3 Mayıs 1939 CUMJtiLKltfET Neşriyat Kongresi Başvekilin mühim bir nutkile dün açıldı IBaştarafı 1 inct sahi]ede) Sizin geçirdığiniz tecrübenız ve ilminiz bize bu programı verecektir ve biz bunu zamanla mevcud maddî vesatimizle takib edeceğiz. Ben şahsan gürültülü, programsız işten zaten hoşlanmam. (bravo sesleri) miştir. Kongremiz, sadece Maarif VekilJiğinin meşgul bulunduğu neşir işlerile değil, bir kül halinde, bütün memleket fikir hayatını ilgilendiren her nevi neşir faali•ellerinin temas ettiği muhtelif ihtiyacları tetkikle uğraşacaktır. Şüphesiz bu kon grenın de mahiyeti istişaridir. Fakat ça .ışmaların neticesinde yapılan kararlar önümüzdeki senelerde, gerek devlet teş:ılâtı, gerek hususî neşir teşebbüsleri için :n esaslı bir program vazifesıni görecek ve burada teşhisi konan, ıslah ve tanzimi için yolu gösterilen derdler, Cumhuriyet hü kumetinin enerjik ve pratik çalışma me todlarile birer birer gerçekleşecektir. Bunun en kuvvetli müeyyidesi, büyük mille:imizin memlekete hizmetten başka emeli olmıyanlara ıtımadı, bu duyguda olan milletın başında İnönü gibi kıymetli ve yükiek insanî vasıfları şahsında toplamış bir Şefin bulunması ve kendisinin yurd için hayırlı her işi teşvik, takviye ve tahakkuk ettirmekteki müessir ve isabetli melekesi dir.» Filistinde gene kanlı hâdiseler Gemlikte bir yağ fabrikası Arab çeteleri bir şehre Prine yağı çıkaracak girerek yangın çıkardılar olan fabrika merasimîe Hayfa 2 (a.a.) Arab çeteleri Karmel açıldı dağı civarında İngiliz kıt'alarmı muhasara etmişlerdir. Çeteler Nasıraya hü cum ederek şehre girmişler ve İngiliz taraftarı olan Arab ailelerinin evlerine ateş verdikten sonra şehirde iki saat kalmışlar ve bilâhare İngiliz kuvvetlerinin muvasalatı üzerine çekilmişlerdir. Kıtaat telefon hatlan kesilmiş olduğundan daha evvel haber ahp yetişememiştir. Hükumet tekrar vaziyeti ele almıştır. Çetelere karşı çok şiddetli bir tenkil hareketi hazırlanmaktadır. Bursa (Hususî) Gemlikte zeytin küsbesinden yağ çıkaran yeni bir fab rika kurulmuş ve bu fabrıkanm açılma töreni yapılmıştır. Bu merasimde Bursa Valisi Şefik Soyerle Vali muavini, Belediye reisi Neşet Kiper, Emniyet müdürü, Jandarma kumandanı, banka müdürleri ve birçok davetli zevat bu unmuştur. Gemlik bandosunun çaldığı İstiklâl marşile törene başlanmış, Valimiz, fabrika kapısındaki kordelâyı keserek içeri girilmiştir. Pirmeyağı istihsal eden fabrikanm modern tesisatı hakkmda Ziraat Vekâleti zeytincilik mütehassısı Nizamedd n Türkay, Valiye ve davetlilere izahat vermiştir. Burada kurulan fabrika, Gemlik havalisinde istihsal edilen zeytinlerden zeytinyağı çıkanldıktan sonra arta kahp da şimdıye kadar İtalya ve Yunanistana yok pahasma sattığımız Pirineden yağ istihsal edecek ve bu suretle bu maddeyi dahilde kıymetlendirmiş ola caktır. Türkiyede ilk defa olarak kurulan ve kimyevî istihale geçirmek sure tile pirineden yağ çıkaracak olan bu fabrikanm makine tesisatı Milânodaki Armandu gayyito firmasından alınmış ve Türkiye mümessilı Lifonti Ricci'nin nezareti altında mütehassıs montörler le