CtJMHUKiiivf 9 Haziran 1939 ORUZ Tarihî roman: 48 Yazan: Kadircan Kaflı f Şehir ve Memleket Haberleri ) Eminönünde bes Çorabcıların mantıksız buldukları rapor! saray yapılacak Mütehassısm mütalea ve tavsiyeleri fırtına kopardı Bir türlü halledilemiyen ipekli kadm çorabları standardizasyonu meselesinde mütaleası alınmak üzere bundan bir müddet evvel Almanyadan mütehassıs olarak Karl Abe getirilmiş ve mütehassıs sanayi tetkik heyetine bir rapor vermişti. Bu raporun metni çorab sanayii erbabı arasmda malum olunca bir fırtına koparmıştır. Çorab sanayii erbabı, mütehassısm yaptığı tavsiyeleri mantıksız bulmakta, hele Geyc 51 makinelerde 6 kat bükümlü iplik kullanılması tavsiyesini imkânsız görmektedirler. Çorab sanayii erbabı bu tavsiyelere uygun olarak dünyanm hiçbir yerinde imalât yapılmadığına işaret ederek mütehassısm Türkiyedeki çorab fabrikalarmı işsiz bırakıp başka memleketlere müşteri kazandırmak istercesine hareket ettiğini ileri sürmektedirler. Siyasî İspanya ve devletler n İkinciteşrinin dördünde Mahfiruz bir çocuk Bir kaymakamlık binası doğurdu. Ebenin büyük bir sevincle ve inşası da düşünülüyor Şehzade diyerek adeta bağırdığım duydu Şehircilik mütehassısı Prost, Ankara Kulluk bilir bir adammış! Hoş olur! Cevabını almıştı. İşte şimdi onun mükâfatmı görüyordu. Düşünüyordu: Acaba karnındaki çocuk erkek mi, kız mı? Erkekse bütün bu üzüntüler için sebeb yoktu. Fakat kızsa... Mahfiruz bu ihtimal karşısmda kuvvetinin kesildiğini hissediyordu; lâkin cesaretle beklemekten başka yapılacak şey yoktu. Çünkü kendisinin ihmal edilmesi Birinci Ahmedin ona karşı olan aşkının eksilmesi demekti. Kendi kendine soruyordu: Acaba benim böyle pek ağır, adeta hasta oluşumun da tesiri yok ınu? Elbet vardı. O halde beklenıeliydi! İkinciteşrinin ikinci günü ağnları başladı. Mahfiruz iki gün, kısa aralıklarla, uzun uzun inledi; kıvrandı. Koridorlarda, kapılarda eskisinden daha çok kalabalık vardı; Valide Sultanın kethüdası başucunda bekliyordu. Padişah bile iki defa selâm göndermişti. İkinciteşrinin dördünde Mahfiruz bir çocuk doğurdu. Ebenin büyük bir sevincle ve: Şehzade... Diyerek adeta bağırdjğını duydu. Bitkin vücudünün son kuvvetini boynuna tophyarak başmı kaldırdı: Altın Iiğende, altın ibrikten dökülen sularla yıkanan yavrusunu gördü. Bu, pembe beyaz bir oğlandı. Genc annenin yüzünü de bir sabah pembeliği sardı, derin derin içini çekti ve kendinden geçti. Müjdeciler bir taraftan Valide Sultana, bir taraftan Padişaha koşmuşlardı. Koridorlarda, odalarda, sçfalarda, avlu ve taşlıklarda hep ayni haber dolaşıyordu: Mahfiruz haseki bir şehzade doğurmuş!.. İmrenenler iç çekiyorlar, kıskananlar dudak büküyorlar, yahud omuz silkeliyorlardı. Artık baş haseki olan genc kadının gözüne girmek' için ne yapmak \&zım geldiğini düşünenler de az değildi. Bunda haklan vardı; çünkü sarayda,y<lide Sultandan sonra en kudretli kadın o olacaktı. Nitekim daha o günden birkaç odalı büyük bir daire onun için hazrlanıyor; cariye ve hadımlarla kalfa ve ustalar arasından onun emrine verilecek olanlar ayrılıyordu. Sarayburnundaki top birbirinin ardından gürlüyordu. Bu sesler, bir taraftan Marmaranın mavi ufuklarına, bir taraftan Boğazm yeşil kıyılanna ve Halicin derinliklerine dalga dalga