21 Birin«3câhön 194Ö CUMHURİYET Adriyatik denizinde mühim bir hareket ialyanın ötedenberi .bizim deniz» diye andığı Aidenizde bilhassa Fransanm yıkıhşından sonra bu denizi hakikaten benimsediğini tebarüz ettiren bir varük göstermesi bekletımekte idi. Akdenizde birbirinden ayrılınaz bir bütün sayılan İngiliz Fransız hakimiyeti, l'ransanın ayrılmasile yalnız İngiliz donanmasına dayanan bir vaziyet alması üzerine İtlyan donanmasının lehinde olan büyük bir fırsat zuhur etmiş ve İtalyanın da artık bu fırsatı kaybetmiyeceği tahmin olunmuştu. Hâdiseler, mütemadiyen bu tahminin isabetsizliğini göstererek İtalyanın Akdenize hâkim olnıak iddia ve sevdasının ham bir hayalden, adeta farksız olduğunu gösterdi. İtalya, bugünkü büj ü k harbe mihverin bir kolu olarak girdi gireli donanmasını en kıskanc itina ile harbe girmekten korumak istemiş ve muharebcye zorlandık<,a tezelden sahil bataryalarımn himayesine iltica etmeyi en esaslı varife tanımıştır. Buna mukabil İngilizler İtalyan donanmasını aksatmak ve Akdenizdeki rsakimiyetlerini sağlamlaştırtnak için ellcrinden geleni yapmışlar, Taranto'da, Sardunya açıklarmda ve Napoli'de İtalyan zırhlılarına mühim darbeler indirmişler ve böylece İtalyan deniz kuvvetlerinin mevcudiyetinden dolajn esaslı bir arızaya uğramıyan bir hakimiyctle Akdeniz muvasalalarını emniyet altnıa almışlardır. B. Millet Meclisinin dttnkü toplantısı Meclis örfî idarenin üç ay müddetle temdidini müttefikan kabul etti r Bari'de 50,000 Alman askeri varmış! Almanya, italya hava kuvvetlerine yardım edecekmiş Namık Kemal ve felsefesi Hayatını ve fikrî faaliyetini, ahlâk ve hukuk uğrunda savaşa hasreden Namık K r i n felsefî şahsiyeti önünde egilmek hepimizin borcudur YAZAN: Içtimai cepheden 7se/er/7râs/nd< Hoş bir gece geçirdim! ipahi Ocağında, ya Taksim kazinosunda değij fakirhancdeld yatak odamda bir gece geçir» D " Adriyatikte harbin manası İtalyanın buna karşı tesellisi, hiç olmazsa Adriyatikte serbest olması, hatta bir aralık İngilizlerin bu denize girmeğe hiç bir vakit cesaret etmiyeceklerini ilân etmesi idi. Halbuki son hâdiseler, bu tesellinin de diğer iddialardan farksız ve onlar derecesinde boş olduğunu ispat etmiştir. Çüııkü Ingilîz kuvvetleri Otranto boğazını zorlayarak Adriyatik denizine girmiş, İtalyanın Arnavudlukla ınuvasalası bakımından hayatî bir kıymeti haiz olan Arnavudluk ve İtalyan liıııanlarını çok ağır bombardımana tâbi tutmuş ve bu denizi de adamakıllı taradıktan sonra hiç bir mukavemetle karşılaşmadan geri dönmüştür. Bunıın manası, İtalya ile Arnavudluk arasındaki muvasala yollarının da İngiliz hakimiyeti altına geçmiş olması ve İtalyanın Arnavudluktaki kuvvetlerine veni kuv\'etler katmak husıısunda en büyük güçlüğe uğraması, belki de imkânsızlıklarla karşılaşmasıdır. italyanlar denize dökülmek arifesinde italyanın Arnavudluktaki kuvvetleri mütemadiyen yıpranmakta ve yeni takvi.velere en büyük ihtiyacı hissetmekte clduğuna göre, anavatamn bu ihtiyacı trtmin edememesi ancak bir netice verebilir. O da Arnavudluktaki İtalyan Kuvvetlerinin denize dökülmesidir. Hulâsa İngilizler Adriyatik denizini de zorlayarak ve İtalyan donanmasını a1 tık hiçe sayarak Avlonya, Draç. Bari, Bıindizi gibi limanlan bombardıman e*mekle ve hiç bir mukavemetle kary'aşınadan geri dönmekle, İtalyanın, Akdeniz bertaraf, Arna\Tidlıığun işgalinden sonra hiç bir yabanrı donanmanın giremiyeceğini ilân cttiği A"driyalikte dahi iflâs etmiş bulunduğunu apaçık göstermiştir. O halde Adriyatik harekâtı da, Arnavudlukta devara eden harb üzerinde ks>t'î bir tesiri haiz olacaktır. Bunıın bb'yle olacağını General Papaços'un neşrettiği emri yevmide askerlerine İtalyanları Adriyatiğe dökünceye k»dar ilerlemek emri vermesi de apaçık gösteriyor. Bu hâdise, Balkaniann bir yabancı itilâdan kurtulması demektir ve bu yah<>ncı istilâdan