyordu. Kimse, düBeşiktaşta Şerbethane sokağmda 11 cayı diğer köyün dağmda, hem de ö maklı tüfeklerle mücehhez, yalınayak ata binmişti. Başmı da iyice sarmıştı. olacak?. numaralı evde'oturan Artinin kızı 14 ğümü çözemedi. Bizim bildlğimiz sade püşürken görüyor. Civarda komşular başıkabak dövüşen zavallı bedevileıe Büyük ağac gövdelerini siper aldık, Kaplan onu görünce, tekrar kükredi. ce meçhul bir atlıdan ibaretti. Ona yaşlarında Enayitle oğlu 11 yaşmda da vannış. Kaplan şiddetle erkeğe karşı yaptığı tenkil hareketlerinde çok beklemeŞe başladık. Yarım saat kadar Garib değil mi? Kadru. mangal üzerindeki kaynar su «eşkiya. diyenler vardı. Cin, şeytan doğru koşuyor ve atıhyor. Gene kadın muvaffak olmuştu. Libyada, eline geBu defaki ses, deminki gibi vahşi olduğundan bahsedenler de ayn. tenekesini indirmek isterlerken devir geçti. Müthiş bir rüzgâr iniltiler çıkabağınyor ve önüne geçiyor. çirdiği Sünusî şeyhlerini ve aşiret reismişler ve muhtelif yerlerinden yan • rarak ormamn tepesinden aşıyor, aşa değildi. Adeta bir sevinç çığlığına ben*** ğıdaki vadüerde çın çın ötüyordu. Ar ziyordu. Süvari biraz daha ilerledi ve Kaplan, ona dokunmuyor ve bir sıç lerini tayyarelerle havadarn aşağı atmışlardır. Bu hâdisenin üzerinden bir buçuk rayış yaparak diğer taraftan gene er tırmak gibi görülmemiş şiddet ve zukadaşım: kayanın dibinde atından süratle indi. Kaplan bir ok gibi kayadan o noktaya sene sonra arkadaşım köy muallimin keğe saldınyor. Nihayet fırsatmı bulu lümlerle bu memleket halkuu tethiş ede Ay doğuyor. Kalb sektesinden öliim yor ve pençesini sallayıp zavallı deli rek isyan ve mukavemet hareketleriııi Diye fısıldadı ve bunu söyler söy doğru sıçradı. Gözlerimi ne kadar açtı den şöyle bir mektub aldım: Sovanağa mahallesinde, Hilâl apar lemez, bileğimi sıktı. Mavzeri daha sıkı ğ'.mı hâlâ hatırlıyamıyomm. <Nihayet muamma çözüldü azizim. kanlıyı yere vuruyor, gırtlağmdan ya bastırmışrj. Mareşal, Habeşistanda da, tımanmda oturan 60 yaşlarında Rıfkl yakaladım. İleriden. geniş sıçrayışlar Ne oluyordu? Parçalıyacak mıydı? Belli Hâdise, tam bir aşk hikâyesidir. Acele kalayıp kafasını kopanyor. ayni şekilde dehşet salma yolunu tutdün Beyazıd tramvay tevakkuf ma la, büyük bir mahluk geliyordu. Der ki süvari, gene bir kızdı. Atından inişi. etme, «böyle saçma şey olur mu hiç. Sonra doğruluyor ve gene kıza doğru muş olduğu için, bir gün Adis Ababada hallinde tramvay beklerken birdenblre hal tanıdım: Kaplan!. Ne yalan söyll hareketleri bunu ğösteriyordu. Uzuna deme. Anlatayım: gidiyor. Kız, hiddetle ayağını kaldm birkaç Habeşlinin hücumuna uğrayarak düşerek ölmüştür. Yapılan muayenede yeyim. evvelâ bir raşe geçirdim. Sonra yakın bir silueti vardı. Kaplan ona ( ) köyünde biri kız, biri erkek yor, kaplanuı başma bir tekme vuru yaralanmıştı. ölüm hâdisesinin kalb sektesinden vu hafif bir ter tabakasının sırtımı ıslat yaklaşınca gene kız kollarıru açtı. Caiki kardeş vardır. Delikanlı bir gün yor. Kaplan müdafaa veya taarruz deBu İtalyan Mareşalının bir «stratej» ku a geldiği tespit edilmlştir. tığını duvdum. Kaplan, o kayaya tır ııavar, iki