yerlerine konmuştur. Edremidde mevcud eski sistem fabrikalardan sonra bu yeni fabrika memlekette gliserin yağı istihsalini de mümkün kılmış bulunmaktadır. Prine yağı fabrikasını sabun fabrikatoru olan Etem ve Kâmil Kafoğlu isminde iki müteşebbis kardeş kurdurmuşlardır. Binaenaleyh bir Türk malı olan (prine yağı fabnkası) memleketin iktısadî hayatında belli başlı iki unsurun haricden almmasına ihtiyac hissettirmeden burada istihsal etmek suretile millî ekonomiye hızmet de etmiş olmaktadırlar. Öğrendiğime göre, fabrikanm yeri 44 bin liraya alınmıştır. Yeni binalann inşaatına 20 bin lira harcanmış, makineler 24 bin liraya mal olmuş, beş, on bin liralık diğer tesisatla birlikte fabrika 100 bin liraya çıkmıştır. Yakında fabrikaya (gliserin) çıkaran tesisat da ilâve edilecektir. Bu takdirde pirine yağı fabrikasının istihsal ettiği yağın yüzde elli nisbetinde gliserin vereceği düşünülürse, bütün Türkiyeye bir sene aarfında ithal edilen 350 ton gl;serinin artık Gemlikte istihsali mümkün ola cak demektir. Bu fabrika günde 3500 ilâ 4500 kilo pirine işliyebilecek kudrettedir. Şimdiye kadar Yunanistan ve İtalyaya satılan pirinelerin kilosu (40) paraya veriliyordu. Lehistanın Almanyaya vereceği cevab hazır Varşova hiikumeti, Danzig hakkında daha geniş garanti ve şehrin Leh himayesine girmesini istiyecek \Baştarafi 1 incı sahiiedei Alman gazetelerine karşı boykot Millî kütübhanemiz Esaslı bir programa tâbi olarak geç de olsa daima müspet gaye ü/erinde yürümeyi kendim için ş<ar edinmişimtir. Arkadaşlanm da bu esasta daima be nimle beraberdirler. Zaten bir mütearifedir. Nihayet esasiı bir program safaha tını takib ederek onu yavaş da olsa ta hakkuk ettirmek atiyen bozulmaktan kurtardığı gibi yapılacak herhangi bir tec rübe hakkında başlangıcı ve esası malum olduğu için bize daima yolda kolay lık verecektir, o kadar. Metnlekette bir millî kütübhane vücude getirdık. Bunu en uzak köye kadar gb:ürmek, yalnız götürmek değil okutmak zevkın' daimî surette idame etmek bu kongrenin yapacağı programa tâbi olacaktır. Sizin ilminiz den, tekrar ediyorum, sizin ilmınizden ve tecrübelerinizden istifade edeceğiz ve programı vücude getircceğiz. Onu tatbik şerefini kazanabilirsek atiyen neticelerinı gördüğümüz zaman da seviııeceğiz. Tekrar sizi selâmlanm. İşin ilmî teknik kısmını arkadaşım Yücel size arze decektir. İşlerinizde muvaffakiyetler dilerim.» (alkışlar) Filistinde bir ayda ölenler Maarif Vekilinin nutku Bundan sonra Maarif Vekili Hasan Âli Yücel kürsüye gelerek, kongrenin toplantıya çağırılması sebeblerini ve bu toplantıdan beklenenleri şu nutukla anlattı: « Kongreyi bizzat teşrif ederek ona reislik etmek lutfunda bulunan sayın Başvekilim doktor Refik Saydam, veciz ve özlü açış nutuklarında, memleketin, sizler gibi seçkin fikir ve kültür adamla rını buraya çağıran yüksek maksadı izah ve ifade buyurdular. Ben de Maarif Vekilliliğinin Türk Neşriyat kongresini hangi düşünüşlerle topladığını ve bu kongreden neler beklediğini arzedeceğim. Tarihimizin on asrına baktığımız za " man, devletin kültür