yayılıyor; yeni şehzadenin dünyaya ayak bastığını bildıriyordu. Şehirde şenlikler başlamıştı; minarelerde kandiller yanmış, mahyalar kurulmuştu. Meydanlarda, kıyılarda, hatta denizde fener alayları yapılıyordu. Bu şenlikler tamam yedi gün sürecekti. Şehzadeye «Osman» adı verilmişti. Râzıdil adeta unutulmuştu. Mahfiruz çokça kan kaybetmişti. Bunun için yataktan kalkamıyordu. Fakat yavrusunu tamamile sütanneye bırakmıyor, kendisi de emziriyordu. Sarayda hasekiler böyle şey yapmazlardı, fakat Mahfiruz anneliğin tadmın bu suretle daha iyi almacağma inanıyordu. Doğrusu ancak on beş yaşında bulunmasma rağmen Padişah da iyi bir baba olduğunu ispat ediyordu, Mahfiruzun ve yavrusunun başından ayrılmıyor; devlet işlerine bile pek o kadar aldırmıyordu. Davud bir türlü para bulup da yola çıkamıyordu. Hazinenin boşluğunu gidermek için Asya ve Avrupadaki hıristiyan ve islâm ahaliye, ev başına birer altın vergi kesilmesi, camilerin tamirleri için mütevellilerin ellerinde bulundurdukları paraların, sulhta geri verilmek üzere, alınnıası düşünülüyordu. İyi silâhşor, usta binici, zengin ve zorlu bir vezir olan Haleb Valisi Nasuh Paşa Anadolu eşkiyası üzerine serdSrlık istiyordu; bu maksadla kethüdasını İstanbula gönderdi. Kethüdanın yanında bir kişi daha vardı; vaktile Kalenderoğlunun yanında cellâdJık ettiğini söylüyorlardı; adı Kavış Mehmeddi. Sarıkçı Paşa bu elçileri bir gün Divanda kabul etti. O sırada kapıda bir gürültü koptu; saatlerdenberi içeri girmek için bekliyen bir derviş, kaDicı ve çavuşları itiyor; sadrıazamın karşısına çıkmak istiyordu, takat bırakmıyorlardı. Çırpınıp duran adamcağız Divanda bağdaş oturan veziri kendisine bakarken gördü: Söyle bu adamlara beni bıraksmlar. Yoksa yarın mahşerde iki elim iki yakandadır! Diye yalvardı. Sarıkçı Paş* haykırdı: Atın dışarı! Dervişin gözleri döndü; hiç beklenmiyen bir hızla, olduğu yerde, bir defa döndü; elini koynuna soktu: yalın bir kama çıkardı; etrafma savurdu. Ortalık büsbütün kanştı. Derviş dosdoğru kaymakam paşanın üstüne geliyordu; kılıclarım çekerek arkasmdan koşan çavuşlarla kapıcıların yetişmeleri imkânsızdı. Sarıkçı Paşa da elini mücevherli ve altın saplı hançerine attı. Fakat tehlike o kadar çabuk yaklaşıyordu ki kendisini koruyabileceğine inanamıyordu. Lâkin soldan esmer bir adam, ortaya fırladı; dervişin göbeğine korkunc bir tekme savurarak üç adım öteye fırlattı; sonra elindeki kamayı çekip aldı, sahibinin boğazma iki defa ileri geri sürünce kanlar fışkırdı ve baş gövdeden aynldı. Bunu yapan Kayış Mehmeddi. Yüzünde en küçük bir değişiklik yoktu. Sanki pek basit, her zaman adet olan birşey yapmıştı. Hem de bu iş, ancak birkaç saniye sürmüştü. Sarıkçı Paşa hayran hayran bu adamı süzdü ve kendi kendine hüküm verdi: Benim işime yarar! Sarıkçı Paşa, Nasuh Paşanm arzusunu Padişaha kabul ettirdi; onun kethüdasını, lâzım gelen fermanı vererek geri gönderdi; fakat Kayış Mehmedi alıkoydu. Kalenderoğlunun cellâdı burada kendisine daha çok iş bulacağı, daha çok ve korkusuz soygun yapacağı için sevincle razı olmuştu. Ayni günlerde ve «Şehzade Osman»ın doğduğunu bildiren ilk toplar atıldığı sırada Çakır Alinin zindanı da açılmıştı. Çakır Ali, ağanın yanına götürüldü. Ağa ona, Şehzade Osmanın şerefine cezasınm