17 Nisan 1939 CUMHIJRIYET SAĞLIK NOTLARI tktısadî hareketler Dünya afyon işlerinin tanzimi meselesi Cenevrede 38 inci içtimaî devresine başlamış olan Milletler Cemiyeti daimî Afyon merkez heyeti, 1940 senesinde yapılacak olan dünya afyon konferan sına hazırlıklarda bulunmaktadır. Bu iç tima devresinde başlıca müzakere mevz unu teşkil edecek hususlar hakkında Milletler Cemiyeti daimî uyuşturucu maddeler bürosu müdür ve muavini iki içtima devresi arasında bütün afyon müstahsili memleketeri dolaşarak müdavelei efkârda bulunmuşlardır. Memleketimizi de ziyaret ederek Ankara ve İstanbulda iki hafta devam eden müzakere ve temaslar yapan heyet, buradan Cenevreye dön müştür. Cenevrede içtimalara başlamıştır. Milletler Cemiyetinin daimî afyon müstahsili memleketlerle anlaşarak dünya afyon istihsalât ve ticaretini daha ziyade insanî bir esasa doğru götürmek kararile hareket etmektedir. Müstahsil memleket lerle bu hususta mutabakat hasıl olmuş tur. Yalnız, iki müstahsil memleket, birisile anlaşmanın kabil olmıyacağı muhak kak addedilerek temasta bulunulmadı ğmdan, diğerinin de kontrolu miimkün olmadığmdan bu antantm haricinde kal maktadırlar. Varılmak istenilen netice şudur: 1 Dünyada içme afyonu ticaretini kaldırmak, 2 Afyon istihsalâtını, dünya sınaî ve kimyevî ihtiyaclarına göre tahdid, 3 Afyon kaçakçılığının tamamen men'i. Bütün bunlar nekadar insanî iseler o nispette de tahakkuku müşkül meseleler dir. Yalnız Uzakşarkta değil, garb memleketlerinden bazılannda da afyon içme illeti mevcud oldukça ve bunun için hu dudsuz para döküldükçe içme afyonu ticaretini menetmek biraz hayal gibi görünür. Belki müstahsil memleketler bunu insanî gayelere hizmet için kabul edeceklerdir. Fakat bu Milletler Cemiyetinin tahakkukuna çalıştığı noktalaruı üçüncüsünün yani kaçakçılığm men'i hususunun, daha fazla imkânsız bir duruma girmesine sebeb olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti hükumeti, esasen ötedenberi hiçbir zaman insanî gayeler ve sıhhî zaruretler haricinde kullanılmasını arzu etmediğimiz afyon istihsal v« ticaretini Milletler Cemiyeti ofyan paktma girdıkten sonra azamî bir titizlikle kontrol altına almıştır. Bu itibarla Milletler Cemiyetinin bu husustaki muvaffakiyetini temenni edeceklerin başında biz geliriz. ŞEHRiN iÇiNDEN İLİMKÖSESİ İHTiRALAR KESIFLER ^Mecidiye köyü Burası köy müdür, şehir midir, belli değil... Hangi niyete yenilirse onun tadını veren muza benzeyor Yazan: SALÂHADDİN GÜNGÖR Teleskop ve mikroskop Etrafımızdaki görünmiyen dünya larda, ne hankalar var! Çıplak gözle ancak birkaç yıldızı görebiliyoruz. Halbuki büyük teleskoplar bize, ziyası milyonlarca senede gelebilen yıldızlan gösteriyor. Müteaddıd cihazlarla bunlann boylannı, sühunetlerini ve parlaklıklarını (mum kuvvetlerini) ölçebiliyoruz. Teleskop sayesinde insanlar ayyüzünü, yeryüzünden daha iyi bilirler. Amazon nehrinin her tarafını, kutublan tama mile bümediğimiz halde ayın bize bakan tarafının sühunetini, dağlarını, tepelerini pek iyi biliyor ve haritasmı çıkarabiliyoruz. Yeni yapılmakta olan (500) santimetrelik teleskop, kimbilir bize neler öğretecek? Bununla beraber, yirmi, yirmi beş santimetre boyunda 0 küçük mikroskop bize neler öğretmiyor? Bilfarz bir devin 2000 defa büyülten bir mikroskopla bi ze baktığmı farzedelim. 