CUMHURtYET D UYDUNUZMU ADLiYEDE Giden gelmez Amerikalı bir avukat garib bir macera geçırmış. Vak'a Boston'da cereyan edıyor. Mahkemede bir dava ile meşgulken, adamcağızın şapka sını aşırmışlar. Hırsızlığm huzuru adalette yapılışı biraz aykın ama, tıpkı dılencilik gibi, hırsızhğın da üç şartı, nerede bulursa, kimde bulursa ve ne bulursa çalmak olduğuna göre, haydi buna «olağan iş» diyelim. Avukat bir kurnazlık düşünmüş, gazeteye derhal bir ilân vermiş. «Sapkamı çalanı tanıyorum, demiş, yirmi dört saate kadar geri getirip teslim etmezse, kendisini kepaze ederim.» ilân, aspirin gibi tesir yapmış. Ertesi güne kalmadan, avukatm oturduğu apartımanın kapıcısına tam elli iki kişi müracaat etmış ve elli ıkı tane şapka bırakmış. İçinde melondan kaskete, fötrden sılindire, gıcır gıcır yeniden yağlı paslıya kadar her çeşid, her biçim, her boy şapka bulunan bu bir araba şapkayı avukata teslim etmişler. Avukat, bir ilân vermekle elli iki şapka kazanmış ama, kendi şapkası gene meydanda yok. Tevekkeli demezler: «Giden gelmez!» Gelseydi, avukatm şapkası gelirdi. VE = = MAHKEMELERDE İngiliz takımı Kimin tarafından dava bugün geliyor sporcular meraedildiğini bilmiyen adam Misafir karşılanacaklar simle thtiyarı mahkemelere sürükliyen adam hırsını alamamış, Penbe kadını da dava etmiş İngiltere amatör Middlesex Wandrers tskımı bu sabah şehrimize gelecektir. lngiliz takımı Sirkecide merasimle karşılanacak ve hususî bir motörle misafir edile Canım benim öteki mahkemede dacekleri Modaya götürüleceklerdir. İngiliz va ettiğim... şey... takımı bu akşam Fener stadında hafif bır Kavruk, ufak tefek ihtiyar, burada da antrenman yapacaktır. İngiliz takımı için bir nöbet, başka bir Asliye Ceza mahke şöyle bir program yapılmıştır: mesinde dava ettiği adama dair bir rorba 9 haziran İstanbula varış. İstirabat. dolusu lâkırdı söylemeğe hazırlanırken, Antrenman. reis: 10 haziran Serbest. Dur, dur! dedi. Nedir bu acele? 11 Haziran Fenerbahçe ile maç. Ne oluyorsun? Hem biz burada o davaAksam misafirler şerefine Moda kulüya bakmıyoruz ki! bünde parti. Bıliyorum, burada benden davacı 12 haziran Serbest. o, ama ben... 13 haziran Adalan ziyaret. Sen burada istmabe yolıle isticvab 14 haziran İstanbuldaki İngilizlerle olunacaksın! Senin davacın burada değil, kiriket maçı. taşrada... 15 haziran Motörle Boğazda tenez Nasıl? Kaçmış demek ha? Haa, züh. anladım, benimle yüzyüze gelmekten kor16 haziran Ankaraya hareket. kuyor da perde arkasında oynuyor! Korkar, korkar a; çünkü... 1 7 haziran Ankarada maç. Dur acele etme, dur! Senden da18 haziran Ankarada ikinci ve son vacı olan bahsettiğin adam değil, başkasî; maç. erkek de değil, kadın! 19 haziran İstanbula dönüş. Gece Ne? 10 da ekspresle Londraya hareket. 