28 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

28 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

• UIYET 28 Nisan 1939 EİRUZ Tarihî roman: 6 Ağam, elimi kesme de olmazsa sehid olurum. Hıçkırıklar ve çığlıklar gittikçe kısılıyor; boğuk, kesik, titrek bir hal alıyordu. Çıinkü daha derinlere, daha içlere, yüreklere iniyordu. Kırdan dönen koyunlar ve keçiler acı acı meleyorlar; öksüzlük ve felâketin taştığı evler önünde şaşkm şaşkın bakınıyorlardı. Çünkü her akşamki gibi sevinc ve gü'er yüzle karşılanmıyorlardı. Sığırlann koşuşlannda ve acı acı böğürmelerinde, bir şikâyet, hatta isyan kokusu bulmamak mümkün değildi. Yırtık duvaklı, yoluk saçlı gelinler yollara düşmüşlerdi. Böğürtlenlerin diplerine çömelerek hıçkırıyorlar; yaşh gözlerile karanlık vadi ve yamaçları araştırıyorladı. Saatlar geçti. Vakit geceyansma yaklaşıyordu. Doguda hafif bir aydınlık belirdi. Yarıdan büyük bir ay göründü. Şimdi yollar, tepeler ve yamaçlar oldukça seziliyordu. Gene saatler geçiyor; Akpmarhlann büyük bir kısmı yollara bakıyorlar; böcek ve kurbağalann aralıksız haykırıslarile titreyen boşlukta nal ve insan sesleri arayorlardı. Bu sesler ancak sabarıa karşı duyuldu. Kadınlar örtü ve eteklerini dalgalandırarak, erkekler kısa poturlannı hışırdatarak o tarafa koştular. En önde gelene sordttlar: Ne haber ? Uzun Hüseyin kurtuldu... • « •# • ( Şehir ve Memleket Haberlerl ) Düskünlerevi ankası merkez ve Anadolu yakası Yazan: Kadircan Kaflı Şehir Meclisi, müesseseşubelerinde değişıklik UsküdarBeykoz yolunun boynumu vur! Hiç nin adını değiştiriyor inşası derpiş ediliyor Şehir Meclisi dün iki içtima yapmıstır. Birinci celsede ruznameyi ihtiva eden yirmi altı madde müzakere edilmiştir. Bu maddeler arasında mühim olarak emekli ve öksüz maaşatı için 20,000 liranın Ziraat Bankasına yatırılması hakkmdaki münakale teklifi Bütçe encümenine, tahakkuk ve tahsil şubeleri çalışma talimatnamesi de bütçe, mülkiye ve kavanin encümenine havale edilmiştir. Düşkünlerevinin şefakat yuvası olarak tevsii hakkmdaki takrir okunmuştur. Bunda kimsesiz fakat bedenen alil olup şehrin şefakatine iltica etmiş olanlara düşkün sıfatı verilmesi muvafık olmadığmdan müessesenin Şefakat yuvası olarak tevsimi isteniyordu. Azadan Refik Ahmed, düşkün kelimesinin ahlâkî ve manevî düşkünlükle iltibas hasıl edeceğinden, bu ismin değiştirilmesinin münasib olacağım söylemiş, Abdülkadir, şefakat kelimesinin mecburî bir ma nayi ifade etmediğini, halbuki Belediyenin bu vazifeyi mecburî ve filî bir şekilde ifa ettiğini, yuva yerine de yurd denilmesinin muvafık olacağım anlatmıştır. Yeni bir isim bulunması için teklif, Mülkiye encümenine havale edilmiştir. Beş bin liralık tahsisatla yardım edildiğinden dolayı teşekkürlerini bildiren Şehidlikleri İmar Kurumunun mektubu okunmuş, birinci ceîseye nihayet verilmıştir. Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar, bugün Nafıa Müdürlüğüne giderek müdür Mühendis Bedri ile birlikte yeni inşa edilecek yollar etrafmda tetkikatta bulunacaktır. Nafıa Müdürlüğü, bu yollar iB:r müddettenberi İş Bankası merkez ve şubelerinde değişiklikçin bazı notlar hazırlamıştır. Şehir hariler yapılmaktadır. Bazı şeflerle mecindeki yolların da bir kısmı tamir ve yemurlann yerleri değiştirilmiş ve niden inşa edilecektir. Bu arada Valinin bir kısım memur da açıkta kalmışUsküdardan Beykoza giden şosenin astır. Bu meyanda bankanm İstanbul falta çevrilmesi hakkında Anadolu yaşubesinde de 28 memur kadro hakası halkınm arzusunu yerine getirmek üricinde bırakılmıştır. zere tetkikat yapacağı öğrenilmiştir. FilPaşabahçe Şişe ve Cam fabrikası hakika şimdiye kadar Kadıköyle Boğamüdürü Adnan istifa etmiştir. Şizın Rumeli cihetindeki yol inşaatma bir şe ve Cam fabrikası müdürlüğüne hayli emek verilmiş, fakat Anadolu yaToprak Mahsulleri Ofisi îstanbul kasının bundan mahrum oluşu yüzünden şubesi müdürü Vâhid tayin edil bu tarafta bulunan birçok yalı ve köşklemiştir. Vâhid yeni vazifesine başrin yıkılmak üzere yıkıcıya verildiği ve lamıştır. Fabrika şeflerinden ekse. binnetice sahilin gittikçe harabiye yüz tutrisi de değişmiştir. ^^^^ tuğu neticesine varılmıştır. Üsküdar Bey koz yolunun tamamen olmadığı takdirde ŞEHÎR ÎŞLERİ senelere taksim olunarak kısım kiîim taBeşiktaş hükumet konağı mir ve inşası derpiş edilecektir. BeykozBarbaros Hayreddin türbesinin etra Pasabahre sosesi bu sene yaütırılacaktır. fımn açılması dolayısile Beşiktaş hü kumet konağı da yıkılacaktır. Beşiktaş. MÜTEFERRtK a Fer'iye sarayma bıtişik resim ve heykel müzesinin öst tarafmdaki binanın Bir Alman heyeti geldi amiri ve Beşiktaş hükumet konağı olaAlman sanayiınin bilhassa beş yıllık •ak kullanılması takarrür etmiştir. ıktısadî programın tatbikından sonra çok terakki ettirmiş olduğu «Lassital» Duvar afişleri Şehirdeki duvar afişlerinin çirkin bir sun'i yün ve sun'i ipek satışlarını mem . manzara arzettiği görülmüştür. îmar leketimizde de çoğaltmak üzere üç kişimüdürlüğü, bu vaziyetin giderilmesi i den mürekkeb bir Alman sanayi heyeti çin etüd yapmaktadır. Paris ve Londra şehrimize gelmiştir. Heyet, alâkadar beled:yelerinden afiş işlerine dair ma makamlarla dün temasta bulunmuştur. İthalât tacirlerimizle temasa gelecek oumat istenilmiştir. lan heyet, sun'i yün ve ipek satışlan için Galata Kimsesizler Yurdu bazı müsaid şerait gösterecektir. Galatadaki Kimsesizler Yurdunun Afyon alımı başladı âğvedileceği hakkındaki haberler doğ. ru değildir. Bilâkis mezkur müessese Toprak Mahsulleri Ofisi, hükumetçe nin daha îyi idare edilebilmesi için Düş ittıhaz edilen karar mucibince 938 ve künler Yurduna bağlanarak idaresi ka daha evvelki seneler mahsulü olup da rarlaşmış, yeni sene bütçesine tahsisat halen sahibleri uhdesinde bulunan af onulmustur. yonlarm mübayaası işine dün sabahtan itibaren başlamıştır. Prost geliyor Şehircilik mütehassısı Prost, pazar esi günü şehrimize gelecektir. iyasî icmal İngilterede mecburî askerlik ngloSakson milletleri Avrupa karası ve Asya milletlerinin mecburî askerlik usulünden ötedenberi nefret ederler. Dünyanm yansından fazlasma ve cihan servetmin dörtte üçüne sahib olan İngilizlerle Amerikahların bol para mukabilinde askerlik