meselelerinde nâzım müessesesi olan Maarif Nezaretlerinin basım ve yayım, eski tabirile telif ve tercüme işlerinde aldıklan eksik ve başa rısız tedbirler derhal gözümüzün önünde canlanır. İyi niyetlerle başlıyan bu hare ketler, sırf resmî salâhiyetlerin mes'uliyet hududları ve bütçelerin dar çerçeveleri içerisinde kalmak yüzünden, kısa bir zaman sonra sönüp gitmişlerdir. Hasılatları, resmî kütübhanelerle depolarda alıcı ve okuyucu bekliyen birkaç kitabdan ileri geçmemiştir. Dediğim gibi, başlamaların" dan bir müddet sonra, hamle, kuvveti kaybetmiş ve başka bir himmet sahibi işe girişip yeni bir hızla, fakat bırakılan yerde değil, ilk başlanılmış olan noktadan hareket etmeğe mecbur kalmıştır. Böyle oluşunun sebebi, benod, işlerin ve başarılarm şereflerini muayyen sahalarda toplamak, kütleye maletmek ve alâkalılara rına artık imkân kalmadığı malumunuz dur. Onları bu değerli eserlerden müs benimsetmemektir. tağni sayabilir miyiz ve mahrum etmeğe Nurlanan saha gönlümüz razı olur mu? Bütün bunları Neşriyat işlerinde de tam demokrat r.asıl ve ne şekilde bir plân yaparak doğbir ruh ve tam realist bir düşünce ile çarudan doğruya istifade edilecek bir hale lışmak, ancak Cumhuriyet rejiminde kagetirmeliyiz. bil olabilmiştir. Cumhuriyet tarihindedir Dillerin zenginlik miyarları nasıl lu ki bir taraftan bütün devlet organlarile gatleri ise milletlerin ansiklopedileri de kuvvetli bir neşriyat hareketine girişilmiş, diğer taraftan hususî basım ve yayım kültür seviyelerinin birer timsali sayılırlar. kurumlarının emeklerine imkân nispetinde 20 nci asırda bir millet için bir ansik iştirak edilmiş ve çalışmaları böylece takvi lopediden ve muhtelif ilim şubeleri için ye olunmuştur. Dün ziyaret ettiğimiz on hazırlanmış ihtısas lugatlerinden mahru yılhk neşriyat sergisi, bunun canlı delilidir. miyet, lehe sorulabilir bir yoksulluk sa Bu yolda atılmış en müspet ve inkılâbcı yılamaz. Bu eksikliğimizi bir an önce ta" adımın Lâtın esasından alınmış Türk mamlamak ve her münevver Türkün yuharflerini kabul etmemiz olduğunda bir vasında bulunduracağı bir bılgi hazınesi olan millî bir ansiklopediye sahib olmak an bile tereddüd edilemez. yolunda atılabilecek en müspet adımları On yıldanberi sevgili ve ebedî Şefimiz değerli kongrenizin bulacağına ve mem Atatürkün yaratıcı dehasile Türk milleti lekete göstereceğine kuvvetli bir itimad için nurlanan bu sahada gerek devlet mebeslemekteyim.» kanizmasınm, gerek tâbi ve nasirlerimizin «İşlerinizde kolaylık ve muvaffagenc Türk netlinin istifadesine koyduklan eserler bize istikbal için ümid verici bir kiyetler dilerim. Çalışınalarınızın Türk kemiyet ve keyfiyet arzetmektedir. Bu kültürünün yakm istikbaline getireceği nunla beraber unutmamalıdır ki bütün bu feyizleri ve büyük inkişafı düşünerek emek ve sermaye mahsullerini sadece te bunun teminine hizme'in şimdiden güzel sadüflerin ve sırf hüsnüniyetlerin eline bı heyecanı içinde cümknizi hürmetle se rakarak yarınki Türk nesillerinin irfan lâmlarım.» yapılarını kuracak eserleri hazırlamakta Kongre Divanı