22 haziran perşembe günü akşam beş Sen Pembenin evinin camını taşlayirmide Londraya muvasalat. mışsın? Kim bu Pembe? İngiliz takımınm ikinci ve üçüncü maçı Kim bu Pembe? Yaşı elliyi çoktan aşmış adam, ağzı a nı Ankarada yapması takarrür etmiştir. Programın bu kat'î şekline göre Wançık bir halde, reisin kendine sorduğu şeyi, drers takımı şehrimizde bir maç yapmış sesin aksi gibi, reise soruyordu. Bize soracağına, sen söyle Pembe olacaktır. Aralarında kuvvetli kriketçiler bulunan nin kim olduğunu! Anlat bakalım, huvardalık mı ettin, içtin de ne yaptığmı bile İngiliz takımı oyuncuları bu fırsattan istifade ederek şehrimizde bulunan İngilizmedin mi? Aman, rica ederim, bu yaştan son lerle çarşamba günü de bir kriket maçı ra mı? Evlı değılım, ama dünyadan ei e yapacaklardır. İngiliz takımının Ankaraya gitmesi tatek çekmişim, unumu elemiş, eleğimi askarrür ettiğine göre, ikinci maç günü Femışım! Hem de çoktanberi mi çoktan! nerbahçe tekaüdlerile Matbuat takımı aBir sıra, sual, cevab.. İhtiyar, istinabe rasmdaki mü^abaka da geri kalmıştır. kâğıdına yazılı memlekete ömründe bir deŞehir stadı maketi geldi fa bıle yolu düşmedığını, Pembe ismınde bir kadını hiç mi hiç tanımadığını ısrarla Dolmabahçede yapılacak şehir stadıtekrarlayjp durdu. Ve istinabe dosyasınyu nın İtalvan mimarı tarafından yapılan tespit edılen ifadeyle «mahallıne» yollan maketi İtalyadan getirmiştir. ması kararla«hrıldı. Dolmabahçede yapılacak şehrin makeKavruk, ufak tefek ihtiyar, hayret edc ti şehir stadyomunun fevkalâde güzel oede salondan çıkarken birdenbire döndü, lacağını göstermektedır. hiddete kapıldı ve parladı: Fethi Tahsin hakem komitesi Buldum, dedi, buldum! Bu da, o riyasetinden istifa etti beni dolandıranın işidir; mutlaka banda Futbol Federasyonu, yüksek hakem koda onun parmağı vardır! Pembe, onun bir mitesi tarafından teşkıl edılen Istanbul şeysidir mutlaka da kadını ta oradan benim aleyhime kışkırtmıştır! Bakın hele hakem komitesi baskanlığına Fethi Tahsin yaptıklarına, bakın! Ama durun, nasıbim secilmisti. İstanbul mıntakasının ağır işleden geçmesin, ben ona gösteririm. Öyle rini nazarı dikkate alan Fethi Tahsin bu bir gösteririm, ki apartopar olur şöyle; hem va^ıfeden istifa etmi«tır. öyle bir apartopar ki!. Fenerbahçe Kurtuluş atle 9 Haziran 1939 RADYOLİN kullanan rnes'ud güzeller Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra Yılan ve yalan Rivayet ediyorlar ki yaz gelmiş. Avrupa büyük şehirleri halkının baş eğlencesi olan hayvanat bahçeleri adam almıyormuş. Bu münasebetle, bir Avrupa gazetesi, Londra hayvanat bahçesi müdürünün, fok balığı ve yılan hakkmda verdiği bazı ma Yarabbi, tövbe, estağfurulUh! Helumatı yazıyor. riften hem davacı olayım, hem de o beni Fok balığı, günde vasatî olarak 18 ki suçlu yerıne koysun, ha? Ben onu suçlu lo balık yiyormuş. Eh, ne yapalım, afiyet diye dava ettımse suç işledi de ondan! olsun! Yalnız, bu 18 kilo balık, bahçe Benim hesabıma yedı yüz lıraya güzel bir idaresine, yılda 200 ilâ 300 İngiliz Iira ev kapatacakmış gibılerden, peşin peşin iki sına mal oluyor. yüz liramı koparıp da içettiğınden dolayı! Hayvanat bahçesinin en masraflı mi Halbuki ben ona ne yaptım? Hiç! Dava «rfiri, bu fok balığı. • . ... *. < açtımsa, hakkun değil mi? Vereydj paramı geriye, düşmeyeydik mahkemeye! RüBir de bunun zıddı var: Yılan. & Müdürün izahatına göre, yılanm hem yada kaç kere geriye V€rdigfaiît^ıyatukken yemek