ayağının üzerine kalktı. A dağda, bir kaplan yavrusu yakahyor ve ğil, küçük bir geri çekilme hareketl bile değil; bir .tiran» olduğu anlaşılıyor. İtalmandı, Tam zirvede durdu. Gecenin deta insan gibi kucaklaştılar. İki ar eve getiriyor. Gene kız, kaplan yavrugöstermiyor. Canavar bundan sonra yanlar kendilerini Romalıların varisleri rilen takımların muhafazası ve der.iz gümüşl fonu içinde canavann şeklini kadaş gözgöze geldik. İkimiz de deh sunu çok seviyor ve ona çok iyi bakı geriye dönüyor. telâkki ederler. Bu iddialan doğru iso dökülme keyfiyetinin önüne geçı'.mes tam bir vüzuhla görüyorduk. Kuyruğu şet içir.de idik. Aksilige bakın; kara yor. Fakat zamanla yavru büyüyor ve Görenlerln anlattıklanna göre, bu Mareşal Graziani, Sezar'ın değil; Nenu ağır ağır iki tarafa salladı. Sonra, bir bulut doğan ayın yüzünü kapladı cinsinin kendisine mahsus sevki tabiiçin günün vaziyetine, yani taleb mik kulakları yırtan bir feryad savurdu. hâdiseden iki, üç saat sonra kaplan, p ron'un torunu olmak lâzım gelir. Onun tarına göre torik balığı istihsalini tan Biraz durdu ve tekrar gerilerek, boy ve gökyüzü birdenbire degişmeğe ve ilerini göstermeğe başlıyor. Her şeye kararmağa başladı. karşı kaplanca huşunet ve şiddet gös gece seninle beraber gördüğümüz ka icin tethişte mahir; fakat kumandanhkzim ederek lüzumu kadar tutturmakta mmu hafifçe uzatır gibi yaparak. acı Göz bebekle:' vAz, son ku.vetlerini teren canavar, kızı gC.ünce deği?;yor. yaya çıkıycr ve oradan kendisini uçu ta ve harb san'atında yaya kalmıstır. olduğumuzu arzederiz. acı tekrar bağırdi. Bu müthlâ kükre sarfedijordu. O noktadan her de başuu egiyor, seviniyor, başıru pnun ruma atryor.» Osmanh tarihinde, padişah ayağı öpmekten istinkâf eden ve bu suret'e sallanat gururuna müthiş bir daıbe indiren yalnız bir Osmanh vezıri vardır: Tarhuncu Ahmed Paşa. Tarhuncu, Mısır Valisi iken düşmanları padişah dördüncü Murada onun aleyhinde bir takım iftiralarda bulunmuşlardı. Bu yüzden saraya celbolundu. Huzurda herkes etek öperken o bir selâmla iktifa etti. Murad zaten çatmak için bahane arıyordu. Onun bu pervasız selâmı karşısında adeta küplere binerek: Bre mel'un! diye haykırdı Bunca eazımı âlem benim huzurumda yer öperler, sen niçin öpmedin? Tarhuncu ona: Hünkârım diye cevab verdi. Ben ne hâk'im ki zeminbustan istinkâf eyleyim? Nihayet bu bende bir garib haiet vardır ki şimdi ol resmi ubudiyetin icrasına mâni olmuştur. Bu ficiz kulun otuz seneye karib emirülhac olmak sıBin liralıklar fatile her sene dameni beytullaha yüz 5756 ile nihayetlenen 30 bilet, 40251e sürerdim. Şimdi nasıl yer öpebilirim? ıihayetlenen 30 bilet, 92941e nihayetBu güzel ve yüksek cevab karşısında, lenen 30 bilet, 4747 ile nihayetlenen 30 Dördüncü Murad bütün hiddetine rağbilet biner lira kazanmışlardır. mnn susmak mecburiyetinde kaldı. Bundan sonra altı kürenin aynı za• Naima. Cild 5, sahife 287» manda çalıştırılmasına başlandı. • *» Cumhur Reisimizin annesi ve refikası şehrimizde Hazin bir vefat Arkadaşımiz Abidin Daver annesini kaybetti Başvekâlet Müsfeşarı 166935 Bir dağ sevdalısı Orhan Rahmi Gökçe^f