vazifemizi tam ifa etmis: sayılabilir miyiz? Bundan sonra Hasan Âli Yücel konBu esash dava, Maarif Vekilliğini gre reisliğine, Hüsnü Kitabcı (Muğla) memleket kültür havatının terakki ve in ve Üniversite Rektörü Cemil Bilsel reis kisafı için yapması lâzım gelen esas vazi vekilliklerine seçildiler. Kâtibliklere de Merinden biri olan neşriyat işi üzerinde ıntıhab yapıldıktan sonra mevcud aza ebemmiyetle durdurmuş ve çevresinde yedi encümene ayrıldı. toplanan meselelerin her birini ayn ayrı Vekâlet Yayın İşleri Müdürü Faik r^ütehassıs ve alâkadarlarile birlikte göz" Reşid, encümenlerin çalışacakları yerleri r'en geçirerek, ahnması lâzım tedbırleri tarif etti. Müteakıben reis Hasan Âli Seraber düşünmeğe ve bulmağa sevket Yücel, verilmiş olan bir takriri okudu. Kudüs 2 (a.a.) Nisan ayı zarfındaki tedhiş hareketlerinin bilânçocu şudur: 41 Arab, 14 Yahudi, 5 İngiliz ölmüş, 26 Arab, 23 Yahudi ve 7 İngiliz yaralan mıştır. Bundan başka Yahudi kolonilerine 60 tecavüz yapılmış, petrol borulannda 4 yangın çıkanlmıştır. 950 kişi tevkif edilmiş, bunların 35 i askerî mahkemeye verilmiştir. Bunlardan üç kişi idama mahkum olmuştur ki, bunun da ikisi affedilmiştir. Genclik kütübhanesi Bununla beraber, nisan sonunda vaziyette küçük bir salâh görülmüştür. Maarif Vekili nutkunun bundan sonraki kısımlarında kongrenin tetkikine arzedilen meselelerin her biri üzerinde delegelerin dikkatlerini çekerek irfan ihti yacımızı eldeki maddî imkânlardan en geniş bir şekilde faydalanma yollarını [Baştarafı 1 tnct $ahifede'\ bularak karşılamak mecburiyetinde oldu" nezaket göstermişler ve sözleri arasında ğumuzu kaydeylemiştir. milletimize, Atatürke ve Millî Şefimize Garb kültür ve tefekkür camiasının karşı birçok vesilelerle takdirkârhk ve seçkin bir uzvu olmak dilek ve azminde hayranlık duygularını tekrar eylemişler bulunan Cumhuriyet Türkiyesi için me dir. denî dünyanm eski ve yeni fikir mahsulŞerefli mılletimizin ve büyük şeflerimiIerini kendi diline çevirmek ve bu âlemin zin yabancı bir memleketin dostluk havası duyuş ve düşünüşü ile benliğini kuvvet içinde büyük bir devlet reisi ağzından sa" lendirmek zaruretini bilhassa işaret eden mimî ifadelerle takdiri heyetimizi çok müMaarif Vekili, yalnız Türk harflerile o" tehassis etmiştir. kuyup yazan ve yüksek tahsil smıflarına Insan, Türklüğün ve Türk olmanın şekadar gelmiş bulunan gencliğin sadece ref ve iftiharını böyle fırsatlarda ne geniş ders muallimlerinin dar kadrosu içinde bir vüs'atle hissediyor! bırakılmıyacağını her ilim şubesinde onlaYeni Alman devlet ricali, hususile, rın bılgilerini genişletecek, his ve fikir Hariciye Nazırı von Ribbentrop da dünyalarını aydınlatacak, onları cumhuri memleketimize ve heyetimize karşı pek yet rejiminin temiz ve idealist havası için samimî hisler ve ifadelerle Führer'in hisside yaşatacak zengin bir genclik kütüb yatına ayrıca iştirak etmiş bulunmakta hanesinin bir an evvel memleket çocuk dir. larının ıstıfadesıne konulması lâzım gel Merasimden sonra Almanyanın tirçok diği noktasında bilhassa ısrarla durmuş ve