kurtulmak Balkanlann BMkanhlara aidiyeti bakımından en büyiik kazancdır. Balkanlann iyi günlere doğru yürü<Hi«ünde şüphe yok. Ve Balkanlılann bu i>i günleri daha oleun şuurla karsılamalan, he ' a m a n J w f ' ^ M i ömer Rna Bir Japon askerî heyeti Almanya ve îtalyaya gidiyor Tokyo 20 (a.a.) Alman ve İtalyan oriularının daveti üzerine bir Japon askerî heyetinin yakmda Almanya ve İtalyaya hareket edeceği bildirilmektedir. Heyet hali hazır harbinden kazanılan tecrübeleri yerinde tetkik edecektir. Ninem düşünceli düşünceii duruyor. Bu cmayet hakkında onun fikrini öğ ıenmek istiyorum. Ölum vakasma temas etmeye karar vererek: Herkes babamm sirkat kasdile öldüıLüdüğüne kani nine, dedım, sen ne der=ir? Başını kaldırdı. Kirpikleri telâşla açıhp kapandı. Bilmem, bilmem! diye mırıldandı. Ben babamı para /ahuH bir şey çalmak için öldürdüklerine inanmıyjrum nine! Viicudü sarsıldı, kekeler gibi: Ya ne sanıyorsun? dtdi? Onu öldürenin bir duşman olduâ;unu Z! nnediyorum. Para io,in olsa paımagınd^ki pırlanta yüzüjü T.rakf'ır •TV ydı? insan iki şamdan, bir kehubar tesbıh, hır altın saat için adam öHümr mü? Ninemin titremeye başladığıra far ktttim. Onun bazı şevler biidiğine kuvvet'e inanmaya başlıyo'um Takrai1 sttim: Babamı ona kini olan biri öldürdü. Bu muhakkak, fakat kiTidir? Babamd3n ne gibi bir fenalık görmüştür, bilmiyorum. Ninemin gözleri parladı: Baban melek gibi adamdı kızım, fledi. Kimseve fenalık etmemişti. Belki farkında olmadan bir kim cüm. Ayâ nlcedir ol hikâyet? ^ DLnleyin! Haniya dilimiz abşmıştır, muttasıl: , Londra 20 (a.a.) Daily Teleg Nerede eski Kahtane âlemleri?^ raph gazetesinin diplomatik muhafîlân diye hep eskiyi yâdederiz yal Ben Ankara 20 (a.a.) B. M. Meclisi bu I kümlerine tevfikan vergiden istisna edi. biri, Belgraddan alınan haberlerde de eskiden gördüğüm rüyaları şimdi gögün Doktor Mazhar Germenin başkan len hükmî şahıslara aid mukataalı gayri 5i ı,r M M) Alman askerinin halen Bari remediğime hayıflanır dururdum. Gerve Napoü'de bulunduklarını yazlığmda toplanmış ve celse açıhrken Bo. menkullerin kıymetlendirilmesine aid maktadır. Şimdiki halde İtalyada çek! bilmem ne gibi psikolociya veya lu meb'usu Doktor Emin Cemal Sudanm kanun lâyihası ile İsveçe sipariş edilAlman kıt'aları bulunduğuna ve fiziyolociya sebeblerile eskisi gibi tanvefat ettiğini bildiren tezkeresi okun miş olan şimendifer müteharrik levaHitlerin İtalyaya tahakkümü altanalı, tafsilâtlı rüya görmez olmuştum. muş ve hatırasına hürmeten bir dakika zımının Türkiyeye ithalleri mühletinin, tmda bir memleketmiş gibi girmeğe Hatta rüyasız geçen zifiri uykularım da ayakta sükut edilmiştir. Bunu mütea Türkiye Fransa ticaret, kontenjan ve İstanbul Üniversitesi on gün kadar ara karar verdiğine dair bir emmare • Siyasî sahada bazı anlarda üınid pek çoğalmıştı. Yalnız genclere musallat kıb 23 11/1940 da altı vilâyette bir ay tediye anlaşmalarile merbutlan hüküm. mevcud değildir. ile yapılan iki tezahüre sahne oluyor. sizlik olmak ile beraber gene çarpışmak, olup bizim gibi tecrübe görınüs olanlamüddetle ilân ve 25/11 1940 da B. M. lerinin temdidlerine aid kanun lâyihaLonara 20 (a.a.) Yan resmi j Tezahürlerden biri, bu sütunlarda çıkan dinlenilmiyecek olsa bile, zahirin fayrın ıüyasına girmeye cesaret edemiyen Meclisi tarafından tasdik olunan örfî i sının da birinci müzakereleri yapılmışraporlara nazaran Almanya. İtalya bir kaç makalede fikrî şahsiyeti ve Türk dasız gözükse bile gene itirazda bulun «eytan aldatmalan şöyle dursıın mide darenin hitamından itibaren üç ay müd. tır. hava kuvvetlerine yardım etmek tatefekkür tarihindeki mevkii izah edilen mak müreccahtır. Gene Osmanhlann bozukluğu yüzünden görülen alelâde detle uzatılmasına aid Başvekâlet tezsavvurundadır. Bu, tahakkuk ettiiçlimaiyatçı Mehmed İzzete aiddi. İkin Abdülâziz'e karşı