9 Haziran 1939 CUMHURİYET Amerikan garabeti! Yılanlara tapanlar dağ evlerinde ne yapıyorlar? Bu mezhebin salikleri bir kere cezbeye tutuldular mı, her çılgınlığı yapacak hale geliyorlar, evlâdlarını unutuyor, erkeklerin ağızları köpürüyor Yeni tarikatin dağ tekkelerinden biri Birleşik Amerika hükumetleri arazisinde, dağbaşlarında tahtadan yapılmış, muntazam barakalara sık sık rasgelinir. Bunlardan Kentukki dağlarında bulunanlar, dışarıdan görünüşte diğer yerlerde geçen barakalara benzemekle beraber, gördüğü iş bakımından diğerlerinden hayli farklıdır, bu havalinin ahalisi, kadın, erkek, çoluk çocuk, bu dağ evleri içerisinde, salon denilebilecek büyükçe bir odada cezbeye gelerek, bağırır çağırırlar, tepine tepine hoplar zıplarlar. Bu sırada gözleri döner, ağızlarından köpükler saçılır. Sonra da Âyinde çocuğunu unutan cezbe yorgun argın duvarlara yaslanır, bir müdhalinde bir an a det öyle kalırlar. Bu çılgınlık, salik olyaklaşırlar, yılanlan onun ellerinden kendukları mezhebin bir ibadeti, bir âyinidir. di ellerine alırlar, sağa sola, ileriye, geriye Bunlar Amerikada mevcud türlü türiü sallarlar. Bu korkunc sahne süreksizdir. mezheblerden biri olan «Holines» tarıkaBirkaç dakikayı müteakıb, mistik teganni tine mensub olanlardır. «Holines» kiliseve ekstatik raks arasmda, ruhanî reis bu si, mezhebin esasları arasına tüyler ürpertici bir âdeti sokmuş, ve âyınde ortaya ko adamlara verdiği yılanları geriye alıp teknup seyredilen yılanlar karşısında delice rar başlangıcdaki merasimle sandığa yersine hareketlerde bulunmağı telkin etmiş leştirir, sandığın kapağmı kapar. Bu sutir. Ayini görenlerden birinin anlattıkları retle âyin bıtmiş sayılır. Sona doğru gena göre, çoğu dağlık arazi sakinleri olan çen sahne, bütün dehşetile çılgınlık'arı civar ahalisi, Kentukki dağ evlerinden bi son haddine çıkaran sahnedir; esrarengiz rinde muayyen bir günde toplanıyorlar. ibadetin en ateşi körükleyen sahnesi buMaksadları yılan seyretmektir. Yılanla dur. Artık sükun devri başlar. Ihtilâclar rın gösterilmesini helecanla bekliyorlar. azala azala ve coşanlarm yauşmalarile Bekleme müddeti biraz uzadı mı, helecan salonda sükun yer tutar ve bitkin hale geları artıyor, sabırsızlanıyorlar. Can attık lenler, yavaş yavaş ayıhrlar, açılırlar. Arları bu âyini ruhanî reisin sandık açma tık müsterihtirler, «Holines» mezhebinin merasimile başkyor. Bütün bekliyenler, en canlı ibadetini yerine getirmekle o mezondan göz ayırmıyorlar. Sivil giyinmiş o hebe lâyık salikler olduklarını ispat etmişlan bu adam, bütün gözlerin kendi üstüne lerdir. dikilmiş olduğunun farkındadır, helecanı Tam üç saat süren bu âyin, orada yalarttırmak ister, ondan dolayı bekliyenle nız bir kişiyi zengin eder, bu da yılanların rin sabırsızlanmalarına aldırış etmez görü sahibidir. Bu adam, bir yılan taciridir. Yınür. Merasimin bütün hararetile başlıyaca lanları kiralar, âyin bitince alır götürür. ğı zamanı kestiren sivil ruhanî reis, bir Bu sefer Kentukkinin bir hayli dağ evledenbire sandık başına geçerek, ellerini ha rinden bir başkasma gidecektir. Oradaki vaya kaldırır. O ellerini havaya kaldınr