17 Aralık 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

17 Aralık 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHUK1YET 17 tkincikânun 1939 Macera Romanı: 33 Brosür meselesi Filip hararetle teşekkür ettikten sonra: Hayranım, sana, hayranım, Suzan! dedi. Genc kadın etrafına baktı ve servis yapmağa gelen garsonun uzaklaşmasını bekledikten sonra devam etti: Asıl komedi bundan sonra başlayor. Ayakta duran adam bir kitab etajerinin altındaki dolabı açtı, içinden parlak madenî bir kutu çıkardı, sağ tarafımda, biraz uzakta duran masanın üstünde açtı. Yangözle onun hareketlerini takib ediyordum. Bir şiringa çıkardı, içine küçük bir tübden renksiz bir ilâc doldurdu, şiringanın iğnesini taktı. Arkadaşı da ona yardım etmeğe başlamıştı. Iğnenin ucunu yaktılar. Bütün vücudüm geriliyordu: Bu hazırlık benim için miydi? Ne enjeksiyonu yapacaklardı bana? Bir tanesi eline bir küçük tentürdiyot şişesi ve bır pamuk parçası aldı. öteki de şiringayı. tkisi de bana doğru geldiler. Endişemi gizleyemiyecek bir halde idim. «Nedir bu? diye sordum. Bir tanesi cevab verdi: « Sinirlerinize sükun verecek küçük bir enjeksiyon yapacağız. Hiç zararı yoktur. Kendimi müdafaa edecekmiş gibi doğruldum: «Fakat... niçin bu?.. Benim sükuna ihtiyacım yok. Adamın biri, ötekiyle konuştuklarıma hiç ehemmiyet vermiyormuş gibi yanıbaşımda diz çöktü. Bacağıma iğneyi birdenbire saplamasından korkarak dizlerimi çektim ve ellerimi uzattım. Elinde pamuğu tutan adam, iistüme igilmiş, yalvanyordu: « Korkmaymız, göreceksiniz ki hiç fena bir şey değil bu... Ayağa kalkar gibi doğruldum ve tekrar oturarak: « Fakat niçin, dedim, anlamıyomm, niçin? Titremeğe başlamıştım. Yere diz çöken adam eteğime doğru elinî uzatırken birdenbire ayağa kalktım ve bağırdım: «Olamaz! Cinayettir bu! Evvelâ beni öldürünüz, ondan sonra! Iki adam da iistüme geldiler. lğneyi tutan, dedi ki: « Size temin ediyoruz ki bu, müsekkin bir şiringadır ve sıhhatinize hiç zaran yoktur; bilâkis bu gece pek rahat uyuyacaksınız. « Pek güzel ama niçin? diye bağırdım, benim buna ihtiyacım yok. Bu sefer öteki beni iknaa çalıştı: « Şimdi bir ipnoz tecrübesi yapacağız; sizi arkadaşım manyetize edecek. Eğer uykuda iken söyleyeceğiniz şeylerle demin söyledikleriniz birbirini tutarsa sizi serbest bırakacağız. tpnoza mukavemetinizi azaltmak için bu enjeksiyonu yapıyoruz. Geri çekildim: « Hayır, istemem! diye bağırdım. lğneyi tutan adam, arkadaşına almanca dedi ki: « Yakala kollarından. Sen de fazla nezaket gösteriyorsun. Öteki de: « Fakat, dedi, tesfein edeceğimiz yerde tehyic etmiş oluruz. Bunsuz yapamaz mısm? « Mümkün. Fakat fazla vakit kaybederiz. « Israr etme. Baksana titriyor. Fazla heyecan ipnoza mâni olur. « Pekâlâ. Bunlan konuştuktan sonra masaya doğru gittiler ve ellerindekileri oraya bırakarak bana doğru geldiler. Bir tanesi dedi ki: * Peki. Israr etmiyoruz. Lüzumsuz yere korktunuz. Sizi yormamak için o şiringayı yapacaktık. Onsuz da olur. Şu koltuğa uzanınız. Ben ipnotizma hakkında bir şeyler bilmiyor değildim. Kocamın akrabasından biri gözümün önünde tecrübeler de yapmıştı. Başkalarını pek kolay uyuttuğu halde benim üzerimde muvaffak olamamıştı. Bazı tabiatlerin ipnoza müsaid