CUMHURIYET 3 Ikincîkânun 1941 SA4SLIK >^° NOTLARI JDoğnı değil mi?|, «Yasak!» damgası ka pılara değil filimlere vurulmalıdır! Bugünlerde İstanbuldaki «Çocuk Esirgeme Kurumu» nun kongresi akdedildi. Kongrenin gazetelere akseden müzakereleri arasmda mühim bir noktaya temas olundu. Belediye nizamnamesinin çocukların sinemalara alınmamaları hakkındaki sarıh maddesi hakkile tatbik edilemiyormuş! Bizde çok defa bu'gibi nizamname maddelerinin tatbik edilememesi kısmen memurların lâkayıdlığından neş'et ederse de kısmen de o nizamnamelerin esasen kabili tatbik olmamalarından ileri gelir. Çocukların sinemalara kabul edilmemesi işi de bunlardan biridir. Birçok Avrupa memleketlerinde olduğu gibi bizde de çocukların on iki yaşına kadar değil, on sekiz yaşına kadar sinemalara ve tiyatrolara kabul edilmemeleri icab eder. Çünkü öyle filmler ve piyesler vardır ki onların gene ve körpe dimağlan, ahlâkî benlikleri üzerinde muzır tesirler yapar. Fakat o Avrupa memleketlerinde bu memnuiyet vazedilirken Eİnema ve tlyatronun bugün çocuklar için de bir ihtiyac olduğu nazarı dikkate alınmıştır. Sansür heyeti bir filmi veya bir piyesi tetkik ederken ayni zamanda onun çocuklar tarafından görülüp görülemiyeeeğini de tayin eder. Sansürün «çocuklar görebilir!> dediği filimlere ve piyeslere beş yaşından yukan küçükler serbestçe girebilirler. Diğerleri için memnuiyet tam ye kat'î bir şekilde tatbik olunur. Onun için bizde de «çocuklar sinemalara ve tiyatrolara girmesin!» diye işi toptan kestirip atmak hiç te pratik olmasa gerektir. Binaenaleyh sinoma ve tiyatroların kapılarına «yasak !> levhalarmı asacağımız yerde yukarıda izah ettiğimiz usule müracaatle «memnu> damgasını filimlere ve piyeslere vurmalıyız, diyoruz, [ Şehir ve Memleket Haberleri ) Beyaz peynir ihtikârı Buzhaneîerde binlerce teneke peynir olduğu halde halk peynir bulamıyor IHEM NALINA MIHINAİ Mesaj harbi oel yortusu ve yılbaşı münasebetile silâhların harbi büsbütün durmadıysa da hafüledi; fakat buna mukabil şiddetiı ijir mesaj harbi cerejan etti. Mesaj, mcktııbun bir nev'i olduğuna göre, bu h^rb, y a a ve söz muharebe meydanlaı ında cerejau etmiştir; silâhı da, tanklardan ve tayyarelerden daha tesirli olan «fıkir» dir. Amerika Cumhurreisi, 1941 in arifesinde yaptığı ocakbaşı sohbetile bu likir nıeydan muharebesini açmıştır. 1940 arifesinde, bitarafhk kanunlarına ve bitaraflığa sunsıkı sarılmış olan Ameıikanın siyasî cephesi ve veçhesi, bir yıl iıinde, tanınmıyacak kadar değişmiştir.' Geçen sene, yılbaşı nutkunda. Amerika Hariciye Nazuı, <Bütün milletlerin sulh arzusu izhar etmeleri lâzımdır.» diyordu; bu sene ise Amerika Cumhurreisi, Mütecaviz memleketlerin dünyaya hük nıetmek ve dünyayı fethetmek hususunda her türlü düşünceleri terkettiklerine dair sarih niyetlerinin gözükeceği gün gelinciye kadar, Amerika Birleşık DevlctJerinin sulh sözlerini teşvik etmeğe hiçbir hakkı yoktur.» diyor. Ruzvelt'in nutkundan çıkan mana şudur: Amerika, İngilterenin mihver devletlerine karşı muzaffer olması için her türlü yardımı yapacaktır; başka bir ifade ile Amerika, ingilterenin yenilmesine nıüsaade etmiyecektir. İş bu kerteye geldikten sonra, Amerika, İngilterenin muzaffer olmasını temin etmek için, icab ederse, harbe de girecektir, diyejıez miyiz? 