âyinde gösterilmek üzere yılan kiralamakkaldırmaz da, mezheb mensubları hep birla tekrar para kazanan yılan taciri, sonra den diz çöker, elleri omuzlarında, ubuda bir başka dağevine yaklaşacak. Tekdiyet vaziyeti alırlar. Bu arada dualar orar tekrar evleri dolasarak işlerini tıkırınkurlar. Duaların okunması bir müddet da yürütecektir. Tacir, yılan ısırması tehsürer. Sonra, reis de dualar okuyarak ellelikesi bilmez. Bu tehlike, ondan uzaktır, rini indirir, sandığın kapağını kaldırır. Kal zira şerbetlidir. Sade o değil, «Holines» dırdığı gibi de sandık içerisine daldırarak, mezhebinin sivil ruhanî reisi ve ona âyinçifter çifter yılanları tutmuş olarak çıkarde yardım eden bu tacirin adamlan da dığı ellerini orada bulunanlara doğru uzaöyledirler. Mezheb salikleri indinde, yıtır. O sırada baş kaldıran diz çökmüş alan zehrinin tesir etmemesi, bir insanm en damlar, kıvrılan yılanları seyrederek kıvüstün mertebeye vasıl olmasının delılidir. ranırlar, ve kendilerini yukarıda işaret edilen çılgınhklara verirler. Gürültü, harıl Herkes de bu mertebeye ulaşmağa uğratı binayı yerinden oynatır. Ve meselâ bir şır, durur! Yılanı mabud bilerek ona taananın, cezbeye tutulmuş halde, ellerini pman eski ve iptidaî toplulukların harekebiribirine çarparak anlaşılmaz sesler çıkar tini modern Amerikada böyle benimseyedığı, birtakım lâfları kekeliyerek söyledi rek taklid etmenin saiki ne olsa gerektir? ği, söylerken de dili dolaştığı hemen da Bu, Amerikalıların dinî ihtiyaclannın çok ima vâkidir. Cezbeye tutulanın, gözü, baş defa grotesk şekilde tezahür etmesine atka hiçbir şey görmez. Çocuğu korkup da folunur ve Amerikada her sahada garib yaygarayı koparsa bile, ananın kulağı i vaziyetlerle karşılaşıldığına göre, «Holişitmez. Mutekid kadm, herşeyi unutmuş, nes» mezhebinin revacda olması pek fazyılanlarm kıvrandığını görür görmez, ken a yadırganmıyor!. dini başka bir âlemde bulmuştur. Erkek de el çırpa çırpa, acaib lâkırdılar söyliye söylij'e, bu çılgınlık temposuna ayak uydurur. Genc, ihtiyar bütün mezheb salikleri, hepsi ayni derecede olmak üzere bu haldedirler. Çocuklara gelince, onlar henüz bunun neye delâlet ettiğini kavrayamadıklarından ya şaşkm şaşkm bakınırlar, yahud da yukarıda kaydedıldıği gibi korkuya kapılarak yaygarayı basarlar. Korkmaları, doğrusu tamamıle yerindedir; bir yandan tüyler ürpertici yılanlarm kıvranması, bir yandan gürültü harıltı, korkmalarına fazlasile yeter! Barakamsı; bununla beraber muntazam dağ evinin bu âyin salonundakı kısmı mahsus loş, hatta karanlık bırakılmıştır. Sivil mhanî re;s, bir müddet sonra orada duran adamlan çağırır. Daha doğrusu, onları çağıran «ruh» tur da ruhun dıli olmadığı için ruh' namma ruhanî reis dile gelir, ruh, bu adamı arzusunu dıle getırmeğe vasıta eder. Bu mezhebin salikleri birbırlerinin arkasından meydana çıkarlar ve ruhanî reise, [Başmakaleden devam] nazariyelerinden ve bılhassa Münih konferansmdan sonra hayat sahası ifadesile izah edilcnek istenilen yeni tek taraflı tecavüz ve işgaller en ziyade İngiliz hükumet ve milletini müteessir etti. Yeni ileri hareketlere mâni olmak için en emsalsiz