olmadıklarmı da biliyordum. Galiba ben onlardanım. Uyumuş gibi yaparak uyumamağa çalışamaz mıydım? Her halde korkulacak bir şey yoktu. < Peki, dedim, ne olacak? * Uzanınız, uzanınız! Geniş bir koltuğa yatar gibi uzandım. Ayaklanmm altına iki kabarık yastık koydular. Bir tanesi ışıkların çoğunu söndürdü ve salonda hafif bir aydınlık bıraktı. Öteki hep o dolabdan bir şeyler daha alıp gelmişti. Arkadaşına bir elektrik feneri verdi. Kendisi yanımda durdu, kolunu gözlerimin hizasmda, bir metre kadar mesafede uzattı. Elinde parlak ve yuvarlak bir şey vardı. Arkadaşı feneri yaktı. Oradan gelen ışık bu yuvarlak cu«jTiin üstüne geliyor ve onu göz kamaştıracak kadar parlatıyordu. Bana talimat verdiler: « Kendinizi ılık banyoda farzediniz. Gayet rahat bırakınız. lyice yaslanımz ve gözlerinizi bu cismin üstünden ayırmayınız. Parlak şeyi tutan adam onu arkadaşına vermişti. Kendisi serbest kaldı. Arkadaşı bir elile düğmeyi, öbür elile feneri tutuyordu. Ben gözlerimi düğmenin üstüne diktim. Bu parlak şey beni uyutabilir miydi? Sahiden, uykuda iken, bütün yalanlarımı ortaya çıkaracak itiraflarda mı bulunacaktım? Uyumamak için bütün mukavemetimi toplamağa çalışmak istiyordum. Bunun için de maksadımı gizlemek ve uyumağa hazırlanır gibi yapmak lâzımdı. Gözkapaklarıma yorgun bir düşüklük verdim. Tam düğmeye değil, onu tutan elin parmaklanna bakıyordum. Gözlerimi uyumadan kaparsam dışarının tesirlerinden kurtulacaktım. «Çok yorgunum, uyuyacağım! diye mınldandım. Kendi kendime: «Hayır! Uyumayacağım, kat'iyyen, uyumayacağım, büsbütün uyanacağım, uyumayacağım, uyumayacağım» diyordum. Fakat uykuya hazırlanıyormuş gibi yaptım: Gözkapaklarımı derece derece indiriyor, yutkunuyor, nefeslerimi derinleştiriyordum. Serbest kalan adam başucuma geldi. Ellerile <pas> dedikleri hareketleri yapıyordu. Ben bunlan görmemek için gözlerimi tamamile kapadım. Kendimi bıraksam uyuyacaktım. Bütün vücudüm çekiliyor ve içime tatlı bir baygınlık çöküyordu. Başucumdakinin ağır sesi: « Işte, dedi, uykuya giriyorsunuz. Uyumağa başladınız. Kendinizi bırakınız, uyuyunuz... Sahiden uyumak üzere idim. Olanca kuvvetimle bu telkine karşı durmağa çalıştım. Kendi kendime: «Ne münasebet! diyordum, telkin yapıyor! Bu telkine inanmazsam uyumam; işte, uyumayorum da...» Halbuki ipnotizör: « İşte, uyuyorsunuz! diyordu. Uyumayordum. Fakat uyumanın bütün ârazını gösteriyordum. «Uyuyorsunuz! diye tekrarladı. Güleceğim tutmuştu. Bu hissimin yüzümde belli «lm'asına^ zor mânr okkrm. Bana hep uyuduğumu telkin eden kelimeleri tekrarlayordu. Anladım ki beceremeyecek. Nefsime daha fazla itimad geldi. Rolümü daha maharetle yapıyordum. Elleri yüzümden aşağı kayıyordu. «Uyuyorsunuz, değil mi? Cevab veriniz! dedi. Dudaklanmı hafifçe kımıldattım ve söz söylemeğe takatim yokmuş gibi yaptım. Tekrar etti: «Cevab veriniz! Boğuk bir sesle: « Evet! dedim. «Hatıralannızı... iyice... toplayınız... dedi. Berlindesiniz. Ayni cümleyi tekrarladı ve ilâve etti: « Bana söyleyiniz. Berlinde kimleıle temas ediyordunuz? Bir sürii isimler saydım. Hepsi yalandı. Yalnız bir tanesi doğruydu: Lotte Falken. «Lotte Falken'i nasıl tanıdınız? diye sordu. Ağır ağır, uyanıkken söylediklerimi tekrarladım. « Size kaç itirafı var? dedi. Ayni hikâye. Ayni cevabları verdim. Yalnız ufaktefek bazı farklar uyduruyordum. Filip gülerek mmldandı: Onlan mazur görüyorum, dedi. Niçin, Filip? Sizin gibi bir şeytana çattıklarını nereden bileceklerdi? Fakat bu ne basit bir hile! Inanacaklarını pek az ümid ediyordum. Inandılar. Hep ayni şeyleri sordular. Ayni cevablan verdim. Eğer vaktile bu tecrübeIeri geçirmemiş olsaydım rolümü bu kadar iyi yapamazdım. Evde kaç defa kocamın kuzenini böyle aldatmıştım, sonra kahkahalarla gülmüştük! Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Doğru değil mi? İhtikâr ve buhran Yanlış hareket eden bir U. müdür muavini Vakit vakit ârazını gösteren «gazeteci düşmanhğı» denl len hastalık, son günlerde gene nüksetmeğe başladı. Müdiri umumî Ankarada, yahud filân veya falan içtimadadır. Muavinine telefon ediyorsunuz. Daha sormak istediğinizi anlamadan telefonu yüzünüze kapatıyor. Bir muhabir arkadaşı, nezaket vazifesini dahi yerine getirmiyen bu zat'n vanına gönderiyorsunuz. Maksad ve sebebi ziyaret, yalnız ve valnız filân veva falan isin mahiyeti, do^ru olup olmadığı b»kkında malumat aimaktır. Muhabiri daha merdivenin başında iriyarı bir odacı geri çeviriyor: « Muavin bey, gazeteci kabul etmiyor!» « Muavin bey meşguldür, giremezsiniz.» *** Ne oluyor? Efkârı umumiyeden gizli işler erörmek mi tasavvur ediliyor? Kalem sürç mesi, yahud tahkik imkânsızlığı vüzünden igri çibi yazılan bir haberi tekzib icin matbaalara mektublar yollayan, telefonla saatlerce gazete erkânını isgal eden makam sahibleri. bu gibi hataların işlenmemesine yardım edemezler mi? Gazeteci düşmanhçım güdenler, işlerinin çokluçunu da ileri süremezler. Bu takdirde bu kabil zevata çösterilecek en ivi misal, Vali Lutfi Kırdar , dır. tslerinin ağırlık ve kesafetine raçmen, onunla icabında ,] her gün, her saat pörüşebiliyor, yardımlarmı görüyoruz. *** Efkârı umumiyenin mümessili olan matbuat unsurlarına köîavlık eostermek, her zaman işlerinin açık hesabını vermek mevUiinde o'anlar icin lüzumlu ve hatta çok faydahdır; diyoruz. İtalyanın politikası eni Avrupa harbi başladığındanberi ilk defa toplanan İtalyan faşist partisinîn büyük meclisi, hükumetin haricî siyasetinin istikamet ve esasını tespit ederek Hariciye Nazırı Kont Ciano'ya bu yolda memleketın yeni parlamentosu (faşistler ve meslekî cemiyetler meclisinde) beyanatta bulunmağa salâhiyet vermişti. Büyük faşist meclisi, resmî tebliğde bildirildiği veçhile İtalyanın şimdiki harbde bitaraf olmayıp bugün muhariblik halinde bulunmadığına yani istediği anda harbe girmeğe karar vermekte serbest bulunduğuna karar vermişti. Gene İtalyanın Almanya ile ittifakma ve buna aid muahedenin imzasından evvel ve sonra yapılan anlasmalara tamamile sadık olduğu da meclisin karannda teyid edilmişti. Şimdiki abluka harbi meseîesinde dahi ftalya kendi şeref ve menfaatine dokunacak hareketlere razı olamıyacağını da ilân etmişti. Kont Ciano, Avrupadaki bugünkü felâketin Versay muahedelerinin tadiline karşı gösterilen muhalefetten ileri geldiğini ve bu yüzden Mussolini'nin tasavvur etiği dört devleti muazzama anlaşmasının tahakkuk etmediğini ve kaTşıhklı emniyet tekliflerinin hep devletlerden bir kısmının diğerini tazyik gayesine alet olarak kullanıldığından hayalden ibaret kaldığını ve Almanyanın asgar' ihtiyac esası üzere terki teslihat yapılmasma aid ttalyanın taptığı teklifin de ayni sebebden suya düştüğünü, bu vaziyet karşısmda Italya kendi menfaatlerini korumak ve genişlemek ihtiyacının icablanna bakmak ve bir imparatorluk manzumesinî kurmak için münhasıran kendi irade ve kuvvetine güvenmek mecburîyetinde kaldığını ilk söz olarak söylemiştir. Kont Ciano, Franko'nun Ispanyayı ecnebi tesir ve nüfuzundan kurtaTmak ?ibi hakikî bir inkılâb düşüncesile giriştiği mücadeleyi takdir eden ttalyanın ayni zamanda Akdenizin muvazenesini kurtarmak için IsDanyollara el uzattığını da kaydetmiştir. Ispanya işinde ltalyaya, Almanya yardim eylediğinden zaten Habes harbinde belirmiş olan Roma Berlin mihveri siyasetinin ilk defa filiyat ve tatbik sahasında da tahakkuk eylediğini tebarüz ettirmiştir. Daha sonra Münih konferansından bahsederek, bunun gayesi bir ekalliyet me selesinin halli olmayıp milletler arasında sulh dairesinde işbirliği yapmak için yeni bir devir açmak olduğunu ve halbuki bunun arkası gelmeyip bunun maksad ve mhuna aleyhtar bir hareket başlayıp Almanya ile îtalyayı askerî, aiyasî ve mezhebî cihetten çember içine almağa îngiU tere ile Fransanın çalıştıklarını ve aTalanna Rusyayı da almağa yol aradıklarını izah etmiştir. Kont Ciano, Arnavudlu ğun Italya ile birleşmesi hiçbir devletin ateyhine olmadığını tebarüz ettirdikten sonTa îngiltere ile Fransa çember politi kasına ittifaklar ve askerî teminat ver mek suretile yeni bir şekil vererek bu siyasete Lehistanı soktuklanm ve bu vaziyet karşısmda Italya ile Almanyanın kendilerine karşı yapılacak her türlü hücuman silâhla defetmeğe hazır bulunmakla beraber sulhu mümkün mertebe muhafazaya karar vermiş olduklarmı söylemiştir. Italya, kendisini dahilen toplamak için üç sene ve Almanya dört sene sulha ihtiyacı olduğundan bu müddetler zarfmda haricî gaile çıkarmamağa azmetmişler ve buna muvaffak olmak ve ayni zamanda çemberleme siyasetine karşı müttehid bir cephede mukavemet için Berlin ittifak muahedesini imzalamışlardır. Kont Gano, Almanya ile Italya arasındaki ittifakm esbabını ve makasıdını bu suretle izah ettiğine göre, ttalya, Berlin Roma mihverinin bütün îcablarına riayet etmekte ve bugünkü siyaseti için Almanyanın rıza ve muvafakatini almış bulunmaktadır. Italya, harbin inkişafına ve aacağı şekle göre bir siyaset takib ediyor, demektir. Kanunî mes'uller hakkında dava ikame ediliyor Broşür meselesi etrafmdaki tahkikat, devam etmektedir. Türk gazetelerinden birinde çıkan bir makale vesile ittihaz edilerek, Türk matbuatı aleyhinde neşriyat mahiyetinde olmak üzere Sovyet Rusyanın «Pravda» gazetesinde çıkan maka . lenin tÜTkçeye tercümesini muhtevi broşürün, tstanbulda almanca intişar eden «Türkişe Post» gazetesi matbaasında bastırıldığı ö§Tenilmisti. Vaziyet bu suretle tespit edilince, tahkikat açılması safhasına gelmiştir. Bahis mevzuu broşürün, Istanbuldaki matbaalara ve başka bazı yerlere gönderilmesi itibarile, neşir ve tevzi cihetlerinden yapılan tetkikat neticesinde, dava açılacağı anlaşılıyor. Davanın açılma şekline gelince, broşürde, basıldığı matbaa. nın adı yazılmak lâzım gelirken buna dair bir kayıd ve işaret bulunmaması ve diğer taraftan broşürden iki nüshasının zamanmda Müddeiumumiliğe yollanmamış olması, takibatı müstelzim görülüyor. Şimdiki halde, bu iki cihete istinad olunarak dava açılmak üzere, kanunen mesul muhatab kimin veya kimlerin olabile. ce&i hususu araştınlmaktadır. Mes'ul muhatab kimin veya kimlerin olduğu tayin edildikten sonra dava açılarak mahkemeve verilecekrir. Bazı hububat fiatlan da yükselmeğe başladı Gıda maddeleri üzerinde başlayan sebebsiz ve yersiz ihtikârın önünü almak ü' zere, İstanbul Belediyesince icab eden tedbirlere tevessül edilmiştir. Gıda maddeleri üzerinde muamele yapan bazı büyük tüccarlann, bu ihtikârda başlıca amil olduklan tahmin edilmektedir. Fasulye ve pirinci takiben diğer hububat fiatlan da yükselmeğe başlamıştır. Piyasada bilhassa Urfa yağlan üzerinde hararetli muamele yapılmaktadır. İyi cins Urfa yağı perakende olarak 1 40 kuruşa kadar satılmaktadır. Nohud, mercimek, kuru bezelye, börülce, dan fiatlan da kilo başına, 35 kuruş fırlamışhr. Diğer taraftan, cam üzerinde başlayan ihtikâr, nazan dikkati celbedecek bir rad deye gelmiştir. Fiatlarda yüzde yüz elliye, hatta iki yüze kadar yükselen farklar kaydedil > mektedir. Bu gidişle cam fiatlarının tespiti ve hatta mümkünse, pencere camı gibi pek lüzumlu maddelere nark konulması icab edecektir. Cam piyasasına hâkim olan bazı büyük ticarethane sahiblerinin, buhranın artmasına sebeb olduklan söylen mektedir. ŞEHİR tSLERİ Vazifeye tayin edilen harb malulleri Vazifeye tayin edilen harb malulleri nin terfih zamlarının da Düyunu umumiye bütçesinden verilmesi lüzumu alâka darlara bildirilmiştir. DENÎZ İŞLERI Göçmenlerden tehdidle para almışlar! Bundan bir ay kadar evvel Rumanyadan şehrimize liste harici 44 göçmen getirilmişti. Bunlan getiren vapurun müstahdem ve mürettebatmdan bazılannın >olda kendilerini tehdid etmek suretile nakliye ücreti namı altında mühim miktarda bir para aldiklan hakkında bir ihbar yapılmıştır. Bu ihbar üzerinde tahkikat yapılmaktadır. Nüfus sayım tecrübesi Bakırköyünde yapılacak olan nüfus sayım tecrübesi için nümerotaj işleri önümüzdeki ayın on beşine kadar ikmal edilecektir. Belediye bütçesinde ufak bir münakale yapılacaktır. Bu işte eski kü tüklerin ve eski nüfus tezkerelerinin de kontrolu lâzım geldiğinden Arab harflerine vukufu olan memurlar kullanılacak . tır. Bunun nümerotaj işlerile alâkası yoktur. Patates çuvalı düşünce... Aksu vapurundan mavnaya aktarma olunan patates çuvallanndan biri Mustafa isminde bir işçinin üzerine düşerek zavallıyı ağır surette yaralamıştır. Terkos gölü civarında bir cesed bulunduğunu ve bunun fırtına yüzünden geçenlerde Karadenizde batan Rumen bandıralı Sandu vapuru mürettebatmdan birine aid olduğunu yazmıştık. Sandu vapurunun Karadenizde fırtınaya tutulduğu zaman birkaç mil ötesinde de Kibrit Inhisanna ihlamur kütüğü getirmekte olan Türkân vapuru bulunuyordu. Sandu vapuru battıktan sonra mürettebatmdan yalnız dört kişi kurtarılmış, Bulgar limanma çıkanlmıştır. Türkân vapuru da şiddetli fırtınadan bu limana sığınmağa mecbur olmuştur. Rumen vapurundan kurtulan mürettebatın Bulgar limanında söylediklerine