1942 yılbaşı sohbetinde Ruivelt'in, Amerikanm harbe girmeğe karar verdiğini söj lemiyeceğini kim temin edebilir? Hitler'in mesajında da, mistik bir hal ve Allahtan çok bahis var. Galiba, Führer .işimiz Allaha kaldı» demek istiyor. Hitler «Rabbanî kuvvet, ferdlerin azmine daima takaddüm etmektedir. Cenabı hak, yalnız mahvolmağa namzed olanları kör yapmakla iktifa etmemekte, ayni zamanda kendi intihabgerdesi olanları, bazan kendi arzularının bile haricinde kalan gayelere doğru hedef tayinine mecbur tutmaktadır.. diyor. Bu sözlerde yalnız ilhamı rabbani ile hareket eden bir peygamber edası var. Almanların Führer'i, ben yapmak istemiyorum amma Allah yaptınyor; diyor ve sdzlerini şöyle bitiriyor: «Bugüne kadar Allah mücadelemizi tasvib etti. Vazifemizi sadakat ve cesaretle yaptığımız takdirde, istikbalde de bizden ayrılmıyacaktır.» Bu sözler, bana, Büyük Harbde Alman zabitlerinin kılıclarına hâkkedilnıiş olan •Allah bizimle beraberdir, sözünü hatırlafh. Merhum Enver Paşa, Almanları taklid etmeği pek sevdiği için, Türk zabitlerinin beline taktırdığı bançerlere de, ayni cümlenin türkçesini yazdırmıştı. IJarbin son senesinde, temmuz ayının ortasına kadar, hadiseler, Alman kılıclan üzerindeki cümlenin doğrulugnna inandıracak bir seyir takib etti; fakat 1918 temmuzundan sonra, iş değişti; Allah, Almanları bıraktı, onlarla beraoer olmadı ve mağlub oldular. Allahm işine ve hikmetine karışılmaz amma, galiba, bu defa da öyle olacak. Tüccar, soğuk hava depolarında saklad ğı mah piyasaya çıkarmazsa Ticaret müdürlüğü bunları bakkallara dağıtacak Son günlerde toptan peynir tacirleri piyasaya beyaz peynir vermeyı tam&ınen kesmişlerdir. Bunun i^in ellerinde peynir kalmayan bakkallarda halk beyaz peynir bulamamaktadır. Dün yapüan müracaatler üzerine mıntaka ticaret müdürlüğü piyasada tetkikler yaptırmış ve bugün toptoncıları müdürlüğe çağırmağa karar vermiştir. Ticaret müdürlüğü, buzhaneîerde mebzul miktarda bulunan peynirlerin piyasaya haftanın muayyen gün'.erinde ihtiyaca yetişecek kadar çıkarılmasmı toptoncılara son defa ihtar edecek, aksi takdirde bu peynirler ticaret mü dürlüğü tarafından bakkallara tevzi olunscpkür. Toptancılar buzhanedeki peynirlerin kendilerine değil ır.üstahsillere aid olduğunu iddia etınişlerse de bu iddianm esassız olduğu tespit olunmuştur. nifatura getirilmesine görülmemektedir. şimdüık imkân Çekirdek kahve geiyor Son zamanlarda piyasada çekirdek çiy kahve kalmadığından bu ihtiyacın karşılanması için tertibat alınmıştır. 10 bin çuval kahve yolda bu'.uıımaktadır. Bunun parası Merkez Bankasma ya tırılmıştır. Yeni siparişler yapılması için Vekâlet nezdinde teşebbüsatta bulunu'acak tır. Yazan: Dr. Rusçuklu Hakkı I İlk kar düşerken .geldi gözlerimin önüne: Glasyeler, göklere ermiş gibi yüce kar yığınları. Buz billurlariie kenedleşmiş biribirine. Bu kardan dağları yerlerinden oynatmak için, havaya hafifçe bir ihtizaz vermek yeter bazan. Bunları harekete getiren, infilâk ettiren enerjiyi gıcıklamak, uyandırmak için vadide bir çoban sesi gibi ehemmiyetsiz bir ihtizaz kâfi gelir. Bu fitilleyen enerjinin tesiri görülür, tabiatin her hâdisesinde. Ve her hâdisedeki vasfı harekete getirdiği şeyle arasındaki küçüklük ve nispetsizüktir. Bir çakmağın ehemmiyetsiz kıvılcımı bir sigarayı yakar, hiçbir zararı dokunmaz; gene bu kıvılcım 1000, 10,000 kilogram barutu ateşler, büyük bir felâkete sebeb clur. İnsan uzviyeti de bu fitilleyen enerjinin tesirinden kurtulamaz. Tan yeri ağarcrken ilk ışıkların büyülü tesiri çiftciyi çeker, kaldırır, yatağmdan sürer tarlaya.. *** Aşk, hased, gayz ve kin gibi dış ekzitasyonları da ruhî ve bedenî kuvvetlerimizi sürekli olarak zinde ve gergin bulundurur. Bu harekete getirici enerjinin ehemmiyetsiz bir miktan insan uzviyetinde de müthiş akıbetlere sebeb olabilir; tabiatin başka kısımlannda olduğu gibi.. Havassımızdan işitmek bu harekete getirici enerjiyi coşturur. 