fedakârlıklarla en ileri kararları alan İngilizlerle Akdenizin ve Balkanlann emniyetinde menfaatlerimiz birleşiyordu. Hiçbir tecavüz fıkri taşıcnayan İngiliz Türk ittifakı Akdenizin ve Balkanlann emniyetıni mahfuz tutmakta kolaylıkia tahakkuk etti. Türkiye son çeyrek asırlık tarihinde ikinci makul ve zarurî rolünü oynuyordu: Birincisi Umumî Harbe iştirakimizde görüldü, ikincisi de İngiltere ile akdettığimiz şimdiki ittifakta görülüyor. Umumî Harbde merkezî devletlerle birlikte yürüyüşümüz Türkiye hesabına hemen hemen münhasıran Çarlık Rusyasına karşıydı. Bizim bu şekilde dahil olmıyacağımız umumî bir harb hem o kadar uzun sürmez, hem de Çarhğın Boğazlara yer leşmesinin önüne geçilemezdi. Çanakkale müdafaamız Umumî Harbi uzatarak Çarlığı yıkmış ve Rusyada sovyet rejiminin teessüsüne yardım ederek asırlarca düşmanlığını çektiğimiz bir memleketten bize dost bir millet çıkarmıştır. Tasavvur olunsun ki İstiklâl cidalimiz esnasında kendilerile ilk dostluk muahedesi akdetmiş olduğumuz Sovyetler o gün bugün ıkimiz arasında en samimî bir dostluk havası yaşattığımız büyük şimal komşumuz olmuş kalmıştır. Umumî Harbden mağlub çıktık ama en nihayet millî hududlarımız dahilinde millî istiklâlimizi tetnin etmiş olmak gibi büyük bir neticeye de vardık. Umumî Harbde kendisile silâh arkadaşlığı etmiş olduğumuz Almanya şimdi İtalya ile elbirliği ederek Avrupanm doğusunda, cenub doğusunda ve Akdenizde diğer birçok memleketierle beraber bizim müstakil mevcudiyetimiz için de en ciddî bir tehlikenin en korkunc tehdidlerini ortaya atmış olunca bu fena emellerin tahakkukuna imkân bırakmamak için giriştiğimiz îngiliz Türk ve Fransız Türk ittifaklan son çeyrek asırlık tarihimizin en makul ve en zarurî ikinci büyük vakıasım teşkil ctmektedir. Biz Akdenizde sayın Başvekil doktor Refik Saydamm dedıği gibi hiçbir hegemonya istemiyoruz. Bizim nazanmızda Akdeniz, ondan istifade eden uzak ve yakın bütün milletlerin müşterek malikânesidir. Balkanlarda statükonun bozulmasını istemiyoruz, ve Cumhur Reisimizin dediği gibi bu sahada bütün komşularımıza elimizde olan imkânların azamisile yardım etmeği vazife biliyoruz. Çünkü onlar yıkıldıkça tehlike bizim hududlarımıza yaklaşmış olur. Böylelikle totaliter devletlerin açtıkları emniyet buhranını, sulhu ayakta tutaıak ve muzaffer kılmakta menfaatleri bizimle müşterek olan devletlerle Akdeniz ve Balkanlar için bertaraf etmeğe bütün bir azim ve kararla el atmış bulunuyoruz. Tamamen tedafüî mahiyetli olan bu harekete çemberleme siyaseti diye hiddet olunması dünyanın en şaşılacak işlerindendir. Akını durdurmak için kurulan sedde hiddet edenler böyle yapmayın da kolaylıkia ortalığı istediğimiz gibi altüst edelim ve yolumuzun üstüne düşecek milletleri birer birer pençelerımiz altına alalım mı demek istiyorlar? İlâve edelim ki şarkî Avrupa için kendisine teklif olunan anlaşmada tutacağı hareket hattı ne olursa olsun şimal komşumuz Rusya Karadenizle Balkanlarda ve hatta Akdenizde statükonun mahfuziyeti için muhakkak bizim zümrenin yanındadır. Sayın Millî Şefimiz Türk milletinin vaziyet ve vazifesini olanca açıklığile ortaya koydu: Varlığımızı korumak ve sulhun muzafferiyet ve hakimiyetini mahfuz tutmak için fedakârlıkların en ilerisini şimdiden göze alınış ve bütün milletçe kahraman Başbuğumuzun etrafmda toplanmış bulunuyoruz. Emniyet buhranma Yeni Rumen Par Cebelüttarıkta mülâmentosu açıldı him bir konferans karşı tedbirler [Baştarafı 1 inci sahifede] Bükreş 8 (a.a.) Rador ajansı bildiriyor: Yeni parlamento mesaisine başlamiş tır. Kalabalık bir halk kütlesinin coşkun tezahüratı arasında parlamentoya gelen Kral, alkışlar arasında salona girerek mesajını ok*müştur. Mesajda ölü Kraliçe Mari'nin hara retli bir senası yapıldıktan sonra, Kralın yeni anayasaya göre seçilen parlamento arasında buluncnaktan mütevellid mem nuniyeti kaydedilmekte ve Romanya milletinin rüchanmı ilân ederek medenî vazife ve hakları daha iyi tevzi eden ve âmme hayatını Romanya camiasının hakikî ihtiyaclarına göre tanzim ederek parlamentoda bütün müstahsil unsurların temsilini zâmân altına alan yeni anayasanın ilânına saik olan ahval ve şartlar izah olunmaktadır. Kral yeni teşekkülleri, yapılan plebisit münasebetile millet tarafından şevk ve heyecanla karşılanmış olmasını ve miiletin yeni rejime iltihakını memnuniyetle kaydederek son seçimlerdeki iştirak nispetinin bunu ispat eylediğini bildirmek tedir. Mesaj, dahilde nizamı tekrar tesis eden hükumetin eserini, bugün hüküm süren tam sükunu ve spritüel birliği bilhassa kaydederek bunun müstahsil emeğin in kişahna ve hertürlü tehlikeye karşı mukavemetin takviyesine imkân verdiğini ilâve eylemektedir. Mesaj, hükumet tarafından yapılan ıslahah saydıktan sonra, muhtelif saha larda yapıcı icraatı, bütçenin tamamen tevzin edildiğini ve ordunun gerek kadro ve gerek malzeme bakımından yapılan mühim ıslahatla takviye edildiğini bildirmekte, bütün bu faaliyetin memlekete bir emniyet hissi verdiği ve bu hissin son silâh altına davet vaki olduğu zaman milletin gösterdiği takdire lâyık hamle ile tezahür ettiği ilâve edilmektedir. Keza hükumet, ırkî ekalliyetlerin ihtiyaclarını tetkik ederek bu ekalliyetlerin Rumen devleti içinde iktısadî, kültürel ve spritüel sahada serbestçe inkişaflarını temin eden hususî bir kanunla dahilî huzuru da takviye eylemiştir. Mesaj, bundan sonra şöyle devam etmektedir: « Memleketimiz son zamanlarda beynelmılel tahrık ve tahavvüllerin ortaya çıkardığı müşkül meseleler karşısında kaldığmdan, hükumetim bu münasebetle bir barış politikası, fakat her ne pahasına olursa olsun bir barış değil, şarta bağlı bir barış politikası takib etmiştir. Hükume tim, bu politikaya vusul için bir tarihte muhtelif ihtiyat smıflarını silâh altına çağırmış ve hertürlü fedakârlıklar pahasına hududlarını müdafaa edeceğini bildirmiştir.» Mesaj Kralın ve Veliahdin yabancı memleketlere yaptığı ziyaretleri hatırlatarak görülen hararetli kabulün her ta rafta Romanyaya karşı mevcud hususî takdiri ispat ettiğini kaydetmekte ve müteakıben şöyle devam eylemektedir: « Romanya topraklarının çeşidli zenginlikleri ve milletin müstahsil emeği herkesin alâkasını çekmiştir. Bu zengin likler Romanya milletine aiddir. Fakat diğer devletlerle faydah bir mübadde imkânını