şehirlerini gezip dolaştık. Devlet merkesözlerine devam ederek demiştir ki: zinde olduğu gibi oralarda da samimiyet « Dahası var: Geniş halk kütlesinin ve hüsnü kabul gördük. eline sadece okuma yazmanın anahtannı Esasen ben ve arkadaşlarımm ekserisi vermekle vazife bitmiş sayılabilir mi? Almanyayı pek eskiden tanırız. Fakat bu Onları Türk Cumhuriyetinin sıhhatli, defa gördüğümüz Almanya, Üçüncü millet ve memleket davalarının adamı, Reich idaresi altmda daha geniş ve şü" iktısadî hayatta verimli birer yurddaş mullü bir tekâmül ve faaliyet göstermekhaline getirmek veya bu halde tutmak tedir. Bu değişiklikler arasında bilhassa için, onun günlük hayatındaki kazancını askerin, partinin ve milletin kaynaşmasına artırmak için yurdun en uzak köşelerine ve tek bir varlık haline gelmesine vesile kadar muntazam yayılan, sistemli bir olacak muazzam müesseseler vücude geneşriyat cihazına muhtac değil miyiz?.. tirilmiştir. Sanayi, insaat ve imar her taEsas kaynaklartmız rafta fevkalâde büyük bir inkişaf göster mekte olduğu gibi yeni otomobil yollan Geçmiş asırlardaki ilim ve san'at şebekesinin mükemmeliyeti, hava münaadamlarımızın büyük kıymet taşıyan eserkalâtı faaliyeti ve Dizel motörlerile işli lerinden ve tarihimizi, kültürümüzü ay dınlatan esas kaynaklardan yarınki ne yen trenler Almanyada mesafe ve zaman sillerin doğrudan doğruya faydalanmala mefhumlannı ortadan kaldırmıştır. Nafıa Vekilimizin bey* anatı Varşova 2 (a.a.) Gazete müvezzileri, dün yaptıklan bir toplantı sonunda Alman matbuatının son günlerde aldığı vaziyete karşı protesto makamında ola rak, Danzig ve Almanya gazete ve mecmualarım boykat etmeğe karar vermişlerSosyalistler hükumete muzahir dir. Boykotaj , normal vaziyetin teessüsüVarşova 2 (a.a.) 1 mayıs günü süne kadar devam edecektir. Varşova bütün memlekette mutlak bir sükun içinmüvezzıleri, ayni zamanda bütün Polon de geçmiştir. Beynelmilel vaziyet dolayıya müvezzilerini bu karara riayete davet sıle, çok senelerdenberı bırıncı defa olaetm;slerdir. rak açıkta tezahürat yapılmamıştır. TopTaarruza uğrıyan Leh artistleri lant'lar, yalnız kapalı yerlerde yapılmışVarşova 2 (a.a.) Kurjer War~ tır. Bu toplantılarda söz söyliyen sosya zawski gazetesinın Alman Silezyasında list hatibler, amele kütlelerinin millî müGrossteelıtz'ten aldığı malumata göre, dafaa davasındaki fedakârlık ruhu üzeHitler'cilerden mürekkeb bir grup, elîe rinde ısrar etmişlerdir. Toplantıların so rinde sopalar olduğu halde Katowiç'ten nunda, Almanya tarafından Polonya tiyatro heyetınin vereceği temsile mâni ol devletinin tamamiyeti aleyhine yapılacak mak üzere, tiyatro binasını sarmışlar ve her türlü taarruza karşı mukavemet lü temfile mâni olmuşlardır. Temsil heyeti zumunu ilân eden karar suretlerı kabul reısı bulunan Katowiç tiyatrosu direktö edilmiştir. rü, fena muameleye maruz kalmış ve araBirçok fabrikalarda, ameleleri bir günbasınm lâstiklerı patlatılmışür. deliklerini millî müdafaaya tahsis etmeğe Mütecavizler, ayni zamanda tiyatro karar vermişlerdir. bması civannda toplanmış bulunan birçok «Lehistan, ÇekoSlovakya Polonyalıları hırpaladıkları gibi, Polon değildir!» yalılara aid evlerin camlarını da kırmışNevyork 2 (a.a.) Polonya büyük lardır. elçisi Potocki şu beyanatta bulunmuştur: İngiliz büyük elçisi arasında yapılan mülâkat esnasında Hitler'in nutku hakkında fikir mübadelesinde bulunulduğunu söy ~ lemiş, fakat sarahaten tespit edilmiş olan mütekabil İngiliz Leh taahhüdlerini teyıd etmek lüzumu hıssedılmedığını ılâve etmiştir. Alman gazetelerinin ithamları Berlin 2 ,a.a.) Gazeteler, Polon yayı harbe teşvikte bulunmakta olmakla itham etmektedir. Gazete başhkları manidardır. Hamburger Fermdenblatt, Polonyanın Almanya aleyhindeki tahrikâtından bahsetmektedir. Zeit gazetesi şöyle diyor: «Polonya, vaziyeti anlamamazlıktan geliyor.» Essen'de çıkmakta olan National Zeıtung, şoyle diyor: «Polonya, bize hakaret ediyor.» Borsen Zeitung, yazıyor: «Varşova, kıhcını çekiyor ve harbe teşvik ediyor.» « Polonya, ÇekoSlovakya değil dir. Almanyanın Danzig'e karşı herhangi bir hareketi bir harb sebebi olarak telâkki edilecektir. Hitler'in koridordan geçen bir şerid talebine gelince, bu taleb Polonyanın denizle irtibatını kesmek, ekonomik ve belki de politik istiklâlini azaltmak arzusudur.» Büyük elçi, Polonyanın Danzig meselesini müzakereye amade bulunduğunu ve fakat kuvvet önünde boyun eğmiyece; ğini kaydetmıştır. Sovyet • Leh dostluğu Varşova 2 (a.a.) Fransa İngiltere ve Rusya arasında bir anlaşma akdi için yapılmakta olan müzakerelere Polonya • * nın itiraz ettiğine dair yabancı memleketlerde çıkarılan haberlerle Polonya Sovyet komşuluk münasebetlerini bozmak içirif yapılan teşebbüslere cevab veren Kurjetı Polski diyor ki: "• i«Çok iyi bir membadan aldığımız malumata göre Polonya mezkur müzakere" lere iştirak etmemektedir. Sovyet Po • lonya münasebetlerine gelince, bu m« sele münhasıran Polonvayı alâkadar ede ve onu Polonya bizzat kendısı hallec cektir.» İngiliz Leh münasebatı Almanyada gördüğümüz bu geniş tekâmülü burada bir iki satırla anlatmanm kabil olamıyacağını elbette siz de takdir edersiniz. Fakat Ankaraya hareketim ve vaktin darlığı dolayısile bu kadarla iktifa edivorum.» Bunda Ebedî Şef Atatürkün aziz hatırasına hürmeten beş dakika sükut edilmes teklif ediliyordu. Bütün aza ayağa kalkarak, bu ihtiram vazifesini yaptı. Tazim telgrafları Kongre, Türk kültürünün kuvvetien' mesi ve inkişafı işinde her zaman feyizl bir ilham ve kudret kaynağı olan Mill Şef Cumhur Reisi İnönüne de tazimle rini telgrafla arza alkışlar arasında ka rar verdi. Meclis Reisi Abdülhalik Ren daya, Başvekil Refik Saydama ve Ma reşal Fevzi Çakmağa da hürmet telgraf ları çekildi. Bundan sonra kitabcı Mu allim Halid söz aldı. Ahmed İhsan kürsüde... Onu Ahmed İhsan Tokgözün bugün" kü toplantıdan doğan heyecanını anlatan sözleri takib etti. Ahmed İhsan, en yaşh ve eski bir matbaacı ve hazırunun bir ba bası sıfatile hatıralannı anlattı ve o devirle bugünkü mes'ud vaziyeti mukayese ettikten sonra bir matbaacı ve yazıcı olarak arkadaşlarına Babıali yolunun eski fen huylarından silkinmelerini tavsiye