1914 savaşı başlamıştı, Şarleruvadan sonra üç gündenberi Fransız ordusu yüzgeri etmişti. Bozgun insan kümerieri yollara dökülmüşlerdi. Yorgun, betbeniz kül gibi, gözler çukurda. Ölüme gidiyorlavdı; av zağarlarının kovaladığı geyikler gibi sanki. Düşünmeğe bile mecalleri yok.. Uzaklardan gelen bir ses. Pek belli olmuyor, örtülü. Biraz yaklaşınca anlaşılıyor: Bir alaym boru sesleri: «îleri!> kumandası veren ses. Bu sesi duyar duymaz ölmüş sanılan bu adamlar hep birden sıçradılar, taze bir kan yürekleri doidurdu, dirilten bir hava göğüsleri kabsrttı, silâha sarıldılar ve koştular (Marn) zaferine.. Bakır borulardan havpva yayılan ses o bitkin bedpniere yeniden can vermişti. Uzun müddet devam edilen şırıngaiarın, kan vermelerin, kuvvet ilâclarınm, besleyici gıdaların tesiri gibi.. O boru sesleri harekete getirici enerjiyi uyandırmış, yorgunlukla zehirlenen uvziyetlerdeki hümörierin muvazenesini düzeltmişti. »** 1792 de Fransa serh'adlerinde şiddetli askerî hareketler oluyordu. Savaş kızıştı, Fransızlar (Marseyyez) şarkısını söyliyerek dövüşüyorlardı; yurdseverliğin bu sesli ifadesi yüreklere şevk ve heyecan dolduruyordu, dalga dalga.. Bir Fransız generali şunları not etmisti: «Ona karşı birle dövüşüyoruz, amma (Marseyyez) bizimle beraber harbedi yor.» XI inci asırda bir zavallı papazın sKzleri haçlı sürülerini peşinden sürüklemişti. Eski zamanlarda kılıcla beraber harpa da bulunurdu savaşlarda. Dövüşmeğe başlamadan önce eski kahramanların zafer destanlan okunurdu... **» Eski Yunanhlar, şimdi yeni Avrupada olduğu gibi, haksız olarak istilâya ugrayan komşularma yardım etmekten çekinirlerdi. Lassedonyahlar ikinci Merenıe muharebesinde Atinahlardan yardım istediler. Atinalılar tezyif için bir zavallı fakiri gönderdiler. Bir gözü kör, bir ayağı kötürüm, sakat bir adam: Tirte. Bir iş beceremiyecek sanılan bu adam şairdi. Harb şarkılarile Lassedonyahları coşturdu, İspartahları zafere götiirdü. İşte burada da hakir görülen bir kötürümdeki gizli enerji iki milletin askerî potansiyeli arasındaki muvazeneyi kırmıştı, istihfaf edilenlerin lehine olarak... *** Kara, deniz, hava kahramanlarının cesaretlerini, fedakârlıklarını terennüm eden şair ateşli mısraların alevlediği tesirle hodkâmlığı yakar, elbirliğini kenedler, cesaretsizlerin ümidini ısıtır, enerjileri ateşler ve böylece haysiyet ve vakarı zafere götürür.. Büyülü tek kelimesi ölçüsüz kahramsnlık ihtiraslannı elektrikleyen ateşli mısralar: Verdim âteşi dillere suzl dili âvâredcn Fyledim icad bin yangm WT âtespareden Dediği gibi Muallim Nacinin.. Harekete getirici enerjinin sırrını, seslerde sezen biz olduk ilkin.. Askerî müziği ordulara biz koyduk; hücum nağmelerini kutsal ihtizazlarla dalgalandıran gene biz: Allah Allah diye ufukları yıldırımlarken... racat yapılmıştır. Bu ihracat meyanmda bilhassa Belkan memleketlerine balık ve lakerda. İtalyaya eski satışlardan yumurta, ve Rumanyaya portakal ve mandalina ihracaü olmuştur. Dün şehrimize Bulgaristan yolile termüs şişeleri, aluminyum tozu, kalem, kumaş, fayans eşya, kimya aletleri, mantar ve eczayı tıbbiye getirilmiştir. Bulgaristandan mangal kömürü de gelmiştir. Basra transit yolile yapılacak ihracat İtalya ile ticaret anlaşması mer'iyetten kalktı Türk İtalyan ticaret ve klering anlaşması aybaşmdan itibaren mer'iyetten kalkmıştır. Bu anlaşma evvelce iki tarafın rızasile temdid olunmuştu. î'akat, bu defa anlaşmanın müddeti nihayet bulmadan iki ay evvel her iki taraf da temdidi için bir arzu göstermemiş ve hükumetimiz anlaşmanın mer'iyetten kalktığını Mıntaka Ticaret Müdürlü ğüne büdirilmiştir. Bu suretle İtalya ile aramızda ticaret dünden itibaren durmuştur. Yabıız, Türk ihracat tacirlerinin ticarî şereflerinin muhafazası için evvelce yapılmış olan akidlere müstenid taahhüdler yerine getirilecektir. İki memleket arasmda yeni bir ticaret anlaşması akdi için yapılmış bir teşebbüs yoktur. Mmtaka Ticaret Müdürlüğiinde Basra transit yolundan azamî istifade temini için görüşülmek üzere bugün bir içtima yapılacaktır. Içtimada şehrimizdek: başlıca nakliyat şirketlerı mümessilleri bulunacaktır. Ayni içtimada Suriye ve Irakla ticarî münasebatımızın Manifatura ihtiyacı inkişafı mevzuu üzerinde de görüşüleSon zamanlarda bazı çeşıdlerden ma cektir. nifatura istoklan çok azalmış olduğunBugün bilhassa bu hat üzerinde azadan Manifaturacılar İthalât Birliği mî nakliyat için ne kadar vagona ıhtiTicaret Vekâleti nezdinde manifatura yaç olduğu ve ne gibi ma 1ların ihracı thalâtı için bazı teşebbüsler yapmış ve mavzuubahs bulunduğu üzerinde göhangi yollardan ithalât yapılabileceği ıüşülecek ve kararlar verilecektir. hakkmda bazı maruzatta bulunmuşDünkü ihracat ve ithalât tur. İngiliz ihracatçılan yüzde dokuz Dün şehrimizden 350,000 liralık ihkomisyon istediğinden İngiltereden ma Şehrin bütçesi Et fiatları tespit Maslaktaki kaza Doğrıı değil mi ? Yeni sene bütçesi Soför Muhiddinin edildi hazn lanarak makama verildi muhakemesine dün Perakende etler, topbaşlandı tan fiatlara bir misli Bir müddet evvel Maslakta vukua gelen bir otomobil kazasınm muhakezam yapılarak mesine dün başlanmıştır. Suç!u mevkiinde otomobilin şoförü Muhiddin ile satılacak arkadaşı Manol bulunuyordu. Şoför Fiat Murakabe Komisyonu dün perakende et fiatlarmı tespit eden kat'î kararını vermiştir. Dünkü içtimada kasablar heyeti de bulunmuştur. Bunlar perakende et fiatlarınm toptan fiatlara nazaran iki misli zam ile tespitini istemişlerdir. Fakat komisyon yaptığı tetkiklerle kasablar heyetinin ve cemiyetinin bu isteğini tamamile fahiş ve halk aleyhine bulmuş, yapılan hesablar da, kasabların halkın menfaatleri aleyhine hareket ettiklerini ve tamamile açıktan mühim bir kâr istediklerini göstermiştir. Bunun üzerine komisyon, perakende et fiatının her gün, bir gün evvelki hayvan borsası toptan fiatlarına bir misü ilâvesile meydana gelecek fiat olacağına karar vermiştir. Meselâ: Dün toptan beyaz karaman eti 26 kuruş olduğuna göre bugün beyaz karaman perakende 52 kuruşa satılacak tır. Halbuki kasablar bu etin perakende kilosunun 78 kuruş olmasuıı istemişlerdir. Muhiddin, gece Büyükdereden yolcu alarak İstanbula hareket etmiş, Maslak civarında önüne bir otobüs çıkmıştır. Muhiddin arabasına biraz daha hız vererek otobüsü geçmiş, fakat hemen otobüsün arkasmda bulunan bir su arabasile karşılaşmıştır. Araba ile otomobil arasındaki mesafe pek kısa olduğundan Muhiddin sür'atle direksiyonu kırarak arabanın yanından geçmek istemiştir. Fakat bu sırada direksiyon kırıldığından Muhiddin otomobilin isti kametini düzeltememiş ve araba bütün sür'atile yolun kenarmdaki ağaca çarpmıştır. Bu şiddetli çarpma neticesinde yolculardan Jirayr, ağır surette yaralanmış ve kaldırıldığı hastanede ölmüş, şoför Muhiddin de yaralanmıştır. Dün başlayan muhakemede şoför Muhiddin, hâdiseyi yukarıdaki şekilde enlatmış ve hâdise esnasuıda sür'atli gitmediğini, dikkatsizlik ve tedbirsiz lik yapmadığını söylemiştir. Suçlu olduğu iddia edilen yolculardan Yuvan da verdiği ifadede hâdise esnasında otomobili kendisinin kullandığı hakkındaki iddianm doğru olma Bayram Çarşamba • • • • gunu Dr. Rusçuklu HAKKI i Antalyada imar hareketleri J tstanbul Müftiliğinden: İstanbul Belediyesinin 941 senesi va7 ikincikânun 941 tarihine musadif ridat bütçesi hazırlanarak dün makasah günü zilhiccenin dokuzu olduğunverilmiştir. Belediyenin varidat dan Arife, çarçaşma günü de Bayram ma bütçesi