CUMtHJKIXt,l 13 Mayıs 1939 f Şehir ve Memleket Haberlerl ) Tarihî roman: Yazan: Kadircan Kafh Kethüda kadının yüzünde atlatılmış bir ölüm Dinamitle balık avlarken Fırıncılar bu işin başa Ömer Seyfeddinin kabri korkusunun son izleri seziliyordu! motörile beraber tutuldu rılacağına nedense asrî mezarhça alınıyor Nöbet yerirdeki hadımlar çoğalmışn. buki hünkâr mutfağından gelen bu şerefli Şehir Meclisi, dün Necib Serdengeçtiinanmıyorlar! Karadeniz Boğazı dışında îrva deresi Şehzade Mahmudla Ahmed ve Musta tepsinin olduğu gibi gönderilmesi ea büfanın dairelerine giden yollar da tutulmuştu. Haberlerin arası kesilmiyordu. Sipahiler Kaymakam Saatçi Hasan Paşanın idammı istiyorlarmış! Şeyhülislâm Mehmed Efendi de azledilsin diyorlarmış! Dördüncü Vezir Tırnakçı Hasan Paşa ile Kapıağası Gazanfer Ağa, Kızlarağası Osman Ağa da suçlu biliniyormuş! Mahfiruz bunlan tam manasile kavnyamıyordu. Fakat burada en büyük vezirlerle en zavallı cariyelerin ayni değer de olduğunu seziyordu. Bu hal onun uysallık ve ürkekliğini artınyordu. O elmaslar ve ipekler içindeki Valide Sultanla Akpmarda gördüğü Kalenderoğlu eşkiyası arasında ruh itibarile bir fark göremiyordu. Kalenderoğlu bir kurd, Safiye Sultan ise bir yılan gibi öldürüyordu. Akşam yaklaştıkça saray önündeki uğultu çoğalıyordu; cariyelerin, haseki ve kalfalann ısmarladıklan şeyleri almaya giden «yakalı baltacılar» çarşılar kapandığı için elleri boş dönmüşlerdi. Bir aralık koridorlarda bir telâş oldu: Hünkâr geliyor ! Dediler. Mahfiruza onun otuz yedi yaşmda olduğunu söylemişlerdi. Kendi kendine şu dar dehlizlere nasıl sığacağını, şu basık kemerlerin altından nasıl geçeceğini düşiindü. Çünkü hayalinde bir dev adam olarak yaşatıyordu. Kendisini de masallarda devlere kurban edildiklerini dinled;ği vazallı kızlardan farksız buluyordu. Mahfiruz ne Hünkân, ne de Valide Sultan dairesine girip çıkanlan görebildi. Heyecanh, meraklı ve korkulu dakikaların silindiri onun kalbini eziyordu. Bazı Valide Sultanların, Padişahtan gebe kalan cariyeleri gizlice boğdurduklarını isitmişti. Acaba Safiye Sultan da boyle yapıyor muydu? Eğer yapıyorsa acaba o da ayni feîâkete mi uğrıyacaktı? Bu şüpheler onun gözlerini karartıyordu. İnce ve yumuşak boynuna yağlı bir ipin dolandığını duyar gibi oluyor; bir çuvala tıkıldığını, hadımlardan birinin sırtında ve karanlıkta servi diblerinden geçirilerek deniz kıyısındaki kulelerin birinden derin sulara atıldığını düşünüyor; ürperiyordu. Onu hazırlıyanlar, sarayda telâş başlayıncıya kadar: Ne mutlu!.. Haseki olursan bizi hatırdan çıkarma!.. Diyorlardı. Fakat şimdi içlerinden biri şöyle diyordu: Arslanımızm sinirleri büsbütün bozulacak! Korkarım ki bu gece kinıseyi yanına almıyacak ve emeklerimiz boşa gidecek! Tosun Bey ona Müneccim Mehmed Efendinin neler söylediğini anlatmıştı. Mahfiruz o kâhinliğe de bel bağhyordu. Fakat talihinin iyi gitmesi Padişah tarafından sevilmesi şeklinde mi, yoksa kabul edilmemesi şeklinde mi olacaktı? Bun ların birincisine uğrayıp da talihli sayılmaktansa ikincisine uğramayı daha hayırlı buluyordu. Herşeye rağmen bunu ümid ediyor; kendi kendini öldürmek, isyan etmek gibi