1,75 metre boyundaki bir adamın boyu 3,5 kilometre, ayağının uzunluğu Galata köprüsü ka dar olur. Saçının kaluıdığı 20 santimetre, beş santimetre boyundaki saçın uzunluğu 150 metre, avucunun ayası 40 dönüm kadar olur. Bu rakamlarda mübalâğa aramayınız. Üç bin defa büyülten mikroskoplar da var. Onlarla bakılırsa verdiğim rakam lan daha büyütmeliyiz. Çıplak bir göz, bir milimetre içine çizilmiş altı çizgiyi ancak birbirinden ayırd edebilir. Bundan daha sık çizgilere bakan göz, çizgileri birmiş gibi görür. Kanımızdaki kırmızı kürecikler, yanyana dizilirse, 120 tanesi hemen hemen bir milimetre kadar tutar. Mikroskopla görünebilen daha küçük cisimler çok tur. Bakteriler ve çelık üzerinde çalı şanlar iki bin defa büyülten mikroskoplan kullanırlar. Yeryüzündeki nüfus, iki milyan buluyor. Mikroskopla çahşanlar bir yüksük dolusu su içinde bundan pek çok mahluklar sayabilirler. Filhakika bir damla su, içinde milyonlarca küçük organizm yaşıyan büyük nüfuslu, küçük bir ülkedir. Adeselerle yapılan mikroskoplann büyültme gayeleıri hemen hemen bu kadardır. Fakat şimdi 24,000 defa büyülten elektronik mikroskoplar yapılmaktadır. Bunlarla çekilen fotoğraflar bu vadide mühim keşiflere yol açmaktadır. Baharda neş'e ve şataretle beraber hastalık ve ölümde vardır, «bu şehri işret abadın budur âyini nevnızu!» Görüşler çeşid çeşid. Şairler baharda neden çıkmış olanların delilik nöbetleri tugülleri; bülbülleri öğer; hekimler sağlığı tar. Ameıika doktorları daha ileri gidiyorr. lar, mide ekşimeleri, romatizma sızıian, Harabah görenler, her biri bir hâledn iöı,ler sinir rahatsızlıkları, hatta kalb kapakla(Bokrat) hekim mevsimlerin insan sıh nnın bozulmasından ileri gelen ârızalar hati üzerindeki tesirinden çok bahsetmiş ilkbaharda artar diyorlar. * * * tir. Bokrahn eserlerini tefsir etmekten başNasıl oluyor da ilkbahar ruhumuza, ka birşey yapmıyanlar asırlarca bu mevbedenimize böyle tesir ediyor? Bunu bilzua bağlandılar, kaldılar. Bu moda da geçeii çok zaman oldu. miş olsaydık, işimize çok yarardı; bilPastör mikrobları bulduktan sonra eski miyoruz. Hüviyetlerinin üstündeki perdeyi kaldılerin, hastahklann nasıl olup da meydana çıktıklanna dair ortaya attıkları söz ramadığunız hastalık sebebleri pek çok. lere kulak asmaz olduk. Mikrob herşey Hava değişmelerinı bunlann arasına katdi; geriye kalanın değeri yoktu. Bir ak malıyız. İlkbaharın günü gününe uymaz; her ciğer iltihabında, bir zatürriede soğuğun tesiri olsun, onu kabul etmek istemiyor an değişen bir mevsim. Ortalığı ısıtan bir duk. Sonra biraz döner gibi olduk. E?ki güneşten sonra, birdenbire kovadan boşalerin düşüncelerinden bazılan bugünkü nırcasına yağmurlar, yeniden başlayan lerle birleştirilecek