ya pacak adam bulmak ve gayeleri uğrunda bilerek bilmiyerek döğüşecek yabancı halklan kullanmak imkânı varken şahsî rahat ve işlerini uzun müddet bırakmağı ve hayatlarmı hertürlü tehlikeye sokmağı icab eden bir usule yanaşmamalan tabüdir. İngiltere ile Amerika ancak büyük bir harbe girdikleri fevkalâde zamanlarda mecburî askerliği tatbik ederler. Nasıl ki Umumî Harbde her ikisi d« bu usul üzere, birdenbire olmasa da asker toplamıjlardı. Fakat harb bittikten sonra gerek îngilizler gerek Amerikalılar mecburî askerlik müessesesini ilga etmişler ve tekrar kurmaktan son derece çekinmişlerdi. Mecburî askerliğe zemin hazırlıyacak her hangi tedbir derhal İngilizlerin ve Amerikalılann şüphelerini uyandırmakta olduğundan hükumetin başında bulunanlar bu hususta sık sık teminat vermek mecburiyetinde kalıyorlardı. Meselâ İngilız Başvekili Çemberlayn, millî hiztnet namı altmda, bir harb vukuunda herkesin hangi işte ve fabrikada çalışacağını tayin için bir sicil tesis edılmesıne dair bir ay evvel parlamentoya bir kanun lâyıhası verırken bunun gönül rızasına bağh bir iş olduğunu ve sulh zamanında mecburî hizmetin tatbik edilmiyeceğini temin etmişti. Şımdi ise ayni Başvekil mecburî as kerlik prensipinin tatbik edilmesine taraftar olmuş ve parlamentoya bu hususta kanun teklif edileceğini haber vermijtir. Buna sebeb olarak da beynelmilel ahvalin bugünkü müphemiyeti harb zamanından farklı olmadığını göstermiştir. İngilterenin mecburî hizmet usulünü kabul etmesile derhal Avrupanın askerî vaziyeti sabaha akşama hemen değişeceği beklenmemelidir. İngilterenin bahriyesı ve hava kuvvetleri içın, esasen bu usulü tatbika ihtiyacı yoktur. Yalnız kara ordusu için gönüllü bulmakta müşkülât çektiğinden bu sene askerlik çağına gıren 310,000 kişiyi silâh altına alarak fj$e başlıyacaktır. " ' l\ V Askerî vaziyette, şimdilik, büyük bir değışıkfik yapmıyacak olan bu prensıpin İngiliz milletini ikiye ayırmak gibi dahilî sıyaset noktasından büyük mahzuru olacaktır. Amele partisi ve dört milyon azası olup Ingiliz sanayimi ve harb imalâtını elinde tuttuğundan çok kuvvetli olan amele birlikleri bu mecburî hizmete şiddetle muhaliftirler. Hükumet, parlamentoda ehemmiyetsiz bir ekseriyet bulsa da, milletin yarısı mecburî askerliğe karşı isyan edecektir. Başvekil Çemberlayn dahi bu zorluklarl takdir ediyor; fakat Fransanın zoruna dayanamamıştır. Fransa, bu noktada İngiltere üzerine siddetî: tazyik yapmıştır. Diğer taraftan îngiltere de, ordusu zayıf olduŞundan bazı devletere yaptığı ve teklif ettiği teminata büyük kıymet verilmedigini görmüştür. Binaenaleyh İngilterenin mecburî askerlik prensipini kabul etmesi, askerî kuvvetini esaslı ve seri bir surette arhrmaktan ziyade, bazı devletler üzerinde siva*î nüfuz ve tesir yapmak »ayesine matuftur. yok! Hoşnudluk! Başİca? Suclular var: Seni bekliyorduk. Biliyorum. Bildiklerin değil! Sen gittikten son ra olan suçlardır. Benimle kalanlar yaptılar. Görelim! ne etmişler? Birisi tarlada bir kıza satasmi!, alıp kaçınrken tutuldu. Yüz değnek attırdım, baygın yatıyor. Bu ceza ona çok az. Zira