düşünceleri kafasından atıyordu. Dehlizlerde ve süslü bir zindandan farksız olan saray odalannda kandiller, mumlar yandı; dolgun ve titrek ışıklarda büsbütün heybetli ve korkunc görünen gölgeler hem azaldı, hem de yavaşladı. Hünkâr gidiyor! Dediler. Valide Sultan dairesinin önünde ve etrafında kaynaşan teîâşm son kısımları da yok oldu ve ortalık duruldu. Akşam, Mahfiruzun önüne kocaman bir gümüş tepsi getirdiler; bunun içinde belki yirmi tane altın sahan vardı. Genc kızın halinde hiçbir değişiklik olmuyor ve yanındakıler buna şaşıyorlardı. Yalnız sarayda kim bilir kaç yüz cariye ve kadın bu saadete erişmek üzere hayatlarının çoğunu bağışlamakta yarış ederlerdi. Halbuki Mahfiruz karmakanşık düşünceler arasında sersemlemişti. Halayıklardan biri: Buyur gülüm! Diyerek sahanlan açmaya başladı. Sarayın mutfaklarında gece gündüz bin ıki yüz kışi çahşıyor; her gün için beş bin kişiye, bayramlarda on bin kişiye yemek hazırhyordu. Bunların bir kısmı Padişaha mahsustu ve Mahfiruzun sofrası oradan gelmişti. Yemekler mis gibi kokuyordu; çorbadan gülbeşeker ve paluzeye kadar herşey hazırdı. Fakat o hiç birşey istemiyordu. Halyük hakaretmiş! Mahfiruz ister istemez, hiçbirinin tadını anlamadan, birbirinden ayıramadan birer ikişer lokma aldı. Halayıklara: Siz bitiriverseniz!.. Der gibi boynunu bükerek baktı. Fakat dokunmadılar bile... Alıp götürdüler... Acaba sipahi isyanı ne oldu? Dağıldjlar mı, yoksa devam ediyor mu? Devam ediyorsa Hünkârın sinirleri bozuk demekti ve kurtuluş ümidi çoktu. Altın ve inci işlemeli beyaz zifaf elbisesini giyerek başına duvak koyduğu zaman bunlan kardan yapılmış kadar soğuk buldu. Ne zamandanberi içini kemiren meraktan kurtulmak istedi. Kethüda Kadının halayığına sordu: Sipahilerin isyanı ne oldu acaba? Halayık dudak bükerek: Ne olacak; Kaymakam Hasan Paşa Yedikuleye hapsedildi; Şeyhülislâm Mehmed Efendi azlolundu; onlar da dağıldılar... Dedi. Sonra büyük bir hikmet savurur gibi gururla ilâve etti: Lâzım gelirse kulların canları da Padişah uğruna helâl olsun! Mahfiruz sararmıştı. Odalardaki yüzlerce cariye ve halayık gibi o da yatsı namazma durdu; mümkün olduğu kadar uzattı. Ancak, Kethüda Kadın, ihtar mahiyetinde olarak öksürdüğü zaman yerinden kalkabildi. Kızlarin anlattıklarına göre sipahiler Kızlarağası Osman Ağa ile Kapıcılarağası Gazanfer Ağanın, Tırnakçı Hasan Paşanın, hatta Kethüda Kadının idamlarını istemişler. Bunun içindir ki Kethüda Kadının yüzünde atlatılmış bir ölüm korkusunun son izleri seziliyordu. ağzına yakın bir mevkide bir balıkçı motörü mürettebatile Gümrük muhafaza teşkilâtı memurları arasında bir müsademe olmuştur. Aldığımız malumata göre, hâdise şöyle cereyan etmiştir: Karadeniz Boğazı dışmdra karakol gezen Gümrük muhafaza teşkilâtı motörlerinden biri, bir aralık İrva civannda müthiş bir infilâk işitmiş, infilâki büyük bir su sütununun yükselmesi takib etmiştir. Hemen o istikamete giden motör içindeki memurlar, oraya varınca bir balıkçı motörile suun üzerinde ölmüş binlerce balık görmüşlerdir. Belediyenin îstanbulda bir ekmek fabrikası yapmak üzere faaliyete geçmesi ve bütçeye de bu işin temini için tahsisat koyması, İstanbul fırıncıları arasında alâka ile karşılanmıştır. Fırıncılar, her nedense Belediyenin böyle bir iş başarabileceğine pek de kani değillerdir. Dün bir muharririmiz, bu hususta Fırıncılar Cemiyeti Reisi Rıza ile İstanbulluları da birinci derecede alâkadar eden bu mesele üzerinde görüşmüştür. Cemiyet Reisi demiştir ki: « Belediyenin ekmek fabrikası kurmak niyetinde olduğunu biz de gazetelerde görüyoruz. Fakat, Belediyeden resmen böyle bir şey duymadığımız gibi bizden birşey soran da olmadı. Istanbulun ekmeği meselesi üzerinde büyük bir hassasiyet ve alâka gösteren büyük Millî Şef tsmet Inönü, bizim de mütaleamızı sormak lutfunda bulunmuşlardı. Biz de o zaman fikrimizi söyledik ve dedik ki: îstanbulda herşeyden evvel fırmlann mikdarı çoktur. Geçen sene 192 fırın faaliyette idi. Bugün ekmek çıkaran 182 fırın vardır. Fakat bu da çoktur. 130 fırın, Istanbulun bugünkü ihtiyacı için kâfidir. îstanbulda ekmek istihlâkini karşıla mak üzere vaktile 7000 çuval un işlenirken bugün işlenen un mecmuu 3000 çuvaldır. Yani istihlâk yüzde 60 düşmüştür. Buna mukabil fırın mevcudu, ancak 250 den 182 ye inmiştir. Fırınm çok olusu bu yüzden çok adamın geçinmesine yarayacak masraflann ekmek fiatma inzimamını intac ediyor. Maamafih buna rağmen ekmeğin îstanbulda Ankaradan daha ucuza satılması, buğdayın Ankara yoile buraya geldiğini düşünürsek şehrimizdc ekmeğin pahalı olmadığı neticesine varırız. Belediyenin, biz Belediye nizamlarına riayetkâr olursak, fabrika kurmak teşebbüsünden sarfınazar edileceği yazıhyor. îstanbul fmnlarından biri Belediye nizamlarına riayet;âr olmadığı gün, Belediye, o fırını kapaır. Şu vaziyete göre bu 15 Belediyenin eindedir.» nin başkanlığında toplanmıştır. Kadıköyünde Mahmudbaba mezarlığında gömülü mıliî hikâyecimiz Ömer Seyfeddinin kabrinin asrî mezarlıkta ayrılacak meccanî yere nakli hakkındaki teklif kabul edilmiştir. Taksi talimatnamesinin taksi boyalarına talluk eden maddelerinin tadili hakkındaki teklif Mülkiye encümenine gönde rilmiş, karnesiz otomobillerden alınacak cezanm 25 liradan beş liraya indirilmesınin uygun görüldüğüne dair Kavanın encümeninin mazbatası okunarak kabul edilmiştir. Köy bütçelerine bütçenin müsaadesi nispetinde tahsisat konulması için makama salâhiyet verilmesi uygun görüldüğüne dair Bütçe encümeninin mazbatası tasvib olunmuştur. Otobüs talimatnamesinin 44 üncü maddesinin tadili uygun görüldüğüne dair maz bata muvafık görülmüş, işlerin çokluğuna ve vaktin darlığına mebni önümüzdeki haf ta zarfmda da'toplantılar yapılmasına karar verilmiştir. Meclis pazartesi günü saat on dört bucukta toplanacaktır. ((Dur!» emrine kulak Ekmek fabrikası Şehir Meclisinin vermiyen balıkçı kurmak meselesi dün yaptığı içtima Siyasî icmal Lehistan ve Sovyetler Birliği alihazırda Lehistan, Avrupadak; geniş mikyasta yapdan siyasî hareket ve faaliyetlerde çok ağıı basıyor. Kendisile hemhudud bulunmıyan Ingiltere ile karşılıklı teminat esası üzerine bir ittifak yaptığı ve Fransa ile de 1921 senesindenberi devam eden ittifakını canlandırdığı halde yakın komşusu bulunan büyük devletlere karşı ötedenberi takib ettiği müstakil siyasetini ne değiştirmiş, ne de darlaştırmışhr. İngiltere ve Fransaya güvenerek AImanyayı tahrik edecek bir hal ve harekette bulunmaktan dikkatle ictinab etmektedir. Meselâ Danzig serbest şehri namındaki küçük Alman hükumetinin bugüns kadar olan vaziyetini kendi lehine değiştirmekten çekinmiştir. Danzig Milletleı Cemiyeti himayesi altında olup mahal'î hükumet ile Lehistan arasında çıkacak her türlü ihtilâflarda hakem ve hâkim salâhiyeti ahdî hukuka binaen bu müesseseye aiddir. Son zamanlarda Milletler Cemiyetinin ve Danzig'de bulundurduğu komiserinin nüfuz ve hükmü çok azalmış olduğundan bu müessesenin Danzig ile alâkasmın kesilmesi mevzuubahs bulunmakta idi. Milletler Cemiyeti Meclisinin gelecek içtimaında böyle bir karar verilecekti. Bu işin mazbatasmı tanzim için îngiltere, Fransa ve îsveç azalarından mürekkeb bir heyet teşkil edilmişti. Lehistan ile Almanya arasında Danzig ve Koridor yüzünden şiddetli bir gerginlik bulunduğu bir sırada Milletler Cemiyetinin aradan çekilmesi Almanya ile Lehistanı şüphesiz yüz yüze getirecektir. O zaman iki kuvvetli devletin çarpışmalannm önünü almağa imkân kalmıyacaktır. İşin bu derecede vahamet bulmaması için Lehistan Milletler Cemiyei Meclisinin gelecek içtimaında Danzig'de ki komiserliğin ilgası işinin müzakere edilmemesini ve işin vakti âhare kadar geciktirilmesini üç aza devlete kabul ettirmiştir. Lehistan Danzig'de Milletler Cemiyetine aid hükümranlık hakkını kendisine intikal ettirerek Almanya meydan okumaktan çekinmekle büyük basiret ve Avrupa sulhuna iyi bir hizmet göstermiştir. Lehistan uzak devletlerle tedafüî ittifaklar akdetmek ile beraber ötedenberi Sovyetler Birliği aleyhine Almanya ile bağ anmadığı gibi şimdi de Almanyanın aleyhine Sovyetler Birliğile doğrudan doeruya şöyle dursun, dolayısile de bağlanmakan hazer etmektedir. Sovyet Hariciye Komiser Muavini Poemkin'in Varşovaya yaptığı seyahatin akabinde Leh Ajansı şu tebliği neşretmişir: «Lehistanın, Sovyetler Birliğile samimî münasebat tesisinden yegâne maksadı Lehilerin bu memleketteki menfaatlerini korumak olup herhangi suretle Almanyaya karşı Sovyetlerle birleşmek tasavvurunu reddetmektedir.» Lehistan herhangi suretle Sovetler Biriğinden yardım almağı şiddetle reddettiğinden îngilterenin Almanyanm muhtemel taarruzlanna karşı yapmak istediği loka Sovyet Rusyasının ithali tasavvuru bir türlü tahakkuk edememektedir. Sovyetler Birliği Lehistanla Romanyayı müdafaa hususunda kendisinin îngiltere ve Fransa ile askerî bir ittifak akdeylemesini istemişti. İngiliz hükumeti ise ancak Lehistan ve Romanya taarruza uğrayıp da îngiltere ve Fransa askerî harekât yaptıkları zaman gene kendileri tarafından dilek gösterildiği takdirde Sovyet Rusyasının. kendilerine yardımda bulunmasını teklif ıtmiştir. Bu teklif e göre Sovyetler; Lehistana bir taarruz vukuunda otomatik oarak İngiltere ve Fransaya yardım edemiyecektir. Herhangi sebebden Sovyetler Birliği Lehistana ve Romanyaya kendiliğinden yardım etse bile îngiltere ile Fransanın kendisine yardımdan imtina etmeleri ihtimali ve imkânı âşikârdır. İşte bu karışık iş, İngiltere ile Sovyetler Birliği arasında bir ınlaşmamazlık peyda eder. Bunun hakiki baisi ise Lehistanın her iki büyük komşusuna karşı siyasette istiklâlden ayrılmamakta sebat eylemesidir. Bu vaziyet karşısında dinamitle balık avlandığı anlaşılmış, bu şekilde karasularımız dahilindey balık avlanması memnu ol duğu için balıkçı motörüne (dur!) emri verilmiştir. Bu emre, motörden atılan bir mavzerle cevab verilmiştir. Kısa bir müsademeden sonra muhafaza motörü, ihtiyatlı bir manevra ile, balıkçı motörüne rampa etmiş ve bir kazaya meydan verilmeden ateş açan balıkçı Rizeli Osman yakalanmıştır. Motörde daha bir kilo dinamit bulunmustur. ÜNİVERSİTEDE Üniversitede lisan imtihanları îki gündenberi devam eden Üniver site lisan imtihanları dün bitmiştir. Sözlü imtihanlar muvaffakiyetle geçmiş, dönenlerin sayısı yüzde altıyı tecavüz etmemıştir. Bu sene sınıfların tekabül ettikleri kurslara 2400 talebe iştirak etmiştir. Devam etmivenlerin sayısı 58 dir. MÜTEFERRÎK Şehid düşen tayyarecilerimizin isimleri Dost îranm düğün merasimine iştirak için giden tayyare filomuzun avdetmde sise tutularak iki tayyarecimizin şehid olduklan yazılmıştı. Bu tayyarecilerimizin gedkli tayyare başçavuşu Fethi ile Sadık olduklan anlaşılmıştır. KÜLTÜR tSLERl Yardımcı muallimlerin ücreti Yardımcı muallimlerin ders ücretlerinin tediyesine başlanılmıştır. Doktorlar için yapılacak jübile Türk Hekimleri Dostluk ve Yardım cemiyeti, yanm asır tababet hayatmı doldurmuş doktorlarımızdan onu için bir jübile tertib etmiştir. Bu akşam saat 16 da Tokatlıyan salonunda yapılacak toplantıya şehrimizin bütün tanmmış Mahfiruz, Valide Sultana götürüldü; doktorlan aılelerile birlikte davet edil Valide Sultan onu son defa ve büyük mişlerdir. bir dikkatle gözden geçirdi. Bir aralık tpekli kadın çorablarî genc kızm gözlerinin içine baktı: üzerinde tetkikler Niçin sararmışsın? Gülmelisin; İpekli kadın çorablannın standardizasçünkü bu saadet dünyada pek az kimyonu için Ticaret Odasında yapılmakta seye nasib olur. Böyle bir günü yıllarca olan içtimalar nihayete ermiştir. Çorab hasret çekerek bekliyenler var!.. fabrikatorlan, çorab sanayii erbabı ve bu işte ihtisası bulunanlardan mürekkeb Mahfiruz başını iğdi. Valide Sultan da bütün mücevherleri olarak teşekkül eden komisyon, şimdi elde mevcud bulunan ipekli kadın ço ni takınmış; inci ile işlenmiş olan entarablarmın standardı hakkındaki nizamrisini, siyah benekli beyaz kürkünü giy nameyi, mütehassısm raporunu ve bu mişti. mevzu üzerinde yapılmış tetkiklerin neKaşlarını çattı ve şehadet parmağını ticelerini gözden geçirerek muvaffak ogenc kızm gözlerinin ortasına doğru sal lablecek bir standardizasyonun nasıl kabil olacağına dair bir proje hazırla lıyarak sanki homurdandı: mıştır. Bu proje Iktısad Vekâletine gön Göreyim seni, bir hoşça davranaderilecektir. sm, aslanımm derdine derman olasın! Hâmid Saracoğlu Ve illâ... Devlet limanlan umum müdür mua Sonra yürüdü. Kızlarağası kapıda bekliyormuş, sırtı dümdüz olacak kadar i vinliğine tayin olunan Hâmid Saracoğlu dün akşam tekrar Ankaraya gitmiştir. ğildi ve Mahfiruzun ardına geçti. Iki tarafı yeşil çinilerle kaplanmış olan Valide Sultan koridorunu geçtiler. İki kapıdan sonra yeşil çinilerle süslü ikincî bir koridora geldiler. Burada kapıları sedefle işlenmiş dolabîar vardı. Mahfiruz uykuda gezenlerden farksızdı ve ayakta rüya görüyordu: Parlak mermerden çerçeveli sedef işlemeli biı kapıdan sonra büyük bir sofaya varmışlardı. Burası dört köşeliydi; dört duvarının üstüne muhteşem bir kubbe oturtulmuştu. Duvarlar, kubbe ve kenarları, baştanbaşa çini işlemelerle, çini üzerine zarif yazılarla süslenmişti. Büyük bir avize burayı daha güzellestiriyordu. Aynalar, işlemeli ipekten sedırler, ince ve yumuşak halılar, çok güzel işlenmiş çeşmeler, dört direkli üstü tavanlı bir taht, sedef işlemeli ve oymalı kapılar... Mahfiruz bunları görmüyordu. Beyaz sakallı, uzunca boylu bir hoca Valids Sultanm elini öptü; en öne geçti. Sedef, fildişi ve bağa işlemeli kapı açıldı, Valide Sultan içeri baktı. Üçüncü Mehmed bir seccade üzerinde, gözleri yarı kapalı, sağa sola hafif hafif sallanarak tespihini çekiyor; dudaklarının arasından birşeyler mırıldanıyordu. Hepsi de birkaç dakika durdular. Padişah onların farkında bile değildi. Valide Sultan hocaya baktı ve duaya başladı. Biraz sonra Valide Sultan Mahfiruzu içeri soktu; dışarı çıktı; kapıyı en küçük bir gürültü yapmaksızın kapadı. Genc kızm dizleri titriyor; başı zonkluyordu. Birkaç dakika için etrafında hiç birşey göremedi. Sanki kalın ve rengin kestiremediği bir sis içinde kalmış, bunalmıştı. var). Maarife 7 memur alınacak Son günlerde İstanbul Maarif müdürlüğünde işlerin fazla olmasından mev cud memur kadrosu kâfi gelmemeğe başlamıştır. Bu vaziyet karşısında Maarif ıdaresi 7 memur daha almaya ka rar vermiştir. DEMtRYOLLARINDA Avrupa ekspreslerinde rötar Avrupa ekspresi, dün sabah Sirkeciye mutaddan iki saat teahhurla gelmiştir. Bu teahhurun sebebi, bazı Avrupa memleketleri hududlannda pasaport mua melelerinde gösterilen takyidattır. ŞEHÎR İŞLERİ Belediyedeki teftişler Belediyede teftişte bulunan Mülkiye müfettişleri teftişlerine devam etmek tedirler. Teftiş heyetine Mülkiye mü ettişlerinden Memduh da iltihak etmişir. Daimî Encümen muamelâtına aid yapılan teftişler ikmal edilmiştir. İktısad müdürlüğüne aid teftişler de bitmek üzeredir. Müfettişler teftişe aid ilk rsporlarım Dahiliye Vekâletine gönder mişlerdir. Avrupa banliyösünde yeni tarife Havalann çok iyj gitmesinden dolayı Avrupa Demiryolu banliyösünde yolcu sayısınm arttığı, bilhassa pazar günleri gerek Florj'a, gerekse diğer banliyö, köylerine gidip gelenlerin fazlalaştığı görülmüştür. Yeni banliyö tarifesi, yan n sabahtan ıtibaren tatbik olunacaktır. Mısîrçarşisı meselesi Mısırçarşısmın yardımcı hâl olarak kullanılması karan karşısında çarşı esnafı tarafından Belediyeye bir istida verilmiş, bediî ve sıhhî esbabı mücbire olmadıkça Belediyenin istimlâk yapmağa Cenevreye giden heyet salâhiyeti olmadığı bildirilmiştir. Bu Cenevrede toplanacak beynelmüel afyon ihzarî konferansına iştirak etmek ü istda Belediye Fen heyetine gönderil zere Afyonkarahisar meb'usu Hamza miştir. Osman Erkan, Ticaret Vekâletinden Servet Berkin ve Selmandan mürek Münhal valilikler keb heyetimiz dün akşam Cenevreye müteveccihen hareket etmiştir. Münhal