nazaran, gemideki istifin fena yapılmış olması bir an içinde alabora olarak batmasına sebebiyet vermiştir. Türkân vapuru, Bulgar limanında dört gün kalarak fırtına hafifledikten sonra yoluna devamla limanımıza gelmiştir. Belediye teşkilâtı hakkıpda istenilen malumat Bir komisyon, Dahiliye Vekâletince hazırlanmakta olan yeni belediye teşkilâtı kanun projesi hakkında İstanbul Vi lâyetinin hususiyetini gözönünde tutmak suretile sorulan suallere cevab hazırlıyor. Bu hususta muhtelif Belediye şubelerinden istenilen malumat gelmiştir. Vekâ let bütün vilâyetlerden gönderilecek cevabları tetkik ederek projeye son şeklini verecektir. Yeni kanunla Belediyelerin salâhiyet ve vazifeleri yeniden tanzim olunacaktır. Bu kanunla birlikte Belediyeler vari dat kanununun çıkarılması da muhtemeldir. Sandu vapuru nasıl battı? Otobüs mübayaası işi Belediyenin alacağı otobüs şartnamesinin tetkiki Nafıa Vekâletince henüz ikmal edilmemiştir. KÜLTÜR İŞLERİ Birkaç İngiliz firması, ellerinde bu işe yarar otobüs bulunduğundan bahisle BeRektör ve Maarif müdürü lediyeye müracaat etmişlerdir. Tramvay ve Elektrik kadrosunda ya. geldi pılacak tenkihat işi de Dahiliye Vekâ Birkaç gün evvel Ankaraya giden Üniletinin tasdikına arzedilmiştir. Idarenin versite Rektörü Cemil Bilsel ile Maarif hangi işler hakkında Dahiliye ve hangi işler hakkında da Nafıa Vekâletile temas müdürü Tevfik Kut, dün şehrimize avdet ederek emir alacağı hususu da ayrıca tes etmişlerdir. pit edilecektir. VİLÂYETTE Doğru değil mi? Şirketi Hayriyenin yeni araba vapuru seferleri Şirketi Hayriye idaresi, 1 kânunuevvelden itibaren, Ankaradan Haydarpaşaya gelen ve Haydarpaşadan Ankaraya giden ekspresi ve diğer yolcu katarlannın hareket ve muvasalat saatlerini nazan dikkate alarak yeni araba vapuru seferleri tertib etmiştir. Ankaradan gelen ve Ankaraya giden yolcular Toros sürat, Ankara sür'at katarlanna ve Ankaranın diğer gündelik trenlerine araba vapurile doğruca Üsküdara geçmek suretile tam vaktinde yetişebilecekleri gibi, Ankaradan gelenler de husust nakil vasıtalarile birlikte, hiç zaman kaybetmeden Üsküdar yolile Kabataşa geçebileceklerdir. ^,mı^ Evkafın yaptıracağı bina Dün, Belediye Imar müdürlüğünde Vali ve Belediye reîsi Lutfi KırdaTİa sehrimizde bulunan Evkaf umum müdürü Fahreddin Kiper. İmar müdürü Hüsnü ve muavini Ibrahimden mürekkeb bir heyet toplanmış, şehrin imannda Evkafın yapacağı yardım işini görüşmüştür. Yeni plâna göre, Evkaf, şimdiki Balıkhane istikametinde açılacak ilk büyük adada 2150 metre murabbalık sahaya büvük bir bina yaptıracaktır. Bu arsa 500 bin lira mukabilinde Evkafa verilecektir. 500 bin lira sarfile yaptırılacak olan bu binanın ortası beş ve yanları dört katlı olacak, arka tarafında bir katlı dükkânlar bulunacaktır. Binanın Droiesî müsabaka ile hazırlanacaktır. Müsabaka şartnamesi yakında i!Sr edilecektir. Bir nakil Vilâyet maiyet memuru iken Nusaybin kaymakamlığına tayin edilmiş olan Kemal Özlü, Dahiliye hukuk müşavirliği muhakemat müdür muavinliğine naklolun. muştur. Tiftik ve yapağı ihracat birliği Tiftik ve yapağı ihracat birliği dünden itibaren resmen teşekkül etmiştir. Dün akşam yapılan toplantıda idare heyeti seçilmiş ve dün de reis ve ikinci