20 Evlul 1939 KUçUk hikâye ipek çamaşır Cinayetle sona eren düğün RADYO "Kimsesiz genc kızlar,, akşamki program ) Vecihe içinden Faruk karısını çok seviordu. Fakir ve Türkiye Radyodifüzyon Postaları Ah, ne güzel de yalan söylüyor! saf olmasına rağmen onuıla evlenmekte Adapazarı köylerinde DALGA ÜZUNLUĞU iereddüd etmemişti. Vecihnin babası kü Hepsini ne mükememl de sıraya koyu1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. feci bir hâdise oldu çük bir memurdu. Genc !ız, son zaman yor! T. A. Q. 19,74 m. 15195 Kcs. 20 Kw. Senaryosunu «Uniformalı genc kızlar» müellifinin T. A. P . 31,70 m. 9465 Kcs. 20 Kw. Diye düşünürken gene itidalini kaybetlarda aile bütçesine yanım olsun diye 12,30 program ve memleket saat ayan 12,35 İzmit (Hususî) Eceldere köyünde çalışmaya bile başlamışl. Faruk onu memeğe çalışıyordu. Çünkü herşeyi orta13 memleket saat ayan. hazırladığı bu film Pariste gösterilmeğe başlandı Türk muzıgı (Pl.) haberleri 13.1514 müajans ve meteoroloji daktiloluk ettiği bankadaı çekip almıştı. ya koymak, bu müşterek hayata bir niha kanlı bir aıle faciası olmuştur. zık (Rıyaseticumhur bandosu). Şef: İhsan KuııParisten yazılıyor: Bu köyde Ali oğlu İbrahim isminde çer 19 program ve memleket saat ayan Bereket versin Vecihe tanınmış komis yet vermek, kalkıp evden gitmek demekti. Vaktile Almanlar «Uniformalı genc l'KO3 müzik (hafıf orKestra muziği Pl.) 19,30 yoncu ıFaruka lâyık biı zevce olmakta Halbuki o kim olduğunu bilmemekle be bir adamın oğlu evleniyormuş. Köy Turk muzıği (incesaz faslı) 20,15 konuşma raber kocasının hafifmeşreb bir kadma düğün, dernek içinde neş'eli bir âlem kızlar» diye bir film yapmışlardı. Bun (dış polıtika hâdıseleri) 20,30 memleket saat gecikmedi. Evde yemek pişirmekten tuda Drothea Wieck ile Hertha Thiele isayan, ajans ve meteoroloji haberleri 20,50 tun da çamaşır yıkamay, kadar her türlü takıldığını pek iyi biliyordu. Yalnız ergeç vaşarken, gelin eve gelmiş. Bu esnada Turk muzıği. Okuyan: Muzeyyen Senar. Ça minde iki artist başrolü oynuyorlardı. lanlar: Cevdet Kozar., Refık Fersan, Kemal işleri yaparak yorulup h.rab ve bitkin bir kendisine dönüp geleceğini ümid ediyor İzrnitin Ulupmar köyünden Zekeriya Eseri birçok s«nemacılarımız görmüşler, Niyazı Seyhun. 1 Karcıgar peşrevi. 2 Udl hale gelmesine rağmen lerkese güler yü du. Onun için herşeyi kesip atmak istemi oğlu Müzekkâ adında bir adam îbrahiAhmed: Karciğar şarkı (Tıri çeşmanınla saymin evine kapıyı kırmak suretile gir beğenmemişlerdı. Nihayet sinema salon deyledın). 3 Arif Bey: Karcığar şarkı (Gogöstermekten ve aşağı yıkan zarif giyin yordu. nül bezmi harab abadı gamdır). 4 Şukrü: Mevzuu başka bir istikamete çevirmek mek ve gelinini kaçırmak istemiş. Bu larımızdan birinin sahibi bu filmi pek mekten geri kalmıyordu Karcığar şarkı (Hasta bir umid ile). ö Cevvak'aya kızan İbrahim tabanca ile Mü ucuz bir fiatla ahp memleketimize getirdet Kozan: Ud taksımi. 6 Tamburî AU EfenFakat, pek iyi bilİBİniz ki erkekler istedi: di. Ümid edilr.ıedik bir muvaffakiyete dı: Karcığar şartı (Bir taraftan âşıkı derdi Ah, dedi, bilseydim, şu krep kom zekkâyı öldürmüştür. karılarını nekadar çok everlerse sevsinler gam). 7 Mahmnd Celâleddın Paşa: Karcıgar Hâdise adliyeye intikal etmiş ve kamazhar olan eser ayni zamanda o zata binezonu yapmazdım, onu kömür parasışarkı (Vah meyusu visalındır gonül). 8 Karbazan onlara hıyanet emekte hiçbir mahepeyce de bir para kazandırdı. Fakat cığar sazsemaisi. n Salâhaddin Pınar: Mu zur görmezler. Farukda son hareketin na eklerdim.. Fakat senin güzel çamaşır til yakalanmıştır. hayyer turku (Gokler perısi gibi Emıne). 10 zannetmeyin ki «Uniformalı genc kızlar» Katil ana Halk turkusu (İrafp fmcan koydum) 21.30 mazur göstermek için sendi kendine şöy lara karşı olan zâfmı bildiğim için daha sade Türkiyede rağbet gördü. Hayır, haftalık posta kutusu 21,15 muzık (Româns fazla bekliyemedim!.. le hafifletici sebebler .leri sürüyordu: Kulaksız çiftliğinde ikamet etmekte dünyanın her tarafında ayni takdire nail ve saıre) 22 muzık (kuçük orkestra). Şef: NeFaruk cıb Aşkın 23 son ajans haberlen, ziraat, es Veciheyi yoktaı var eden, onu olan Ramazan isimli bir adamın kansı oldu. ham, tahvılât kambivo nukud borsası (fıat) Zarar yok! yükselten, bir hanımrfendi namzedi haliolan Emine, henüz yeni doğurduğu yav2V0 muzık (cazband Pl.) 23,5524 yannki Son defa Franuz'ar «Üniformalı genc Diye düşünceli basını salladı. program. ne getiren benim.. Binaenaleyh şimdi rusunu dereye atarak boğmuş ve öldür kızlar» ın muharriri Christa Wansöe'ye fazla kazancımla biaz gönlümü eğlen müştür. bir senaryo yazdırdılar ve eseri derhal ( TEŞEKKÜR ) direbilirim.. Çünkü onun hakkına tecavüz Farukun vicdan azabı gittikçe artıyorBu kalbsiz katil kadm, tevkif edilmiş filme çektiler: Kimsesiz genc kızlar!.. etmiyorum ki!. du. Biraz fazla şuh bir müsrif kadının tir. Tanınmış rejisör G. W . Pabst de eseÇocuğumun doğumunda büyük bir eİşte bu düşünce le piyasadaki alışve kaprisleri yüzünden fedakâr, saf ve şefmek ve ihtimam sarfederek iki hayat ri idare etti. Gösterilmeğe başlandığını Kazaen ölüm rişlerine tavassut etiği büyük tüccarlar katli zevcesini nihayetsiz ıstırablara dükurtaran Zeyneb Kâmil hastanesi Başİzmitte Söner köyünde 15 yaşında işitir işitmez hemen seyrine koştum. İtiraf dan birinin eski se\gilisi Şahikayı sık sık şürmeğe hakkı var mıydı? Onun nafaka Fevziye ısmınde genc bir kız, babasınm edeyim ki «Ünifcrmah genc kızlar» da Louise Carletti ve Micheline Presles hekımi Bay Eyüb ve doğum mütehas«Kimsesiz genc kızlar» filminde sısı Bay Fuad, ebe Hasibe ve Adalete sından, ısınma ve yaşama vasıtalarından ziyaret etmeğe baş,adı. av tüfeğmi götürürken, tüfek ateş ala ki zevki bulamadım. ve bütün hemşirelere muhterem gazetekesip bu orta mah zevk ve sefahet kuklaŞahika, çok lükî bir hayat yaşıyan Eserin ilk sahnelerinde bize öyle bir karıda da kayd"ttiğim veçhile eseri «Ürak kızcağız vurularak ölmüştür. niz sütunlarında alenen teşekkür etmemüthiş para sarfecen bir kadındı. Onun sını süslemeğe niçin uğraşıyordu. Öğle genc kızlar pansiyonu takdim ediliyor ki niformalı genc kızlar» derecesine yükseltği büyük bir borc büirim. bu tabiatleri Farukun daha