birinci değil; Tavşanlıdan geçerken de böyle bir halt işlemişti. Şişe ve Cam fabrikası müdürü istifa etti Vur boynunu! Karı kızla uğraşacak adam bize gerek değil! Başüstüne! Ötekini nidelim? O ne yapmış? Konuk kaldığı evi soymuş! Bak şu kancıklığa? Bir elini kes de salıver! Pekalâ!... Kara Said kendi kadar iri iki sipahiye birtakım emirler verdi. Ufak tefek, zayıf bir delikanhyı kollanndan tutarak sürükleye sürükleye getirdiler. Kalenderoglu etrafma bakmdı ve seslendi: Kayış Mehmed nerede? Arkadakilerden biri cevab verdi: Burada! Kalenderoglu suçluyu gösterdi: Vur boynunu!... Kayış Mehmed gülümsedi; kalabalığın üstüne doğru bir an yükselerek biraz GÜ11Ü?..TI öteye baktı. Dağlardelisi orada, ayakta Arkadan gidenler Domaniç yaylasına duruyordu. Yanıbasında urganla sımsıkı çıkan son boğaza vardıklan zaman Uzun bağlanmış ve bohça haline gelmiş olan Hüseyini yerde ve baygın bulmuşlar; göğ Güllü vardı. sünden yaralı olduğunu görmüşler: Kayış Kayış Mehmed r<iraz sonra «AkpmarM"'ımed onu piştovla vurmuş!... dan kız kaçıran» ın da başını keseceğini Bütün bu işler 1602 senesi eylulünde düşünmüştü. O zaman Güllü ona kalabir perşembe günü olmuştu. aktı. Eğer Kalenderoglu genc kızı geri 4 göndermeye kalkışırsa, herşeyi göze alaak engel olmaya, hatta kaçırmaya kaar vermişti. Yollar yıldızlann belli belirsiz ışıklan Kayış Mehmed sipahiyi ensesinden altmda güçlükle seziliyordu. Bunun için uttu; sonra başmin tepesindeki uzun ve Kalenderoğlu atını yavaşlattı. Şimdi yaT a < a a a kın tepelere vı^ran nal sesleri birkaç defa i tutam #>çtan kavradı; H A ^ P ' ' büyüyerek geri geliyordu. Bunlardan mı sıyırarak hızla indirdi. Ortalıkta tıs yoktu. baska uzaktan uzağa kesik ve acı çaka] ba Dağlardelisinin çeneleri sıkılıyor, vumğırlan duyuluyordu. ruklan sıkılıyor ve saçı sakalı ürperiyorKıvnla kıvnla tırmandılar. Düzlüğe vaklaşt'kları sırada yukandan kalm bir du. Etrafına göz attı; etrafımn sanlması çin en küçük bir hazırhk filân yoktu; bir ses, sordu: az rahatlar gibi oldu. r€im o?... Soyguncuyu da getirdiler: Yirmi beş Osmanh değil! yaşlannda, ince bıyıkh, esmer bir gencdi. Kimdir? Kalenderoğluna doğru yürüyordu. Tanıyamadm mı ayı oğlu ayı!... Ağam, elimi kesme de boynumu Buyur ağam! Kusura bakma! Bir karaltı... Sonra birkaç tanesi da vur! Hiç olmazsa şehid olurum! Şehid mi? O ne demek? ha belirdi. Hemen Kalenderoğlunun ö Benim suçum yok. Sansar Vcli nünde yürümeğe bajladılar. Uzakta, bin kulaç kadar ötede atcşler benim babamı öldürmüş,tü. O da kim? yanıyordu; onlann etrafmda yüzlerce at Konuk olduğum domuz!..^ ve insan karaltısı görülüyor; arasıra kiş Sen de onun malını mı vurdun? nemeler işrtiliyordu. Babanın öcünü birkaç akçelik şeylere deKalenderoğlu sordu: Kara Said orada mı? ha? He... Ağam! Hayır! Onu bağışlamıştım; çün Ne haber varP kü Fadimeyi seviyordum. Hoşnudluk! • Fadimeyi mi? Dağlardelisini gördünüz mü> H e . . . Sansar Velinin kızıdır. Biraz önce gekü! Demak ki bir kız için kan davaKayış Mehmed? smı unuttun? O d a ardından ulaştı..