etti Bunu Halid Fahrinin Ahmed İhsanı teyid eden sözleri takib etti. Başka söz alan olmadığından reis celseyi tatil etti. Encümenler, öğleden sonra kendilerin ayrılan dairelerde toplanarak çalışmala rına başladılar. Mekkl Said Varşova 2 (a.a.) Matbuat, alâkadar İngiliz mahfillerinin beyanatını der cetmektedir. Matbuata göre bu mahfiller, İngiliz Leh münasebetlerindeki berraklığa işaret etmekte ve Polonya kendini tehdid altında hisseder etmez İngiltere ile Fransanın yardımına koşacaklarına dair yapılan vaidlerin gayet sarih olduğunu kaydeylemektedirler. Hariciye Nezareti namına söz söyle {Ba^tarau 1 tna satıtrede) meğe salâhiyettar bir zat, nazır Beck ile las oteline gitmişler ve otelde hazırlanmış olan hususî daireyi işgal etmişlerdır. Kral Zogo'nun Ankaraya gidip git" [Başmakaleden detam') miyeceği ve nerede ikamet edeceği heİngilizlere yetişebilir mi?», «İtalyanın nüz belli değildir. Arnavudluk hanedanının Istanbula ge Akdenizdeki vaziyeti», «Harb olursa ne leceğini haber alan Amerikan ve Avru olacak?».. Sahifeleri çeviriyor; ayni sapa gazeteleri îstanbuldaki muhabirlerine kin alâka ile, ayni rahatlıkla romanlara, telgraflar çekerek bu seyahat hakkında hikâyelere geçiyor. mufassal malumat istemişlerdir. Bu mePencereden dışarı bakıyorum. İzmiti yanda, fotograf ajansları da Kralla Kraliçenin resimlerinin tayyare ile gönderil çoktan aşmışız. Yer yer çiçeklenen yemiş mesine dair buradaki mümessillerine ta ağadarile Anadolu toprağı bir Türk kızı kadar tatlı ve sevimli. Bahar onu belinden limat vermişlerdir. Kral Zogo ne Türk ve ne de yabancı kavramış; doymak bilmiyen iki yavuklu matbuat mümessillerine beyanatta bulun hırsıyla öpüşüyorlar. Arasıra, tarlalarda çalışan köylülere raslıyoruz; küçük çomamıştır. cuklar, sıska inekleri gütmeğe uğraşıyorAtinada neşredilen tebliğ Atina 2 (Telefonla) Bu gece bu lar. Hallerinde, büyük bir iş başarmış rada neşredilen resmî bir tebliğ Arnavud adamların gururu okunuyor. Kralının seyahati hakkında şunları bildirTrenin şimdi geçtiği yerler oldukça mektedir: tenha. Fakat buna rağmen ortalıkta, an«Türk hükumeti eski Arnavud Kralı latılamıyan, yalnız sezılen ve sezildiği nın Türkivede ikametine mü?aade etti zaman insana emniyet veren gürbüz bir ğinden, Kral Zogo. maiyetüe birlikte hayatiyet var. Sanki Anadolu toprağının Yunan tooraklarmı terketmistir.» her kanşı, tıpkı üzerindeki insanlar gibi canlıdır; onlar gibi nefes alıyor, onlar giBazı Nazırlar memleketlerine bi yaşıyordur. dönecekler Bizdeki bu hayat ve hürriyet aşkı acaAtina 2 (Telefonla) Mevsuk bir membadan aldığım malumata göre, Kral ba topraktan mı, dersiniz? İki unsurun, Zogo'nun maiyetindekı eski nazırlardan ınsanla toprağın, bizim Anadoluya bağbazıları yakında Arnavudluğa dönecek landığımız kadar aşkla birbirlerine bağlerdir. Yeni Arnavud hükumeti, mem landıkları nerede görülmüştür? lekete dönecek eski nazırlara aıd emlâkin Bız nıspeten fakir bir millet isek buniade edileceğıni ılân etmiştir. da toprağımızın da rolü olduğunu bilmr yor değılız. O bize koynunda altın maOtelde tes'id