bağışlandığını, gene uslu durmazsa bir daha çıkmamak üzere gene mahzene atılacağını söyledi. Saray mutfaklarındaki bin iki yüz aşçı ve işçiye üç yüz kişi daha ilâve edilmş*i'geo€ gündüzçalışıyorlard;. , Saraydaki beş bin kişiden başka her gün beş altı bin kişi de dışandan geliyordu. Lâle bahçesinde, Aslanhane, Balıkhane önlerinde, orta kapı ile büyük kapı arasında çeşid çeşid oyunlar, şenlikler yapılıyordu. Çakır Ali çoktan karannı vermişti. Burada kalmıyacaktı; kaçmak istiyordu; fakat yol bulamıyordu; çünkü dört taraf ya büyük binalarla yahud yüksek duvarlarla çevrilmişti; binalarm dışarı tarafında hiç pencere yoktu; oralarda neler bulunduğunu anlamak mümkün değildi. Kendisine saray imamının Mahfiruz adında bir kadından bahsettiğini ancak o zaman hatırladı; bir mektub yazdı ve hocaya verdi. Hoca bu mektubun biraz sonra Mahfiruz hasekiye varacağım söyledi. Bu kadının yeni Şehzade Osmanın annesi olduğunu söylemeyi de unutmadı. İşte o zaman, karanlığa taş atmış kadar az ümidli bulunan Çakır Ali, şu demir kapılar hemen açlacak sandı. Fakat bir gün, iki gün geçtiği halde, cevab çıkmadı. Saatler öyle ıstırablı idi ki en dinc ve genc ümidleri bile ihtiyarlatarak öldürecek kadar oızun görünüyordu. Kaçmaktan başka çare yoktu. Bunun için de fırsat çıkmış gibiydi: «Küçükoda» nın bütün uşakları davetlilere hizmet için orta kapıya götürülmüşlerdi. Talebenin yemeklerini mutfaklardan koğuşlara getirmek için içlerinden birkaçını ayırmak lâzım geldi. Ağır ve aşağı sayılan bu işe, yaramaz tamnmış olanlar seçildi. Aralannda Çakır Ali de bulunuyordu. Genc Padişahm son zamanlarda saraya kapanıp kalması, devlet işlerile uğraşmaya vakit bulamaması Sarıkçı Mustafa Paşaya yaramıştı. Bu haris, fakat beceriksiz adam, devletin yüksek mevkilerine kendi akraba ve dostlarını yerleştirirse kendi yerini de sağlamlaştıracaşını sanıyordu. Başdefterdar Mahmud Paşayı azlederek işten anlamıyan Hafız Mahmudu onun yerine getirdi. Has oc\bası hadım Gürcü Mehmed Pasayı üçüncü vezir yaptı. Kapıcıbaşı Davud Aga ile büyük mirahoru Mustafa Ağaya beylerbeyilik verdi; bir hafta sonra da birer sultanla evlendirdi. Eski yeniçeri ağası Nakkaş Paşayı Rumeli Beylerbeyiliğine yükseltti; bir milyon yüz bin akçelik hasları kendi mah imiş gibi ona bağışladı; lArkası var] dan döndükten sonra birçok yeni işlerle meşgul olmaya başlamıştır. Nazım plâna göre, mühendis Hakkı Ezel tarafmdan hazırlanmış olan maketin etrafırda uzun uzadıya incelemede bulunan şehircilik mütehassısının makette esaslı bir tadilât yapmıyacağı anlaşılmaktadır. Duyduğumuza göre, Eminönü meydanmda şimdilik beş büyük saray inşası mevzuubahstir. Bunlardan birini Evkaf, ikincisini Ticaret ve zahire borsası, üçüncüsünü Emlâk Ban kası, dördüncüsü ile beşincisini de diğer millî bankalar inşa ettireceklerdir. Prbst, bunlarm yerlerini tespit etmektedir. Bunlardan başka Eminönünde bir kaymakamlık binası inşası da düşünülmektedir. Meydan kâmilen asfalt olacaktır. Toprak seviyesi Yenicami ile müsavi olmadığından Karaköy köprüsünün ayağmın cami önündeki sedlere yakın bir seviyeye çıkarılması mukarrerdir. Diğer taraftan, Belediye, plânın tatbikını müteakıb, hiç olmazsa şimdilik gümrük binalannın cami hizasına tesadüf eden kısmınm hedmini