geçen senekinin ayni olaolduğu ilân olunur. oaktır. Yeni bütçe Şehir Meclisinin şuBAYRAM NAMAZI bat içtima devresinde müzakere edileS. D. cektir. Geçen senenin 6 ayında Belediye 8 06 Bu gün bütün milletler savaş saha varıdatı 5,439.418 lira olmak üzere tahsında büyük tesirleri görulmekte olan sil edilmişti. Bu senenin altı ayındaki hava kuvvetlerini durmaksızın artır tahsilât ise 6,073.546 liraya baliğ ol makta ve servetlerinin mühim bir kıs muştur. Arada 134,128 liralık bir fazmını bu hususa sarf ve feda etmekte la vardır. dirler. Hamiyetli ve çok faziletli olan mil Belediyeler Bankasından letimiz ise bu hava kuvvetinin lüzum yapılan istikraz ve ehemmiyetini pek güzel takdir ederek bu uğurda lâyıkı veçhile çalışmakta İstanbul Belediyesi, Belediyeler Banve kendi büyüklüğü ile mütenasib bir kasından aldığı beş milyon liralık ishava kuvvetine malik olmağa azm ve likrazı geniş istimlâk sahalarında yagayret etmektedir. pılacak istimlâkler için fazla istimlâk Bu hususta Türk Hava kurumunun yapmak suretile mütedavil sermaye opek feyizli ve kıymetli hizmetleri gö larak kullanacaktı. Tezyinî mahiyetteki rülmekte olduğu malumdur. Binaenaleyh bu gayeye bir hizmet masrafların durdurulması hakkındaki olmak için Diyanet riyasetinden evvel ımir üzerine bu iş de durmuştur. Yalce verilmiş olan fetva mucibince kur nız bunun haricinde yapılmakta olan ban bayrammda kesilecek kurban derilerile barsaklannın Türk Hava kuru Belediye mecburî istimlâk işleri varmu emrine verilmesi muhterem ahali dır ki bunlara aid tahsisat bitmiş oldumize arzolunur. ğundan Belediye bunlarm mal sahiblerine tediyede bulunabilmek için bu seneki bütçeye 100,000 liralık tabsisat koymaktadır. Asker ailelerine yard»m meseîesi Atatürk Bulvarının görünüşü Antalya (Hususî) Yurdumuzun en tabiî güzelliklerınden pek çoklarını sinesinde toplayan Antalya, asırlardanberi ihmal edilmiş bir haldedir. Son on beş sene zarfında .Cumhuriyet hükumetimizin kudretli elile ihüyaçları temin edilerek güzelleşmeğe ve zenginleşmeğe başlamış olan bu Akdenizin İncisi güzel Antalya da yavaş yavaş lâyık olduğu mevkii bulmağa başlamışür. Bir kaç ay zarfında şehrin umumî yollarma, bir çoklarınm tamir ve tad;!ine başlanmış, bu meyanda sahilde inşa edilmekte olan Atatürk bulvarı, müsaid zamanda asfaltlanmak üzere şimdilik çimento döşenmiş, geniş ve ferah bir gezinti mahalli olarak meydana çıkmıştır. Hükumet binası yeniden tamir ve tadil edilmiş, 55 kilometrelik Burdur yolu esaslı bir surette tamir edilerek otomobillerin üç saatte gidebildikleri bu mesafe bir saat bir çeyreğe indirilmiştir. Kazaları Antalyaya bağlayan şaselerin kısmı azamı ve bilhassa Toros dağlarının sarp kayahkları içerisinden gl'zcrgâh tespit edilmiş olan AksekiAntaîya yolunun en sarp kısımlarm da 45 kilometrelik hafriyat ve imlâ yapılarak tesviye edilmiştir. Bu suretle Antalyayı Konyaya bağlayan en kısa yolun seyrüsefere açılmasile iktısadi ve diğer sahalarda çok mühim kazanclar temin edilmiştir. Asker ailelerine yapılacak yardım h8kkında kabul edilen talimatname hükümlerinin yanlış tefsiri yüzünden bazı anlaşamamazhklar başgöstenniş tir. Kazanclan yüz lira ve yüz lirayı mütecaviz vatandaşlann bu yardımı ifaya davet olunduklan malumdur. Hal kımızın seve seve ve memnuniyetle iştirak ettiği bu yardımın, şahsa aid bir vcrgi mahiyetinde olduğu talimatna ınede tasrih edilmiş bulunduğu halde. bazı belediye tahsil şubelerinin vergfyi emlâk üzerinden tahakkuk ettirerek muhtelif yerlerde emlâki bulunan kimselere müteaddid ihbarnameler tebliğ ettikleri anlaşılmıştır. Bir kuruşluklar Kenan düz olan eski bir kuruşluklar, önümüzdeki 1 nisandan itibaren