27 Birîncikânun 1940 CUMHURİYET SON B E d&uasitcMtal E feyezanla ramvay arabası, bir hayaf sinemasıdır. Dört sene evvel tarihe karışan Bazil Gencliğinde, orta yaşlılığmda olduğu Çizilmiş bir yoldan gider. Zaharof'a, dünya matbuatının hediye gibi, ihtiyarlığmda da tek başına, eşsiz ettiği ?Avrupanın esrarengiz adamı» dostsuz yaşardı. Uzun boyu, zayıf vü İdare edeni ve edileni vardır. Hızlanır, merikanın İngiltereye yarİzmir 26 (Telefonla) Şehlr ve Seller raylan asmaktadır. Tren ve ismi, onu acayib tipler arasma sığdırcudü, madenî bakışı, amirane tavırlan, yavalşanır. İnerken fren çıkarken vites gelebümişlerdir. dım etmesinin harb üzerinde mülhakatta çok şiddetli ve devamlı otoraylar müskülâtla mağa kâfidir. f bütün ömründe hasretini çektiği mu yapar. hayatî mahiyctte tcsiri haiz yağmurlar yağmaktadır. Şehrin bir çok Bergamada Bakırçayı da taşmış ır. Kinıi tenha, kimi kalabalık olur. Hep Bilhassa, itirafı müşkül bir takım uhabbet ve şefkat gibi ince, jrumuşakj olduğu umumiyetle anlaşıldığına ve A yerlerini sular basmıştır. Yukanki ma Menemen, Çesme ve Bergama ile İz sullere ve çarelere başvurarak, dünyasıcak duygulan kendisinden daima u ayni yolun yolcusu görünürler de çoğu hallelerden kuvvetll seller inmektedir. mirin muvasfUası kesilmiştir. Bergama raerika bu yardımı yapmak için hazır Gediz nehri bütün Menemen ovasını hğını milyonlar hanesine doğru götürzaklaştırmış, yüzünü görenlere, kendi arayerlerde inerler. Sonuna kadar yolandığına göre harbin biran evvel kafî kaplamış, sulama kanallanndan aşa merkezinde r!7 ev hasara uğramıştır. meğe başladığı tarihten sonra, tam masile konuşanlara yahıız ve yalnız korku, luna vefa gösteren biletçi ile vatmandan Turanlı, Finik ve Kozan nahiyelerinde ve nihaî bir safhaya girmesini istiyenle rak kaza merkezinin bir kısım yerler ; ni başka iki kişi ya bulunur, ya bulunmaz. Çekingenlik, sıkılganlık vermişti. de t'hribat vardır. Zeytindag nahiyesi nasile bir «görünmez adam> olan Sir rin hepsi de şu mühim suaü soruyorlar: istilâ etmiştir. Yagmurun şimdiik de•• . . , , . . . . . , •. . . . v , , Hele soğuk, kış ve gece gibi namüsaid Bazil Zaharof, 6 birinciteşrin 1849 tanin Yeniköv civannda yeni sulama teU ÇU e r zlya Çlyı Amerika yardımı ne zaman yeti vam şekline göre ve hakikî alacağı se sisatma dahil köprüntin bir tarafını yı rihinde, Muğlada dünyaya gelmişti. A!. f ' . . . ff , «"f* j şartlar altmda. karşılar. az konuşur, cevablarında, kakil meçhuldür. Sular büyük köprüyü şecek? Bir tramvayda oturanlar ve duranlar karak gecen sular kövü tebdide baş cayibliğe değilse bile, esrarengizliğe de aşmıştır. Bandırma ve Afyon trenrarlarında, hükümlerinde hep kesip avardır. Nekadar halıık, ne derece mcBu suali soranlann maksadı, ufaktefek leri gelememiştir. Foçanın Bağarası lamış, alınan tedbirlerle tehlikenin önü başlaması, dünyaya gelişinden pek çok tar şekilde söz söylerdi. Konuşurken, yardımlar değil, İngilterenin üstünlüğü mevkiini de sular kaplamıştır. almmıstır. Büyük Menedres mıntaka sonra değildir. Amcasının. Galatada işsöyleyeceğini unutmuş, hatırlayamı denî olursa olsun duranlar, oturanlanü temin edecek küllî yardımlar olduğu yormuş gibi, uzun uzun susardı. Lâf rın yerine göz dikerler. Bu tramvayın Küçük Menderes mıntakasından ge sından hiç bir haber gelmemiştir. Öde lettiği çuhacı dükkânından, Türkiye için sualin cevabı büyük bir ehenımiyeti len haberlere göre, Tire. Bayındır, Tor m'Bin Kirpz nahiyesinde Karadere kö hududlarmı aşıp yabancı bir memlearasında. ikide bir darbımesel söylemek değil, insanlığın bir hususiyetidir. Nekadar istemesek, nekadar şahıs t a haizdir. balı ovası, Menderes nehrlnin taşma yünden Durmuş Ali namında bir mec kette rahat rahat yaşamasmı temin emerakıydı. yin etmesek hemen hepimiz ayakta kalsile tamamen sular altmda kalmıstır. zub dsğda donarak ölmüştür. decek kadar mal çalarak Londraya gitBu suale