ilk haftalarda yemeğine oturmak için sabahlığını giymeburaya ancak biribirlerinden ayrılmış ka memişlerdir. Hadi Yiğit Vitrin camı kırdı gözüne batmaktan geri kalmamıştı. Fa ğe hazırlanan Şahika korsasını o kadar rı kocaların çocuklar getirilebiliyor. HafTaksimde oturan seyyar çalgıcı Ha tabaşı ziyaretlerinde bazan komik bazan kat Şahikanın ilti'atlarile o kadar sarhoş dikkatsizce çekip çıkarmıştı ki ipek çorabı Çinde Muharebe ... Amerikada Muharebe ... olmuştu ki belki günler birbirini takib et ve geniş dantelli kombinezonu yırtılmıştı. san, gece sarhoş bir halde îstiklâl cadde da acı karşılaşmalar oluyor.. Filmin bu Biraz, dedi, ihtiyath hareket etsen sinden geçerkeu İpek sineması önünde kısımları cidden eğienceli.. Derken Jaqutikçe huyu da değişir ümidine düştü. Zaman geçtikçe Farukun para cüzdanı za daha iyi olur!.. büyük bir vitrin camı üzerine yıkılmış, eline nammda bir genc kızla tanışıyoruz. Kadm birden suratını astı, dudaklannı yıflıyor, buna mukabil Şahika şıklaşıyorAma, pansiyon haricinde.. Çok şükür, En büyük heyecanlar içerisinde ... Müthiş maceralar ... cam kırılmış, elinden yaralanmıştır. du. Hele o kadar güzel ipek çamaşırlar büktü: henüz onun annesile babası biribirlerin Tayyarede kahramanca hâdiseler ... geçirdikleri Canım sağ olsun, diye cevab verdi, giyiyordu ki Faruk bunlan temaşa etmek Bütün İstanbul halkı hazırlanınız den ayrılmamıs'ar.. Babası meşhur bir azevkini, yaptığı fedakârlıklara bir muka başka ne işin var.. Yenisini alır getirirvukat, annesi nam kazanmış bir doktor.. Bu m e v s l m i n İlk bUyük bele telâkki ediyordu. Uzun etekli saten sin!. Günün birinde o da pansiyona düşüyor. G a n g s t e r filml gecelikler, geniş dantelli kombinezonlar; Sinirleri zaten gerilmiş olan Farukun Çünkü anne baba yekdiğerlerinden aynonu seyretmekle doyulmaz bir mehtab bütün bütün tepesi attı: ıyorlar.. Bu kız pansiyonda talâk aleyhTUrkçe sözlii filminde, Yarın akşam gibi vecde düşürüyordu. Affedersin.. Beni ebediyen yolunatan olarak kurulan cemiyetin başma geçiyor.. Fakat o sırada dışarıda bir başka Fakat, Faruk mevcud paralarını yiyip cak bir kaz farzediyorsan yanılıyorsun! Şahika gürültülü bir kahkaha salıverhâdise daha cereyan ediyor. Jaqueline'in bitirdikten maada öteye beriye hafif terdi: babası meşhur bir aktrisle yaşayamaya tib borclanmaya da başladı. Ayni zaman• • ı ^ B ^ ^ a ^ H ^ başiıyor ^ ^ ^ ^ | ^ ^ Kaz değil de nesin.. Seni hakikaten başlıyor.. O aktris de Jaqueline'in arkada evin idaresi için Veciheye vermekte Baş rollerde : daşlanndan birinin annesi.. Biçare aktriBugUn matinelerden itibaren olduğu masraftan da kesiyordu. Biçare evdiğimi mi zannediyorsun.. BRUCE CABOT Farukun gözleri döndü: sin kızı utancından hayatma kıymak istikadıncağız, kocasının uydurduğu dolanBEVERLY ROBERTS Yeter, diye haykırdı, bir kelime yor, fakat Jaqueline'in annesi olan dokdırıcı bir arkadaşa kefil olmuş bulunmak Bütün Amerikaya meytor kadın tarafından kurtarılıyor. Açılan hikâyesine inanarak Faruku teselliye ça daha söylersen mahvolursun!. dan okuyan müthiş halk davâda, paniiyöndaki «talâk aleyhtan lışıyor, yapacağı yeni ekonomilerle bu a Kadın giyıheğe hazırlandığı ssbahlığı düşmam Gangster' in omuzlarmdan tutup iki tarafa ayırdı: cemiyet» le Jaqueline'in babası da mü T U r k ç e Sözltt •• ^ « • • çığı kapatmayı vadediyordu. heyecanlı maceraları îste, dedi, yirmi be$ jirâya aldığm him rol oynuyor. Istanbulda ilk defa .JCömür alma zamanı Faruk bir de Filmin genc kahramanları Micheline tramvayda yirmi beş lira çaldırma efsane apon malın lâyığı budur!. BUGÜN p Faruk sesini bir kat daha yükselterek resles ve Loui«e Carletti isminde yeni si meydana çıkardı. Matinelerden yetişen iki genc Fransız artistidir. Diğer Vecihe bu sefer, ilk defaki gibi sakin bağırdı: itibaren razifelerde Andre Luguet, Marcelle ve sakit kalamadı. Epey zamandır, faz AlçakL İstanbulun en güzel iki sinemasında iki filim birden ^m mm Chantal, Jaqueline Delubac ve Marguelalaşan şüpheleri artık büsbütün kuvvetŞahika gözucile genc adama hakaretli ite Moreno iyidirler. Buna rağmen yu lenmişti. Yirmi beş liranm çalınmış olma )ir nazar fırlatarak: sı muhakkak yalandı. Çünkü lâkırdılar Böyle şeyleri, dedi, sen o sünepe Bu akşam Sinemasında RAŞÎD RIZA Farukun ağzından birer hokkabaz iğnesi kanna götür!.. Heyecanlı halihazır safhatını tasvir eden, tarihî günleri batırlatan, E. SADÎ TEK gibi gayet sun'î ve acemice dökülmüştü. Sonra katılacakmış gibi gülerek kanaSeferberlik ... Sancak altına çağırılan gençler ... ve sair canlı, TİYATROSU Heyhat, bu şüphelerini tamamen açığa peye yıkıldı. Farukun sabrı tükenmişti. hareketli ve kuvvetli bir mevzua malik orıjinal bir film. Bu gece Bakırköy vurabilecek vaziyette değıldı. Onun için Şahikayı kolundan çekip doğrulttu ve büMiltiyadi'de sanki paranın kaybolmasına meraklanmış ün kuvvetile gerilen kolunun hızını onun BEŞTE GELEN gibi ağlamaya başladı. üzünde dinlendirdi. Sinemasında Yarın gece Yeşilköyde Kadın böyle bir darbeyi beklemiyor Faruk, oynadığı komedyanın faciaya BAŞLIYOR S A Ç L A R I N D A N UTAN dönmekte olduğunu gördüğü için vicdan du. Hıçkırarak ve elile yanağını tutarak: ( Silâh Başına ) Ya, dedi, pekâlâ.. Bunun acısını azabı denilen pençenin tazyikmdan kalŞaheserin ilk iraesidir. Baş rollerde : MIREILLE BALIN • BU AKŞAM FREDERİC MARCH bini kurtaramıyordu. Kalktı, karısının ak ben senden nasıl çıkaracağım.. Ayni okatı gidip karına iade edeceğim.. sâçlarını okşadı: ERICH Von STROHEIM ROGER DUCHESNE ve Apartıman kapısının sürmesini açmak O kadar müteessir olma, dedi, belİlâveten : Ekler Jurnal dünya haberleri. CAROLE LOMBARD ki yarın Allah iyi bir iş gönderir de açık üzere olan Faruk geri döndü geldi: tarafından nefis bir surette yaratılan tan yirmi beş lira kazanmm.. Ah.. Avru Karım, dedi, böyle bir tokat yemek Raşid Rıza Ertuğrul Sadi Tek Renkli ve Fransızca SözlU padaki şu harb çıkmasaydı, yaşamamız şöyle dursun, bu birkaç aylık manasız Tiyatrosu adamakıllı tıkırına girecekti yavrucuğum. cılgınlığıma dair tek kelime duyacak oBu gece Bakırköy Miltiyadide Varidatımız günden güne artacaktı. Evde ursa kendini yok bü!.. (Beşte gelen) yemek pişirmeğe, çamaşır yıkamaya mecbur olmıyacaktın. Bir hizmetçi tutaYann gece Aradan iki hafta geçti. Henüz ŞahikaEmsalsiz derecede gülünc sahnelerle dolu harikulâde caktım. Sen de ziyafetlerde, davetlerde dan ses sada yok.. Fakat Farukun kalbi Yeşilköyde, Cuma Büyükadada eğienceli bir şaheser. ellerini masanm altına saklamak ihtiyacını âlâ heyecanda.. Cumartesi Beylerbeyinde Numaralı koltukların erkenden aldırılması rica olunur. duymıyacak, herkesin kansı gibi serbestçe Nakleden: Saçlarından utan Raşid Rıza Sadl Tek ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ Telefon : 40868 ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ NUR1 REFİK CLARK GABLEve MİRNA Loy BATAKHANE» ÇOGUĞU Harb Muhabiri S A R A Y Sinemasında ÜÇ AHPAB ÇAVUŞLAR H A R B E G I D İ Y O R „,„ 1 ALEMDAR v MİLLÎ e ARSEN LÜPEN GELİYOR ALKAZAR HUDUDLAR TEHLİKEDE MELEK'te YALANCILAR ŞAHI I Edebl roman : 2 5 Yazan : Peride Celâl Şimdi otomobil evlerin arasından geçi önünde durunca genc adam çocukça, bir yordu. Galib beyaz yağlı boya, panjur sevincle yere atladı. Şoföre para verir lan kapalı bir yalıya dikkatle baktı ve ken: «Oh şimdi rahat bir uyku diye, düdudaklarında garib bir tebessüm beüre şünüyordu. Bütün pencerelerimi açarım, rek: «Hâlâ Boğaza inmemişler galiba» rüzgâr içeri doldu mu, kafamdaki bütün düşünceleri de süpürüp götürdü demekdiye, söylendi. Bu beyaz yağlı boya, panjurlan ka tir.» Dediği gibi yaptı. Yalının bir anahtarı palı yalı, Nurun yalısı idi. Galib genc kızı Tokatlıyandaki o kar da kendisinde idi. Kimseyi uyandırmaşılaşmadan sonra hiç görmemişti. Yalnız dan içeri girdi. Odasına çıktı. Açık penHüseyin Efendi onun annesile bir gün cerelere karşı örtülerine sarılarak sabaha muayenehaneye uğradığını, kendisini bu kadar bir ölü gibi uyudu. *** lamayınca iki kadının selâm bırakarak gittiklerini söylemişti. Sabah kahvaltıyı babasile karşılıkh, Acaba kız ne yapmıştı? Mehmed Mü bahçedeki büyük fıstık ağacının altmda nifle görüşerek işlerini yoluna koymuş yaptılar. Oğlunun bu gibi hallerine alışık muydu? Belki de iki sevgili tekrar barış olan doktor Şahin, ona geceyansı niBiışlardı. çin kalkıp geldiğini sormadı bile. Yalnız Galib bütün bunlan, şimdi, birdenbire ona güzel bir müjde verdi. Arkadaşlannçok daha şiddetlenen bir merak içinde dan birile konuşmuştu. Hususî hastane lerden birinin iyi bir asabiyeciye ihtiyacı Dgrenmek istiyordu. Biraz sonra otomobil kendi yalısmm vardı. Eski ve tanınmış bir doktor olan bu arkadaşın tavassutu ile bu boş yere Nur, maroken koltuklardan birine göGalibin tavsiye edilerek yerleştirilmesi mülmüş sigara içiyordu. mümkün olacak gibi görünüyordu. Galib uğradığı hayretten kurtulur kurGalib bu güzel habere çok sevindi. tulmaz kendini tophyarak, kapıyı örtüp Babasına teşekkür etmekle kalmrya ona doğru yürüdü. rak çocukken yaptığı bir şeyi tekrar etti. Kızın yüzü pespembe idi. Yeşil gözleri Kalktı onu iki yanağından öptü. Sonra iri, birer mücevher gibi bu pembe yüzde havlularını ahp, genc bir mektebli neş'e ışıklar saçıyordu. Gayet şık giyinmişti. si ve sevincile denize koştu. Üzerinde kiremid rengi, kahve rengi yolDenizden ancak saat birde dönebil lu bir tayyör, başında küçük kahve rengi mişti. Yemek yedi. Biraz odasında oya hasır bir şapka vardı. Bu halile oldugunlandı ve ancak üçte yalıdan çıkabildi. dan çok daha genc görünüyordu. Kendisini yepyeni bir adam hissedi Galibi görünce yerinden kımıldama yordu. Şahende Hanımı, hastalarının az mıştı. Yalnız genc adam yaklaşınca elini lığını, hatta babasınm arkadaşının bah uzattı. Fakat gülmedi. Yanındaki sigaraşedeceği yeni işi bile pek o kadar düşün larla dolu tablayı göstererek: müyordu. Boğazm soğuk suları vücudü İki saattir bekliyorum, dedi. Bakın ne sanki yeni bir hayat aşılamıştı. Yürü bir paket bitirdim. mekten, yemek yemekten, hatta sıgara Bunu söylerken elindeki sigarayı tabiçmekten memnundu. Kendisini mes'ud laya bastırdı. Başını genc adama doğru hıssediyordu. kaldırdı ve ancak o zaman beyaz, düzgün Tam dörtte muayenehanesinden içe dişleri ağzınm pembeliği içinde parlıyarak, dost ve sıcak bir tebessümle güldü. ri giriyordu. Zannedersem kahve, çay, sigara gibi Ve merakla sordu: âsabı kamçılayacak şeyler tamamile ya Siz hâlâ köyde misiniz? Dün gece saktı. Boğazdaydım. Sizin yalının önünden Kız, şımarık bir tavırla omuzlarını geçtim. Pencereler sımsıkı kapalı idi. silkmişti: Ben de geç vakit geçiyordum amma.. O hasta olduğum zamanlara aid bir Kız koltuğa yerleşerek başını arkasına yasaktı, dedi. Şimdi, iş değişti. Hem bi yaslamıştı: liyor musunuz burada sıkıntıdan patla Hayır, henüz Boğaza imedik, dedi. dım. Eğer siz biraz daha gecikseydiniz, Mecidiye köyü, bilhassa bizim olduğu ve bir paket sigara daha olsaydı, galiba muz taraf pek tenha, sessiz amma annem, onu da bitirecektim. Hüseyin Efendi öyle nedense oralardan pek hoşlandı. Denizde güzel kahve pişiriyor kü. den bıkmış olacak. Ben de halimden memnunum. Daha sonbahara kadar da Kaç tane içtiniz? Genc kız şikâyetçi bir tavırla dudakla önümüzde iki üç ay var. Bakalım ne zaman ineriz. Hem ben şimdi, buradayım. nnı bükmüştü: Hüseyin Efendi insana bir fincan Ablamm yanına geldim, misafirim. Bir iki gün daha da kalacağım. Peki siz ne kahveden fazla pişirmiyor ki.. âlemdesiniz? Gülüştüler. Sonra Galib birdenbire Bunu manalı sormuşru. ciddileşerek Galib; hay Allah kahretsin, kız mu Anneniz nasıl diye, sordu. Artık hakkak birşeyler biliyor» diye düşündü. müsterihtir ya.. Çarpmtılar, meraklar Omuzlarını silkerek, lâkayd bir tavırla: herhalde kalmamıştır. Hiç, dedi, ne yapacağız, çalışıp Kız: Galib derhal bir iskemle ahp onun Sevincinden durulmuyor, dedi. duruyoruz işte.. Hüseyin Efendi onu kapıda, «içeride Ve onu dikkatle süzerek o da biraz sizi bekliyorlar» diye, karşıladı. Genc a karşısma ve yakinine çekerek oturdu. Ba Hergün evde isminiz bin kere geçiyor. manalı, ve zayıf bir tebessümle: Arkasmdan da bol bol hayır dualar.. dam odasına uğramadan doğru salona şını sallıvarak şakacı bir tavırla: E peki, siz ne âlemdesiniz? dedi Genc adam memnun bir tavırla: yürüdü ve kapıyı açar açmaz «o! Siz Tavsiyelerimi nekadar mükemmel {Arkası var) Eksik olmasınlar, dedi. misiniz?» diye, eşikte hayretle kaldı. tuttuğunuz belli doğrusu, diye güldü.