teda\ülden kaldırılacaktır. Bu suretle bu oskl bir kuruşluklar, ancak mart sonuna kadar tedavülde kalabflecek ve bu tarihten sonra, yalnız Malsandıklarile Merkez ve Ziraat Bankalan tarafından kabul edilecektir. Bu ay sonunda tedaülden kaldırılacak yüz kuruşluk liraların yerine kâfi derecede gümüş lira çıkarılmış bulunmaktadır. Terkos şirketinin taksiti Belediye, Terkos şirketinin mübayaa taksitlerinden sekizinci taksiti bir milyon 300.000 frank olmak üzere ödemiştir. Bu para harbden evvel 108.000 Türk Diğer taraftan asker ailelerine yar lirası etmekte idi. Frank düşmekte oldım parasının bazı kimselerden defaten duğundan şimdi bu para 38,000 Türk ve bir senelik peşin olarak tahsiline t» lirası olmak üzere ödenmiştir. Belediye çebbüs edilmektedir. Vaki olan şikâ daha 14 taksit ödeyecektir. yetler üzerine, bu usulsüz tahsilâtm önüne geçilmesi için alâkadarlara emiı Masa parası alan lokantalar verilmiştir. Senebaşı gecesi Beyoğlunda bazı bar ve lokantaların masa parası ve saire YURDDAŞ! gibi füzulî para aldıklan anlaşılarak Türk göklerini aşılmaz bir sınır bunlar hakkında zabıt tutulmuştur. Bu haline getirmek için kurbanı, derikabil müesseseler cezalandırılacak lerini Hava Kurumuna veriniz. lardır. Ağzmda dolaştırdığı lokmayı. budaklı tahtaya çivi çakar gibı zorla yutabildi. Cane\inden bıçaklanmış gibi yerinden fırladı. Önünde duran ta bakları tekmeliyerek yürüdü. Odanın köşesindeki etajerin üstünden aynayı aldı, yaşlı gözlerine, renksiz yınaklarına, dağınık saçlanna baktı, bütün bir ömrün sefaletini dısan boşaltır gibi derinden kopup gelen bir ahı, nefesi tükeninciye kadar salıverdi. Elindeki ayna bu gulandı. Artık hiç bir şeyi göremiyordı ı. Başına şapkasım, koltuğu altma çantasını yerleştirdi, merdivenleri dörder, beşer atlıyarak sokağa çıktı. Gün ortasıydı. Temmuz güneşi ortahğı yakıp kavuruyordu. Geçen otomobillerin kaldırdığı tozları göğüsliyerek sağa saptı, yokus tırmandı, sola saptı bayır indi ve nihayet koyu lâciverd boyalı bir demir kapı önünde durarak çantasından anahtar çıkardı. Kapıyı açtı, içeri girdi Etrafını dinledi. Çıt bile yok. Evin boşluğunu sezdi. O halde bekliyecekti. Antreyi geçti, salona girdi. Gözleri hayretten büvüdü. sevincden yaşardı. Salon hiç değişmemişti. Üç sene önceki gibi. kendi düzelttiği gibi eşyalar yerli yerinde duruyordu. Hele sağ taraftaki divanla, sol köşeye yaslı duran bü feyi çok iyi tanırdı. Birinde midesini alkolle doldurmuş. ötekinin üstünde gene kızlıgını bırakmısu. Nihayet bir güa S = KUçük hikâye Manifaturacıların Hava Kurumuna yardımı Talebelere konferans verilecek insafsız martiler Muallimlerin meslekî ve umuml bilManifaturacılar birliği Hava Kuru muna yardım bomitesi evvelce Hava gilerini arttınnak maksadile her sene Kurumuna teslim edilen 100,000 lira verilmekte olan konferanslardan elde dan sonra 50,000 lira daha toplanmış edilen faydalı neticeyi gözönünde tutır Bu miktar da kuruma teslim edil tan Maarif Vekâleti. aynca lise ve mıştir. Manifaturacılar komitesi te orta mekteb talebelerine de konferansberruatı 300.000 liraya iblâğ için büyük lar verilmesine karar vermiştir. Bu nun için mekteblerde birer program b;r faaliyetle çahşmaktadır. hazırlanacak. ayda bir veya iki defa bu A skerlerimize kıslık hediye program çercevesi dahilinde konferans Kızılav teşkUâ^tarafından askerle verilecektir. Konferanslar. bilhassa sağ rimize kıslık. V g B p toplanmasma ha lık bilgileri, inkılâb ve inkılâbcılık gibi raretle devam, olunmaktadır. Merkez millî kültürü takviye eden meselelerle. ve şubelerde^ttsplaiSan eşyalar tasnif e muhtelif dersleri alâkadar eden mevdilerek orduıa jteslim edilmeğe başlan zular etrafmda olacaktır. Muallimler inıstır. • » ve mütehassıslar tarafından verilecek Sımdiye karîar şubelerden 1890 pa oian bu konferansları bütün talebe mııklu, 1552 fapilâ, 2531 kazak, 3165 av mecburî olarak takib edecektir. cı yeleği. 36dİkar baslığı. 15769 çorab. YURDDAŞ! 4646 eldiven, 29 atkı. 43 yün kuşak, 25 pamuklu dop. .mgöcezden ise 1025 paTayyaresi. tavyarecisi boi olmıınuklu, 427 farmâ^453 kazak. 1097 avcı yan milletlerin hayatmı er geç tehyoleği, 209 kar bdfelığı, 4886 çorab, 2309 like saracaktır. Tehlikeyi önlemek eldiven olmak üzeflL 50437 parça hediye için Hava Kurumuna yardım ediniz. alâkadarlara gönderilmi§tir. de karşısma dikilmişler: Bu çocuğu ne yapacağız şimdi.. Ya başımızdan sav, ya kendin buradan savuş. Diyerek parmaklannın arasına bekâretinin sadakası olarak bir tutam gümüşle iki gTam altın tutuşturmuşlard>. Biraz evvel kapıyı açtığı anahtar nasılsa çantasında unutulmuştu. Leylâ göğsünü gererek ilerledi. İşte, soysuz ölen çocuğunun hesabmı soylu babadan soracak kadar cesareti vardı. Etrafına, haklı insanların gururile bakıyordu. O ara ayağına sigaralık ta kıldı. Üstünde duran kesme sigara tablası yere düştü. Durdu. Leylânın içinde önce bir ürkeklik dolaştı. sonra da bir acı çöreklendi. Hırsla tablayı kaptı ve kahkahalar arasında büfeye doğru fırlattı. Bir şankırtı duyuldu. Odaya alkol kokulan yayıldı. Leylânın kafası boş, midesl boş, içi saman doldurulacak da oyulmuş gibi bomboştu. Uzandı.. Kınlmıyan içki şişelerinden birini aldı. Mantarını dlşlerile söktü. Ağzına dayadı. Ea§ıru ge Ya Stalin Yoldaşın Pravda gazetesinde çıkan mesajına ne dersiniz? Çar Büyük Petrodan daha büyük bir kudret ve salâhiyetle onunkuıden $ok daha büyük bir ülkeyi idare eden Stalin Voldaş Hitler gibi değildir; çok konuşraağı sevmez; onun için sözlerinin kıyYeni formül bu günden itibaren met ve ehemmiyeti büyüktür. Stalin, bu mer'i olacak, halk her vasıta ile toptan defa Pravda gazetesinde çıkan mesaet fiatlarından haberdar edilecek, kajında, «Askerî bir tecavüzle karşı karşıya sablar da et fiatlarını dükkânlarında bulunuyoruz. Koyu düşmanlarımızın, ilâna mecbur tutulacaktır. dığuıı ve o gece biraz sarhoş olduğun bizi gafil avlamalarına meydan vermedan otomobilin sür'atli gidip gitmediğini meliyiz; tehlikeye karşı uyanık bulunAlârm denemesi hatırlayamadığını söylemiştir. malıyız.» diyor. Muhakeme, gelmiyen şahidlerin relbi Bayramdan sonra şehrimizde gece Bu tecavüz nereden gelebilir? Bu koyu ve gündüz olmak üzere yapılacak alârm için başka bir güne talik edilmiştir. , düşmanlar kinıdir? Çok mühim fakat denemesi hazırlıklan devam etmektemüphem sözler. dir. Bunun için hazırlanan talimatname tasdik edilmek üzere dün Vilâyet Güzel bir broşür hazırlanıyor makamına verilmiştir. Bu talimatname Biraz da, Çörçil'in Türk matbuatı vaMaarif Vekâleti, müzelerdeki eser deneme esnasında her ekipin vazifesi, lerin nevilerini, tarihi kıymetlerini gös sıtasile Türk milletine gönderdiği nıesajhareket tarzı ve alınacak diğer tertidan bahsedelim. İngiliz Başvekili, cFelabat hakkında umumî mahiyette hil teren tafsilâtlı bir broşür hazırlanması Mimleri ihtiva etmektedir. için alâkadarlara emir göndermiştir. ketli zamanlarda iyi dostlara malik oimak bir nimettir. Geçen müşkül aylar Kısım kısım hazırlanacak olan bro zarfında Türk hükumetinin ve Türk şürde memleketimizdeki bütün müzeKıdem zamları veriliyor miiletinin değişmez dostluğuna mazhar lerde bulunan eserlerin resimleri de bu olmak saadetine nail olduk.» diyor. 938 senesinde zam gören 300 mual lunacaktır. Miiteveffa Çemberlayn'in İngiliz millelime kanuni hakları dünden itiba ıen tevzie başlanmıştır. Kıdem farkı tine ve devletine yaptığı en büyük hizolarak 14,500 lira ödenmektedir. met, Türk dostluğunu temin etmek kiyaKurbanlık koyunlar sct ve dirayetini göstermiş olmasıdır. Kurban bayramının yaklaşmakta ol Dostluk mukavelelerinin ustüne haıb Miiddeiumumiliğe verilenler ması münasebetile ufak bayramlık aültinıatomlan yazıldığı, ittifak muahedcRenkli kâğıd satışında ihtikâr yapan lış verişler harareüenmiştir. Kurbanlık Jerinin müttefiki uçurmak için barut iıGalatada Mertebanı sokağında 9 nukoyunlara, tek tük tesadüf edilmckte çüarını ateşlemekte kullanıldığı, bir marada kâğıdcı Teohari Ue, 25 kuruşkomşunun akşamüstü yüzüne gü'üp geluk makarayı 35 kuruşa satan İstiklâl dir. Büyük sürülerin bugün yarın gel ceyarısı iki küreği arasına hançer saucaddesinde iplikçi Molahato ihtikâr su mesi bekleniyor. Kurbanlık koyun fi landığı bu ihanet ve kahpelik devrinde, çile dün Müddeiumumiliğe verilmiş atlan, bu sene geçen senekinden farkiı Türk milleti gibi sözüne ve ahdine sa« lerdir. dık, erkek ve civanmerd bir milletin değildir. dostluğu, paha biçilemiyecek kadar kıyiçin hastaneden nüfus kâğıdını iste metlidir. Çörçil gibi, gönnüş geçirmiş, dikleri zaman iffetsizliğimden utan kndretli bir devlet adamına yaraşan bu dım. Bizi düşüren sana da diş büedim kadirşinaslık ve cemilekârlık bizi müteve bunun hesabını daha acı olarak sen hassis etti. Bu mesajının neşrine Türk den sormağa and içtim. roatbuatını tasvit etmek nezaketini gösBu gün evindeyim. Sana soracağım terdiği için, büyük dost ve müttefik milhesabın tek kurşunu da çantamda. Yalriye doğru yatırdı. Lıkır lıkır içti. Ka nız şu var ki; kimsesizliği ve erkeğimi letin büyük devlet adamına teşekküv fası, midesi ve nihayet boş olan kalıbı kaybetmiş olmanın acısını çok yakın ederiz. doluncıya kadar içti. İçemediklerinl de dan bilirun. E\li olduğunu öğrendim ikinci defa büfenin sağlam tarafına Günahsız karını senin günahlanna. savurdu. mesud kadınını kendi acılanma ortak Geriye döndü. Sedirin üstünde du etmek hakkım değil. Fena bildiğin L e y ran bir pastel resim gözüne ilişti. Göz lâyı istersen gene öyle tam. Zaran yok. lerini uğuşturarak baktı. Bu bir gene Sadece bu günkü hırçınlıklanmı affet. kadınla Enverin resmi idi. Yaklaştı. Mes'ud olun. Altında beş kelime ve bir tarih var. Leylâ «Evlendiğimizin birinci yıh bu gün Nüshası 5 buruştur. Fazla sarhoştu. Mektubu kathyarak bitti» ve bir yıl önceki tarih. Türkiye Haric Demek ki Leylanın duyduğu ve bir çantasına koydu. Gönül ferahljğı ile türlü ihtünal veremediği şey doğru idi. kalktı, sokağa çıktı ve uzaklaştaJ içuı için *** Hesabını soracağı soysuz evlâdının'baSenelik 1400 Kr. 2700 Kr. bası cemiyet karşısında, kanun önünOn beş gtin sonra deniz keı annda Aln avlık 750 » 1450 . de artık kendisine yabancı idi. İki dam bir kayalıkta martilerin pençelerüe su400 » 800 » la yaş, kirpiklerinden sızdı. Olduğu ye yu yırttıklarını, gagalarile denizi del Üç aylık Bir avhk 150 . Yoktur. re çöktü, çantasından çıkardığı kalem, diklerini gören kayıkçılar merak ederek kâğıdla bir mektub yazdı: gittüer. Sahile bir gene kadın cesedi Enver; çıkardılar. Çantasında bulunan bir Üç yıl önceki günah ve analık hak ınektub üzerinde tek isim okunabili lanmı sormağa gelmiştim. Vücudümü yordu. Leylâ.. Ötesini deniz suyu sil Gazetemize gönderilen evrak ve yazılar satarak yaşatmağa çalıstıgım oğlumuzu mişti. Günlerce Morgda teşhir ettiler. neşredilsin edilmesin iade edilmez va seı'alet ve bakımsızhk öldürdü. Bir ku Tanıyan da bulunmadı. Çünkü marti • ziyaından mes'uliyet kabul olunmaz cak cenazesini topraea Kömebilmek ler vüzünü dağıtmışlardı. Leman Ahıskal CUMHURIYET Dikkat