cevab veren İngiliz kaynakBazil Zaharofun. tıpkı yaşayışı gibi, dığımız zaman: tiği tarih, o muammalı hayatın ilk safIarının nıütaleası şu merkezdedir: insanlarla olan münasebetlerinde de bu Biri kalksa da yerine otuısam! diye hasını teşkil ediyor. Amcasının şikâkaskatı ve kupkuru sistemini, ara sıra, bir boş kotulk hasreti çekeriz. Gerçi bir Amerika yardımı 1941 senesinin yaz yeti üzerine, Londrada yakalanıp adagülümser bir yüz, zeki ve nükteli bir yaşlıya veya bir hastaya hürmet veya mevsiminde küllî bir mahiyet alacak, bu letin huzuruna çıkarılan Bazil Zaharof, sözle süsleyip yumuşattığını rivayet şefkat olsun diye yerini verenler da senenin kış mevsiminde bu küllî yardıdaha doğrusu o zamanki asıl ismile edenler yok değildir. Fakat, bu iddia yok değildir. Bu hareket işte yalnız oramm tesiri tebarüz edecek ve 1942 sene.Zaharyas», İneiliz hâkimleri karşısınnın doğru olmadığını, Bazil Zaharofun da hayat ölçüsile ölçülemiyecek kadar sinin ilkbaharında bu yardını azami da masumiyetini ispat etmiş. oradan nükteperdazhğına misal diye ancak bir kücülür ve bir «tramvay nezaketi. ölçühaddini bulacaktır! serbest olarak Atinaya geçmişti. Fakat, tanecik hâdise gösterilmesi, fazlasile süne iner. Acaba bu «terki mevki. bic 1940 senesinden 1941 senesine geçmek bu vak'a, müstakbel milyonerin hayaispat ediyor. iizere olduğumuza göre Amerika yarııınür uzunluğu değil sadece iki saatlik tırda. düğümü çözülmemiş bir muamma dımının küllî bir mahiyet almağa başlaBüyük adamların ziyaretçisi çok olur. bir yol için olsa ne derece nedret peyda olarak kalmış. Zaharof ismi ikbal saması, beşaltı ayhk bir iştir. Bazil Zaharofu da. parası bol, mevkü edebilir? hasında yükseldikçe, bu sesin de perTokyo 26 (aa.) Divet meclisinin Şanghay 26 (a.a.) Şanghay enOruranların da garib bir galati rüyetdesi yavaş yavaş alçalarak, sadece ku bile, filen çekilmişti. Dalgalı bir deniz yüksek bir adam sıfatile, arayan soran İngiltere yıkılabilir mi? ternasyonal mıntakasındaki nıüsellah 76 ncı içüma devresinin küşadı münaçok olurmuş. Bu ziyaretçüerin ekserisi le. ayakta kalmışlara •yukarıdau aşağı» kuvvetler arasında aylardanberi gö sebetüe söylediği bir nutukta, Impara laktan kulaŞa fısıldanan, eski bir haber gibi, uzun yıllar, mütemadî çarpınma de. milyarderden para sızdırmağa gelenbir bakışlan vardır. Merhamet değil, Acaba İngiltere bu yardım tahakkuk runmedik derecede şiddetli bir kavga hgKrıe pelmiştir. lar içinde geçen hayatını, nispeten intor, şimdiye kadar misli göriümemiş edip bu küllî mahiyeti ahncaya kadar olmuş ve bunun neticesinde dokuz ABazil Zaharof un. işten, paradan, mu tizam altına koymuş, ara sıra, iş zım ler olduğu için, Bazil Zaharof bu ziyaret şefkat değil, hakaret değil. derecede cihanşümul kargaşalıklarm Tramvay dönek yerlerinde, durak yerdayanacak ve bugünkü vaziyetini ınuha merikalı bahriye askerile üç Amerikalı kavele. imtivaz. şirket konsorsiyom, a nında yaptığı ufak seyahatler müstes leri, üstüne şu kısacık cümleyi yazdırdığı mütemadiyen tevessü etmekce olduğuna denizci hastaneye kaldınlmıştır. faza edebilecek mi? hm satım, tpshhüd ve bunlara benzer na, bazan Paristeki şatosunda ve ek kartvizitini göndermek suretile kabul lerinde ve kalkış anlarında içeridekileri Kavga, Noel sabahı erkenden bir msy işaret ederek Japon milleHnin birleş ticarî ve malî birçok tabirlerden ibaret seriya Montekarloda yaşamağa başla edermiş: «Sir Bazil Zaharof, sesi kı sarsar. Ayaktakiler birbirinin üstüne İngiltere namına yükselen salâhijetli sıldığı için artık ötemiyor». Fransızca düser, birbirinin ayağına basar, birbirihanede çıkmıs ve 100 kadar İtalyan mesini ve deruhde ettiği vazifen'.n mil olan hayatını. şu sMırlara sığdırmak seslerin hepsi de bu nokta üzerinde birmıştı. Her sene. ıkinciteşrin başmda, ve AmerikaU birbirine girmiştir. Ital iet yolunda sadıkane bir tarzda ifasına da, ötmek yani şarkı söylemek mana nin canını yakarlar. İstiyerek değildir. lesiyor ve ingilterenin tam manasile da yanlardan ne kadar yaralı olduğu bl calışırken kendisine yardım etmesini imkânsızdır. Yalnız. Zaharafun, Nor altı ay evvelinden sipariş edilen hudenfeldt silâh fabrikası hesabına Bal susî bir vagonla oraya gelir, nisarun sına gelen <chanter» fiili, ayni zamanda Sevk ve idaresi ellerinde olmıyan bu öjanacağını, hiçbir Alman teşeblıusünun linmiyorsa da müteaddid Italyanm taleb etmiştir. aldatılmak, parası sızdırılmak, soyul mür arabalann âdeti budur. Oturanlır kanlarda çahşmağa başladığı tarihten ilk haftası, ayni şekilde giderdi. bu mukavemeti kırmıyacağını anlatıyor. yaralandığı zannediliyor. Imparator, üclü pakta dahil devlet itiharen, gelip geçen bütün harblerde mak manasını da ifade eder. Zaharof, bu salıntıdan pek müteessir olmazlar, İngiltere Kralı da evvelki günkü mesa Kavga her hangi bir masaya oturup lerle Japonya arasında jnttikce samiIstese mahalleler, şehirler satın alahayatımn belki bu biricik nüktesini| Dönemec yerleri, durak yerleri ve iniş jında bilhassa bu noktayı tebarüz ettir oturamamak yüzünden çıkmış ve in mileşen münasebetlerin bövle dostane silâh müteahhidliği ettiğini, her devlete, bilecek kadar zengin olan bu adam, eene para aşkına, bu şekilde kullanır çıkişlar onlan sarsmaz. ıııis, ingilterenin çok vahim buhrânları zibat memurlan gelinciye kadar devam bir sevir takib etmesinden doHvı şehsî her hükumete, her devirde silâh ve mü Montekarloda, emrine amade muhtehimmat sattığını, beşeriyetin en fazla şem binalardan hiçbirisine alıcı gözile dururmuş. Hayat da böyledir. Küçük büyük saratlattığuu, ve önümüzdeki aylarda kar etmiştir. 'niyetini izhar etmiştir. düskün oldıı^u bu metadan, kısa bir bakmamıştı. Orada geçirdiği her kış Şimdiye kadar resmî hiç bir teblig meHamdi VAROĞLU sınlılar yerleşmiş, oturmus kinıse'.eri heşılaşacağı güçlükleri ehemmiyetsiz sayneşredilmemişse de, alınan bazı haberzaman lcinde milyonlar kazandığuıı mevsiminde, şehrin en meşhur otelinde nüz ayakta olanlar kadar silkmez. madığını söyledikten sonra zafer yo lere göre hâdise dostça halledilmis.tır. CUMIR'RİYET Bu sermin evvelki sövlemek kâfidir. Onun için tramvaya binenler eğer bi* bir daire kiralar, yemeklerini de umu ki yazısı gazetemizin 16 ve 19 kânunulunda sapsağlam ayaklar Üzerinde dıırBinaenaleyh, bu hâdisenin başkaca yere ilişemezlerse bir koltuğun kenarına Bazil Zaharofun. Büyük Harbde yap mî yemek salonunda yerdi. ı evvel tanhli nüshalannda çıkmıstır. miktayız» diyerek İngilterede hüküm vahim neticeler dogurması melhuz deyapışırlar. Böylece terminüs'e kadar tatığı islerin sayısı, dünyanın en kurnaz süren bu kanaate tercüman olmuştu. gildir. m kib edilecek yolun ivicaclarından geleinsanlarından biri olan bu silâh komisİngiltere, Amerikan yardımının küllî cek sarsıntılardan mümkün mertcbe koyoncusunun faaliyeti hakkında fikir ve kat'î bir mahiyet almasına kadar vermeşe yeter. Zaharof. Büyük Harbrunurlar. ınukavemete devam edeceğine ve mude, 4 zırhlı, 3 büyük kruvazör. 62 torTramvayı hayata, yahud hayatı tramharebeye mutlaka demokrasi lehiııde bir Kahire 26 (a.a.) Resmî tebliğ: ^ pito, 2328 top. 100.000 mitralyöz, 5.500 Madrid 26 (a.a.) Hariciye Nazırı maya benzetince yıkılmamak, birinin netice vereceğine göre önümfodeki altı Trablusgarbda vaziyette hiçbir degı tavyare sattı E!de ettiği kânn 3 milyar Serrano Suner'in bu günlarde Tancaya ayafına veya damarına basmamak için ay zarfında karşı tarafın ne yapaoağını 400 milyon frank olduğunu rivayet eşiklik yoktur. ya bir yere ilişmek, yahud bir koltuk ke^itmesi bekleniyor. miitalea etmek icab eder. Sudan hududunda keşif müfrezeierı derler. narına tutunmak insanı insan nlarak Ispanyanın vaziyeti Karşı tarafın yani Almanyanın, İngil mizden biri Kassalanın şarkına muvafBazil Zaharof, gene o tarihte, bu milNevyork 26 (a.a.) Nevyork Times Ankore 26 (Telefonla) Radyo ga mütalea edince haklı ve insiyakf bir hatereye karşı bir istilâ teşebbüsune girişKahire 26 (a.a.) Mısır meb'usan zetesi İrpanya Hariciye Nazmnın Tan reket vasfını alır. Zaten bu tutunmalart gazetesinin Roma muhabiri, Çörçil'in fakiyetli bir akın yaparak düşmana za yarların yanısıra, Fransadan Legion rncsinin müspet ve menfi manalarmı, yiat .verdirmiş ve dönerken beraberinde büyük salib rüt nıeclisi, üç gün devam eden gizli raü cayı ziyaretinden bahsederek demişür rramvavda hakikî, havatta mezacî madün, tetkik etmiş, ve bunun da İngilü pazartesi akşamı söylediği mesajın he bir esirle muhtelif malzeme getirmiş dTıonneur nişanının nasile hergfln görmekteyiz. besini. İngiltereden Banyud Britanya zakerelerden sonra hükumetin haricî ki: nüz İtalyan milletine varmamış oldumukavametini kıramıyacak olan bir tir. imparatorluîhı nişanlarım almış, bu siyasetini 68 muhalife karşı 122 reyle ğunu bildirmektedir. B. FEI.EK « Almanya şarkî Akdenizde İngilharika teşkil edeceğini anlatmıştık. Sair cephelerde kayda değr muhım yüksek payelerden sonra da, isminin tasvib etmiştir. Muhabir diyor ki: tere aleyhine yapılan teşebbüsün akim İstilâ teşebbüsii dahi İngilterenin, A« Yabancı radyolan dinlemek I bir hareket olmamıştır. başına bir «Sir» ilâve edilmişti. Başvekil Sırrı Paşa müzakere sonun kaldığını görünce bu sefer İspanya ve rnerikadan yetişecek küllî yardıma mani talyanlar için yasaktır. Yabancı radyoİtalyan tebliği da söylediği nutukta bilhassa demiştir Fransa ile birlikte garbî Akdenizde İnolmıyacağı tahakkuk ettiğine giire mih ları dinleyenlerin ise çok müteyakkız Roma 26 (a.a.) 203 numaralı resmî giltereyi müşkül mevkie düşürecsk bîr Hayatını işe vakfeden, durmadan pa ki: verin yeni dostlar bularak bunlar saye davranmaları icab etmektedir. Maama tebliğ: ra peşinde ko c an. milyon üstüne milyon « İngiliz zaferinden sonra tehlike teşebbüs hazırlamaktadır. Vichy hükusinde muvazeneyi İngiltere aleyhinde fih, İngiliz tayyarelerinin attığı beyanTrablusgarb hudud mmtakasında Bar kazanan Bazil Zaharof, gizlenemiyecek şimdi uzaklaşmış olmakla beraber mü meti ürerinde yapılan Alman tazyikıçevirmesi ,yahud bu sayede Ameıikanın namelerin metni gibi bu mesajm da İ dia civannda düşmanın şiddetli topçu kadar azametli neticelerinden başka bü dafaa hazırhklarımıza devam ediyoruz. nın sebebi budur. Bu itibar'a İspanyayardıtnına mâni olması şıkkı kalır. talyan basını tarafından neşredilmesi faaliyeti olmuştur. Topçumuz da şid tün safhalarım dost ve düşman gözünMısıruı haricî siyaseti, ingiliz Mısır itti r.ın vaziyeti şayanı dikkat bir mahivet mümkündür. Fakat eğer gazeteler, me detle mukabele etmiştir. Çölde bir ka den sakladığı işlerinl, büyük bir sır fakına ve memleketin müdafaasına is almıştır. Mukabil tarafın vaziyeti: sajı neşretmezlerse, bunun halk küt rakolumuza karşı yapılan hücum püs içinde çevirir, hususî hayatmı da, mectinad etmektedir .Mısır, İngiltere ile ak Orman müdürleri arasında Fakat bu ihtimalin de varid olmadığı lelerine vasıl olabilmesi için haftalar kürtülmüştür. buren sır ortasmda geçirirdi. Buna rağ dettıği muahededen doğan bütün ta Ankara 26 (Telefonla) Samsun Or24 '25 gecesi ileri bir düşman üssü men, yerin kulağı, onun gizli kalma ahhüdlerini dürüst bir tarzda yerine getavazzuh ediyor. Çünkü mihver devlet lâzımdır. Bu metin neşredilince. aksüman müdürü Mithat Sezer Seyhana, Eleri. muvazeneyi İngiltere aleyhine çe lâmel pek az gün içinde kendisini gös kesif bir hava bombardımanma tâbi tu sını istediği pek çok şeyi duymuştur. tirmektedir.» Dün Beyoğlu Halkevinde Melek Ceterecektir. dirne müdürü Mehmed Ali Erkan Kotulmuştur. Bir harb gemisine isabet virecek yeni dostlar bulamıyorlar . Bazil Zaharof, dünyanın en büyük Ingilizler Korfuya hedîye attılar caeline, Kocaeli müdürü Ali Soyer Di lâl tarafından «Türk elişleri» hakkında vaki olmuştur. Izmir Parti kongresi Hatta mihver devletlerinin Amerikayı pek istifadeli bir konferans verılmişür. değilse bile. en uzun aşk macerasmı yaAtina 26 (a.a.) Yunanistanda bulu yarbakıra, Kars müdürü İsmail Şehab Müteakıben de genc san'atkârlar garb Cenubî Trablusgarbda da motörlü şamış bir adamdır. Gencliğinde başlavıp tehdid için Japonyadan istifade etmek İzmir 26 (a*.) C. H. Partisi vüâyet istemeleri de bir netice vermemiş ve A kongresi bugün saat 14 te Ha'kevinde nakliye vasıta parkları müessir bir su ölümüne kadar süren bir roman. Gö nan İngiliz pilotlarından bir kaçı Noel da Edirne Orman müdürlüğüne tayin musikisinden parçalar çalmışlardır. rünüşte, paradan ve ahş verişten başka bayramını temsilen Korfu adasma dün edilmişlerdir. merika bu gibi tehdidlere kıvmet vere şehir ve mülhakat delegeleri huzurile rette bombardıman edilmiştir. Melek Celâl, asulardanberi kadınlaŞarkî Afrikada, Sudan cephesinde hiçbir şeye kıymet vermiyen bu bezir yüzlerce Noel hediyesi atmışlaıdır. lek istikbalini tehilkeye atmak isteme açılmıştır. Vatandadıktan iskat edildi rımızın ve kızlarımızm göz nuru döİngiliz hava kuvvetleri kumandanı d : ğini göstermiştir. Amerikada hüküm Kon^reye bölge müfettişi İstanbul keşif ve hava faaliyetleri olmuştur. gân ruhlu adam, bir kadın se%Tniş, hem Ankara 26 (Telefonla., Denızli nüfus kerek ve elemeği serfederck mevdana daha önceden Korfu valisine müracaat Düşman askerî kampları ve yürüyüş de çılemca bir aşkla sevmişti. süren düsünce İngiltereye mutlaka yar meb'usu Galib Bahtiyar Göker riyaset kütüklerinde kayıdlı Malımud oğlu Nu getirdikJeri eserleri devre Aevre istihad!m etmek ve İngilterenin galebesini te etmiştir. Vali, Beledive reisi, meb'us halinde düşman kolları mitralyöz ateHenüz milvon toplamağa başlamadığı, ederek, hava müsaid olduğu takdirde reddin adında şahıs Umumî Harbde as lelerle anlatmış; bunların renk, çizgi şine tutulmuş ve bombardıman edilmiş gencliğ'nin ilk yıllarında, Paris ekspre İngiliz tayyarelerinin Korfu üzerinden ınin etmektir. Çünkü Amerika bu galebe lar, meclisi umumî vilâvet idare heyeker olarak gönderildiği Suriyeden dön ve işleniş tarzlarına dair, projeksiyosayesinde Amerikalan tecavüze ugra ti azaları ve vilâvet erkânı ve pek çok tir. Tayyarelerimizden biri dönmemiştir. şile seyahat ettiği bir gün, ekspreste. Noel günü alçaktan uçacaklarını ve pi memiş ve haricdeki vaziyetile muzır bir nun da yardunile, izahat vermiştir. 20 21 kânunuevvelde «Serhente» de Ispanyanın en yüksek aristokrasi âle lotlarla İngiliz hava kuv\'eyleri subayları <Türk elişleri» isimli matbu bir esemaktan koruyacak ve Amerikanın emni dinleyict kütlesi kongre müzakerelerinşahıs olduğu anlaşıldığından vatandaşnizaltısı, merkezî Akdenizde düşman mine mensub bir genc kadına tesadüf ve erleri namına paketler atacaklarını rin müellifi ve bir de kolleksiyonun sayetini kurtaracaktır. de bulunmuşlardır. lıktan çıkarıldı. deniz koluna hücum ederek hafıf bir etti. Bu kadın, Bourbon hanedanına haver vermiş ve demiştir ki: hibi olan müdekkik münevverimizin Kongre mesaisi devam etmektedir. Vaziyet bu merkezde olduguna göre, c Bu hediyeler düşmanm ağır ve dekruvazöre iki torpil atmış ve bilâhara mensub Dük dö Marchena'nın karısı, Işletmeye açılan istasyon konferansı güzide dinleyiciler üzerinde Çanakkalede Amerikan yardımının İngiltereye yeüşyapılan bir keşif uçuşunda bu kruva Maria del Pilar idi. Parayı Allah diye vamlı hücumları karşısmda gösterdiğiniz Ankara 26 (Telefonla) Zonguldak çok iyi bir tesir bırakmıştır. Çanakkale 26 (Hususî muhabirimizmesine karşı gelecek hiç bir amil tasavzörün battığı anlaşılmıştır. tanıyan Zaharof. paradan baska bir de cesaret için duyduğumuz hayranlığuı ve hattmda Çaycuma ile Filyos isyasyonAkşam Kız San'at mektebi de bu vur olunmamakta ve bu yüzden mihver den) Parti Vilâyet kongresi bugün «Mocenigo» denizaltısı da Atlantikte bu kadına taptı. Kadın evli olduğu için, Korfuya inmeğe mecbur olan tayyare ları arasındaki Kokansu istasyonu 1 vadide çalısmakta olduğu ve Beyoğlunrnahfilleri, İngilterenin niçin harbettiğini mesaisini bitirdi. Millî Şefimize hürmet iki büyük düşman vapurunu top ateşine aralannda bir izdivac bağı tesisi mev cilerimize karşı izhar ettiğiniz hüsnüka kânunusaniden itibaren yolcu ve her da Dekorasyon mağazakrmda Türk ve niçin sulh yaparak harbi bertaraf et erini iblâg ederek dagıldı. tutmuş ve bir üçüncü vapuru torpille zuu bahsolamazdı. Yirmi beş sene seviş bulü takdir ettiğimizin bir serr.bolüdür.» türiü eşya nakliyatma açılacaktır. elişlerini göstermek üzere bir sergi amediğini soran bir takım yeni sulh proİktısadî devlet teşekkülleri miştir. Hediyelerin çoğu çocuklara mahsus tiler. Nihayet, Dükün vefatı üzerine, Malatya Diyarbakır hattı üzerinde çıldığı için, .Türk elişleri» bu sene napa?andalan yapmaktadır. ki Sivrice istasyonunun ismi de Uluova zarî vc amelî şekilde canianmış, âdeumumî heyeti Hava Kurumuna yapılan 1924 eylulünde resmen evlenebüdiler. yünlü elbiselerdir. Fakat mihver mahfülerinden çıkan bu Fakat, talih, Bazil Zaharofa, iş hayata rönesansma erişmiş bulunuyor. olarak değiştirilmiştir. su!h propagandaları İngilterede hiç bir Ankara 26 (Telefonla) İktısadî tında olduğu kadar, aşk hayatında ya Orman amanejman grupları yardım Türk mimarîsi, Türk gencliği, Türk Meclis ruznamesine alman musikisi, Türk tezhibciliği, Türk hatAnkara 26 (Telefonla) Yurdun tesir yapmamakta ve İngiltere yeni yıh devlet teşekkülleri umumî heyeti bugün Ankara 26 (a.a.) Türk Hava Ku ver değildi. Karısı bir sene sonra öldü. de Mecliste Başvekil Refik Saydamın harbi sonuua götürecek yıl tanıvarak tatlığı vesaire yanında, bu son devrin rumuna yapılan yardımlara aid bugün O zaman, Bazil Zaharof yetmiş yedi ya muhtelif mmtakalarmda ve bilhassa Kalâyihalar riyasetinde toplandı. Umumî heyet öğradere ormanlarında çalısmakta olan en sağlam arimle hareket etnıcktedir. kü haberler Antakyada son on beş gün şmda. yarı kötüriim bir ihtiyardı. Ankara 26 (Telefonla) İhtısas cet sürekli mesaisi sayesinde, artık bir de eden sonra da tetkik ve müzakerelerine ömer Rıza DOĞRUL devam etti. Bugünkü toplantılarda Zi içinde kuruma yapılmış olan teberru Bu adamm hayatında ve mizacmda, orman amanejman gruplan yaz mesa vellerine aid lâyiha Meclis muvakkat ilmin tespit ettiği «Türk elişleri» mevatm altı bin lirayı bulduğunu ve bu dikkate değer bir nokta da şudur: BazU ilerini bitererek şehrimize dönmüşlerdir. encümeninden çıktı. Ruznameye almdı. cuttur Yalnız, güzel san'at değil, istikaat Bankası tekaüd sandığı ve Toprak bir ticrret devam Bu gruplar, üzerlerinde çalıştıkları or Bursa Halkevinde resim mahsulleri ofisile Ziraat işletmeleri kuru arada Sıtkı Aselcinin 300, Osman Mıs Zaharof. müstakbel zevcesile yandan manların plân ve haritalarını hazırla Adliye harc tarifesi kanununun 100 ün bal için ayni zamanda büyükçalışmal.arın «ıevzuu olan bu sahadaki tık 250, Hocaoğlu 200, kâmil Masaracı, eden münasebeti sırasında. bir cü maddesinin tefsiri hakkmdaki Başmunun 1939 yıh ve mülga Deniz Bansergisi Ali Mısırlı, Yusuf Koyuncu, İbrahim Lady Owen isminde bir İngiliz kadı maktadırlar. vekâlet tezkeresi de Meclis ruznamesin müteakıb safhalarım da bekleriz. kın 1938 yıh altı ayhk bilânço kâr ve Bursa (Hususî) Halkevimizde aCemal, Murtaza ve Ali Numan adm nile sevişiyordu. Fakat bu alâkası, tahdedir. Izmirde kömür buhranı matörler tarafından bir resim ve io zarar hesabları tetkik olunmuştur. daki vatandaşların da yüzer lira ver rirî bir muaşakadan ibaretti. Karısının Tecziye edilenler Bir gardöfren yaralandı toğraf sergisi açılmıştır. Bu sergide İzmir 26 (Telefonla) Şehrimizde ölümünden sonra da devam eden bu Şarbon hastahğı kalmadı diklerini bildirmektedir. Zabıta dünkü kontrolu esnasında 200 den fazla güzel fotoğraf ve t.ibİzmir 26 (a.a.) Tire ve Bandırma Kangal kazası dahilinde kuruma aza aşıkane münasebet, Zaharofun son ne kömür sıkıntısı vardır. Kömürü 13 ku İzmir 26 (Telefonla) 1171 numaralı tramvaylara atlıyan 7? kişiyi ce'^ lolar teşhir edilmiştir. Sergiyi Parti ruşa satan Osman ve 15 kuruşa satan katarın gardöfreni Osman Torunoğ'u kazalarında mandalarda çıkan şarbon kaydedilmiş olan 2.700 vatandaş ta ta fesine kadar sürdü. landırmıştır. Bundan başka muhtelif vilâyet reis: Nureddin Öğünç açr.