övünü pek az, hem yemekleri arası bir defa veriverseydi, iş oldu da bıttıydi! Ama bana gösterdiği evi almamış, beni çok fasılalı imiş. Hele bazı yılanlar, uzun müddet hiç aldatmış; ona da eyvallah derdım ben ! bir şey yemeden yaşarlarmış. Bahçe di Keşki aldattığı o kadarla kalsaydı! Halrektörü, bir de, açlık rekoru, yahud ım buki... bak gene tepem attı! Ayol olur sak rekoru kıran bir yılandan bahsediyor. §ey mi bu? Hem paramı iç ediyor, hem Pek nadir bulunur neviden bir boa yı de benim onu verdığim gıbı o da bem lanı olan bu hayvan öyle perhizkâr, öyle mahkemeye veriyor. Amma da cesret, ha! iktısada riayetkârmış ki, dört senede bir Ben ona ne yapmış olabıhnm? Dur hele, şimdi içeride öğreneceğım ya! Ama öğdefa karnını doyururmuş. rendikten sonra da ona öyle bir iş edeceİki yemek arasındaki bu zaman farğim, ne mal olduğunu, içini cıcığını hâkını, sonra da «yılan» Ia «yalan» arasınkimlere öyle bir anlatacağım ki benden daki tek harf farkını düşündüm. Ne yadavacı olduğuna bın kere pişmanlık gelan söyliyeyim, ikincisi ehven geldi. tirecek! Hoş onda yüz, surat yoksa da! Ben gene yapacağımı yapar,ım! Tövbe, ıstanbulspor kulübünün estağfurullah, yarabbi! Düşünüyorum, dükongresi şünüyorum, beni neden, nasıl dava edebiIstanbulspor Kulübü Genel Sekreter leceğini bir türlü bulamıyorum! Ben mi onu dolandırmış oluyorum yoksa ? E, oliğinden: lur ya; tevekkeli dememişler, «olmaz olRuznamede yazılı mevaddı müzakere ve karara raptetmek üzere kongremiz 10 maz, deme, olmaz, olmaz!» Haziran 1939 cumartesi giinii saat 15 te Bu suretle, bu sefer Adliye koridorunkulüb lokalinde toplanacağından sayın a da kendi açtığı davadan dolayı görünmezanm teşrifleri rica olunur. diği, tersine bir vaziyette oraya geldiği Ölünceye kadar senin peşini bırakmıyacağım, ahımdan sakın, ahımdan «akın; uruıtma, benim param, benim canım! Bir ay kadar önce Adliyede, dava ettiği adamın peşi sıra bağıra çağıra böyle diyen, kavruk, ufak tefek ihtiyar, Adlıye koric'orunda görünmüştü. Kıyafeti ayni kıyafetti. Kendisinin diz kapaklarına çıkan, aslında büyükçe bir çocuğa aid ve uzun paçalı olduğu besbelli pantalonu giymişti; başına da takkeye benziyen bereyi geçirmiştı; evin kenarına acemî bir elın ığne ıplıkle iliştırdiği hilâl şeklinde kesılmiş siperli bereyi, bacaklarına kısa gelen pantalonu ile, bakanın kendisini çocuk sanabıleceği bu yaşı elliyi çoktan aşmış adam, geçen sefer olduğu gibi gözleri fırıl 'ınl, ağız burun oynata oynata ve sesi hırsmdan tıtreyerek, homur homur söylenıyordu. Açtığı dava, şahid çağırılmasına kalmıştı. Bugün, ayni davanın devamı için mi buraya gelmişti? Fakat, kapısı önüne dikıldiğı mahkeme, gene Asliye Ceza mahkemesi olmakla beraber başka bir Asliye ceza mahkemesı!... Yoksa kapıyı mı şaşırmıştı? Mutad hilâfına, bugün koridordan gelip geçenler, kızgın kızgın söylenen bir adamın lâkırdısına kulak vermek heveslisi olmuyorlardı; onun yarı kendi kendine hızlı hızlı söyledıklerini ışıtenler, şöyle bir bak:p yürüyüveriyorlardı. Anlaşılan bugün onların kendi derdleri kendilerine yetiyordu... Derdleri başından aşkındı! kullandıklarını söyledikten sonra, diş şeydir. R A D Y O L İ N ' l e fırçalanat, Ierin niçin bu kadar beyaz ve güzel dişler ebedî bir hayata, sıhhata ve olduğuna şaşmak hakikaten şaşılacak cazibeye malik olurlar. RADYOLİN Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra günde 3 defa Radyolin diş macunile fırçalayınız. Sivrihisar Belediyesinden: Kapalı zarf usulile bir ay müddetle eksiltmiye çıkarılan < 6048 > lira bedeli keşifli Sivrihisar kasabası elektrik santral binası inşasile ah şab direkler yapılan eksiltme neticesinde talib çıkmadığmdan arttırma ve eksiltme kanununun 40 ncı maddesinin son fıkrasma tevfıkan işin bir ay içinde pazarhkla yapılmasına karar verilmiştir. Pazarlıkla işi yapmağa talib olanların 30 haziran 939 cuma günü teminatlarile birlikte Sivrihisar Belediye dairesinde hazır bulunmalan ilân olunur. İsteklilere sartname örnekleri meccanen göndierüir. (4003 ) Anadoluyu terennüm eden ilk şiir kitabı Yazan : Eski Hayat mecmuasının değerll şairlerinden M. FARUK GÜRTUNCA Üç yüz sahifeye yakın bir cild içinde Vatan, Memleket, İnkilâb duyguları berrak, temiz şiirler halinde birikmiştir. Bu kitab matbaacılık âleminin Avrupa kitabları tarzında basılmış, ipek ile cidlenmiş nefis bir eseridir. 50 kuruş. Tevzl yeri İnkilâb Kitabevi Istanbul İstanbul Def terdarlığından: M. SEUM tizm maçı Pazar günü Kadıköy stadında Fenerbahçe ile Kurtuluş atletleri arasında ufak bir atletizm müsabakası yapılacaktır. Bu müsabakada yalnız: 100, 200. 4™) 800, 1500, 200 mania koşularile 4 X 100 bayrak yarı«ı yapılacaktır. Keşif bedeli muhamment Defterdarlık binası dahilindeki bir salonun Lira K. pencere ve kapılarmm tamiri 1631 94 Yukarıda vazılı tamirat hizasındaki keşif bedeli muhammeni üzerindıen açık eksiltme suretile 26/6/939 tarihine musadif pazartesi günü saat 14 te ihale olunacaktır. Talıblerin ""c 7.5 pev akcelerile mezkur gün ve saatte Defterdarlık Millî Emlâk Müdürlüğundeki Komisyona müracaatleri. ( 4073 ) Adliye sarayının plânı Sultanahmed meydanında, şimdiki Umumî Hapisane arsasında yapılması muvafık görüldüğü anlaşılan Adliye binasmın evvelce mimar Asım Kömürcuoğlu tarafından bır plânı çizilmişti. Bu plânda bazı değişiklikler yapılmak üzere kendisile görüşülecektir. Çünkü, yaptığı plân, Adliye binasının Soğukçeşmedeki eski Tomruk dairesi arsasına yapılması düşünüldüğü zaman, o arsaya göre hazırlanmıştır. Umumî Hapisane arsasma göre ise. plânda bazı değış klikler icrası Ruzname: anlaşılan adamın bu muhakeme safhası lâzım gelmektedir. Bu değişikliklerin ne 1 İstifa eden kulüb başkanile idare da enteresan olabilirdi; derken sıra ona dereceye kadar teferrüatlı olacağı belli geldi, içeriye çağırıldı! heyeti seçimi, değilse de. yeni vaziyette binanın daha uzun ve geniş olabileceği söylerrlmek Hani o nerede? 2 Cemiyetler kanununa göre nizamtedir. O kim? namede yapılacak tadilât. I Devlet Demiryolları İşletme U. Müdürlüğünden: I Muhammen bedeli 11890 lira olan 2000 aded 0,75 X 2000 X 1000 eb'admda galvamze saç ile 3500 aded 0.63 X 2100 X 800 eb'admda galvanize oluklu saç 16/6/939 cuma günu saat ( 11 ) on bırde Havdarpasada gar binası dahilindeki Komisyon tarafından kapalı zarf usulile satm alınacaktır. Bu işe girmek istıvenlerin 891 lira 75 kuruşluk muvakkat teminat kanunun taym ettiği vesikalarla tekliflerini muhtevi zarflarını ayni gün saat ( 10) ona kadar Komisyon Reisli&ine vermeleri lâzımdır. Bu ise aid şartrameler Komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. ( 3783 ) Fransa atleh* mania rökorunu kırdı Fransa Atletizm Federasyonu tarafmdan Jean Bouın stadında yapılan atletizm müsabakasında 110 metre manialı koşu Fransa rekoru 14,7 saniye ile Brissan tarafından kırılmıstır. Eski rekor 1928 senesinde meşhur Fransız atleti Sempe tarafından 14,8 saniye ile yapılmıştı. dar Tefrika No. 7 3 ************* K EMA L DUNYA BOYLEDİR İŞTE... diye bağırırsanız herkes susar. İş olsun diye birisi de çıkar, sizin agz.nızdan <'beyanat» diye bunu koca koca yazılarla gazeteye basar. Geçen sene pirincm kilosunu yirmi kuruşa ahrken bu tene kırk kuruşa alan zavallılar, bakkalm defterine mi inansmlar, yoksa o beyanat muskasmdan şifa mı beklesinler, ne yaparlarsa yapsınlar, sizin dediğiniz ded.ktir!.. Onlann iki yakası bir araya gelip geçinemezler; fakat siz, gerine gerine, iktısadcı diye geçinirsiniz!.. Dünya böyledir iste!.. Siz de o dünyada isini uyduranların en başında gelirsiniz!.. Her isıniz buna göre... Muhasebeciniz, müteahh'dlerinize tediyat yaparken, hemen hepsinden vüzde on keser. Bütün alı^verisleriniz, hep anlaşma, hep uyuşma üstıne... Sonra, bizim adımız hırsız diye çıkmış. Siz masanızm başına gecer, iki te!pfon, bir imza derken fakir fıkarayı soyarsınız. Onlarm ekmekten, katıktan artırdıkları üç beş kuruş, topîanıp toplanıp hep sizin cebinize girer. Ben olsa olsa, arada bir si yorsunuz; hep o düzgün defterlennize, hepsi kitaba uyan hesablarınıza, değil mi?.. Peki... Ya ben de, hani şu geçenlerde, can sıkıntısı filân derken el alışR A G I B « • **M*******mm*m*\kanlıgıle masanızm gizli oözünden aşır•• dığım birkaç parça kâs;ıdı ortaya atıvezin gibileri sızdırıp o zavalhlarm acısmı recek olsam buna ne buyurursunuz?.. çıkarmaya yardım ederim. Aramızda Muhtar, yerinden fırladı. Tabanca bir başkalık, bir ayrılık varsa o da bu iş gene elinde idi. Haydann gögsüne dayate... dı: Muhtar, dişlerinin ara^'.ndan söylendi: Ver onları, yoksa!.. Kuyumcular da sana mahsus a Sizin için adam öldiirmek kolay daletin hışmına uğrıyan zaümlerden de olduğunu biliyordum ama yalnız açlıkğildi ya... tan öldürmesini bilirsiniz, sanıyordum. Aman buna güldüm, doğrusu... Çok söyleme!.. Şuracıkta geberBu işin içyüzünü sanki anlamamış gibi tirsem, senin gibi bir hırsızı arayan sosöylüyorsunuz. Biz, kuyumcu Yervantla ran da çıkmaz. Ver şu kâğıdları. ortakhk; bunu bilmiyor muydunuz?.. El Burada değil ki... maslar sigortalıydı. Sigorta şirketleri de Neredeyse bul, çıkar. birçok Avrupa müesseselenle birbirine Uzakta... bağlı... Hiç kimsenin car.î yanmadan Öyleyse, sen onlar: ortaya çıkarparaları oradan çektik. Yervantla öteki madan... arkadaslar, onu pay ettiler. Elmaslar da Siz daha evvel davranıp beni orbana düstü!.. tadan kaldıracaksınız, öyla mi?.. Bır h;r Maşallah bu kadarını bilmiyor sızı öldürdünüz diye, haydi yakanızı er dum. geç kurtardınız, diyelim. Ya o kâğıd Her neyse... Demin ne diyordum. lar?.. Onlar ne olacak?.. Günün birinde Bizim adımız hırsız... Sonra, zatıâlîîiiz bizim arkadaşların elıne geçtıği zaman, ekinizi belli etmeden geçinmenin yolunu bu sefer de onlar sizin karsınıza dikılecek pek iyi bulmuşsunuz. Hep buna güveni olurlarsa, bilmem, pazarlıkta benim ka ] İlkönce Mısıra, sonra da, bakalım yumuşak davranırlar mı?.. biraz dolaşacağız. Ne istiyorsun öyley«e?.. Onu söyle!.. Kâğıdlar? Göndereceğim, elbet... Her iş bit Ben mi?.. Bir sigara lutfeder mitikten sonra. Yüzüme öyV bakmayınız, siniz?.. beyefendi. Ben sözünde duran insanlar Sigarayı bırak şimdi... Demindenberi o kadar korku cek danım. Göndereceğim, dedim m! göndetirdiniz, bana. Şimdi bir sigarayı çok mu ririm. Siz de kendinize daşenleri yaparsanız... Hem arhk bu kadar konuştuğugörüyorsunuz? muz elvermez mi?.. Güie güle, efen Söyle, ne istiyorsun, diyorum. dim!.. Ben size gene te'efon ederim. Ne için?.. Birşey unuttuğumuzu zannetmiyorum a O kâğıdlan vermek için. Çok birsey değil. Buraya nasıl srel ma sırası gelirse, telefonla da konuşuruz. dinizse, şimdi zene öyle. rıiç sesinizi çı Köşeyi dolaşır dolaşmaz oralarda mutkarmadan çekilip gidersiniz, işte o ka laka bir otomobil bulursunuz. Gene buyurunuz, demiyorum ama, darılmazsıdar... nız artık... Yalnız bu kadar mi?.. Bizi de rahat bırak'rsınız. Bizi de, Muhtann başı önüne düşmüstü. GözMuallâvı da... Hele o zavallılara bir da lerini kaldırıp bir kere daha Belmamn ha ek dolaş olmazsmız, ^anırım. Belma yüzüne bakmak istedi. Sonra vaz gecti. ile aranızdaki hesablara ?elince onun icin Dislerini sıktı. Kapıya do5ru yürüdü. bir daha yüzyüze gelmek, uzun uzun koHaydar, önden koştu. Sokak kapuını nuşmak istemez, avukatlannız buluşur açarken, hep öyle insanla alay eder gilar; kendi aralarında yaparlar, yakıştırır bi kıvrak bır sesle: lar. Biz ilk vapurla yola çıkacağız, di Ya sendeki kâğıdlar?.. Onîan ne yordu. A\ukatlarınıza ona göre emir vezaman vereceksin?.. rirseniz... Gıdeceğımiz günü, ayrıca ben Biz, yakında buradan çıkıp gide de söylerim size... Belki, bize bir kutu ceğiz... şeker göndermek i'tersiniz... Nereye? BİTTİ Zavallı yavru İzmir (Hususî) Baymdırm Çamlı köj'ünde, Yusuf nammdaki bir şahsm zevcesi. iki yaşındaki kızı Fikriyeyı düşmemesi için beşığm içinde bağlamış, fakat bunda kullandığı ip. çocuğun boğa zma dolanmış. yavrucağı boğmuştur. Bahçe Mimarı IVevlud Baysal Dördüncü Vakıf Han dördüncü kat, 18 numara. Telefon: 23426 Pelgraı adresl: Mlm Baysal Istanbul Büyük şehiı ve kasaba parklan; Anıt, tneydan, çocuk parklan ve villâ bahçeleri için tıodern proje ve plânlar hazırlar; keşifnameleı tanzim eder. Projelerin arazide tatbikatuu deruhde ve taahhüd eder. Büket. nişan sepeti ve çelenkleı için vapılan siparişler sür'atle hazulanır. Çiçek, sebze tohumlan; fide ve fidanlar; süs, meyva ağaç ve ağaççıkları; bahçe alât ve edevatı ve ehüyetli Bahçivanlar çönderir.