reis intihab edilmiştir. Maharrem Feyn* TOGAY Yeni asılacak lâmbalar f Yüksek Ticaret Mektebinde dünkü merasimj Belediyede toplanan tenvirat komis gitti yonu, Beyoğluna 1, Nişantaşma 1, Bü yükdereye 2, Kadıköyüne 3, Etyemeze Balıkesir 16 (Hususî) Vali Recai 5, Kumkapıya 11, Kıztaşma 1, Atpazan Güreli vilâyetin mühim işleri için temasna 3 ki ceman 29 lâmbanın yerlerine a arda bulunmak üzere Ankaraya gittL sılmasına karar vermiştir. Vilâyet, Parti, Belediye ve Halkevi menublan ve Kor komutanı tarafından istasronda uğurlandı. Balıkesir Valisi Ankaraya <Devam ediyor* Belediye saravî sartnamesi Sultanahmedde Tasmekteb binasının bulunduğu adaya yapılacak olan Bele diye saTayının şaTtnamesi hazırlanmaktadır. Binarım projesi yakında müsabakaya konulacaktır. Kızılay balosu Her sene mutad olduğu veçhile Kızılay cemiyeti adına Beyoğlu kazası Kızılay şubesi tarafından teTtib edilmekte olan baonun bu sene de 23/12/939 cumartesi akşamı Tokatlıyan salonlarında veu n ü rileceği haber alınmıştır. ögTenildiğine göre, çok güzide zevattan müteşekkil bir balo komitesi teşkil edilmiş ve bu balonun geçen senelerden daha muhteşem ve eğlenceli olması için bütün tedbirler alınmıştır. Saym Başvekil Dr. Refik Saydamm yüksek himayeleri altında yapılacak baloya hamiyetli halkımızın candan bir aâka ve rağbet göstereceğinden ve çok güzel »bir gece geçireceğinden eminiz. Biletler, Bevoğlu Kızday cemiyetinden tedarik edilebilir. Yuksek Tıcaret mektebmde dun yapüan müsamerede bulunan gencler Yüksek Mühendis Mektebinin çayı Senebaşında Taksim kazînosunda verilerek müsamere Cocuk Esireeme Kurumunda doktor bakteriyolog Fethi ve dis doktoru Hüsameddinden mürekkeb bir heyet, dün Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdan zi ya'et etmiştir. Belediye reisliSi insaat ve tefrişatı ikmal edilmis olan Tak=îm kazinosunu sene bası gecesi icîn Cocuk Esirç'eme Kurum emrine vermeŞi kabul etmistir. Heyet burada fevkalâdf hazırlık yaoacak ve d'ğer eğlence mahaller'nden fa^Mı olmamak ütertib edecektir. Belediye reis muavininin teftişi Mühendis mektebinin dünkü çaymda bulunan profesör ve davethlerden bir bir V te Maksim 5 Belediye reis muavini Lutfi Aksoy, Ayaspaşa, Fındıklı, Kabataş ve Karaköy tarafında teftişte bulunmuştur. Bu mıntakada boyanması lâzım gelen binalar boyattırılacak, boş arsalar temizlettirilerek etrafma duvar çektirilecektir. Sahibsiz arsalara ağac dikilecektir. Cumh u r i y et Abone şeraıttj Senelik Altı avlık Üc avlık Bir aylık Nüshası 5 kuruşttır. Haric Türkiye icin icin 1400 Kr. 2700 Kr. 750 » 1450 » 400 » 800 » 15(1 m Millî İktısad ve Tasarruf Haftası münasebetile dün saat 10,30 da Yüksek İktısad ve Ticaret mektebinde büyük bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda mektebin bütün profesör ve talebelerile, davetlıler hazır bulunmuştur. Mekteb müdürü Dr. Nihad Sayar toplantıyı açmış, yerli mallarımızm tenevvü ve çoğaltılmasının ehemmiyetini tebarüz ettiren bir hitabecie bulunmuştur. Müteakıben Profesör Suphi Nuri bir nutuk söylemiştir. Talebeden Nazmi ile Dr. Refiî §ükrünün konferansları dinlenmiş, müteakıben davetliler hazırlanan büfede izaz edilmiştir, Yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: