25 Ağustos 1939 CÜMHURIYET SON HABERLER Hâdiseler arasınaa Fikir plâmndan görüş undan bir buçuk ay kadar evvel, Cumhuriyet'in 4 temmuz 1939 tarihli sayısında ve gene bu sütunda «Sırlar ve bedahetler» başlıklı bir yazım çıktı. Orada, bugünkü dünyanm siyasî manzarasır. küçiik bir kroki halinde gözönüne koyduktan sonra, aynen diyordum ki: «Eğer bu dünyayı bedahetlerle beraber sırlar idare ediyorsa manzaranın yüzü ve tersi bambaşkadır: Birbirlerine düşman sandıklarımız gizli dostturlar; kuvvetli sandıklarımız zayıftırlar; adım başında üstü maharetle örtülmüs kuyular ve tuzaklar vardır; insan şuurunun üstü ve altı, birbirini tepen zıd iştiyaklarla, nasıl, çapraşık ve muammalı bir tezad âlemini savurup duruyorsa, ayni milletlerin politikaları, böyle, birbirine tabantabana zıd istikametlerde ikiyüzlü cereyanlar takib ediyor. Dünyamn talihini büyük nutuklar değil, kulaktan kulağa fısıldaşılan gizli kararlar çizecektir.» Yukarıki satırlan ben kahve telvesine bakarak yazmadım. Gene bu sütunda çıkan «Sinsi tekâmül» adlı fıkram gibi birçok yazılarımla da ayni şeyi izaha çahştım. Her zaman şuna kaniim: Kötü politikacı, üstünkörü bir klinik muayenesile hemen teşhisi yapıştıran kötü mahalle doktoru gibi, yalnız ajans veya gizli servis haberlerine göre dünyayı tanımağa çalışır. Milletlerin bünyelerini yoklamaz. Bu muayenede yalnız politikanın ve yalnız ekonominin değil, insan ruhunu ve insan cemiyetini olduran bütün fikirlerin payı vardır. Ne yalnız amelî, ne de yalnız nazarî göriişle dünyayı kavrıyamayız. Milletlerin tarihî tekimüllerini vücude getiren bütün menfaat ve bütün fikir saiklerini hesaba katmalıyız. Son günlerde dünyayı kanhyan hayret, böyle bir metodu benimsiyenlerde şüphesiz daha az olmuştur. Ben, kendi hesabıma, fazla şasmadım. Zavahire karşı beslenen şüphenin budalaca bir kuruntudan ibaret olmadığına her zaman eminim. Büyük davalar Maaşları birer derece yükseltilen muallimler Vekâletin tasdikına iktiran eden terfi listesi, dün alâkadarlara tebliğ olundu Ankara 24 (Telefonla) Bu yıl or Gazi Antebden Ziya, Samsundan Îsmail, ta tednsatta terfi eden muallimlerin sayısı Ankaradan Memduha, Manisadan Ab pck kabanktır. Listeyi aynen bildiriyo dülkerim, Bandırmadan Hasan, Manisa dan Nahid, Afyondan İhsan, Bursadan rum: 70 liradan 80 liraya terfi edenlen Şevket, Erenköyden Perihan, Konyadan Niyazi, Kayseriden Ali ve Muharrem, Boiu ortamektebınde Hilmi. 60 liradan 70 Iriaya terfi edenler îstanbuldan Server, İzmirden Saadet ve Haydarpaşa lisesinden Şefik, Mersin Münife, Zeki, Balıkesirden İsmail, îstanortamektebinden Ahmed Asım, îzmir buldan Orhan Şeyfi, Balıkesirden Naci, ikinci liseden Süleyman, Üsküdar birinci Ankaradan Nezahet, Pertevniyalden Reşad ve Veli, Konyadan Hamdi, Nişan ortadan Ekrem. SO liradan 60 liraya terfi edenler taşından Mükerrem, Tireden Osman, AMardin ortamektebden Şerif, Kasım danadan Dürriye, îzmirden Şeref, Ankapaşa ortamektebinden Remzi, İstanbul er radan Adile, Haydarpaşadan Vehbi, kek lisesinden Hayri, Kabataş lisesinden Bursadan Esad, Adanadan Rasid, TrabHamdi, Ankara Gazi lisesinden îbrahim, zondan Mehmed, îstanbuldan Miinir RaEdirne erkek muallim mektebinden Ali şid, Kadıköyden Muhiddin, Adanadan Sadiye ve Hulusi, Samsundan Salım, îzRıza, Aksaray ortamektebinden Cemil. mirden Cemil, Ankaradan Sabahaddin, Bursa lisesinden Namdar, Antalyadan Bursadan Cemil ve Reşad, Edirneden Mustafa Salim, Denizliden Lutfi, GalaNuri. Hevbeliden Aliye. tasaraydan Halid Fahri, İstanbul erkek25 liradan 30 liraya terfi edenler ten Kemal, Ankara erkekten Celâl, Eskiİstanbuldan Emine, İzmirden Anf, Gaşehirden Mahmud, Adanadan Şem'i, Velatasaraydan Arif, Denizliden Şükriye, fadan Muzaffer, Çatalcadan Muzaffer, Galatasaraydan Şeref, Nevşehirden Fuad, JC.".fpV,vadan Muh'ddin. Karagümrükten Tahir, Kastamonudan 40 liradan 50 liraya terfi edenler Pakize, Çanakkaleden Yusuf Ziya, KaKonyadan Mustafa, Edirneden Feh bataştan Mehmed, Ankaradan Muzaffer, mi, Urfadan Ali Rıza, İstanbul kız mualManisadan Meliha, Rizeden Ahmed, Belim mektebinden Ayşe, Nişantaşından Eşiktaştan Seniye, îzmitten Kerim, Adanamıne, Artvinden Osman, Eskişehir lisesindan Halis, Rizeden îhsan, Galatasarayden Tevfik, Kırklarelinden Eyüb, Bucadan Faik, înönünden Vehbiye, Amasyadan îbrahim, Urfadan Necib, Bocadan dan Arif, Samsundan Emine, îzmirden Said, Galatasaraydan Faik Şevket, YalKadri, Galatasaraydan Fehmi, Heybelivactan Hayri, Galatasaraydn îzzet Hâden Sefika, Konyadan Osman, Usküdarmid, İskilibden Osman Nuri, Kabataşdan Nedime, Urfadan Yusuf, îstanbul tan Abdiilkadir, Urfadan Cevdet, ErzuYenikapıdan Ekrem, îzmirden Nevzad, rumdan Mehmed, Ayvahktan Hadi, Kaîzmirden Sabahaddin, Konyadan Hayri, ragümrükten İmameddin, Cağaloğlundan Manisadan îbrahim, Muğladan Rahmi, Zeynel, Ordudan Mebrure, Şibin Kara Simavdan Muammer ve Abdullah, Dahisardan Behzad, Erenköyden Emine ve vudüaşadan Cevad, Develiden Îbrahim, Zekeriyya, Kumkapıdan Kemal, îspartaElâzı^dan Saraceddin, Erzincandan Redan Rüştü, Ankaradan Emine, Kabataş=ad, Fatihten Nazire Geliboludan Bürhan, ton Taceddin, îneboludan Faik, izmirden Sabri, îzmir35 liradan 40 liraya terfi edenler den İbrahim, îzmirden Kemal, GümüşEskişehirden Enver, Kadıköyden Zeh haneden Cemal, Ankaradan Rifat, Fikra, istanbul kız ortadan Hüsniye, Bursa ret, Abdullah, Nüzhet, Nuh ve Halid, dan Hilmi, Niğdeden Kemal, Kadıköy Bakırköyden Samiye, Bursadan Fatma, den Mehmed, Gelenbevıden Osman, Ba Ankaradan Hasan, Adanadan îbrahim, lıkesirden Faika ve Hüseyin Avni, Edir îstanbuldan Şükrü, îzmirden Kerime, Alneden Vehbi ve Celâl, İspartadan Kemal, pulludan Ömer, Tilkilikten Baha, Adaİzmirden Feride, Adanadan Kemal, îs nadan îsmail Sefer, Aksaraydan Necpartadan Ömer, İstanbul Cumhuriyetten meddin ve Zeki, Antebden Tevfik, KaySeniha, Ankara kızdan Tezer, Uşaktan seriden Nevzad, Malatyadan Sadi ve Ce Salih, Beyoğlu ortadan Fatma, Çanakka lâl, Malatyadan Lutfi, Ankaradan Caleden Hüsameddin, Gazi lisesinden Her hid, Kadıköyden Bahriye, Konyadan Mamine, Bursadan Malik, Adanadan Arif, like, Akhisardan Hasan, Tilkilikten SaBeykozdan Fitnat, Beyoğlundan Rıfkı, lâhaddin, Zileden Şerafeddin, îstanbul Kadık" cen Sıdıka, İstanbul kız ortadan Cumhuriyetten Sadiye, îzmirden Ayşe, Adanadan Şemseddin, Konyadan NakiB" ll 'ce, Adana ortadan Necmıye. 