gibi görünüyor. Bun soğuklar. Sıcaklığın böyle birdenbire dedan dolayı ilkbaharla hastalıklar arasın ğişmesi hastaların sayısmı arthrır. Yağmurlar çok yağarsa kuşpalazile kızamık daki münasebeti araştırabiliriz. Düşünceler, nazariyeler değişiyor; ilkbaharda kolayca aç;lıp saçılıyor. Nivak'alar, hâdiseler, yalnız onlar gerçek sanda, mayısta bu hastalıkların çogalmadeğerini sakhyor. Yalnız vak'aları, hâdi sı bundandır, diyenler vardır. îlkbahar tazelik mevsimi, ağaclara su seleri gereği gibi görmeyi, incelemeği bilyürüyor; çjçekler açıyor, her yerde hayat meli. fışkınyor. Ağaclar da, çiçekler de,. kuş* * * lar da hep böyle. Denilebilir ki ilkbahar îlkbahar tazelik, güzellik mevsîmi. TaSeksapel'in en parlak göründüğü an... biatin süslendiği, bezendiği, gencleçtıği ilkbaharda çocuklarm gelişip serpilmemevsim. Ozanlar onu böyle terennüm etleri, boy atmalarına sebeb nedir? Cüntiler. Gülümsemesine, güzelliğine rağmen hekim gözile bakarsak bahardan elemler, kü, havada oksijen artıyor, Ültraviyole şuıstırablar da görürüz. Güllerdeki diken aTar artıyor, yîyeceklerimizde vitaminler ler gibi... Birçok hastalıklar baharda azı artıyor. Her neden olursa olsun şu meydanda ki baharda çocuğun büyümesi hızyorlar. lanıyor; vücudünde yeni yeni nesicler peyBaharda en çok salgın hastalıkların salda oluyor. Yeni nesiclerin dayanıklığı az dırışına uğrayoruz. Kızamık salgınları ilkolur. îlkbaharda çocuklann salgın hastabaharda oîanca şiddetile ve kolaylıkla her F. G. lıklara çokça tutulmaları belki biraz da yana yayılır. Kızıl da böyle, kuşpalazı da. bundandır. Hayvanlara aşılanan kanser, Grip ilkbahara mahsus bir hastalık deilkbaharda daha kolay tutuyor. ğildir. Onu daha ziyade kışın görüyoruz. Şunu da unutmıyalım. Mikroblar da Bununla beraber martla nisan başında da uzvî mahluklar; bahar, otlar, çiçekler gibi görünüyor. Bu aylarda o kadar şiddetli onların da hayatiyetini kamçılıyor, baharAnkara 16 (Telefonla) P. T. T. Uolmuyorsa da çok oluyor. da azıyor. mum müdürlüğü bu yaz içerisinde telAkciğer veremi her mevsimde görülürBir de mikrobdan olmıyan hastalıklar graf hatlarımızı ıslah, yeni hatlar tesis, se de veremler ilkbaharda çok rahatsız ovar. Bahar, onları da azdırıyor. Bu ne telefon şebekelerini tevsi ve ıslah için luyorlar. Halk arasında yayılmış bir söz den? Bunu soğuk, barometre tazyikı, ha bir program hazırlamıştır. Ayni prog var: Yaprak dökümü veremliler için zor vada elektrik potansiyel'i gibi muhiti de ramla iktısadî ve içtimaî hareket ve mübir geçiddir, derler. Yanlış, onlara ilkbanasebetlerin artması dolayısile yeni telğiştiren elemanlara atfediyoruz. har yaramaz. graf merkezleri ve telefon santrallan da Daha ziyade uzatırsak, bu arastırma tesis edecektir. Programa göre, BalıkeBeden düşkünlükleri, beden ıstırablar lar, baharın tadmı kaçınr. Bir yanda şe sir Çanakkale, Ankara Kayseri ikinci saymakla biter mi? Türlü türlü. I?te bir taret ve hayat; ötede hastalıklar ve ölüm. devresi, Sıvas Erzurum îran hududu, tanesi daha: Ruh hastalıkları, akıl bozukElden ne gelir. Nazilli Dinar, Konya Ulukışla, Ululukları, yılm bu güzel mevsiminde az:yorkışla Adana, Çorlu Yunan hududu ilar. Aklında ufak tefek bozukluk olanlar, Bu şehri işret abadm budur âyini nevruzu! kınci devresi hatlan yapılacak, EskişeDr. Rusçuklu Hakkt ilkbaharda buhranlar geçirirler. Timarhahir, îzmit, Samsun, Bursa, Adana, Mer Mecidiyeköyü sırtlarında, kır havası alanlar... Sekiz on sene evvel, 5i|'inin kıyıcığında bir yeşil köşe keşfedıldi ve bu köşe, gitgide, Anadolunun birçok taraflannda hâlâ «Kocaköy» diye anılan İstanbuiun en orijinal köylerinden biri oldu: Mecidiyeköyü... Şehir parçalarma köy adı vermekte vaktile pek semahatli davrandığımız için «Kocaköy» ümüzün birçok köyleri, bize hakikî köy çeşnisi vermezler. Meselâ (Karaköy) ün köye benzeyen nesi vardır? Bir büyük şehir haline gelen Kadıköyüne, köy demeğe kimin dili vanr?. Halbuki Mecidiyeköy, bu nevi köylerden değildir. Onun başlıca hususiyetî şehrin bittiği, hatta henüz bitmediği yerde başlamasıdır. Mecidiyeköyüne, hiçbir vasıtaya müracaat ihtiyacında kalmadan da gidip gelebilirsiniz. Yaz akşamları, işinizin başından yorgun argm döndünüz, uzun bir seyahat yapmağa vaktiniz yok. Halbuki kafanız çatlayacak gibi ağnyor. Bu ağrıyı ise ancak geniş bir kır havasının tabiî vantilâtörü giderebilir! Deniz, şüphe yok, daha müessir bir ilâcdır amma; bu yorgunluğa kısa ve âcıl bir çare bulmak mecburiyetindesiniz. Tereddüde mahal var mı artık!... Hemen bri otobüse atlayıp Mecidiyeköyüne gider, yarım saat kadar dut ve badeın ağaclan altında dolaşır, gözleriniz yeşile, doymuş, sinirleriniz iyice dinlenmiş olarak evinize dönersiniz. îşte Mecidiyeköyünün, bilhassa pazar günleri, bir «arzı mev'ud» gibi, insanları kendine çekmesinin başlıca sırnl... Geçen gün ben de önüm sıra giden atlı, bisikletli, yaya ve otolu bir kafilenin arasına karışarak, Mecidiyeköyünün yolunu tuttum. Tramvay depolarından biraz ileride başlayan asfalt, üç dakikaya varmadan beni köyün içine attı. iki sıralı kahveler bu güzel havada da insan kahve köşesinde pinekler mi ya?.. tıklım tıklım dolu idi. Gelsin domino, gelsin iskambil... Bir yandan cızır cızır gramofonlar çalar, bir yandan yarım meyhane haline getirilen bakkal dükkânında, durmadan çakılır. Hasılı keyifli bir yer burası... Köyden, beş on adım açılmca, kendimi, tam bir bahar kaynaşması icinde buldum. Türlü ağaclar ve bu arada bilhassa dut... Hepsinin de çiçeği burnunda. Nerdeyse pıtrak pıtrak açacaklar. Kurbağalar, henüz serenadlanna başlamatnışkrsa da, sinekler Mecidiyeköyünün o meşhur sinekleri kahve koşelerinde bu kadar avlayıcılan olduğu halde, gene hahrı sayılacak kadar çoğalmışlar. Ortalıkta, şarkı söyliye söyliye dolaşıyorlar. Bir ara, bunlardan bir tanesi; ceketimin yakasına kondu. Elimle koğacak oldum. Karasinek, adeta burnuma gülerek: Ayol, ben bir zaman koskoca Istanbul Valisini aylarca peşindçn dolaştırmış bir sinek nesline mensubum!... Seni kaç paraya alırım... Der gibi, ceketimin