^ Nidelim, gönül bu!... Başka kim var? Ben birşey anlamadım. Madem Dağlardelisi bir kız getirdi. k; Sansar Velinin kızını seviyordun; niçin O da burada mı? onu kaçırmadın da malını çaldın? He!., Çalmadım ki... Bana tuzak kurmuş da haberim yokmuş! Elmaslı hançeSipahi biraz çekinerek: ri armağan etti; gocuğu, dağlarda üşüme, Kara Saidle atıştılar! diye zorla sırtıma attı. Heybeme de gizDedi. lice iki saatle dört beş bilezik ve bir yüKalenderoglu merakla sordu: zük koymuş. Ben buraya gelirken başka Niçin? yoldan dolanıp Kara Saide şikâyetçi ol Kız yüzünden..* muş. Hakhdır. Sonra ne oldu? Bunları ona soylemedm mı? Hiç... Kara Said, bu işi agamız Inanmıyor. Çünkü Fadimeyi gorpakUsm, diyip kesti. dü, göz koydu. îyi etmiş !•• Kalenderoglu durakladı. Kara Öaıd Cömelen, ayakta duran, yan yatan suçlunun ensesine bir yumruk attı ve küyüzlerce adamın gölgeleri yayla boyunca uzavor; sürüne sürüne onlan saran, für etti. Sonra reise dönerek: Fadimeyi getirin, kendi elimle boonları boğmak içîn gelen devleri andmğayım! Göz komadıgım anlaşılsm? Bu yordu. Bazan ateşlere yeni odunlar, pırnar demetleri atılinca alevler alabüdigı hayâsızı söyîetme, Ağam! Hayâsız sensin!. ne yükseüyordu. O zaman hızla knahp Kalenderoglu gürledi: yayılan gölgeler, yerlerde ürperiyor sanı Söyîetme! Kayış! hrdı. Buyur, Ağam! Ağamız geliyor! Kes sağ elini!... Birisi, iki avucunu boru gibi yaparak (Arkası var) ağzına dayadı ve böyle bağırdı. Karaltı İkinci celse İkinci celse on beş dakika sonra Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdann başkanlığında açılarak ve fevkalâde bütçenin 4,489,969 lira olarak kabul edildiği hakkmdaki Bütçe encümeni mazbatası üzerinde görüşülmüştür. Maarif kısmına kıdem zammı alacak muallimlerin istihkaklarile maaşlar ve yeniden açılacak mekteblerde çalıştırılacak muallimler maaşı, tedavi ve sair Maarif ihtiyacları için 1,489,301 lira, meske n bedelile munzam idare ücretleri için 1 70,000 lira, muallimlerin eski mesken bedelleri için de aynca 16,710 lira konulmustur. Ziraat bütçesinde ziraat muallimleri maaşına 9 bin lira zam yapılmıştır. Şehrimizde bir mahsulâtı arziye sergisi açılması için 4 bin 901 lira tahsis edilmiştir. Adi bütçenin kabulünden sonra Vilâyet fevkalâde bütçesinin müzakeresine geçilmiş, fevkalâde bütçe Bütçe encümenince 1 milyon 266 bin 511 lira olarak teklif ve umumî heyetçe kabul edilmiştir. Yem bütçeye göre, Vilâyet yol ve köprüleri için 510,000 lira tahsis edilmektedir. Sorulan bir suale cevaben Vali, bu para ile yapılacak yollann bir listesini Meclise vereceğini söylemistir. Şehir ve köy mektebleri inşaat ve istimlâkleri için 195,000 lira tahsis edilmiştir. Filoryadaki inşaat ve tefrişatla hava tehlikesinden korunma tesisatı ve beden terbiyesi için ayrılan para 102,797 liradır. Vilâyet namına yaptmlacak yeni hastane için 400,000 lira ayrılmıştır. Masraf bütcesinin tab'ı ikmal edilemediğinden Şehir Meclisinin on bes gün temdidine karar verilmiş, bu suretle toplantı nihayet bulmuştur. Eski Tatarağası... Nişantaşı çocuk bahçesi İmar müdürlüğü, Valikonağı cadde . ;inde yapılacak çocuk bahçes nin yerini Yeni Devlet Denizyolları umum müespit etmek üzeredir. Bahçenin cadde dürlüğüne tayini mukarrer bulunan İb. üzerinde, yg^Hd yeş\l,,şa.ha,mmt.ak^sın; rahim Kemal Baybora dün Den.zbanka gelerek roeşgul olmuştur. Denizyolları da yapılması muhtemeldir. umum rrrüdür muavinliğine tavin edile Asım Süreyy.a,^itti bek oîa» Yusuf Ziya Kalkanoöilu ile çaMatbuat Umum müdürlüğü îç İşleri lışan İbrahim Kemal Baybora, yeni umüşavirliğine tayin edilen eski îktısad mum müdürlüğün teşkilât ve kadrosu müdürü Asım Süreyya, yeni vaz fesine üzerinde meşgul olmaktadır. Yeni deniz a=larmk ü^ere Ankarava gitmiştir. teşk'lâtında Deniz Ticaret müdürlüŞüne Gürültüsi'r»c'en sikâyet edilen bağlı olarak dört müfettişlik ihdas olunacaktır. Bu müfettisler mütemadiyen bir fabrika Ayvansarayla Defterdar arasındaki seyahatte bu^unarak liman reislikleri civi fabrikasınm gürültü vaparak umu muamelâtıpı teftiş edece^lerdir. mî huzura mâni olduğu hakkında Be Beyaza boyanacak vapurlar ediveve bir şikâvet yapılmıştır. Vaziyet, Şirketi Hyariye. şirket vapurlarından ; etkik edilm"kted r. on iki tanesini beyaza boyatmağa karar Su fabrikası vermiştir. Terkosta yapılmakta olan su fahrikası, haziran sonlarına doğru ikmal edile. cektir. Dsrs kesimi DENtZ tSLFRl Denizyolları umum müdürlük kadrosu ADLİYEDE Bekçiyi döven adam Karaköyde bekçi Hüsnüyü yumruka dövdüğü, bu arada kendisine sövüp saydığı iddiasüe İstanbul asliye birinci ceza mahkemesinde muhakeme edilen mevkuf Kara Mehmedle gayrimevkuf Niyazinin, bırer ay, ikişer gün hapislerine karar verilmiştir. Kararla beraber, Niyazi de tevkif olunmustur. Bevoğluna nVan «a^ü va»tfalarının taMb edecegi yol Bir sarhoş 19 mayıs idman bayramı şenlikleri Evvelki akşam Kadıköyünden Bostan programını hazırlamak üzere salı günü toplantı yapılacaktır. Top:ıya giden tramvaya Nedim isminde bir Rüşvet alan bir polis raemuru ;arhoş b'nmiş. yolcuları rahatsız etmiş Vilâyette b r Lutfi Kırdar riyaset ede lantıya Vali Kurtuluş mevkiinde polis Etem Kol tir. Sarhos vakalanmıştır. cektir. tukluoğlu, hafta tatili kanununa muha. lif hareket, zaptını imha etmek üzere tütüncü Hasan Şahinden on lira rüşvet almaktan suçlu olarak yakalanmış, Müddeiumumiliğe verilmiştir. Oradan da Sultanahmed birinci sulh ceza mah kemesine yollanmış, sorguya çekil miştir. Suçlu, sorgusunda on lirayı aldığmı itiraf etmekle beraber, «ben, bu on lirayı âmirim Adliden aldığım emir üzeri\*ik ne, Şahinden almış bulunuyorum. Ka . rakola dönerken de çevirdiler, yakala dılar> demiştir. Suçlu hakkında. 1609 numaralı kanuna göre derhal tevkif müzekkeresi kesilmiştir. Tahkikat, sorgu hâkimliğince geni'letilecektir. İstanbuldan Beyoğluna giden nakil Yeni profesör vasıtalannın Karaköy cihetinde köprü başma geldikleri zaman Galata rıhtımıTıb Tarihi Enstitüsü müdürü doktor na saparak Merkez Rıhtım hanımn ö Süheyl Ünvere, Maarif Vekâleti tara nünden Karaköve çıkıo Beyopluna git fmdan profesörlük un^anı verilmiştir. melerin ; n seyrüsefer noktasmdan fav VtLÂYETTE dalı olacağı anlasılmış, birkaç günlük tecrübeye girisilmistir. 