30 liradan 35 liraya terfi edenler ye, Balıkesirden Kadri, Erzincandan Manisadan Hikmet, Maraştan Nazif, Halid, Merzifondan Vedad, Kırklae'inKand'll'den Fatma, Erenköyden Hida den Hacer, Ankaradan Nebil, İnegölyet, Kumkapıdan îfraz, Usküdardan den Ragıb, Amasyadan Hatice, TekirMemduh, Galatasaraydan îbrahim, Kan dağından Sabahat, Tokaddan Müzeyyen dilliden Mediha, Urfadan îsmail Safa, Nişantaşından Saffet, îstanbuldan MüIğdırdan Rıza, İzmirden Mahzure, Ka beccel, îzmirden Hacer, Osmaniyed^n bataştan Hayri, İstanbul muallimden Fer Kemal, Taksımden Hayriye, Tireden had, îzmirden Fazıle, Karamadan Zarife, Rıza, Antebden Ferid, Samsundan ReBoludan Mehmed, Kadıköyden Hamdi, şad, Vefadan Hulusi, Edirneden Ferruh. Mersinden İrfan, îstanbuldan Mesadet ve Akşehirden Osman, Muğladan HayrünResmiye, Kastamonudan Necmeddin, nisa, Merzıfondan Baki Suha. Kandilliden Belkıs, Gaziosmanpaşadan 20 liradan 25 liraya terfi edenler İshak, Boludan Mehmed, Bursadan Ce Kastamonuden Emine, Beyoğlundan lâle<"'v Ankaradan GaffaT, Ankara Saadet, Çorumdan Cavide, Galatasaraymusikiden Tahsin, Haydarpaşa lisesinden dan Bahaeddin, Ödemişten Hüsameddin, 5V; Ankara lisesinden Necati, Edre Eyübden Sabiha, Usküdardan Bedrıye, midden Seyid, îzmirden Ali Kemal, Galatasaraydan Muhsin ve Selâmi, ÇorV"n Resad, Adanadan Emin, Edirne ludan Mürvet, Maraştan Adalet, Perden Ömer, Kırşehirden Cevdet, Yozgad tevniyalden Ali, Bilecikten Sad'k, Eldan Fazıl, Usaktan Fah r eddin, İstanbul bistandan Zeki Beşiktaştan Rıza, Ordan Vecihe, Hopadan Said, Ankaradan dudan Ömer, înegölden Feriha, NişanSuphi ve Rifat, Erenköynden Hadjye, taşından Hatice, Çatalcadan Ahmed, Sıvastan İbrahim, Erzurumdan Cavid. Bodrumdan Salih Zeki. Sıra Balkanlarda mı? Yazan: YVON DELBOS Almanyanm Lehistan tarafında yaptığı askerî hazırlıklar, matbuatınnın neşrıyatı, Danzigdeki mütezayid kaynaşma, mahallî küçük führerlerin tahrikâmiz nutukları, serbest şehrin yakında cebrî bir muameleye maruz kalacağına delil sayılabılır. Fakat, Hitler, Polonyanın böyle bir teşebbüse karşı koymağa şiddetle azmetmiş olduğunu, Fransa ile İngilterenin Polonyaya yardım edeceğini bilmez değildir. Diğer taraftan, faşist hükumeti ve matbuatı, gerek Danzig meselesinde, gerek diğer bütün mesailde kendisile tamamen mutabık olduklarını söylemekle beraber, Mussolini'nin, hele İtalyan milletinin, muvaffakiyetle bittiği takdirde yalnız Almanyaya yarayacak olan çok büyük bir tehklikeye atılmağı can ve gönülden arzu etmeleri ihtimali pek azdır. Şu halde, taarruzun genişlemesi ve bu iki müttefıkin, müşterek taarruz yapmak hususunda an laşmaları mantığa yakın bir mülâhaza olur. Fakat, şimdiye kadar tatbik ettikleri tarza muhalif ve muhataraları asgarî hadde indirmek meseleleri ve kurbanları tec rid etmeğe matuf olan bu sistem, içinde bulunmaktan hoşlandıklan tefrika ve maneviyatı sarsma manevralarına nihayet vermek demektir. Bu suretle bütün bataryalannı açığa vurunca, sulh cephesini yarmak veya zâfa uğratmak ümidleri kalmıyacaktır. Bu itibarla, muhtemeldir ki, faaliyetlerini daha az mukavim addettikleri ve htrslannı, tamahlarını celbeden lokmalan pavlaşabilecekleri noktalarda, yani Balkanlarda teksif edeceklerdir. Balkan devletlerinden bazılannm ga ranti edilmemiş bulunması, ayrıca, mihverin oralarda nüfuz kazanmış olması; bu devletlerin, muahedelerin tadili taraftan bulunmaları, dini, imanı olmıyan bir taarruz karşısında hiçbir kıymet ifade etmiyen bir bitaraflık telâkkisi taşımaları gibi vaziyetler, bu tarzda bir tabiyenin muvaffak olması için kâfi sebeblerdir. Maamafih bu memleketlerin, Berlinin ve Romanın ümid ettikleri kadar kolayca yutulur lokmalar olduğu da sanılmamalıdır. Bu devletin en ffzla tehlikeye maruz bulunanı, çcktandır ister istemez Almanyanm ve îtalvanın peşinde sürüklenen Macaristandır. îtalya ve Almanya, onun tuttuğu bu istikameti, kat'î bir köleliğe tahvil için, şu sırada kuvvetli tazyikler yapiyorlar; Macaristanda totaliter rejim tesisine, yani orayı kendi ajanlan vasıtasile idare etmeğe çalışıyorlar. Ayni zamanda Macaristana, Slovakya ve Transilvanya taraflarından arazi tevsii vadinde bulunarak onun tadil emellerini körüklemek suretile, Rumanyava ve Polonyaya karşı bir taarruz esası aravorlar. yor. Fakat Bulgarlar, Kral Ferdinand'm hataları kendileri için neye mal olduğunu bilen ve ayni maceraları tekrar tecrübe niyetinde bulunmıyan akıllı ve sulhperver bir millettir. Diğer taraftan, Bulgaristanın emelleri, kendisini Fransaya ve İngiltereye yakınlaştırmakta olduğu gibi, ırkdaşlık gayreti de Lehistan ve Rusya lehinde tesir göstermektedir. Binaenaleyh, Bulgaristandaki totaliter faaliyeti, Fransadan ve bilhassa İngiltereden vaki olacak iktısadî bir yardım sayesinde, müessir surette akim bırakılabileceği gibi, Bulgaristanın Balkan Antantına eirmesini temin edecek yollu mÜ7akerat da bu sahada müspet netice verebilir. Yugoslavyaya gelince, Stoyadinoviç siyasetinin üstüste yığdığı fena neticeler ne kadar fazla ve Avusturya ile Arnavudluğun ilhakından mütevellid vaziyet nekadar kötü olursa olsun, Yugoslavyanın mihvere i!tih=ık edeceğinç ihtimal verilemez. Sto yadinoviç tarafından tatbik edilip tesirleri, onun sukutundan sonra da devam eden sözde bitaraf siyasetin yanlışlığı, bilhassa Yugoslavyanın vaziyeti münasebetile kendisini gösterivor. Bu siyaset, Küçük An tantı yıkmak. Almanyayı Yugoslavyanın şimal huduc^ "ia, İtalyayı Adriyatiğin ayni cihetine yarlestirmek suretile, memleketi mütearrızlann eline daha fazla teslim et miştir. Bu vadide bir adım daha atılsaydı, bizzat Yugoslav^anın mevcudiyeti tehlikeye girecekti. Fakat Yugoslav milleti ve Yugoslav ordusu, böyle bir akıbete boyun eğmiyecek kadar cesurdur. Yugoslavlar, sulh cephesine ve hassaten Fransaya teveccüh etmişlerdir. Bu noktada, Sırb, Hırvat, Sloven, bütün millet, aralanndaki ihtilâfa rağmen, ayni şekilde düşünüyor lar. Hükumet, vaktile örülen ağa dolaşmış bulunmakla beraber, bundan kurtulacak tır. Diğer üç Balkan devleti ise, açıktan açığa sulh cephesine iltihak etmiştir. Türkiye, sulh cephesine, Boğazlann hakimiyetini, küçük Asyada emniyet ve selâmeti ve Yunanistanla, Mısırla mutabık bulunarak şarkî Akdenizde üstünlüğü temin ediyor. Rumanyaya gelince, Kral Karol'un ve hükumetinin enerjisi, oradaki Alman en trikalannı bereket versin akim bırakmış tır. Lâkin Almanya, Rumanyanm petrolile zahiresine fazla göz diktiği için, maksad larından vazgeçmiyecektir. Ancak, Kral Karol, kuru gürültüye ehemmiyet vermez. Son yaptığı diplomatik seyahat ve ittihaz ettiği askerî tedbirler; memleketinin mü dafaası için hiç birşeyi ihmal etmediğini gösteriyor. IHEM n NALINA MIH1NA Köylünün dilekleri stanbul meb'uslarının takriben bir aydanberi halkla yaptıkları temaslar bitti. Şehirlinin olduğu gibi köylünün de nabzını yokladık, dileklerini dinledik. Bu temaslara ilk başladığımız zaman bu sütunda söylediğim gibi, halkımız, şehirli olsun, köylü olsun, şikâyetlerinde ve dileklerinde umumiyetle demagoji yapmamış ve olmıyacak şeyler istememiştir. Bunun iki sebebi vardır: D Cumhuriyet rejimi, halkın dileklerinden mühim bir kısmını başarmıştır. Halkımız makuldür; akli selimi, kanaatkârlığı olur olmaz herşeyi istemesine mânidir. Şehirlilerin tabiatile daha mütenevvi o!an isteklerini başka bir yazıya bırakarak İstanbula civar köylülerin dileklerinden bahsetmek istiyorum. Bunları şöyle hulâsa edebiliriz: 1 Toprak, 2 Yakacak, 3 Mekteb, 4 Yol, 5 Ziraat makineleri. Bu dilekler umumidir; bunlar haricinde dispanseri, doktoru olmıyanlar dispanser ve doktor, sıtmah olan yerler sıtma mücadelesi istiyorlar. Diğer bazı münferid dilekler de vardır, fakat, hemen hemen her köyün istediği yukarıdaki 5 maddeye inhisar etmektedir. Bunlan şöyle bir tetkik edelim: 1 Toprak meselesi: Devletçe memleket ölçüsünde halli düşünülen bir meseledir. Yalnız, bazı köylülerimizde, mümkün mertebe fazla toprağa sahib olmak, fakat bu toprağı işlemektense satmak arzusu hâkim gibi görünüyor. 2 Yakacak meselesi: Bunu da köylünün kendi yakacağı ve odun ve kömür yapıp satacağı diye ikiye ayırmak lâzımdır. Ormanları tahribden kurtarmak için, kömür ve Hnyitten istifade etmenin çaTelerini aramak gerektir. Yoksa yalnız kat'ivatı tahdid etmek bu derde tam bir çare değildir. 3 Mekteb meselesi: îstanbul vilâyetinin mektebsiz köyü yoktur. Köylünün istediği beş senelik ilkmektebdir. Bu da, esas itibarile kabul edilmiştir. Mekteb binaları meselesi de, bazi köyler müstesna, hallolunmuştur. Köylü, kendi vasıtalariîe duvarları yapıyor, ondan sonrası için de, vilâyet yardım ediyor. 4 Yol meselesi: Vilâyet, yapılacak yolları bir programa bağlamıştır. Yalnız ehemmi mühimme takdim etmek, daha doğrusu, büyük bir hamle ile programı daha kısa bir zamanda başarmağa çaiışmak Iâzımdır. Bu şüpheyi zekâmızın en aziz ışığı gibi saklıyalım. Zavahir mantığına amak için, akşam kalabalığında, T^üvezziin elimize tutuşturduğu üç k""'vk havadise ve beş kuruşluk fikre ""re dünya görüşleri kurmıyalım. Palavrayla ilim arasında kâinatlar dolusu mesafe var. Cocuk mer'îyi, ilim namer'îyi görür. Hâdiseleri sevkeden büyük fikir dalgalarının her kımıldanışına saplanrms bir dikkat, bizi günün yalancı zavahirine aldanmaktan kurtaracak. Elimdeki Avrupa kitablanna ve mecmualanna bakıvorum: îdeolojilerin tahlilini yapan fikir adamları bu gürün hSfliselerini çoktan haber verFakat, Macarlar istiklâle alışık ve âşık Bu bir k*4">"et H*Şil. sadece. bir millettir. Hepsi tadil taraftarı olmakla iç, yanî fikir plâmndan göberaber, bazılan idrak ediyorlar ki, va rüştür. tanlarının büyümesi için en iyi yol totaliZAFA terler hesabına intihar değildir. Hassaten :altanat naibi Horti'nin, totaliter devletler lehine olarak mevkiinden feragate hiç niyeti olmadığı gibi, efkârı umumiyenin de onu b" ' v e sevkettiği yoktur. Türk • Fransız ticaret muahedesi Yeni anlaşma % 94 takas usulüne dayanıyor Paris 24 (a.a.) Türk Fransız ticaret anlaşması, dün akşam burada iki hükumet delegeleri arasında imzalanmıştır. Havas ajansınm iyi haber alan mahfillerden öğrendığine göre, Türkiye ile Fransa arasında evvelce yüzde 65 nisbetinde bulunan takas, yüze 94 de çıkanlmıştır. Bundan başka, Türkiye, Fransada Türk tütün ve afyon satışlarına yapılan zamlarla yeni menafi temin eylemektedir. Eski Fransız alacaklannın deblokaj ameliyesi. tamamile Türk Fransız ticaret sosyetesi tarafmdan yapılacakbr. Fansız salâhıyettar mahfilleri. Havas ajansma. tamamile hususî takasa dayanan yeni anlaşmanm iki memleket arasmdaki mübadele hacmini mühim surette inkişaf ettireceği ümidini ızhar etmiştir. İmza merasiminin sonunda, Türkiye ticaret müsteşarı Halid Nazmi Kişnrr, Havas aiansma bu anlaşmanın iki memleket ticaret münasebetlerini takviye tdeceği ümidindo bulunduğunu söylemiştir. Ticaret Nazın Gentin de şöyle demiştir: « Bu anlaşma, evvelce siyasî sahada yapıldığı gibi. Türkiye ile Fransa arasmdaki itimadlı işbirliği azminı ekonomik sahada kaydeylemektedir.» Macaristanın vaziyeti nekadar nazik olursa olsun, mihvere karşı sadakatini ilân :den sözleri, şimdiye kadar inkıyaddan ziyade mukavemet manası taşımıştır. Maalesef görülüvor ki, şu sırada takviye mu kavemetten daha şiddetlidir ve Macar hükumetinin, mihverin ısrarlan karşısında bovun ismesi ihtimali mevcuddur. Böyle de )lsa, bu inkıyada, efkârı umumiyenin ekeriveti işrirak edecek değildir. Buloaristana gelince, o da tadil taraftandır ve mihver tarafından, Rumanyaya, Türkiyeye ve Yunanistana karşı metalıb dermeyanına teşvik edilmektedir. Fazla olarak, m^hsulâtının başlıca alıcısı olan Almanvanin, azcok arzulanna baelı bulunu 5 Ziraat makineleri meselesi: Pulluk ve harman makinesi gibi ziraat aletleri Bütün bunlardan çıkan netice şudur ki, de temin edilemez şeyler değildir. NiteBalkanlar, tezkeresiz beynelmilel avcıla kim kısmen de temin edilmektedir. İşi daha nn, bildikleri gibi avlanacakları bir saha genişletmek gerektir. değildir. Esasen, orada da korkutma maksadile tam bir fikir mutabakati yapmış olGörülüyor ki îstanbul köylerinin dilekdukları muhakkak değildir. Resmî tebliğleri başarılamıyacak şeyler değildir. Falerin ve parlak mütaleaların blöfile, başbakat bunlar temin edildikten sonra dahi şa yapılan konuşmaların realitesi arasında köylünün, Büyük Millî Şefin istediği derebir fark olmak gerektir. Almanya, paycede kalkmması için, çok çahşmak lâzım laşma işinde şimdiye kadar hep aslan pagelecektir. En mühim mesele, kaymakamymı almıştır ve almak istemekte devam eların, nahiye müdürlerinin ve diğeT me diyor. îtalya, onun Tuna mıntakasında murların likayatli olmalarıdır. Çünkü, neyerleşmesine müsaade ederse, gitgide darede çalışkan ve liyakatli idareciler ve ha fazla köleliğe düşecektir. Mussolini, memurlar varsa, oralarda bir hareket ve Anşlus olmak istidadı gösteren bir ittifaka, bereket gördük. Baza nda, Beykoz gibi İsmemleketini ne dereceye kadar feda edetanbulun bir mahallesi demek olan bir kacektir? Bu, birçok İtalyanlarm endişe ile, sabada, yedi senedenberi, en küçük ihtihatta tehevvürle irad ettikleri bir sualdir. yacların bile karşılanmadığı ve hiç birşey Ne olursa olsun, kolayca elde edilen fu yapılmadığı yolunda şikâyetlerle karşılaştuhat serabı, mütearrızlann gözü önünden tık. gitgide uzaklasıyor. Danzig olsun, Balkan Herha'de, memleketin imannda ve köydevletlerinin ekserisi olsun, mütearrızın kar lünün kalkınmasında, idare memurlannın sısında ^itşide da^^ sağlam sedlerle örtülmektedir. Zira, Macaristan mihverin ta rclü çok büvük olduğunu unutmamak ve hakkümü altına eirse dahi, onu baskalan ahnacak tedbirler arasında bu noktayı da düsünmek lâzımdır. mn tf''b etmesi ihtimali voktur. îzmirde hava müdafaası tecrübeleri yapılacak Burdur meb'uslarının tetkikleri Ordumuzun geçid resmi Mısır askeri heyeti ve ecnebi devlet ataşemiliterleri Elzeydi Paşanın Tİyasetindekı Mısır askerî heyeti, dün sabah şehrimizde bazı gezintiler yapmışlar ve bu arada müzeleri ve tarihî abideleri ziyaret etmişler dir. Mısır askerî heyeti ve ecnebi devlet atasemiliterlerile Türk ırıatbuatı mümessilleri ordumuzun yapacağı resmi geçidde hazır bulunmak üzere, dün gece saat 20,20 de hareket eden trenîe Edirneye gitmişlerdir. İzmir 24 (Hususî) Şehrimizde pasif Burdur, 24 (a.a.) Vilâyetimiz meb korunma tecrübeleri yapılacaktır. Bu usları parti kurağında partili arkadaslarhususta hazırlıklara başlanmıştır. la görüşerek gerek parti kuruluşlarının iç Vakıflar umum müdürü durumu ve gerek şehrin ve vilâyetin srenel tzmirde ve özel ihtiyacları ve dilekleri etrafında İzmir 24 (Hususî) Vakıflar umum malumat almışlar ve bazı noktalar üzemüdürü Fahreddin Kiper bugün buraya rinde izahlarda bulunmuşlardır. Meb'usgeldi larımız bir iki güne kadar kaza merkezîzmirde üzüm piyasası açıldı lerile mülhakatı dolaşarak temaslarına deİzmir 24 (Hususî) Üzüm piyasası bugün açıldı. Borsada bu münasebetle vam eyliyeceklerdir. yapılan merasimde Vali. tacirler ve Sıhhat Vekili Orduya gitti müstahsiller bulundular. Öğleden sonra Giresun 24 (a.a.) Sıhhat ve îçtifiatlar bir kuruş düştü. Vazıyet normal maî Muavenet Vekili doktor Hulusi Agörülmektedir. Müstahsü satışlardan memnundur. lataş, Erzurum vapurile dün şehrimize İzmirden ihraç edilen ilk incir gelmiştir. İzmir 24 (Hususî) Mevsimin ilk inDr. Hulusi Alataş, hükumeti, beledicir ihracı bugün merasimle yapıldı. Bu yeyi, Partiyi ziyaret ettikten sonra sıhhî münasebetle 1:~"*>rıdaki gemiler düdük çalarak P~ '''""'"n otuz tonluk müessesatı gezmiş ve ayni vapurla Ordu"a gitmi«!tir. ilk i** Edirne 24 (Telefonla) Kahraman ordumuzun yarın yapacağı büyük resmi geçid hazırlıklan tamamlanmıştır. Geçid resminde bulunacak olan davetliler ve halk, akın akın şehre gelmektedir. Bu sabah Halkevinde Büyük Erkânıharbiye Reisimiz Mareşal Çakmak, manevraların tenkidini yapmıştır. Yüksek kumanda erkânile büyük rütbeli zabitlerimizin de hazır bulunduğu içtimada söz alan manevra haresât mü dürü Orgeneral Fahreddin Altay, altı gün süren askerî harekâtı başından sonuna kadar teferrüatile izah etmiştir. Bundan sonra Mareşal Fevzi Çakmak, manevra harekâtının geniş bir vukufla tenkidini yaparak Türk ordusunun şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da ve her zaman için güvenilir bir kuvvet ve îngilterede iskonto fiatları kudret olduğunu tebarüz ettırmış, mıllî Londra, 24 (a.a.) îngiltere ban benliğimizin aziz bekçisi olan kahraman kasının iskonto fıatı yüzde 2 den yüzde ordumuza karsı takdırlerını izhar etmiştir. 4 de çıkarılmıştır. Dolu, bir köyün mahsulünü harab etti İzmir 24 (Hususî) Akhisarın Kapaklı kövüne yağmurla karışık ceviz büyüklüğünde dolu yağdı. 45 dakika süren doludan bir çok evlerin camlan kırılmış ve sıvaları dökülmüştür. Bir çok pamuk tarlalan ve bostanlar hasara uğramıştır. Zarar ve ziyanm 50 b'n lira kîdar olduğu tahmin edilmektedir. Köylü bu sene vergi almmaması için hükumete müracaate karar vermiştir. 4 Yugoslavya Kralımn 17 nci yıldönümü Belgrad, 24 (a.a.) Kral îkinci Pierre on yedinci yıldönümünün yakmda yapılacak olan tes'idi merasimi münasebetile bütün memleket, bu büyük millî şenliğin fevkalâde muazzam olması için hazırlanmaktadır. Alman vapuru kurtuldu îzmir, 24 (a.a.) Çamaltı tuzlası Önünde karaya oturmuş olan Alman ban* dıralı Salzburg vapuru yükünü teşkil e» den çimentolann bir kısmının tahliyesı i* zerine kendi vesaitile kurtulmuş ve lima» na gelmiştir. Bu vapurla gelen Beledivenin romorklu büyük otobüsleri dün îzmiro çıkarılmıştr