isteyecektir. Mütehassıs Prostun meşgul olduğu işlerden ikincisi de Usküdar meydanının tatbık plânının hazırlanması işidir. Plân hazırlanarak tasdik edilmek üzere Nafıa Vekâletine gönderilmiştir. Meydamn ortasındaki iskele, kaldınlacaktır. Üsküdardan Şemsipaşa arsasına sahilden bir yol açılacaktır. Prost, Kadıköyünün nâzım plânmı da hazırlamaktadır. Kazalardaki yollar Kaymakamlar emrine iki yüz bin liralık tahsisat verildi İstanbul Belediyesi, kendi mıntakalarmda lüzumlu yollan inşa ettirebilmeleri için kaza kaymakamlıkları emrine 200 bin lira tevzi etmiştir. Kaymakamlıklar, bu para ile en lüzumlu yollan inşa ettireceklerdir. Kaymakamların kısmı âzamı yaptıracakları yolları tespit etmiş ve keşifnamelerini tasdik ettirmek üzere Belediye Fen îşleri Müdürlüğüne göndermişlerdir. Bu paradan Eminönü kazasına 25 bin, Fatih kazasına 25,000, Beyoğlu kazasına 25,000, Beşiktaşa 15,000, Sanyere 10,000, Bakırköyüne 10,000; Üsküdara 25,000. Beykoza 10,000, Adalara 10,000, Eyübe 20,000; Kadıköyüne de 25,000 liralık tahsisat verilmiştir. spanyada dahilî vaziyet tamamıle tabiî halini bulduğundan devlet şefi General Franko; İspanyol faşist teşkilâtı Falanga'nın Burgos'ta akdettiği kongrsde söyledıği nutukta, dahilî sıyasetten bahsetmeye hiç lüzum görmemiştir. Biiâkis Ankarada bulunan Devlet Limanlar haricî politika ve bununla alâkadar olaumum müdürü Raufi Manyashmn bugün rak iktısadî işler üzerinde durmuştur. Mumaileyh bu nutkunu söylerken, Isveya yarm şehrimize gelmesi beklenmektedir. Umum müdür yeni kadroyu da panyadan dönen Alman gönüllülerinin birlikte getirecektir. Devlet Limanları u Berlinde yaptıklan geçid resmi münasemum müdür muavini Hâmid Saracoğlu betile Hitler dahi, Ingiltere ile Fransaya dün Denizbank umum müdür muavinile şiddetle hücum ederek, Franko'ya Algörüşerek Denizbankla yeni idare arasın manyanm yaptığı yardımların tarihçesini daki teslim ve tesellüm işlerini tespite baş yapmış ve ayni zamanda Italya Kralı lamıştır. Öğrendiğimize göre, yeni De hazır bulunduğu halde Napoli'de yirmi nizyollan ve Limanlar Umum Müdür bin Italyan gönüllüsile Italyaya misafir lükleri teşkilâtı 1 temmuzdan itibaren fa gelen üç bin ispanyol muharibi reçid aliyete geçecektir. O gün ayni zamanda resmi yapmış bulunduğundan bittabi Frankabutaj hakkının Türk bayrağma intikali ko, nutkunun başmda, Portekiz'le Aldolayısile denizciler bayramma tesadüf manya ve Italyaya, milliyetçi İspanyaya etmektedir. Teşkilât kanununun birinci yaptıklan yardımlardan ve bir cephede maddesi mucibince iki umum müdürlüğe hareket etmiş bulunmalanndan, teşekkür devrüteslim edilecek Denizbankın işletme etmiştir. malzemesi, tesisat ve vesaitinden gayri Franko'nun söylediği nutkun asıl mavDenizbankın elinde kalacak sair bilumum zuunu yeni Ispanyanın Fransa ve Ingilmenkul ve gayrimenkulleri, nukudu, borc tere ile olan şimdiki münasebatı teşkil etları ve alacakları, haklan vecibe ve taah miştir. Dahilî harbin sonu ne olacağı belhüdleri Münakalât Vekâletine geçecektir. li olduktan sonra Fransa hükumeti âyanDenizbank idaresinin teşekkülü tarihinden dan Berard'ı Burgos'a göndermişti. Muilgası tarihine kadar yaptığı bilcümle mu maileyh uzun müzakerelerden sonra yeamelât, en çok bir sene zarfında intac vc ni Ispanyanın Hariciye Nazırı General tasfiye edilecektir. Tasfiyeyi ihzar eyle Jordana ile aradaki meseleler hakkmda mek üzere muvakkat bir heyet istihda birer hal sureti bularak anlaşmıştı. Bu mına ve tasfiyeye Münakalât Vekâleti anlaşma üzerine Fransa; en meşhur kumezun kılınmışhr. Bu itibarla heyet der mandanlanndan Mareşal Petain'i büyük hal tesekkül edecek ve tasfiye muamelâ elçi olarak Burgos'a göndermişti. tı baslayacaktır. Bu anlaşma mucibince Fransa Tunus Denizbankta tasfiye Bu iş için muvakkat bir heyet çalışacak D ŞEHİR İŞLERİ Atatürk köprüsü dubaları Atatürk köprüsünün orta dubalannın birkaç güne kadar yerlerine konmasına başlanacaktır. Köprünün açılma mera simi, Cumhuriyet bayramında Başvekil tarafmdan yapılacaktır. Bu zamana kadar köprünün iki başı mümkün mertebe ıslah edilecektir. DENtZÎŞLERl Rumen mekteb gemisinde Rumen Kralı Majeste Karolun Ro manyaya avdetinin yıldönümü dolayı sile, dün, Kasımpaşada tamirde bulunan Rumen denizaltı gemisi süvarisi tara fından denizaltı ana gemisinde bir ziyafet verilmiş, ziyafette hükumet erkânile gazeteciler de bulunmuşlardır. Eğe denizinde fırtına Birkaç gündenberi fena giden havalar, şehrimizde dün de yağışlı geçmiştir. Yağmur, dün muhtelif fasılalarla de vam etmiştir. Devlet meteoroloji işleri umum mü dürlüğü dün limanlara Eğede kuvvetli bir şimal fırtınasının başlamak üzere olduğunu haber vermiştir. Seferde bulu nan gemilere bu fırtına haberi bildiril miştir. Belediye, Vilâyetten haric olarak yapacağı yollar için 1,100,000 liralık tahsiı sat ayırmıştı. Bu para île şehir dahili yollardan eri mühimleri asfaîta çevrilecektir. Fakat Belediye bu yollar için kat'î bir program yapmamıştır. Hangi yolların Adalarda cezanlandırılanlar yapılacağı ihtiyaca göre ileride tespit ediBir hafta zarfında Adalar kazasında lecektir. Topçu atışları zabıtai belediye talimatnamesine muhaBugün Metris Topçu Atış okulunda MÜTEFERRİK lif harekette bulunan dokuz kişi tecziye top atışlan yapılacaktır. Bu atışlarda edilmiştır. hazır bulunmak üzere bazı zevat davet Kolonya amilleri İkti8ad müdürü tarifeleri Kolonya amilleri, dün Millî Sanayi edilmişlerdir. İstanbul Belediye reis muavini Lutfi Aksoy, dün şehir dahilinde teftişler yapi mış, Gülhane parkınm kapıya nazır parmaklıklarm boyatılması, yollardaki; duvarlarda görülen otlann temizlettiriîmesi için bazı emirler vermiştir. Birliğinde b.r toplantı yapmışlar, başkontrol ediyor Belediye İktısad müdürü Saffet, dün ka bir gün içtimaa karar vermişlerdir. de Beşiktaş kazasının kazino ve lokan Tütün için temaslar talannm tarifelerini tetkik etmiştir. MüBulgaristanın en büyük tütün ihracatdiir, bugün de Fatih kazasında ayni işle çılanndan Vasil Kusuğlu, dün sabah şehmeşgul olacaktır. rimize gelmiştir. Yunan :hracatçısı BulBelediye» su fiatlarını tetkike gar tütünlerile birlikte Türk tütünle rinden de ihracat yapmak üzere İstanbul başladı ve İzmirde temaslar yapacaktır. Belediye İktısad müdıriyeti İstanbulEski Dahiliye Vekili da satılan memba sulannm satış fiatlarmı tetkike başlamıştır. Verilen malu Amerikaya gitti mata nazaran Evkaf, Taşdelen sularmm Eski Dahıliye Vekili Şükrü Kayanın damacanasmı bayilere 30 kuruşa verdiği Amerikaya gittiği haber alınmıştır. ve bunlann müşter.lerin oturduklan apartımanlarm en üst katma kadar çıkarmak şartile 50 kuruşa kadar satmalan*ıa müsaade ettiği halde bazı suculann bunları 70, hatta 100 kuruşa kadar sattıkları görülmektedir. Belediye îktısad mü dürü Saffet. bununîa alâkadar olmak tadır. Damacana ile satılan Taşdelen sularınm 50 kuruştan fazlaya satılmaması için tertibat almacaktır. Belediye bu iş hakkında Evkaf idaresile temasa başlamıştır. Diğer memba sulannm sahiblerile de bu esas dahilinde temaslar vapılacaklır. Belediye reis muavininin teftişleri Asfalt yollar taki Bizerte limanına iltica etmiş olan îspanyol donanmasını teslim etmişti. Fakat sol hükumetin ve Fransaya kaçan ordusunun getirmiş olduğu bir milyar iki yüz milyon franklık altınla yüzlerce batarya topu ve harb malzemesini vermekte taallül etmişti. Fransa bu paraları ve eşyayı cenubî Fransaya iltica eden sollar hükumeti idaresile siyasî mültecilerin beslenmesi ve bakılması için Fransız hazinesinden yapılan masrafa mahsub etmek istemistir. Fransanın bu hareketini sağ partilere mensub gazeteler dahi tenkid etmekte ve yeni ispanya ile Fransanın iyi geçinmesini tavsiye etmekte idi. General Franko, nutkunda, Berard Jordana anlaşmasının tatbikı gecikmesinden şikâyet ettiği gibi, İngiltereye de, buraya kaçırılan paraların ve gemîîerin iadesinden hukukî sebebler ileri sürerek imtina etmekte olmasından dolayı hücum etmiştir. General Franko, her iki demokrat devletin bu hareketlerini, yeni Ispanyanın takib ettiği autarchie, yani, e3ası mümkün mertebe haricden eşya almıyarak kendi istihsalâtile geçinmek olan iktısadî usulden duydukları infiale atfetmiş ve bu usule, İspanyanın, ileride dahi şiddetle devam edeceğini bildirmiştir. İspanya devlet şefinin sözleri, Ingiltere ile Fransaya, iktısadî işlerde müsaadekâr davranmaları için bir ihtar mı teşkil ediyor, yoksa Ispanyanın beynelmilel komünistlere karşı ittifak etmiş buîunduğu İtalya ve Almanya ile daha ziyade bağlanmaya ve tam bir askerî ve siyasî ittifak akdetmeye zemin mi hazırlıyor? Yakın bir istikbal bunu gösterecektir. ispanya Akdenizin ağzına coğrafî mevkii itibarije hâkim olduğu gibi, 1904 senesinde İngiltere ile akdettiği muahedeyi feshederek, boğazın iki tarafmı ağır toplarla tahkim etmiş bulunduğundan, askerî noktadan tamamile hâkimdir. Kaza imiş! Kasımpaşada bir gece yan sokaklar dan birinde iki arkadaştan Kemal vu rulmuş, Ölmüştü. Şerefeddüı yaralan mıştı. Hâdisenin cinayet mi, kaza mı olduğu anlaşılmak üzere bir keşıf yaptırılmış, rapor yazılmıştı. Bu husustaki tahkikat bitmiş, hâdisenin cinayet ol mayıp kaza olduğu neticesine varılmıştır. Dün, tedbirsizlik, dikkatsizlıkle öllime sebeb olmaktan mahkemeye verlisn Şerefeddin, sahverilmiştir. Davaya, kendisi mevkuf olmıyarak bakılacaktır. f Yunan deniz talebelerinin dünkü ziyaretleri J Muharrem Feyzi TOGAY Otelciler endişede... Men'i israfat kanununun tatbikı hakkında Dahiliye Vekâletinin tekiden verdiği son emir üzerine îstanbul Vilâye tinin bu kanunun tatbikını kaymakamlardan taleb ettiğini yazmış ve bu kararın bir suretini neşretmiştik. Dün, Beyoğlundaki otelcilerden bazıları namma Vılâyete bir istida verilmiştir. Bu istidada 926 senesinde ittihaz edilen bu kararın çok eski zamana aid olduğu, o zamandan bu zamana kadar vaziyetin değişmiş bulunduğu, otellerde bir günlük düğün ve nişan merasimi yapmanm hiçbir suretle israf telâkki edilemiyeceği, örf ve âdetin her şeyden üstün olduğu beyan edilmekte ve bu karann yeniden tetkik olunması ve değiştir.lmesi istenmektedir. Otelciler, esasen otellerin vaziyetlerinin iyi olmadığım ileri sürerek bu vaziyetin devamı ha linde otellerini kapatmak ıztırannda kalacaklarmı ilen sürmüşlerdir. Vilâyet, müracaati tetkik edecektir. TİCARET Yeni kadrolar Ticaret Vekâletinin teşkilât ve vazaifini tespit eden kanuna istinaden mıntakalarda yapılacak teşkilât hakkmda dün mmtaka Ticaret müdürlüğüne bir ta m:m gelmiştir. Bu tamime göre, Ticaret Vekâletine mensub olan bilumum teşekküller, mmtaka ticaret müdürlükleri emrine verilmiştir. Bu suretle şehrimizde ihracatı murakabe, ölçü ve ayar, teşküâtlandırma, toprak mahsulleri, tah lilâtı ticariye ve dış ticaret servisi, mmtaka ticaret müdürlüğüne bağlanmaktadır. Bunların kadrolan dün gelmiştir. Mmtaka ticaret müdürlükleri bu şe kilde gerek iç, gerekse dış ticaret işier:nin bütün hususlarile meşgul olacaktır. Türkofis İstanbul şubesi teşkilâtı eski kadrosile yeni mmtaka ticaret müdürlüğünün dış ticaret şubesini teşk'l etmiştir. Yeni teşkilâtın çalışma tarzım tespt etmek üzere dün mmtaka ticaret mü dürlüğünde, müdürlüğe bağlanan bütün dairelerin büyük memurları, bir top lantı yapmış, mesai programmı tespit etmişlerdir. Yunanlı zabit ve talebeler, dün Taksimde Cumhuriyet abidesi önünde... Şehrimizde bulunan Aris Yunan mekteb gemisi kumandanı, dün sabah saat 9 da Taksime giderek Cumhuriyet âbidesıne merasimle çelenk koymuştur. Taksim âbidesi önünde yapılan merasimde Vali Muavini Hüdai Karataban, İstanbul kumandanı, Deniz kumandanı, Deniz Harb okulu kumandanı, Deniz Gedikli mektebi müdürü, Deniz Harb ve Deniz Gedikli mekteblerinden ikişer manga talebe ile Yunan deniz talebeleri ve mızıkalar bulunmuştur. Çelenk konma merasiminde evvelâ Yunan ve sonra Türk millî marşlan çalınmıştır. Saat 13 te Tarabyada îstanbul kumandanı Halis Bıyıktay tarafmdan misafir bahriyeliler şerefine 30 kişiîik bir ziyafet verilmiştir. Saat 15 te mekteb gemisinin bordasmdan hareket eden bir va pur Yunan subay ve talebelerini alarak Halice götürmüştür. Halicde misafirler beraberlerinde Türk subay ve talebesi bulunduğu halde deniz müzesini gezmişler ve bundan sonra Deniz Gedikli mektebini ziyaret etmişlerdir. Bunu müteakıb havuzlara geçerek burayı görmüşlerdir. Bu ziyaretlerden sonra gene deniz yolile Beşiktaşa dönülmüş ve otobüslerle Yıldıza çıkılarak Harb Akademisi ziyaret olunmuştur. Akademide kumandan General Ali Fuad tarafmdan bir çay verilmiştir. Antalyada halk bahçesi Antalya (Hususî) Belediye, şehrin park ihtiyacmı karşılamak üzere, deniz kenarında Mermerli denilen mevkide modern bir halk bahçesi yaptırmakta dır. Bahçeye Barbaros parkı namı ve rilecektir. Bugün Misafir bahriyeliler bugün öğleden evvel şehri gezecekler ve müzeleri ziyaret edeceklerdir. Öğleden sonra Boğazda yapılacak bir gezintiyi müteakıb Heybeliadaya gidilecek ve gece Deniz Harb mektebinde bir gardenparti tertib edilecektir. C u mh u r iyet Nüshası 5 kuruştuı Abone şeraiti} Senelik Alh ayhk Üç ayhk Bir aylık 1400 Kr. 750 » 400 » 150 > 2700 Kr. 1450 » 800 » Yoktur