3 Mayıs 1939 S O JF N Rumen Başvekili bir nutuk söyledi Çocuk ve terbiye Hâdiseier arasında «Yabancı hiçbir devlet Alman devlet merkezinde yapılan müzakerelerin bizden toprak istemedi» tam bir görüş birliğile bittiği haber veriliyor Bükreş 2 (a.a.) Rador ajansı bilnuniyetini izhar etmişt.r. Kont Teleki, demiştir ki: « İki millet arasında derin bir kök salmış olan dostluk devîetim'^m bin se nelik mevcudiyetinde dairna kat'î bir eleman olmuştur. Macarisfanın Alman milletine karşı beslediği dostluk son zamanlardaki hâdiselerle daha ziyade kuvvet lenmistir. Biz ancak teşriki mesai ve Berlin Roma mihverinde birleşen dostlarımızın yardımı sayesinde eskı Macaristanın topraklarına kavuştuk. Macar hükumeti, mihver devletlerile bu emnı'vetli birlik siNazırların nutukları yasetine devam etmeğe kat'ivetle azmetBerlin 2 (a.a.) Von Ribbentrop mistir. Ve ayni sükunet ve dostluk hisletarafmdan Macaristan Başvckili Teleki rini izhar edenlerle bir'ikte çahsmağa have Hariciye Nazırı C=dky şerefine veri zır bulunmaktadır.» len ziyafet esnasmda söylenen nutukların Encümenler toplantyor metni şudur: Budapeşte 2 (a.a.) Ayan ve MebVon Ribbentrop demiştir kı: usan meclisleri Hariciye encümenleri. « Kahraman Macar nrüetine eski beynelmilel vaziyeti tetkik etmek üzere ve sadıkane dostluk bağlarile merbut o çarşamba ve perşembe günleri toplanmalan Alman milleti sizi harar^tli bir sem ğa davet edılmıştir. pati ile karşıhyor. Geçen senelerle son Çarşamba günü buraya gelmesi bek hâdiseler denenmiş olan dostluğumuzu lenilen Csaky'nin bir nutuk söyliyeceği takviye etmiştir. Bütün hak prensiplerinin tahmin edilmektedir. hilâfına olarak Macanstandan zorla koMacar Ticaret Nazırı Romada parılan arazilerin geri alındığını hususî Roma 2 (a.a.) Macar Ticaret bir cnemnuniyetle kaydediyorum. Bu hâ Nazırı Kunder, buraya gelmiştir. Mu diseler ve Macaristanm komintern aley maileyhin bu ziyaretinden maksad, İtalhindeki pakta girmesi Almanva ve dost ya ile Macaristan arasında iktısadî mü devletlerle yeni bağlar ıhdas etmiştir. A badelelerin inkişafını temin evlemektir. ramızdaki teşriki mesai mütekabil sarsılRoma Valisinin ziyareti maz bir emniyete dayandığı için her iki Budapeşte 2 (a.a.) Roma vaüsi memleketin nef'ıne olarak müsmir olacak Prens Colonna ve Prenses, Berlinden ve dost İtalya ile de sıkı bir irtibat oldu buraya gelmişlerdir. ğu için bir sulh garantisi teşkil edecektir.» Leh Macar ticaret muahedesi Kont Teleki, söyîediği hararetli söz Varşova 2 (a.a.) Polonya ile Malerden dolayı Von Ribbentrop'a teşek caristan arasında burada akdedilmiş olan kür etmiş, sonra Macar milletinin büyük ticaret itilâfnamesi, 10 haziranda meriyet ve kuvvetli Alman mı'letine karşı olan mevkiıne girecektır. Bu itilâfname, Lehsempatisini ve hürmetir\ ifade edebilmek Macar mübadelelerinin yüzde 5 nispe fırsatını ele geçirdiğinden dolayı mem tinde artırılmasını derpis etmektedır. Berlin 2 (a.a.) Macaristan Başvekili Teleki ile Hariciye Nazırı Csaky, Budapeşte'ye hareket etmişler ve istasyonda Von Ribbentrop'la Weiszaccker tarafmdan selâmlantnışlardır. Alman Macar görüşn.clerinin iki memleket arasmdaki tam görüş birliğini teyid ettiği, Alman mahfillerinde beyan edilmektedir. Görüşmeıcr, prk samimî bir hava içinde cereyan etmiştir Berlinle Budapeşteyi alâkadar eden meselelerle bilhassa Macaristanm komşularile mü nasebetleri bu görüşmelerin mevzuunu teşkil etmiştir. diriyor: Dün, 1 mayıs münasebetile işçi korpcrasyonlarınm ilk kongresi akdedilmiştir. Kongreye 4,000 delege iştirak etmiştir. Başvekille İş Nazırı da kongrede hdzır bulunmuştur. Başvekil Kalinesko, kongrenin ehemmiyetini ve bütün memleket işçilerinin mülhem bulunduklan birlik hissini bilhassa kaydederek işçilere bir günlük yevmiyelerini ve günde iki saatlik fazla mesaılerinı mıllî müdafaaya hasretmiş olduklarından dolayı teşekkür eylemiş ve demiştir ki: « Bu hareket, memleketin isfiklâl ve toprak bütünlüğünü müdafaa için hiçbir fedakârlığı esirgemediğini ispat etmektedir. Komşu bir memleket matbuatının Romanyaya karşı mutalebatta bulunduğu ve bu mutalebata bazı yabancı devletlerinde muzaheret ettiği söyleniyor. Bu kabil tahrikât hiç şüphesiz iyi komşuluk ve dostluk münasebetlerini kolaylaştıracak mahiyette değildir. Hiçbir yabancı devletin hiçbir salâhi yetli mümessilinin topraklarımızla alâka dar hiçbir teklifte bulunmadığını kaydet mek ısterım. Bılâkıs bızim vakarlı müdafaa siyasetimizin her tarafta tam bir anla" yışa mazhar olduğunu söyliyebilirim. Romanya, komşularile iyi münasebetler idame etmek istiyor ve iktısadî ve kültürel sahalarda anlaşmalar akdıne amadedir. Fakat topraklarımıza temas edecek herhangi bir teşebbüs en şiddetli ve sarsılmaz mukavemetle karşılaşacaktır. Bu, bütün memleketin siyaseti Romanyanın mıllî siyasetidir. Evvelki nasil, birliği başarmak gibi asil bir vazife ile mükellef oldu. Şimdiki nesil de nefsini bu birliği muhafazaya hasretmelidir.» Nutuk, çok alkışlanmış ve kougre kapandıktan sonra 4000 delege, sarayın balkonuna çıkan Kral Karol'ün önünden germiştir. Macar nazırları dün Berlinden avdet ettiler Cezasız terbiye sistemi ve anormal çocuklar Yazan: ALt KÂMl Terbiyede dayak taraftarı olanlar hâlâ aramızda az değil. Buna mukabil değil dayak, hatta, ne şekilde olursa oisun, cezaya aleyhtar olan ıdealistler de yok değildir. Bunlar umumiyetle cezanın bir terbiye vasıtası olamıyacağına kanidiıler. Güzel. Ben de bu fikirdeyim, ancak bunun için iki şartın bir araya gelmesini lüzumlu görürüm: Biri sözden anlıyan. cezasız yola gelecek çocuk, öbürü çocuk ruhundan anlıyan, cezasız yola getrecek mürebbi! Bunlardan yalnız birini bulmak ender nasib olur bir nimetken ikisini bir araya getirmenin ne kıymetli bir şans nlacağını tahmin etmek kolaydır. Mürebbıleri çileden çıkaran kötü çocuklarla çocukları çileden çıkaran bilgısiz ve görp.üsuz mürebbiler mevcud oldukça dediğim idealistler şu fani dünyada hayallerinin ta hakkukunu göremiyeceklerdir. Bunun için epey zamandanberi şu sütunlarda yazdığım çocuk ve terbiye mevzuunda ayni fikri müdafaadan geri kalmadını. Yanlış anlaşılmayım diye tekrar edeyim: Ceza, ancak hertürlü terbiye vasıtaları faydasız kaldıktan sonra tatbik olunacak zecrî bir çaredir. Yalnız terbiye vasıtaları değil, bazı marazî tipler için tedavi çareleri de. Hem bu kabilden bazı tipler vardır ki onlarla doğrudan doğruya tababeti ruhiyenin meşgul olması lâzım gelir. Mürebbi ona yardımcı gibidir. Bazılarile de doğrudan doğruya mürebbinin meşgul olması lâzımdır. Tabib ona yardımcı vaziyetinde kalır. Herhalde bu tipere karşı kayıdsız bulunmaya gelmez. ^ünkü onlar kendi istikballeri için oldu;u kadar sosyete için de tehlike teşkil ederler. Neşriyat sergisi • ^ arf inkılâbının onuncu yılı vesilesile Maarif Vekâletinin Ankarada açtığı,ı Neşriyat sergisini gezdik. Tertib ve tasnif, kusursuz. Teşhir tarzı, güzel. Harb inkılâbındanberi çıkan bütün kitabları, gazeteleri ve mecmuaları, mensub oldukları şube ve ihtısas bölmeleri içinde, yanyana görüyorsunuz. Bazı eksikler yok değil; fakat yüzde beşi, onu geçmediği için, serginin, umumî neşriyat üstünde toplu bir fikir ve intıba kazandırmaktan ibaret maksadmı bozmuyor. Manzarasına karşı hayranlığamız geçtikten sonra böyle bir serginin bize ilk düşündürdüğü şey şu: Bugün yirmi yaşında bir Türk genci Arab harflerini hiç bilmiyor. Onun okuyabileceği bütün kitablar sergide gördüklerimizden ibaret. Yani Her ihtısas şubesinde on, on beş neviden fazlası bulunmıyan eserler. Bu kadar az kitabla ihtısas değil, umumî kültür bile yapılmaz. Meselâ Arab harflerile yedi sekiz yüz çeşidi bulunan tarih kitablarının orada yüzde bire indiği görülüyor. Yarının, bütün ilim hamulesi (yedi sekiz)cildin içinde kala cak olan genc tarih âlimi gözümüzün önüne geliyor. Bu yarm pek yakın. Fakat şimdiye kadar Maarif Vekâleti bu felâketi görmekten pek uzak kaldı. Bin defa yazdık ve haykırdık, tesir etmedi. Artık çok geç kalınmış olduğu meydanda. Her ihtısas şubesi için böyle. Gencin eline verilecek eser pek az. «İhtısas» mefhumunun tam kıymeti üstünde biraz durursanız, bu azlığın yokluktan farkı olmadığını tereddüdüz kabul edersiniz. Şimdi ne olacak? Neşriyat kongresinde bunu da görüşeceğiz. Sergide 'görülen kitabların yüzde seksenini, belki daha fazlasını Babıali caddesinin birkaç muharriri yazmış e birkaç kitabcısı basmış. Bu muharirler ve bu kitabcılar da olmasaymış, seyrek ve perakende neşriyatile devtet, bu hazin kültür boz kırını biraz esertmekten bile âciz kalacakmış. Tektük serpen yeşüliği ve boy atan idanları yetiştiren de, hükumette'n saslı hiçbir yardım görmiyen Babıali muharririle Babıali gazetecisi ve citabcısj. Bu gidisin sonu on senedenberi haber verdiğimiz şeydir: Felâkettir, feıket! Bunu sezen il't Maarif Vekili Haan Âli Yücel olmuş ki hepimizi neşiyat davası üstünde konusmağa çaırdı. Fikirlerim'<zi bin defa yazdıki, bir kere de bu kongrede söyliyelim. Fakat ondan sonra halledilmesi milonlarca lirabk devlet fedakârlığına akan bu davada muharrirden veya atibden meded ummak pek boş olur. AKYÜZ koymak mümkün olabilır mi? Çocuk ruhiyatını tetkik edenler bu • nun mücr'^ün olacağı ıddıasındadırlar Bir kere bu tipler biündikten ve bu tiplere mahsus barız vasıflar anlaşıldiktan sonra ana baba veya öğretmenlerin önce hic mana veremedıkleri münasebetsiz tezahürlerın o zaman bir manası olmaya baslar. Meele ortalanna gıden normal cocuklarla böjile o'mıyanları ayırdedebilmektedır. Böyle bir tefrık vaparken uzvî sebeblerle ruhî spbb'eri avırmak âdet olmuş gıbıdir. Halbuki ^^kıkatte bun'ar birbirinden ayrılamaz. İnsan valnız vücud ol madığı gıbı valnız ruh da değildir. Ve anormal çocuklarda mürebbinin yapacağı psikoterapi vani ruhî tedavile doktorun yapacağı uzvî tedavının birlesmelerinde çok kere zaruret vardır. Diğer taraftan sırf uzvî gıbi sörünen bazı marazî hallerin ruhî bir telkinie zail olduğu ve ruhî bazı temavüllere ilâcla karşı gelinebildiği de muhakkaktır. Mecburî askerlik Japonyada şidcîetli kanunu nesredildi bir zelzele oldu c : T*ı i Romada yapılan müzakerelerin mahiyeti . s Roma 2 (a.a.) Gafenko, Papa tarafından kabul edilmiştir. Gafenko, Ha" riciye Nazırı kardinal Maglione ile gö rüşmüştür. İtalya ile Romanya arasmdaki görüşmeler, hitama ermiştir. İtalyan mehafili, bu görüşmelerin pek dostane bir şekilde cereyan etmiş ve Roma ile Bükres arasmdaki münasebetlerin inkişafını ilimadla derpis etmeğe medar olmuş olduğunu beyan etmektedir. İyi malumat almakta olan mehafile nazaran, görüşmeler şu noktalar hakkında cereyan etmiştir: 1 İtalya ile Romanya arasmdaki siyasî ve iktısadî münasebetler ve bunların inkişafına şahid olmak arzusu, 2 Romanya ve Macaristan arasmdaki münasebetler ve Bükreşle Budapeşte arasında bir anlaşmaya varmak imkânı, 3 Polonya Almanya münasebatı, bu babda Romanın Gafenko'yıı Polonyanm Danzig hakkındaki Alman muta lebatını dostane bir surette tetkik etmesi için müdahalede bulunmağa iknaa çalış mış olduğu tahmin edilmektedir. Irlanda Başvekili bu iş için Londraya gidiyor Londra 2 (a.a.) Askerî mükellefiyet hakkındaki kanunun metni evvelki akşam neşredilmiştir. Kanunda 20 yaşına gelen ve 21 yaşını henüz ikmal etmemiş olan bütün erkek İngiliz vatandaşlannın İngilterede bir askerî talim devresine iştirak etmek üzere kaydedileceği tasrih edilmektedir. Kayıd servisleri İş Nezaretine tevdi edilecektir. Hizmet etmek yaşına gelen vatandaş kaydedildikten sonra sıhhî bir muayeneye tâbi tutulacak, muayeneyi müteakıb, on günlük bir mühlet içinde, kendisine gösterilecek olan mahalle gitmek üzere bir ihbariye alacaktır. Bu suretle davet edilen gencler, milis sıfatile hizmete ahnacaklar ve 6 ay müddetle hususî bir talim devresi geçireceklerdir. Fasılasız devam edecek olan bu talim devresini ikmal edenler, üç buçuk sene müddetle yardım kıt'alarından birinde veya munzam ihtiyat kuvvetlerinde hizmet edeceklerdir. 50 yaralı, 13 ölü var, 1000 ev yıkıldı Tokyo 2 (a.a.) Japonyanın şimal batısındaki Akita'da vuku bulan zelze lede b:rçok kimseler ölmüştür. 50 kadar yaralı, 13 ölü vardır. 1000 kadar ev yıkılmıştır. 60 bin k'şi geceyi dışanda gecirmiştir. Belgrad 2 (a a ) Belgrad rasadha nesi, 30 nisan gecesi içinde Belgrada 10.000 kılometrelık mesafede şiddetli bir zelzele kaydetmiştir. Şiddetli bir zelzele oldu Mesele tiplerin tasnifindedir. Eğer böyle bir tasnif yapılmazsa tiplere aid kuru tariflerden ne analar babalar, ne de mürebbiler pratik bir netice elde edemezler. Yani herhangi bu anormal çocuktan o çocuğun tâbi olduğu tipe intikal olu namaz. Meselâ çocuk evde hırsızlığa temas eden bir suç islemiştir. Çocuklarda hırsızlık ayrı bir etud mevzuudur. Bu bir tıptır. Acaba çocuk şu hareketıle o tipten olduğunu mu göstermistir? Yoksa o ana mahsus gelıp geçıcı başka bir amıl mi vardır Eğer aile reisinin bu mesele üzerinde işlenmiş fikirleri varsa karajıhkta el yordamıle bırşey arayan kımse vaziyetinde bulunmaz. Bılâkis ilmin meş'alesi Marazî tip denince hatıra yalnız müc altında yürüyen bir kımse emniyetile arim çocuklar gelmemelidir. Çocuklarda dımlarını atar. asabî ve ruhî bozukluklar çok değişik şeAcaba çocuklarda görülen binbir çekillerde kendıni gösterebilir. Ve bunların şid uygunsuzlukların hepsi etüd edilmiş, hepsi ayn ayrı incelemeye değer. Bu tethepsi analizden geçmış midir? Şüphesiz ik neticesinde marazî tiplerin vaktinde hayır! Fakat çoğundan bahsedilmiş ve anlaşılması, ona göre en uygun bir terbaşhcaları da analizden geçmiştir. Hele biye metodunun tatbikı, kendi haline bıbazı uygunsuzluklanm gizlemesini bilen rakıldığı takdirde vukua gelebilecek, fe çocuklar vardır ki bız onlara sinsi deriz; âketlerin önünü alabilir. Böyle çocuk onlar ne evdekilerin, ne de mektebde öğların daha başlangıcda kötü huylarını ce retmenlerının gözlerıne çarpmazlar. Halza ile karşılamaktansa sebeblerini araştır buki çocuk ruhıyatı bakımından onların mak hem çok doğru, hem daha insaflı ahvalini gözönünde bulunduranlar içyüzbir hareket olur. Kötü huyların aslını ve lerini görmekte güçlük çekmezler. sebeblerini aramadan verilecek terbiye ve Dekroli egoist ve altrüvist hisler ba ceza, meselâ sürekli başağnları olan bir kımından çocukları etüd ederken: «Çohastaya bu ağrıların sebebini araştırmacuk, diyor, yaradıhsında egoisttir, açgözdan, asprin vermek kabilindendir. İlâcın lüdür. Başkaları onu pek az alâkadar tesiri geçince başağrısı gene başlar. Çüneder. Etrafımdakılerı acaba rahatsız edikü ağrıyı doğuran sebeb araştırılmamıs, yor muyum düşüncesı onda yoktur. Çok muvakkat bir tedbire başvurulmuştur. sevilir ve şımartılırsa basınıza küçük bir Kötü huyların da tıpkı bir nebat gibi, müstebid kesilir. Başlıca işi oyundur. Hatohumu, kökü, göğdesı ve nıhayet zehirli rekete aid her iş bir tecrübe ve her tecrübir çiçeği olduğunu unutmamalıdır. be ona bir eğlencedir. Herşeyi görmek, Bu nebat nasıl bir topraktan gıda alıp serpilmiş? Çok iyi duygularla yetişmesi memul olan bir çocuk nasıl olmuş da bu kötü huyları benimsemiş? Bunun için önce onun mizacını, bünyesini, hatta soyunu sopunu, ırkını araşfcınp anlamak lâzım. Bir mektebin, belki de bir sınıfın talebesi üzerinde böyle bir tetkik yapılacak olursa hayretle görülür ki ayni tiplerdeki çocuklarda ayni cinsten kötülükler vardır. Tipler değiştikçe kötülüklerin de nev'i değismektedir. Her cins toprağın muayyen bir cins mahsul vermeğe müsaid olması kabilinden birsey. Bu halde çocuğun uzviyet ve şahsiyetini, ruhî temayüllerini anlayıp bazan dolayısile uzaktan müessir olan asıl sebebleri bulmah; yani bir hastayı tedavi edecek doktor gıbi önce hastalığı teshisle ise baslamalı. Bu tedbire müracaat ederek acaba kötü talebeyi, haylazları, hasanlan, tenbelleri, asileri vurucu, kırıcı mücrim çocukları smıf sınıf ayırarak sıraya almak, evirip çevirmek, küçük hayvanlar, kendi yasındaki çocuklar.. Kıpırdıyan canlı cansız ne varsa müstakbel tecrübeleri için ona lâzımdır. «Bu canlı egoist tipin bir de zıddı olan uyusuk altrüvist, diğerkâm tip varsa da bu tip ancak nazariyatta tam olarak vardır. Hakikatte egoist o'mıyan çocuk tıpı yok gibidir. Çünkü altrüvist baskası icin kendinden fedakârlık eden demektir. Daha büyük menfaati olmadıkça cocuk bunu yapmaz. Bu iki uc arasında birinden veya öbüründen fazla pay almıs, ortalama birçok tipler bulunması tabiidir. Uyuşuk olmaksızın canlı bir altrüvist tip olsaydı ideal olurdu. Sekiz on yasından evvel bunu çocuktan beklememeüdir. Çocuğa şuur verecek olan zekâ ancak bu vaslarda inkişafa baslar.» Çocuğun yasına göre tâbi olduğu tasnifi başka bir yazıtna bırakıyorum. PEYAMİ SAFA Kaliforniya'daki sarsıntı Roddm «Amerikada» 2 (a.a.) Saat 21.53 tc şimal Kalıforniyasmda şiddetli bir zelzele olmuştur. Birleşik Amerika devletlerinde mevcud yegâne yanar dağ olan Lavvenden sıcak dumanların çık tığı görülmüştür. Bu yanar dağ 1915 te şiddetli b~r zelzele neticesinde hasıl olrr uştu. Galatasaray Lisesi eski müdürü Salih Arif vefat etti İrfan hayatımı zm en eski ve en kıymetli uzuvla rından Galatasaray lisesi esk. müdü IÜ ve Mülkıye mek tebile Askerî lise leri eski muallim lerinden Salih A rif Potamos kısa bir hastalığı mü teakıb dün sabah vefat etmiştir. Merhum Salih Arif Cenazesi bugünkü çarşamba günü Şişli Sıhhat Yurdundan kaldırılarak namazı öğle vakti Teşvikiye camiinde kılmdıktan sonra Eyübdekı aile kabristanma defnolunacaktır. Salih Arif 1872 de doğmuştur. Lıse tahsilini Galatasarayda yaptıktan sonra Hukuku bitirmiştir. 1892 de maarif mesleğine giren bu kıymeti' hoca, 1908 de Galatasaray lisesine tarih mualbmi olmuş, 1912 de ayni mekteb müdürlü ğüne tayin edilmiştir. Daha sonra Mülkiye mektebinde, Halıcıoğlu. Kuleli ve Şişli Terakki liselerinde de senelerce muallimlik yapmıştır. *** Irana giden heyeb'miz Tahrandan ayrıldı Tahran 2 (a.a.) Anadolu Ajansı nın hususî muhabiri bildiriyor: Türk heyeti, Rana Tahran liyasetinde Başvekili, Meclis reisini ve Hariciye Ve zirıni ziyaret ederek veda eylemiştir. Orgeneral Kâzım Orbay ayrıca askerî makamata da veda etmiştir. Askerî kıt'amız bugün saat 14 te, heyetimiz ise saat 15 te otomobıllerle Tahrandan ayrılmıştır. Bu gece Kazvinde geçirilecek, bir gece Kermanşahta yatıla " cak ve mayısm beşinde Musulda bulunulacaktır. Heyetimiz ayni gün hususî trenle Musuldan hareket ederek ayın yedisinde Ankaıaya vâsıl olacaktır. Gafenko'nun beyanatı İrlanda Başvekili Lortdrada Londra 2 (a.a.) Çemberlayn ve Samuel Hoare'un daveti üzerine bu sabah Londraya gelecek olan şimalî İrlanda Başvekili Lord Craigavon, mumaileyhim ile birlikte askerî mükellefiyet kanununun bazı kısımlarını tetkik edecektir. Alman elçisi dönüyor Berlin 2 (a.a.) İyi bir membadan öğrenildiğine göre, Almanyanın Londra sefiri Fon Direksen'in hafta nihayetinde vazifesi başına dönmesi muhtemeldır. Çemberlayn Hitler fotografı yasak edildi Londra 2 (Hususî) A l m a n y a Propaganda Nazırı Doktor Göbbels'in emrile Godesberg mülâkatı münasebetile ba" sılmış olup Hitler'le Çemberlayn'i biı arada gösteren karpostallann Almanyada satışı yasak edilmiştir. Mısır mi'himmat fabrikası kuruyor Kah re 2 (a.a.) Elbalag gazetesinin verdiği malumata göre, Mısır Mıllî Müdafaa Nazırı, hafif silâhlarla infilâk madrteleri ve mühimmat imal edecek bir fabrika tesisi iç'n bir proie hazırlamıştır Dört avda tah?kkuk ettirilecek olan bu proie. tahminen 950.000 îngiliz lirasma roal olacaktır. Atina 2 (Telefonla) Romanya Hariciye Nazın Gafenko, Paristen hareketinden evvel Vradini gazetesi muhabirine aşağıdaki mühim beyanatta bulunmuştur: « Pariste bulunduğum müddet zarfında, Balkan Antaniı devletlerınin mümessillerile daimî teması muhafaza ederek, uzun müzakereierde bul'indum. Bu münasebetle, Balkan Antanh devletlerini alâkadar eden bütün meseleler hak kında aramızda tam bir fikir birliği mevcud olduğunu bir defa daha müşahede ettiğimizi beyan edebiliritn. Türkiye, Yugoslavya, Romanya ile Yunanıstanı yekdiğerine bağhyan bağlat çüzülmez Amerikada faşist aleyhine mahiyettedir. Dört Balkan devleti, beynelmilel siyasetin Balkanlarda muhtemel nümayişler inkişaflarına karşı müsterek bir sıyaset taNevyork 2 (a.a.) Muhtelif şehirlerkib etmektedirler ve dürdü de sulha bağde işçi teşekkülleri 1 mayısı tes'id et lıdırlar.» mişlerdir. Nevyorktaki alayda H tler, Mussolini ve Franko'nun resimlerini ta İngiltere, dokuz Almanı huşıyan ve üzerlerinde faşist aleyhtarı yadud haricine çıkardı zılar bulunan levhalar görülmekte idi. Berlin 2 Tunustaki Alman konsolosu makta olan (a.a.) İngilterede bulunAlmanlardan 9 kiş.nin hu bir otomobil kazası netice dud harici çıkarılmasım mevzuu bahseden Völkischer Beobahter gazetesi di sinde öldii Tunus 2 (a.a.) Almanyanın Tunus yor ki: «Ecnebi tebaalarına insanî büyük bir Ba^konsolosu Von Biberstein'le refikası, Aouinina yolunda Tunusa 10 kilfc) milletin yapması yakışıksız olan bu mumetre mesafede bir otomobil çarpışması ameleyı Almanya cevabsız bırakmıya caktır.» neücesinde ölmüşlerdir. Ali Kâmi AKYÜZ f Emir Abdullahm oğlu Nayif Ankarada j Galatasaraylılar mezunları cem yetınden: Galatasaray mektebi müdürlermden sevgili hocamız Salih Arifin ebedî zıyaile müteellimız. Cenazesi Nişantaşı Sıhhat Yurdundan 3/5/939 tarihme musadf çarşamba günü öğleden evvel kaldırı larak namazı Teşvikiye camiinde kılı nacaktır. Bütün Galatasaraylı arkadasların merhumun cenazesinde bulnnmak Emir Abdullahm oğlu Prens Navifın Ankaraya muvasalat ettiğini yaz suretile son rasimei ihtiramı ıfa etme'lerini dileriz. ınıştık. Resmimiz Prensi, Ankara garından çıkarken görüyorsunuz.