9 Mayi* 1940 CUMHURÎYET SON rulacak vesaiti nakliye hakkında bütçe encü 7 Devletin ve bu kanunda yazıh tesekkülmenince hazırlanan kanun projesi Meclis ruz lerin devamh hizmetlerinin başarılabilmesi için namesine alınmıştır. Projeyi bildiriyorum: kamyon, kamyonet, otobüs, motosiklet, deniz 1 Cumhur Reisliği emrıne tahsis edilecek o vasıtaları ve motörsüz diğer vasıtalar kullanı tomobiller bu kanunda yazüı kayıdlara tâbi ol labilir. mayıp ihtiyaca göre tespit olunur. Bu hizmetlerin ifası evvelemirde taahhüd RU2 Emirlerine binek otomobili tahsis edile retile temin olunur. Ancak, taahhüd sureüle cek zevatla bu otomobillerin miktar, asgari mı ifasına imkân olmadığı veya ifası daha pahahya ad ve azamî satın alma bedelleri bağh 1 numa mal olacağı anlaşıldığı takdirde birinci fıkıada ralı cetvelde gosterilmiştir. 1 numaralı cetvel yazüı vasıtalar satın ahr.abilir. şöyledir: 8 Yukanki maddede yazılı vasıtalann nuBüyük Millet Meclisi reisi beşer sene miadia marası, nev'i, malzemesi, motör numarası, tahiki, Başvekil beşer sene miadia iki, Genelkurmay sis edildiği hizmeün mahiyeti, miadı, mubayaa başkanı beş sene miadia bir, Vekiller, beşer sebedeli ve tarihi tasrih edilmek sureüle her yıl ne miadia birer, Temyiz mahkemesi birinci reisi bütçesine bağlı npkil vasıtaları cetveUnde müfbeş sene miadia bir, Devlet Şurası reisi beş sene redatlı olarak gösteriUr. miadia bir, Divanı Muhasebat reisi, umumi müBütçeleri Büyük Millet Meclisinin tasdikın fettişler, ordu müfettişleri, genelkurmay ikinci reisi beşer sene müddetle birer, Donanma Ku dan geçmiyen 6 ncı maddeki bilcümle teşekkülmandanı ve elçilikler yedişer sene müddetle bi lerin 7 nci maddeye göre kullanabilecekleri narer, Hariciye Vekâleti Umumî kâtibi beş sene kil vasıtalan bağlı veya alâkalı bulunduklan Vekâletlerin cetvellerinde ayrıca gösteriUr. müddetle bir, 9 B. M. Meclisi emrine tahsis edılenlerden 3 Makam hizmetlerine tahsis edilen blnek otomobillerinin tahsis edildikleri makamlarla gayri 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 nci maddelerdeki motörmiktar, asgarî miad ve azamî satın alınma be lü vasıtalann satınabna bedelleri Maliye Vekâdelleri, 2 sayıh cetvelde gosterilmiştir. Şöyle leti bütçesinde açılacak bir fasüda ayrı ayrı odir: Valilıkler, kolordu kumandanlan, müstah larak ve tamir ve işletme tahsisatı da her daire kem mevki kumandanlan (salâhiyetleri tümcn bütçesinde açılacak fasıllarda gösterilir. Diğer ve daha yukan makam muadili olanlar) tümen masraf tertiblerinden bu hizmetler için yarfiyat komutanlan döıder sene müddetle birer, jan yapılmaz. Şoför ücretleri, bütçenin rrüteferrik darma umum kumandanhğı, Ankara, İstanbul müstahdemler tahsisatmdan temin ediür. 10 Millî Müdafaa, Maliye, Nafıa, İktısad, emniyet müdürlükleri beşer sene müddetle biMünakalât ve Ziraat vekâletleri tarafından serer otomobil. 