edilen izdivac denleri, petrol kuyulan saklamıyor. Buyıldönüma Atina 2 (Telefonla) Kral Zogo rada, az gayretle tabiatin cevherlerini çıile Kraliçe Jeraldin Larisa'da (Yenişe kararak yan gelip oturmak ihtimali düşühir) bulundukları müddet zarfında otel nülemez bıle. Anadolu toprağı bize ha" den çıkmamışlardır. KiMİla Kraliçe ge yatı, alnımızdan sızan terler mukabılınde, çen cuma günü izdivacîarınm birinci yıl damla damla tattınyor. Fakat onun, taşdönümünü otelde hususî surette tes'id et larına, kayalarma varıncıya kadar sonsuz bir cömerdlikle neşrettiği hürriyet havası, mişlerdir. Kraliçenin hasta olduğuna dair deve bizim için dünyanın en kıymetli cevher ran eden şayialar resmen tekzib edilmek madenlerinden daha kıymetli değil mi? Anadoluyu baştanbaşa yalayarak getedir. çen rüzgârı dinliyelim: Hitlerin hediye ettiği otomobil Hürsün! Atina 2 (Telefonla) Kral ZogoDiye bağırıyor. nun hususî trenine bağlanan dört vagona Ege sahillerini okşayan dalgalara kuKralın hususî eşyası tahmiî edümisHr. lak kabartalım: Bu eşya arasında, Kral'a Kraliçenin dü Hürsün! ğününde Hitler tarafırdan hediye edilen Diye fısıldayorlar. lüks bir otomobil de vardır. Zogo sehrimizde Hürriyet havası Neşriyat kongresi \Ba$tarc1i 1 incı sahıtedei neşriyat hayatımıza aid her iş'.e, her mev« zula alâkadar olacaktır, diyebilirız. Kon* grenin mukarreratını tamamile tahakkuic ettirmek, bir zaman, para ve gayret işi dir. Fakat, Refik Saydam Kabinesinin irfan hayatımıza verdiği ehemmiyetten ve Cumhuriyet rejiminin irfana susamış ruhundan ilham ve kuvvet alan Hasan Ali Yücelin yüce himmetile kongre muka reratının tatbikında kuvvetli adımlar atı 1 lacağına şüphe yoktur. Hakikaten bir îsmet yurdu olan İsmetpaşa Kız Enstitüsünün hariminde açıian kongrede, neşriyat hayatımızın elli yıllık emektan üstad Ahmed İhsan Tokgöz mazile hal arasmdaki farkı kaydederek neşriyat kongresının açılmasından duydu» ğu yüksek zevk ve heyecanı anlattı. Biz, istibdad devrinde doğmuş ve tahsil hayatını o devirde geçirmis bedbaht ne?!İ!er, ki^ab okuduğumuz için Sayrayıkebire kadar sürülen insanlardık. Kitablarımızı döşeme tahtalan arasına saklardık. Maarif Nezaretine bitisik olan Çem \ berlitaş hamamının külhanında Mecüsî Kebiri Maarif azasının gözleri önünde binlerce cild kitab yakılırdı. Odun yerine kitab^a isınan sularla yıkananlar âlim ol'aydı, o semt, allâmeler mahallesi olurdu. O zaman bu kadar hor ve sıkı olan kitab, şimd' Ankara Sergi evinde en yüksek j izzet ve ikbal mevkiindedir. Dün, oku" mak, bir cürüm ve cinayetti. Bugün, bir me^.yet ve faziîet olmuştur. Bu neşrivat kongresi, kitabı ilâh haline getirmek, kitaba hizmet eden'erin çalışmalannı k'ymetlendırmek için yapılmış uğurlu bir Vıamledi'. Bu kadar mubarek,| ve hayırlı bir iş, elbette muvaffak ola| caktır. Üzerindeki insanlar gibi yaşıyan, san| ki onlardan bir parça imiş gibi nefes alan Anadolu toprağı kırlarındaki mütevazı ç çeklerile, yalçm kayalarile ve sonsuzj ufuklara dalan boz kırlarile bize: Hürsün diyor, ben toprak olarak kaldıkça sen esir olamazsın! NADtR NADİ