valiliklere tayin edileceklerin isimleri tespit edilmiştir. Deniz Ticaret mektebinin Millî îradeye arzedilecektir.Bugünlerde Dahiliye yeni müdürü Vekâleti mahallî idareler umum mü Muhabere ve Münakale Vekâleti li dürü Fazılm îzmir valiliğine tayin edirranlar şubesi müdürlüğüne taym olu leceği söylenmektedir. nan Zekiden inhilâl eden Yüksek Deniz İNHİSARLARDA Ticaret mektebi müdürlüğüne profesörlerden maruf emekli denizcilerimizden Umum müdür geldi Şevket tayin edilmiştir. Bir müddettenberi Ankarada bulu tş Bankasının Londra ve îs nan tnhisarlar umum müdürü mühen dıs Adnan Halet Taşpmar, dün şehrimikenderiye şubeleri ze dönmüştür. îş Bankasmm Londra şubesinin tesi sinden sarfı nazar edildiği haber alın mıştır. Londra şubesi müdürlüğüne ta yin edılmiş olan Cabir Selik Londradan şehrimize dönmüş ve Ankaraya gitmiştir. Öğrendiğimize göre, bankanın İs kenderıye şubesi de kaldınlacaktır. Hamburg şubesi faalıyetine devam edecektir. Çöken apartımanın sahibleri zan altında Beyoğlunda Yenişehirde Mangasar caddesinde Topuzcu sokağında «Atlas» apartımanınm çökmesi tahkikatını yapan Müddeiumumî muavini Rifat, bu tahkikatı bitirmıştir. înhidam günü, binada ve civarda bulunanların ifadelerine ve yıkılan bina vaziyetinin mütehassıslarca tetkikine göre, kadın, erkek bir kaç kişinm ölümüne ve birçok kişinin de yaralanmasına sebeb teşkil eden bu inhidamdan, apartıman sahibleri mes'ul görülmüştür. Dolayısile de, apartıman sahibleri Aleko, Yani, Efyaniya aleyh lerine tedbirsizlık ve dikkatsizlikle ö lümlere ve yaralanmalara sebeb olmaktan dava açıhnıştır. Mal sahibleri, inhidamı önliyecek ihtiyatî bazı çarelere baş vurmamıs olmakla zan altmdadırlar. Dosya, İstanbul dördüncü sorgu hâ kimlığine yollanmıştır. Alâkadarların ifadeleri almdıktan, şahidler dinlenile rek tahkikat derinleştikten sonra, mesele, vanlacak neticeye göre, kararna meye bağlanacaktır. VtLÂYETTE 19 mayıs şenliklerine hazırlık J Muharrem Feyzi TOGAY DENtZ tSLERÎ Alman gemisi kurtarılıyor Prîmî'nin teşekkürü Fransızca cBeyoğlu> gazetesi Başmuharriri M. Primi, Şişlideki evine giren hırsızları şayani hayret bir sürtle meydana çıkaran ve çalman eşyalan kendisme iade eden Şişli polis komiserliğıle ikinci şube memurlanna gazetemiz vasıtasile teşekkürlerini bildirmektedir. Köstenceden Almanyaya gıderken İnceburunda karaya oturan dokuz bin ton benzin hamuleli ve A l man bandıralı Mitilmir gemisi, kaptan tarafından kurtarılmak istenmişse de bu mesai, semere vermemiş, kaptan dün Gemi Kurtarma müessesesine müracaat ederek tahlisi talebinde bulunmustur, Gemi Kurtarma idaresi, kaza mahallinde yardıma amade bulundurulan Alemdar kurtarma gemisini işe başlatmıştır, Ayrıca Büyükderedeki Hora tahlısiye gemisi de vak'a mahalline gönderilmiştir. C u m h u r i y et NUshası 5 kuruştur Haric Türkiye için icin 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik 1450 » 750 > Alh ayhk 400 n 800 » Üç ayhk Rir nvlılr 150 » i'ohtur Abone şeraiti} 19 mayıs spor şenliklerinin Fener stadyomunda yapılacağını yazmıştık. Dünden itibaren bu şenliklerin provalarına başlanmıştır. Maarif Müdürü Tevfık sahaya giderek tetkikatta bulunmuştur.