ıış Sir Bazil Zaharof, Büyük Harbden Fehmi adliyeye verildiler. Belediye hal Menemende vagonlarm tekerlekleri ara beledî suçlardan da 22 şoför teoziya Eçmış ve güzide bir davetli kütlesı ta hastalığı yapılan mücadele ile tamamen ahhüdleri olan dört bin lirayı kuruma sında kaldı, yaralandı. sonra iş hayatmdan tamamen değilse ka kokkömürü dağıtmağa başladı. edilmiştir. bertaraf edilmiştir. vermişlerdir. ıafından gezilmiştir. Amerika yardımı ne îzmir ve mülhakatına sürekli yağmur yazaman yetişecek? ğıyor, Gediz ve Menderes nehirleri taştı BAZ1L ZAHAROF Yazan; A H. Varoğlu T Oturanlar ve duranlar Şanghay'da büyük agbede dünktt ırntkıı Amerikan bahriyelileri ile Italyanlar birbirine girdi Jar>on ImDaratoru, milletin birle«mesini tavsiye ediyor Garb cölünde Çörçil'in mesaj henttz İtalyan milletine mamış Harekât yalnız topçu düellosuna inhisar etti Mısır taahhüdlerine sadık Suner Taıtcaya gidiyor Meclis, kabinenin harlc siyasetini tasvib etti Türk elişleri Dün Beyoğlu Halkevinde faydalı bîr konferans verildi Bu hakkım değil mi? Ninem gibi düşünmüyor ki... O her an etrafı kollayor, her an başıma bir felâket gelecek diye içi titriyor belki de haklı... Yemekte nineme o gün gittiğim yerler hakkında tafsilât verdim. Ertesı gün için doktor Rüştü Beyin geleceğine memnun o!du. Onlar ikisi doktorla pek ahpabdırlar . *** Gece odama çıkmadan evvsl ninemle beraber evın her taıaıını dola?tık. En ÜA katlan Yusuila babası, yukarıları bız dolaşıyoruz. £ve artık oidukça yerleştik. Her yer tertemiz. Yusufun karısı Güisam inüzamlı, titiz bir kadındır. Ninemın terbı;. esini alraış. Ev işleri onun ve ninemin c\kkaü sayesdinde her zaman bir saat gıbi işler. Babam da oldukça muntazam bir adamdı. Ben bir kadına pek yakışmaz ama biraz lâkayd mizaclıyırn. Belki de bu fceni fazla ihtimamla yetiştirdiklcrinden olacak. Fakat şimdi şimdi kendimi toplamaya başlayorum. Babamın ölümünden sonra oldukça değıştim. Durgun ağır bir insSh oldum. Zavallı babacığımm ölümile uğradığım mülhiş darbe, sonra daimî bir ihtiyat içinde yaşamaya kendimi mecbur hissetmem. Belki beni böyle yaptı. Ninemle evi dolaşırken salona da uğradık. Bu salonun bütün eşyaları eskidir. Annem evienirken doşetmiş. Pencerelerde ağır tül perdeler var. Birkaç yağhboya resim, altın yaldıziı kırmızı ipek koltuklar ev kanapeler. İki büyük boy aynası, ortada sedef kakmalı yu variak mermer bir masa.. İzmirden geldikten sonra kapıdan girer girmez tam karşıya gelen duvara babamın büyük bir resmini astırdıra. Mermer masanın üzerine bir iki biblonun ortasına lurmızı vazoyu koydum. içinde hergün taze çiçek bulunduruyorum. Bütün diğer haUık versin» diyerek, odama yürüdüm. Odam ilk bakışta hiç te genc bir kız şeyler olduğu gibi yerlerinde kaldılar. Benim yaptığım ilâve babam.n resmi, odasına benzemiyor. Dar tahta bir karyola, ayni tahtadan bir gardrob, koyu ve kırmızı vazo oldu. lâciverd bir şezlong, yerde lâciverd bir Kırmızı vazo babamın en kıymetü halı, duvarlar mavi boyalı, tuvalet masevdiği şeylerden biri olduğu için onu sam... Ve pencerenin önünde küçük bir gozüm gibi saklayorum .Hatta arada sıyazıhane. rada alıp evirip çevirerek tetkik ediyoİçeri girince başucumdaki ışığı yakrum. Kabaca bir iş. Hiç de san'atkârane tım. Odaya mavi, hafif bir ziya dalgası değil. Bununla beraber kerhalde babam yayıldı. Kendimi şezlonga attım. Ellei.;in manevî bir kaymeti haiz olacaktı. rimi başımm altmda kavuşturarak uBenim için de ayni kıymeti taşıyor. zandım. Ninemle salonun pencerelerıne yakBugün yorgunum, asabiyim, teyzelaştık, dışarı baktık. Ay ışığının serptiği min hakkı var. Babamın ölümü beni ışıkıar oynaşıyor. derinden sarstı. Kendimi toplayabilPerdeleri kapattık. Işıkları söndürerek mem için esaslı bir tedavi lâzım galiba. salondan çıktık. Koridorda ninemi buİstanbula geleli beş on gün oluyor. ruşuk yanaklarından öptüm. tAllah ra Fakat hiç bo§ durmadık, Bir takım ev CUMHURİYET » İN EDEBÎ ROMANI: 13 Yazan: Peride Celâl işleri, sokak işleri ile meşgul olduk... Şimdi her şey bitti. Vücudümde yorgunluğa benzer bir şey var. Bütün yaptıklarımızı manasız buluyorum. Niçin uğraştık, niçin didindik? Bütün yaptıklarımız bu tatsız hayatı sürüp gitmek için bir hazırhk değü miydi? Pek yalnız kaldım. Dertleşecek, konuşacak bir kimsem bile yok. Fakat tahammül etmek lâzım. Ağır ağır yerimden kalktım. Soyunup yatmak isteyorum. Uyku ne güzel şeydir! İnsan uykuda, başka bir âlemde kendini unutabiliyor. Yarı karanlık sisli bir âlem ve orada, hayatta çirkin bir yüz meydana gehniyor. Gözlerim babama benziyor, onunkiler gibi içlerinde oynaşan koyulu açıklı hep kurşunî renk üzerinde menevişler var. Babam saçlarımı severdi. «Gece mavi pırıltılar yapıyor» derdi. Saçlarımı sevmesinde onların pek genc yaşmda ölen annemin saclarına benzemesinin de dahli var galiba. Annem, saçlarını iki kalm örgü yaparmış. Ben onlan enseme kadar uzatıp bırakıyorum. Omuzyapamadığımız şeyleri yapıyoruz. Orada larıma kadar dümdüz inerek yüzüme ayıb ve günah yok, o kadar kendi ken sert, vahşi bir mana veriyorlar. dimizeyiz ki... Ve nihayet bütün sevdikAynama biraz daha yaklaştım ve biraz lerimize kavuşmak mümkün. Çünkü ölenler orada diriliyor, tekrar bize av daha yakmdan yüzüme baktım. Birdenbire aynadaki aksimle arama bir başka det ediyorlar. insan şekli karıştı. Doktor Rüştüyü Neler düşünüyorum! hastasına almaya gelen adamı, siyah Aynanın önünde soyunuyorum. Bir parlak gözleri, kemikli sert yüzü ile aralık elimde elbisem durdum, kendime karşımda görür gibi oldum. Sükinerek baktım. İpek kombinezon ince uzun vükendime geldim ve hayal kayboldu. Bir cudümü yarım örtüyor. Geniş omuzlarım ve ince bir belim var. Bacakla an hareketsiz kaldım. Kendime, babagüzelliğime aid royler düşünür, rımın güzel olduğunu itiraf edebilirim. ma, Biraz çevik bir genc çocuk vücudünü mülâhazalar yürütüıken ou hayalin karandıran bu vücudün üzerindeki başa şıma dikilmesi pek münasebetsiz değil gelince mat esmer bir ten, siyah par mi? lak saçlar, kalınca siyah kaşların altınElbisemi hiddetle dolabıma koydum. da gümüş rengi iri bebekli gözler. Bü geceliğimi giydim, ne budalayım! Fakat tün bunlar bir araya gelince pek te şu doktorun takdim ettiği, mimar mı neymiş, işte o budala da kendini ne zannediyor? O ne ciddiyet, o ne azametti! Bir de böyle kaba, nezaketsizin birine yardıma kalktım. Hele ne kuru bir teşckkürü, ne soğuk bir el sıkışı vardı. Ama babası hasta imiş... Acı acı güldüm. Babamın arada sırada şaka şeklinde söylediği bir sözü hatırladım: «Küçük şımarık» derdi. Ne oldum delisi oldun. İnsanı bu kadar fazla sevmsk te biraz ona fenalık etmektir.» Babacığım doğru söylemiş. Beni fazla şımarttılar, evet fazla sevgi insanlığın o ahlâkını bozmasa bile rahatını kaçırıyor. İnsan daima herkes tarafından fazla sevilmek, herkes tarafından alâka şefkat görmek isteyor. Ben de o hal içindeyim galiba. Öyle sevdiler, öy!e naz, şefkat içinde büyüttüler ki şimdi başkalarmdan ayni alâkayı, sevgiyi görmemek beni şaşırtıyor. Ne fena... Artık şöyle böyle sevgiler, dostluklarla iktna edemiyeceğim. Daima çok fazla sevilmek, çok büyük alâka ve sefkat isteyeceğim. Yani ya hep, ya hiç... Fakat • şimdi bu düşüncelere dalmanm sırası mı? Hele o manasız kendini beyenmiş adamı düşünmenin... l (Devam edecek)