da temin edebilir. îşte son defa Almanya, Fransa ve İngiltere ile akdedilen ekonomik mukaveleler bu icaba tekabül etmektedir. Hükumetim, dahilde nizama ve hu dudların müdafaasını ihtimamdan fariğ olmaksızın, devletin siyasî organizasyonunu tamamlamağa ve ekonomik meseleleri halle çalışacaktır.» Türk îngiliz dostluğu IBaştaraft l inci sahifede] General Nogues, Cebelüttarıkın mü nü Londra Belediye reisi tarafından kadafaa tertibatını teftiş edecektir. bul edilmiş ve hükumetin Lord Chetheld Fransız Başkumandamnın riyasetinde verdiği bir öğle ziyafetınde ziyaretleri bulunmuştur. 3 haziran cumartesi günii Londra 8 (a.a.) Fransız orduları Cambridge'e gidılmiş, 4 haziran pazar Başkumandanı Gamelin, refakatinde Vi günü de Türk gazetecileri Petvvarth'da kont Gort olduğu halde bu akşam Çem Lord ve Lady Lecon Field'in Balls berlayn tarafından kabul edilmiştir. Park'ta Sir Lienel ve Lady FaudelGeneral Gamelin, dün Alderchot kam Philivps'in misafiri olmuştur. pında yapılan büyük askerî geçid resmin6 haziranda Türk gazetecileri Port de hazır bulunan 30,000 kişi tarafından land'a giderek muhtelif harb gemilerini hararetle alkışlanmıştır. General, geçid gezmiş ve Repulse'de öğle yemeğini yeresminden evvel mmtaka kumandanı Ge dikten sonra akşam Londraya dönerek neral Dill ile birlikte yemek yemiş ve Daily Telegraph'ın ziyafetinde bulun müteakıben refakatinde Vikont Gort ol muşlardır. duğu halde geçid resmi sahasına gelmişSalı günü, Kalten'de tayyare karar tir. gâhını ve Bristol'daki tayyare fabrikalaMüşterek orduya General Gamelin rını gezmislerdir. Dün Türk gazetecileri, Colchester'de kumanda edecek askeri talimlerde bulunmuşlar, sonra AParis 8 (a.a.) «Matin» gazetesinin Londra muhabirinin bildirdiğıne gö vam kamarasına giderek Başvekil M. re, İngiliz Fransız kara, deniz ve hava Çemberlayn tarafından kabul edilmişlerkuvvetlerinin yüksek kumandanhğı, harb dir. Dün akşam da Türk gazetecileri şevukuunda, General Gamelin'e tevdı edi refine Merchant Taylors Hall'de Lord Lloyd'un riyasetinde British Council talerektir. rafından bir ziyaret verilmiştir. Erkâmharbiyeler arasında Türk gazetecileri, bugün Amirallık müzakereler dairesini, sonra da televizyon istasyonuLondra 8 (a.a.) Avam Kamara nu gezeceklerdir. sında bir meb'us, Çemberlayn'e, İngiliz Cuma günü, Türk gazetecileri, WindErkânıharbıyesile Polonya, Romanya ve ?or ve Eton'a gidecekler ve akşamı Ti daha bazı memleketlerin erkânıharbiyeleri mes'in ziyafetinde bulunacaklardır. arasmda görüşmeler yapılıp yapılmıyacaTürk gazetecilerinin refikalan, ayrıca ğını sormuştur. Başvekil, erkânıharbiye bir ıtriyat fabrikasını, bir sinema stüdyoheyetleri arasında ataşemiliterler vasıtasi sunu, bir tiyatroyu ve ayrıca Kevv bahle normal şekilde temasın muhafazd edil çelerini de gezmislerdir. diği ve bu usulün bundan sonra da takib Türk gazetecileri grupu, bu cumartes1 edileceği cevabını vermiştir. günü Londrayı terkedeceklerdir. İngiltere ile Polonya arasmdaki askeri ve mali itilâf Londra 8 (a.a.) öğrenildiğine göre İngiltere ile Polonya arasında bir malî ve iktısadî anlaşma imza edilmiştir. Bu anlaşma mucibince İngiltere, Polonyaya harb malzemesi mübayaası için 30 milyon sterlin ikraz edecektir. Söylendiğine göre iki ordu arasında teknik sahasmda teşriki mesai edi'mesine dair bir askerî itilâf da imza edilmiştir. Çin tayyarelerinin bombardımanı Hongkong 8 (a.a.) Dört Çin tayyaresi Hangsov'daki Japon tayyare meydanını bombardıman ederek dört Japoa tayyaresini tahrib eylemiştir. Çin tayyareleri hareket noktalarına hiçbir arızaya uğramaksızm dönmüşlerdir. Şimal memleketleri garanti kabul etmiyorlar Londra 8 (a.a.) Avam Kamarasında Çemberlayn beyanatta bulunarak, Finlândiya, Estonya ve Letonyanın îngiltere hükumetine yaptıkları tebliğlerde bu memleketlerin bitaraflıklannı tam olarak jnuhafaza etmek azminde bulunduklar için Fransa, İngiltere ve Sovyetler Birliği arasında halen yapılmakta olan müzakerelerden neş'et edebilecek garantileri kabul etmiyeceklerini bildirdiklerini söylemiştir. ZonguldaJctaki okuyucularımıadan aldı ğımız bir mektubda denıllyor ki: «Posta vapurlan buraya gelir gelmez, postalar derhal vapurdan alduılmıyor, bu yuzdea Postaneye geç gelen posta çantaları da «mesai saati geçmıştir> donılerek ertesi günü açılıyor. Bu sebeble, halk, mektub ve gazeteleri vürudünden bir gun sonra alabümektedir. Bu mahzurun onune geçilmek için alâkadarların nazarı dikkatini celbetmenizi rıca ed€riz.> Posta Umum müdürlüğünün ehemmiyetle nazarı dikkatine Cumhuriyeti nu Fransız gazetelerinin tefsirleri Paris 8 (a.a.) Sovyetler Birliğile olan müzakereler hakkında tefsiratta bulunan Le Jour gazetesi diyor ki: «Strang, çantasında, Moskovaya verilecek bir veya birkaç kompromi formülü götürecektir. Fakat ayni zamanda vazifesi, S o ^ e t zimamdarlarına, kendilerinin esaslı istedikleri kabul edildikten sonra metin üzerinde kılı kırk yarmanın tehlikeli ve faydasız olacağını da bildirmek olacaktır.» Epoçue gazetesinden: «Baltık devletlerinin birinin Almanya tarafından askerî işgal altma alındığmı farzedelim. Bu, Sovyetler Birliğine karşı bir taarruz başlangcından başka birşey olamaz. Şimdi bir de, Holandanın işgal edildiğini farzedelim. Garantili veya garantisiz, herhangi şartlar içinde vaki olursa olsun, böyle bir işgal de ancak ingiltere veya Belçika üzerinden Fransaya karşı bir taarruz başlangıcından başka birşey olamaz. ( YENÎESERLER ) Aşkı Memnu Hilmi Kitab Evi, üstad HaUd Ziyanın, bütün bir nesli alâkalandıran «Aşkı Memnu» unu yeni harflerle tekrar tabetmeğe muvaffak olmuştur. Eser, muellifi tarafından gozd«n geçırilmiş ve yeni nesil için pek tanmmamış olan kelımeler, terkibler turkçeye çevrilmış, buna rağmen üslub ve ibarelerın teşkılâtına • dokunulmamLştır. Eski harflerı okuyamayan yeni nesil için, Edebiyatı Cedıde devrinin en güzel eserini okumak imkânı hasıl olmuş bulunmakta dır. Okuyucularımıza tavsıye ederlz. Arkadaşımız Nahid Sırrmın Anatol Frans tan tercume ettığı, bu eser de Hılmi Kitab Evı tarafından neşredılmiştir. Anatol Frans'ın bu muhim eserinin türkçemize henüz tercume edılmemış olması buyuk bir boşluktu. Fransız nesrinin bu en büyük üstadımn, kendi hayatını ta^vir eden romanını tavsiye ederiz. Hilml Kitab Evi arkadaşımız Hamdi Varoğlunun Steîan Zıveıg'ten tercume ettiği bu eseri de neşriyat sahasma çıkarmış bulunmaktadır. Eser şayanı tavsiyedir. Denizbank Teknik Başenspektörü Kemal Akmen tarafından yazılan bu eser teknisyenlerimizi alâkadar edecek tarzda ve resimli olarak neşredilmiştir. Alâkadarlara tavsiye ederiz. Sylvestre Bonnard'ın cürmü Rumen Hariciye Nazırı, Köseivanof'un beyanatına cevab veriyor Paris 8 (a.a.) Paris Soir gazetesinde neşrolunan bir makalede Bulgar Başvekili Köseivanof'a atfen, cenubî Dobrice hakkında Bulgaristanla Romanya arasında bundan birkaç ay evvel tnüzakerelere başlanmıs olduğu yazılmıştır. Havas ajansının Bükreş muhabiri Hariciye Nazırı Gafenco'dan bu hususta izahat rica etmıstir. Romanya Hariciye Mazırı demıştır kı: « Bence ortada bir yanlışlık vardır. Köseivanof, kendisine atfedilen beyanatta bulunmuş olamaz. Romanyanın hu dudları asla müzakere zemini olmamıştır ve hiçbir suretle de olmıyacaktır. Ro manya, bütün komşularına karşı hayırhahane bir hattı hareket takib etmekle beraber bu hususta hiçbir şüpheye ve yanışlığa mahal bırakmamıştır.» Mesaj, memleketin, eski siyasî endişe ve ihtiraslardan kurtulan ve münhasıran hükümdarına mes'ul olan hükumetin yeni İşte, Londra, Pariş ve Moskova aravazifelerine karşı itimadmı bilhassa kay smda cereyan eden müzakerelerin bu isdederek bitmektedir. tikamette cereyanı lâzımdır. Bir neticeye Yugoslav gazetelerinin dostane varmak, hem de pek çabuk varmak imkânı neden mevcuddur? Çünkü, hakikat neşriyatı Belgrad 8 (a.a.) Rumen millî bay gibi büyük bir kuvvete dayanmaktadır.» ramı münasebetile matbuat uzun tefsir Ierde bulunmakta ve Kral Karol'un re simlerini dercetmektedir. Samuprava gazetesi, bilhassa şöyle yazmaktadır: «8 haziranda Romanya, Kral Karol'un vatana avdetının 8 ınci yıldönümünü tesid etmektedir. Bugün dost ve müttefik Romanyanın tarihinde bilhassa mühim bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Çünkü bugünden itibaren Romanya kalkınmaya başlamiş ve beynelmilel hayatta bugünkü yerini işgale muvaffak olmuş tur. Dahilde, her sahada müttefik Ro manya tam bir nizam ve iktısadî refah içinde yaşamaktadır. Amok Benzin motörleri ı Rumen konsoloshanesinde dün yapılan merasim j YUNUS NADI Şuşnig katledilmemiş Paris 8 (a.a.) Şuşnig'in katledildiğine dair ecnebı matbuat tarafından verilen haberleri Almanya sefareti tekzib etmektedir. Varşovadaki Yugoslav elçisi Varsova 8 (a.a.) Yugoslavya elçisi Vukchevitch, buradan hareketinden evvel veda etmek üzere Hariciye Nazırı Beck'i ziyaret etmiştir. Charles Maurras kılıc kuşandı Paris 8 (Hususî) Charles MaurKraliçe Mari iyileşti ras, vefat etmiş olan Hanri Robert'in yeLondra, 8 (a.a.) Kraliçe Mari, gerıne Fransız Akademisi azahğına seçıl çirdiği kazadan sonra ilk defa olarak bu Rumen konsoloshanesinde dünkü resmi kabulden bir intıba miştir. Bugün Akademide an'anevî merasimle nutuklar söylenmiş ve mumaileyh sabah Whitchall meydanında bir geçid Dost ve müttefik Rumen Kralı Karol'un Romanyaya avdetinin senei resminde hazır bulunmuştur. Akademi kılıcını kuşanmıştır. devriyesi dolayısile de dün konsoloshanede tjr resmi kabul yapılmıştır.