19 mayı* programı Üniversitede tedrisat mayısın 18 inde kesilecektir. Her fakülte ımtihan prog ramını h a ^ ^ m a & a ba°lamı=tır. Muharrem Fevzi TOC. AY Bahar bayramı tatili 1 mayıs bahar bayramı münasebetile bütün mektebler ve daireler pazartesi günü kapalı olacaktır. Sovyetlerin yeni Taşkend muhribi • r J Cesedin hüviyeti belli oldu Eminönünde denizden çıkarıldığım yazdığımız cesedin hüviyeti tespit edilmiş, bunun Aksarayda Sülüklü cadde . sinde Hacıahmed sokağmda oturan ve Mahmudpaşada Handan hanındaki düğme fabrikasında çalışan 16 yaşlannda Sabahaddin olduğu anlaşılmışjır. Sabahaddin geçen ayın yirmi yedi sindenberi çalıştığı müesseseye gelmemiştir. Morgta yapılan muayenede, bir yara ve bere bulunamamıştır. Bu vazi yet karşısında ölüm hâdisesinin bir ci . nayet eseri olmadığı neticesine varıl mıştır. Tahk'kata devam edilmektedir. . . r > , Kuyuya düşen çocuk Süte su karıştıran sütçü mahkum oldu lar hep birden kımıldadı ve içlerinden birkacı hızlı hızlı Kalenderoğluna yaklaştı. Bunlardan en öndeki, iki üç kulaç uzunluğunda bir adamdı. Yürürken iki tarafa sallanıyor ve kocaman kollan bi pazar kayığının küreklerine benziyordu. Merhaba, ağam! Merhaba, Kara Said! Ne var ne Hayltz çocuk! Samatyada oturan 15 yaşlannda Nec det 15 gün kadar evvel, babasına aid 50 lirayı alarak ortadan kaybolmuştu. Ya. püan tahkikat neticesinde Necdetin Mersinde bulunduğu tespit edilmiş ve İstanbula getirilmek üzere yola çıkanl mıstır. Süte su kanştırdığı iddiasile Sultan Sovyet Rusyanın İtalyan tezgâhlann. ahmed birinci sulh ceza mahkemesin da yapılan bir seri torpito muhriblerinde muhakeme edilen sütçü Dimitrinin bir ay hapsine, bir ay da meslek ve san den ilki olan Taşkend isimli muhrib, dün sabah limanımıza gelmiştir. Henüz İtalatmdan men'ine kararverilmiştir. yan bayrağmı taşıyan <Taşkend> buratki çocuk yaralandı dan Sıvastopola gidecek ve orada tes Sadiye admda bir kızm idaresindek lim edilecektir. bisıklet, Erenköyde asfalt caddede do Resmimizde görüleceği üzere Taş . laşmakta olan Nilüfer isminde bir kızla kendin topları yerine konulmamıştır. Nevzad adında ufak bir çocuğa çarp . Toplar, Sovyet mamulâtı olduğundan mıştır. Nilüfer elinden, Nevzad başm Sıvastopolda yerlerine takılacaktır. dan yaralanmıştır. Taşkend, Sovyet Rusyanın. Kiyef sı Kulaksızda Arda caddesinde Mahmud sokağında 9 numaralı evde oturan 5 yaşlannda Orhan, evinin civannda oynarken üstü gayrimuntazam surette örtülü kuvuya düşmüştür. nıfı büyük muhriblerinden îtalyada yaOrhan, kuyudan çıkarılmış ve Çocuk pılan bir gemidir. 2900 3000 ton olup hastanesine nakledilmistir. sürati 35 mil olarak hesablanmıştır. Fakat son yapılan tecrübelerinde 6 saat müddetle 40 mil sürat temin etmiştir. 5 tane 55 çap tulünde 13 lük top, 4 tane Nüshası 5 3,7 lik hava defi topu ve 6 tane 533 lük kive c kovanla mücehhez olacaktır. Taşkend n İngilizlerin filotillâ lideri dedikleri kü. Senelik 1400 Kr 2700 Ki çük kruvazör nev'inden bir gemidir. Altı aylık 750 > 1450 » Livorno'da Orlando Odero Terni tez Üç avtık 400 > 800 > gâhlarında yapılmıştır. Biı aylık 150 • Soktut Cumhunyet Abone seraiti: ( 7 j ^

Bu sayıdan diğer sayfalar: