15 Nisan 1939 Etüdler: 4 1*1 Köye hangi San'atkâıla mı, unsurlarla Egiimenle mî? Halline çalışılan davanın bir tarafı da köye okumayı yazmayı sokacak olan nıüesseseler sayısının çok miihim nispette azlığıdır öy davasında eğitmen sisteminden başka türlü bir formül bulunamaz mı? On beş yıldanberi bu mevzu üzerinde çok durulmuş, muhtelif kararlar verilmiş, müteaddid hal yolları aranmıştır. Bir vakitler, köy yatı mekteblerini çoğaltmak, eski darüleytamlar gibi şehir yatı mekteblerinin sayısını arttırıp bu müesseselere köylerdeki okuma yazma bilmiyen, ilk tahsil mecburiyeti çağındaki çocukları kabul etmek fikri hayli alıp yürümüş, hatta karar tatbikatına da geçilmişti. Şimdi sayısı pek mahdud bulunan bu nevi şehir yatı mekteblerinde yetim, anasız, babasız çocuklar okumaktadır. Ancak, gerek köy yatılar, gerekse şehir yatılar, köy davamızda müsmir bir rol oynamak şöyle dursun, tedris ve terbiyesi kendisine mevdu bulunan köy çocuklarını köyü beğenmez, şehri arar bir şekilde yetiştirmiştir ki, bu, memleket hesabına zarardır. 1926 1928 seneleri zarfında kÖy terbiyesi çerçevesi dahilinde çalışmak maksadile kurulan bütün köy yatı mektebleri de kitabî metodla, köy çocuğunu köye değil, şehre ısındırmış, onları gözü köyünden ziyade şehirde olan bir unsur haline getirmiştir. Tahsisatmı ve bütün masarifini Maarif Vekâletinin verdiği şehir yatı mektebleri, daha ziyade eytamhaneler şeklinde bir müddet devam etmiştir. Bugün bu nevi mekteblere belki ihtiyac vardır. Fakat bu ihtiyac, hiçbir zaman köy davası için de müspet bir ihtiyac değildir. Memleket yetimlerini terbiye etmek, okutmak, onlan da yetiştirmek, şüphesiz ki, bir zarurettir. Ancak. bizim üzerinde durduğumuz dava, köy problemidir; köyün kültürüdür. Her birinin 600 . 700, hatta 1000 mevcudu olan şehir yatı mekteblerinden köy davası yolunda istifade edilememesinin sebebi, programsızlıktır. Tedrisatta resmî şehir rrreklebleri programını tatbik vazifesile mfikellef görülen bu müesseselere hiçbir zaman köy yolu, köy istikameti gösterilmemiş, bilâkis, zengin konfor içinde yaşatılan çocuk, beşinci sınıftan çıktıktan sonra istikbalinin ne olacağını bilmeden köyünü unutmuştur. Kabank mevcudlu öyle şehir yatı mektebleri biliyoruz ki, bunlann muntazam bir tedris ve terbiye vazifesile meşgul olarak itina ve dikkatle yetiştirdiği istidad ve zekâ, şahadetname aldıktan sonra hiçbir himaye görmemişler, köye dönmedikleri için şehirlerde seyyar satıcılığa çıraklığa, kalfalığa intisab suretile heder olup gitmîşlerdir. { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal 5 milyonluk istikraz Şehir Meclisi, dün akd teklifini kabul etti Şehir Meclisi, dün Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdarın riyasetinde toplanmıştır. 1939 malî yılma aid müşterek adi ve fevkalâde masraf bütçesi Meclise takdim edilmiş, Bütçe encümenine havale olunmuştur. Belediyeler Bankasmdan yapılması istenilen beş milyon liralık istikraz akdinin muvafık görüldüğüne dair olan Bütçe encümeninin mazbatası okunmuştur. Mazbatada istikrazm faizi yüzde altı buçuğu geçmemek ve on beş senede mukasseten itfa edilmek şartile Belediye Ban kasından beş milyon liralık istikrazın akdine salâhiyet verildiği yazılmıştır. Mazbata okunduktan sonra azadan Halid: « Bununla yapılacak işler hakkında izahat verilecek mi?» diye sormuş, Vali: « Bütçe encümenine izahat verdik. Bilâhare Mecliste konuşacağız.» demiştir. Fuad Fazlının istikrazın ne suretle ödeneceği hakkmdaki sualine de bütçe imkânları dahilinde ödeneceği yolunda cevab verilmiştir. Teklif kabul edilmiş, salı günü toplanmak üzere içtimaa nihayet verilmiştir. Doğru Degi! mi ? Zehirli gaz kurslarına her vatandaş almmalı Zehirli gaz ve hava hücumlarmdan koruma kanununa göre, 18 60 yaşmdaki bütün vatandaşlar, vilâyetlerin muhtelif yerlerinde açılacak gaz kurslarında okutulmak mecburiyetindedir. Kurslarda muallimlik için yetiştirilen eczacılar, doktorlar, kimyagerler ^e muallmler, senede otu / zar saat ders vermek mükellefiye / tindedirler. Ancak, bu kurslar, kış mevsiminde açılıyor, bir mayısta kapanıyor. Kursun kışın tedrisat yapması, zarurî masraflara yol açtığı gibi, karlı ve yağmurlu geceler de halk için büyük zorluklara yol açıyor. Bilhassa son hâdiseler, bu kurslardaki tedrisata mayıstan sonra da devam edilmesini zarurî kılmaktadır. Kanun mükellefiyetine göre, her evin bütün ailesi kursa devam etmek mecburiyetindedir. Ancak, maddî imkânsızlık, her evden iki kişinin çağırılmasını icab ettirmiştir. Fakat çağırılanlann ekseriyetini aktif teşkilâta girecek olanlar teşkil etmektedir ki, harb zamanmda şehirde kalacak halkın büyük bir ekseriyetinin henüz zehirli gaz taarruzu ve bundan korunma hakkında en basit bir fikri da İ İ hi yoktur. Binaenaleyh, önümüz yazdır. Halkı kolaylıkla ve bütün kesafetile münasib müesseselerde, bahçe ve meydanlarda toplamalı, nahiyelerde her ev halkı kursa çağırılmalı, evvelce ze \ hirli gaz muallimliği yapmak üzere kursa tâbi tutulan kültür kadrosun *i daki 2000 muallimle askerlik dersleri muallimleri, Vilâyet ve Beledi ] ye müesseselerindeki doktor, eczacı, kimyager, sıhhat memuru, kabileler ve hulâsa yeşil ehliyetname alan öğ j retici elemanlar vazifelendirilmeli \ dir. Bu sıkı faaliyet, 770 bin küsur nüfuslu şehrimiz için, lâzımdır. Çünkü, her evden iki kişi çağırmak ve kursları mayısta kapamakla bu nüfusu, basit şekilde, 10 sene gibi, uzun bir ( zaman içinde dahi bilgilendirmeğe imkân yoktur. Ocünnü cinayeti Gene katilin acaba aklından zoru mu var? Çatalcada Ocünnü köyü yakınında Kızılcabayır denilen yerde ve köyde üstüste beş kişiyi, bir tarla ihtilâfı yüzünden öldürmekten suçlu Hüseyin kâhya ile onu teşvikten suçlu babası Ali kâhyanın ve iştirakten suçlu küçük oğlu Hasan kâhyanm muhakemelerine, dün akşamüstü devam edilmiştir. Çatalca cezaevinden gelen cevabda, Ali kâhyanm söğmekten üç gün hapse mahkum olduğu ve cezasını çektiği, oğullarının sabıka kaydi bulunmadığı yazılmıştı. Bu cevab ckunduktan sonra, sıra Adliye doktorunun verdiği bir raporun okunmasına geldi. Hüseyin kâhyayı muayene eden Adliye doktorunun raporu, bu suçlunun tevkifanede gösterdiği araza göre aklından zoru olup olmadığı anlaşılmak üzere müşahede altına alınması lâzımgeldiği şeklinde idi. Müdafaa şahidi olarak, Dr. Dimitri Boca, dinlenildi. Bu doktor, şunları söyledi: Hüseyin kâhyayı tanırım. Üç senedir bana senede bir muayeneye gelir. Her sene ya martta, yahud da nisanda hastalanır. Mide bozukluğu ve nevrasteniye müptelâdır; gaztro nevzordur. Gelen şahid Hasan oğlu Halil îbrahim Amberkayanm evvelce dinleırildiği anlaşıldı. Sonra Müddeiumumî muavini Feridun Bagana, şahid Yusuf oğlu Hüseyin hakkmdaki müzekkerenin tekidini, Ali kâhyanm üç günlük cezasının infaz tarihinin sorulmasmı ve katil suçlusu Hüseyin kâhyanm ceza kanununun kırk altı ve kırk yedinci maddelerini istilzam eder kısmen veya tamamen cezaya ehliyetini salib maluliyeti olup olmadığınm müşahede neticesinde ve Adlî Tıb meclisince tespitini istedi. Mahkeme heyeti, bu isteğe göre verdiği kararla, nvuhakemenin devammı on iki mayıs cuma günü saat on altıya bıraktı. Arab âlemi ve Avrupa vrupadaki son hâdiseler umum şark memleketleri ve b'itün Arab âlemi üzerinde de derin tesirler bırakmıştır. İngiltere, arkasında Fransa olduğu halde orta ve şarkî Avrupada ve Balkanlarda Almanya ile Italyaya karşı müttefikler arıyor. Lâkin Türkiye haric olmak üzere şark devletlerinden doğrudan doğruya yardım ve ittifak istemiyor. İngilizlerin Türkiye ile sıkı alâkadar olmaları Türkiyenin Balkanlı olmasından ibaret değildir. îngiltere ile, elde etmek istediği müttefikleri arasmdaki muvasala yollan Türkiyenin içinden geçer. Türkiye ayni zamanda şarkın en kuvvetli as kerî devleti bulundugundan müstakbel harbin en mühim sahnesi Süveyşin mü dafaasında kendisinden istifade etmek »>teniyor. Türkiyenin yalnız kendi hayatî menfaatlerini ve topraklarını müdafaaya münhasır siyaseti ise son günlerde Büyük Millet Meclisi kürsüsünden ve muhtelif vesilelerle bunun haricinde birçok defa izah edilmiştir. îngiltere ve Fransa şark devletleri üzerinde son hâdiselerin tesirlerinden istifade ederek nüfuz ve tesir kazanmağa çalışıyorlar. Malumdur ki îngilterenin, Amerika efkârıumumiyesinin ve Yahudi sermaye âleminin teveccühünü kaybet memek için Filistinde Arablara karşı takib ettiği şjddet siyaseti bütün Arab dünyasınm ve islâm âleminin husumetini celbetmişti. Fransa dahi Milletler Cemiyeti namına vekâleten idare etmekte olduğu Suriyeye iki sene evvel imzaladığı bir mua hede ile istiklâlini kabul ettiği halde sonradan eski halin devamına taraftar olduğu için bütün Arab âlemini kendisine düşman yapmıştı. §imdi ise hem îngiltere hem de Fransa bu yaptıkları hatalan tamir etmek iç:n şark halkları üzerinde eski nüfuz \e itibarlannı kazanmak maksadile her çareye başvurmaktadırlar. Arnavudluğun şimal kısmında ckseriyet katolik ve cenub kısmında ortodoks olup ancak orta kısmında kahir ekserıyet müslümandır. Hemen yarı halkı hırist:yan olup ırkî hususiyetlerinden dolayı şark âlemince pek tanınmıştır. Maahaza Arkral olaraj^^\hmed l Zogonun bulunmasmdan ve nazırların dan bir haylisi müslüman bulUBmasiîic'an dolayı şark âlemi burasını da tam bir islâm devleti olarak tanimaktaydı. Esasen islâm olsun olmasın Avrupalı olmıyan herhangi bir memleketin Avru • palı bir devletin eline girmesi şarkta her zaman aksi tesir yapmaktadır. Müslüman bir memleketin hakimiyetini kaybeylemesi tabiatile kahir ekseriyetî müslüman olan şark âleminde daha derin tesir yapmış tır. K imkân tasavvur edilemez. Bence, nahiye ve kaza merkezlerine yakın yerlerde hali araziden istifade ederek leylî ve amelî köy mektebleri açılması, çok muvafık olur. Bız, ilkmekteble köy mekteblerini birbirinden ayırmalıyız. İlkmekteb, orta mektebe talebe yetiştiren bir mekteb olmalıdır; köy mektebi ise, amelî bir tedris sistemile köylüye küçük san'atları öğretmelidir. Bütün köy mekteblerimizi, küçük sanatları köye götüren müesseseler halinde va zifelendirmeliyiz. Bu şekil, fikir itibarile tasvib edildiği takdirde, eğitmen kurslarından çıkacak muallimlerden daha kuvetli elemanlara olan ihtiyac, kendini hisiettirecektir. Meşhur sözdür: Yarım hoca insanı dinden, yarım doktor da candan eder, derler. Şark illerimiz için eğitmene kat'î ihtiyac vardır. Fakat garbde meslekten yetfşmiş muallimleri köye kadar sokabilmeli, onları köye bağlamak için topraklandırmalıdır. Köye küçük san'atlan sokacak )lanlar, tâlî ziraat mektebleri mezunlan, sıhhiye ve veteriner sıhhat memurlarıdır. Bu mekteblerin sayılarını şimdiden çoğaltmalıdır.» Okuyucumuz, mektubunun sonunda köylüyü tenvir ve köyleri imar için filmlerle propagandanın ve halkevleri faalietlerinin de müsmir olabileceğini yazmaktadır. Gerek ilk mekteb, gerekse köy mektebi bir bütündür ve ikisi de ilk tahsil müssesesidir. îlk tahsilin gayesi, muayyen ve musarrahtır. Binaenaleyh, köy çocuğuna nce san'at öğretmek, ilk tahsilin gayesie ulaşmaktan uzaktır. Köyde evvelâ biimsizlikle mücadele edilecek, sonra tahsil e terbiyeye istikamet verilecektir. Bizde ilk mektebe devam eden her ço:uk dçin gaye, orta mekteb değildir. İlk :ahsil programunızm ideali de orta mekteb tahsili olamaz. İlk tahsil ve terbiyenin maksad vt hedefi, küçük vatandaşu umumî malumat sahibi etmek, ona hayat, lüumlu, iyi itiyadları kazandırmaktır. «Köy mektebleri, küçük san'atlan kör e sokan müesseseler olmalıdır» şeklindeki fikir, çok doğrudur. Belki köy tahilinin varmak istediği netice de budur. Ancak, memleketimizde köye evvelâ san'atı değil, en basit şeklile okumayı yazmayı sokacak müesseselerin sayısı çok azdır. Ve dava, sadece muallim ve eğitmen meselesi değil, bir taraftan da köy mektebi binası işidir. *** Eğitmen ve köy mektebi binası... Şimdilik, köy, yaptığımız hamlelerden belki az istifade ediyor. Çünkü, eğitmeni yeni vazife almıştır, mekteb binası henüz yaptınlmaktadır. Fakat, 5 6 sene gibi kısa bir zaman zarfında, göreceğiz ki, her köyümüz, hiç değilse, bir veya bir kaç eğitmene kavuşmuş, bir mekteb binası :azanmış, kalkınma davasına karışmış oacaktır. c Yazan: Lâtif Erenel A Muamelenin ikmali için... Beş milyonluk istikraza aid muamelenin icrası için Dahiliye Vekâletine müracaat edilecektir. Ahnacak paranın bir milyon lirası otobüs işine tahsis olunacak, üç müyon lirası istimlâk için mütedavil sermaye olarak kullanılacak, bir milyon lirası da muhtelif işlere sarfedilecektir. Bir zorba Fındıklıda Kışlaarkası sokağında oturan İlyan. arası bir müddettenberi açık bulunan Aslanı bıçakla omzundan ve araya girmek istiyen Hüseyin isminde birinı de iki kolundan yaralamıştır. Vak'ayı mütekıb yaralılar hastaneye kaldınlarak tedavi altına alınmışlardır. Suçlu îlyas yakalanmıştır. Eminönünün plânı Belediye, şehircilik mütehassısı Prost'u telgrafla davet etti Eminörtü meydanı açılmakla beraber burasının tanzimi işi şehircilik mütehassısı Prost'un şehrimize gelmesine talik edilmiş ve mütehassısın gelecek ay başmda şehrimizde bulunacağıyazılmıstı. Belediye gerek Eminönü meydanının açılmasına, gerekse şehre aid diğer plânların sür'atle ikmaline lüzum görmüş ve Prost'a müracaat ederek kısa bir müddet zarfında gelmesini rica etmiştir. Şehircilik mütehassısı gelir gelmez ilk iş olarak hazırlanmış olan maket üzerinde Eminönü meydanının plânı hazırlanacaktır. Yeni istimlâkler Balıkpazarı vivarındaki diikkânların yıkılmasına yakında başlanacak Muhabere ve Münakale Vekili bugün bekleniyor MÜTEFERRİK Hitler'in doğum yıldönümünde bulunacak heyetimiz Almanya devlet reisi Hitler'in doğum yıldönümünde bulunacak olan Nafıa Vekili General Ah Fuad Cebesoy, emekli general saylav Pertev, Erkânı harbiye ikinci reisi General Asım Gündüz, Ankara meb'usu Falih Rıfkı Atay, Çorum meb'usu Hüseyin Cahid ve mebus Necmeddin Sadaktan mürekkeb heyetımiz, bu akşam saat 22 de kalkan ekspresle Berline hareket edecektir. Binlerce lira ımasraf edlimek suretile kurulan ve tesisat, mefruşat, mevki ve bina itibarile çok zengin olan bu mekteblerin birer mıntaka köy müessesesi haline getirilmeyişleri zarardır. Mekteblerin yaşamalan için iktiza eden tahsisatın buIunmayışı, kendilerinden hizmet beklenirken birer birer kapatılıp lâğvedilmelerine sebeb olmuştur. Bu, köylerimizde bugünkü vaziyeri biGene çoğu şehirlerde açılan köy yatı enler için pek büyük kazancdır. Köye mekteblerinin de kuruluşlarındaki gaye, köy olduğu halde, onlar da kendilerinden san'atla ve san'at elemanmdan ziyade, beklenilenleri maalesef vermemiştir. Bu mekteble, okuma yazma öğreterek, cehanetice, daha ziyade programlardaki vu ete karşı savaşarak girmek, en kestirme zuhsuzluk ve mekteb müştemilâtındaki im yoldur. LÂTİF ERENEL kânsızlıktan ileri gelmiştir. Sebebler, şunlar veya bunlar olsun, şehir ve köy yatı mektebleri, köy davasında müspet bir rol oynamadan kapanıp gitmişlerdir. Yeni açılan, yatılı mıntaka köy mektebleri ne netice verecektir? Bu hususta şimdiden birşey söylemek, bir hükme varmak imkânsızdır. Bugüne kadar yapılan hamlelerde hep programsızlığın ve yapılacak işi, varılacak gayeyi bilmemezliğin tesirleri olduğu muhakkaktır. Programsızlığın zararını, köy idealimizin ehemmiyeti nispetinde şimdiden önlemeğe, telâfi etmeğe mecburiyet vardır. * * * Silvandan S. Öner imzasile yazdığı bir me'fubda bir okuyucu diyor ki: «Köy davası, bizim en hayatî ve mühim bir işimizdir. Bütün kalkınmaların temelı. köyün kalkınmasıdır. Bu iş üzerinde alâka ve hassasiyetle durulduğunu iftiharla görüyoruz. Köy davasmı memleketin millî bir meselesi halinde ele alan Cumhuriyet hükumetinin bunu da başaracağına şüphe yoktur. 40 bin köye hemen muallim bulunmasına maddeten ve manen (*) Evvelki yazılar, 1, 5, 8 nisan tarihl nushalarımızda çıkmıştır. 11 inci Yerli Mallar sergisi Yerli Mallar sergisinin 11 incisinin de bu sene gene Millî Sanayi Birliği tarafından açılmasına karar verilmiştir. Hayvan Borsasında seçim Hayvan Borsası idare meclisine celebler namına Mehmed Elveren ve kasab lar namına da Rıdvan Solak seçilmiştir. Vizede bulunan tarihî eserler KÜLTÜR İŞLERİ Profesör Pittard'la eşinin konferansları Profesör Pıttard, dün akşam saat 18,15 te İstanbul Üniversitesindeki son konferansmı vermiştir. fAsyada yaşıyan beşerden evvelki mahluk» mevzulu konferansında, profesör, son tetkiklerle ajTdınlanan noktalar etrafında malumat vermiştir. Edirne, (Hususî) Türk Tarih Kurumunun vize höyüklerinde bulduğu çok kıymetli Trak eserlerinden bahsederken bir kralın gümüş kasket ve zırhmın da bulunduğunu kaydetmiştim. Çok ince bir san'atı taşıyan ve îstanbul müzelerine gön derilen bu zırhlı kasket ve maskenin iki yüz fotoğrafım da gönderiyorum. İstanbul Liman işletmesi ve Denizyolları ÜNİVERStTEDE müdürü Raufi Manyasi, Denizyolları uTr^.kyaya gidecek gencler mum müdürlüğüne de Kadıköy ÜsküTrakya Umumî Müfettişi Kâzım Dirik dar tramvayları müdürü Ibrahim Kemal tarafından 23 nisan Hakimiyeti Milliye Madam Pittard da Kız Muallim mek Baybora tayin edilmiştir. bayramım Edirnede geçirmek üzere Üniversıteden 150 kişilik bir grup davet tebinde verdiği <Russo> mevzulu konİktısad Vekâletinde edilmiştir. Gencler, 22 nisan cumartesi feransını dün bitirmiştir. tktısad Vekâleti Müsteşarlığına tayin günü trenle hareket edecekler ve 25 niYardımcı muallim kanunu edilen Türkofis asbaşkanı Nihad Odaba san sabahı îstanbula dönmüş bulunacakşı vazifesine başlamıştır. İktısad Vekâleti lardLr. Kafileye doçent doktor Kâzım İstemdid mi edilecek? mail Gürkan riyaset edecektir. Ortamekteb muallim ihtiyacını kar Deniz Müsteşarı Nuri Anıl ve vekâletin teftiş heyeti reisliğine tayin olunmuştur. DENÎZİSLERÎ şılamak üzere birkaç senedenberi tat bik edilmekte olan yardımcı muallim kaMudanya hattında ilkbahar Dr. Rıza Unver nununun müddeti önümüzdeki ders yılı tarifesi Şehrimizin tanmmış doğum ve kadm başmda bitecektir. Mudanya hattı ilkbahar tarifesi, bu Bugün elde mevcud muallim adedi, hastalıkları mütehassıslanndan doktor sabahtan itibaren tatbik edilmeğe başihtiyacı karşılamaktan çok uzak olduğu Rıza Ünverin meslekî tetkikatta bulun lanacaktır. Fakat, Mudanya hattında en için, bu kanunun tekrar temdidi muhte mak üzere Amerikaya müteveccihen ha mühim değişiklik 15 mayısta başlıyacak meldir. olan yaz tarıfesüe yapüacaktuib reket ettiği haber alınnıış.tır, Balıkpazannda Ufakmescidin yanındaki ada ile Mısırçarşısı civarındaki küçük dükkânların istimlâki için Belediyenin elinde evvelce Nafıa Vekâletinden gönderilmiş yüzbin lira kadar bir para vardır. Bu para kâfi gelmediğinden Vekâlet elli bin lira daha göndermiştir. Lüzumu olan para temin edildiği için istimlâk muamelesine girişilmiştir. Mısırçarşısınm Balıkpazarı civarındaki dükkânlar istimlâk edilip yıkıldıktan sonra şimdi Yenicami önündeki sedden işleyen nakil vasıtaları Balıkpazarı yolile gidip gelecekİşte îngiltere ile Fransa bilhassa kendi lerdir. idare ve hükümleri altmda bulunan müslüman tesanüd SEHİR tSLERl hissini memleketlerde halkın dinî aleyhine tahrik ederek İtalya tezahüratta bulunmalarına meydanı boş Atatürk köprüsü Atatürk köprüsü inşaatı ilerilemek bırakmışlar ve belki de teşvik etmişlerdir. tedır. Köprünün iki başmın açılması Tunusta ve Cezayirde halk, İtalya müsve tanzimi işine başlanılması için iki mil lüman bir devleti zaptetti diye nüma>i=ler yon lira kadar bir parava ihtivac vardır. yapmış ve protesto nutukları söylenmiştir. Bu paranm temmi maksadıle Nafıa Ve Bu tezahürler Tahrana İran Veliahdinin Nafıa Müsteşarı Muhabere ve Müdüğününe giden İtalyan heyetine Suriyenakale Müs. Naki kâletine müracaat edilecektir. Hüsnü de beynelmilel nezaket icabı misafirper Adada su fiatı Muhabere ve Münakale Vekili Ali Çeİstanbul Vali ve Belediye reisi Lutfi verlik gösterilmemesi gibi filî neticeler de tinkayanm bugün şehrimize gelmesi bekKırdann Büyükadada su meselesi etra doğurmuştur. Fransa parlamentosu şimdi lenmektedir. Vekil, burada yeni vekâlete ında tetkıkatta bulunduğunu yazmış Suriye Fransa muahedesini tetkike başbağlanmış olan daireleri teftiş edecektir. ık. Alınan malumata nazaran, Deniz lamıştır. Fransızlar daha ziyade islSm Vekâletin yeni kadrosuna göre Müsteşar bank, bu suyunmetremikâbını 15 ku âleminin teveccühünü tekrar kazanmaâa lığa Nafıa Müsteşarı Naki tayin edilmiş, ruşa nakledecek, Sular idaresi de halka ehemmiyetle çalışıyorlar. İnsiltere dahi Nafıa Vekâleti Müsteşarlığına da eski otuz beş kuruşa verecektir. Londradan dönerken Kahirede toolman Ticaret Vekâleti Müsteşarı mühendis Arab Süudiye, Yemen ve diğer Arab Atabek hanı civarındaki Hüsnü getirilmiştir. Münakale ve Muhahükumetleri mümessillerine F'listin hakinşaat bere Vekâletine bağlanmış olan Denizkında yeni tnüsaadeler teklif Bahçekapıda yanan Atabek hanınm ijank kaldırılarak Denizbanka aid vazife etrafında tekrar bazı inşaata başlan Yahudi idarî teskilâtının başmda bulunan ler iki umum müdürlüğe taksim edilmiş mıştı. Belediye fen heyeti, inşaatı dur Weizman da Kahireye gönderilmistir. tir. Karada bulunan bütün deniz hizmet durmuş, bu sahanın Prost plânına teta Şimdiden doğrudan doeruya Arablarla leri limanlar, fenerler, tahlisiye, rıhtımlar, buk ettirJmpsini kararl^tırnıştır. anlasmak i<~in temasa ba'lamıstır. A\rnna ve romörkörcülük ile kılavuzluk daireleri, Harita şubesi ^^diseleri İnoriltere üe Fransanm sark ve Limanlar umum müdürlüğüne, deniz hatBelediye Harita subesi. îmar müdür : ''îm siyesetlerini hayli değiştirmis nluları, yakın sahillerde ve körfez hatları de lüğüne raptedilecektir. İleride İstimlâk yor. nizyolları umum müdürlüğüne bağlanmış şubesin n de İmar müdürlüğüne ba§lanMfharrem Feyzi tır. Limanlar Umum Müdürlüğüne eski ması düşünülmektedir. Doğru değil mi? Ali Çetinkaya Muhteîif yaralandı Dün saat 10 da Karaköyden Bfişiktas istikametine giden şoför Salâhaddinin ıdaresindeki otomobil, Haydar adında birisine çarparak zavallıvı muhtelif yerlerinden yaralamıştır. Şoför yakalan mıştır. C u m h u r i yet Abone şeraith Nüshası 5 knrnştur. Türkiye Haric için icin 1400 Kr. 2700 Kr Senelik 750 • 1450 Alb aylıfc 400 • 800 • Üe aylık 150 m Soktm Bix aylık