4 Bu kanuna bağh 1 ve 2 numaralı cetvel çilecek mütehassıs birer zattan mürekkeb ve ler haricinde askerî kıtaatı ve gamizonları v« Maliye Vekilinin veya Vekilin tensibile Vekâlet şehir müesseseleri teftiş hizmetinde kullsnılmak müsteşar veya umum müdürlerinden birinin riüzere Mılli Müdafaa Vekâleti emrinde beş bi yasetinde tesekkül edecek bir komisyon marifetile satın alınacak bütün nakil vasıtalarınm nek otomobili bulundurulabilir. Tahsil dairelerini teftiş hizmetinde ve para tipleri, nevileri, dördü geçmemek üzere tespit meselelerinde kullanılmak üzere istanbul Def clunur. Bu vasıtalar Maliye Vekâleti tarafından terdarlığı emrine bir binek otomobili tahsis o tner'î hükümler dairesinde satın alınır. Projenin diğer bir maddesine Röre otomobil lunabiUr. Bu maddeye göre ahnacak otomobillerin fiatı 2500 lira ve en az kullanma haddi beş ve motörler nakil vasıtalarını her ne yebeble olursa olsun tahsis olunduğu işin gayrisinde vesenedir. 5 Başvekâlet emrinde, ecnebi misafirlere ya şahsî hususlarda kullananlar veva devtahsis edilmek ve tamir ve işletme masraflarile let hizmetinde kullanılmıs gibi gösterenler veya çoför ücretleri Başvekâlet bütçesine konulmak kanunen bir makama tahsis olunmadıjh halde hakikati tağyir ile bu vasıtalardan isttfade eden üzere 4 otomobil bulundurabilir. 6 Bu kanuna bağh 1 ve 2 numaralı cet ve ettirenler, seyrüseferine müsaade cdenler ve vellerde tasrih edilen zat ve makamlarla 4 ve kanun hilâfma numara ve plâka verenler ve 5 ind maddelerde yazılı otomobillerden gayri istimale elverişi olduğu halde miadını doldurdudevletin bütün daire, teşekkül ve müesseseleri gu bahanesile tecdid eden ve ettir*nler ve bu le hususî idareler, belediyeler, sermayen dev hususlar İçin masraf tahakkuku evrakı hazırlayan veya tasdik veya bunlara «id 1ta emirl»rinl let taraiından verilen veya sermayesinin en az vize edenler, vazifeyi «uiiitimtf etmiş addoluyarısına devletin iştiraki bulunan hükmî şah narak haklarında kanunî takibâtta bulunulmak6İyetler, kurumlar ve menfaat temin ettiği müla beraber bu yüzdeı* tahakkul» eden masraf ve esseşeler, fabrikalar, bankalar ve umumî menzararlar da kendilerine teselsülen üç kat olarak faatlere hâdim cemiyetler ve hayır cemiyetle tazmin ettirilir. Tekerrürü halinde cezaya murlnden zat veya makama mahsus binek otomoallâk umumî hükümlerin tatbikından başka tazbili ve diğer binek vasıtaları kullanılması ya min ettirilecek masraf ve zararlar altı kat olasaktır. rak Istifa edilir. Şu kadar ki, emniyet Işlerinde kullanılması 111111 •»•ııiMtıtlllllllllllllliınııııllllUlllllHIIIIIIIIIHinillllllHllllllllin"" i *"" (Bajmakaleden devam) hareket edilerek Norveçte hâkim bir vaziyet tutulması elbet çok iyi olurdu. Bu gayet güzel bir temennidir. Çemberlayn diyor ki: Daha çabuk davranmak için Norveçi Almanlardan evvel bizim işgale teşebbüs etmekliğimiz lâzım gelirdi. Bitaraflığında ısrar eden bir memlekete karşı bu türlü hareket Ingilterenin elinden gelmezdi. Daha sür'atli harekete gelince bu da imkânla mukayyeddi. Norveçin işgali Ankara 8 (Telefonla) Resmî devair vo mü zarurî olan binek otomobilleri yukanki fıkra emrivaki olduktan sonra yapabileceğimiz essesatla devlete aid idare ve şirketlerde, mena hükmünden müstesna olup lüzum ve ihtiyaca hareketler bittabi geç kalmış olmak nokfii umumiyeye hâdım tnüesseselerde bulundu göre adedleri bütçe kanunlannda tespit edılır. sanile malul bulundu. Resmî dairelere tahsis edJecek nakil vasıtaları hazırladığı tasrih kanun kimlerin ve ne kadar müddetle kullanabileceği edildi Norveç aeselesi Avam Kamarasında MESELELER Nuharrir ve aktör Halid Fahri Ozansoy, bir makalesinde, deki bahtiyar adam! kendi tiyatrosuntiyatromuzun manzum eserden mahrum da; prensler ve prenseslerle beraber İkinolduğuna işaret ediyordu. Eğer Türk sah ci Fredrik'in sarayında; laviçrede Monnesi, yalnız manzum değil, mensur eser trion'daki evinde... «Mükemmel bir temsilde hayran olduden de mahrum olmasaydı, bu işarctin bize düşündürdüğü şey, nazmımıza aid bir ğunuz şey, komedyenlerin şaire sadakatleridir; hatta daha meselenin hududu ifazlası: Şairin, onlaçinde kalacaktı.Fakat rın arasmda bulunsahne edebiyatımızYazan: ması... Şairin ince hadan Namık Kemali, kimiyetini hissedebilVefik Paşayı, Abdülmesi için komedye' hak Hâmidi, Ibnirrenin onun tarafından fiki, Musahibzadeyi, anlaşılması lâzımdır. Reşad Nuriyi, Vedad Nedimi, Necib Fazılı ve birkaç ismi daha Aktörün şair için oynayabilmesi, şairin çıkarınız, nesir kısmı bombos kalır; nazım aktör için yazmasına bağhdır.» kısmmda Hâmidden sonra gelenler, Halid Vaktile çocukça ve acemice, fakat büFahriden, Yusuf Ziyadan, Faruk Nafiz yüklerin aşkile bir sahne hayatı yaşamış, den başka, varsa kaç kişidir? Bu bir man sahneye çıkmış, sahnede yatıp kalkmış olga tiyatro muharririle, her birinin dehası duğum için, Jaques Copeau'nun muhârüstünde hiç bir ihtilâfımız olmasa bile, e rirle aktör arasında lüzumlu bulduğu alâdebiyatımız sahnemizi fethetmiş sayıla kanm kıymetini, düşünmeğe lüzum kalmaz. madan, bir anda anlayorum. Bu güne kaTiyatromuzun manzum ve mensur dar tiyatro için ilk genclik denemelerineserden niçin mahrum olduğunu yeniden den ve mekteb temsili endişelerile yazıldüşündüğüm günlerde, aziz dostum Bür mış bir piyesten başka hiçbir eser yazmahan Toprak, bana Jaques Copeau'nun Is dım; fakat sahneye karşı sevgimi ilk sıtanbulda verdiği bir konferansın tam met caklığile içimde saklayor ve çeyrek asırnini gönderdi. Mevzuu: Şair ve komedyen. danberi, âvare zamanlarımda, muhayyileBuna «muharrir ve aktör» de diyebilirsi mi sık sık çizip bozduğum piyes taslaklaniz. Şöhretli konferansçının eserle temsil rile dolduruyorum. Belki bu oyun, muarasındaki izah tarzı, bence, şairin yerine hayyilemin sahnesini aşmadan beni mezabütün tiyatro muharrirlerini koj'mamıza ra kadar takib edecek. Bilmiyorum. Famâni değil. Bu izaha göre, sahneyı bütün kat şunu biliyorum ki sahne dili. konuşma ihtiyaclarile içinden yaşamıyan, hatta bi dili kadar, mücerred edebî yazmın sartlaraz aktör olmıyan şairin tiyatroda muvaf rına yabancı kanunların emrindedir. Şufak olmak şansı azdır. Eschyle'den başla nu da biliyorum ki, bu güne kadar okuduyınız, Shakespeare'e, Moliere'e, Italyan ğum ve seyrettiğim piyeslerin hiç birinde Rönesansı sairlerine, Goethe'ye, Vol ideal sahne dilini bulamadım. Bu dilin taire'e geliniz, tiyatronun jerefli imzalan, doğmasına belki de hiç imkân yok. Çünkü en realist muharrir, hayatı sahneye getirirsahnenin bir aktör kadar aşinalandır. ken iki şeytanm esiridir: Biri, farkında Jaques Copeau, bir kanun keskinliğile söylemekten çekindiği bu fikrinin müda olarak veya olmıyarak, bütün kahramanlarının konuşmalarını, mücerred nesrin faasını yaparken ilâve ediyor: kanunlarına göre tanzim etmeğe çalışma«Bu kadar mutlak bir şey söylersem, sı... Hayat dilindeki soluklar, iç çekişelbette ki siz, tiyatrodan uzak yaşamış, ler, duraklamalar, kekelemeler, takdim ve fakat tiyatro edebiyatını zenginleştirmektehirler tekerrürler, romantik olmaktan te ötekilerden asağı kalmamış bir çok muçıkamıyan en realist muharrire birer kuharrirlerin isimlerile bana karşı koyabilirsur gibi görünür. Halbuki, yalnız gramesiniz. Ben de «ize derim ki, tiyatroda her rin kusur telâkki ettiği bu dinamik sürçyeni ve büyük sey doğduğu zaman, yeni ler, hayatm tiyatroda fışkırabilmesi için bir ustalık ve icad peyda olduğu zaman, en canh realite unsurlarıdır. Bunun için sahneyi gencleştiren çaheserler yazıldığı aktörler, muharririn istihfaf ettiği bu nüzaman, şairi yazı masasında veya kütübansları, şüphesiz muharririn yapabilecehanesinde aramıyahm. Sahnededir o. ğinden daha az muvaffakiyetle, esere «Eschyle, aktörler arasında, sahndesahnede ilâve ederler. Tiyatro muharrirdir. Onları giydirir, koro şarkılarını ilham lerinin hepsini bu ezelî hataya »ürükleeder, danslarını tanzim eder, trajediyî yayen, realiteyi tashih iştiyakından doğan o ratır. mükemmeliyet iblisidir. Gene bunun için, <Shakespeare sahnededir. manzum tiyatro, edebiyatta romantizm «ltalyada, Rönesans devrinde, tek bir devresi kapandıktan sonra eski itibannı komedi trupu yoktur ki şairine sahıb ol kaybetmiştir. Çünkü nazım dili, nesirden masın. Bunlann en büyüklerinden biri, fazla hayat dilinden aynlır. lkincisi de, Ruzzante, on sekiz yaşında var yokken, muharririn, hayat dilini Tealitede olduğu trupun direktörüdür. Ve iki asır sonra, kadar nüanslarına sadık kalarak, yani büşöhretli eserlerin muharriri Carlo Gozzi de tün duraklarile, kekelemelerile, takdim ve bütün Uhamını Sacehi kumpanyasının ak tehirlerile, tekerrürlerile tahayyül edebiltörlerile s'.kı temasından alıyordu. mesinin hemen hemen imkânsız oluşudur. «Moliere sahnededir. Orada ölür. Böyle söylemiyen, fakat böyle düşün«Goethe tiyatro direktörüdür. Mükem düğünü zannettiğim Jaques Copeau'yu mel bir yaa odasında oturan ve clini işin çok anlayorum. Bir musiki aletini çalmahamuruna dokundurmıyan resmî direk sını bilmiyen bir bestekâr yoktur. Aynı törlerden değil. Eckermann'a der ki: şartı sahne muharrirlerinde niçin aramı«Ben tiyatroyla pratik bir tarzda meşgul yoruz> olduğum nispette ona karşı ciddî bir alâBizim sahne eserlerimize gelince, tika duydum. Bu müesseseyi yüksek bir yatro muharrirlerimiz arasında Vefik Patekemmül derecesine yükseltmek zevkim;a ile lbnirrefikten başka eserlerinde yaldi. V^e temsillerde, piyeslerde, aktörlerin nız kahramanlarının değil aktörlerinin de rollerini iyi veya fena oynamalanndan heyecanını yaşamış kimse yoktur. lbnirdaha az dikkat ediyordum. Ertesi gün re refik halkın önünde de sahneye çıkardı. jisöre tenkidlerimin notunu gönderiyorFakat Türk tiyatrosunun zengin bir dum ve öteki temsillerde hataların berta sahne edebiyatından mahrum olmasında raf edileceğini görmekten emindim.» Türk edebiyatının tarihî karakterine aid, «Ya Voltaire? tamamile bize hâs, şarka hâs bazı zaru«Onun için derler ki büyük komedven retler de var. Bu zaruretler, bizde tiyatleri yetiştiren mukaddes atese sahibdi. ro edebiyatının olduğu kadar romanın da Genc yaşında sahneye çıktı. Ciddî bir is geç doğmasına tesir etmiştir. tidada sahib her adam, meşru yaştan evBu bahse ayrıca gelmek isterdim. vel, »ahnede görünmüştür. Voltaire her PEYAMİ SAFA yerde oynayordu. Traversiere caddesin |HEM NALINA MIHIIMA Sıra Holandaya mı geldi? on gelen haberler, Holandanın, gene endişe içinde yüzdüğünü bildiriyorlar. Holandalılar, sekiz aydır, bilmem kaçıncı defadır, bir Alman taarruzundan korkuyorlar. Bu endişe ve korku, pek de boş değildir. Çünkü Almanların Danimarka ve Norveç taarruzunun lngiltereye yakm sevkülceyşî mevziler elde etmek için hazırlanan bir plânın ilk safhası olduğu ve diğer safhaların bunu takib edeceği kuvvetle söylenmekte ve akla yakın gelmektedir. Almanlar, evvelâ Danimarka ve Norveçi istilâ etmek suretile Holandaya yapacakları taarruz için sağ cenahlarmı emniyet altına almışlardır. Diğer taraftan harb başlarken 125 tümen olan Alman ordusu, o vakittenberi bir 125 tümen daha teşkiline çalışmaktadır. Bunlardan nekadarının tesekkül ettiğini bilmiyoruz; fakat hiç biri tesekkül etmemiş olsa bile, Almanyamn, bir taraftan Norveçte harbederken diğer taraftan Holandaya taarruz edebilecek kudrette olduğuna hiç şüphe yoktur. Filvaki, Norveç taarruzunun nihayet 34 tümenle yapıldığı anlaşılıyor. 6070 bin kişi tahmin edilen Norveçteki Alman ordusunun orada meşgul olması, Alman başkumandanlığını, istediği anda, Holandaya taarruzdan menedemez. Almanlar, Zigfrid hattında, Fransız Ingiliz ordularına karşı müdafaada kalarak büyük kuvvetlerle Holandaya taarruz edebilirler. Bu arada, Belçikayı da aldatmağa ve uyutmağa ç°alışacakları tabiidir. Holandaya bir taarruz vukuunda, Belçikanın ne yapacağmı, kat'iyetle tayin etmemize imkân yoktur. Şimdiye kadar Holanda, Belçika ile dahi tedafüî bir ittifak yapmadığma göre, Belçikanm şimal komşusunun ezilmesine seyirci kalması ihtimali de yok değildir. Böyle bir vaziyette, Holandanın hali harabdır. Çünkü Almanların karşısmda, hemen hemen yalnız kalacaktır. Holanda, kendisini «bitaraflık» denilen mevhum tanrıya emanet etmiştir. Danimarka ve Norveçin akıbetinden sonra da bu yoldan ayrılmamıştır. İngiltere ve Fransa ile anlaşmak şöyle dursun, hatta, yukarıda söylediğimiz gibi, Belçika ile de anlaşmamıştır. Alman orduları, Holandaya girdikleri ve Belçika bitaraf kaldığı takdirde, müttefikler Holandaya yalnız denizden yardım edebilirler. Denizden yardım ise çok güçtür. Şon defa Norveçte de tecrübe edildiği gibi, asker irkâb ve ihracı, uzun zaman ister. Geliboluya yapılan ihracda 80,000 Ingiliz Fransızı taşımak için 108 nakliye gemisi kullanılmıştı. Bugün 100,000 mevcudlu modern bir orduyu tankları ve ağır toplarile nakletmek için, en az 200 vapur lâzımdır. Böyle bir kafile Alman hava ordusunun hücumlarına uğrayacak, zayiat verecek, vakit kaybedecek ve muhakkak geç kalacaktır. " Bir taraftan bir milyonluk bir Alman ordusu, tayyare filolannın yardım:, motörlü ve zırhh tümenlerile yıldınm harbi yaparak Alman Holanda hududunu geçerken, 100,000 Ingiliz ve Fransızın' evvelâ vapurlara bindirilmesi, sonra, Holanda limanlarına gelmesi, daha sonra Alman tayyarelerinin bombalan altında çıkarılması, ne halde ve nerede bulunacağı malum olmıyan Holanda ordusunun yardımına vaktinde yetişmesi ne uzun ve ne güç iştir. Norveç tecrübesi Almanların cesaretini artırmıştır. Küçük bir hesab, onların, müttefikler yetişmeden evvel Holandayı istilâ edebileceklerini göstermektedir. Almanlar, su müdafaasının kendilerini ne kadar oyalayacağını da hesablamışlardır. Holandanın su müdafaası olmıyan yerleri de vardır. Alman hududundan fırlıyacak motörlü ve zırhlı tümenler, bazı yerlerde 80100 k^lometre ilerliyebilirlerse yani 2 saat içinde bir çok hedeflere varabilîrler. Görülüyor ki, Belçika ve Belçikanm arkasından müttefikler, karadan Holandanın yardımına koşmazlarsa eşeğini sağlam kazığa bağlamadan sadece Allaha emanet eden köylüye benezetebilecigimiz bu devlet için, en az yarıyanya, istilâya uğramak mukadderdir. Holanda, kendi müdafaasmı, çoktart Almanya Hariciye Nezaretinin kâğıd sepetlerine atılmış olan beynelmilel muahedelerden beklemek gibi bir kırtasiyecilikten kurtulamaz da istilâva uğrarsa, buna müttefikler ne yapsm? Böyle bir vaziyetin zaran Ingilizlere de dokunacak olmakla beraber, onlar, nihayet, şu Türk atalar sözile mukabele etmek ıstırarında kalacaklardır: Kendi düşen ağlamaz. \ Bütçe Encümeninin proje otomobil Peyami Safa Almanya Norveçe aid olarak neşrettiği beyaz kitabda müttefiklerin Norveçi işgale karar vermiş olmalarını ispata çahşarak Alman istilâ teşebbüsünün bu sebebden ileri geldiğini ifade ve ilân etmek isteyordu. Çemberlayn'in Alman beyaz kitabile hiç alâkadar olmıyan nutku, dolayısile bu Alman iddiasının en beliğ cevabını teşkil etmektedir. Filhakika Çemberlayn Norveçin bitarafhk siyasetindeki ifratile bu belâ berzahına binnefis kendi sürüklenmiş olduğunu en ağır lisanile yalnız Avam Kamarası azasına değil, bütün dünyaya izah ederken: Eğer Finlandiyaya yardım için hazırlanan askerlerimizin Norveç topraklanndan geçmesine müsaade edilmiş olsaydı şimdiki facia kabil değil bu şeklile tahakkuk edemezdi. Diyor. Finlandiya sulhu akdolunduktan sonra oraya yardım için hazırlanan kuvvetlerin sahillerde tutulmasına »ebeb kalmamış ve bunların çoğu Fransız cephesine gönderilmişti. Binaenaleyh Alman taarruzu vuku bulduğu zaman müttefiklerin hemen Norveçe tevcih edecekleri hiç bir hazırhklan yoktu. Hâdise mahalline sür'atle yetişebilecek kâfi kuvvet, ancak deniz harb vasıtalarında bulunabilirdi, ki bunların da vazifelerini yapmış olduklan malumdur. Ingiliz Başvekilinin büyük nutkunda dikkati calib noktaların başlıca ikisi mühimdir: 1 Norveç harbi bitmemiştir. 2 Yalnız Norveç cephesini değil, harbin can alacak ve her an en hayatî jekiller arzedebilecek diğer cephelerini gözönünde bulundurmak mecburiyeti vardır. Bu iki maddenin kuru ifadesi arkasında sahifelere sığmıyacak kadar büyük ve geni? izahlann susan beyanı sakhdır. Almanya gibi merkezî vaziyetli çetin ve kuvvetli bir düşman karşısmda müttefiklerin yalnız Norveç cephesine kakılıp kalmıyarak daha ehemmiyetli diğer safhaların çok ciddî ihtimallerini ihmal edemiyecekleri şüphesizdir. Norveç seferinin kısmen terkolunmasile diğer sahalara müteallik olarak alınan tedbirler bize vaziyet üzerinde kâfi fikir veriyor. Norveç meselesinin Avam Kamarasında müzakeresi vesilesile büyük dikkatlerle sevk ve idare olunması zarurî olan yeni harbin bundan sonra daha büyük gayret ve himmetlerle yürütüleceği neticesi kendiliğinden ortaya çıkmakta olduğuna şahid oluyoruz. Eğer bir de Avrupada tehlikeye maruz küçük ve orta memleketler Norveç misalinin Ingiliz parlamentosunda izah olunan hakikatlerinden ibret almış olurlarsa, belâya uğramaktan kurtulamıyan Norveçin başkaları için bir ibret dersi teşkil etmek faydasını olsun temin etmiş bulunması herhalde kıymetli bir teselli teşkil eder. İngiltere Elçisi Sof Irak Kralı Faysalın yıldönümü yadan dönüyor Sefir «seyahatim bana hayatî Bulgar meselelerini öğretti» diyor Millî Şef imizle, Vasi Emir Abdülilâh arasmda telgraflar Ankara 8 (a.a.) Irak Kralı tldnd Faysal'uı yıldönümü münasebetile Cumhur Reisi İnönü ile Kral Naibi Emir Abdülilâh arasmda aşağıdaki telgraflar teati edilmiştir: Fahametli Emir Vasi Abdülilâh Hazretlerl Bağdad Haşmetli Kral Hatretlerlnin do|um yıldonümü münasebetile en hararetli tebrlklerimle şahs! saadetleri ve kardeş Irak milletinin refahı hHkkındaki kalbî temennilerimi takdira ederim. Fahametli İstnet tnönü Türkiye Cumhuriyeti Reisl Ankara Haşmetli İkinci Faysahn doğum yıldönümü münasebetile lutuf buyurduğunuz nazikâne tebriklerden dolayı zah fahimanelerine derin teşekkürlerimi takdim eder ve ratı fahimaneierile kardeş Türk milletine saadet ve refah dilerim. Vasi Abdülilâh Sofya, 8 (a.a.) Bulgar ajansı bildiriyor: îngiltererdn Ankara elçisi Sir Knatchbull Hugessen, Sofyadaki İngiliz elçisine bir kaç gün misafir olduktan sonra, bu akşam Ankarava hareket etmiştir. Sir Hugessen, Sofyadaki ikameti esnasmda, Kral, Başvekil ve Hariciye Nazın ta j rafından kabul edilmiştir. Sir Hugessen, Sofyada hiçbir vazife ile tavzif edilmemiştir. Ziyaretl tamamen hususî mahiyettedir. Sefirin beyanatı Sofya, 8 (a.a.) Röyter ajansı bildiriyor: Ingilterenin Ankara elçisi Sir Knatchbull Hugessen matbuat mümessillerine, Bulgaristana yapüğı ziyaretin hususî mahiyette olduğunu söylemiştir. Elçi, Bulgar payitahtında kendisine gösterilen samimî tarzı kabulden dolayı memnuniyet izhar etmiş ve demiştir ki: « Sofyada yaptığım mülâkatlar çok faydalı olmuş ve Bulgaristanı alâkadar eden hayatl meseleleri bana öğretmiştir.» YUNUS NADt f Eminönünde yeni rıhtım yapılıyor J Bükreşten yükselen metin ses! {Ba9 tarafı l tnct »ahlfede) Paris fuarı açılıyor Paris 8 (a.a.) Paris fuan, harbe rağmen 1 1 mayısta açılacaktır. Fuarda mutad bütün tezyinat geçen seneler gibi olacaktır. bula hareket etti. vam edeceklerine bir delildir. Bu hareket giderek, müşterek mesai ümidlerini çoğaltmakta ve Balkan sulhunu kuvvetlendirmektedir. Zaten büyük devletler Balkanlara karşı takib ettikleri açık ve sarih siyasetin delillerini vermişlerdir. Gerek Çemberlayn, gerek Reyno Ankara 8 (Telefonla) Maliye Ve Balkanların bitaraflıklarına riayet edecek>rini kili Fuad Ağrah bu akşamki trenle İstan ve Avrupanın bu kısmmda sulhun devamını istediklerini beyan etmişlerdir. Maliye Vekili fehrimize geliyor TUrk Tarihinden Tfirkler ve Ingilizler = = = Yazan: ZİYA ŞAKİR Bu günkü insanlık badiresi karşısmda birbirine namus ve şeref sözü vermiş olan iki a»il milletin mukadderatı ilk defa nerede ve nasıl karşılaştı? Bu güne kadar ne şartlar içinde cereyan etti? TARİHTE Dokunulmamış bir mevzu Demek oluyor ki Balkanlann herhangi bir hücum hareketine âlet veya sahne olabilece ğine dair jayialar tamamile asılsızdır. Balkan devletleri sükun içinde sulhu idameye karar vermişlerdir, ve kendi menfaatlerinin icab ettirdiği bu gayenin ne filiyatla, ne de bir takım gürültülerle bulandırılmasma razı değildirlsr.» İyi menabiden işittiğime göre bu makale bizzat Rumanya Hariciye Nazırı M. Gafenko tarafından görülmüş ve hatta bazı kısımları kendisi tarafından tashih olunmuştur. İnfilâk neticesinde batan gemi Dunkerque 8 (a.a.) «Brighton» ismindeki Ingiliz vapuru bir infilâk neticesinde Dunkerque açığmda batmıştır. Vapurun 1 0 u yaralı olan 34 kişiden ibare* mürettebatı kurtarılmıştır. Eminönü meydamnın tanzimi ilerlerken şitndi köprünün sol tarafındaki rıhtımın yapılmasına da başlanmıştır. ( Bükreş 8 (a.a.) Tuna Avrupa komisyonunun önümüzdeki 20 mayısta Kalasta akdedeceği içtimada kum ve balçık birikintilerinin ve mevsim sularının yük selmesinin Sulina kanalı tarikile Karadenize doğru Tuna nehri üzerinde yapıl makta olan seyrisefaini müşkülâta uğratması meselesi görüşülecektir. Bu müstacel mesele, ya muazzam inşaat yapılmak ve yahut başka bir kanal ihzar edilmek suretile halledilecektir. Alâkadar bütün memleketlerin eksperleri, komisyonun tetkikine arzedilmek üzere muhtelif hal suretlerini derpi§ eden Ta porlar vereceklerdir. KISA HABERLER Tuna komisyonu toplanıyor Amerika donanması Ticaret Vekâleti teşkilât kanunu Ankara 8 (Telefonla) Ticaret Vekâleti teşkilât kanununun 1 7 nci maddesinin aşağıdaki şekilde tadili hakkında bir kanun projesi hazırlanmıştır. Ticaret Vekâleti merkez, vilâyet ve taşra teşkilâtında maaş veya ücretle istihdam edilmekte olan her hangi bir memur veya müstahdemi, ifası Vekâlete aid bir iş için orada Vekâlet teşkilâtı ve münhal vazife bulunup bulunmamasile mukayyed olmaksızın kadroda gösterilen tahsisatla merkez, vilâyet veya taşrada kullanabilir. Pasifikte kalıyor Nevyork, 8 (a.a.) Vaşingtondan haber verildiğine göre, Pasifikte manevralar yapmış olan Birleşik Amerika filosunun, Havana sularmdn bilâmüddet kalmasma ve Birleşik Amerikaya avdet etmemesine, evvelce verilen karar hilâfına müsaade olunmuştur. Pek yakmda okuyacaksınız Hopada zelzele Hopa 8 (a.a.) Bu gece 24,25 te beş saniye fasıla ile burada iki şiddetli yer sarsıntısı olmuştur. Hasar yoktur. * Madrid 8 Hariciye Nazırı Beigbeder ile büyük elçi Gambara, dün akşam İtalya İspanya ticaret anlaşmasını imzalamışlardır. * Cenevre 8 Daimî afyon merkez komitesi, dün mesaisine başlarruşür. * Paris 8 Maurice Thorez'in hususî kâtibi komünist Georges Poupou, Nantes'ta tevkif edilmiştir. Thorez'in ecnebi memleketlere firarmdan sonra Poupou, Nantes'a iltica etmişti. • Bağdad, 8 Fıratın taşma^ı neticecmde su altında kalan arazi mıntakası gen^'emekedir. Bağdad Basra demiryolunun bulunduşu mıntaka da su altındadır. * Belgrad, 8 (a a ) Alman Ekonomi heyeti reisi Dr. Lanfried, dün Hariciye Nazırı Markoviç'i ve Ticaret Nazıtı Andres'i ziyaret o'mi^tir. Alman Yugoslav iktısad müzakere'.erıııe bugün saat 11 de Hariciye Nezaretinde baslanmıştır.