itirazı boş ve lâkayc ağırlık basma nev'inden rüyalardan bile Gene bugünkü toplantıda birinci müği takdirde İtalyan ordusile Alman keresi okunmuş ve müttefikan kabul eci tezahüre de Namık Kemal'in doğumu bir kubbe içinde kayboldu, zannedile raahıum kalmıştım. zakereleri yapılan maddeler arasmda hava kuvvetleri arasında bir işbirdilmiştir. nun yüzüncü yıldönümüne tesadüf eden bilir. Fakat onun gizliden gizliye semelifi vücude getirilmesi, büyük müşTürkiye . Almanya arasmda imzalanBİ7İm gibi bütün ömrii hayat ve mesRuznamede mevcud maddelerden asbugün şahid oluyokülâta sebebiyet verecektir. re vermediğini, ya lek endişesinden başka değişıklik görkerî tayinat ve yem kanununa müzey. mış olan ticari mübadelelere mütedair ruz: Bütün Türkiye vaş yavaş kabaran nıiyenler için rüya adeta bir beleş teyel kanunun birinci maddesinin tefsiri hu?usî anlaşmaya bağlı (B. 1) listesinde nıekteblerle kültür bir maya olmadığı, maşa, ruhî bir kudret helvası yerini tune aid mazbata üzerinde geçen müzake isim tashihi yapümasına aid lâyiha da merkezi olan yer nı kim iddia edebi tardı. O da ortadan kalkınca gündüzün reler ve verilen izahattan sonra kabul bulunmakta idL lerin ilmî ve harsî lir? Yarının haki can sıkısı uykuda bile yakamızı bırakedilmiştir. Meclis müteakıb içtimaını pazartesi mahfillerinde büyük kat kumaşını doku maz olmuştu. Zahirî âlemde göremediBina ve arazi vergisi kanunları hü günü yapacaktır. Türk idealistinin adı anılacaktır. yan, bugünün hayalleridir.j. ğimiz nice aşinalanmızın, muhib ve mah IIIIIIIIIMI lllllllllllllllll t On gün kadar ara ile yapılan bu iki Namık Kemal'i, eğer sadece ahlâkî mef bublarımızın hayallcri de mi azamet tezahür arasında yalnız rastgele bir za kurelerin mücadelecisi olarak görseydik peyda etti de kendilcrini naza ç«"kiyorman yakınhğı mı var? Yoksa her iki ona belki bir felsefe izafe etmek doğru lar diye üzüliip duruyordum. Türk mütefekkiri arasmda fikir ve ma olamıyacak ve bilhassa filosof Mehmed Ve bir türlü anlayamıyordum: Neden ncvî hüviyet bağlılığına benzer bir şey İzzet ile mukayesesine imkân bulunmı bundan on beş, yirmi sene evvel göryacaktı. Fakat o, ayni zamanda Hak» düğüm bol, zengin ve geniş sahneli rüLondra 20 (a.a.) Müstakil Fransız mi mevcuddur? Namık Kemal'i az çok bütün Türkiye ve «Hukuk» meseleleri etrafında şarktan yalar hayalhanemden silindiler? ajansı bildiriyor: Neden Mesihâ, Farabi, Kristof Kolomb, Kayseri 20 (a.a.) Kayseri halkı tanır. Kendi lisanile «Hürriyet. e «Can ve gaıbden gelen tesirleri kendi düşünDaily Telegraph gazetesinin eski Pabu gün Ebedî Şef Atatürkün şehrice postasmda eritmiş bir hukuk fileso Ya\"uz, Barbaros, Karacehennenı İbraris muhabirine göre, Almanya, Fransa veren» ve «Hüznü umumî» uğruna .Femize ilk defa gelişlerinin yirminci him Ağa, Tıflı Hasan Efendi, Piname yolıle İtalyaya Alman kıtaatı ^öndernıek dayi can» eden, ıkendi derdi. cYadına fudur. Fransada hukuk tahsil ettiği biyıldönümünü kutlamaktadır. Bütün gelmiyen» bahtiyar bir fani, Hâmid'in yograflarca ileri sürülen Namık Ke Nikelli ve Nasreddin Hoca eskisi gibi, kararını vermiştir. şehir baştanbaşa bayraklarla donaifadesile «Müstebid» e «Hakkı millet» i mal'in. 1870 den sonraki hukukî neşri ben uykuda iken uyanık kalan tahteştılmış bulunuyor. Londra diplomatik mahfillerinden öğ• gösteren» bir «Er» karşısınrlayız. Bu yatı, Türk hukuk tarihinde başlı başma şuurumu ziyarete gelmez oldular? Bu münasebetle Halkevinde yarenildiğine nazaran Fransanın işgal alBu tahassürle uykularım karanhk bi• Er», karanhk gecelerin şafak vadeden bir fasıl teşkil eder. Hemen söyleyelim pılan toplantıda Ebedi Şefin aziz tında bulunan kısmındaki Alman kı mukaddes uğultularını kâh şiirlerinde, ki bu neşriyat, Bergson'un bütün file rer ıınutkanlık şeklinde geçerken dün hatırası taziz edilmiş ve Atatürk taatından