öteki yakasmda yan gelip oturmaz mı?... Ne yalan söyliyeyim, artık ilişmedim. Varsın, dedim hayvancağız bir nebzecik istirahat etsin!. Mecidiyeköyünün hoşuma gidefî bir tarafı da, ne tamamile köye, ne de tamamile şehre benzememesi.. Hangi niyete yenilirse, onun tadmı veren muz gibi, Mecidiyeköyünü de insan hangi gözle tetkik ederse ona benzetebilir. Meselâ, şu bahçe ortalarındaki minimini villâlara bakıyorum: Köydeyim! Sonra başımı çevirip akın akm yollara dökülen kalabalığa gözlerim takılıp kalmca, çarçabuk fikrimi değiştiriyorum: Hayır, şehrin içindeyim! Baygın baygın öten şu horoz, bana bir köyde bulunduğumu hatırlatıyor. Fakat şu kübik yapılı zarif villânın önünde duran yüksek markalı otomobil, tekrar fikrimi çeliyor: Köyde değilim, şehirdeyim!.. diyorum. Belli ki Mecidiyeköyünün daha mevsimi gelmemiş. Hele bir, dutlar, sapır sapır dallanndan dökülmeğe başlasın da diyorlar, sen o zaman gel bizim köye!... Şakalaşmak ihtiyacile: Siz, dedim, köyünüze gelenlere duttan başka birşey ikram etmez misiniz? Güldü: Prf. SALİH MURAT ((Mavntis Bu isimle yadedilen Kanada atlı polisleri çok meşhurdur Tahranda yapılacak IBastarafı 1 inct sahttede] tarafa Iran ve Mısır bayraklan çekilmiştir. Kesif bir halk tabakası yüksek misafirleri alkışlamıştır. Veliahd, misafirler ve maiyetleri bu . gün Trans İraniyen hattının hususî bir trenile hareket edecek ve yarın öğleden sonra Tahrana varacaklardır. Heyetimiz Hurşev'de karşılandı Tahran 16 (a.a.) Pars Ajansı biîdiriyor: Fevkalâde yabancı heyetler bırbıri arkasmdan muvasalat etmektedir ler. Türk heyeti bir askerî müfreze ile dün sabah Huşrevde hududa varmış, Hariciye ve Harbiye Nezaretlerinin mümessillerile bir müfreze tarafından karşı lanmıştır. Heyet, küçük bir istirahatten sonra Kermanşaha hareket etmiştir. Polonva Cumhur Reisi tarafından düğün hediyesi oîarak gönderilen bir tayyare de rı'in öğleden sonra Tahrana gelmiş ve ' "avşanteoe tayyare meydanına inmıştır. ^avyarede bulunan Polonya heyeti HaYıve Nazırüe Harbiye Nazırının ve İran ' ava kuvvetlerinin mümessilieri tarafın aan k î> Hevetimiz Hamedanda Hamedan, 16 (a.a ) Anadolu aiansının hususî surette gönderdiği muhabiri bıldınyor: Türkiye hevetini hamil bulunan 8 otomobil <;aat 14 te K*nrannsah'a varmıştır. Bıitün güzergâhta süvari, jandarma ve şehir ve köylerden askerî müfrezeler. Kanadanın şimali garbî dağlık arazi sinde haydudlan takibe çıkan, boyuna dağdan dağa dolaşan atlı polislere ahali kısaca cMavntis» der ve kendilerine karşı alâka besler. Ottava şehrinde bulu nan Kanada Adliye Nezaretine bunlar tarafından şikâyet yollu bir müracaatte bulunulmuştur. Şikâyetin sebebi, kıpkırmızı üniformalı olan bu atlı polisler nereye gitseler, ahalinin kendilerini sanki bir cambazhane mensubları gelmis. gibi seyre koşmaları ve tertib ettikleri kır eğlencelerinde onlann kıpkırmızı üniformalarile hazır bulunmalannı istemeleridir. Bazan aylarca çeteler peşin de at koşturan, bazan da haftalarca dağ başında nöbet bekliyen bu dağlık arazide asayişi temine memur adamlar, ahali Ederiz! Sonra, sırtımda palto olmadığına dik arasına kanştılar mı bu kadar göze çarpmaktan sıkılıyorlarmış. Diğer taraftan kat edince gülümsedi: kalabalık her hangi bir yere gelmeleri Eski bir atalar sözü ile sevdikleri nin derhal şüyuu, suç vak'alanna mâni sin, Tarsus, Zonguldak şebekeleri tevsi mize nasihat ederiz ki bu da ayrıca ve er olmalannı ve suçlulan yakalamalarını olunacak, bahçeli evlere telefon kablosu babınca büyük bir ikram yerine geçer! güçleştiriyormuş. yapılacak, Manisa, Balıkesir, Afyon, A Ne dersiniz? dapazan ve Kayseri dahilî telefon şebeKanada atlı polislerinin, işlerinin bir bütün resmî binaların önünde Türkiyenin Dut giyinmeden soyunma... Dut çok mahrumiyete katlandıncı mahiyetkeleri kablo haline getirilecektir. Bun kardeş İran milletine ve onun şanlı şefi dan başka Sarayburnu ile Salacak arasoyunmadan giyinme! deriz. te olmasından şikâyetçi olmayıp da, aMajeste Şahinşaha Türk milletinin ve o sma telefon kablosu dökülecek, BeşikSalâhaddin GÜNGÖR halinin alâkasını, davetlerini şikâyet nun sefi ile hükumetinin tebriklerini gö taş, Tophane, Karaköy Voyvoda caddesi mevzuu yapmaları, bir bakıma hayret uyandırmıştır. Ancak, bu adamlann türmekte olan heyetimizi selâmlamışlar mmtakalarmda mevcud telefon tesisatı genişletilecektir. Ayrıca Ankara ve îskendi sahalarmda meşgul ve dağlık adır. tanbul telefonu için üç kanallı kuran razide kendi âlemlerinde yaşamağa alış[Baştarajı 1 inct sahıiede] Mükemmel olan yolun kenarlarında, portör ahnacaktır. Samsunda kurulan I Başmakaleden devam'] kın olmalan, hayatlannın en çok ıssız naati edinilmişti. Cesedin, tanınması çok nizamının altüst olmasını istihdaf ediyor. lıklarda geçmesi gözönünde tutulunca, Pehlevi idaresinin maziye malettiği şark telefon santralı faaliyete geçmiş bulunkervansaraylan yerine benzin depoları, maktadır. Şişlide yeni tesis olunan iki güçleşmiş bir halde bulunmasma rağ Hitler, ilk gündenberi: bu şikâyetlerinm manası anlasılmış, mübin abonelik santral da yakında çalışma men, eğer bu mavnacınm cesedi ise, ge Ya hep, ya hiç! racaatleri yerinde görülmüstür. Bununfabrikalar ve silolar görülüyordu. ya bashvacaktır. Diye milletinin başına ve dünyanın la beraber. ne yapabilirler? Kendileri çende Istanbula gelen oğlu ile akrabasınKermanşahta heyet öğle yemeğini hüne göze canDmıvacak sekilde üniforma kumet konağında yemiş ve Kermanşahtan P. T. T. idaresi posta vagonlarım birer dan birinin herhar.gir bir yerinden teshis karşısma dikildi. Eğer maksadı Almanmı givdirmeli. ahalive bunları sevre gitayrılırken muvasalatında olduğu gibi ge seyyar postane haline çetirmeğe karar edebilmeleri muhtemel görülmektedır. yaya nisbî bir refah temin etmek olsaydı, memeleri, bunları kır eglencelerine daniş caddelerde ve hükumet konağı önün vermiştır. Bunun için, idare yeniden se Müddeiumumilik, bu iki kişiyi aratıyor bunu şimdiye kadar çoktan başarmış bu vet etmemeleri mi tavsive edilmeli? Ne + du. Bugün Morgda cesedin kendilerine lunurdu. Öyle yapmadı. Yetmiş milyon yapılması muvafık oldusm, bir türlü kesde toplanan halk tabakası tarafından ha kiz pos a vagonu mubavaa edecektir. gösterilmesi mukarrerdir. luk kütleye hitaben: Lehistanın hediye ettiği tirilemenvştir. Bir çare bulunabileceği raretle alkışlanmıştır. Kazaya ihtimal veriimekle beraber. ö Bütün emellerine nail olacaksm. de muhtemel görülmüyor. Şikâyet, heHeyetimiz, akşam üzeri geç vakit Hatayyare nüz tetkik mevzuudur. medana varmış ve gereyi Valinin nezdinTahran 16 (a.a.) RWD 13 adın lümün bir cinayet eseri olmadığı da kat Elverir ki her fedakârlığa katlan ve beni de geçirmistir. Tahrana varmak için önü daki Polonya tayyaresi Tahranda kara iyetle belli değildir. Otopsinin bu cihetın takib et! Bek, Reisicumhur tarafından müzde 350 kilometre yani bu sabahtan ya inmiştir. Bu tayyare, Polonya Reisi anlaşılmasına yardım edebileceği sanı'ııyor. Dedi. Bugün Almanyada refah yokkabul edildi beri geçtiğimiz yol kadar bir mesafe var. cumhuru tarafından duğun hediyesi ola Üzerinde para bulunmasma göre, vak'a tur, huzur yoktur. Yalnız FüTırer'in kuVarşova 16 (a.a.) Reisicumhur, bir cinayet eseri olsa bile, para ele geçir mandası altında hummalı bir didinme ve Dün öğle yemeği Şahabad'da yenmistir. rak İran Veliahdine gönderilmiştir. Hariciye Nazırı Beck'i kabul etmiştir. mek maksadile cinayel mahiyetinde sayı körükörüne bir itaat vardır. Askerî müfrezemiz geceyi Kermanşahta geçirmişlerdir. Müfreze bizden bir güncek olan hava filolarımız, mensub olduk lamryacaksa da, başka bir sebeble ö'dÜŞimdi seksen milyonu aşan kütle, burülmüş olabileceği de hesaba katılmakta güne kadar elde edilen muvaffakiyetlere Kadın severse.. sonra Tahrana varacaktır. Müfrezemiz, ları garnizonlardan hareket ettiîer. dır. Kaza mı, yoksa cinayet mı, işın icyü reğmen, bir an durmadan, korkunc bir her tarafta iran ordusunun hususî bir ihPrens ve Prenses Tahranda zünün bugün aydınlanabileceği, umulu disiplin altında mütemadiyen çalışıyor. timamına mazhar olmakta ve halk taraTahran, 16 (a.a.) İmparatoriçe ile yor. fından dostane ve hararetli tezahüıîerle Dünya böyledir işte . Evet, Almanyanın parolası: Mısır Kraliçesi, İran Veliahdi, Mısır karşılanmaktadır. Ya hep, ya hiçtir! Salih Kılıç Prensesi Fevziye, bu sabah Tahrana muMündericatımızın çokluğu yüHava filolarımız Tahrana Ve dünkü messajın neticeleri hakkında zünden romanlarımızın bugün vasalat etmişlerdir. Türkiye heyeti muAnkara, 16 (Telefonla) Şehrimizhareket etti neşrine imkân buhınamadı. rahhasası da bu aksam Tahrana varacak de vekâletını alâkadar eden işler etrafında r.ikbin mütalea yürütülememesinin en müOkuyucularımızdan özür dileriz Ankara, 16 (Telefonla) Tahran ve heyet için hususî surette hazırlanan o temaslar yapan Çorurn valisi Salih Kı him sebebi de budur. NAD1R NADÎ dakı düğünü tes'id merasimine igtirak ede tele inecektir. lıc Salı sünü memurivetine dönecektir. Posta ve telgraf işlerimizde yapılacak ıslahat biiyük düğün Kaza mı, cinayet mi? Messaj ve