bir kısmınm işgal altında bu kâh yazılarında heybetli seslerle hay sofiarda aradığı ve aranması lâzım geldi gece zengin programlı bir rüya ile mesanıtına merasimle muhteşem bir çelenk konmuştur lunmıyan kısmından geçirilerek İtalya kırdı, kara toprak üzerinde bu sesi, ya ğini söylediği ana bir «Intuition Sezgi» toldum. O kadar hoşuma gitti ki; müya nakli hususunun resmen umumî ratan tabiat her zaman iftihar edebilir. den mahrum değildir. Şu mülâhazalar saade ederseniz size de nakledeyim: Efendim! Rüya bu ya! Hicaza gitmek suliı muahedesine konulması hakkında Mehmed İzzet'e gelince o, aydınlık bir üzerinde duralım: üzere İstanbula gelmiş olan Türkistaa Mareşal Peten'le bir anlaşmaya varila gündüzün düşünmeğe daha çok müsaid • Hiç bir halk eslâfının kavaidi idare madığından Hitler Alman kıtaatını sakin havasında, Namık Kemal'i dü sini, mccmuiyct itibarile kabul etmek hacılarından bir heyet bir suvare tertib etmişmiş. Ben de davetliymişim. Fıansızların müsaadesi olmadan bu top şündürten ayni derd üzerinde ilmin ve istemiyor. Londrada Krallık var. Onu Davetüler arasında sabık Kayserin raklardan geçirmeğe karar vermiştir. felsefenin neşterini kullandı. Namık ifnadan bahsetmek kabil oluyor .Pariste Londra 20 (a.a.) Daily Telegrr h zevcesi rahmetli Ogusta Viktorya gibi Kemal, «Millet» in ve Vatan» ın yalmz Cumhuriyet var, onun bakasına dair söz gazetesinin hava muhabiri, İngilterenin Kıtaaün nakline aid hazırlıklar ikmal önemli bayanlar da vardı. Orada bir istilâsı meselesi hakkında şunları yazedjlmiştir. Kıtaatın Bordo mmtakasın kelimelerini değil. bu kelimelerin gizle süylemek mümkün olamıyor. İsveç kcnarda Evliya Çelebi merhum da Erdiği mefhumları da sezmeğe ve sezdir rede herkes oturduğu yere devletinin maktadır: dan ayrılmağa amade bulundukları sövcümend Ekretnin elinden tutinuş durumeğe çalışırken, Mehmed İzzet, bize o bayrağını çekiyor, fakat neresi olursa Münferid Alman tayyareleri tarafmyor, arasıra kuşağından çektiği yağlıklenmektedir. Son zamanlarda takviye esezginin bilgisini verdi. Gerçekten (Hür olsun her türlü efalinde İsviçre kanunu la Ercümendin burnunu siliyordu. Bedan yapılan keşif uçuşlarile muharebe dilen bu kıtaat halen Poiou'dan itibaren riyet) i ile (Vatan) ı ile «Hüznü umumî» na tabiiyet mecburiyetindedir. Acaba bu nim yanımda da Hoca merhum. Biraz ve bombardıman filolarının ataleti AlIspanyol hududuna kadar sahil boyunyi terennüm eden şairin fikirlerini. kukta meşhud olan bu ihtilâf bir ziyayi ileri gidecek olsam gözlerini açıp fren Vaşington 20 (a.a.) Maliye Nazırı man tayyarelerinin Fransız üslerinde isdakj mıntakada bulunmaktadır. Bu kıİzzet, içtimaiyat lâboratuvarında ince hakikatin bunca kabiliyatı mütcnevviaya yapıyordu. tiiâ hazırlıklarile meşgul bulundukları Morgenthau, dün, matbuata beyanatta taat şimdiye kadar İspanyada haıekâta den inceye tahlile tâbi tuttu ve bize in'ikasından dolayı.. Bir rengi diğerde bulunarak, İngiliz hükumetinin derhal kanastini teyid etmektedir. Rüyanın mantığı olmaz ya (sanki hageçmek veya Portekize karşı kullanıl• Bu günkü beşerî hayatın bu en derin. görünüşünden midir, yoksa hukuk ve kikatin mantıği varmış gibi); bu suvaİngiltere üzerine yapılan hava hücum yeni harb malzemesi mübayaatma gimak üzere ihtiyatta bulunduıulmuşsa satnimî temayülünü» yani milliyeti izaları ağustos eylul zarfmda tasavvuv rişmek üzere salâhiyet almış olduğunu onun ihtilâiatı sırf masnuatı beşerden royi tertib eden hacılara memleketleda Hitler İtalyadaki vaziyetin vahamet ha çalıştı. edilen istilâya bir yol açmak için yapıl söylemiş ve gazetecilere uzun siparişler midir?» rinden bir mektub gelmiş. Kendileri odosyasını göstermiştir. Kongre İkincikâ kesbetmesi üzerine bunları İtalyaya dığı âşikârdır. Bu satırlar ve bu yaman sual bizi ka kuyamamışiar. Bana vermişler; ben oMaamafih on gün ara ile yapılan bu göııdermeğe karar vermiştir. Gece bombardımanları ilkbaharda ve nunun başında toplanarak İngiltereye iki tezahüre vesile veren şey, iki şahsi dim Yunanın Sokrat'dan önceKi devrine. kuyorum. Mealini hatırlamadığım mokAlmanyada bulunan kuvvetlerden yeti işgal eden mevzu beraberüği değil yahud «Tabiî hukuk» nazariyecılerinin tubu okurken hacılardan birisi yüzüme yahud daha evvel yapılacak bir istilâ ödünç malzeme verilmesini tasdik edegönderilecek yerde Fransada bulunan dir. Asıl münasebet biri yüz, öteki elü asrına götürüyor. «Hukuk tabiî mi? tükürdü. Ben hem iğrendim. hem içeriçin uzun bir hazırhk mahiyetinde te cektir. lâkki edilebilir. İngiltere, projeye dahil 60 gemiyi pe Alman kıtaatının gönderilme%i Fransız yıl evvel doğan her iki Türk mütefek Sun'î mi?» sualini, filhakika ilk defa, ledim. Bıraktım mektubu. Gittim, yüAlmanların tayyarelerini müstakil bir şin para ile alacağından bu mukavele demiryolu şebekesinin Alman demiryolu kirinin felsefeleri bakımından, bilhassa Sofist denen Yunan filosofları vazet zümü yıkamaya. Peşimden Hoca merşebekesinden daha müsaid bulunduğu ahlâk ve hukuk felsefeleri bakımmdan memişler miydi? Fakat onlar bunu yal hum geldi: siiâh halinde kullanmamalan dikkate bu gün imzalanmıştır. şayandır. Bu usulü, tatbik ettikleri için Aman oğul! Hacılara hakaret olur. Vaşington 20 (a.a.) Vaşingtonda ve Akdenize giden yolun dağhk mmta ayni prensipe sahib olmalarıdır. Bir bu nız vazeylemişlerdi. Cevabı kendi'.erin dir ki, Fransız hezimetinden evvel, Lon tahmin edildiiğne göre, ingiliz hüku kadan geçtiği suretile izah edilmektedir. prensipi içtimaî ve ahlâki «Conformis den sonraki Sokrat veriyordu. On do Gel şu mektubu oku! Ben mukavemet edecek oldunı. drayı bombardımana başlamamışlardır. meti, yeniden 12.000 tayyare, 2.000 ilâ Daily Mail gazetesinin İtalyan hudu me Zamanecilik» e isyan şeklinde for kuzuncu asırda içtimaî ve iktısadi yapısı (Luthen sahifeyi çerirtntz) duııda bulunan bir muhabiri bir yol müllemek istiyoruz. sarılmış Osmanlı İmparatorluğuııun müMilânoya yapılan ağır 2.500 tank, top ve mühimmat sipariş tefekkiri olan Namık Kemal ise hem suvermek üzere mukaveleler akdetmeğe cunun İtalyadaki yabancı mahfillerdcn bombardıman Filhakika Namık Kemal'in ahlâk felyetinin patolojisi hekimler için ne ıse, Londra 20 (a.a.) Hava Nezaretinin çalışmaktadır. Tayyarelerin bedeli tak. topladığı malumatı nakletmektedir. Bu sefesi, Eflâtun'un anladığı manada bir ali vazetmiş, hem de gene kendisi cevab hukuki hissin patolojisi de hukukşinas istihbarat şubesi, İngiliz hava kuvvetleri riben bir milyar 125 milyon dolardır. msîumata nazaran bütün İtalyada ya «Mutlak Hayirsın parça parça bu âlemde vermiş, • Ziyayi hakikat» in yapma ola ve filesof için öyledir ve öyle olması kında İngiltere ile münferid bir sulh taraimdan çarşamba günü Milâno üze Toplarla mühimmatm bir milyar 700 talıakkuku esasma müsteniddir. 1868 de miyacağını, «Hak» ın bizatihi mevcud lâzımdır [1]». Alman hukukçusu, ayni milyona baliğ olabileceği tahmin edil akdedileceği şayiaları dolaşmaktadır. Londrada neşredüen «Hürriyet» gazete olacağını şu ince felsefî muhakeme ile sene de Londra da haykıran Türk delirine yapılmış olan akmlar hakkında şu mektedir. sinde bu felsefenin müşahhas ifadesı gö ispata çahşmıştır: «Dunyada icada ikti kanlısının bilhassa «Niçin?» lerle dolu tafsılâtı vermektedir: rülüyor. Filhakika on altı yaşlarmda iken dar ya vardır, ya yoktur. Eğer varsa in ıstırab ve feryadına vâkıf olsaydı, naAğır bombardıman tayyarelerimizin devlet dairelerine giren halktan alınan sanda icad olunmuştur. Eğer yoksa ge zariyesi için ne güzel misal bulacak, Milânoya hücumlarmdan sonra Piıelli ve «Kapıaltı» ismini taşıyan vergiye rek hukuku, gerek kavaidindeki ihtilâfı bilhassa kendi fikirlerini adeta hülâsa fabrikalarmda bir mil uzunluğunda ve isyan eden Namık Kemal, Londrada da insan icad edemez.» Bu satırların ya eden ve Namık Kemal'e aid olan «Haksız müstatil şeklinde büyük bir yangın çıkzihşından elli yıl sonra, Milletler Mecyirmi sekiz yaşında şöyle yazıyor: mıştır. Otomobil lâstiği imalâtile şöhAnkara 20 (Telefolan) Türkiye bir fiil ne kadar büyük bir taraftan gelüsi hayalinin tahakkuk eder gibi göret kazanmış olan bu fabrikalarda büyük Yunanistan arasında imza edilen tica« Vücudu memlekete ârız olan ileli se haksız, haksıza haksız demek de ise ret ve tediye, Türkiye Rmanya ara mühlikenin en âcili, maliyenin halidir. ründüğü bir zamanda, «Milliyot nazari ne kdar küçük bir adam olsa haklıdır.» kaoçuk stokları bulunmaktadır. İki deyeleri» ni Yazan Mehmed İzzet'in de Londra 20 (a.a.) Reuter'in diplo sındaki tediye anlaşması mucibince a mülkü rehnederek ve sırf dolandırıcıkârî miryolu hattı ortasmda bulundukları cigibi formülleri ne kadar çok benimseyeçılmış klering hesablarına yapılacak faizler. komisyonlar vererek borclar alı hukuk felsefesine ilişen mütaleası ay cekti! hetle Pireli müesseseleri hava hücumla matik muhabiri yazıyor: nldir: «Milletler arasındaki hodkâm'.ık Londrada iyi haber alan mahfillarde peşin tediyeler, Türkiye Yugolavya yoruz. Bir istikraza muvaffak olan zat rma karşı çok zayıf bulunmakta ve n'sBugün bütün Türkiyenin andığı şair büyük elçiliği ham afyon satışı anlaşmalarile munta bir mucize göstermiş hükmünde hıtulu ve tenafürler arasında silinmiş gözüken oeten kolaylıkla teşhis edilebilmektedir. İngilterenin Vaşington ve edib Namık Kemal, ayni zamanda, için halen ciddî surette ismi jjeçen zat zam protokoiun tasdiklerine dair ka yor. Lâkin gene o paradan ihsanlar ve insaniyet mefhumu, vecidli mutasavvıfİngiliz tayyarelerinin adedi fazla olmanun lâyihaları Mecüste alâkalı ' encüların uluhiyet duygusu gibi. Sinesine da hukukun donmuş ve ölüp bitmiş bir makla beraber hücum çok tesirli olmuş Lord Halifaks'tir. Evv'elce Hindistan ıı menlerden çıkmış ve ruznameye alın atiyeler veriyoruz. Niçin?» hil olanlara huzur ve sükun veren a «Hukukî adam» nazariyesinden, yahud mumî valiliğinde bulunmuş olan ve mıştır. tur. Bu gibi «Niçin?» leri on kadar cemiyet henkli bir bütün halinde nihaî bir melce ham reaitenin içinden değil, bu reaüte epey senedir Hariciye Nazırlıqını vapnıeselesine tatbik eden Namık Kemal İstihbarat servisi, ayni gece içinde arayan mustarib kalblerimizde yükse ile karşı karşıya kalan insanın ahlâki ve mak*a bulunan Lord Halifaks büvük Merkez Bankası İngiliz için belki Osmanlı Imparatorluğuna karMannheim üzerinde yapılan akm hakhukuki şuurunda beliren faraziyelerden, Hyor.» hükumet tecrübesine maliktir ve Vaşı Londradan bağırmanın kolay olacakında da şunları bildirmektedir: bu fraziyenin tahakkuku için yapıian şinfftona bütün harb vaziyeti hakkmda efektif isteklerini tediŞını söyleyenler bulunur. Hemen diyeİlk hücum esnasında, iki gece evvel mücadele ve duyulan ıstırablardan doğr.h malumatla gitmiş olacaktır. lim ki bir kaç sene sonra İstanbuldaki Namık Kemal Londrada «Hürriyet» duğunu yazılarile bilhassa hukukî iş yapılmış olan büyük bir akında husule yeye başladı «Ibert» de şu neviden sesler yüksel gazetesinde neşriyatta bulunurken. a>ni meydanındaki hareketlerile, meselâ 1867 gelen hasarlara ilâveten bir çok yeni Ankara 20 (a.a.) Haber aldığımıza mektedir: sene zarfında Viyanada bir konferans kanunu esasî encümenindeki ve muhtelif yangmlar çıkarılmıştır. Bunlardan biri göre, İngiltereye sevkedilmek üzere Türson derecede mühim olmuştur. Bir « Adalet ejder gibi nefes aldıkça veren meşhur Alman hukukcularından memuriyetlerdeki mücadelelerile bizzat kiye Cumhuriyet Merkez Bankasına 2 hüyüyor .zulüm. beli kırılmış yılan gibi Von İhering «Hukuk felsefesinde savaş ispat eden görüş ve sistem sahibi bir Zağrep 20 (a.a.) D. N. B.: pelrol deposuna isabet vaki olduğu zaneylul 1940 tarihine kadar tevdi edilen çırpına çırpına tcneffüs edebiliyor, her prensipi» nin ehemmiyetinden bahsedi filosoftur. Onun maalesef pek az kimBaşvekil Muavini Maçek tarafından nedilmektedir. efektii isteklerinin kısmı küllisi Lon çırpındıkça nefes ve her nefes aldıkça yor, misal olarak Shakespear'm bir ese se için malum olan bu felsefî şahsiyeti Bilhassa ikinci taarruz esnasmda dik idare edilen Hırvat çiftçi partisinin nanndeki Shylock"un «Kanuna istinad e önünde bugün hürmetle eğiîmek, her draya vasıl olmuş ve mukabil'eri Mer hayat azalıyor!» kate değer neticeler alınmıştır. Bir bom şiri efkârı Krvatski Dnevnik gazetesi kez Bankası matlubuna kaydediimiştir. Bu satırların yazıhşından elli beş yıl divorum» formülü üzerinde duruyordu: Türk içinse zevkli bir vazife teşkil edeba salvosu bir demiryolu iltisak nokta idarehanesine dün iki bomaba atılmış. Merkez Bankası, alâkadarlan bir mek sonra, 1927 de, vâkıalarla mefkurele «Hukuk için mücadele, seciyenin bir şi ccktir. sına düşerek büyük bir yangm çıkar tır. Mühim hasar olmuş ve bütün camrubla haberdar etmekte ve kendilerine rin münasebetini, statik bir cemiyetin ridir. Bütün hukukî zaferleri doğuran, nııştır. Esas istasyonun çok yakınmda lar kırılmışür. İdarehane yakininde buno tecrübe, ne terbiyedir. Belki basit [l]Von Ihering'in bu konferanslan tedivatta bulunmaktadır. temin eylediği soğukkanlılık sayesinde evvelkinden daha büyük bir yangın çıkıstırab duygusudur. Istırab, tehdid edi bir araya toplanıp bir eser halinde neşlunan iki ev de hasara uğramıştır. FaMüteakıb tarihlerde tevdi edilen e felsefî mülâhazalara tâbi tutan Mehmed mıştır. İki antrepo üzerine tam isabetler len varlığm imdad işareti, silâh başına redihniş ve gene hukukçularımızdan kaydedilmiş ve İnailiz tayyarecileri 30 illerin sağ cenah Hırvat muhalefet par fektifler de Londraya vasıl oldukça İzzet, konformistlerle mücadele lüzumu avazıdır. Fizik uzviyette olduSu gibi ma Rasih tarafından (Hukuk uğrunda savaş) tisine mensub oldukları zannedilmek. Merkez Bankasınca sahiblerine malu I nu anlatırken Namık Kemal'e işaret ekilometre'.ik messfeden bunlarm alevnevî uzviyette de böyledir. İnsan uzvi ismi ile Türkçeye çevrilmiştir. mat verilecektir. ' derek şöyle diyor: ler içinde olduklarmı görebiimişlerdir. tedir. Bir rivayete göre Ziyaeddin Fahri İngiltereye ha va akınlarının azalması Kayseride > Ebedî Şefin ilk teşrif günü kutlulandı Fransadaki Alman ordusu İtalyaya geçirilecekmiş! Almanlarm Fransada, istilâ hazırlıklarile uğraş tıklarına hamlediliyor • Alman ve italyan üslerine şiddetli hücumlar yapıldı îngiltere 12 bin tayyare ısmarladı 60 ticaret gemisine dair mukavele de dün Vaşingtonda imzalandı Lord Halifaks Vaşington elçisi mi oluyor? Meclise gelen ticaret mukaveleleri Ma^ek'in gazetesine bomba atıldı senin düşmanhğım kazanmıştır nine. Kim bilir. Hem öiürken bana söylediği sözleri unutuyor musun? Ninemin yüzü değişti. Ağlayışlı bir sesle: Hiç unutur muyum Azize, hiç unutur muyum? dedL Devam ettim: Babam «Beni öldürdüler. kendini koru« demekle acaba beni ikaz etmiş olmuyor muydu? Demek o ken lini vuranların ellerini ergeç bana da uzatacakıannı biliyordu. Ninem birdenbire yerinden fırladı. Koştu, beni kucakladı. Vücudünıü titrek kollarının bütün kuvveti',3 sıkıvor, Azize kızım, bir tanecik evlâdım, bir tanecik kuzum benim! Oniar senin saçın.'n teline dokunamazlar gü'.üm! dive hıçkırıyordu. Kapı açılmıştı. «Te'âş etme nine, bunlar hep tahmin!. diye gülmeğe çalışarnk onun kollarmdan sıyrıldım. Kapıda Yusufun kaıısı Gülsüm duruyordu: Sizi bekleyorlar aşağıda, dedi, Nertnin Hanım gelmiş. Nineme baktım. Gözlerini kurulamakla meşguldü. Artık ninemin de benimle ayni fikirde olduğuna emindim. O da babamdan sonra sıranın bana geleceğini biliyordu. Belki çok daha fazla şey CUMHURİYET » İN EDEBI ROMANI: ler de biliyordu. Bir sırasım getirerek onu muhakkak söyletmek lâzım. Sabredeceğim. *** Hüseyin Nermine bize gelmesini, beni yalnız bırakmamasmı söylemiş. Oğleden sonra da kendisi geldi. Akşama kadar oturduk. Yemekte onlara birkaç gündenberi düşündüğüm şeyi açtım. İstanbula gidip yerleşmek istediğimi söyledim. Nermin şasırdı. Hüseynin üzüldüğünü gölgelenen gözlerinden anladım. Benim yakınında bulunmam bile ona bir teselli. Zavalh Hüseyin... Onları ikna için dedim ki: Burada beni azaba sokacak feci hatıralar var. Bu memleket, hele bu ev bana daima babamın ölümünü hatırla Yazan: Peride Celâl tıyor. Asabım fazla bozuldu. Muhit değiştirirsem biraz düzeleceğimi sanıyorum. Sonra İstanbulda teyzem, dayım var. Kalabalık belki beni oyaîar. Avukatımız Azmi Beyle de konuşmam. baban.m ölümünden sonra işleri na«ıl idare edeceğimizi kararlaştırmam lâzım.» Nennin Hüseyne bakıyor. Endişe içinde: Biz sensiz ne yaparız? diye söylenipduruyordu. Sık sık İstanbula gelir, bana misafir olursunuz, dedim. Hüseyin hiç sesini çıkarmadı. Düşünceli, dalguı görünüyordu. Hiiseyinle Neıminden ayTilac3ğım ıçın ben de üzülmüyor değilim. Onlar gibi arkada? nereden bulacağım? Bilhassa Hüseyin... Birçok şeylerde kafalarımız öyle iyi anlaşıyordu ki!.. İki kardeş akşamüzeri gittiler, Hüseyin e/imi sıkarken: İstanbul belki sana daha iyi galecektir, dedi. Gitmeni haklı buluyorum. Orada canının sıkılacağını pek zsnnetmiyorum. Fakat müşkül bir vaziyette kalıp üzüldüğün gün bana yaz, derha! gelirim. «Gelemez, işi vardır» fiâln diye sakın düşünme. Cağırırssn • Beni unutmamış, hâlâ dostuyum demek» diye mes'ud olurum. Vapura atlar, sana koşarım. Ona derhal ayrılmadığımızı, böyle hazin veda sahnelerine lüzum olmadığuu, yarı şaka, yarı ciddî söyledim. Yüzüme neden zorlamışlar, açmak istemişlerdi? baktı. içini çekti ve birşey söylemiye Kasanın içinde onları bu harekete sevkedecek ne gibi bir şey bulunabilirdi? rek gitti. Babamın aileye aid kıvmetli mücevherHüseyinle Nermin gidince yukarı çıkleri ve parasını bu kasaya koymadığım tım. Ninemi odasında buldum. Elîerini biliyordum. dizlerine bırakmış, gözleri sabit bir nok*** taya dikili, hareketsiz oturuyordu. Ben içeri girince irkildi, başını çevirdi: Ninemle babamın odasma içimiz ke Gittiler mi? diye sordu. derle dolu girdik. Evet, efendim. Perdeler inik, köşede ceviz karyolaYerinden kalkü. Bir an düşünceîi nm yastığı alınarak üzerine dümdüz bir örtü çekilmiş. Babamuı üzerinde oldurdu. Sonra kapıya doğru giderek: Dün kasayı açmamızı, içinrle ne düğü koltuk eski yerine konmuş. Yaolduğurıu görmek istediğini söylemiştim, zıhanede her şey verli yerinde duruyor. Ninem odada bir uyuvan varmış da onu dedi. Haydi gidip açalım. Titredim. Demek babamm od&sına ei uyardırmaktan çekiniyormuş gibi, areceğiz. O meş'um gece, olduğu gibi yaklarının ucuna basarâk ilerledi. Karyolanm ayakucuna düşen tarafta, dugözlerimde canlandı. Ah. bunu yapamıyacaktım. Kendimde vara dayalı, büvücek, demir masava dosbu cesareti ve kuvveti bulamıvordum. ru yürüdü. Dikkat ettim, hafif hafif oNinem «Haydi Azize!» diyordu. Kendi muzları sarsılıyor. Gene ağlamağa başmi topladım: «Hani meün olacaktın bu lamıştı. Yanına yaklaştım. Omuzlarını dala» diye söylendim. Ve ninemi takib tuttum. Başını çevirip baktı. Güzel mavi gözleri buğulanmış... Benim de boğazıettim. Bu kasayı açmak ve içini görmek iste ma sanki bir yumruk tıkandı, kendimi güçlükle tutuyor, bunun için de asamemde sebeb vardı. Şunu merak edibiyetie geriliyordum. Sesim titreyerek: yordum: Babamın parmağındaki pırlan Üzülme nine ,dedim. Babamın inta .yüzüğü almayı ihmal eden, yerdeki tiksmını alacağım! halılardan birini olsun almayı akıllarına (Devam edecek) getirnıiyen bu sahte hırsızlar kasayı